Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 ŞUBAT 1984 CUMHURÎYET/5 SEVEMA ATILLA DORSAY İstanbul Belediyesi niçin susuyor? Her geçen gün her şeye zam gelirken, önemli ihtiyaç maddeleri sık sık zam görürken, sinema fîyatlarında artışın çoksımrlı kalması büyük bir ayıptır. "İstanbul Belediyesi niçin su suyor ?" Bu soruyu bana Metin Erksan sordu. Sedat Simavi jürısindeydik, sinemanın sorunları açıldı, "Yahu o kadar yazı yazdınız sinema Belediye ilişkÛeri ustüne, peki Belediye niye birşeyler yapmıyor? Belediye utanmıyor mu?" dedi. Ben de "Utanıp utanmadığını bilemem. ama en küçiık bir tepki. en kiıçıik bir yanıt bile almadım" dedim. Bu konuya yeniden dönmek istemiyordum (çok yazdım çunku), ama yeni bir hükümetin, sanat hayatımızın diğer alanlan yanında sinemamızın sorunlan ile de ilgilenmek eğiliminde gozüken bir kültur bakanının iş başına geçtiği şu gunlerde, sinemamızın sorunlan ustünde sayın Miıkerrem Taşçıoğlu'ya duyurmak istediğim konuların başında, yine bu geliyor. Evet bence gunumuzde sinemamızın baş sorunu Belediye'dir. Bu sorun çözumlenmeden sinemada hiç bir şey yapılamaz, Türkiye'de sinema bir adım bile ileri gitmez. tthal filmi olarak günden gune düzeysizleşen, bayağılaşan filmlere mahkum oluruz. Yerli yapım olarak ise beklediğimiz, özlediğimiz filmlere hiç bir zaman kavuşamayız. Çünkü herşeyde olduğu gibi, sinemada da temel sorun, ekonomiktir. Sinema zor, pahalı karmaşık bir sanayi ve ticaret alanıdır. Bu alanda yapılan yatırımlar, pek çok yatınm alanının tersine, hiç bir kazanç guvencesi taşımazlar. Sinema yapmak, bir anlamda bir seruvendir, bir kumardır. Ama sinema aynı zamanda çok onemli, çok etkileyici bir sanattır, ınsanlar arasındaki ilişkilerde buyük rol oynayan güçlu bir iletişim alanıdır. Bu nedenle, dunya üzerinde hangi sistemden olurlarsa olsunlar tüm ulkelerde sinemanın sorunlanyla ilgilenen bir devlet anlayışı egemendir, bunun için yerleşmiş gelenekler, oluşturulmuş kurullar ve kurumlar, yaratılmış fonlar, döner sermayeler, destek teşvik yolları vardır. Bizde son dönemde devlet de sinemaya yardıma karar vermiş, bu iş için belli bir fon ayrılmıştır. Ama sinemanın asıl ve temel kurtuluşu bu tür yardımlar değil sinemanın üstünde ceberrut gibi duran Belediye baskısını azaltmak, giderer kaldırmaktır. ekmekten otobus biletine, günluk hayatımızın en önemli maddeleri sık sık zam göruyor. Ama bir alanda, bu artışların fiyatlara yansıtılmasına olanak yok. Bir alanda, fiyatlar ya hiç artmıyor, ya da genel fiyat artışının, enflasyonun son derece gerisinde, ağıraksak, 'aheslebeste' bir tempoyla gunun koşullarına yetişmeye çalışıyor. Bu alan, talihsiz sinema alanıdır. Temel masrafları olan elektrik, benzin ve fuel (ısıtmak için) her an zam gören, gerek film gerekse malzeme ve ham madde dışalımı, yine hergun artan dolar fiyatlarına bağlı olan sinema, Türkiye'de gorece olarak en ucuz şey kalmayı sürdürüyor. (Diğer uçte bir, belediyeye kalır). Yani bir seyirciden filmciye /sinemacıya kalan, yaklaşık olarak bir otobüs bilet fiyatıdır. Üstelik bu sınemalara tüm oğrenciler 60 liraya girer. Her gun ilk matine de herkese 60 liradır. Bundan filmciye / sinemacıya kalan ise 20 liradır. Yani bir otobüs bilet fiyatının vaklaşık yansı. Ayıptır, yazıktır, gunahtır! Seriyale döntiş MACERACILAR (High Road to China) / Yönetmen: Brian Hutton / Oyuncular: Tom Selleck, Bess Armstrong, Jack Weston, Wilford Brimley, Robert Morley / (Saray). "Maceracüar", Amerika ve Avrupa'da bir hayli yakın zamanda gosterime çıktnış ve Amerika'da buyuk iş yapmış bir film... İlk savaştan hemen sonraki yıllarda, uzak ulkelerde seruven peşınde izi kaybolmuş babasını bulmak için Afganistan'a gitmek isteyen ve bunun için gozupek bir pilotla anlaşan bir Ingiliz 'sosyete kızı'nın serüvenleri... Kahramanlarımız, Afganistan'da İngilizlere karşı baş kaldırmış olan Veziri'lerin eline duşecekler, oradan Hindistan ve Nepal'e, oradan da Çin'e geçecekler vs. vs... "Maceracılar", bir anlamda "Gizli Define Avcılan" gibi filmlerin de başarısından yararlanarak, bir zamanların 'seriyal' filmlerine ve onların havasına geri dönmeyi deneyen filmlerden... Uzak, ırak 'egzotik' ulkelerde, tarihsel gerçeklere hiç aldırmayan, kişilerin psikolojisiyle değil, durumlann olabildiğine heyecanlı ve serüvenin alabildiğine bol olmasına dayalı bir sinema anlayışı. Bu tur fîlmlerde, hep bilinir, en belirgin ögelerden biri, kesinkes ırkçı bir tutumdur: Kahramanlar beyaz, 'uygar' ulkelerdendir, 'kötiiler' ise hep geri kalmış toplumlardan.. Burada da 'vahşi', 'serseri' bir 'giıruh' olarak gosterilen Afganlılar, İngiliz maceraperestini general yaparak savaş kazanan Çinliler vs... bu tutumu siırdüruyor. Bir donemin "Tarzan" filmlerinde de belirgin olan bu tavır, dünya üzerindeki genel siyasal değişmeler ve genel bilinçlenme nedenleriyle sinemadan kalkar gibi olmuştu. Yıllar sonra boyle bir yaklaşımın (hâlâ) mümkun olduğunu görmek ilginç!. Bu hızlı filmin en başarılı yanları, "Gandi" ile (ortaklaşa) bir Oscar alan Ronnie Taylor'un nefıs gorüntuleri. Ne yazık ki onlar da, yeniden açılan Saray Sineması'nın kötu projeksiyonu dolayısıyla beklenen tadı vermiyor. TRT kütüphanesindeki TRT'nin aylık " Yayıncılık ve Haberleşme"adlı dergisinin kasım sayısında, "Kurumumuz Merkez Kutüphanesı'neyeni gelen eserler" başlıklı bir bölüm var. Bu bölümde, "Kasım ayı içensınde Kurumumuz Merkez Kutüphanesı'ne gelen eserleri, sayın okuyuculanmıza aşağıda sunuyoruz. Faydalanmanız dileğiyle.." diyerek sunulan bir de kitap listesi var. İşte asıl mesele bu listeye bakınca çıkıyor. Bakıp, bakıp bir turlu TRT'ye almmasının nedenlerini anlayamayınca Ankara ya telefon edip soruyoruz? TRT ozel kaleminden bu işlerle Eğitim Dairesi Başkanı Ecvet Morovah'nın ilgilendiğini öğrenince de Ecvet Bey'e yöneltiyoruz sorulanmızu Kurum Merkez Kutüphanesi'nde kaç kitap var? Bu kitaplar hangi kıstaslara göre alınıyor? Ecvet Bey sorularımızm yanıt Duyduk Gördük kitaplar larım içeren bir mektup yoüuyor bize. Öğrenmek istediklerimizin dışındaki bilgileri içeren mektubun bizi Ugilendiren bölümu şöyle: "Kutuphanemizde 20 bini aşkın kitap bulunmaktadır. Kutüphanemız kurum gorevlilerinin çalışmalarına, yayın ve program için ihtıyaç duyacaklan araştırmalara cevap verebilmek amacıyla çeşitlı konulardakı materyallerden oluşmuştur. Kütuphanemızdeki materyallerın büyük bir kısmı çeşitli dillerdekı ansiklopedıler, söztukler, sanat eserleri, yıllıklar, atlaslar, biyografilerden oluşan muracaat eserleriyle dergı ve gazetelerden oluşmaktadır." Evet, artık bu amaçlarla alınan kitaplann adlarım verelim: Kasım ayında Kurum Merkez KütüphanesVne toplam 46 kitap alınmış, bunlann bir bolümü az da olsa TRT çahşanlanntn yararlanabileceği kitaplar, ama bir de öteki kitaplar var ki biz bir türlü neden ahndığınt anlayamadık. Belki sizler çözersiniz. Örneğuv "îslam Kelâmalarma ve Filozoflarına Göre Allah'ın Varlığı", "Hadis İlimleri ve Hadis tstilalan", "Mevzuu Hadısler", "Son Asrın tlım ve Fen Adamlarına Göre tlim Ahlak tman", "Hatemu'l Enbiya Hazreti Muhammed ve Hayatı", "tmam Hatipler tçin Örnek Metınler", "Seçme Hadisler" "250 Hadis Terceme ve tzahı", "Hazreti Peygamberin Hayatı", İslam Adliye Teşkilatı, Ortaya Çıkışı ve tşleyişı", "Tefsirde İsrailiyyat", "Sahihı Buhari Muhtasan Tecridi Sarih ve Tercemesi", "Zekat, Doğumunun 100. Yılmda Ataturk ve Din Eğitimi", "Buyük Turk Bilgini Şeyhülislam Ebussuud Efendi ve Tefsirdeki Metodu", "Kurtuluşun ve Cumhuriyet'in Manevi Mimarlan," vb... 'MüzikaPe saglanan avantaj Ama aynı sinemalarda, tiyatro oynatırsanız, 800 liraya kadar tarife alabilirsinız. Üstelik bunu 'müzikal' olarak kabul ettirebilırsenız, alacağınız fiyat 1200 liraya dek çıkar. Üstelik bundan alınan Belediye rüsumu, yalnızca %5'tir. Şimdi bir hesap yapalım. 1200 liranın W i olan 60 lirayı 1200'den çıkaralım. Müzikal oyundan sinemacıya kalan, koltuk basına 1140 liradır. Aynı koltuk, film oynadığında o salona 80 lira bırakacaktır. Yani koltuk tiyatro olduğu zaman, sinemacıya film gösterisinin yaklaşık 15 misli para bırakmaktadır. Tiyatrolann korunmasına, düşük rusumdan yararlanmasına karşı değiliz elbette. Ama tiyatro ile sinema arasında böyle korkunç ve hiç bir ülkede benzeri görulmeyen bir kâr farklıhğı yaratırsanız ne olur? Ne olduğu gorülüyor: tstanbul'un en çok iş yapan sineması Konak, tiyatroya dönüşmüştur. Gelecek mevsim özellikle Şişli semtinin birçok sineması için de aynı durum sözkonusudur. Böylece ortalığı 'Müzikal' adı altında sergilenen bayağılıklar kaplayınca, bundan sinemamı zııı, tiyatromuzun ve de kültur yaşamımızın ne kazanacağnu doğnısu merak ediyorum... Bir otobus bilett bile Bu konuda sayısız sayı verilebilir, uzun tablolar yayınlanabilir, kıyaslamalar yapılabilir. Sözgelimi Fransa'da gazete fiyatlarının ortalama 4 frank, sinema bilet fiyatlarının ise 3032 frank olmasından yola çıkılarak, bizde gazete fiyatlarının 3040 lira olduğu, dolayısıyla sinema biletlerinin de kıyaslama yoluyla 250 Herşeyin fiyatı artarken ila 300 lira olması gerektiği söyBir kez düşünun... Her gun lenebilir. Ama bu kıyaslamalaherşeyin fiyatı artıyor. Herşeye ra girmeden bizden örnekler verzam geliyor. Devlet her günbir mek istiyorum. Bugün tstanbuTçok temel, yaşamsal maddeye un lüks birinci vizyon sinemalazam yapıyor. Hemen her tür rında bilet fiyatları 120 liradır. imalat ve ticaret alanında, maBundan sinemacı hissesi, uçte biliyetlerde meydana gelen artışlar ri olan 40 liradır. Filmci hissesi fiyatlara yansıyor. Türkiye'de de, yine uçte biri olan 40 liradır Sinemaya karşı video mu korunuvor? Belediye deyince, kuşkusuz öncelikle İstanbul belediyesini kastediyoruz. Çünkü tstanbul, sinemanın başkentidir, yüreğidir, en buyuk hasılatların sağlandığı, sinemanın kaderinin saptandığı şehirdir. Üstelik Ankara, Rize, Gaziantep gibi belediyeler, sinemaya İstanbul'dan daha çok anlayış göstermekte, yardım etmektedirler (Gaziantep'te 150 lira olan fiyatlar. Ankara'da ucuz matinelerin yalnız hafta sonu uygulanması, ödullüfilmlereyüksek tarife, vs). tstanbul ise bu konularda tam bir sağır duvardır. Sorunlan anlatmak için görüşmek istediğimiz Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl'la konuşmak mümkun olmamıştır. Insan merak ediyor: Acaba İstanbul belediyesinin, doğal ve yasal ortağı olduğu, gelirinin yaklaşık üçte birine şıp diye el koyduğu sinemanın sorunlanna böylesine yabancı kalmasına özel bir neden mi var? Acaba belediye, almış başını giden videocuları daha mı çok se\iyor, sinemayı çokerterek onlara mı destek olmayı yeğliyor? Bu ve benzeri soruları ciddi biçimde sorarken, sinemayı bu ilgisiz ve zoraki ortaklığın ve liberalleşen bir ekonominin akıntısına kürek çeken baskıcı denetimin pençesınden mutlaka kurtarmak gerekiyor... Bu da tarihi çeşme mecit tarafından kayıkçılann su alması için Kabataş'ta yaptırılmış. Ama butun geçmisten kalma değerlerimiz gibi buna da zamanla boş verilmis. Musluğu yok, suyu akmıyor, önünde de köfteci ocağı duruyor. Yakında biri kaldınp evinin bahçesine tasısa kimsenin ruhu duymayacak. (Fo'.oğraf: NAZIM TtMUROĞLU) Eğer TRT prodüktörlerine, çalışanlanna yararlanmalan için I alınan, kütüphanede bulundunılan kitaplar bunlar olduğuna göre, özenle hazırladıkları "suyuna tint'' programlara hiç şaşmamak gerek. KİM KIME DUM DUMA Behiç Ak Gereği olmayan bir tekrar JVEŞELİ GEHÇLİK (The Last American Virgin) / Yönetmen: Boaz Davidson / Oyuncular: Lawrance Monoson, Diane Franklin, SteveAntin / Renkli Amerikanfîlmi (Dünya, Konak). "Gençlik filmleri", sömestr tatilinin de gelmesiyle sürüyor. Oğlunun en yakın arkadaşını baştan çıkaran Jacqueline Bisset'nin "Sınıf'ı yerine, bu hafta "Neşeli Gençİik'M görmeyi yeğledik... Ne hata... "SınıF'ta en azından Bisset'yi seyretme olanağı vardı. Bu fılmde ise, her şey bir yana, yüzune bakılacak biri bile yok!... "Neşeli Gençlik"i yeğlememizin nedeni, bu filmin yıllar önce bizde "Ergenlik Çağı" adıyla oynayan "Lemon Popsicle" isimli filmin devamı olduğu sanısıydı. Aynı yönetmen, benzer gozuken konu/tema, vs. "Ergenlik Çagı", önemli bir film değilse de, sevimli bir gençlik filmiydi, kendine özgu bir mizahı, gençlik sorunlarına yaklaşmada uçarı bir tavrı ve en önemlisi, 50 sonlarının 'pop' parçalarıyla orülmüş nostaljik bir yanı vardı. Ama "Neşeli Gençlik", "Ergenlik Çagf'nın bir devamı değil, sahne sahne aynen yeniden çevrimi. 'Yeniden çevrim (remake)' alanında çok şey görmuştük, ama bir filmin aynı yönetmen tarafından 34 yıl içinde sahne sahne yeniden çevrimine hiç tanık olmamıştık. Üstelik bu kez muzik açısından da pek bir özelliği yok filmin, yakın aylara dek radyolarımızda da bol çahnan Blondie, Commodores, Cars gibi grupların parçaları, filme pek bir şey katmıyor. Sinemaya yeni gitmeye başlamış pek genç bir okuyucu/seyirci değilseniz, tsrailli yapımcı Menahem Golan/yönetmen Boaz Davidson ikilisinin bu tatsız sürprizinden uzak durun derim... TATSIZ SÜRPRİZ "Neşeli Gençlik" hiç görülmemiş bir olayın, aynı yönetmen tarafından bir filmin sahne sabne tekrannm sergilenişi. Bu da izleyici açısından tatsız bir sürpriz. GALERILER GALERI BARAZ EDİP HAKKI KÛSEOGLU 17 Şubat 29 Şubat 1984 528 66 29 522 89 97 FANGALTI SANAT GALERİSI Bmzto? So* TARİHTE BUGÜN BÂGİMS1Z YUNANISTAIt. IBSO'M SUGÜH, yUMAHİSTAN SAĞIUSIZ U&INl İLAN SmiŞTİ. AVBUPA ÜLKELB Hi KEHOt SÖMURGE İMPARATOeLUKlÂRlNI GEHİ$L£TlgKEH,OSM4HU iMfA. KATORLUĞU İÇlHDEKI BA&IMSIZLIK İ E o e U G R HAREKETLERIU LAR0I Mümtaz Arıkan S.KAYNAKÖLDU 1361 'DE BUGÜH, ÜHLÛ TİIKK MÛ21SI BESrecıSİSADETTtN KAYHAK OLOU. 6ENÇUK YILLARINOI MÜZIKVE C*N EĞt 71MIHI B'RUKTB YAPAN K4YNAK,S££IH(N 6UZELLİĞI İLE DÎKKATI ÇEKMIÇ, HAPız OLMU$TU ONCELERl SUL : : rAN SSL/M VE SULTAKIAH. " UET CAMİLERI &A$IMAMU ^ ? &INI YE HATİPU&mı YAPMIS, 3O YAŞLARIMDA DA PR.OPES . VOHEL SESTECİLİ6E ACVA4 ATWŞ."2£ 3 Şubat Mübeccel Siber Reslm Serglsl 24 Ocak 15 Şubat 1984 ModaCad 264M0DA Tel 337 15 31 HASAN HÛSEYİN Resim Sergisi 60 RcnaMiı Katkmyto 129 Şubat PAİ$AKtÛ MUT, ı'SYANI BASTIRIP ıŞGAL EDlLEN YERLERl SERI ALMAyA &l$lADI,FARlNl OE6İÇTİREH OLAY M6YOANA GEL Ol MORA YAZ/MADASIMDAKJ >**VARİN'PE BULUUAN OSMA/VLI DOHAN VE IK&IL.'Z ORTAK DOUVJUASI TABA. FlHDAN BASKIML4 YAK1LDI1 DAHA SOHftA RUSL4ZLA 8AŞLAYAAI SAVAŞ rA YEMLtS'YLE SOAJA £#'*/€£ YUVAMlSTAU'A BASIMSI2L/K KAP/LA. Kİ AÇILMIŞ OL&U... yuHANLIlASHH İSYAN E&İLİMİ 2 Mart 28 Mart 1984 İBRAHİM ÛRS 30 Mart 25 Nisan 1984 JALE ERZEN EKNKftY İŞ SAMAT 6ALERİSİ L£Rİ BESTELEUİS A>A ASl^ , TINI SAÜKILARiyLA yAPMI&rıR HÂL ' SEVILEN BBSTELE&İNDEN SAZILAk BLU.UMÇILE", "&AUAR BÎTTf SÛ2 &İTTI *, "S£WÎM YAZIM KISA BEHZ£* . .. 6Û2LERİN! SEVDİĞIU DİL8ER", "bO&UYOR OM "% " yt&utjSEItiz YA$ GUNEŞİ',... 27 Nisan 31 Mayıs 1984 Kurtuluş Cad 191 KurtuluşIST Td 140 47 83 OZDEMİR ALTAN Hatice (Aslan) Odabası Basri Erdem GnfRc 23 Ocak • 10 Şubat SANAT Anadolu Medenıyetlerı ÇAĞIAR BOYU TAKI SERGİSİ Müzelerdeki eserlerden imitasyon ornekleri 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Galatasarayla Beşiktaş 22 berabere kaldılar Dun Fenerbahçe stadyomunda senenın en muhim maçlanndan biri daha yapıldı; Galatasaray Beşiktaş karşılaştılar. Musabakanın dortte uçunde Galatasaray hakim oynadığı halde Beşiktaş'ı mağlup edemedi, ıkı taraf ta ıkışer gol yaparak berabere kaldılar. Maçı tedavı için gittığı Vıyana'dan donen Adliye Vekılı Saraçoğlu Şukru Bey de seyreıti. 3 Şubat 1934 Bunlardan Kadıkoyunde dort kışının dukkânmda araştırma yapılmış ve netıcede Kadıkoyunde Bahçe sokağında Kasap Yusuf, Sogutluçeşmede zerzavatçı Markar, Osmanağa mahallesinde kadayıfçı Mehmet, Muhurdar Caddesı'nde bakkal Andonun dukkânmda eski okka, kantar gibi olçuler bulunmuştur. Bunlar hakkında derhal zabıt varakast tutularak takibata gırışılmiştır. J9341984 15 GÜN UZATILDI istıklâl Cad Postacılar S No 12 Tel 149 23 64 '~ rfr0VV GÜNER ENER 'Ağıtlardan Yorulan' Resim Sergisi 16 Ocak 8 B&M OKTAY RİFAT RESİM SERO3 27ocak 9subat 1964 «al*onağı cad pakı^e tarzı klmığı sokağı URART SANAT GALEHlSİ GALATA SANAT GALERİSİ Hala eshi tartıyı kullananlar var Yeni olçulerın tatbık edilıp edılmediğı hakkında Belediye mufeıtişlerı bütun esnafı teftiş etınektedtr. Bazı esnafın muşterılere olan eskı okka ve dırhemle mal sattıklan haber alınmıştır. Balkan Naci İslimyeli RESİM SERGİSİ 5 OCAK6 ŞUBAT SELMA GÜRBÜZ MITHAT SEN Resim Sergisi 26 Ocak 13 Şubat İLANEN TEBLİGAT BURSA tKİNCÎ İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1983/1937 3. Şahıs: Burhan Dicle, Alı Çeunkaya Bulvan No: 65/AB İZMİR Alacakh Mustafa Gülten Vk. Av. Ali İhsan Tosun'a borçlu Ahmet Akçakaya aleyhinde yapılan icra takıbinde; Dosyamızdan fiilen \e kayden hacz olunup satışı yapılan 35 PE 291 plaka sayılı vasıta üzerinde lehınize duzenlenmiş 200.000.00 TL.'lık (15.000.00 TL.'sı odenmiş) mulkiyeti muhafaza ile satış senedi bulunduğu bildinlmiş olmakla, vasıta üzerindeki mulkiyeti muhafazanın devam edip etmediğinin ve bakiye 185.000.00TL.'nın ödenip ödenmediğinin işbu gazetenın neşrı tarıhinden itibaren (27) gun içinde dosyamıza bıldirmeniz gerektığı, aksi takdirde 185.000.00 TL.'nın ve ıhale bedelinin dosva alacaklısına ödeneceğı, 3. şahıs Bur1 han Dıcle'mn adresıne teblıgat yapılamadığından ılanen tebliğ olunur. 27.1.1984 Basın 11004 DtŞ TABtBt ORHAN TÜZÜN Levenı, Gttvercin Durafc. Gazaeciler Yapı Kooperatifi C/3 Blok. D. 7 Saat: 913 Tel:l64 57 25 Randevu alııtması rica otunur. Sanat Galerisi "adlandırılmayanlar" RESİM SEJI8İSJ 21 •akU * M 1M4 Barbaros Bulvan Barbaros Apt Nobel yanı Tel 74/4 161 80 72 TABAR • SANAT GALERIS1 Valı Konağı Cad Pasaı 85 Tel 146 72 81 LÜTFÜ HAYATİ MİSMAN Resim Sergisi 27 Ocak24 Şakai Husrev Gerede Cad 126 Teşvıkıye Meydanı 141 65 10 11 12 13 GALERİ ÖZEL KOLLEKSİYONUNU Sunar 28 0cak13 Şabat GALERİ İLANLARI HER GÜN BU KÖSEDE Doçent Operatör Doktor MEHMET ERTAŞKIN Hastalannı kabule başladığını saygılarla duyurur. Adres: Mithatpaşa Cad. 55/1 Kızılay Ankara Tel: 31 53 67 34 17 69