14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 MART 1984 * * * * (Baştarafı 1. Sayfada) Halkımızın onune çıktık o kaybetti, biz kazandık. MeclUte de bir ufak parti hani iktidar olacagını sanan ile birleştiler. bu konuya karşı çıktılar. Bizim iki milyona yakın insanımız >urt dışında çalışıyor. onlara bır şey demiyorlar da burada fabrika kurulmasına neden karşı çıkıyorlar? Vatandaş kendi memleketinde çalışsa daha iyi degil mi? Kedi erişemediği ciğere pis dermiş." Ozal'ın konuşma yaptığı alanda, "Sayın Başbakanımız 2912 sayılı kanun yasal haklarımm elimizden almıştır. Haksızlıklardan ancak siz bizi kurtarabilirsiniz." "ANAP oyları bir milletin helal oylandır". "İzmir'e kızıl bayrak çekenleri unutmamalısınız", "Burhan, Suha gelecek İzmir'in dertleri bitecek". "Tembellige prim yok çalışana odul ç o k " pankartları gozeçar pıyordu Başbakan Ozal, kısa surede >aptığı ışierı saysa saatler sureceğını belırterek, "Hızla çalışıyoruz, hızlı çalışacağız. \rkamızdan yetişemeyecekler. Mecliste iki ayiık donemde 23 kanun çıkarttık. Hangi donemde bu ka HABERLERİN DEVAMI edenlere sadece saygımız, miz \ardır. Tarihle yerini alamamıs Sayın Menderes'i layık olduğu yere biz getirecegiz. Bu memleket kendine hızmet edenleri iyi bilir.' du mahallelerı arasında bır saat kadar otobusle gezen Özal, Hukumet Alanı'nda kısa bir konuşma yaparak, "Butun meseleleri biliyoruz. Bizim gibi usta bir iktidar yoktur, Arkamızdan yetişemezler " dedı. Ozal, hava karardıktan sonra Gaziosmanpaşa ıle Eyup'un gecekondu semtlerını de gezdı ve gecenın geç saatlerınde Fatih Ilçe Örgutu'nde konuştu. Gecekondu mahallelerinde yaptığı kısa konuşmalarda Imar Affı ve " t a p u " konusuna değınen Ozal, "Hani meşbur takımlar olur. Maçlar bitmeden dort hafta once şampiyonluğunu ilan eder. Biz de dort gun evvel ilan ettik. Tamamdır bu iş," dedi. Ozal bugun saat 11.00'de Tarabya Oteli'nde yapacağı ozel toplantıdan sonra Kocaeli'ye gıdecek. Daha sonra Tuzla ve Pendık'te de konuşma vapacak. Başbakan Özal gece de îstanbul'un çeşitli semtlerinde konuştu. Fındıkzade'de Nilgun Sineması'ndakı konuşmasında Istanbul beledıye başkan adayı Bedrettiu Dalan'ı gostererek, "Işte sizin isteklerinize cevap verebilecek bir aday. Gozum, kulagım bunlarda" dedı. CUMHURİYET/U Özal: Arkamızdan yetişemiyecekler dar zamaruia bu kadar kanun çıkarıldı? Degıl bu kadar kanun çıkartmak, haşkan bile seçemivorlardı. ANAP hem iklidarda. hem mecliste hızlıdır" dedı Turkıye"nin dış ıtıbarının da an tığını savunan Ozal "YunamY>a bakın ne >aptı?Orulığı karıslırmaya kalktı, n oldu". Bir gun içinde fos... İnşallah AN AP iktidarı 10 senede Turki\e'yi dun>anın sa> ılı ulkeleri arasına sokacak" biçimınde konuştu Başbakan Ozal sık sık alkışlarla kesılen konuştnasında, dığer partılerin 5'inin bır ANAP etmeyeceğmı yıneleyerek, sozlerini şoyle sıırdurdu "Hepsi AIS AP di>orlar. Me>veli ağaç taşlanır. Hepsi can derdine duştu. Şunun şurası 4 gunluk saltanatları kaldı. Ondan sonra sen sag ben selamet. Onlann seçim sandıklarında hesaplarını goruverirsiniz." Başbakan Ozal, bir eski başbakan hakkında kendısine mal edılen bazı sozlerın broşurler halınde dağıtıldığını belırterek, şunları söyledı: "Bunlar eski usuller.fotomontaj yapmışlar. Biz 1950'lerde nasıl çalışıldıgını i>i biliriz. Bu memlekete Menderes gibi hizmel ÖZAL İSTANBUL'DA Turgut Ozal, Izmır'den IstanbuPa yarım saat rotarla saat 16.30'da geldı. Yeşılkoy Havahmanı Şeref Salonu'nun onunde kendısinı bekleyen "Petek2" ıle Zeytınburnu'na doeru yola çıkan Özal'a bıne yakın ozel otomobılin eşlık ettiğı gozlendi. Ozal'ın konvoyu Atakoy'de parulıler tarafından kesildı ve oncekı gun Istanbul'da yaklaşık 150 bın gecekondu hak sahibi adına "ozel" bır duzenleme ile tapu tahsis belgelerinı alan yedi yurttaş Başbakan'a teşekkur ettı. Turgut Ozal, "Pe1ek2"nın on camından çevresine el sallayarak ve elındekı mikrofondan arada bır "Nasılsınız" diyerek sahıl volundan Zeytinburnu'na geldi. Ancak otobus ustundeki platform tren yolu altındakı geçide takıldı. Uzun uğraşlardan sonra otobus geçitten kurtuldu \e geri donerek Yedıkule uzerınden Zeytinburnu'na geldi. Gecekon tslanbul Haber Servisi MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, "O kadar ileri gidıyoriar, şahsıma ve parlime karşı oyle şeyler soyluyorlar ki, artık ağızlannın pa>ını vereceğim" dedı Sunalp dun Gazıosmanpaşa, Bakırkoy, Şışlı orgutlennı zıyarel ettı Zeytinburnu'nda Çıftçiler Duğun Salonu'nda 50 kışı tarafından, "Tum duşmanlan kıskandıran Sunalp Paşa gelİNor. \llah Allah deyip tozu dumana katarak gelijor" anonsuyla karşılandı. Konuşmasında. "Şimdi kızıl bajrak taşıyaolarla milliyetçi olduğunu soyleyenler kolkola girmiş, şirket kurmuş, mevcut nizamı devirip başa geçmek ıçin ugraşıyoriar" dıyen Sunalp'ın sözlerı zaman zaman "Boksor gibi vur, aslan gibi vur" sozlerı>le kesildı ANAP'ı eleştırırken, Sunalp şöyle dedı "ANAP. ortaklanna juzde 70 kâr dığıtan firmalann urunlerine yuzde 60 zaıtı yaptı. Zam yaparak kendilerine yardım eden holdinglerin tekelleşmesinı sağlıyortar. Ne duşunce, ne inceleme var. Kararnameler çıkanp 60 yıllık devletin altını ustune getirdiler." Sımalp:Artjk Kolesterol (Baştarafı 12. Savfada) ağızlarınm Çin yemeklerı bu açıdan bır bılmece nıtelığinde Buğulama paylarını balık va da pıhçlere bıle temkınh yaklaşmak gerekıyor. Buğulanvereceğim mış etlerı, ancak çevrelerindeki baharat ve soslardan uzun bır GOZLEM (Bastaratı I. S'aı/adai larla, ancak aynı yöntemlerte saptırmaya çalışıyorlar. Bugünlerde Türkıye'de olduğunu duyduğumuz Henze'nın bu konudaki saptırmalarına bir örnek vermek isteriz. Henze, 18 Ekim 1983 tarihlı Tercüman gazetesinde "Türkıye'de hıçbir sağ çevre ne suikast öncesınde ne de sonrasında Papalık aleyhine bir tek demeç bile vermemiştir" demektedır. Henze'nin bu yargısı, gerçeklerı örtmeye yonelmektedir. Niçin mi? Şöyle: Papa, 28 Kasım 1979 tarihinde Türkiye'yi ziyaret etmiştir. Henze'nin yazdıklarımn tersıne, o tarıhlerde sağ cevrelerde Papa'nın bu ziyaretı ıçin sert tepkiler olmuştu. Bu tepkılerı, Enver Altaylı'nın yönettığı ülkücü kesımin yayın organı "sağ eğilimli" Hergün gazetesinde ızleyelim: Tarih 20 Kasım 1979 Sağ eğilimli Hergün gazetesi, birınci sayfada şu manşeti kullanıyor: Papa 2. Paul, büyük Bizans hayalı ile gelıyor... Haberde, Papa'nın "Fener Patrikhanesi ıle Moskova Ortodoks Patnkhanesı'ni barıştırmak için arabuluculuk yapmak" üzere Turkıye'ye geldığı belirtıimektedır. Aynı haberde, Türk Ortodoks Başpatrığı Dr. Turgut Erensol'un bırdemecıne de yer verilmektedır Başpatrık Papa içın şöyle konuşmaktadır: ..Uluslararası polıtıkanın dını kurumlan etkılediği günümuzde Vatıkan'da oturan Papa 2. Paul, çeşitli süper devletfenn baskısıyla, Fener ve Moskova kılıselerinı barıştırmak, daha doğrusu, bır çatı altında toplamak ıstiyor. . Aynı haberde, Papa'nın Vatıkan'da yaptığı konuşmada, "Buyuk Bizans hayaliıçınde yaşadığını" belırttiği kaydedilmekte ve Papa'nın "Muslumanlar üzerinde yenı bır Haçlı Seferi duzenlendiğı" ilerı surülmektedır Bunlar Henze'nin hep yok dediği tepkilerdır: Devam edelım... Tarih 29 Kasım 1979. Yine Hergün gazetesi. Manşet, yine Papa ıle ılgılı: Papa Ayasofya'da dua edemez... Haber, Papa'nın Türkiye'ye gelişınin tepki ıle karşılandığını belirtıyor ve Papa'nın Ayasofya'da dua etmesının "Bizans hayallennin hortiamasına vesile olacağını" duyuruyor. Ve eklıyor: Ayasofya'nın, Papa'nın ibadetine açılması Fatih'ın ruhuna saygısızlık .. Müslüman Türk milletıne hakaret . Aynı tarihlı gazetede, sağ eğilimli, "Turkiye YazarlarBirliği"n\n bır demecıne de yer verılmış. Bu kuruluş, Papa'nın Ayasofya'da dua etmesinı şıddetle eleştırmektedir. Bu da Henze'nin yok dedığı demeçlerden birıdır: 30 kasım tarihli Hergün, "Papa Jean Paul, Ankara'dayönettığı ayinde, Bizans hayallerı içinde konuştu" başlığı ile çıkıyor Haberın yanında, iki sütun uzerınde bır yazı, başlığı: Haçlı komutanı... Yazının son tümcelerını okuyalım: Sembolık bır devlet başkanı da olsa, yasalara göre saygıyta selamladığımız Polonyalı Papa'yı lyınıyetlı Hıristıyan bır dını lıder olmaktan çok, Bızans hayalı ile yaşayan bir Haçlı komutanı olarakgoruyorvebır anönce ülkesıne dönmesını bekliyoruz.. Aynı günlu haberde, Papa'nın "Türk topraklarını Bizans Imparatorluğunun birparçası olarak telakkı ettıği", dualarını bu amaçla yaptığı, yıne Papa'nın Fener Patrıği ıle iki kez göruşmesının, "Türklere karşı yeni bir Haçlı zıhnıyetini gerçekleştirme amacına" yönelik olduğu da yazılmaktadır. Henze'ye sorarsanız, "Türkıye'de hiçbir sağ çevre ne suikast öncesinde, ne sonrasında Papalık aleyhine bir tek demeç bıle vermemıştır". Işte, yabancıların "disınformation" ve "misinformation" gibi sözcuklerle tanımladıklan, yanlış bılgi ve haber vererek gerçeklerı saptııma yöntemı, burada çok açık biçımde karşımıza çıkmaktadır. Şimdi, Ağca'nın cezaevınden kaçtıktan sonra Mılliyetgazetesıne gönderdiği mektupta yer alan. "Dınilider maskeU Haçlı kumandanı" tanıminı anımsayın, Henze'nin yoktur dedığı demeç ve yazılarla Ağca'nın mektubu arasında ne büyük benzerlik var, değil mi? Henze, kıtabında da bu yöntemlerı kullandıktan sonra, ayrıca, İpekçı'nin ölümünden önce, 12 Ekım 1978 gunü yardığı "Kaçakçılık" başlıklı yazı ıle devrın Gümrük ve Tekel Bakanı Mataracı ıle kaçakçılık konusunda yaptığı 23 ekim günlü gazetede yayınlanan sohbeti de görmezlikten gelmektedır. İpekçı'nin, son günlerınde kaçakçılık konusundaki bir dosya uzerınde çalıştığı, Mıllıyet gazetesınin o gunlerdeki Yazı İşlerı Müdurü Hasan Pulur ıle bır yakın aile dostu tarafından da doğrulanmıştır. Bunlar, Ipekçı cınayetinin nedenı midır, bu aşamada kesin bır yargıya sahıp olmak bugun içın olanaksızdır. Ancak, bu yazılar, bir araştırmacı tarafından nasıl görmezlikten gelinebilir'' Mıllıyet gazetesinden kım, Henze'ye, Ipekçi'nın kaçakçılık konuları ıle ilgili olmadığını söyler? Öyle ya; ışte yazılar ortada, iste İpekçi'nin en yakın çalışma arkadaşı ile aile yakınının beyanı ortada.. Eğer, Ağca'nın söyledıklerıne inanılacaksa, işte Ağca'nın Roma'da verdıği son ifade de ortada.. Daha da önemlisi, Abuzer Uğuriu ile Ağca ve çevresinın ilışkileri de ortada... "Arşivyalan söylemez".. Söylemediğı ıçın, bu saptırma çabaları, bu yöntemlerın sahiplerinın yüzlerıne gün gelir, belgelerı ıle işte böyle vurulur. Hiçbir sağ çevre, ne suikast öncesınde, ne sonrasında, Papalık aleyhine bır tek demeç bile vermemiştir... Henze'nin gazeteciliğı kadar, araştırmacılığı, araştırmacılığı kadar "istihbaratçılığı" konusunda boylece bılgi edınmış olmadık m ı ' Henze, CIA adına, Ankara'da araştırmalannı yoksa bu kafa ile mı yapıyordu? UGUR MUMCU caba sonucu ayıklayarak yemek onenlıyor. Kızarmış pırinç uzerıde gelen yumurta, kuzu butu ıle yenılen Kanton sosu tehlıkelı maddeler arasında Çın mutfağının unlu ordeğı de vağ oranı yuksek olduğundan, tehlıkelıler lıstesınde sıralanıyor. Yenebılır Çın vemeklerinın başında etsız, ekşı ve sıcak çorbalar, haşlanmış sebzeler, barbunya sosunda pışırılmış tavuk ve balık gelıyor. Japon Mııtfağı Korkusuzca yenebılecek yemekler bakımından bir haylı zengın Nable kelımesıyle başıa van va da bıten yemekler orneğın yesonable, balık ya da tavuk etınden yapıldığı ıçın zararsız. Balık ve tavuk ayrıca sebzelerle >a da pırınçle haşlanarak vapılıyor. Bu tur yemekler de koles'erol ve >ağ mıktarı bakımından tercıh edılebılır Japon yemeklerınden Yapı Kredi Türk Banl^acüıgında tam elektronik cagı actı! \ \ TeleIşlem de provizyon IsteTeleIslerri Bir saniye! Hesap müsait Buyaın, güle güle harcayın. İste klasilc islem... Biriki dakika bekleyin. Şubenizden provizyon bekleyin. Telefon boşalıyor bekleyin. Hat düşmüyor efendim, bekleyin. Karşı taraf meşgul, bekleyin. Kartınızı anyorlar, bekleyin. Provizyon tamam, yazıyı bekleyin. Daktilo bitti, imzalan bekleyin. Buyrun cüzdanı, veznede bekleyin. Hâlâ gelmedi mi. durun bekleyin. Şef imzalıyor, biraz bekleyin. Ali Efendi getiriyor, bekleyin. Biriki dakika daha bekleyin. Hay hay! Kargaşa içînde ve mîkrop (Baştarafı 12. Sayfada) almak, temızlemek tıtizliğinı o gosterdı. Acıkta akan Kasımpaşa deresinın uzerını kapatıp geniş bir cadde haline getirmek, Sultanahmet meydanını açmak, yangın verlerini duzenlemek onun zamanında oldu. Ama asıl iftıhan, Gulbane Parkı'dır. Paşa, zamanının buyuk A\rupa kentlerinin parklar, bahrelerle guzelleştırildığını gozlenyle gorduğü ıçin, ille de orrnanlık bır bahçe yaptıracağım dıye tutturur ve lstanbul'u gezip dolaşırken parkın yerinı bulur. O tarıhte park yerının bir kısmı bostan, buyuk bir kısmı da çopluktur. Orta yerde anlı şanlı kocaman çınarlar, boyun bukmuş, "aman Paşam bizi bu diışkun hayattan kurtar" demektedirler Ustelik arazi de Hazineı Hassanındtr, yanı Devletin. Cemil Paşa, padışahtan ıstenm der. Ister ama Sultan Reşat, "Senin gibi başkalan da ister, fena olur" diye vermezlenır. Anlaşılıyor ki, Hunkârlarda o tarihte toplumsal bilınç pek gelışmemıştır. Cemil Paşa ışın arkasını bırakmaz. Ittihatçı kodamanları araya salar, Padişah da "peki"yi basar. Parkın planını vapacak adam hazırdır. Saray bahçıvanbaşısı mosyo Deruan kısa surede projeyı tamamlar Fakat dedık ya, her yenılık eski duzencilerı ayağa kaldırır, bınlerı basını pışpırıkler, "asırlık ağaçlar kesiliyor" gibi gurultuler koparılır, muze muduru Halil Bey kışkırtılır, ondan da "Buranın manzarası bo/uluyor" gıbı sesler çıkar; butun bunlann uzerıne üstluk, Saray kapısındakı muhafız kıtası kışlasını yıkmak ışinde Harbiye Nezaretı "taşına dokunamazsınız!" zılgıtını verince, hani neredeyse Cemil Paşa vaz geçecek hallere gelır Bereket Merkez Kumandası Cemal Paşa arka çıkar da, işe tam hızla devam edilirken; bu kez, Kransu Sefirinin kansı madam Bonpar "Paşa, İstanbul'un eski eserlerini berbat ediyor!" yaygarasını koparmaz mı? Yenİlikçi hareketlerin bir psikolojik yanı, insanın direnmeler arttıkça bilenmesi. hırsının artması. kazanmak için butun guçlerini kullanmak istemesidir. Fransız Sefiresi, Sarayı ve Sait Halim Paşa'yı etkiler ^ma Ittıhatçılar akıl verırler, "'Emirleri dinli>ormuş gibi yap, işe devam e t " derler. Sonunda eser meydana gelır. Zaten butun mesele eseri meydana gelmeden önlemektir, eser doğdu mu, ona karşı çıkmak güçleşir; çıinku somut, gozte gorunen, guzelliği faydası saklanamayan bir şey ortaja çıkar. Gulhane Parkı bitmce, madam Bonpar bile tebriklerini esirgemez. Parkın yapımına 6 bın altın harcanmıştır, ama sonunda Istanbul'a bır "ciğer" kazandırılmıştır. Bir gezintı, eğlence, dınlenme yerı yaratılmıştır Bu kez de Enver Paşa tutturmaz mı, "kadınlar girmesin, genel alılaka aykırıdır" demez mi? Teleİşlem'de her şey bu kadar nettir. İşiniz. işleminiz ne olursa olsun elektronik iletisımle saniyede gerçekleşir. Çağ açıldı. zaman sizin artık. Bugün 7... Yann 15... Yıl sonunda 65 Yapı Kredi "Teleİşlem"de elektronik itetişimde! Yapı Krediii olmal< büyük kazançtır. YAPI KREDİ Şimdi 7 Yapı Kredi de Tüm İşlemler "Bir saniye"! Merkez. 4. Levent. Şişli, Parmakkapı, Rıhtım, Barbarosbulvan, Kurtuluş moran "hizmette sınır yoktur" Yann: tstanbul 60 ydda 6 misli büyüdu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle