17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyel Maıbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirkeıi adına Nadir Nadi, • Genel Yaşın Vluduru: Hasan Cemal. Müessese Müdürü: fcmine l şaklıgil, Yazı İşleri Müdüru: Oka> Gönensin. 9 Yazı İşlcri Mudür Yardımcısı: Ahmet Korulsan. Haber Merkezi Müduru: Valçın Baver, Sayla Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. TAKVİM 7 Nisan 1984 Imsak: 5.02 Güneş: 6.31 Temsilcileı: ANKARA: Yalçın Dogan. İZMİR: Hikmel Çelinkaya. ADANA: Mehmel Mercan. • Servis Şefleri: İsıanbul Haberleri: Selahallin Guler, Dıs Habcrlcr: Krgun Balcı, Ekonorai: Osman Llagay, Kulıur: Aydın tmev. Maga/in: Yalçın Pek$en, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman. Düzellme: Refik Durbas Araşlırma: Şahin Alpay. İkindi: 16.49 Akşam: 19.41 Yatsı: 21.04 Buroiar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel: 189851253257. İdare: 183335. • tzmir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3. Tel: 254709131230 • Adana: Ataturk Caddesi, T.H.K. İşhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41. Cağaloğlu, İst. PK: 246İst. Tel: 5209703 Telex: 22246 Öğle: 13.11 Sıvacı korsan: Isveç'te iş bulınak için uçağı kaçırdım Soruşturmayı yürüten tstanbul Cumhuriyet Savcı Yardımcısı, sanığın herhangi bir örgüte bağlı olup olmadığımn araştırıldığını belirtti. Geceyi Istanbul'da otelde geçiren yolcular, dün sabah THY'nin DC10 uçağı ile Şam'a gönderildiler. Haber Merkezi CiddeŞam seferini yaparken Suriye uyruklu Hıdır Ahmet Mahles tarafından kaçırılarak Yeşilköy'e indirilen Suudi Arabistan yolcu uçağı ile ilgili soruşturma istanbul Savcılığı'nca sürdürülüyor. Birinci Ordu vc Sıkıyönetim Komutanlığı'ndan, kaçırılan uçakla ilgili olarak yapılan açıklamada, "sanık göz altına alınmış, sorgulaması yapılmaktadır" denildi. tstanbul Cumhuriyet Savcı Yardımcısı Nabi Köker'den alınan bilgiye göre 28 yaşındaki Suriyeli hava korsanı, ülkesine geri gönderilmek üzere Cidde'den uçağa zorla bindirildi. Duvar sıvacısı olan korsan Mahles, Stockholm'de arkadaşlan bulunduğunu, orada iş bulmak umuduyla uçağı kaçırdığını öne sürdü. Soruşturmayı yürüten Nabi Köker, "Sanığın herhangi bir örgüte bağlı olup olmadığımn araştırıldığını" belirtti. Önceki geceyi İstanbul'da Çınar ve Etap Marmara otellerinde geçiren 287 yolcu dün THY'nin bir DC10 uçağı ile Şam'a gönderilirken, Suudi Arabistan uçağı da saat 15.15 sıralarında Cidde'ye döndü. Yaralı üç yolcu da tedavileri tamamlandıktan sonra ülkelerine gönderilecekler. SIKIYÖNETİMİN AÇIKLAMASI Birinci Ordu ve Sıkıyönetim Komutanı Orgeneral Necdet Öztorun, dün olayla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: "5 nisan 1984 perşembe günü saat 15.00'te Cidde havaalanından 14 kişilik uçuş ekibi ve 287 yolcusuyla Şam'a hareket eden Suudi Arabistan Havayollarına ait FV 287 sefer sayılı f ristar tipi yolcu uçağı Stockholm'e kaçırılmak istenmiştir. Saat 16.30 sıralarında Şam'a inmeyerek, Türkiye hava sahasına giren uçağın pilotu önce uçakta arıza olduğunu beyan ederek, Yeşilköy hava limanına mecburi iniş yapmak istemiş, bilahare uçağın kaçırıldığını ve uçağm gerisinde müessif olaylar olduğunu, meydana ineceğini bildirmiştir. Meydanda her türlü güvenlik, sağlık ve müdahale önlemleri alınarak inişine izin verilen uçak, saat 18.40'da piste inmiş ve uygun bir kesimde kontrola alınmıştır. Kule aracılığıyla pilotla yapılan görüşmelerde, pilot kabininde elinde bıçak bulunan korsanın yakıt ikmali yaparak havalanmalarını istediğini, istediği yapılmazsa ucakta bulunan bombayı iafilakettireceğini bildirmiştir. Dışişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından Suudi Arabistan yetkilileri ile temas sağlanmış ve kendilerine uçağı kurtarmak için bütün imkânlarımızı kullanabileceğimiz bildirilmiş ve isteklerine göre, hareket edilerek uçağa yakıt ikmali yapılmamış ve kalkışına da müsaade edilmemiştir. Pilotun uçağı kaldırma girişimi uçağın önü kesilerek önlenmiştir. Saat 20.30 sıralarında bomba infilakına karşı uçağın emniyet kapılarını açması ve bazı yolcuların dışarı atlamalan karşısında şaşıran hava korsanı uçuş ekibi tarafından etkisiz hale getirilirken, uçağın çevresinde hazır tutulan özel güvenlik ekibi de uçağa girerek teslim almıştır. Yolcular ve uçuş ekibi güvenlik kuvvetlerinin gözetiminde emniyetle terminale taşınmış ve daha sonra otellere yerleştirilerek istirahatleri sağlanmıştır. Uça£ın emniyet kapılarından yere atiayan 3 yolcu hafif şekilde yaralanmış ve hastanede tedaviye alınmıştır. Uçağı kaçırma girişiminde bulunan hava korsanı Suriye uyruklu. Sam 1956 doSumlu Ahmet oğlu Hıdır Ahmet Mahles'dir. Sanık gözaltına alınmıştır, sorgulanması yapılmaktadır. Olay sırasında Yeşilköy'e gelen Suudi Arabistan Başİconsolosu da görevlilere ve yolculara büyük ölçüde yardımcı olmuştur. Uçak ve yolcular bugün (dün) gerekli bakım ve ikmalden sonra ülkelerine gönderileceklerdir. Olay süresince Yeşilköy meydanının diğer uçaklara iniş ve kalkışları için güvenle kullanılmasını sağlayan ve diğer meydan faaliyetlerini aksaksız yürüten meydan görevlilerinin, sağlık ekiplerinin Yeşilköy meydanında her türlü terörist hareketlere karşı kuUanılmaya hazır güvenlik kuvvetlerinin, bu kuvvetleri süratle ve zamanında takviye için gelen jandarma ve emniyet (Arkası 11. sayfada) Rahibe Teresa Kültür Servisi 1979 yılı Nobel Barış Ödülü'nü alan Rahibe Teresa, özellikle Hindistan'ın Kalküta kentinde kurduğu "bakım ocaklannda" yoksullara verdiği hizmetlerle tanınır. Bu yanıyla Papa'nın da büyük saygı duyduğu kişilerden biridir ve Kalolik Dünya'nın lideri tarafmdan çoğu kez yolculuklarına katılmaya çağrılmıştı. Rahibe Teresa, ayrıca tutuculuğuyla da ünlüdür ve doğum kontroluna, kısırlaştırmaya, kürtaja karşı çıkmıştır. Ama Rahibe Teresa'nın "Uniled News of İndia" gazetesinde çıkan konuşması Vatikan'ı iyice öfkelendireceğe benziyor. Bu konuşmada, kadınların da kilisede yüksek görevlere getirilmesini isteyen Rahibe Teresa ayrıca kadınların erkeklerden daha iyi birer din görevlisi olacaklarını savundu. Rahibe Teresa konuşmasını şöyle noktaladı: "Hiçbir erkek bir kadının verebileceği sevgiyi ve acıma duygusunu veremez. Hiçbir erkek benim sevdiğim gibi sevemez. Kadın erkekten her zaman daha iistiindür ve Katolik Kilisesi'nde onemli görevlere gecirilecek bir kadın bu işi erkeklerden daha iyi yapacaktır." 1979 Nobel Barış Odülü sahibi Rahibe Teresa feminist oldu BİR A YRINTI Kazılarda t.Ö. 570yıllarma ait bir lahitte işlenen aynntılı süslemeler de dikkatiçekti. Seramik lahitlerde yoğunluk çeşitli hayvan fıgürlerini kapsıyordu. Urla yakınlarındaki Klazomenai antik kentinde yapılan kazılarda M. Ö. 5 ve 6 yüzyıla ait insan iskeletleri, lahitler ve bu lahitlerde ölüler için bıraküan hediyeler bulundu. HİKMET ÇETİNKAYA tZMtR Dünyada ünlü 12 İyon kentinden biri olan Urla yakınlarındaki Klazomenai'de 1979 yıhndan beri sürdürülen kazılarda tarih açısından önemli olan lahitlerde M.Ö. 5. ve 6. yüzyıla ait insan iskeletleri ve ölü hediyeleri ortaya çıkartıldı. Arkeologlar, 5 yıldır sürdürülen kazı sonucu bulunan lahitlerin M.Ö. 530 ile M.Ö. 630 yılına ait olduğunu açıkladılar. Urla yakınlarında bulunan Klazomenai antik kenti kazı çalışmalan, 1979'dan bu yana Izmir Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce ortaklaşa olarak Doç. Dr. Güven Bakır başkanlığında yürütülüyor. Klazomenai kenti M.Ö. 3000 yıllarından Roma devri sonuna, yani M.Ö. 400 yıllarma kadar kesimisiz süreklilik gösteren kültür katlanna sahip bir yerleşim merkezi. Birçok uygarlıidara beşiklik etmiş ve dünyada ünlü 12 iyon kentinden birisi. Urla iskelesi çevresine konan yapılama yasağının bitmesine çok az bir süre kala, yok olmasının eşiğindeyken kazı çalışmaları başlatılmış, kent, koruma alanı içine alınmış. Kazı çalışmalarını sürdüren Doç. Dr. Güven Bakır, Klazomenai kentinde kazı çalışmalarının iki yıl daha gecikmiş olması halinde kazı yapma olanaklannın kalmayacağını belirterek şöyle konuştu: Urla'da 25 asırlık insan iskeleti bulundu Ifetkiti sendikalar pazartesi belü oluyor ANKARA (Cumhuriyet Bıirosu) İşkolları istatistiği uyarınca işkolu yetki barajını aşan sendikaların işyeri ya da işyerleri yetkisi için başvurulanna gelecek hafta başından itibaren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığf nca yanıt verilmeye başlanacak. Böylece toplu pazarlık masasına oturacak yetkili sendikalar belli olacak. tşkolları istatistiği gereğince kendi iş kollannda yetki alan ya da mahkeme karan ile yüzde onluk barajı aştıkları belirlenen sendikalar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na başvurarak, işyeri yetkisi başvurusuna başladılar. Yasaya göre, Çalışma Bakanlığı, kayıtlarına göre sendikanın çoğunluğu alması halinde, toplu iş sözleşmesi yapma başvurusunu.işyerindeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikasına ve işverene basvurunun alındığı tarihten itibaren altı iş günü içinde başvuru tarihindeki kayıtlara göre bildirecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığfndan edinilen bilgiye göre, toplu iş sözleşmesi yapabilmeleri için sendikaların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yaptıkları işyeri yetki istemleri, Devlet İstatistik Enstitüsü Bilgi Işlem Merkezi'nde değerlendirilmeye başlandı. Ancak, başvuruların yasaya göre altı işgünü içinde bildirilememesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bir hatası sonucu oluşmadığını bildiren Bakanlık yetkilileri, başvuruların aynı tarihlere denk gelmesinin çeşitli birikimlere yol açtığını, bu yüzden başvurulara yanıtlann bir süre geciktiğini belirttiler. öte yandan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sendikalar Yasası'nın geçici 6'ncı maddesi uyannca, elektronik bilgi işlem makineleri satın almak, sözleşmeli personel istihdam etmek için gerekli girişimleri başlattı. Bu çalışmalar temmuz ayına dek tamamlandığı takdirde, temmuz ayında yayınlanması gereken işkollan istatistiği Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'run kendi bilgisayarlarında belirlenecek. Kızılay Genel Kurulu yapıldı MEHMET ALTAN PARIS'ten Evren: Politika çarkına kapılan müessese yozlaşıyor ANKARA (ANKA) Kızılay Derneği'nin Genel Kurulu Ankara'da yapıldı. Cumhurbaşkaru Kenan Evren, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, herkesin kan bağışında bulunma alışkanlığını kazanması gerektiğini belirterek, sağlıkh her yurttaştan bir kere de olsa kan bağışında bulunmalannı istedi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, bu tür hayır müesseselerinin asıl amaç ye görevlerini bırakıp, politika ile uğraşmamalan gerektiğini belirttiği konuşmasında, "Gecmişte öraekleri görüldiiğii gibi politikanın çarkına kendini kaptıran müesseseler çabuk yozlaşmakta ve temel işlevlerini yerine getirememektediıier" dedi. Evren, Kızılay'ın bugüne kadar politikaya girmediğinı, bu ilkesini gelecekte de aynı titizlikle ve dikkatle devam ettireceğine inandığını belirtti. Kızılay'ın dünyarun en eski insancıl kuruluşlanndan biri olduğunu, savaş anında düşman askerinin bakım ve tedavisini de yaptığını söyleyen Evren, "Kızılay, hiçbir aynm gözrtroeksizin savaştan etkilenen sivil halkın bakım ve korunması için çaba gostermiştir" şeklinde konuştu. Robotlar çağı ve Smurf dansı İlk önce omuzlarınızı, sonra bir tek elinizi, daha sonra hafifçe başınızı hareket ettireceksiniz. Uzaktan bakanlara, oynatılmakta olan bir kukla izlenimi verdiğiniz an, başarılı olduğunuz kesinleşecek. Bir kez yavaşça başladıktan sonra, müziğin hızlanan temposuyla, hareketlerinizi çabuklaştırabilirsiniz. Daha sonra, yerde kendi ekseniniz etrafında dönecek, çeşitli figürler yapacak, ara sıra da, Hiiiiiip, hoooooop, hooooooop hiiiiiiip diye bağırmayı da ihmal etmeyeceksiniz. • * • Smurf dansı, "robotları tenimizde hissetmemize yardımcı oluyor ve vücudun teknikle olağanüstü güzellikteki karşılaşmasını" simgeliyormuş. Aslında, "robotları tenimizde hissettirecek" Smurf dansının ortalığı kapladığını görüp de, Fransa'da robottan geçilmiyor sanmak aldatıcı olur. OCDE'nin yayınladığı L'observateur adlı derginin temmuz 1983 sayısındaki sayılara göre, sanayileşmiş ülkeler arasında, 950 robota sahip Fransa sondan ikinci, arkasında ise 790 robota sahip Italya var. • * * Artık, Smurf dansı sayesinde, günlük yaşama iyice giren robotlar, Fransa'da solun, özellikle de François Mitterrand'ın başına bela oldu. François Mitterrand, ancak iktidar olduktan sonra, Fransa1 nın teknolojik gelişmelerde nal toplamaya doğru, hızla mesafe aldığını gördü. 21. yüzyıla, geri kalmış bir ülke olarak g'ırmemek için büyük çabalara gerek vardı. Ama bu çabalan, kapitalist bir ülkede, işçilerle, patronlar arasında eşit bir şekilde bölüştürmeye olanak yoktu. Çünkü, sermaye rahatsızlandı mı, yatırımlar duruyor, zaten pek kıpırdamayan büyüme oranları iyice geriliyordu. Önceki demeç ve görüşlerine rağmen, Mitterrand, robotları, daha genel deyişle "sanayideki yeni teknolojileri", sadece sermayeyi gözeterek Fransa'ya uygulama karan aldı. Zaten kapitalist bir ülkede, başka türlüsü de pek olanaklı değildi galiba. • * • Komünist Parti ise, robotlara karşı daha mesafeli duruyor. Robotların işsizliği arttıracağını değii, kalifiye elemanların ve yeni iş alanlarının açılmasına olanak vereceğini ıddıa ediyor. Ama bunun için ileri sürdüğü şart "büyümeye dönük" politikaların uygulanması. Ve sosyalistlerin, robotları sanayiye sokarken, işsizliğin artmamasına ve çalışanların alım gücünün azalmamasına dıkkat etmesini istiyor Ama kriz içindeki kapitalist dünyada, ülkeler birbirinin gözünü oyarken, yeni teknolojik gelişmelere ayak uydurmadan ve "nispeten iyi ödenen" emek gücüyle herkesin aklına Fransa1 nın rakip ülkelerle nasıl rekabet yapabileceği geliyor. • * * Aslında, robotların tartışma gündemine getirdikleri sorular bu kadarla kalmıyor. Üniversitelerden tutun da bakanlıklara kadar, robotlarla, çalışma dünyasının alacağı yeni şekiller de tartışılıyor Ama, genede en yaşamsal sorular, yukardakiler, kapitalist bir ülkede sol olarak teknolojiyi yenilersen işsizleri ne yapacaksın? Eğer yenilemeyip de çalışanların alım gücünü düşürmeğe ve yükseltmeye dikkat edersen, rakıplerle nasıl rekabet edip, çağı nasıl kaçırmıyacaksın? Galiba en iyisi, yollara koyulup, smurf yapanların arasına katılmak: Hoooop, hiiiiip, hiiiiip, hoooooop. tNSAN İSKELETİ Vrla'daki kazılar sırasında antik kentte bulunan lahitlerden bazılannda insan iskeletine rastlandt Bulgular kentin seramik yapımında hayli ileri olduğunu gösteriyor. Klazomenai'de lahit yapımında seranv'ğin yoğun olarak kullanüması kazılarda ortaya çıkan bir başka gerı,ek... "İmar planından sonra buralara evler dolacaktı. Biz burada bir araşlırma kazısı yaparak sonuçta uzun vadeli ve sistemli bir kazı yapılması gerektiğine karar verdik. Klazomenai kenti çok geniş bir zaman dilimi içerisinde gelip geçmiş pek çok kültiiriin bulunduğu ender larihi kentlerden birisidir. Biz burada en eski diye bilinen 1. Truva kenli ile çağdaş bir yerleşim bulduk. Bunun daha da eskiye gitme olasılığı var. Ancak o kadar derine inemedik henüz." Klazomenai kentinin bir başka özelliği ise, M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren düzenli bir kent planına sahip olması. Eldeki bulgular, kentin paralel ve birbirini dik kesen caddelerden oluştuğunu ve eşit alanları içeren adalann bunların içinde yer aldığını gösteriyor. Klazomenai kentinin uygarlığa öncülük etmesinin yani sıra, sanat etkinliklerinin de merkezi olması kazılar sonucu ortaya çıkan bir başka özellik. Kentin seramik üretiminde başı çektiği, hem lahitlerden, hem vazolardan, hem de çömlekçi fırınlarından anlaşılıyor. M.Ö. 6. yüzyıl dolaylannda Lidya Kralı Alyattes'i bozguna uğratmalarına bakılırsa, kentin üstün bir askeri güce sahip olduğu da açığa çıkıyor. M.Ö. 546'da Pers istilası ve Persler'e karşı İonya ayaklanması sırasında kent halkının Karantina Adasına sığmdığı, yapılan kazılar sonucu elde edilen bulgularla kesinlik kazanıyor. Tarih öncesi M.Ö. 30001000 dönemlerine ait olan kent ise 1. Truva kentinin surlarıyla boy ölçüşecek boyutiarda ve sağlamlıkta. Doç. Dr. Güven Bakır, Klazomenai antik kentindeki kazıların 19211922 yıllarında Yunan işga!i sırasında arkeolog Eikomonos tarafından yapıldığını ve 80 kadar lahitin ortaya çıkanldığını söyiüyor. Dünya nüfusu 1988'de 5 milyara ulaşacak ABD'deyayınlanan Dünya Nüfusu Verileri adlı rapora göre gelişmiş ülkelerde insanlar 73, azgelişmişlerde ise 58 yıl yaşıyor. Rapora göre azgelişmiş ülkelerde doğum oranı düşmekte, fakat ölüm oranlarının daha h;zla düşmesi, dünya nüfusundaki artışta başlıca etken. Azgelişmiş ülkelerde doğum oranı (ortalama °7o 3.3), gelişmiş ülkelerdeki oranın (% 1.5) iki katından daha yüksek. Araştırma Servisi ABD'de dünya nü Azgelişmiş ülkelerde, gelişmişlere nazaran fusu ile ilgili araştırmalar yürüten bir kurum yedi defa daha fazla doğum olmakta. Gelişmiş ülkelerde kadınlar ortalama tarafından yayınlanmakta olan World Population Data Sheet (Dünya Nüfusu Verile 2'den daha az, azgelişmiş ülkelerde ise 45 ri) adlı raporun son sayısma göre, dünya nü çocuk doğurmakta. Bu yüzden azgelişmiş fusu önümüzdeki beş yıl içinde beş milyara dünyanın nüfusu önümüzdeki 32 yıl içinde ulaşacak. 1983 ortasında dünya nüfusunun iki katına çıkacak. 4.67 milyar olduğu hesaplanmaktaydı. Gelişmiş ve azgelişmiş ülkelerde ölüm oranlan birbirine yakın düzeyde: Sırasıyia lo 1.0 ve °7a 1.2. Ancak çocuk ölüm oranları azgelişmiş ülkelerde çok daha yüksek. Azgelişmiş ülkelerde doğan her 1000 çocuktan 93'ü; gelişmişlerde ise yalnızca 19'u ölüyor. Gelişmiş dünyada insanlar ortalama 73, azgelişmişlerde ise 58 yıl yaşıyor. Gelişmiş ülkelerde ktşi başına düşen kalori arzı, insan için gerekli olan asgari miktarın ""o 134'ü kadar: yani yeterliden üçte bir daha fazla. Oysa azgelişmiş ülkelerde bu oran % 101, yani kişi başına düşen kalori arzı ancak veterli. Akıman: Yunanlılar izin almak koşuluyla Türkiye'de çahşabilir ANkARA (Cumhuriyet Buro.su) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nazmi Akıman. önceden gerekli izni almak koşuluyla Yunanlıların Türkiye'de çalışabileceklerini açıkladı. Akıman, Yunanlıların vizeden muaf olarak Türkiye'ye gelebilmelerine olanak veren kararnameye ilişkin olarak yaptığı açıklamada kararın, Türk hükümetinin Yunanistan'a karşı gütmeyi arzuladığı dostluk politikasından kaynaklandığını söyledi. Akıman'ın açıklaması özetle şöyle: "Bu karara göre, Vunan uyruklular, turistik amaçlarla, \ize alınmasına gerek olmadan, serbestçe Türkiye'ye gelebileceklerdir. Yeni uygulama, Yunan uyruklulara, daha önce gerekli müsadeyi almak kaydı ik, Türkiye'ye çalışmak amacı ile gelmek imkânını da vermektedir. Bu hıısuslarda tum yabancıların Türkiye'ye giriş ve ikamellerinde mevzuatımıza göre tabii oldukları kayılların Yunan uyruklular için de geçerli olacağı tabiidir." Gümrüge terk edilen 80 otomobil satılacak Kuzey Güney diyalogunda Türkiye'yi Kâmran Inan temsil edecek LİZBON, (ANKA) Kuzey Güney diyaiogunun geliştirilmesini amaçlayan toplantı 911 nisan tarihlerinde Lizbon'da yapılacak. Bu toplantıda Türkiye'yi Kâmran İnan temsil edecek. Avrupa Konseyi tarafından düzenlenen toplantıda, Batı Avrupa ülkeleriyle, kalkınmakta olan ülkeler arasındaki diyalovc içbirliğinin geliştirilmesi kon ları üzerinde durulacak. Toplantıda Portekiz Başbakanı Mario Soarez, Danimarka Dışişleri Bakanı liffe Ellemann Jensen, Portekiz Dışişleri Bakanı Jaime Gama ile Hollanda Kaikınma ve İşbirliği Bakanı Egje Schoo toplantıda birer konuşma yapacaklar. İSTANBUL (THA) Yakla şık 2 yıldan bu yana gümrüğe terk edilmiş durumda olan 80 otomobilin açık arttırma ile satışa çıkartıldığı bildirildi. İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğü Haydarpaşa Gümruk Müdürlüğü'nde devlet maJı haline gelen toplam 80 aracın satışına 15 mayıs 1984 günü 20 araçiık partiler halinde başlanacak. Açık arttırmanın TCDD Haydarpaşa Liman İşletmesi Müdürlüğü'nde yapılacağını bildiren yetkililer, isteyenlerin satış kurulundan izin alarak TCDD Liman Işletmesi Müdürlüğü ambarlarında araçları görebileceklerini belirttiler. . J ayırmalarma neden oluyor. Geçtiğitniz çarşamba günü, Bremen kentinde işsizler, boyunlannda "lchfahre schwarzArbeitslos" (Bedava seyahat ediyorumlşsiz) yazılıpankartlarla şehir içi otobüslere bindüer. tşsizler, bir süreden beri, şehir içi yolculuğunu para ödemeden yapmak için, kendilerine özel kart verilmesini istiyorlar. (Fotoğraf: AP)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle