14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 NASIR VE SEDAT'LA 7 YIL Büyükelçi SEMİH GÜNVER DR. ZEYYAD Dışişleri Bakan Yardımcısı iri vücuduna karşılık çocuk ;fadeli bir >üze ve hıizünlü bir tebessüme sahiptir. Fazla duygusaldır. Yahudileri hiç sevmezdi. Bir gün bana: "Şu sokaklarda Yahudilerin dolaşacagını görmektense, Rus askerlerini tereih ederim" dedi. ANKARA...ANKA... MUŞERREF HEKMOGLU 3 ŞUBAT 1984 Mısır, ABD ile yakmlık kıırmak içiıı umudunu Ttirkiye'ye bağlamıştı 1 9 6 7 yılının kasım ayında Rumlar Kıbrıs'ta Türklere karşı kanlı saldırılara geçtiler. Bu konuda Mısır'dan destek sağlamak için Nasır'ın yardımcısı Dr. Mahmut Fevzi'den randevu istedim. Beni Ehramlardaki evinde kabul etti ve hükümetimize şu mesajı gönderdi: "Kıbrıs'ta cemaatlerin meşru haklarına saygı gösterilmesine ve bu hakların sürekli ve tam bir şekilde teminat altına alınmasına taraftarız. Tabiatı ile bütün sempatimiz Türk cemaatine çevrilidir. Esas itibarı ile ENOSİS'e karşıyız." 12 Zeyyat ile 11 temmuz gecesi Büyukelçilikte yaptığımız uzun konuşmadan şu intibaı edinmiştim: Zeyyal kendiliğinden gelmemiş, gönderilmişti. Mısırhlar, Londra ve özellikle Washington ile diyaloğu sağlamak istemekte ve Sovyetler'le başbaşa kalmaktan çekinmekteydiler. Tarafsız ülke haline gelmek veya Moskova'nın peyki olmak ciddi ihtimaller değildi. Gerçi Sovyetler, ellerinden geleni yapmaktaydılar. Arap Sosyalist Partisi'nin sol kanadı, gençlik kollan ve Sovyetler'in Mısır'da bulunan binlerce teknisyeni komünizmi yayma yolunda boş durmuyorİardı. Sovyetler'in iktisadi ve askeri yardımlara devamı siyasi şartlara bağlamakta oldukları ve Kahire uzerinde azami baskı yaptıklan anlaşılmaktaydı. Mısırhlar, bizden, Amerikalılar ve Ingilizler nezdinde sondaj yapmamızı, kendilerine yardımcı olmamızı bekliyorlardı. temas imkânlarını muhafazayı tavsiye ediyorsunuz. Mahmut Fevzi, New York'ta Dean Rusk ile kaç defa görüştü. Dean Rusk, esas sorunlar hakkında Fevzi'ye hiçbir şey söylemedi. İntibaımız, Birleşmiş Milletler'de, Washington'un gerçek sözculüğunün, Beyaz Saray tarafından doğrudan doğruya Goldberg'e verilmiş olduğudur. Halbuki, Goldberg, Israil Delegesinden bile daha mutaassıp hareket etmektedir. ABD'nin nihai gayesi nedir? Bizden azami ne bekliyor? Bunu henüz anlayamadık. Biz taviz verdikçe, Washington geriliyor. Giivenlik Konseyi'nde reddettiğimiz hususlan daha sonra Genel Kurul'da kabul ettik, Washington ile yine teması sağlayamadık. Goldberg, toplanmasını peşinen istemediği Genel Kurul'da hiçbir karar çıkmamasına azmetmiş gibi hareket etti. pıyorlardı. Araplararası Beş Liderler Toplantısı bu telkini hayretle öğrendi. Sovyetler'in Araplar lehindeki tutumunda bir gevşeme olduğu intibaı hasıl oldu. Bumedyen ile Arif, biraz da bu hususu tahkik için, Moskova'ya derhal hareket ettiler. Malik'e terüddütsüz ret cevabı verdik. Şu anda, General Odd Bull, Mahmut Riad'ın yanında, kendisine Israil'in Süveyş Kanalı'na pnömatik tekneleri indirmesine müsamaha gostermemizi veya bir süre kanalda bizim de hiçbir tekneyi harekete geçirmememizi telkin edeceğini biliyoruz. Bunu da reddedeceğiz. tsrail'in bu konudaki ısrarı bizi ciddi endişeye sevketmektedir. Kanalı, muhayyel bir ateşkes hattı üzerinden paylaşmak, ileride, Süveyş Kanalı'nın enternasyonalize edilmesinin yolunu açacaktır. 1956'da da aynı taktik kullanılmak istenilmişti. pabilecekleri en büyük iyilik, mumkünse, NVashington'un, bizden ne talep ettiğini sarahatle oğrenebilmeleridir. Ancak bundan sonra, ABD ile temas olanaklan ortaya çıkabilecektir!' Geçenlerde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Raymond (1958'de Kahire'de ABD Büyükelçisi, daha sonraları Ankara'da büyükelçi) bir Hint devlet adamına şunu söylemiştir: "İkinci Cihan Savaşı'nda, Nazi Almanyasını yıktık ve yerine yeni bir Almanya kurduk. Mısır için de aynı şeyi >apmak mümkündiir." Eğer, Washington'un esas gayesi bu ise, bize de, bir Sovyet peyki olarak, ümitsiz bir silahlı mücadeleye hazırlanmaktan başka çare kalmamaktadır." Zeyyad, iri vücuduna karşılık, çocuk ifadeli bir yüze ve hüzünlü bir tebessüme sahipti. Fazla duygusaldı. Zeyyad, Ankara'yı VVashington'a olduğundan fazla yakın biliyordu. Johnson ile aramızda esen soğuk rüzgârların pek farkında değildi. Aradan bir hafta geçti. 31 temmuz pazar gecesi, saat larının yaratılması, bu temaslar için kapılann açık tutulması ve politikamızda alternatiflere yer verilmesi" hakkmdaki telkinlerin benimsenmiş ve bu esasların kamuoyuna açıklanmış bulundu. ğunu müşahade etmişsinizdir. Başkanın nutku ve içindeki yapıcı fikirler, hükümetimizin dostça tavsiyelerine en selahiyetli ağızdan verilmiş olumlu bir cevap telakki edilmelidir. Artık VVashington'un tepkisine intizar ediyoruz. Ankara'dan haber alırsanız, lütfen beni arayınız. Bu konuda yetkili kılındım" dedi. O sırada Dr. Mahmut Fevzi New York'taki temaslannı tamamlayarak Kahire'ye dönmüş ve raporunu Nasır'a vermişti. Arap Zirve Konferansı hazırhklan devam ediyordu. Fakat BAC bu konferanstan yapıcı bir sonuç alınamayacağını peşinen biliyordu. Nasır, Güvenlik Konseyi'nin gelecek toplantısına kadar geçecek zaman içinde, VVashington ile temas tesisinde fayda görmekte ve bu temasın ilk safhada doğrudan doğruya olmayıp, bir mutavassıt ile gerçekleşmesini tereih etmekteydi. BAC Hükümeti ise isticalini saklayamamaktaydı. Ümitler biraz da Ankara'nm tavassutuna bağlanmış görünüyordu. Bakan Çağlayangil, Araplara yardımcı olmak hususunda iyiniyetli idi. Planlama Grubu Başkanı llter Tiirkmen ise, bu devrede cesur ve yapıcı bir rol oynadı. Sonbahar aylarına kadar VVashington ile kahire arasında bir irtibat köprüsü kurulmasına çahşıldı. Birleşmiş Milletlerde, Ortadoğu bunaümı konusunda taraflarca kabul edilebilecek bir kararın hazırlanmasına çalışıldığı sırada, Lyndon Johnson, Mısır'a karşı bir yakınlaşma jesti yapmayı uygun görmüş ve yakın arkadaşı eski Maliye Bakanı Robert Anderson'u Kahire'ye yollamıştı. 30 ekimde Kahire'ye gelen Anderson ikinci ziyareti yapmaktaydı. Anderson, savaştan önce 1967 mayıs ayında da Kahire'ye gelmiş ve Nasır'la görüşerek, Zekeriya Muhittin'in VVashington'a gönderilmesi hususunda Nasır'ın mutabakatını sağlamıştı. Johnson'un şahsi temsilcisi telakki olunan Anderson'un bu defa Nasır ile uzun ve açık kalpli bir görüşme yaptığı ve tarafların, Ortadoğu bunalımı ile ilgili göriişlerini birbirlerine aynntılan ile anlattıkları ziyarete geniş yer Amadeus'dan Selam... Büyük Tıyatro'da büyük bir kalabalık, Amadeus'u seyretmeye hazırlanıyor. Güzel bir kalabalık, son yıllarda bu salonda hiç görmediğimiz kişiler de var. Uzun bir süre oyunlar gibi, seyirciler de niteliğini ve niceliğini bitirdi biliyorsunuz. Boş koltuklara oynardı sanatçılar. Oyuncular açısından üzücü. Yöneticiler açısından düşündürücüydü o boş koltuklar. Güzel bir oyun olursa. Devlet Tiyatroları yitik düzeyine ulaşırsa salon doluyor işte.. Genel Müdür Turgut Özakman bu kalabalıktan, oyun boyunca yükselen alkışlardan belli bir yorum yapmış olmalı. Ankaralı seyirciler Devlet Tiyatroları'nda çağdaş bir oyun görmekten hoşlanıyor. Çağdaş düzeyi korumaya t ırmandırmaya özenen çabaları destekliyor. Düş kınklığına prim vermiyor hiç... Amadeus tepeden tırnağa güzel bir oyun. Küçük bir orkestradan Mozart'ın müziğini dinlerken müzik tarihinden bir sayfa açılıyor gözümüze. Can Gürzap'ı ve Alev Sezer'i son yıllarda seyretmedim hiç, İstanbullu oidu onlar. Biri Salier, öteki Mozart rolünde, güzel oynuyorlar. Coşkularını hiç yitirmeden, sanatlarına, seyircilerine saygı içinde. Bu iki oyuncunun devlet sahnesine ilk çıkışım anımsadım birden çiçeği bumunda iki genç aktör, umutla alkışlamıştık yeteneklerini, Reşit Gürzap da vardı ilk seyirciler arasında. Sahnede genç bir oyuncu, salonda eski bir oyuncu. Geçmişten geleceğe güzel bir babaoğul tablosu. Umutlar gerçekleşti, o güzel delikanlı sanatsal çizgisinde güzel bir yerde bugün. Oyuncu olarak da, yönetici olarak da aydın, yürekli çabalar gösteriyor. Amadeus'u seyrederken bir kez daha anladım, sanat olaylannda yalnız başroller, solistler değil, tüm çalgılar, küçük roller de önemli. Muammer Esi'yi de bir yan rolde büyük hayranlıkla seyrettim bu oyunda. Yılların birikimi konuşuyor ellerinde. Mozart döneminin gravürlerini inceleyerek çalışmış rolünü. Tiyatroya, seyircisine sevgi ve saygı duyan bir sanatçıdan beklenen bir uğraş. Bu uğraşı gösterenler yıllar geçse de eskimiyorlar. Geçende Altın Göl'de Macide Tanır'ı seyrederken de düşündüm bunu. Devlet Tryatrolan'nda uzun süregölgede kalan, ama pırıltısını hiç yitirmeyen bir oyuncumuz Macide Tantr da. Altın Göl'de bir resital verir gibiydi... Amadeus'da dekoru, ışığı, giysileri, müziği ve solistleriyle konçerto türü güzel bir oyun seyrettik doğrusu. Güzel oynadılar, güzel alkışlandılar. Oyundan sonra sahnenin arkasına gittim. Geçmiş yıllarda çok severdim kulisi. Oyunculann gerilimi, alkışlann çoşkusuyla güzel bir rüzgâr eser orda. Bir tomurcugun çiçeklenmesi yaşanır. Birtiyatro dakulisiyle yaşar bence. Kulisteki coşku kaybolursa, tomurcuklara, çiçeğe duramaz. Güzel bir rüzgar hırçın bir esintiye dönüşür, sahnede de Bizans türü oyunlar seyredilir ancak. Amadeus'a güç veren sanatçılar çok mutluydu soyunma odasında. Ankaralılara güzel bir oyun sunmanın sevincıyle parlıyordu gözleri. Gece yarısına doğru Çankaya'ya tırmanırken bizim de gönlümüz parlıyordu. Güzel bir oyun soğuk bir başkent gecesini ısıtıyor birden. TRT'nin önünden geçerken hava soğudu yeniden. Amadeus'u çağdaş düzeyde oynayanlar bizim sanatçılarımız, ama TRT'yi çağdtşı bir kuruluş yapanlar da yabancımız değil, diye tepki gösterdi arkadaşım. Tersine bir kültür devrimi yaşanırken bu çelişkiler doğal galiba. Toplumda belli kesimler birbirine çok yaibancılaşıyor. Amadeus'un konusu da çok ilginç geldi bana. Salieri pırıl pırıl elbiseleri içinde görkemli bir saray bestecisi ama müziğinde Mozart'ın yüreği ve gücü yok hiçbir zaman. Bu yokluğu biliyor, özünü aşamıyor, kıskançlığı, bencilliği ağır basıyor durmadan. Mozart'ı yok etmek için çirkin bir savaş sürdüruyor. Yazar çok güzel sergiliyor bu savaşı. Aslında devlerie cücelerin savaşı bu. Salieri görkemli elbiseleri içinde cüce bir besteci, Mozart da bir dev, bir müzik dehası. • Çevremizde de var böyle Salieri'ler, bencilliğe gömük yaşıyorlar. Mozart'ların parlamasına olanak tanımıyorlar. Taze kanın gücüne inanmıyorlar. Ancak müzik de yapamıyorlar. Daha da kötüsü, Salieri'nin savaşı Mozart'ı öldürüyor ama Mozart yaşıyor bugün. Geçmişten geleceğe uzanıyor müziğiyle. Oysa yaşadığı dönemde çok ünlü, çok güçlü de olsa Salieri diye biri yok. Yalnız devlerle cüceler arasında her savaş Amadeus'un öyküsüne benzemiyor. Çünkü bütün Mozart'lar müzikle uğraşmıyor, politikayla uğraşanlar var, bilirnle uğraşanlar var. Onların soluğu kesilirse boy vermesi önlenirse nasıl bir ortama vardığımızı yaşayarak biliyoruz. Yaratıcı gücünü yitiren cüce bir toplum oluyoruz. Amadeus oyunu çağrışımlanyla da çok etkiliyor insanı. Düşündürücü bir mesajı var.... ayıran basın aracılığı ile yayımlandı. Böylece, VVashington ile Kahire arasında ilk ciddi temas başlamış olmaktaydı. Sempatimiz Türk cemaatine çevrili 1967 kasım ayının son haftasında, Kıbrıs'ta Rumlar Türk cemaatine karşı yeniden kanlı saldırılara geçtiler. Konuyu görüşmek ve Mısır'dan moral destek istemek için Cumhurbaşkan Yardımcısı Dr. Mahmut Fevzi'den randevu istedim. Cumhurbaşkan Yardımcısı beni Ehramlardaki evinde kabul etti. Durumu aynntılan ile anlattım. Dr. Fevzi, dost ve samimi bir ifadeyle, hükümetime, aşağıdaki göriişlerini bildirmemi benden istedi: "Kıbrıs'ta Türk cemaatine karşı girişilen kanlı ve vahşi taarruzların tafsilatını derin teessürle öğrenmiş bulumryoruz. Kardeş Türk halkına sabır ve Türk hükümetine isabetli ve haklı politikasında başanlar dileriz. Cemaatlerin meşru haklarına saygı gösterilmesine ve bu hakların sürekli ve tam bir şekilde teminat altına alınmasına taraftarız. Tabiatı ile bütün sempatimiz Türk cemaatine çevrilidir. BAC'nin Kıbns politikasını şöylece özetleyebilirim: Şu çok kritik anda, üzerimize yeni şimşekler çekmemek için alenen ifade imkânından mahrum bulunmamıza rağmen, esas itibarı ile ENOStS'e karşıyız. Adanın müstakil kalmasını ve cemaat haklarının ve güvenliklerinin kesin ve daimi şekilde sağlam teminat altına ahnmalan lüzumuna kaniyiz. Türk hükümeti, Grivas'ın geri çekilmesini, Yunan askeri birliklerînin Yunanistan'a avdetlerini ve mevcut anlaşmalardan hareket olunarak Türk cemaatinin geleceğinin teminat altına alınmasını Atina'dan talep etmekte ve bu hususta kararlı ve azimli harekette haklıdır. Hükümetinizin bu tutumunu benimsiyoruz. BAC, basın, radyo ve televizyonu Kıbns olaylarını Türkiye'ye karşı olan dostluğumuza uygun şekilde aksettirmeye devam edecektir." İyiniyetimizin kurbanı olduk 1967 mayıs ayınm son günlerine dönelim. VVashington doğrudan doğruya ve diğer müttefikleri vasıtasıyla Tel Aviv ve Arap başkentlerinde taraflara itidal tavsiyesi teşebbüslerine geçti. Johnson, Zekeriya Muhittin'i VVashington'da kabule hazır bulunduğunu bildirdi. Kosigin Johnson kırmızı telefon görüşmesinden sonra, Sovyet Sefıri Pojadiev, 5 haziran sabahı saat 3.30'da Nasır'ı uyandırdı ve bir daha itidal tavsiyesinde bulundu. Aynı sabah saat 9.00'da îsrail taarruza geçti ve havaalanlanmıza baskın yaptı. Tel Aviv Washington ve Moskova'yı dinlememişti. Biz, iyi niyetimize kurban olmuştuk. Kimse, Israil'i takbih etmedi. VVashington bütün kudreti ile Israil'in müdafaasını üzerine aldı. Askeri mağlubiyeti siyasi mağlubiyet takip etti. Bütün Batı dünyasını bir iki istisna ile karşımızda bulduk. Başta Akabe Körfezi'nin açılması olduğu halde, çeşitli konularda verdiğimiz tavizler kaale dahi alınmadı. Geçen hafta, aniden, Moskova'dan Jacob Malik geldi ve bize, ABD'nin telkini ile Latin Amerikalıların hazırladıkları yeni bir karar tasarısını getirdi ve bunu kabul etmemizi tavsiye etti. Bu tasan, başhca iki fıkrayı ihtiva ediyordu: tsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesi ve muhasamatın sona ermesi beklenmektedir. Bu teşebbüs ile, Sovyetler ikinci defa Kahire'de VVashington'un sözcülüğünü ya Zeyyad ile ikinci görüşme Ankara, Dr. Zeyyad'ın mesajını inceledi ve Mısırlılara itidal, sabır ve soğukkanhhk tavsiye etti. Washington ile diyaloğu kurmalanndaki faydayı belirtti ve bu konuda yardımcı olmayı vaat eyledi. Cevap biraz zaman aldı. Dr. Zeyyad ile 20 temmuz gecesi buluştuk. Tevelkül içinde sözlerimi dinledi. "Hükümetinize dostlugu ve iyi niyetleri için tekrar teşekkiir ederim' 1 dedi. Sonra konuşmasına devam etti: "Olaylar bize, Ortadoğu buhrarutu çozecek anahtarın ne TelÂvivMe, ne de Moskova'da bulunduğunu ve hal şeklini münhasıran VV'ashington'da aramak icap ettiğini anlatmıştır. Diinyada tek hâkim kuvvet ABD'dir. Sovyetler Birliği dahi Washington'un gölgesinden çıkamamaktadır. Sovyetler'in Araplann hatırı için harbe girebileceklerine hiçbir zaman inanmamıştık. Bunu ileride de yapmayacaklardır. Başka çare kalmadığı için Moskova'ya bağlandık. Silahsız, iktisadi yardımsız mevcudiyetimizi idame etmeğe imkân yoktur. Komünistlere yeniden borçlanıyoruz ve borçlanma ile mütenasip olarak da gitgide bir peyk ülke haline geliyoruz. Evvelden hazırlanmış bir plan Butun bu olaylar, bize, evvelden ayrıntıları ile hazırlanmış bir ABD bizden ne bekliyor Bu fasit daireden çıkabilmenin yolu nedir? VVashington ile plan karşısında bulunduğumuz kanaatını veriyor. Bu Amerikan planının nihai hudutları ne olacaktır? VVashington bizden ne bekliyor? Israil'in emellerinin hududu Johnson tarafından ne şekilde tespit edilmiştir? Bu hususlan bilmiyoruz. Bilemediğimiz müddetçe de neyi ret nevi kabul edeceğimizi kestiremiyoruz. Dost hükumetlerin bize ya 21.30'da Dr. Zeyyad telefon etti. Zeyyad ile işbirliğimiz her neden ise hep gece vakti cereyan ediyordu. "Son görüşmemizde bana bildirdiğiniz hususlan Bakan Mahmut Riad kanalıyla Başkan Nasır'a ulaştırmıştım. Başkan Nasır'ın geçen haftaki büyük nutkunda "ABD ile temas imkân YARIN: Mısır Dışişleri Bakanı ilk kez Ttirkiye'de Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, Türk sporunun büyük olimpisyeni Ağabeyini kaybetmenin üzüntüsü içersindedir. Merhumun naaşı 3 şubat 1984 cuma günü Arnavutköy camiinde öğle namazını müteakip kıhnacak cenaze namazından sonra Rumelihisarı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecektir. Merhuma rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileriz. TÜRKİYE MİLLİ OLİMPİYAT KOMİTESİ YÖNETİM KURULU ACI BİR KAYIP SUAT ERLER KADIKÖY 3. İCRA MEMURLUĞU'NDAN GAYRİMENKUL SATIŞ tLANI DOSYA NO: 1982/3207 KadıköyErenköy Mah. Plaj yolu çıkmazı. 106 pafta, 368 ada, 158 parsel sayılı 811 rn1 miktarh bahçeli kârgir Apt.nın III/23O arsa paylı 2. kat 8 nolu daırenin tamamı ipotek borcundan dolayı açık arttırma suretiyle satısa çıkarılrr.ıştır. tMAR DURUMU: lst. Bel. Imar Müd.nün 9/5/1983 gun 983/4088 sayılı imar durumuna göre; mezkur 58 parsele, aynk nizamda, serbest bina yüksekliği, en çok 20 m. bina derinliği, en az 5 m. ön bahçe mesafesi, en az 4 m. yan ve arka bahçe mesafeleri, fo 25 bina sahası emsalı, 1.8 inşaat sahası emsali, verilmekte olup, iskân sahasında kaldığı kaydediLnektedir. Ayrıca notlar hanesi de mevcuttur. Bu imar durumuna göre parselin kuzeybatı cephesi boydan boya 3 m. genişlikte yola terkedileceği krokide belirtilmiştir. HALİ HAZIR DURUMU: Gayrimenkul KadıkoyErenköy Mah. Plaj yoluna bağlı Plaj Çilek yolu çıkmazı sokağında kain 5 kapıtaj nolu AKAT Apt.nın 2. kat 8 nolu dairesidir. Dairede, girişte hol, holün solunda balkonlu L şeklinde salon, salona açılan bir oda, holün sol gerisinde WC. karşısında mutfak, sağında bir koridor ve bu koridor Ozerinde iki oda ile banyo bulunmaktadır. Banyoda, küvet, klozet, lavabo ve termosifon tesisatlan vardır. Döşemeler, odalarda ve salonda marley, diğer mahallerde ise karo mozaik ile kaplanmıştır. Mutfakta, tezgâh altı ve üstu dolaplan mevcuttur. Dairenin su, elektrik ve kalorifer tesisatlan mevcuttur. Bina betonarme karkas sistemde, bahçeli blok nizamda vasat işçilik ve malzeme ile insa edilmiştir. Çıkmaz sokak uzerindedir. Ancak Bağdat Caddesine yakın sayılabilir bir mevkıdedir. Bu bakımdan ulaşımı iyidir. KIYMCTİ: Tamamına 7.675.000. TL. (Yedi milyon altıyüzyetraişbeş bin lira) kıymet takdir edilmiştir. Müzayedeye iştirak edeceklerin muhammen kıymetin °7o 10 nisbetinde nakti teminat akçesi yatırmalan veya milli bir bankanın teminat mektubunu ibraz etmeleri icap eder. Dellaliye resmi, ihale damga pulu bedeli, tapu harç ve masraflan ile tahliye ve teslim masraflan alıcıya aittir. llk açık arttırması 9/3/1984 cuma günu saat 14.00'ten 14.30'a kadar Kadıköy 3. tcra Dairesi'nde yapılacaktır. Antırma şartnamesi herkesin tetkik edebilmesi için bugunden itibaren açık bulundurulacaktır. TaliplHerden sartname talep edildiğinde 150. TL. p. pulu gönderildiğinde adreslerine bir örneği gönderilecektir. İlk açık arttırmada teklif edılen bedel muhammen kıymetin *?* 75'ini bulmadığı takdirde en çok arturanın taahhüdü baki kalmak üzere arttırma 10 gun daha uzatılarak onuncu 19/3/1984 pazartesi günu saat 14.00'ten 14.30'a kadar yine Kadıköy 3. İcra Dairesi'nde yapılacak, ikinci açık arttırmada en çok arttırana ihale olunacaktır. İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin ve inifak hakkı sahiplerinin haklannı, faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgelerle 15 gun içinde icra dairesine bildirmeleri icap eder. Aksi halde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaştırılmasından hariç kalırlar. Daha fazla bilgi edinmek isteyenlerin memurluğumuzun 1982/3207 sayılı dosya numarası ile mumurluğumuza müracaatlan. ahcılann satış mahallinde ve saatinde hazır bulunmalan ilan olunur. Basın 1120 tLAN MUĞLA ORMAN ANATAMİRHANE MÜDÜRLÜGÜNDEN 1 Anatamirhanemiz Müdürlüğünün Fiat AD20, Hanomag K 16 B Dozer ile 740Champion greyderlerin ihtivaa olan 18 kalem yedek parça toplam 37.090.000. TL. muhammen bedelle Devlet Orman lşletmeleri döner sermaye yönetmenliği hükümleri uyannca kapalı zarfla teklif almak surtti ile satın alınacaktır. 2 thale 8/Şubat/1984 Çarşamba günü saat 15.00'te MüdürlOğumuzde yapılacaktır. 3 lhaleye ait geçici teminat tutan 1.307.750. TL. olup, teminatlar tamirhanemiz veznesine nakit veya limit dahili banka teminat mektubu olarak verilecektir. 4 tsteklilehn umumi idari şartnamcnin 6. maddesinde belirtilen belgeler ile teklif mektuplannı kapalı zarf içinde ve geçici teminaüanna ait 8/Şubat/1984 Çarşamba günü saat 14.00'e kadar Anatamirhane Müdürlüğümüz Satın Alma Komisyon Başkanlığı'na vermeleri gerekmektedir. Postadaki vaki gecikmeler ve telgrafla yapılacak teklifler dikkate alınmaz. 5 lhaleye ait ilan, satın alma ve yedek parça döküm cetvelleri ANKARADENİZLİANTALYAMERSİN Anatamirhane Müdürlükleri ile lstanbul Yedek Parça Depo Müdürlüğü, Bursa, lzmir, Konya, Adana, Samsun Orman İşleune Müdürlükleri ile Tamirhane Müdürlüğümüzde mesai saatleri içinde görülebilir. 6 Kurumumuz 2490 sayıh kanuna tabi degildir. 7 Bu ihaleye ait her türlü ilan ve masraflan satıcı fırmaya aittir. Basın 10427 İLAN ÇANAKKALE SULH HUKUK HÂKİMLtCtNDEN Dosya No: 1982/658 Davacı Nazife Kabak tarafından davalı Melek Ayğın (Aydın) ve 11 arkadaşı aleyhine ikame ettiği Saraycık köyü, Harmanaltı mevkii, kütük sahife: 280, parsel: 280'de kayıtlı taşınmazm paydaşlığının taksim veya satış suretiyle gıdenlmesine dair davanın yapılan açık duruşması sırasinda: Davalının adresi meçhul olduğundan ve tesbit de edilemediğinden duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Verilen karar gereğince davalı Melek Ayğın (Aydın)'ın duruşmanın yapılacağı 28.2.1984 günü saat: 9.00'da Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesi'nde hazır bulunması veya kendisini bir vekille lemsil ettirmesi, aksi halde duruşmanın gıyabında yapılıp karar verileceği duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 24.1.1984. Basın 10902 tLAN ÇANAKKALE SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1982/659 Davacı Nazife Kabak tarafından davalı Melek Ayğın (Aydın) ve 11 arkadaşı aleyhine ikame ettiği Saraycık köyü, köy iei mevkii, kütük sahife: 1291, parsel: 1291'de kayıtlı taşınmazın paydaslığmın taksim veya satış suretiyle giderilmesine dair davanın yapılan açık duruşması sırasında: Davalının adresi meçhul olduğundan ve tesbit de edilemediğinden duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Verilen karar gereğince davalı Melek Ayğın (Aydın)'ın duruşmanın yapılacağı 28.2.1984 günü saat: 9.00'da Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesi'nde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi halde duruşmanın gıyabında yapılıp karar verileceği duruşma günü tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 24.1.1984. Basın 10903 TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ 32. BÜYÜK KONGRESİ DUYURUSU TTB. 32. Büyuk Kongresi, 18 Şubat 1984 Cumartesi günü saat 10.00'da Ankara'da Hıfzıssıhha Okulu Konferans Salonu'nda toplanacaktır. Bu tarihte çoğunluk sağlanamazsa, aynı gündem, aynı yerde ve aynı saatte, 25 Şubat 1984 Cumartesi ve 26 Şubat 1984 Pazar günleri uygulanacaktır. Tüm Tabip Odalan delegelerine duyurulur. TÜRK TABlPLERl BİRLİĞİ GÜNDEM MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞ1 18 Şubat 1984 Cumartesi, 1. Açılış ve saygı duruşu, 2. Divan Kurulu seçımi, 3. Çalışma raporunun okunması, 4. Mali rapor ve denetim raporunun okunması, 5. Çalışma ve mali raporlarını görüşülmesi, 6. Yönetim ve denetim kurullannın ibrası, 7. Merkez Konseyi önerileri ve odalar tekliflerinin görüşülüp karara bağlanması, 8. Dilekler. 19 Şubat 1984 Pazar, Merkez Konseyi, Yüksek Onur Kurulu ve Denetlerne Kurulu seçimleri. ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN 15.000.000 ADET MADENİ KLEPS SATIN ALINACAKTIR Evinizde îngilizceMatematik Fen 352 56 02 • Beyoğlu Billurcu iokak 12 no.da bulunan İnşaatçılar Derneğimizin, Beyoğlu Sıraselviler Caddesı 111/3'e taşınmış bulunduğu sayın üyelere duyurulur. BAŞKAN 1 Genel Müdürlüğümüz ihtiyacı 15 milyon adet CRS saandan mamul numunesi evsafında madeni Kleps teklif alma usulü ile sattn alınacaktır. 2 Bu işe ait şartnameler, malzeme ihtiyaç listesi ve numuneler: a) Çay lşletmeleri Genel Müdürluğü, Satınalma Müdürlüğü R^ZE, b) lstanbul Çay Pak. Fab. Müd.lüğü Kuruçeşme Arnavutköy / İSTANBUL, c) Ankara Bölge Stok ve Satış Müdurlüğu, Vakıflar lşhanı Opera / ANKARA, adreslerinden ücretsiz olarak temin edilebilir. 3 thaleye katılmak isteyen finnalann şartname esasları dahilinde hazırlayacaklan teklif mektuplannı en geç 16.2.1984 Perşembe günü saat 17.30'a kadar Çay lşletmeleri Genel Müdürlüğü, Satınalma Mudürlüğu RtZE adresinde bulunacak şekilde iadelitaahhütlü olarak göndermeleri veya belirtilen tarihe kadar elden vermeleri gerekmektedir. 4 Postada meydana gelen gecikmeler ve telgrafla müracaatlar kabul edilmez. 5 Genel Müdürlüğümüz 2886 sayılı yasaya tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta, kısmen yapmakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Basın: 10662 İLÂN BERGAMA PAMUK İPLİĞİ VE DOKUMA SANAYİİ T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1 Fabrikamıan 9.2.1984 tarih saat 13.30'da aşağıda cins ve miktan yazılı malzemeler açık pazarlık suretiyle satılacaktır. 44 Ton Pamuk Telefi (Muhtelif) 6 Ton Muhtelif Üstüpü. (Muhtelif) 15 Ton Mamul P.Bez. (Muhtelif) 134.500 Metre Hatalı Mamul. (Muhtelif) 25 Kalem Hurda Malzeme. 2 llân muhteviyatı malzeme ve şartnamemiz her gün mesai saatleri dahilinde Ticaret Müdürluğü'nde görülebilir. 3 Ihalemize iştirak etmek isteyen fırmalar, muhammen bedelinin °?o7.5'unu teminat olarak müessesemiz veznesine yatınlacaktır. 4 Fabrikamız 2490 sayılı kanuna tabi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta tamamen serbesttir. Basın: 11070 İLAN İKİNCİ İSTİCVAP DAVETtYESİDİR 1982/1945 Davalı: Efe Tour Turizm ve Nakliyat Ltd. Şirketi yetkilisi OĞUZ AKIN Sıraselviler Cad. No, 22 Taksim/lst. Davacı Hilton International Co. Merkezi ABD, Türkiye tstanbul Şubesi tarafından aleyhinize açılan itirazın iptali davası nedeniyle: 3.12.1980 gunlu sözleşmedeki davalı şirket yetkilisi Oğuz Akın imzası ile, rezervasyon fışlerindeki şirket kaşesi uzerine atılan imzaların davalı şirket yetküilerine ait olup olmadığı hususunda, bu kez de gelinmezse ya da bildirimde bulunulmazsa, belgedeki imzayı aynen kabul (ikrar) etmiş sayılacağınıza dair ikinci isticvap davetiyesi çıkarttlmasına karar verilmiştir. Ikind isticvap için tayin edilen 16.3.1984 günü saat: 15.00'de duruşmada hazır bulunmamz, hazır bulunmadığınız takdirde yukarda yazılanları aynen kabul etmiş sayılacağınıza dair ikinci isticvap davetiyesi tebliğ olunur. 30.1.1984 Basın: 1100
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle