Katalog

Cumhuriyet İçişleri Bakanı Ali Tannyar, bir merkez valisi başkanlığında kurulacak yetkili komisyonun aralarına Ankara Videocular Birliği uzmanlannı da alarak video yasa tasarısını hazırlayacaklannı söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Btirosu) Video yasasının çıkanlması için Jçişleri BakanlığVnca çaüşmalara başlandı. Haarhklanna başlanan yasa konusunda Ankara Videocular Birliği' nin de görüşleri alınacak. Geçtiğimiz günlerde Ankara'da sonuçlanan "Türkiye 1. Video ve Sonınlan Sempozyumu''nda yapılan konuşmalan banda kaydeden İçişleri Bakanhğı yetkilileri, konuşma bantlarını hazırlanacak olan "Video Yasası"na temel olmak üzere incelemeye başladılar. İçişleri Bakanı Ali Tanrı>ar, bir merkez valisi başkanhğında kurulacak yetkili komisyonun aralarına Ankara Videocular Sahıbı: Cumhuri>el Matbaacılık ve Gazeıecılık Turk Anonım Şırkeıı adına Nadir Nadi, • Genel Yavın Muduru Hasan Cemal, Muessese Muduru. Emine l >aklıgil, > azı l>lerı Muduru: Oka> Gönensin, • Yazı Işleri Mudur v,ardımcı;>]: Ahmet Korulsan. Haber Merkezı Muduru: Yalçın Ba>er, Sayfa Duzenı Yoneınıenı \li Acar. TAKVIM 27 Şubat 1984 Imsak: 6.11 Güneş: 7.35 Temsılcıler ANKARA: Yalçın Doğan, IZMIR: Hikmel ÇelİBka>a. ADANA Mehmet Mercan, • Servıs Şeflerı: lstanbul Haberlerr SHahallin Ouler, Dı^, Haberler Ergun Balcı, Ekonomı. Osman lilaga>, kultur Avdın Lmec, Magazın: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı. Abdulkadır Nucelman. Duzeltme: Refik Durbaş, Araştırma: Şahin Alpa>. Ikindi: 16.26 Akşam: 18.59 Yaısı: 20.18 Burolar: • Aakara: Konur Soltak No: 24/4 Yenişehir, Tel: 175825175866, İdare: 183335. • İımir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Ataturk Caddesı. T.H.K İşhaıu Kat 2/13, Tel: 1455OI973I • Basan ve Yayan: Cnmlnıriyel Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk Ocağı Cad 39/41. Cağaloğlu, Ist PK. 246tst. Tel: 5209703 Tdex: 22246 Öğle: 13.21 "Video yasası"nın hazırlıkları başladı MİLLİ EĞİTİM BAKANI: YÖK, aksaklıkları kendi bünyesi içinde çözecek MUAMMER TUNCER Eğitim alanına ilişkin sorunlar, dün olduğu gibi, bugün de Ulkemizin en önemli sorunları arasında olma durumunu sürduriiyor. Her gun okurlanmızdan aldığımız mektuplar, gerek eğitim düzeni, gerek öğretmenlerin özlük hakları ile ilgili pek çok sorunun çözıim beklediğini gösteriyor. Biz bu sorunlardan bazılan konusunda ne düşundüğünü Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler'e sorduk. Bakanın verdiği yanıtları okurlanmıza sunuyoruz: Binlerce oğretmen, uğradıklan adli ve idari soruşturmalar sonucunda aklandıklan halde açıkta beklemektedir. Buyük sıkıntılar içinde bulunan bu öğretmenlerin >eniden goreve alınmalan için herhangi bir önlem duşünuyor musnnuz? DİSÇERLER Öğretmenlerin tayinlerinde, daha önce soruşturma geçirmiş oldukları değil, kanunun öngördüğü şartları taşıyıp taşımadıkları ve öğretmen ihtiyacı dikkate alınmaktadır. Bu şanları taşıyanların atamaları yapılmaktadır. 1983 tayin ve nakil döneminde geçmiş yıllarda olduğu gibi öğretmen ihtiyaa temmuz ve kasım aylannda olmak üzere iki defa ilan edilraiş, süresi içinde müracaat edenlerden mevzuatlarda yer alan şartları taşıyanlann tayinleri vapılmıştır. Öf retmenler için aytı bir personel diizeni düşünüyor mu sunuz? DtNÇERLER Öğretmenlerin; terfıleri, taltifleri, izinleri, yan ödemeleri vb. hizmet özellikleri ile sayısal durumları gozönune alınarak ayrı bir personel rejimine tabi tutulmaları geçmişte çok görüşulen bir konu olmuştur. Şimdilik mevcut personel rejimi içinde meselelerin çözulmesine çahşılmaktadır. Onuncu Milli Eğitim Şurası'nda sınıf geçme sisteminin ders geçme sistemine döniışturülmesi kararlaşbnlmıştı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? DİNÇERLER Ders geçme kredi düzeni sistemi 10. Milli Eğitim Şurası kararlannda ongörulmekle beraber, öğretmen, eğitim ortamı konulanndaki imkânsızlıklar nedeniyle bugune kadar yurt çapında yaygınlaştınlması sağlanamamıştır. Üzerinde duşünulmesi ve geniş tartışma açılması gereken bir konu olduğu bellidir. YÖK konusunda ne diişünüyorsnnuz? Yakınma konulan üzerindeki çalışmalannız ne durumda? DtNÇERLER Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) muhakkakki yaranna inanılan Anayasal bir kuruluştur. YÖK Kanunu ile ilgili uygulamada görülen tıkanıklıklar zaman içinde giderilmişür. Doğabilecek yeni aksaklıkları YÖK'un kendi bünyesi içinde çozümleyeceği, gerekirse konulann tadil edileceği açıktır. Birliği uzmanlarını da alarak video yasa tasarısını hazırlayacaklannı ifade etti. Ankara Videocular Birliği, hazırlanacak yasa tasarısı konusunda şu gorüşlere yer verdi: 1 Videocu'luğun ayrı bir meslek olarak belirienmesi ve meslek birliklerine ilave edilmesi. Ticaret ve Sanayi Odaları'nda aynı şekilde videonun bir meslek örgutu olarak belirienmesi. 2 Video firmalarının "birliklerın" izni ile kurulabilmesi. Video firrnalannda çalışacak kişilerin >eya sahiplerinin teknik eğitim gormesinin temin edilmesi. 3 Devlet video arşivinin kunılması. 4 Video biriiğjnin bilgiişlem merkezi kurarak İçişleri Bakanlığı'ndaki sansiır belgelerini tasnif etmesi. 5 L'mumi jerlerde video bandı gösterenlerin her 50 dakikada bir 5 ila 10 dakika sureli eğitim filmleri koymalannın zorunlu tutulması. 6 "Telif hakları sıcılinin" video birliği binasında devletin tayin edecegi noter statıisundeki bir hukukçu tarafından yuruliılmesi. 7 Sansiir değil, kurulacak olan birliklerde kontrol komisyonları oluşturulması. Dışişleri eski Bakanları Kıbrıs sorununu tartıştı GİRNE (Cumhuriyet) Hürriyet Vakfı tarafından "Basında Dış Politika ve Dış Politika Basını" konulu seminerin dunku oturumunda, bundan once çeşıtli dönemlerdekı hukümetlerde gorev almış 4 eski parlamenter Kıbns sorununu tartıştılar. Dışişleri eski Bakanlanndan lhsan Sabri Çaglayangil, Hasan Esat Işık, Prof. Gunduz Okçun \e Ha>rettin Erkmen yaptıkları konuşmalarda, KKTC'nin ilanını yerinde bir karar olarak nitelendirdıler. KKTC Dışişleri Bakanı Neoti Mıinir Ertegün'un Kıbns sorununun içinde bulunduğu duruma ilişkin sunuşundan sonra söz alan Dışişleri eski Bakanı Çağlayangil, Batılı ülkelenn KKTC'yi tanımakta yavaş davranmalarını anlayamadığını belinti. Gecmişte Kıbns Turk toplumunun hedef olduğu olayları anlatan, bu arada posta servısinden mektuplarını bile almalarının engellendiği orneğıni veren Çağlayangil, "Papazın asıl niyeti Yunanistan'ı Kıbns'a bağlamaktı. Bağımsızlık ilanı Megola ideanm gerçekleşmesi olgusuna son vermıştir" dedi. Dışişleri eski Bakanı Hayrettin Erkrnen de, Kıbns Turk toplumunun çılekeş bir halk olduğunu kavdederek, "Artık bekleyiş donerni sona ermiştir. Bagımsızlık ilanı ile birlikte şimdi inşa ve guçlenme dönemi başlamıştır" şeklinde konuştu. Hasan Esat Işık da Türkiye'nin NATO'da eşıt ılişkılere dayalı bır üye olarak davranmadığını, NATO'nun fedailığını yaptığım kaydederek şunları söyledi: " Bugün Turk tarafından, Sampson darbesi ik basan saglanmışçasına bir çözum isteniyor. Turk tarafı eşillik istivor. O>sa Turk tarafından bu eşitlik hakkından feragat ederek, azınlık statusunu kabullenmesi isleniyor. Rum tarafı eşit koşullarla goruşme masasına oturmazsa odun vermemek gerckir." Dışişleri eski bakanlanndan Prof. Gundiız Ökçun de, "Kıbns sorunu 1974'te çozumlenmiştir. Şimdi sorun buna siyasi >e hukuki bir çozum kazandırmaktır" dedi. Seminerin oğleden sonraki oturumunda Prof Mumtaz Sjoysal, Prof, Ömer Kurkçuoğlu, Prof. Önder An, Dr ŞukruGurel \ e gazetemızden Sedat Ergin dış politika muhabırlerinin eğıtımı konularında konuştular. HUZUR İÇtN ATEŞ Berlinli kadın polislerin tamamı huzur u i n u a ateş etmekien yana. Sıkı bir eğitim sonunda ojeli pannaklann çektiği tetik hedefi sektiımcden vunıyor. Konn "huzur" olunca kadın polister tüm yufka yüreklilifi bir yana bırakıp gadddarlaşabiliyorlar. Doğu Almanya Başbakanı'nın yeğeni, Bonn'ıı güç duruına soktu Polis olmak isteyen bir kadının sırıava girme hakkını kazanabilmesi için 50 metreyi 7 saniyede, 7 bin metreyi 9.5 dakikada koşması, 4.5 metre uzun, 1.35 metre de yüksek atlayabilmesi gerekiyor. Dış Haberler Servisi "Bu kızlann pesinden cümle erkekler koşar ama gangsterler de koşar mı; işte bunu bilemem"... Berlin Emniyet Mudurluğu'nun emektar gorev lilerinden Leo Krawczak"ın, kadın polislerle ilgili göruşlerinin bir ozeti bu. Emektar polis memuru, "Bunte" dergisinin konuyla ilgili sorulannı yanıtlarken, "kiiçıik sanşınlar" dıve nitelediğı mesai arkadaşlarının, "milli güvenliğe katkılan" konusundaki kuşkulannı, "Eski Berlin efendiliğinin" de verdiği alışkanlıklarının bir parçası olarak, kırıcı olmamaya çalışarak dile getiriyor ve eklıyor: "Ama ben, ne de olsa, geleneklere bağlı, eski kafalı bir adamım". Yaşlı polis memuru boyle diyor ama, kadın polislerin "pek ise yaramadığım" duşunen gençler de var. Devriyeye çıkan purmakyaj kadın polisleri goren Berlinli gençlerin çoğu, "Yahu bir kadın bu işe de yarar mıymış" diyerek, dudak bukuyorlar. Berlin'de polisi eleştirmek kolay da, kadın polis olmak pek kolaydeğıl. Aday adayı olmayı istemek için en az 18, en çok 24 yaşında olmak gerekmekte bir kere. Yaşı tutan genç bir hanım, polis olmak istediğinde, şö>le bir bovunabosuna hu>unasu>una bakılmakta. Orta boyun ustunde olması gerekmekte ki; hırlısı\la, hıriizıyla baş edebilsin. Huyusuyu guzel olmalı ki, gorevıni yaparken kadın olduğunu unutabilsin... Polis aday adayı kadın, bu ozelliklere sahipse, bir yıl sureyle spor eğitimi gorüyor. Bu eğitim sonunda 50 metreyi 7 saniyede, 7 bin metreyi 9.5 dakikada koşar; 4.50 metre uzun, 1.35 metre de vuksek atlayabilirse... Hayır polis olmuyor henüz, "sınava girme hakkmi" kazanıyor. Diyelim ki, sınavı da kazandı. Mesleğe başladıktan sonra da sınavların ardı arkası kesilmiyor. Emniyet Mudürluğü'ndeki kadın polislerin beden eğitimi oğretmeni Jurgen Eichner, çalışmalarda ağırlığın judo, jıujitsu, karate ve kungfuya venldiğini belirterek, "Beni alt edemeyen. kanun kaçaklarını da edemez. Bu nedenle, karşımda çaresiz kalan kadın polislerin pasif gorevlere atanması konusunda uyarıyorum yetkilileri" şeklinde konuşuyor. Çiçeği burnunda kadın polislerden Birgit Jahn, bunca guç koşullara uymak zorunda olmalanna karşın, kendilenne polis değil de, kanun koruyucusu gozüyle bakılmasından yakınıyor. Oysa 19 yaşındaki Birgit için polislik, "gözüpek" erkek meslektaşlar gibi "köpek gezdirmekle" bitmiyor. Tum spor dallarında ve özellikle atıcılıkta da her zaman aşama kaydetmek gerekiyor. Genç kadın, hemcinsi meslektaşlarının da bunu pekçok er Berlirfde kadın polis olmak zor kekten daha iyi yaptığına değiniyor. Patricia Ulbig adındaki kadın polis, meslekten biriyle olmak koşuluyla evlenmeden yana olduğunu söylüyor. Genç kadın, "Boyle olunca, vardiyalı çalışma söz konusu olduğundan, eşlerden biri evde kalıp, çocuklara bakabilmekte, yemek pişirebilmekte ve temizlik yapabilmektedir" diyor. Yapılan araşıırmalar, kadın polislerin yufka yürekli olduğunu doğruluyor ama, iş "görev gereği ateş etme>e" gelince, bunun pek de boyle olmadığı anlaşıhyor. Kadın polislerin tamamı, "huzur ugruna ateş etmekten" yana. Parasal açıdan da tatmin olduklarlnı söylüyor kuçuk sarışınlar. Mesleğe başlarken aldık ları ilk aylık 1.600 mark (160 bin lıra). "Asgari iicretin bin mark olduğu diışunulürse, başlangıç için fena sayılmaz" diyor çoğu. Erkek meslektaşlanyla her konuda boy ölçüşebılen Berlinli kadın polisler, bir konuda dile getirdikleri ortak şikâyetle kadınlıklarını yine de belli ediyorlar: Modacı Heinz Oestergard'ın duşuncesizliği konusunda. Genç memure Birgit Jahn, bununla ilgili olarak şoyle konuşuyor: "Bu giysilerte, kovaladıgımız bir adamı vakalavabilmemiz için birelimizde kaskımızı tutmamız, şu koskoca topuklu ayakkabılarımızı çıkarmamız ve daracık eteklerimizi toplamamız gerekiyor. Bulun bunları yapmamız halinde hiç değilse biraz olsun yakalama şansımız doğuyor." BONN (Ajanslar) Doğu Almanya Başbakanı Willi Stoph'un yakın akrabalarının, Batı Almanya'nın Prag Büyukelçiliği'ne sığınması, Bonn hükumetini çok guç durumda bıraktı. Batı Alman hükumetinin verdiği bilgiye göre, Doğu Almanya Başbakanı NVılli Stoph'un yeğeni tngrid Berg, yanmda eşi, ıkı çocuğu ve kayınvalidesi olduğu halde, 24 şubatta Potsdam'dan Volvo marka otomobili ile Çekoslovakya'nın başkenti Prag'a geldi ve Batı Alman ElçiÜği'ne giderek sığmma hakkı istedi. Aynı gün iki Doğu Alman gencinin daha sığınma hakkı ıstediler. Batı Almanya'nın Alman İşleri Bakanı Heindrich VVindeten, Alman basınına da yansıyan olayın Bonn hukümetini güç durumda bıraktığını sovledi \e "Bu olay, öncekilere benzemiyor" dedi. BASEN VE DEMOKRASI basuımsesi kmhyor 1976'da New York Times gazetesi ilaçfabrikalarını konu alan yolsuzluklar hakkında bir dizi yayınlamıştı. İlaç endüstrisi fazla ilan vermedikleri Times'a misillemeyapamıyorlardı. Fakat Times'in sahibi olduğu Modern Tıp adlı bir magazinden reklamlarını topluca çekmek tehdidini savurunca Times dergiyi satmak zorunda kalmıştı. reklam veren mallan satm alan muşterilerden. ABD'de gazete reklamlan ıçin ödenen 16 mılyar doları, 62 milyon gazeıe ahcısı kişı basına senede 260 dolar vererek öduyor. Yani hiçbır şey bedava değil. FOTOGRAFLA Basında tekelleşmenin etkisiABD'deoldukçaçarpıcı. 1900'de ABD'de 2.042 gazete ve 2.023 gazete sahibi varken 1980'de gazete sayısı 1.730'a, sahip sayısı da 760'a düşmüş durumda. Kendi gazetelerine sahip olan Amerikan şehirlerinin yüzde 98 'inde tek bir gazete çıkıyor. 7 bin kentin de kendi gazetesi yok. ZİYA ÖZKÂHYAOĞLU kavrayabilmek guç. dakı şubelerı araalığıyla yatırım yap"Enformasvon cenneti" ABD'de madıklan ulke yok gıbı. Uç ana televızyon şirketinden birınm sahıbı ve NEW YORK "Burası hur bir sorun bilgı ve haber kaynaklannın ulke, istediğimi soylerim." Bu her azlığı değil. Tum basın ve yayın ku dış haberlerin halka sunulmasında tarafsız olması ve çıkar gözetmemehangi bır Amerikalının ulkesiyle ne ruluşları bağımsız, tarafsız ve farklı olsalar, ABD'nin "çoksesli" bir de si gereken CBS şirketinın tam 34 ulkadar o\unduğunu belirtmekte en kede yatırımları var. sık kullandığı cumlelerden bıri. İfa mokrası modelıni sonunda havata de hurrıyetı açısından Amerikahlar geçırerek "19*4" hastalığına karşı Bu tekelleşmenin etkısı çarpıcı. dunyamn en şanslıları arasındalar. tumden asılandığını söyleyebilırdik Örneğin, 19O0'de ABD'de 2.042 gaAncak, herkesın bağirmakta olduğu zete ve 2.023 gazete sahibi varken, bir odada fısıldama hümyetı ne de Basında tekelle^me 1980'de gazete sayısı 1.730, sahip sarece onemli>se, bir şeyi söyleyebilyısı da 76O'a duşmuş durumda. Kenmek ve soylediğini duyurabilmek de Söyleyebilırdik, ama söyleyemiyo di gazetesine sahip olan Amerikan o derece farklı şeyler. kentlerimn % 98'ınde tek bır gazete ruz. Çunku 50 dev kuruluş Ameriçıkıyor. 7.000 kentin de gazetesi yok. kan basın ve yayın hayaımdaki çokSorun donüp dolaşıp herkesin ifa seslılığı, bırkaç sesli bır koroya ındirde hurri>etınin "garanti" altına alıngemış durumda. ABD'de tekelleşme En kârlı işlerden biri dığı bır toplumda bazılarının dığeryalnız basına ozgu değil. Ulkedeki lerınden daha fazla "söylediklerini 360.000sanayi şirketinın 1* l'inden Sanmayın ki, gazetecilik kârlı bir duyurtmak" gucune sahıp blup olazı (500 şırket) tum satışların •• iş değil. Aksine ABD'nin en buyuk " madıklarına gelip dayanıyor Yani 87'sinden fazlasına sahıp. Basın is ve kârlı birkaç enduMrısinden bin. toplumun çeşitli kesimlerı arasındatatisiikleri de pek iç açıa değil. 20 şirAma dolariar abonelerden gelmiyor. ki iletişimi sağlayan basına. ket gunluk 62 milyon gazete satışı 1981'de magazın, gazete ve TV'den nın yansını, 20 şirket 11.000 ayn maelde edilen gelirın 33 mılyar doları Inanılmaz bir boyuttaki bilgi ve gazin satışmdan elde edilen 12 mil reklamlardan, ancak 7 milyarı abohaber kitlesini gunun her dakikası nelerden gelmiş. Tek bır gazetenın fitoplumun tum kesımleri arasında yıl yar dolarlık gelırin yansını, 3 şırket televizyonun 8.8 mılyar dolarlık geyatt, o gazete için odenen kâğıt fıyadırım hızıyla dolaştıran basm ve yalirınin çoğunu, 11 şirket kıtap ve de tından daha duşuk Bu ne bıçim kayın kuruluşlarmın Amerikan toplumu üzerindeki etkisinı, 50 milyon nu 4 şirket film satışlannın çoğunu pıtalıst bır ış diyeceksimz. Asıl sorun: kontrol ediyorlar. Bu hâkımiyet fusuna rağmen gazete okuryazar saAradakı farkı kim oduyor? ReklamABD sınırlannı da aşıyor. En buyuk ytsı halen 23 milyonu asamamış lar dıyebilirsinız. Peki reklam harca50 basın/yayın kuruluşunun dünya malan nereden çıkıvor? Elbetteki Türkiye gibi ulkelerde tam anlamıyla Parayı veren düdüğü çalıyor Reklam şirketı memnun, gazete sahibi memnun, gazeteyi alan da memnun kı almaya devam ediyor, bunda eleştirüecek ne var dıyeceksiniz? Unutulmaması gereken parayı verenin duduğü çaldığı: 1950'lerın başında NBC televizyonun haber programı "Camel Haber Karavaru" adırutaşıyordu. "Camel" marka sıgaralan ureten şırket bu haber programlarında, "sigara içilmez" levhası olan her turlu haber filmini yasaklamıştı. İngiltere, Avustralya ve ABD'de bır dizi gazete ve magazın yayımcısı Rupen Murdoch 1980'de sahibi olduğu bir Avustralya havayolu için (Amerikan) Exponlmport Bank'den kredı istemiş, banka reddetmiştı. Arıcak Murdoch'un Beyaz Saray'da Jimmy Carter ve sonra banka başkanıyla yediğı yemekten iki gün sonra New York'taki gazetesi Post, Carter'in yeniden seçilme kampanyasını buyük bir tantana ile desteklemiş, bu mutlu rastlantıdan altı gün sonra da banka Murdoch'a 290 milyon dolar kredi vermişti. 1976'da ünlu New York Times gazetesi tıp endustrısindekı, ilaç fabrikalannı da konu alan, yolsuzluklar hakkında bir dizi yayınlamıştı. İlaç endüstrisi fazla reklam vermediklerı Times'a misilleme yapamıyorlardı. Fakat Times'in sahibi olduğu Modern Medicine (Modern Tıp) adlı bir magazinden yarım milyon dolar tutanndaki reklamlannı topluca çekmek tehdidini savurunca, Times sahibi olduğu dergıyı satmak zorunda kalmıştı. TiearetBüro işkolunda yetkili sendika yok ANKARA (Cumhuriyet Burosu) Işkollan istatistiğine göre hiçbir sendikanın yetki alamadığı "Ticaret, bıiro, eğitim ve guzel sanatlar" işkolunda, Türklş'e bağlı iki sendikanın birleşmesinde sorun çıktı. İşkolları istatistiğine göre yüzde 6.2 oranı ile barajı aşamayan Tezkooplş Sendikası ile yüzde 2.24'le onun da altında kalan KoopIş Sendikalarının birleşmesi için, Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın da katıldığı toplantıda yapılan çağrıya KoopIş uymadı. Birleşme toplantısı için ozel kurye ile yapılan çağrıya Koopİş'in uymaması üzerine bir açıklama yapan Tez Kooptş Başkanı Giıven Öner, bu davranışı anlayamadıklarını belirterek, "Kendi işkolumuzda yetkiyi almamız gerek. Binlerce işçi bizim birleşmemizi ve barajı aşmaTnızı bekliyor. Ayrıca iki sendikanın birieşrnesi gerektiği konusunda Turktş'in tuzuğiınde madde var," dedi. Buro Işkolundakı birleşme çabalarına karşın, işkollan istatistiğinde yer alan 7 sendikanın birleşmesi halinde yine de bu işkolunda yuzde onluk yetki barajının aşılamadığı belirlendi. Dokuma İşkolunda barajı aşamayan HakIş'e bağlı Öziplikİş Sendikası Başkanı Mehmet Er, 2821 ve 2822 sayılı yasaların çalışma hayatmda tekelleşmeye neden olduklarını savunarak, işkolları istatistığinin bu gorüşu perçinlediğini söyledi, tekellere karşı olduğunu savunan iktidarın bu duruma seyirci kalmasını anlayamadıklannı bildirdi. Bağımsız Laspetküntş Sendikası Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada ise bakanhğın istatistiklerinin gerçeği yansıtmaktan uzak, sahteciliğe prim veren, bazı sendikaların korunması sonucunu doğuran listeleri ile yetki sorununun çozülemeyeceği vurgulandı. Sendikalarının yeni yasaya uygun noter girişli 3748 uyelik fişlerinin sayılmamasına karşılık, 20 yıl öncelerine dayanan eski tarihli uyeliklerin doğruluğunun inandırıcı olamayacağı belirtildi. Imha edilen kopyalar 1973'te iki unlü Amerikan profesorunun yazdığı "Karşıdevrinıci ŞMdet" adlı, ABD'nin devrimci grupları sindirmek için dunyamn çeşitli ulkelerindekı yerel halka dolaylı yoldan nasıl siddet uygulandığını anlatan bir kitap yayın şirketinin ikınci elden sahibi dev W»rner Communicalions tarafından 10.000 kopyası basıldıktan sonra imha edilmış, kitabı konu edinen broşür ve kataloglar değiştirilmişti. Bu ornekleri duzınelerle çoğaltmak mumkun. Ancak hepsinin ardında yaıan ders aynı. Parayı verenin düduğu çaldığı bir dunvada, ba~ sının en az kısıtlandığı bir ulkede bile, basının tarafsızlığını ve çokseslilığıni teşvik etmenın yolu, tekelleşmeyı kırmaktan geçıyor. I Ali Usta'ya "Körük kaç senelik?" demek fazla anlamlıdeğiL "Benimle yaşıtttr," diyor. Ya kendi yaşt? O da "bi altmış falan var." Kaç yaşında girmiş şu kalaycı tezgâhının basına Ali L'sta? O testi kaç yıldır her gün aynı yere konur? Safranbolu Demirciler Çarşısı'nda bir Ali Usta var. Daha kaç sene?