15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 1984 Ozetle Reagan Çin''e 26 nisanda gidiyor ABD Başkanı Reagan 'ın Çin Başbakanı Zao Ziyang 'ın çağnlısı olarak 26 nisan 1 mayıs tarihleri arasında Pekin'i ziyaret edeceği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Servisi Başkan Yardımcuanndan Vang Zeni, Reagan 'ın, Pekin 'den sonra Şiyan ve Şanghay'a da gideceğini bildirdi. (a.a.) Lübnarîın kaderi askıcla kaldı Dış Haberler Servisi Lııbnan'ın banş \e huzur umuıları bir sure daha askıda kalacağa benzıyor. Isviçre'nin Lozan kentinde "Le Beau Rivage" otelinde Lubnanlı Hıristiyan ve Muslüman liderlerin 9 gun surdurdukleri maraton toplantılar ya da daha doğru bir deyimle pazarlıklar, her ıkı cemaate ıktıdards eşit nay \erilmesini sağlayacak siya'al reformlar uzerinde bir anlaşmava ulaşamadan sona erdi. DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Nebih Berri ve \felid Cunblat Paris'te Mitterrand ile görüştü Bununla birlikte. Suriye Cumhurbaşkan Yardımcısı Abdulhalim Haddam'ın cok aktit ro! o\ r.adığı pazarhklar maratonu sonucunda Hıristiyan \e Musluman 9 lıder. ateşkesin pekiştirilmesi, bir "ulusal birlik" hükümeti kurulması \e Emın Cema\el başkanlığtnda 32 kişilik bir anayava komıteM kurularak 6 ay içinde reformların hazırlanması \e goruşulmesi konusiında anla^ma sağladılar. Toplantının ardından, sonuçlara ilişkin olarak Lübnanh lider lerdeği>ik tepkiler gosterdı. Uzerinde varılan anlaşnıa metni, Cenevre Konferansı kararldrının, O7ellikle Lubnan'ın Arap kımliğının tumuvle tevidi hukmunu !a>ı\ordıı. Ismınin açıklanmasını ıstemeven bir Lubnanlı, metin hakkında "Bu, anlaşmayı başaramadıgımızın diplomaliU biçimde ifade edilmesinden başka bir >e> değildir" deıii. Emin Cemavel'ın bahu'.ı \e Falanjist Partisi lideri Pierre ("oma>el ise, " I ubnan'ı kurtarma\ı başarıp başarmadığımızı bilmi\orum" Lozan toplantısının Hıristivan ve Muslüman tarafları arasındadedi. Pierre Cemayel, "Toplantının bir soru işareti ile mi sonuçlandığı" sorusuna "eveC" yanıtını \erdi. Bir Lubnanlı kaynak, Hıristiyan ve Muslümanların göruşlerini uzlaştırmanın imkânsız olduğunu vurgulavarak, "Elde edilebileeeğin asgarisi, toplantının sonucu oldu" di\e konustu. Cumhurbaşkanlığının yetkilerınin azaltılmasını, Başbakanlığın \etkilerinin arttırılmasını istiyorlardı. Muslumanlar'ın hazırladığı metinde Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükumetin, ülkenin "en vüksek yürütme gıicü" oldukları ifade edilıyordu. Hıristiyan liderlerin ülkenin federal sistemle yonetılmesini talep etmelerine karşılık, Muslumanlar devlet gore\lerinin laikleştinlmesini onerdiler. Falanjistlerle arasındaki kan davasına rağmen, Suleyman Franjıye, Maruni Hıristiyanlar'ın imtıvazlarını en hararetle savunan kişi olarak goze çarptı. Frajiye, Maruni Hıristiyanlar'rından Camille Şhamun tarafından desteklendı. Lozan toplantısına yakın kaynaklar Franjiye'nin cumhurbaşkanhğmın yetkilerinin kısılması konusunda uzlaşmaya yatkın olan Emin Cemayel'e "Eğer pes eder ve başbakanın sekreteri olmajı kabul edersen, cemaatimizin onunınun bunun çok üstunde olduğunu hatırlatmak isterim" dediğinı kaydediyorlar. Lozan Konferansı, Lubnan için bir dizi soru işaretini hâlâ askıda bırakarak sona ermiş oldu. BERRİ VE CUNBLAT, MİTTERRAND İLE GÖRÜŞTÜ Öte vandan, Paris'ten arkadaşımız Sabetav Varol'un bildirdiğine gore Şii Emel Örgütu lideri Nebih Berri ile Ilerici Sosyalist Parti lideri Velid Cunblat Lozan'dan aynlarak dün Paris'e geçtiler. Berri, yerel saat ile 16.00'da, Cunblat ise 17.30'da Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand tarafından kabul edildiler. POLITIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Türkiye'nin aktif politika izlemesi sorunu Türkiye'nin Ortadoğu'da daha aktif politika izlemesi gerektiği konusunda dışarıdan, genellikle ABD ya da onun bölgedeki yakın müttefikleri tarafından telkinler yapıldığı biliniyor. Son zamanlarda basınımızdan da bu yolda telkinlerin geldiği görülüyor. Sayın NuriEren Günaydın Gazetesi'nde geçtiğimiz hafta yazdığı yazıda, Ortadoğu'daki son gelişmelerin ve FKO'nün elinin kolunun kırılmasının bölgede barış umudunu arttırdığını, FKÖ'nün artık bağımsız devlet ilkesinde ısrar edemeyeceğini ve Ürdün'le federal bir yapı içinde birteşmeyi kabul etmek zorunda kalacağını belirtiyordu. Diğer bir deyişle, Sayın Nuri Eren, Reagan planının uygulaması için bölgede ortamın uygun olduğunu belirtiyordu. Sayın Eren, bu ortamda Türkiye'nin de daha aktif bir politika izleyerek Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün'le işbirliği yapmasını ve Reagan planının uygulanması için çaba harcamasını öneriyordu. Biz Sayın Nuri Eren'in görüşlerine kesinlikle katılmadığımızı belirtmek isteriz. Önce Reagan planı. Araplar arasında derin bölünme ve kutuplaşmaya yol açmış olan bir formüldür. Bu plan, Filistinlilere bağımsız bir devlet kurma hakkı tanımaz. FKÖ, gerçi Surıye'nin çabaları ile bölünmüş, askeri gücünü yitirmiştir. Ancak, bu olgu FKÖ'nün Arafat kanadının bağımsız bir Filistin devleti kurulması ilkesinden vazgeçtiği anlamına gelmez. Arafat, bu ilkeden vazgeçtiği takdirde, kendi arkadaşlan tarafından derhal devrilir. Arafat'ın son zamanlarda Ürdün Kralı ile temasta bulunduğu doğrudur. Ama bu temasiar Ürdün'le Reagan planının öngördüğü şekilde birleşmek için değil, bu plandan tavizler kopartıp, bağımsız bir Filistin devleti olarak birleşmek amacına yöneliktir. Reagan planı, bölgede "PaxAmericana" nın kurulmasını öngörür. Bu nedenle de gerek Araplar arasında gerekse. bir dizi 3. Dünya Ulkeleri ile sosyalist ülkelerde sert tepkilere yol açmıştır. Türkiye'nin Ortadoğu'da Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır'la işbirliği yaparak bu planın bayraktarlığını üstlenmesi bize hiçbir yarar getirmeyeceği gibi, büyük zararlar getirebilir. Sayın Eren, Türkiye'nin bölgede daha aktif rol oynamasını istiyor. Türkiye'nin bölgede barış ve istikrar için aktif politika izlemesi kuşkusuz olumlu karşılanacak bir gelişmedir. Ancak bu noktada barışla, Amerikan barışı arasındaki farkı da unutmamak gerekir. Türkiye'nin izleyeceği aktif politika bölgede Amerikan barışının kurulmasına yönelik olursa, bu tutumu olumlu karşılamak, herhalde olanaksızdır. Sayın Eren, Filistin konusunda bazı Arap ülkelerinin "aldatıcı bir tutum" izlediklerini, onlann da bağımsız bir Filistin devleti istemediklerini belirtiyor. Sayın Eren'in bu gözlemi çok doğrudur. Ancak bazı Arap ülkelerinin Filistin konusunda izledikleri iki yüzlü politika Türkiye'yi kesinlikle ilgilendirmez ve aynı politikayı Türkiye'nin de benimsemesi için bir neden oluşturmaz. Bu.Araplararası bir sorundur. Türkiye ise, bölgede barış ve Filistınlilere temel haklarının verilmesini isteyen bir ülke olarak tutumunu açıklamıştır. Türkiye, Filistin konusunda iki yüzlü politika izliyorlar diye kuşkusuz Arap ulkeleri ile kavgaya tutuşacak değildir. Ama, Araplararası bir soruna bulaşıp, Sayın Eren'in deyimi ile "aldatıcı tutum" izleyen ulkelerin safında bunalımda taraf olmasına da hiçbir gerek yoktur. Türkiye. görüşlerini açıklamıştır. Bunun dışında tüm Arap ulkeleri ile dostluk ilişkileri içındedir. Ama Araplararası bir soruna da kesinlikle bulaşmaz. Sık sık Ortadoğu'nun dünyamızın en kaypak bölgesi olduğunu ve tüm tahminleri boşa çıkardığını belirtinz. Sayın Eren, yazısında Ortadoğu'da ortak bir ÜrdünFilistin devleti kurulması için ortamın uygun olduğunu. Kral Hüseyin'in de bu konuda girişimlere başladığını belirtiyordu. Ne ilginçtir ki, Sayın Eren'in bu yazısının çıktığı gün, KrMMüseyin yaptığı açıklamada ABD'yi çok sert biçimde eleştirmiş ve VVashıngton'un israil'e tek yanlı destek sağlayarak, Arap ülkelerı arasında inandırıcılığını yitirdiğini söylemıştir. Hüseyin, aynca İsrail'le masa başına oturmasının da söz konusu olmadığını belirtmiş ve ABD.İsrail'e askeri yardımı sürekli arttırdığı takdirde, Ortadoğu'da yeni bir Arapisrail savaşının çıkabileceğini kaydetmiştir. Haberi veren International Herald Tribüne gazetesi, Hüseyin'in çıkışının Beyaz Saray'da düş kırıklığı yarattığtnı ve VVashington'un Filistin konusunda muhtemelen bir süre yeni bir girişimde bulunmayacağını bildirıyordu. Yani Sayın Eren, Ortadoğu'da ÜrdünFilistin federasyonu gorüşmelerı için ortam uygun, Türkiye de hemen Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün'le işbirliği yapsın dediği sırada, Kral Hüseyin ABD'yi sert biçimde eleştiriyor ve İsrail'le görüşme masasına oturmayacağını açıklıyordu. Günü gününe uymayan Ortadoğu'da Türkiye'nin. aktif politika izleyeceğim diye kolları sıvayıp Araplararası soruntann içine balıklama dalması, herhalde çok büyük hata olur. Japonya'da, yükseköğrenim görmekte olan kadınlar arasında yapılan bir anket, bu kadınlann yüzde 64'ünün evlilik öncesi cinsel ilişkiye, çiftler arasında aşk olması ya da evlenmeye karar vermeleri şartıyla evet dediklerini ortaya çıkardı. 8 bin genç kadının katıldığı ankette aynca, kadınlann yüzde 78'inin, zorunlu kalmalan halinde kurtaj olmayı kabul ettikleri, yüzde 59.8'înin de okullarda cinsel eğitim yapılmasım isıedikleri belirlendi. Japon kadınları evlilik öncesi aşktan hoşlanıyor Afrika bilmecesi: Sudanh kim Sudan hükümetine düşman olan Libya bombaladı. Aynlıkçı harekete katılan bir pilotun eylemiydi. Hükumetin kendisi muhalefeü sindirmek için yaptı. İşin bu aşamasında bilinemeyecek başka bir güç. Dış Haberler Servisi Afrika'nın kuzeydoğusunda Libya ile Sudan arasındaki son bunalım, siyasal bir bilmeceye dönuştü. Sudan hukumetınin Libya'ya ait bir savaş uçağının ülkenin kuzeybatısındaki Omdurman kentini bombaladığını açıklamasımn ardından dünya basım Omdurman'ı kimin ne amaçla bombalamış olabileceği bilmecesini çözmeye çalışıyor. Bilmecenin çözu bombaladı?.. muhabiri, Sudan'ın radar şebekesinin bir yıl önce oldukça güçlu sistemlere kavuştuğunu hatırlatıyor. Bu durumda iki saat boyunca çöl uzerinde uçan bir yabancı uçağı Sudan Hava Kuvvetlerinin saptamamış olması fazlasıyla kuşku uyandırıyor. Pakistan ''da doğum kontrolü yasaklandı Pakistan 'da doğum kontrolü yasadışı ilan edildi. En yüksek doğum oranma sahip ülkeler arasında yer alan Pakistan'da doğum kontrolünün yasaklandığı açıklandı. Hükumetin din adamlanndan oluşturduğu "Islam Teoloji Kurulu" bu konuda yaptığı açıklamada, doğum kontrol araçlarmın tslam ilkelerine ters düştüğünü savundu. KabiVde yiyecek ve petrol sıkıntısı Sovyetler Birliği'nden Afganistan'ın baskenti Kabil'e yiyecek ve petrol taşıyan kamyonlara karşı, mücahitlerin "Salang" dağlık bölgesinde saldınlannı arttırması üzerine, başkentte sıkıntı başgösterdi. Batılı diplomatik kaynaklar, 814 mart tarihleri arasında yaklasık 75 kamyonun, Ahmed Şah Mesud'a bağlı mücahitlerin saldınsma uğradığmı bildiriyorlar. NUMEYRİKendisi mi yaptı? ler, muhalefet liderinin evinin bombalanmasından yola çıkarak bu işi Sudan hukümetinin yaptırdığını iddia etti. tngiliz Yayın Kurumu BBC, Sudan hukümetinin boyle bir işi daha gürültümünde başvurulan akıl yurütme süz ve aksi daha zor kanıtlanabilir bir şekilde yapacağını ileri ler şunlar: • Bombardımanın başlıca sanı sürerek, buna ihtimal vermiyor. ğı Libya yonetimi. Sudan Dev • Mısır askeri yetkilileri, uçağın let Baskanı Cafer Numevri'nin Libya'nın güneydoğusundaki bas duşmanı Libya lideri Muara Kufra çolundeki bir askeri üstmer Kaddafi daha önce de ben ten "havalandığf'nı ileri süruyor. (Bilmeceyi çozmek isteyenzer girişimlerde bulunmuştu. ler Mısır'ın da Libya ile arasın• Bombaların isabet ettiği hedefda büyük bir duşmanhk olduğuler bu açıdan garip gorünüyor. nu unutmamalı.) Kufra ile Om"Frankfurter Allgemeine" gaze durman arasındaki uzaklık tam tesine gore söz konusu uçağın at 1400 kılometre. Bu uzaklığı tığı bombalardan ilki bir parka, TU22'lerin asması için yaklasık ikincisi bir liseye, uçuncüsu Om 2 saat gerekiyor. "Frankfurter durman radyosunun idare bina AIIgemeine"nin Doğu Afrika sına isabet etti ve hasara yol açtı. Tam isabet kaydeden dördun4* cu bomba bir muhalefet liderinin evinin tümüyle yıkılmasına yol açtı. Ilk bombadan bir kilometre uzağa düşen beşinci bomba ise bir yıldır hapiste yatan politikacı Sıddık El Mehdi'nin evinin bahçesine duştü, ancak patlamadı. Geride 5 olü ve çok sayıda yaralı bırakan uçak, sonra kuzeydoğu yönunde uzaklaştı. • Sudan Genelkurmayının açıklamasına göre, saldırgan uçak bir Tupolev22 idi. Bu tip uçaklardan bölgede sadece Libya'nın elinde bulunduğu için suçlu belliydi. Ancak Sudan Genelkurmayının uçağın tipini nasıl saptadığı ayrı bir konu. • Bu yüzden de kimi gozlemci • Omdurman'ı bombaladığı iddiasını yalanlayan Libya hükumeti, saldırının Sudan Hava Kuvvetleri içindeki isyancıların işi olduğunu soylüyor. Gerçekten de Muslüman Kuzeyin egemenliğine karşı ulkenin guneyinde artan bir aynlıkçı hareket var. Ancak şimdiye kadar sadece ordu ve jandarma birlikleri arasında ayrıhkçılara gççen birimler oldu. Hava kuvvetleri hukümete bağlı gorünuyordu. UNESCO'nun Genel MerkezVnde yangın UNESCO'nun Paris'teki Genel Merkezi'nde dün yangın çıktı. Olayda can kaybı olmadığı bildirilirken, ajanslar binanuı birinci katında çıkan yangının diğer katlara sıçrayarak büyük hasar meydana getirdiğini büdirdiler. ABD yonetimi Lîbya'yı uyardı: AWACS uçaklarına kanşmayın KAHtRE/VVASHINGTON (a.a.) Mısır'ın Sudan'daki Numeyri yönetimini desteklemek amaayla Sudan'a bir askeri birlik daha gonderdiği bildirilirken, ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Mısır'a gönderilen Amerikan AWACS erken uyarı uçaklanna mudahale etmemesi için Libya lideri Muammer Kaddafi'yi uyardı. Mısır'ın Sudan'a asker, ABD'nin Mısır'a AVVACS göndermesi, Sudan'ın bir Libya uçağının Omdurman kentini bombaladığını iddia etmesiyle başlayan bunalım üzerine gerçekleşiyor. Mısır'da yayınlanan "El Ahram" gazetesi, Mısır askeri birliğinin, Sudan'da Cafer Numeyri yönetimini rejime karşı savaşan isyancılara ve dış müdahalelere karşı koyma amacıyla gönderildiğini bildirdi. George Shultz, "Kaddafi, uçaklann orada olduğunu bilmeli ve hiçbir faaliyetine karışmamalıdır" dedi. Shultz, uçaklann Sudan'ı Libya'ya karşı korumak için gönderildiğini söyledi. Mübarek, ANVACS erken uyarı uçaklannın genellikle Mısır hava sahasında faaliyetlerde bulunacağını, ancak zaman zamaiı Sudan uzerinde de uçacaklarını belirtti. Bilmecenin bugünden itibaren Birleşmiş Milletler'in resmi gündeminde yer alması bekleniyor. Çunku Libya ile Sudan BM Güvenlik Konseyi'ne ba$vurdular. Sudan Devlet Başkanı Cafer Numeyri, önceki gün tabloyu daha da karıştırdı. Numeyri'ye göre Libya bir yandan Sudan'ı bombalaması için bir uçak gönderirken, bir yandan da Filistinli gerillaların benzer bir isteğini reddetti. Fiüstinliler bir TU22 ile îsrail'in merkezi Tel Aviv'i bombalamak istiyormuş. WALTER MONDALEHart'a bir darbe daha gemisinin mürettebatı tutuklandı Kargosundaki silah ve cephane ile 17 mart akşamı Sicilya adasının kuzey sahili açıklarmda el konulan, Panama bandıralı "Viking" gemisinin ikisi Yunanlt 7 kisilik mürettebatı hakkmda dün İtalyan Savcıltğı 'nca tutuklama kararı verildi. Mondale, Hart'ı İllinois seçimlerinde de geçti CHİCAGO (a.a.) ABD Demokrat Parti başkan adaylığı için önceki gün lllinois'te yapılan onseçimlerde VValter Mondale, Gray Hart'ı bir kez daha yendi. Seçimden önceki kamuoyu yoklamaları Hart'ı favori gostermesine rağmen, seçimlerde Mondale'in, Hem Hart'ı hem de Jesse Jackson'ı oldukça geride bıraktığı göruldü. Zencilerin oldukça fazla olduğu bu eyalette Mondale'in Jackson'a fark yapması, Mondale için önemli bir ilerleme olarak nitelendiriliyor. Mondale'in, sayılan oylann yüzde 41'ini, Hart'ın yüzde 35'ini, Jackson'ın da yüzde 20'sini aldığı bildiriliyor. Bu eyaletten 171 delege çıkacak. ABD Ürdün ilişkileri gölgeleniyor New York Times: Reagan Ürdün'e füze satışından vazgeçti VVASHİNGTON (APa.a.) ABD Dışişleri Bakanı George Shultz, Kral Hüseyin'in ABD'yi geçtiğimiz hafta sert biçimde eleştirmesinin, Reagan'ın Ürdün'e silah satılması için harcadığı çabalara ciddi bir darbe indirdiğini söyledi. Ürdun, ABD'den 1600 tane omuzdan atılan Stinger fuzesi almak istiyor. Ancak Kongredeki Yahudi lobisi buna karşı çıkıyor. Beyaz Saray ise Yahudi lobisinin muhalefetini yumuşatmaya çahşıyordu. Kral Huseyin geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada ABD'yı sert biçimde suçlayarak Beyaz Saray'ın Israil yanlısı politika uyguladığını ve Arap ulkeleri arasında inanırlığını yitirdiğini söylemişti. Öte yandan "New York Times" gazetesi, Kongrede buyük bir muhalefet belirmesi üzerine, Başkan Reagan'ın Ürdun ve Suudi Arabıstan'a "Stinger" fuzesi satışından vazgeçtiğini bildirdi. Haberini Kongre kaynaklarına dayandıran gazeteye göre, uçaksavar füzelerinin satışmın iptali için dün senatoya kanun değişikliği onergesi sunuldu. ABD, Nikaragua devrimiyle bir arada yaşayabUir Dıs Haberler Servisi ABD Senatosu Dısilifkiler Komitesi eski Başkanı Senatör Frank Church 'ün, Reagan yonetimi için her zaman güncel bir konu oan Nikaragua sorunu uzerinde Internatıonal Herald Tribune gazetesine yazdığı yazıyı okurlarımıza sunuyoruz. FRANK CHURCH Batı yarıkuresinde ABD'nin hedefi sadece komunizmi durdurmak değil fakat hangi koşullarda olursa olsun, yok etmektir. Ancak Latin Amerika ulkelerinin tarihsel kuşkularından çekinen ABD, bu hedefe ulaşmak için mumkün olduğu zaman açık askeri istila yerine üstü örtulu yöntemleri yeğlemiştir. Örneğin 1954'te Guatemala'da ABD'nin düzenlediği bir darbe ile seçimle işbaşına gelmiş hükümet devrilmiştir. Devrilen Guatemala Cumhurbaşkanı Jacobo Arbenz, Amerikan standartlanna göre sol eğilimli bir liberaldi. Fakat o dönemin soğuk savaşçıları Arbenz'in bir komünist olduğuna karar verdiler. Küba'da ise ABD, Fidel Castro'yu ortadan kaldırmak için elinden geleni yaptı. Solun, demokratik seçimlerle iş başına geldiği ortamlarda bile Washington sonuçları kabul etmek istemedi. Nitekim Nixon yonetimi Şili'de önce Marksist Başkan Salvador Allende'nin seçilmesini onlemeye çalıştı, sonra da onun devrilmesi için çaba harcadı. Ama Washington'un tüm çabalarına karşın, bolgede yeni bir Marksist rejim kuruldu. Beyaz Saray da geleneğine uygun olarak, Nikaragua'daki Marksist hukümeti devirmek için surgünlerden oluşan bir ordu kurdu ve onu silahlandırdı. CIA'nın tüm oyunlannı sergiledikten ve milyarlarca dolar harcadıktan sonra, VVashington ne kazandı? El Salvador'da ABD tarafından eğitilip silahlandırılan orduya karşı, ayaklanma giderek büyüyor. ABD'nin desteklediği toprak reformu hiçbir işe yaramadı. Ordu isteksız biçimde savaşıyor. El Salvadorlu orta sıruf ve toprak sahipleri ise seçimlerde oylarını aşın sağcılar için kullanmakta kararlı. VVashington, Fidel Castro'ya karşı yurüttüğu aşın düşmanlık politikası ile Kuba liderini bir kahraman yaptı. Washington, şimdi aynt iyiliği Nikaragua yöneticilerine de yapmaktadır. Beyaz Saray, Küba'ya Sovyetler Birliği'ne yaklaşmaktan başka açık yol bırakmamıştır. Şimdı aynı hatah politika Nikaragua'ya karşı uygularuyor. Bir ulkede ayaklananlar, yozlaşmıs bir ekonomik ve sosyal duzeni devirmek için mücadele etseler bile, VVashington, bu mücadeleye Marksizm kanşınca her yeni devrime karşı çıkmaktadır. Kissinger komisyonunur. yaptığı gibi, bir ülkedeki iç mücadeleyi ABD'nin ulusal guvenlik sorunu haline getirmekle, VVashington isyancıların ağır bastığı her ülkeye askeri müdahalede bulunmayı önceden kabul etmiş oluyor. Böyle bir mudahale El Salvador'a yapılırsa, Reagan yönetiminin "kökene inmeden" duracağı sanılmaz. Yani mudahale Nikaragua ile Küba'ya da yayılabilir. Böylece Che Guevara'nın Latin Amerika'da birçok Vietnam'lar yaratılacağına ilişkin tahminleri doğru çıkar. Amerika'da da düşen Domino teorisi geçerli değildir. Orta Amerika'daki Marksıstler ABD'nin çıkarlarına zarar gelmeyeceğine ilişkin sürekli işaret veriyorlar. Ama VVashington bunları görmezlikten geliyor. Örneğin, Beyaz Saray Nikaragua liderlerinin ulkede Sovyet ve Kuba üslerinin kurulmasına izin vereceklerinden korkmaktadır. Oysa Sandinista rejimi yabancı uslere izin vermeyeceğini açıklamıştır. Sandinistalar aynca ABD ve bölgedeki diğer ülkelerle anlaşmalar yaparak yabancı uslerin yasaklanmasını önermişlerdir. Neden Sandinistaların bu önerilerini cıddıye almıyoruz? ABD, bölgede Venezuela, Meksika, Kolombiya ve Panama gibi ulkelerin yardımı ile Nikaragua yonetıcilerinin verdikleri sozü tutmalannı sağlayabilir. tur. ABD, Nikaragua ile anlaşamazsa, bölgedeki hiçbir devrimle uyuşamaz. Orta Amerika'da iktidara kim gelirse gelsin, hükümet etmek zorundadır. Hükümet etmek ise, guncel ve acil sorunlara çare aramak demektir. Dışsatım dışalım dengesi, yeni teknoloji sağlanması... Batı Avrupa'daki Sosyal Demokrat akım, aslında Orta Amerika'daki devrimci hareketleri etkileyebilir. Washington, aklını kullanıp, müttefikleri ve dostlan ile sürtüşeceğine onlarla işbirliği yapsaydı, Orta Amerika'daki devrimlerden gelebilecek zararlar belirli sınırlar içinde tutulabilirdi. Herhangi bir Orta Amerika ülkesindeki devrimi derhal ABD'nin guvenlik sorununa dönuştürmenin gereği >oktur. Sovyetler, bolgeden uzak, despotik, ekonomik açıdan ılkeldir. Modern teknoloji ve özgurlük kavramı konusunda Batı ile rekabet edemez. Ama, Küba ve Nikaragua gibi ulkeleri ille köşeye kıstırmakta ısrar edersek, bu tutum Sovyetler'in zayıflıklarını orter \e onlann ekmeğine yağ surer. Oysa, ABD bu yanlış politikayıterk edip benim önerdiğim alternatifi benimserse, karamsarlık bir süre s. nra yerini iyimserliğe terk edilebilir ve demokrasi tekrar kök salabilir. Anık sırtını ABD'ye dayayamayacak olan yozlaşmış ufak oligarşiler de gerekli tavizleri vermek zorunda kalabilirler. ABD ile Kuba yeniden ticaret yapabilir ve iki uîke de karşılıklı çıkarları doğrultusunda yöresel anlaşmalara katılabilirler. Bu arada Marksist hukumetler de, bölgeyi ele geçirmek bir yana, hür teşebbüs modelini başarı ile uygulayan ulkelerin çok gerisinde kalırlar. ABD, şu mantıksız komünizm saplantısından kurtulabilirse, yöredeki komşu ulkelerin kaydettikleri ilerleme karşısında kendi de şaşıracaktır. Sovyet gemisi, karşıdevrimci mayına çarptı MANAGUA (AP) Nikara gua'ya petrol götüren bir Sovyet tankeri, ulkenin Sandino limanında, karşıdevrimci gerillaların yerleştirdiği bir mayınaçarparak hasar gördu. Gemi mürettebatından birçoğu yaralandı. KarşıdevTİmci geriUalar, uzun bir suredir, Nikaragua hükümetini yıpratmak amacıyla saldınlannı ekonomik kuruluşlara yoneltmişlerdi. Honduras'ta üstle*nen CIA destekli karşıdevrimci gerillalar, uçklarla Corinto limanındaki petrol tesislerini bombalamışlardı. Ancak karşı devrimci gerillaların saldırılan bir süre sonra eski yoğunluğunu kaybetti. Karşıdevrimci grupların cephane sıkıntısı içinde oldukları açıklandı. Nikaragua yonetimi lideri Daniel Ortega ABD desteğindeki karşıdevrimci gerilla saldınlannı görüşmek üzere Meksika'da bulunuyor. Ortega önceki gün, Meksika'ya gitmeden yaptığı açıklamada "Orta Amerika bunalımı, ABD'nin saldırganhğı nedeniyle oldukça kritik bir aşamasında bulunuyor" şeklinde konuşmuştu. Tehlikeyi abartıyor ABD, 3. Dünyadaki Marksist devrimlerden kendisine gelecek tehlikeyi abartmaktan vazgeçmelidir. Dünyamızda Marksist hükümetlerin değişik türleri vardır ve ABD onlarla rahatça bir arada yaşayabilir. Güneydoğu Asya'da olmadığı gibi, Latin Nikaraşua devrimi Nikaragua devrimine ilişkin ilginç bir gelişme şudur: Bu devrim klasik biçimde gelişmesine rağmen, ılımlı nitelikte olmuş Yunanistan, bir uçağımızın FIR hattını ihlal ettiğini öne sürüvor STELYO BERBERAKIS ATİINA Yunan Savunma Bakanlığı kaynaklan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin orta Ege'degerçekleştirdiği "Deniz Kurdu HavaDeniz Tatbikatlan" süresince, (ES2) tipi bir Turk savaş uçağının Atina (FIR) hattını ihlal ettiğini öne surdüler. Aynı kaynaklar, ihlalin Limnı adası yakıııtaııııuu uiüuğunu ve Turk uçağının, havalanan Yunan jetleri tarafından engellendiğini iddia ettiler. Bu arada Turk askeri makamlannın "Deniz Kurdu" tatbikatlarının 23 martta guneybatı Midilli, 28 martta Sisam açıklarmda ve 2930 mart tarihlerinde Mersin kovunda yapılacağı yolunda Yunanistan'a bilgi verdiği açıklandı. ABD'nin bir uçak gemisi ile Sovyet denizaltısı çarpıştı WASHINGTON (Ajanslar) ABD'nin "Kitty Hawk" uçak gemisi, Japon Denizi'nde bir Sov>'et denizaltısı ile çarpıştı. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'dan olay sonrasında yapılan açıklamada, Japon Denizi'nde, Güney Kore ile ortaklaşa yürüttükleri tatbikat sırasında, "Kitty Hawk" uçak gemisinin, bölgeye giren Victor1 tipi Sovyet denizaltısı ile çarpıştığı bildirildi. Pentagon'dan bir yetkili "Çarpışma sırasında denizaltının yiikselmekte olduğunu sanıyoruz" derken,olaydan sonra bölgede bulunan bir Amerikan savaş gemisinin yardım çağrısında bulunduğu ancak denizaltının buna yanıt vermediği belirulen Pentagon bildirisinde, yara alan geminin bölgedeki bir Sovyet kruvazörii yardımı ile uzaklaştırıldığının sanıldığı belirtildi. DUYURU Kırklar Orman Unınleri Kompleksi San. ve Tic A.ŞInin olağan genel kurulu 10.4.1984 saat 15.30'da Abdi Ipekçi Cad. Park Han No: 12 Bayrampaşa/ Istanbul adresindeki şirket merkezinde yapılacaktır. GÜNDEM: 1 Divan heyetitün teşkili ve genel kurul toplantısı tutanağının divan heyetınce imzalanması ile yetinilmesine dair karar alınrnası, 2 Ozel murakıp tayini, 3 İdare meclısi ve denetçıler raporunun okunması, 4 1983 faaliyet yıh ile ügili Bilanço, KârZarar hesabı ve kazancın dalıtılması ile ilgili idare meclisınin teklifınin okunması ve karara bağlanması. 5 idare meclisi ile deneıçilerin ibra edilmesi, 6 idare meclısi ile denetçilerın seçilmesi 7 İdare meclisi ve denetçilere verılecek ucretin tesbiti Nikaragua askerleri: "Sandinistler işaret veriyor, ama ABD görmezlikten geliyor"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle