15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuri>el Maıbaacılık ve Gazeıecilik Turk \nonim Şırkeıi adına INadir !Nadi, • Genel Ya\ın Muduru: Hasan Cemal. Muesse^e Vluduru Kmine U>aklıgil. Yazı Işlerı Muduru: Oka> Gonensin, • Vazı Ijlerı Mudur Yardımcısı Vhmel korulsan, Haber Merkezı Muduru: Valçın Ba>er, Savfa Duzenı Yonetmenı: Ali Acar. Temsilciler: ANKAR<\ Valçın Doğan. IZMIR. Hikmel Çelinkava. ADANA Mehmel Mercan, • ServısŞeflerı: Islanbul Haberlerı: SelahaHin,Guler, Dı> Haberler. Ergun Balcı, Ekonomı: Osman Llaga>, kultur A>dın Lmev. Magazın: Yalçın Pekşen, Spor Damşmanı. Abdulkadir Yucelman, Duzelıme Refik Durbaş, Arastırma Şahin Alpav. Buroiar: • Ank»ra: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehır, Tel: 175825175866, Idare: 183335, • İzmir: Halit Ziya Bulvan No: 65/3, Tel: 2547O9I3123O • Adana: Ataturk Caddesı, T.H.K. İşhanı Kal 2/13, Tel 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, Ist. PK: 246İst. Tel: 5209703 Telex: 22246 TAKVİM 13 Mart 1984 Imsak: 5.48 Guneş: 7.13 ögle: 13.18 lkindi: 16.36 Akşam: 19.14 Yatsı: 20.33 TürkIran ilîşkileri venı bîr çerçeveye oturuyor SEDAT ERGİN Dışişleri Bakanı Vahit Halefoğlu'nun bundan 10 yıl kadar önceki kısa konaklaması bir tarafa bırakılırsa Tahran'a yaptığı ilk ziyarette dikkatle not ettiği hususlardan biri de, Iran Islam Cumhuriyeti yoneticilerinin yürüttükleri diplomasiydi. Halefoğlu'nun ozel sahbetlerinde etkilendiğini saklamadığı Iran diplomasisi molla giysilerinin kamuoyunda çağrıştırdığı anlamlardan çok farklı bir düzeydeydi ve Dışişleri Bakanı'na gore de asırlardan bu yana uzanan bir geleneğin ince çizgilerini taşımaktaydı. Bu geleneğin bir ifadesi olarak, Iran Islam Cumhuriyeti'nin üst duzey yoneticileri, Türkiye'den savaşa ilişkin doğrudan hiçbir talepte bulunmadılar. Ancak dolaylı ifadelerle beklentilerini hissettirmekten de geri kalmadılar. En başta da kuşkusuz.Turk i ye'nın kendilerince " m a ğ d u r " taraf olan İran'ın vanında ver alması geliyordu. Iran yoneticileri destek beklentisi ifade ederken savaşı kazanmalarının, Turkiye'yi bunun kendi yaranna da olacağı konusunda ikna etmeye çalışan bir goruntüdeydiler. Iran diplomasisi bu göruşünu iki noktaya dayandırmaktaydı: 1) "Irak'taki Baas rejimi Türkiye'ye karşı hiçbir zaman samimi davranmamıştır. Irak ile ticaretinizdeki artış savaşın kaçınılmaz olarak getirdiği suni bir sonuçlur. Baas rejimi savaş sonrasında görevde kalsa ilişkiler kalıcı bir zemine oturmayacak, eskiden olduğu gibi belirsizliğe girecektir. 2) Bu durum yalnızca ekonomik ve licari ilişkilerde degil, siyasi açıdan da geçerlidir. Irak'ta bir İslam Cumhuriyeli'nin varlıgından bölge komünizm tehlikesinden daha uzak duracaktır. Iran bu beklentileri ifade ederken, Türkiye aynı zamanda lrak'ın da benzer beklentileri ile karşı karşıya bulunuyor. Gözlenen bir değişiklik de, Türkiye' Asgari üeret için ikinci toplantı yarın İşveren: Ücret tespitinde işçinin tek başma yaptığı harcamalar göz önüne alınsın. Türkİş: Asgari ücret hesaplanırken işçinin evli ve bir çocuklu olduğu kabul edilsin ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Asgari Ücret Tespit Komisyonu ikinci toplantısını yarın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nda yapacak. Bu toplantıya taraflar, asgari ucret belirlenirken dikkate alınmasını istedikleri ilkelerini getirecekler. 1 TürkIş'in Tespit Komis>onu na getireceği onerilerin arasında, asgari ucret alan işçinin en azından evli ve bir çocuklu olduğunun kabu| edilmesi de bulunuyor. Turkİş'in önerisine göre, asgari ücretin belirlenmesinde yalnızca günde 3 bin 600 kalori tüketen bir işçinin besin içi ve besin dışı harcamalarının dışında, eşinin ve bir çocuğunun harcamalarının da asgari ucrete eklenmesi gerekiyor. Komisyonun işveren temsilcilerinin ise, Türkİş'in bu istemine karşı çıkacağı oğrenildi. Asgari ücret belirlenirken, yalnızca işçinin tek ba^ına harcamalarının göz önune alınmasını isteyecek olan işveren temsilciieri, işçinin eşinin var olduğunun hesaplamada yer almamasını onerecekler. İşverenler, bu onerilerine dayanak olarak 'İşçinin eşinin de işçi olarak çalışması olasılığını" ileri surecekler. Hükumet temsilcilerinin ise, bu konudaki tavırları kesinlik kazanmadı. Ancak, hukumet temsilcilerinin eğilimleri bu iki goruşten hangisinden yana olursa, o eğilimin Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda ağırlık kazanacaeı be|:rtildi. Şimdiye değın uygulanan genel yöntemin dışında Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na Çalışma Genel Muduru yerine DPT temsilcisi Komisyon Başkanlığına getirildi. Komisyon Başkanlığına> seçilen DPT Temsilcisi Fikret Yağmur. önceki gün yapılan toplantıda bir karara varılmadığını belirterek, yann yapılacak toplantıda genel prensipler üzerinde durulacağını kaydetti. Sıkıyönetimin kalktığı illerde işçi çıkarma yasağında boşluk Milli Güvenlik Konseyi'nin "gerekçesiz işçi çıkarmayı" yasaklayan kararımn yürürlükten kalkmasından sonra, SıkıyönetimKomutanlıklan buyönde kararlar almışlardı. ŞÜKRAN KETENCİ Gerekçesiz işçi çıkarılmasını yasaklayan MGK kararımn yururlükten kaldınlması uzerıne ilgili Sıkıyönetim Komutanlıklan işçi çıkarmayı komutanlıkların ızninc bağlayan kararlar aldılar. Ancak sıkıyönetimin kaldırıldığı 13 il için bir boşluk doğdu. Sıkıyönetim Komutanlıkiarının yasaklama kararı bulunmayan illerde, İş Yasası'nın, işverenlere istedikleri zaman istedikleri kadar işçi çıkarmaya olanak veren unlu 13. 17 ve24. maddeleri hükümleri yürurluğe girmiş oldu. Geçmiş donemde sendikal haklardan yararlanan, yuksek ucretli işçilerden kurtulmak için çok yoğun ve yaygın bir şekilde uygulanan işçi çıkarmalarına karşı sendikalar kıdem tazminatı hakkını geliştirerek, disiplin kurulu ve benzeri kurullar oluşturarak onlem almaya çalışmışlardı. YHK bu sozleşmeleri yenilerken yetkisini aşarak bütun bu turden hükümleri sözleşmelerden ayıkladığı için, şimdi iş guvencesi konusunda 12 Eylul öncesinden çok daha boyutlu bir yasal boşluk ortaya çıkıyor. Bu arada gerek Konsey'in gerekçesiz işçi çıkarma yasağı nedeni ile geçiş doneminde istedikleri kadar işçi çıkaramamış işyerlerindeki birikim ve işyerlerinde üretimi kısıtlama eğilimi yara tan buyuk stoklar, işçi çıkarmalannın hızlandınlması tehlikesini yaratıyor. Konsey'in görev suresinin sona ermesi nedeni ile Konsey kararı olan gerekçesiz işçi çıkarması yasağına ilişkin uygulamaların da yasal geçerliliğinin kalmadığı yolunda Genelkurmay Başkanlığı'nca 18 Ocak 1984 tarihi itibarı ile yapılan yazılı açıklama uzerine, bu konuda karar almakta yetkıli oldukları aynı yazı ile hatırlatılan Sıkıyönetim Komutanlıklan işçi çıkarılmasını izne bağlayan kararlar aldılar. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nın işçi çıkarma istemlerini incelemek uzere, işçiişveren kuruluşlannın katılımı ile bir kurul oluşturmasının ardından, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı geçiş donemindekine benzer bir sistern oluşturdu. 13.2.1984 tarihli İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı kararında, işçi çıkarma istemlerinin, Vilayefte duzenlenen, işçi ve işveren taraflarının katıldığı bir kurulda incelenmesı ongöruluyor. Ancak ortada Türkiye çapında bir uygulama olmadığı için Çalışma Bakanlığı devreden çıkmış bulunuyor. Bakanlığın işçi çıkarma izninı onaylaması soz konusu olamı>or. Ankara ve İstanbul uygulamalarında olduğu gibi işçi çıkarma istemlerinin incelenmesi için kurul ya da komisyon oluşturulmayan, ancak çıkarmaların komutanlıkların iznine bağlandığı sıkıyönetim bölgelerinde ise, işçi çıkarmak isteyen işverenler doğrudan ilgili Sıkıyönetim Komutanlığının iznini istiyor. Böylece işverenlerin sendikal haklardan yararlanan, yüksek ucretli işçilerden kurtulma eğilimleri, geçiş dönemindeki birikimi ve stoklarla artması beklenen işçi çıkarmaları sıkıyönetim bölgelerinde bir süre daha kısmen denetlenebilecek. TEKSTİL ÖRNEGİ 12 Eylul öncesi sendikalar faaliyetlerini özgürce yürutürlerken ve toplusözleşmelerle alınmış çeşitli onlemlere rağmen, İş Yasası'nın ilgili 13. 17 ve 24. maddeleri, işverenlere istedikleri zaman istedikleri sayıda işçi çıkarmaya olanak verdiğinden çok yoğun işçi çıkarması uygulamaİarı yaşanıyordu. İşkollarında işçi sirkulasyonu ortalaması yuzde 30'lara kadar ulaşabiliyordu. (Yuksek ucretli eski işçinin çıkarılarak, duşuk ucretli yeni işçi ahnması.) İş barışına çok olumsuz etki yapan ve geçmiş dönemin işçi olaylarında başlıca rol oynayan yoğun işçi çıkarmaları, geçiş doneminde sendikalann faaliyetleri askıya alınırken bir denge unsuru olarak Konsey tarafından getirilen "gerekçesiz işçi çıkarma" yasağı ile birlikte kısmen bir gerileme kaydetti. Kalifiye işçiye fazla gereksinim duyulmadığı için en yaygın işçi çıkarmalarına konu olan tekstil ışkolunda, Teksif Sendikası'nın yaptığı araştırmalara göre, Konsey yasağı doneminde dahi, işçiler, çalışma koşulları değiştirilerek, iş yerlerınden İş Yasası 16. maddesine gore kendı istekleri ile tazminatlı olarak ayrılmaya zorlanarak işçi sirkulasyonu yuzde 25'lere kadar çıktı. Yasağın kalkması halinde ise bu oranın iş barışını tehlikeli şekilde bozacak duzeylere çıkmasından kaygı du^uluyor. Ote yandan geçiş doneminde, YHK'nın sozleşmelerdeki işçileri koruyucu hükümleri kaldırması, iş guvencesi olarak geliştirilmiş kıdem tazminatının kısıtlanması gibi uygulamaların ardından, iş yasasında beklenen değişiklik (Arkası 11. Sayfada) Kolej tercihleri veünin atanması ile değişebiiecek İstanbul Haber Servisi Anadolu Liseleri ile ozel Turk ve yabancı okulların sınav kimlik kartları ile aday bildirim formlarının ilkokul mudürlüklerine tesliminden sonra, üzerindeki okul tercihlerinden veliden izinsiz hiçbir değişiklığin yapılamayacağı belirtıldi. Milli Eğitim Bakanhğı Bilgi İşlem Dairesı Başkanı Muhlis İnalpulat, bu gibi değişikliklerin, tayin veya sağhkla ilgili durumlarda velinin yazılı başvurusu ve Bakanlığın onayı ile yapılabileceğini söyledi. Sınav için başvuruda bulunan bazı öğrencilerin onaydan dönen kimlik kartlannda tercih ettikleri okulların kod numaralarının değiştirilmesinin yasal olmadığını belirten İnalpuİal; "Ancak böyle bir değişiklik varsa, veli başvursun duzeltelim" dedi. Değerlendirmede aday bildirim formlarının esas alınacağını belirten İnalpulat konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Eğer aday bildirim formlarındaki tercih edilen okulların kod numaralarında değişiklik yapılmışsa bu düzeltilebilir. Zaten, sınav başvurusunu yaptıktan sonra layini çıkan veliler eger lercihlerini değiştirmek istiyorlarsa dilekçelerini kabul ediyoruz. Bakanın onayına sunuyoruz. Bu durumdaki veliler ikinci sınavdan biriki hafta önce "Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlıgı Bilgi tşlem Dairesi Başkanlığı Ankara" adresine dilekçeyle başvursunlar. Ayrıca, vine tayin ya da sağlığa ilişkin bir durum nedeniyle oğrencinin sınava gireceği il değiştirilmek isteniyorsa, veli bu kez sınav tarihinden on giın önce aynı adrese dilekçeyle başvurursa bu konuda da yardımcı oluyoruz." nın Irak'a destek vermesı yolundaki beklentilerin, Bağdat tarafından değil, başta Suudi Arabistan olmak uzere Arap dünyasının nufuzlu ulkeleri tarafından Türkiye'nin önune getirilmesi. İran, Irak'ta bir İslam Cumhuriyetinin kurulmasının Türkiye açısından da yararlı olacağını anlatmaya çalışırken, Arap dunyası da İran'ın İslam devrimi ideolojisinin bölgeye yayılmasının hem kendileri hem de Türkiye açısından sakıncalı olacağını anlatıyor. Türkiye ise birbirleriyle taban tabana çelişen bu iki farklı beklentı merkezi arasında sıkışmış gozükuyor. Bunun da otesinde, Türkiye'nin tarafsızlık politikası her iki güç merkezi tarafından değişik bir şekilde algılanıyor. Iran'a göre Türkiye'nin İslam Zirvesi'ne olan katılım duzeyi, ayrıca Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in Suudi Arabistan'a gidişi tarafsızlık politikasında Araplara doğru bir kayışı ifade etmekteydi. Nitekim Halefoğlu'nun Tahran'daki temaslan sırasında ağırlık verdiği noktalardan biri bu göruşun değiştirilmesiydi. Irak ve genel olarak Araplara bakılırsa, bunun tam karşıtı, yani Türkiye'nin İran'a doğru kaydığı yolunda bir goruşun ağırlık kazandığı gözleniyor. Ozellikle son aylarda Kalkınma İçin Bolgesel İşbirliği Örgutu'nun (RCD) canlandırılması yolunda Türkiye ile Iran arasında varılan gorüş birliği bu değerlendirmenin başlıca dayanağını oluşturuyor. Halefoğlu'nun Tahran ziyaretinin en somut sonuçlarından biri de RCD'nin canlandırılması yolundaki çalışmalara hız verilmesinin kararlaştırılması oldu. Halefoğlu'na gore RCD'nin canlandırılması tümüyle ekonomik beklentilerden kaynaklanıyor. Oysa Arap dunyası RCD'nin birden gündeme gelişini yalnızca ekonomik nedenlere bağlamıyor. En azından Türkiye ile İran'ın Pakistan'ı da yanlanna alarak ekonomik alan Valiler Sıkıyönetimle işbirliğini sürdürecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Olağanustu hal ilan edilen 8 ilin valileri, Içışleri Bakanı Ali Tanrıyar'ın başkanlığmda toplandı. Tanrıyar, olağanüstü hal uygulanacak illerin valilerinden çevrelerındeki Sıkıyönetim Komutanlan ile işbirliğini sürdurmelerini istedi. İçişleri Bakanlığı'nda dun >apılan toplantıya Çanakkale, Kırşehir, Gümuşhane, Sinop, Isparta, Çankırı, Bitlis ve Kastamonu illeri valiieri katıidı. Toplantının açılışında bir konuşma yapan içişleri Bakanı Tanrıyar, 12 Eylül öncesindeki durumun henüz hafızalardan silinmediğini Olağanüstü hal ilan edilen 8 ilin valisi, Içişleri Ba lış anlamalara neden olmaması hususunda özen göstermek meckanı Ali Tanrıyar'ın başkanlığmda toplandı. buriyetindeyiz. Vatandaşımızın Tanrıyar "Demokrasimizin bütün kurumları ile iş arzusu huzur ve güvenliğin devamı ve bu uygulamada da devlet birliği kazandığı bugünlerde yeni uygulamanın yan otoritesinin zaafa uğramaması lış anlamalara neden olmaması hususunda özen ve saygınlığını yitirmemesidir. göstermek mecburiyetindeyiz" dedi. Yeni kanunun mülki idare belirterek, "Bugün içinde bulunduğumuz huzur ve güvenlik ortamının yeniden bozulmaması için devletin tüm kamu kurum ve kuruluşları, kanuni yetkilerini eksiksiz kullanmak ve bu konuda hiçbir tavize yer vermemekle mukelleftirler" dedi. Valilere onumuzdeki günlerde buyük gorevler duştüğünü vurgulayan Tanrıyar, 19 marttan itibaren başlayacak olağanüstü halin ilk kez uygulamaya konulacağına dikkati çekti. Tanrıyar sozlerini şöyle sürdürdu. "Demokrasimizin bulün kurumlan ile işbirliği kazandığı bugunlerde yeni uygulamanın yanamirlerine, güvenlik kuvvetlerine verdiği yetkiler gerektiğinde gecikmeksizin kullanılacaktır. Bu konuda asla tereddüt etmeyiniz. Görevleri sona eren sıkıyönetim makamlan yeni uygulamaya gecişte sizlere hertürlü bilgi ve belgeleri vereceklerdir. Civardaki sıkıyönetim komutanlan ile işbirliğini sürdürmeniz gerekmektedir. Güvenlik kuvvetlerimiz, mülki idare amirlerinin emir ve talimatlannı aksatmadan yerine getirecekler ve bu illerimizin kadrolan imkânlar ölçusünde takviye edilecektpr." (Arkası II. Sayfadaj Kanserin davetçileri: SigarcL, içki ve yag Uış Haberler Servisi Amerıkalı Sağlık Bakanhğı yetkilileri. kansere karşı veni bir kampanya başlattı. Kampanya, Amerikalılara vemeklerindeki yağ miktarını azaltmaları, daha az alkol kullanmaları ve tutünün her türlusünden vazgeçmeleri çağrısında bulunuyor. "International Herald Tribune" gazetesinde yer alan habere gore, Amerikalı yetkililer bu sayede kanserden olenlerin sayısının yan yarıya azalacağını belirti\orlar. Kampanyajı başlatan ABD Sağlık Bakanı Margarel Hecker Amerikalılardan "kansere yaşavış tarzının yol açtığı gerçeğini kabul etmelerini" istedi. Sağlık Bakanına gore, yemeklerdeki yağ oranının azaltılması ve içkı sigara alışkanlıklarından vazgeçilmesi, kanserin neden olduğu olumleri 2000 yılına kadar yuzde 25 oranında azaltacak ve boylece her yıl 95 bin Amerikalının ölmesi onlenmiş olacak. Sağlık Bakanı Bayan Hecker. yalnız sigaranın azaltılmasının kampanyada ağırlıklı bir yeri olduğunu ve bunun yan yanya azaltılmasının yılda 75 bin Amerikalıyı kurtaracağını kaydetti. Hecker Amerikalılardan, kanser enstitüsunün onerdiğı beş noktayı uygulamalarını istiyor: Gunde biriki kadehten fazla alkollu içki içilmemesi. • İşyerindeki sağlık ve çalışma kurallarına uvulması. • Tıbbı olarak gerekmediği surece, röntgen ışınlarından korunulması. • Güneşte fazla kalınmaması. • Kadınların, estrojen kullanmamaları. Sağlık Bakanı, kanser ölümlerinin vüzde 30'unun sigaradan, yuzde 35'inın ise aşırı yağ yenmesi nedeniyle meydana geldiğini açıkladı. Bakanın açıklamasına gore, çevre kirlenmesinin, kanser olumleri arasındaki payı ise valnızca vüzde 2. ABDDE KANSERE KARŞI KAMPANYA BA^LADI ÖĞRENCİ AFFI yenüemede yönetmelik beklenmeyvcek ANKARA, (Cumhuriyet Biirosu) YÖK Başkanı Prof. İhsan Dogramacı, kurumlanyla ilişkileri kesilen öğrencilerin 15 mart akşamına kadar kayıtlarının yenilenmesinin kararlaştırıldığını açıkladı. Yüksek Öğretim Kurulu'nun diln yaptığı toplantıda 19831984 öğretim yılında 2984 sayılı yasanın yürurlüğe girdiği 8 mart 1984'ten önce kurumlanyla ilişkileri kesilen oğrencilerin 15 mart akşamına kadar kayıtlarının yenilenmesi ve bu oğrencilerin kayıtlannın silinmelerinden bu yana olan devamsızlıklan dikkate alınmadan öğrenimlerini sürdürmeleri kararlaştırıldı. Doğramacı, uni\ersitelere gonderdiği yazıda, uygulamada birlik sağlanması için, hazırlanmakta olan yönetmelik beklenmeksizin alınan kararın titizlikle uyçulanmasını istedi. Ka\lt İLskiciler çarşısı TRT Genel Müdürlüğü için adaylar 16 nıartta belli olacak "Eskiye rağbel olsa.." Tavşanh'nın eskiciler çarşısma nur yağardı herhalde.. Sıra sıra dizilmişler.. Ortada gökten yağan bir "nur" yok. Yalnız en eski eskici Hacı Şerif Ali Konuşlu'nun görünümünde nurlu bir şeyler var.. Uzun bir yaşamı eskipüsküler arasında geçirmişliğin bezginliği de cabası.. Sabah namazmda "besmele" ile açıldığı kesin olan kilit, kapının üstünde akşam namazını bekliyor gibi..Her şey eski ama zaman yeni: Yıl 1984, aylardan mart (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) Yerel Yönetimler Seçim Kampanyası başladı... İspanyu'da sosyaUstleii işsiztik ve grevler köşeye sıkıştırdı Sosyalist hükümet işbaşına gelirken yılda 800 bin kişiye iş alanı açmak konu olaylar ve birbiri ardına gelen guç durumsunda somut vaatlerde bulunmuştu. Buna karşılık sadece geçtiğimiz ocak ayıngrevler, sosyalistlerıkonusu gelişda bırakıyor. Soz da 90 bin kişi işsiz kaldı. meler, sosyalistlerin işbaşına ge800.000 kişiye iş alaMetro işçilerinin, havayolu çalışanlarımn, başkentteki dükkân sahiplerinin, lirken yıldakonusunda verdikleri nı açmak 300 bine yakın tekstil işçisinin hatta îş Bulma Kurumu memurlannın greve somut vaatler karşısında busbugitmesi sosyalist hükümet i güç durumda bıraktı. tün onem kazanıyor. NİLGÜN C E R R A H O Ğ L U MADRİD Valansiya yakınlarındaki Sagunto Demir Çelik Sanayii yüksek fırınında çalışan bini aşkın işçi, geçen gun vuksek duzeyli bir muduru burosuna saatlerce hapsederek, \ol verilen 155 işçinin tekrar işe alınmasını sağlayacak bir kontrat imzalattı. Sosyalist hükümet ise, baskı altında imzalatılan söz konusu kontratı dikkate almadı ve yol verilen işçilerin işi terk etmek konusunda direniş göstermesi halinde 3000 kişinin çalıştığı Sagunto Yuksek Fırnunı kapatmaya karar verdi. Bu ornek sosyalistlerle işçi kesimi arasındaki gerginliğin hangi boyutlara vardığını gosteren örneklerden biri sadece. Ortak Pazar'a girme hazırlığı içinde olan İspanya'da, Sosyalist Hükümet demirçelik, tekstil, gemi yapımı gibi eski teknolojiyle çalışan sanayi dallarında üretimi yeniden yönlendirecek yapısal değişikliklere (restructuration, reconversion) gitmeye mecbur. AET ulkelerinde kriz içinde olan bu sanayi dallarında leknolojiyi yenilemek için sosyalistler kapsamlı bir şekilde işgucunu azaltmak zorunluluğu ile de karşı karşıya kaldı. Ekonomik durgunluk nedeniyle ulkede zaten artmakta olan işsızlik karşısında, bu onlemler kritik bir nitelik kazandı. Sadece geçtiğimiz ocak ayında İspanya'da 90.000 kişi işsiz kaldı. Böylece işsizlik oranı vüzde 19'a çıkarken ki, bu yaklaşık aktif nufusun 1''5 işsiz kalması anlamına geliyor. Sagunto'daki Geçtiğimiz aralık ayının sonunda başlayan ve giderek şiddetini arttıran grevlerin hükumete meydan okuyan bir genel greve dönuşmesinden korkuluyor. Daha aralık a>ında Madrid havaalanında birbiri ardına gelen uçak kazalarının şokunu uzerinden atamayan Ulaşım ve Turizm Bakanı Enrique Baron, bir hafta içinde iki kez Madrid metrosundaki işçilerin greve gitmesi sonucunda, metro ulaşımını askerleri kullanarak devam ettirmek zorunda kalmış bulunuyor. Bu arada gene son haftalarda iki kez hava ulaşımını durduran Ispanyol Hava Yolları Iberia ve Avico gorevlileri, başkentteki dükkân sahipleri, 300.000'e yakın tekstil işçisi ve hatta iş bulma kurumu memurlannın bile greve gitmesi Sosyalist hukumet üzerindeki baskıları arttırıyor. Felipe Gonzalez duyduğu tedirginliği bu grevlerin buyük bir çoğunluğunun ardında olan Komunist İşçi Sendikası "Comisiones Obreras" (CCOO)'nın sorumluluğuna yükluyor. Gonzalez ise şimdilik. "bizim iktidara gelmemizden bu vana, İspanya'nın 7 vıllık demokratik vaşamı süresince görülmedik sayıda grev düzenledi CCOO. Umanm, herkes kendi pavına düşen sorumluluğu zamanında üstlenir" demekle yetınivor. Gerçekten de 1982 genel seçimlerinde buyuk bir hezimete uğrayarak meclisteki 22 sandalyeden 18'ini kaybeden Komunistlerin etkin oldukları CCOO Sendikasını daha militan bir yöne ittikleri bir gerçek. Mecliste mutlak çoğunluğa sahip olan sosyalistlere karşı 4 milletvekili ile muhalefet yapamayan komünistler, CCOO kanalı ile muhalefetlerini dile getiriyorlar. Ancak sosyalistlerin kontrolu altında olan UGT Sendikası da. tabandan gelen baskı karşısında, ozellikle ücret anlaşmazlıkları gibi konularda grev hareketlerinı destek liyor. Sorun temelde hukumetin "kemerleri sıkma politikasf'ndan kaynaklanıyor. Gonzalez'in süper Maliye, Iktisat ve Ticaret Bakanı Miguel Boyer, ismi konmamakla beraber, tipik bir IMF istikrar politikası uyguluyor. Ispanyol ekonomisinin mevcut yapısı ve durgunluk ortamı nedeniyle "başka bir alternatifi" olmadığını ileri suren Miguel Boyer, uyguladığı ekonomi politikasından en ufak bir taviz vermeye yanaşmıyor. Başbakan Felipe Gonzalez, sendikalarla anlaşmak gereğini hissetmeyen Boyer'in yetkilerini daraltmak ve yeniden yönlendirmek gibi bir vola başvurmadığı takdirde, Boyer'in politikalarından kolay kolay vazgeçilmeyeceği anlaşılıyor. Önceliği ödemeler dengesi ve butçe açığını azaltmaya veren Boyer, bu amaçla ücretleri kontrol altında tutup, enflasyonu düşurmek istiyor. Boyer böylece ozel girişimde artan kârların yatırımlara yöneltilmesini bekliyor. Ancak Bask ulkesi. Katalonya ve Asturias gibi bölgelerde de etkisini hissettiren bir dizi grev ve bu grevlerin yaratabileceği sosyal çalkantılar karşısında bu politikalann, daha ne kadar devam edebileceği konusunda kuşkular her geçen gün artıyor. ANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) Radyo ve Televizyon Yuksek Kurulu'nun TRT Genel Müdurluğü için uç aday belırlemesi 16 martta yapılacfk toplantıya kaldı. Yuksek Kurul'un dun yaptığı toplantıda da Genel Müdür adayları belirlenemedi. Devlet Bakanı Mesut Yılmaz, Cumhuriyet muhabirinin konuya ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi: "TRT Yüksek Kurulu'nun 12 martta genel miidiır adaylarını belirlemesinin iyi olacağı diişünülmiiştü. Çiinku 13 martta da Bakanlar Kurulu toplantısında ele alınıp karara varılabilirdi. Ancak Yüksek Kurul 16 marlta toplanarak genel mudür adaylarını belirlevecek. Belki 17'sinde Bakanlar Kurulu toplanarak genel müdüru alayabilir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle