15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik Tıirk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru: EmiiK Lşakhgtl, Yazı Işleri Muduru: Oka> Gönensin, • Yazı Işleri Mudur Yardımcısı: Ahmet Korulsan. Haber Merkezı Mudürü: Yalçın Bayer, Sayta Duzeni Yonetmeni: Ali Acar. TAKVİM 20 Mart 1984 trasak: 5.36 Güneş: 7.01 Temsıldler: ANKARA: Yalçın Doğan, İZMIR: Hikmel Çelinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • SemsŞeflerı: Islanbul Haberlen: Selahattin Guler, Dıs Haberler: Ergun Balcı, Ekonomı: Osman Llagay, Kultur: Aydın Kmeç. Magazın: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdulkadir YıicHman. Duzeltme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpaj. Bürolar: • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Td: 175825175866, İdare: 183335, • İzmir: Halit Ziya Bulvan No: 6S/3. Tel: 254709131230 • Adaoa: Atatürk Caddesi. T.H.K. Işhanı Kat 2/13. Tel: 1455O19731 # Basan ve Yayan: Cumhnriyct Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK: 246lst. Tel: 5209703 Telex: 22246 öğle: 13.16 Ikindi: 16.40 Akşam: 19.21 Yatsı: 20.42 Sııltan Aziz'den günümüze İST4NBUL SADUN TANJU Kıbrıs Rıım Yönetimi Fransa ile füze pazarlığında SABETAY VAROL PARİS Kıbns Rum kesiminin silahlanmasıyla ilgili gelişmeler, Kıbrıs Rum Savunma ve İçişleri Bakanı Hrislodulos Benjamin'in, hafta içinde Paris'te yaptığı temaslarla yoğunluk kazandı. Fransa Savunma Bakanı Chartes Hernu'nun davetlisi olarak Paris'te iki gun temaslarda bulunan Benjamin'in ziyaretinin birkaç ay öncesinden öngörüldüğu öğrenildi. Kıbrıs Rum Savunma Bakam'nın ziyaretinin Rumlann Fransa'dan silah istemek amacına yönelik olup olmadığı konusunda gerek Fransa Savunma Bakanlığı, gerekse Paris'teki Kıbrıs Rum Büyükelçiliği tarafından açıklama yapılmadı. Ziyaret öncesi ve sonrasında Fransız basınında Benjamin'in gelişine ilişkin hiçbir habere rastlanmadı. Paris'te Fransa yetkililerinin Kıbrıs Rum Savunma Bakam'nın ziyaretini kamuoyunda sessizce geçiştirmeyi yeğledikleri gözlendi. Kıbrıs Rum Savunma Bakam'nın Fransa gezisinin FransızAlman ortak yapımı Milan (antitank) füzeleri ve Fransızlngiliz yapımı kıyı savunmasında kullanılan karadan denize (veya denizden denize) Exocet taktik füzelerinin Kıbrıs Rum yönetimine satılması veya hibe edilmesiyle ilgili olduğu üzerinde duruluyor. daki diplomatik kaynaklarca açıklanıyor. Kıbrıs Rum Savunma Bakanı Benjamin'e yakın kaynaklardan haber sızdırılmasıyla ise ters yönde etki yapmayı amaçlıyor. Yani kimi basın organlannda Fransa ile Kıbrıs Rum yönetimi arasında I milyar dolarlık silah anlaşması yapılacağına ilişkin haberlerin yer almasının ardında, Kıbrıs Rum yönetiminin TürkFransız ilişkilerini bozmak ya da Kıbrıs Rum yönetiminin askeri gücünü kanıtlamak amacıyla Benjamin'e yakın kaynaklarca sızdınlmış olabileceği sanıIıyor. Bu arada Fransız Savunma Bakanlığı kaynaklanndan oğrendiğimize gore, Exocet füzeleri Fransa tarafından Yunanistan'a daha önce satılmıştı. YÜZ YIL ÖNCE Burası Divanyolu 'dur. Bu kapıdan, Osmanlı yönetiminin sadrazamma ve nazır paşalarına ulaşılır. Bir yabancı heyet görüşmeden dönüyor. Kapının önünde oynaşan köpekleri bir esnaf sopası ile dağıtmaya çalıştyor. (AUom'un gravürü) YÜZ YIL SONRA Bugünkü Divanyolu. Kapılar kapalı artık. Belediyenin 'itlaf" ekiplerinden korkan köpekler ortaltktan kaybolmuş. Kaldınm taşlarını tıkırdatan nal sesleri ise yerini korna seslerine btrakmif. (Fotoğraf: ENDER ERKEKJ Modernleşme ath tmmvaylarla başladı Sultan Hamit dönemine gelinceye kadar Şehremini makamında 2 yıl kalmak marifet sayılır. İki üç ay görev yapıp, jurnallere dayanamayıp kendini başka işe tayin ettirenler tümenledir. Kim İstanbul'un bir yanına dokunsa bir yenilik yapmak istese bir kıyamettir, gürültüdür kopar gider. Sultan Hamit dönemine gelinceye kadar, devletin dil bilen, dunya bilen pekçok memuru İslanbul Şehreminliği'nden geçer; ama nasıl bir çıfıt çarşısına düştüklerini tez zamanda görüp yakayı kurtarmağa bakarlar. Kim Istanbul'un bir yerine dokunmak, bir yenilık yapmak istese, kıyamet kadar fincancı katınnı ürkütür, bir güruttudür kopar. Saray da, gönlunde Avrupalılaşmak hevesleri buyüttüğü halde, çıkar çevrelerinin öfkesine karşı koyamaz; şehreminlerin biri gider biri gelir. Makamda iki yil kalmak marifet sayılır. tki üç ay görev yapıp, jurnaller şikâyetlerle Sarayın gözünde kötu kişi olmadan kendini bir başka işe tayin ettirenler tümenledir. Avrupalılaşmak modası İstanbullular zaten, Paris'e gidip kılık kıyafet değiştiren, kabağundan çıkmış da kabugunu begenmeyen "kestane" monbeylerle uğraşırken, bir de bu kent hayatını değiştirme modasına çatmıştır. Şehreminliğine gelen beyler paşalar, milleti öfkeyle ayağa kaldırıncaya kadar bir şeyler yapıp becermekte, her gelen gideni aratmaktadır. Önce îstanbul'u Paris gibi "daire''lere bolerler. Beyoğlu'ndaki ilk örgute de "Altıncı Daire" derler. Ayasofya Camii'nin çevresi düzenlenir, Paris gibi atkestaneleri dikilir, tahta evler dükkânlar yıkılıp meydanlar yollar düzgun haJe getirilir. Beyazıt'taki eski dükkânlar gider. Laleli, Galata, Beyoğlu Avrupalılaştırılmak istenir. Tophane'den Beyoğlu'na Boğazkesen yolu açılır, Tophane Dolmabahçe yolu genişletilir. Ama yine de 910 metrelik genişlik bize, Allahın toprağının ziyan edilmesi gibi gelir. 1870'li yıllardayızdır. Tramvay Şirketine imtiyaz vermişiz. Şirket, hat döşeyeceği yollan dıizene sokacak, kaldmralannı döşeyecek. Azapkapı Beşiktaş, Köprii Aksaray arasında bir faaliyettir gidiyor. Bir iki yıl içinde İstanbul hayalındaki ilk modernleşme atlı tramvaylarla görüniir. Rumeli, Anadolu yakasında fenerle sokak aydınlatma modası çıkar, gaz fenerleri dikilir. Tabii gaz şirketi de imtiyazını alıp depolannı hazırlamıştır. Taksim'in gobeğindeki Hıristiyan Mezarlığı uzak bir yere, Şişli'ye nakledilir, kazanılan yeni alan da gezinti bahçesi olarak düzenlenir. Güllu Agop Kumpanyası Türkçe oyunlar oynayacak, ama eseri daha once şehremanetinin olurundan geçirecek. Böylece bizim de Paris gibi tiyatro hayatımız olacak. Geçen yüzyıhn son çeyreğine girildiğinde, sehir içi posta hizmetleri de duzgün bir hale getirilmiştir. Yeni, Avrupai okullar açılır. Müzeler kurulur. Ama bunların her biri ne kıyametler kopanr! Ayasofya Camii'nin duvarlarına demir parmaklık yapıp helaları diızene sokmak isterter, yöredeki esnaf ve softa takımı ayağa kalkar; Şeyhülislamdan fetva çıkarılmazsa, Şehremini Server Paşa gume gidecek. Sultan Hamit'in Mazhar Paşa'sı 1880'li yıllara gelinir. Bu yıllann tümünde, değişmez bir şehremini vardır. Mazhar Paşa. Sultan Hamit'in, tstanbul'a çağdaş bir görünum, modern bir hayat getireceğine tam inandığı, yaman bir imparatorluk yüksek memurudur. Niş'te, Sofya'da, Bosna'da valilikler yapmış, Avrupa'da esen ruzgârlan koklamış, rütbe ve nişanlarla bezeli, yaman bir adamdır Mazhar Paşa. Kırk yaşın biraz uzerindedir. Varlıkhdır. Üstün hizmetleri vardır. Yani, şehreminliği gibi "adam kıyıcı" bir makamda en dayanıkh olması gereken adamdır. Sultanın tahmini doğru çıkar. Herkesin bir iki ayda tükendiği makamda Mazhar Paşa on bir tiirlii, iş görene başka tiirlii söz ederler. Mazhar Paşa işgörur takımından olduğu için lâf da batmanladır. Milletin ağzı Mazhar Paşa yollar açar, kenartorba değil ki büzesin, derler larına çınarlar diktirir, Terkos halk dilinde. Neler söylenmez! Şirketi'ni işe başlatır. Bugün Gerçi Paşa aileden zengindir Dolmabahçe Beşiktaş Yıldız ama, bu çeşmenin suyu böylesiIhlamurNişantaşı yollanndaki ne gür nasıl akıyor diye yine de ağaçlar onun eseri, yanı yuvarmerak edilir. Sağolsun Paşa holak hesap yüz seneliktir. Mazhar varda adamdır. Bol masraflı yaPaşa'nın en fazla fınncılarla başı şar. Jurnalcılar Padişaha "sederttedir. Hâlâ hamuru ayakla ninle yanşıyor" gibisinden hayoğururlar, ekmekleri pis peykeberler uçururlar. Şehremininin lere atıp kirli kufelerle taşırlar. Bir de yeni moda kâğıt para Beşiktaş'taki konağı otuz ramazan an kovanı gibi kaynar. Her (kaymekaime) ile halka ekmek iftarda yüz kişiye sofralar kuruvermek istemezler. Para dediğin lur. Vezirler, kumandanlar, vaaltın ya da gumıjş olacak! "Kâliler, sefırler, padişahın gozdesi ğıt paranın değ«ri hergün düşüolanlar, gözünden düşenler, zenyor, boşuna çalışıyonız Paşa ginler, fakirler, bu sofralara otuHazretleri" derler. Mazhar Parup kalkarlar. Paşa hiçbirini şa da, "Her akşam baıta gelin, ne kadar düşmiişse farkını vere ayırmaz. Hiçbir şeyden gocunmaz. Pervasızlığı dillere destanceğim" der. Yani enflasyon denilen şey pek öyle yeni modalar dır. Burnundan kıl aldırmayan Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz dan degildir. Hasan Paşa bile Mazhar Paşa'nın önünde boyun kırar, elini Halk hizmetinde, iş yapmaza öper. Çünkü Paşa Sofya'da vali iken, oraya sürgun gönderilen Yedi Sekiz Hasan Paşa'yı korumuştur, gururunu kurtarmıştır, itibarını gözetmiştir; yani "iyilik yap denize at, hâlik bilmezse balık bilir" diyen takımdandır. Kendisini Saraya jurnal edenlere, "gazhaneye gelen gemilerden haraç alıyor" dedikodulannı yacinsel ilişkide fantaziye gerek duyanlara bile, sofrasını açık tutar, yuyorlarsa ilişkinin gerçekten bilmezden gelir. Kıssadan çıkayardıma ihtiyacı vardır". nlacak hisse şudur ki, halk hizmetinde insanın öyle az buz deFantazilerin sağhklı olmayan ğil, adamakıllı dayanıklı olması başka bir türü de, eşcinsel olmagerekir. Hiçbir şeyi dert etmez, dığı halde aynı cinsten olanlarla Allah'tan başka kimseden korkilişki kurduğunu düşünerek uyamaz, dünya yıkılsa neşesini kayrılanların durumu. Dr. Barro\v betmez bir adam gorunümündebir kadının, cinsel uyarım için ki Mazhar Paşa, 1890'daazlediçekici bir kadınla ilişkiye girdilince, iki yıl içinde dünyasını değini hayal etmesinin gerçek yağiştirir. O dağ gibi dayanıklı, neşamında kendi cinsinden biriyle şeli, hovarda mizaçlı adam, hiç hiçbir zaman ilişkiye girmeyi düumulmadık bir çağda ahret yolşünmediği halde normal sayılaculuğuna çıkar. Topu topu 56 mayacağını belirtiyor. yaşındadır ve 1880'lerin Istanbul'unu 10 yıl yonetmek onu Sembolik anlumı genç yaşta kalp hastası yapmıştır. Şimdikilerin de kendilerini sıBenzer bir durum ırza geçkı bir sağlık kontrolünden geçirmek, sadistçe bir cinsel ilişkide meleri, gençliklerine pek güvenbulunmak gibi fantaziler için de memeleri gerekir. Zenginlik megeçerli. Böyle bir fantazi, kişinin selesine gelince: Istanbul'un bu fantaziyi gerçek yaşamında arpalıklan bugün oyle gazhane yapmak istediği anlamına gelmifilandan ibaret olmadığına göre, yor. Dr. Barrovv, "Irza gecmek h^m bir mal mülk açıklamasıngibi bir fantazisi olanlar, böyle da bulunmak, hem de biraz gösbir sahne\le karşılaştıklannda terişsiz yaşamak iyi olur. cinsel olarak uyarılmak bir yana. acı çekiyorlar." diyor. Bu İşler düzelnıedikçe açıdan, fantazilerin sembolik bir anlamı olduğu kabul edilivor. Çünkü, işler duzelmedikçe, halk kendi hayatında özlemlerine kavuşup doyuma ulaşmadıknedeni ile ça, yonetki, insanın gözıine düşman gibi görunür. Bunca yıldır mutluluğun bize armağan edilmesini bekleriz. Oysa, kent hayatı; aile hayatı, ev hayatı gibi, mutluluğun, rahatın, huzurun ortak yaratıldığı bir alandır. İstanbuUular kentlerini sevselerdi, şu şimdi tarihini yazdığımız son 120 yılın, insanı mutluluktan sarhoş edecek kadar sevindiren bir çağdaş atmosfer yaratmağa yeterli olduğunu bilirlerdi. 1890ların başında, padişah, 34 yaşında genç, dinamik, ablak yüzlü Rıdvan Paşa'yı Şehreminligi'ne getirdiği zaman, tstanbulluların umudu, şimdi seçim sonucunda beklediklerimizden pek farklı sayılmazdı. İstanbullular işleri düzellecek birini bekliyorlardı ve Rıdvan Paşa, Abdülhamit'e gore de lam bu işin adamıydı. yıl kazık kakar. Kentin 186 bin altınlık bütçesı vardır. (Bugunkü parayla 5 milyar lira eder). Yarın; İ»lnrıhııl'ıı pislik »ötüriirkeıı sara\ııı etrafisüslen i \ orcl tı Istanbul'un en dayanıklı Şehremini Mazhar Paşa'dır. Onun dafırıncılarla başı derttedir. Fırıncılar "Hergün değer düşüyor, boşu \ na çalışıyonız" diye kâğıt para ile ekmek satmak istemezler. Mazhar Paşa da fırıncılara, "Her akşam bana gelin, değer ne kadar düşmüşse farkını vereceğim" der. YHK ilke kararının altında zanı veriyor ANKARA (Cumhuriyel Bürosu) Yüksek Hakem Kurulu "esnek zam foımülii" uyannca, süreleri bu yıl bitmeyen toplu sözleşmelerin yürürlukte bulunduğu küçuk işyerlerindeki işçilere ilke kararının altında zam vermeye başladı. Yüksek Hakem Kurulu, toplu sözleşmelerinin ikinci yıl süreleri ocak ve şubat ayı itibariyBununla birlikte, silah satış le biten küçük işyerlerinin üçünmekanizması son derece iyi ku cu yıl zamlarını gorüşüyor. Barulmuş olan Fransa'da, hükü zı küçük işyerlerinde Yüksek met, kendi uygun gormediği ko Hakem Kurulu üçüncü yıl zamş'ullarda kamuoyuna hiçbir bil mı olarak işçilere, kurulca belirginin sızmasına imkân vermiyor. lenen ilke karan olan yüzde 25 Görüşmelerin bu derece ses artı 2 bin liranın altında yüzde sizlik içinde geçmesi ise, ya 20 artı 2 bin lira dolaylannda Türkiye ile bozuk olan ilişkilerin zam yaptı. Yüksek Hakem Kukopma noktasına gelmesini ön rulu ilke kararının altında verdilemek veya söz konusu silahla ği zamlara gerekçe olarak işletrın verilmesiyle ilgili olarak or melerinin genel ekonomik durutada henüz somut bir durumun mu ve işçi ücretlerinin yüksek ortaya çıkmadığı şeklinde bura oluşunu gösteriyor. PARIS'ten MEHMET ALTAN Amerikalı bilim adaıııları, fantazi ile seks arasındaki ilişkiyi araştırıyor Dış Haberler Servisi Cinsel fantazilerin, insanın cinsel yapısı hakkında çok şey anlattığı bilinir. Ancak bilim adamlarının yıllardır merak ettiği, cinsel fantazilerimizin, cinselliğimizi ne dereceye kadar açıkladığıdır. Cinsel eğilimlerimiz nedir?En yaygın cinsel fantaziler hangileridir? Bu fantaziler ne zaman sağhklı, ne zaman hastalıklı sayılabilir? Cinsel ilişkideki yeri nedir? Bilim adamlan yıllardır bu soruların cevaplarını aradı. Son gunlerde yapılan araştırmalar, bu fantazilerin, cinsel yaşamımızdaki rolunü biraz daha aydınlatıyor. "International Herald Tribune" gazetesinde yer alan bir habere göre, ABD'de, Masters and Johnson Enstitiisii'nde sürdurülen cahşmalar, cinsel fantazilerin, cinsel yaşama uymadığını gösteriyor. Yani, hayal edilen cinsel ilişki ya da ilişki biçimi, ashnda yaşanandan çok farklı olabiliyor. Bir yandan da, cinsel fantazilerin niteliğinden çok, sıklığının onemli olduğu ortaya çıkıyor. Kaçın, Ruslar geliyor... Fransız Hava Kuvvetleri Komutan Yardımcısı General Copel, ani bir kararla görevinden istifa etti. Etienne Copel, Franşa'nın hem en genç, hem de en parlak generallerinden biriydi. İstifası ile birlikte, generalin "Savaşı Att Etmek" adlı bir kitabı yayınlandı. General Copel, kitabında, Franşa'nın ulusal savunma politikasını eleştiriyor, birtakım alternatif politikalar öneriyor. * * • Fransa, De Gau//e'den beri, caydırıcı nükleer savunma gücüne dayalı bağımsız bir politika ızlemeğe çalışıyor. Caydırıcı nükleer gücü sayesinde kimsenin kendisine tebelleş olmayacağını düşünüyor. Görüşlerini, Franşa'nın, yasalarla "resmen düşman" olarak kabul ettiği Sovyetler Birliği üstüne bina etmiş olan General Copel ise, ulusal savunma sisteminin dayandırıldığı ılkelerın tamamen yanlış olduğuna inanıyor. General, "nükleer caydıncı gücün" sadece "nükleer saldınlart" caydıracağını soylüyor. "Halbuki, düşmanımız Sovyetler Birliği bize nükleer silahla değil, kimyasal ve klasik silahlarla saldmr" diyor. Sonra da, geçenlerde televizyonda yaptığı gibi, Sovyetler'in, Fransa'yı nasıl gerek nükleer, gerek kimyasal, gerek klasik silahlarla bir anda mahvedebileceğini uzun uzun ayrıntılanyla anlatıyor. Sonunda da, mevcut caydıncı nükleer gücün daha etkili bir hale getirılmesinı, klasik ve kimyasal silahlara önem verilmesini, ayrıca bu tür silahlarla yapılacak bir saldırıya karşı koruma tedbirlerinin geliştirilmesini, milis gücü kurarak, halkı antitank silahlarla donatmayı, vs., öneriyor. * • • Fransa'da, Rusların, komünist rejimi seçtiklerinden bu yana, pek seviknediklerı bir gerçek. Bunun birçok nedeni var. Bir kere, 1789'da burjuva ihtilalini yapmış Franşa'nın, 1917'de işçi sınıfı ihtilali yapmış Rusya'yı hoşgörüyle bağrına basması pek beklenemez. İkincisi, ne sağcılığı, ne sosyalist ülkeleri, ne de Fransız Komünist Partisi'ni kendine yakın bulan "orta stnıf'm Fransa'da çok kuvvetli olması. Mitterrand'ın Sosyalist Partisi, "orta sınıf ilericiliği" için biçilmiş kaftan. Fransız işçi sınıfı ile "orta direk" arasında büyük aynlıklar var. Fransız Komünist Partisi, yüzde 1520 arası oyu, ye 700 bin üyesine rağmen, toplumu egemenliği altına almış olan orta sınıf tarafından tecrit edilmiş gibi. Fabrikalarda, işçi banliyölerindeki yaşamla, şehir merkezlerindeki yaşam, zaman zaman, iki ayrı gezegendeki canlılar kadar bırbirine yabancı kalabiliyor. Bu nedenle, Franşa'nın, mevcut dış pcditikasını, savunma yasasında Sovyetleri "resmi düşman" kabul etmesini, General CopeTın "Sovyetler bizi mahvedecek" diye ortalığa fırlamasını, anlamak kolay. * * * Şimdi, herkes, generalin istifa nedeni altında, başka şeyler yatıp yatmadığını araştırıyor. 48 yaşında, bir ülkenin en parlak ve en genç generaliyken istifa etmeyi Fransızlar anlamıyor. General ise "vatan aşkı" nedeniyle istifa ettiğini soylüyor. Fransızların, generalin vatanını sevdiğinden hiç şüpheleri yok. Ama Fransa kadar olmasa da, kendini, eşinı, çocuklarını, istikbalıni düşündüğüne de eminler. Ancak, herkesin aklına ilk gelen "politik yatırım" general için söz konusu değil. Çünkü, Etienne Copel, Franşa'nın gerekirse, muhtemel düşmana karşı atom, ülke mal varlığına zarar gelmesini önlemek için de, Fransız halkına karşı nötron kullanılmasını öneriyor. Böyle bir teoriyle, Fransa'da, ne sağ, ne de sol politikaya atılma olasılığı yok. O zaman geriye ne kalıyor? Yoksa, gerçekten Ruslar mı saldıracak? EN SIK GÖRÜLEN CİNSEL FANTAZİLER Heteroseksttel erkek Heteroseksüel kadın • Başka bir eş hayal edilmesi • Kadınlarla zorla ilişki • Erkeklerle ilişki • Grup seksi • Başka bir eş hayal edilmesi • Erkeklerle zorla ilişki • Tanımadığı erkeklerle ilişki • Kadınlarla ilişki Homoseksüel erkek • Erkek vüeudunun hayal edilmesi • Erkeklerle zorla ilişki • Kadınlarla ilişki • Grup seksi ' Cinsel fantazilerin hastalıklı kabul edilmesi de bu sıklıkla ilgili. Örneğin, normal bir cinsel ilişkide, erkek ya da kadından birinin fantaziyi cinsel uyanmı için kullanması sağhklı sayılıyor. Ancak, fantazinin, tüm cinsel ilişki boyunca sürmesi yani ilişkiye girenlerden birinin, ilişki boyunca farklı bir ilişkiyi hayal etmesinin hastalıklı olduğu kabul ediliyor. Cinsel fantazilerle, yaşanan cinsel ilişkinin aynı olmasının gerekmediği, yarısı eşcinsel, 120 kişi üzerinde yapılan deneylerle or Homosekgüel kadın • Kadınlarla zorla ilişki • Erkeklerle ilişki • Daha önceki cinsel ilişkilerin düşünülmesi • Sadist ilişkiler taya çıkartılmış. Cinsel fantazileri incelenen kadın ya da erkek homoseksüellerin örneğin, cinsel fantazilerinde normal ilişkinin yer aldığı gorülmuş. Heteroseksueller arasında da, eşcinsel fantazilerin olduğu belirlenmiş. Heteroseksuel kadın ya da erkeklerde, en sık gorülen fantazi, normal olarak ilişkiye girilenden farklı bir eş düşünülmesi olarak ortaya çıkmış. Cinsel fantazinin sağhklı olup olmadığını gösteren bir ölçut, bu fantazinin, cinsel ilişki için ya rarlı olup olmadığı. Enstitü doktorlarından Mark Schwartz, "eğer", diyor, "Bir erkek kansıyla cinsel ilişkisinde uyarılmıyorsa ve uyarılmak için fantaziyi kullanıyorsa, bu fantazinin ne olduğu onemli değildir. Cinsel fantazi burada. ilişkiyi sürdürmek için bir köprii görevi göriir." Dr. Schwanz, "Fantazinin tüm cinsel ilişki boyunca surdıirülmesi sağhklı degildir. Çunkü. bu durumda fantazi, çifti birbirinden uzaklaştınr." diyor. Dr. Schwartz'a göre, özellikle kadınlar, cinsel yaşamlannda kötu anılara sahip. Sonuç olarak cinsel ilişki sırasında, uyum sağlayamıyorlar. Bu uyumsuzluk zaman zaman fantazi halini alabiliyor. Yani ilişkiye girdiği erkekten kendini uzaklaştırabiliyor. tiişkinin yardıma ihtiyacı var Fantaziler ozellikle, uzun yıllar aynı yastığa baş koymuş çiftler için onemli bir sorun niteliğinde. Dr. Schwartz "30 vıllık evlilikten sonra" diyor, "çiftler Orman Haftası SENDİKAL YETKI Çahşma Bakanhğv'na 600 bin "yetki" evrağı gönderüdi ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) tşkollarında sendikal yetkiyi belirleyen işkolları istatistiğine yapılan itirazlann incelenmesinde Ankara iş mahkemeleri yeni bir yöntem geliştirdi. Buna göre, sendikaların yaptığı itirazlar bilirkişiler tarafından incelenecek. Ankara iş mahkemeleri, yetki itirazlannı genellikle üç kişiden oluşan bilirkişi heyetlerine gönderiyorlar. Mahkemeler, bilirkişilerden yetki itirazlannı Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı kayıtlarını, itiraz dılekçesine eklenen kanıtları da dikkate alarak incelemelerini istiyorlar. Bılirkişilere, ayrıca Hukuk Yargılama Usulü'nün 227'nci maddesine göre yetki de veriliyor. Buna göre, bilirkişi incelemeyi yapılması gerekli olan mahallerde de surdürebilecek. Mahkemeler, ayrıca işkolları istatistiğine yapılan itirazlann 15 gün içinde karara vardırılmasına ilişkin sürenin, bilirkişi raporlannın mahkemeye verilmesinden sonra başlayacağını da karara bağladılar. Öte yandan Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı, mahkemeler tarafından yazılan ve itiraz konusu kanıtlann celbini öngören isteklere karşı bir "forraiil yanıt" geliştirdi. Bakanlık, 31 aralık 1983 tarihi itibarıyle bildirilen işçi sayısının 2 milyon 900 bin dolayında olduğunu, ayrıca 500 bin işçıyi kapsayan çıkış bildirimi gönderileceğini de belirtiyor. Sendikalann bildirimlerı ise, bakanlığa göre, 1.5 milyon işçiyi kapsıyor. Bakanlığa göre, kendisine gönderilen toplam evrak sayısı 600 bin dolaylannda. Bunun da en az 50 bin paket yaptığı bakanlık yetkililerince belirtiliyor. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanlığı, sendikalar, Sendikalar Yasası'nın yürürlüğunden önceki üyelikleri de bildirdikleri için, bu uyeliklerde mukerrerlik ya da sahtecilik var, bunun saptanmasının idarece mümkün olmadığını ileri süruyor. Buna karşın, sendikanın "Kendi içindeki uyeleri bakımından olan mukerrerliklerin" saptandığını ve işkolları istatistiğinde bu durumun çözümüne alındığı da bakanlıkça ifadeedili>or.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle