17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CVMHURİYET/8 TÜRK TUTUMJNUN GELECEGI MÜFİT İLTER ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI 4 NİSAN 1984 Yılda 65 milyon küo tütün tüketiliyor Türkiye'de 1177 sayılı Tutun ve Tutun Tekeli Kanunu'na gore, yurt içınde tuketim amacıyla sigara ve tutün urunlerinin uretimi, bu maddelerin ithali, satışı devlet tekeli altındadır. Bu ıtıali bır monopoldür. Monopolun kurulmasından amaç, vasıtalı bir vergiyi bir devlet kuruluşu eliyle tahsildir. Bu rejimin tutune uygulanmasının nedeni, bu maddenin çok geniş bir tuketici kitlesine hitap etmesi, genellıkle kullanımının artma halinde uretim ve dağıtımmın merkezleştirmeye elverişli olması, ağır \ergiyi taşıyabilir ve vergı gelırınin guvenlik ıçinde optimal bir duze>de tutulmaya elverişli bulunması gibi koşulları bunyesınde toplamasıdır. Monopoller, zamanla ve bır zorunluluk altında oluşmuşlardır. Bugun çeşitli ulkelerde 30 kadar tutun monopolunden büyuk bir kısmı Akdenız havzasında kümelenmıştır. Bu bolge halkı, Latinler ve Latın kulturunun etkisi altındaki topluluklar, karakterleri gereği genellikle vergi vermeyi sevmezler, kaçakçılığı büyuk bir ayıp saymazlar, yakalanmayan kaçakçılar bunların gözünde itibarlı kişilerdir. Bu nedenle, bu bölgede tütüne konan çeşitli vergilerin eksiksiz toplanması için yıllarca uygulanan çeşitli yontemler doyurucu sonuç vermemış, sonuçta devlet tekelinin kurulması zorunlu görulmuştur. Türkiye'de de böyle olmuştur. lltızam devri, bandrol sistemı, reji senetleri, ozellikle tutun yetiştiren yurdumuzda hiçbir zaman istenıleni vermemiştır. Ancak Cumhuriyet'in ilanından sonra ulkede ciddi ve sağlıklı bir tütün endustrisine, güvenli vergi toplama olanağına kavuşulmuştur. Tutunun, monopol rejimindeki uîkelerde olduğu kadar ağır giimruk ve gider vergilerine tabi bulunduğu AngloSakson ulkelerde monopol sistemine gidilmesıne gereksinme duyulmamıştır. Dunyada 4.575.988 hektar alanda 6.771.071 ton tutun yetişlirilmektedir. Bunun 491.524 tonunu, ayrı bir ozellik taşıyan ve ününu yuzyıllardan beri surduregelen Doğu tipi tutunler oluşturmaktadır. Bu rakamın tek iaşına °/o 42'sinı Turkiye üfftgıekte, geri kalanını da Yunanistan, Bulgaristan ve Yugoslavya paylaşmaktadırlar. Yurdumuzda 5.175 koyde 382.000 ekici, aileleriyle birlikte 1.5 milyon kişi 206 bın hektar arazide yetişen bu bitkinin gelırıyle geçınmektedir. Turkiye tutun endustrısinde, özel kesim dışında yaprak tutun işleme ve bakimevleri dahil, sürekli 28.952, geçici olarak 7.877 olmak uzere toplam 36.829 tekel isçisi çalışmaktadır. ÖzaPla bir söyleşi... Başbakanlık konutunda alt katta, biz daha "günaydın" der demez başladı yorumlamaya Turgut Bey: ... Büyük kentlerde, SODEP hariç diğer partiler yok. Ankara, Istanbul, İzmir, Bursa... Hatta Bursa'da bile çok azlaryani. Eski kalelerıydi. Eski kaleleri olan yerlerde... Hemen hemen değişti kaJeler yani. Mesela Kütahya en sağlam yerlerden bindir. Kütahya'da bizim reyımiz yüzde elli beş filan civarında. . (Kenan Mortan araya girdi, "Ama sız rejimi bozdunuz kam panya süresince" dedi.) Dikkat edeceğız bundan sonra... (Üst katta kahvelerimizı içmiştik. Özel Kalem Müdürü Tevfik Bey, "Yirmi dakika görüşeceksiniz" demişti. Sorulara girmeden bir peşrev mı yapsam?) Konya Lisesi bırinci sınıfta okuduğunuz sırada numaranız kaçtı? Vallahı numarayı hatırlamıyorum, 31 miydı neydı? Numaram 152'ydi, Mehmet Türkvan'ın 367, Muzaffer'in 368. Doktor olan mı? Evet. Benim hatınmda yanlış kalmadıysa, bir 31 numara hatırlıyorum. Acabaöyle miydi? Gittim Silifke'ye, bizim ılkokul mezuniyet notlannı çıkardılar. Ondan sonra Maden'e gittim, ortaokulu orada bitirmişım. Onlar da çıkardılar. Kayseri'de çıkardılar. Bir Konya eksik kaldı! Fransızcanız nasıldı? Fransızcam iyiydi... Mustafa Bey'di değil mi, Mustafa Yenisey Fransızca öğretmeni? Vallahi şimdi hiç hatırlamıyorum. Bır güzel matematık hocamız vardı, gözlüklü. Faik Hoca... Evet Faik Hoca! Müdür Süleyman Bey değildi de matematik hocası oydu. Müdür de, o da çok iyı matematık hocasıydı. Faik Hoca, Cemal Nadir'in "Amcabey"\ne benzerdi. Tombalak. İki lafının biri, "eşek'ti. Müdür Süleyman Acar, okulda disipliniyle tanınmış bir eğitımciydı. Bir ondan bir de kapıcı Hasan Ağa'dan korkardık. Süleyman Acar'ın şu sözü belleğımde kalmış: Saygı göstermeyen saygıya layık değildir! (Turgut Bey, Kenan Mortan'a bizim hababam sınıfının tıpkısı sımfı anlatıyor). Bız çok ufaktk o zaman; yeni ben ortaokulu yeni bitirmişim. Sınıfın ufakları arasındaydım. Recep Peker'in oğlu vardı, sınıfta hatırlar mısın'' Can, Can Peker... Biz yatılıyız. Mersin'den gelmişti, Mustafa diye bir çocuk vardı, ona "baba" derdik. Biri daha vardı, o da nereliydı? Bunlar bir kavga ettiler... Bir tarih hocası vardı, adı neydi? Voronof! (asıl adı Doğan Bey'di. Saçları döküktü. gençlik aşısını bulan Rus asıllı Voronov'un adını hocamıza neden takmıştı arkadaslanmız bilmiyorum. Herhalde, genç yaşta saçlannın dökülmüş olmasından...) Voronof Voronof, saçları dökuk! Ben bir şey sorayım, neden sizın saçlarınız siyah da, benimki beyaz? (gülüşmeler). (Unutmadan söyleyeyım, tarıh öğretmenı Doğan Bey, özel yaşamında da öz Türkçe konuşur, yeni sözcüklerı kullanmaya titizlik gösterirdi. Bir gün öğrenciler arasında bır voleybol maçında, hocahakemdi. Herkesgıbı, "dahil", "hariç" demez, "içeri", "dışan" derdı. Türkçe öğretmenimiz, hem Mustafa Çetiner, hem Cevdet Ekemen ikısiydı. Mustafa Çetiner: Sandalyeyi ayağınızın altına alırsanız sızi yükseltir, başınızın üstünde tutarsanız sizı alçaltır! derdi...) (Turgut Bey, bizim okul anılarını anlatıyor, Kenan Mortan da dinliyordu). Voronof gelir, bunlar etüdde kalkartar, yerierinde oturmazlar. Recep Peker'in oğlu Can Peker, öbürü şımdı adını unuttum. adı Mustafa'ydı Mersin'den gelmişti. Biri de nereliydi? Böyle... Tıraş olurlardı onlar. Biz öyle tıraş mıraş olmazdık. Böyle bayağı tıraş olurlardı. Yaşlı çocuklardı, kadın kız hikâyeleri anlatırlardı. Öyle hatırlıyorum Bıztabii ders çalısamazdık, sıkılırdık. Hocalarla kavga ederlerdi. O, Voronof'u filan epeyce sıkıntıya soktular. Recep Peker, aldı oğlunu oradan sonra. İçişleri Bakanı'ydı Peker o zaman, galiba? Evet, çok sıkı okul diye oraya yollamış. Haşarı bir çocuktu. Sağ mı acaba şimdi o? Öyle duydum, sağ diye... (Fransızca hocası Mustafa Yenisey'in takma adı "C'estça''ydı. Yanıtı beğendi mi, "tamam, doğru" anlamına "c'estça! bon!" derdi. Adamın adı, ondan sonra "Sesa" kaldı. Daha sonra Nihal Hanım'da okuduk. O da bızden az çekmedi!) (Bu kadar peşrev yeterdı. Sorulara gırmelıydık. Ilk soruyu, kıyısından özgürlüklere getirsem, diye düşünüyordum; "Efendim, hani nasıl söyleyeyim, ben bir gazeteci olarak çok zaman sıkılıyorum. Basın özgürlüğü geniş tutulsa, yöneticiler, sizler de gerçekleri öğrenmiş olmaz mısınız? Kişisel kanım bu..." Turgut Bey, yanıtlıyor:) Vallahi bu, birkaç yerde bahis konusu oldu: Hatta bir dava münaşebetıyle buraya çok gelen gıden oluyor; bana da soruyorlar: İşte siyasi bir konu. Adnan Menderes meselesi de oradan çıktı. Yanı, siyasi suç tarifi; böyle, siyasi suç tarifi yok kı kanunlarımızda. Bu siyasidir, öbürü gayrı siyasidir. Türk Ceza Kanunu var... "Bakın, dedim. bu kanunlar da yeni değil, 1936'dan bu tarafa var." 1950'lerde de, hatta çok iyı hatırlıyorum, "Çiçek Palas" hadiseleri filan oldu. Bizim bir iki tanıdığımız da gitti, hem de uzun, bayağı sekiz on sene mahkum oldular. Ondan sonra Turkiye bir devreye gelmiştir, o devrede aynı suçlardan insanlar hiç mahkum olmamışlardır... Doğru... Bu bir anlayış meselesi olarak geldi; sonradan tekrar bu işler hızlanınca, bu kanunlar bir nevı tatbikata konuldu ve dikkat ederseniz Anayasaya kadar da gırdi. 141142 Anayasada da var. Şimdi, biz bunların nesini affedeceğiz, dediğiniz anda problem karşınıza geliyor. Bu bir kere basın suçu değil ki, haydi basın suçu olsa kolay... Atatürk biliyorsunuz, kendisinin canına kıyma girişiminde bulunanları dahi affetti. Bağışladı. "Yüzellilikler" onuıi sağlığında onun imzasıyla affedildiler. 1938'de yurda döndüler. Nâzım Hikmet dahil. 1950 affı. DP'nin iktidara gelmesinden sonra çıkt. CHP hazırladı, ama af yasasını demokratlar çıkardı. İsmet Paşa da af çıkardı. Eski demokratlann siyasal haklarını verdi. Güçlü iktidarlar affedebilirler, gibi bir kanı var bende. Şimdi ellerinizi başınızın üstünde bırleştırip, güçlülük işareti yaptığınıza göre, bu konuda ne dersiniz, btr hazırlık düşünür müsünüz? Burada tabii şöyle bir hadise var; birisine aynen şöyle dedim: "Bakın, Türkiye'nin tecrübesi var bu konuda. Kötütecrübesi var, iyi tecrübe olsa mesele yok. 1974 affı..." Ben o kanıya katılamıyorum! Neyse, bir kötü tecrübe var. Yani asgariden o şekilde büyük bir kıtle onun kötü bir tecrübe olduğuna inanmış, tamam mı? Yayıldı, yahut da öyle yayıldı... Yanı, kabul etmeseniz bile böyle geniş, yaygın bir kanaat var. Bir bu hadise var ortada, geldiğimiz bir takım noktalar var; geçirdığimiz bır dönem var. Şimdi bir şey yapılsa bile, dıyorum, çok iyi düşünulmesi lazım. Yani rastgele, alelacele bir şey yapılamaz. Ama nasıl yapılacak? Bana sorarsan, benim bugün şu anda, şöyle bır fikrim var, böyle bir fikrim var, diyemem. Bazı şeyleri incelememız lazım... İncelemiş olmak da bir adım sayılmaz mı? Olabilir tabii, «nceleyeceğiz.. Bazı şeyleri inceleyeceğiz. (Kenan Mortan, ekonomıyle ilgıli sorularına hazırlanıyordu. Söyleşi bır saat sürdü...) Turkiye pazarına giriş, yerli özel sektörün işbirliği ile sağlanırsa çok daha olumlu sonuçlar kolaylıkla elde edilecekti. Çok uluslu şirketler emellerine kavuşacaklarmdan o kadar emindiler ki, Türkiye'de Virjinya tütünü ekimine elverişli bölgeleri gezmeye başladılar. Yerli holding ve güçlü firmalar bakımından, Türkiye'de tütün sanayi koluna el atmak, ozellikle yıllardan beri değişik alanlardaki faaliyetlerini guçlükle sürduren kuruluşlar için, çok çekici bir girişim idi. Bu durumda, Amerikan sigara sanayii için yapılacak iş, yeni pazarlar bulmak, buralardaki halka Virjinya zevkini aşılamak idi. Bunu son savaşta Avrupa ve ozellikle Almanya'da başarı ile uygulamışlardı. Turkiye pazarına giriş, yerli özel sektörün işbirliği ile sağlanırsa, çok daha olumlu sonuçlar kolaylıkla elde edilebilecekti. Bu çokuluslu şirketler emellerine kavuşacaklarmdan o kadar emindiler ki, Türkiye'de Virjinya tütunü ekımine elverişli bölgeleri gezmeye başladılar. Fabrika ve ortaklıklar kurmak içİD yerli holdinglerle ön anlaşmalar bile yaptılar. 1977 yılında başlayan Türk içim zevkini değıştırme operasyonu, o tarıhte ülkenin'ıçinde bulunduğu bunalımlı gunlerin katkısı ile umut verici bir gelişme gösterdi. Yurda büyük ölçüde kaçak sigara sokmak taktiği ttalya'da çok başanlı sonuçlar vermişti. Sınır kapılarımız, yıllarca kaçakçıların kaynaştı alanlar oldu. Kıyılanmız serbest limanlara donüştü. Kaçak tutarı, kasten, olduğundan daha fazla gösteriliyor, bunun 8 milyon kilo sigaraya ulaştığı öne surülerek Devlet Hazinesi'nin ne denli zararlara sokulduğu vurgulanıyordu. Türk toplumu, ömrunde iş>tmediği yabancı sigara markalarının isimlerini, yollarda köşe başlannı tutan genç satıcıların çığlıklarından öğreniyordu. Bu arada, Tekel idaresının yeterli uretim yapamadığı, sigara kalitesinin iyi olmadığı, bundan dolayı da kaçağın arttığı, halkın içim zevkinin değiştıği gibı nedeni, etkenlerı ve doğruluk derecesı araştırılmadan ortaya atılan iddialann asıl amacı Türkiye'de tütundeki devlet monopolunu kaldırmak ve yerine iç ve dış holdingîerin tekelini yerleştirmek ıdı. Dunyada mevcut devlet monopollerinden hıçbiri, şimdiye kadar kaldınlamamıştır. Son derece sanayileşmiş ulkeler bile, bu yola gitmeyi duşünmemişlerdir. Tekel ıdaresinin, ıç tüketime yetecek miktan sağladığı, kaliteyi en az komşu ülkelerin urünleri düzeyine cıkardığı, kaçağın normaJ smırlar içine sokulduğu 12 Eylül Harekâtı'ndan sonra bu konuda ışlenen tema ise, turistlerin tatmini, dış ulkelere sigara ihracatı, toplu konut ınşasma gereken paranm, devlet bütçesine yük olmadan sağlanması olmuştur. Yurdumuz giriş kapılarındaki 'freeshop'lar, Avrupa ve Amerıka'da hava, kara ve deniz giriş kapılarında olmayan bir sisteme esasen sokulmuştu. Yurda her giren kişiye normal olarak alabileceği 200 sigaradan başka, yasaya aykırı olmasına rağmen, zamlı bir fiyatla, 500 sigara daha alma olanağı tanındı. Sigara dışsatımına gelince; dunyada sigara dışsatımı, tüm üretimin Vo 8'i dolayındadır. Resmi Amerikan istatistiklerine gore, 1979yılında71 ülkenin ihraç ettiği 315 bin ton sigaradan % 43.12'si Ortak Pazar ülkelerinin kendi aralarındaki sevkiyatını, °7o 20.63'ü de Bulgaristan'ın COMECON birliğine ve Doğu ülkelerine gönderdiklerini kapsamaktadır. Geri kalandan °7o 25'i Amerika Birleşik Devletleri'nin ve r o 5.28'i, Isviçre'ye yerleşmiş genellikle Amerikan firmalannın sevkiyatmı içermektedir. Nihayet, bunların dışında kalan 67 ülkeye yapılan ihracat 46.169 ton sigara C*o 14.66)dan ibarettir. Bu da ülke başına birkaç yuz kilo ile 12 ton arasında değişen bir dış pazarlama potansiyehne eşittir. Dunya sigara pazarlarının açık ya da kapalı bir şekilde savaş alanına çevrildiği günümüzde, yabancı firmaların ya da yerliyabancı ortaklıklann kendi tütün çeşitleriyle üretecekleri ürünleri sürekli olarak ihraç edecekleri yolundaki vaatlere inanmak fazla iyimserlik olur. Esasen yasalanmız, dışsatım amacıyla sigara üretimine engel değildir. Ancak iç piyasaya dayanmayan bir sigara endustrisinin iflasa mahkum olduğu da bilinen bir gerçektir. Nitekim, yıllar önce, doğu tutünunün rağbette olduğu dönemlerde, Istanbul'da kurulan Boğaziçi fabrikası, kısa bir faaliyetten sonra, araçlarını Tekel'e devretmek zorunda kalmıştı. 1.5 MlLYONKÎŞt Ülkemizde 5 bin 175 koyde, 382 bin ekici, aileleriyle birükte 1.5 milyon kişi tütün geliriyle geçiniyor. yatları toplamı yılda 210 milyar liraya yaklaşan 65 milyon kilo dolayında sigara ve tütün urünü satılmaktadır. Dunyada uretılen yaklaşık 5 milyar kilo sigara ve benzerlerinin satış fiyatlan, dünya ortalamasına göre çok düşuk olan yerli uretimimız fiyatlan ile değerlendirilse bile, bu endüstri kolunun en azından vılda 16 trilyon Türk Lirası tutarında, son derece geniş bir pazara hitap ettiği görulur. Tütun endustrisi fiili monopollere yo! açan bir sanayi koludur. Pazarlar, açık veya kapalı bır şekılde paylaşılmaktadır. Son dünya savaşını izleyen gunlerde, Alman sigara endustrisine yabancı firmalarca el konulmasından önce, federal cumhuriyette tüketimin % 80'ini karşılayan tek kuruluş vardı. Bu şirketin tutün dahndaki tekelini onlemek için Alman hükümeti yıllarca küçük işletmelerı paraca desteklemek zorunluğunu duymuştu. Bugun Amerika Birleşik Devletleri'nde >ılda tuketilen 617 milyon kilo tutunun % 90'ı >alnızca 7 dev fırma tarafından üretilmektedir. Tütunde devlet monopolu rejimini yüzlerce yıldan beri surduren ülkelerden İtalya ve Fransa, yabancı sigaraların istilasına uğramış ülkelerden yalnızca ikisidir. Buralarda. ılk yıllar oz pazarlannm ""o 12'sini kaybeden tutun işletmeleri bugun uretimlerinın °?o 40'ını elden çıkartmış durumdadırlar. Rekabetin ne fiyata ve ne de kaliteye en ufak etkisi olmamıştır. Ortakpazar'a dahil olan ve tütunde serbest rejimi uygulayan komsu ulkelere yerleşen Çokuluslu firmalar bu ikı memleketin tütün ekimini ve tutun endustrisini son derece güç duruma sokmuşlardır. Her ıki monopol, bütün karşı koymalarına rağmen, Ortakpazar Roma anlaşmasının 37. maddesindeki ticari monopollerın giderek kaldırılacağı hukmü karşısında ulkelerini, öbür Ortakpazar uyesi ulkelere yerleşen firmaların urünlerine açmak zorunda kalmışlardır. Bu iki devlet monopolu, Roma anlaşmasının bu maddesine giren ticari kelimesine sarılarak, tutun ve sigara fabrikalarının tamamıyla kapatılması tehlikesinden, işlemlerinin ticari değil, sınai olduğu gerekçesiyle, kendilerini zor kurtarmışlardır. da ve reklam kampanyalan açarak arttırılabileceği ya da 65 milyon kiloluk tuketimden büyük bir kısmmın ele geçirilebileceği duşünulüyordu. Böylece, kendi ana uğraşıları için gerekli olan canlı parayı, aile bankalarını fazla zorlamadan, sigara satışlarından gelecek olan kârlarla sağlamak ve ayrıca ertesi ayın ortalarında ödenecek" olan gider vergisinı de ucuza kullanma olanağı yaratılacaktı. > Nihayet, varsayıma dayalı hesapların, yılda 3 milyar 250 milyon lıralık bir kazanç sağlayacağını gostermesi, yatırım olanaklanna sahip olduklannı iddia eden sermayedarların, pazan hazır, geliri emin sigara sanayiıne ilgısini fazlasıyla çekiyordu. Dış kuruluşlar, ozellikle dev Amerikan firmaları açısından, Turkiye dunyada fethedemedikleri son kalelerden biri idi. Bu pazara girmeleri hem prestijleri hem de çıkarları açısından zorunludur. Çünkü Amerika iç tüketimi bir ara duraladıktan sonra, son yıllarda duşmeye başlamıştır. Dışsatımları 1982 yılının 11 aylık döneminde 68 milyon kilo iken 1983'ün aynı döneminde 56 milyon kiloya inmiştir. Yaprak tutun stokları 1975 yılında 1.8 milyar kilo iken, bu mıktar her yıl artarak 1983'te 2.3 milyar kiloya çıkmıştır. Birçok şirketler, bu düşuşü telafi etrnek ve cirolarını belirli bir duzeyde tutabilmek için alkollu içki sektorune, biskuvi sanayiine, otelciliğe hatta gazozculuğa yönelmışlerdir. Yılda 3 nıilyarı aşkın kazanç Turkiye 50 milyona yaklaşan nufusu ve 65 milyon kilo tutun ve sigara tüketimi ile dış ve iç sermayedarlar için ele geçirilmesi yolunda her türlü çareye başvurulmaya değer bir pazardır. Yerli holding ve guçlü firmalar bakımından, Türkiye'de bu sanayi koluna el atmak, ozellikle yıllardan beri değişik alanlardaki faaliyetlerinı guçlükle sürduren kuruluşlar için çok çekici bir gırişim idi. Tutün tekelinin bugün sağladığı 65 milyon kilo satışın, piyasayı zorlayarak, etkin propagan Geniş bir pazara hitap ediyor Ülkemizde, perakende satış fi Yarın: Dünva tekeli kurabiliriz 528 66 29 522 89 97 TIY\TROGOSTERI ai poyrazoğlu tiyatrosu kenter tıyatrosunda El ««£ egemen bostancı sunar DEVEKU5UK\BARE AlÂŞfö AİOTSAR DOSTLAR TIYATROSU BRECHT. bizim tiyatro üaküdar/tH 333 06 18 küçüklere de/büvüklere de son 3 hafta veGUL karmen Yerli TARZAN Yöneten: Genco Erkal ş 1900 CtPz 150C1830 yazan yoneten zaier dıpe' c.tesipazar 11.00 HAOI ÇAMAN 7 TEPE OYUNCULARI «adıko» HaHı E#ıtıtn Mnkeıı 336 12 00 HARBİYE KONAKSİNEMASINDA Yenitelefon I •Son oyunlar "•«V Hadi Çaman SalıPerş 21 15. C tea 13 00 numaramız Istanbul Devlet Opera ve Balesi DANS VE EZGİ Üc Moöem Bale 6 nısan cuma saat 18 30 Beyoğlu KUCUK SAHNE D£ ÖRTAOYUNCULAR 143 64 17 144 43 27 FERHAN ŞENSOY'un 140 54 58 Pazartesı harıç hergun 22.00 Cumartesı • Pazar 18.00 • o..MUŞFİK KENTER «o.. o,.c K O R H A N ABAY • Carş 1800 Cuma 2130 Ctesı Pz 14 30 1700 NEDIRKI.. c carşamba 15 3021 15 Salı '8 30 Pers 15 3C YALNIZLAR PARKI Yazan: Tuncer Cücenoğlu Yöneten: Levent Kırca KADINCIKLAR Suadiye ATLANTİK SİNEMASf NDA LEVENT KIRCA TİYATROSU MEHMET ÇAPAN "Türkülerle Söylemek" 7 Jtisan C.tesi Saat 12.00 Kızıltoprak Kent Sınemasmda 336 96 12 Bıletler satışa cıkarılmışîır Tum basm mensuplar davet"S' Yazan: Güldüru Uretim Merkezi YARASA Operet 3 perde 7 nısan cumartesı saat 20 00 (Bu temsıle aıt bılefler satılmıstır) 12 nısan perşembe saat 20 00 J Mrauss ŞAHLARI D A İ VURURLAR Perşembe Cuma Cumartesı Pazar 18 30 18 30 15 30 15 3C 2i 00 18 30 18 30 Gündüzleri smema oynamaktadır AQUA 'Folk Konseri' Enis Fosforoğtu Tiyatrosu'nda 5 msan 1964 perşembe saat 1730 Bıletler Tiyatro gışesmde saMmaktadır ankara sanat tiyatrosu Kareografi: Sait Sökmen Müzik: Grup Gündoğarken GÖNEYLİ BİLGESU ERENUS | f i | K Oyunculaı: Levent Kırca, Alev Sayın, Ece Orge, Melahat Özekit. Dursun Ali Sarıoğlu, Ferdi Akarnur, Mehmet Güney, Ay4ın Tolan, Yavuz Kumcay, lurhan Gökban, Setik Avcı, Mustafa incesu, Berler fiünay. üaııCarvPersCuma 21 30 Ctsı 18 30' 2130 Pazar 1830 IBAYAN 5Sîz SalıCaıj 21 00 Perş CbTia 19 00 Cumt '9 30 21 30 Pa?ar 'Q "V) KAT Tel: 355 43 70 Ybnoter: RUTKAY AZIZ Çev. DüzGiyjı YUCELTANYERI KERTER TtYATROSU'MDA Tel: 146 35 19 Gişe Tel: 337 06 84 DRAMATURJI SARKI SÖZLERI YILMAZONAY YÖNCTMEN MEHMET KESKINOĞLU DEKOR KOSTÜM GÜRELYONTAM MÜZİK 1ARIKOCAL KOREOGRAFI DUYGU AYKAL YAPIM DANIŞMANI RANA CABBAR YAPIM SÜREC YAYINCILIK Çarş 18 3021 00 Pers 21 00 Cuma 18 3021 00 Crsı 15 30 18 30 Bıletler satısa sunuknaştur. Paz 15 3018 30 UGUR MUMCITNUN SAKINCASIZ 2 bolumluk muzıkal guiduru SIRASELVILER Te! 1*4 46 75 DEVEKUSU KABARE TIYATROSU Salı 21 00 Catynba 21 00 Perseiıbe 21 00 Cuma 21 00 Cumartes. 15 0 0 1 8 00 Paiaı 15 00 18 00 SATILIK DAİRE Aksaray Kürkçübaşı Mahallesi Sulu Bostan Sokak No: 41 Bahar Apartmanı'nda, deruz manzaraJı 90 metrekare daire, ihtiyaçtan dolayı sahıbı elıyle acele satılıktır. 31MAKTTAN tTISAllCN XU.NIZ4HAFTAIÇIN Cun«ytTUREL Konuk Sanatçı Müracaat: Aynı apartmanın 4. katı, 18 numara.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle