Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/8 22 ŞUBAT 1984 OSMAMJLARDA İNANCLAM UĞRUNA KELLE VERENLER ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI Oğlan Şeyh, askerler arasında taraftar toplayınca 20 yaşında kellesinden oldu Osmanlı yönetimi, Yeniçeriler ve Sipahiler arasında önemli sayıda taraftar toplayan îsmail Kemal Maşuki'yi (Oğlan Şeyh), memlekeüne geri döndürtmek istedi; bunu kabul etmeyince de bu kez "dinsizlik"le suçlayarak yargıladı ve ölüme mahkum etti. Söylentiye göre Oğlan Şeyh bir müridinin rüyasına girerek denize atılan cesedinin de kesilen başının da birleşeceğini, birleşme yerinin Rumelihisan'ndaki Kayalar Gömütlüğü olacağını söyledi. Ozanın bir yılı... Hasan Hüseyin, hasta yatağmda bugün bir yılı doldurdu. Yaşam savaşı verdi, veriyor... Özlediğim Server Tanilli, Hasan Hüseyin'in esi Azime Korkmazgil'e Strasbourg'dan yolladığı mektupta şöyle diyor: "Azime Hanım Kardeşim, 25 ocak günlü mektubunu aldım. Çok teşekkür ederim. Değerli zamanını çalmamak için kısaca yanıtlayacağım. Mektubunda çizdiğin tablodan, ben, gelecek için umutlu sonuçlar çıkardım. Hasan Hüseyin'in gitgide ryileştiğine şimdi daha çok inanıyorum. Hasan Hüseyin iyileşmeli! Bunda başrolu oynayacak olan da sensin. Zaten ilk günden ben oynuyorsun. Karamsarlığa düşeceğin zamanlar da olacaktır. Ama, umut onu yeneçektir. Umut daha güçlüdür karamsarlıktan çünkü. Ve umut yol aldırır. Hedefe yaklastınr. Çok büyük acılar içindesin, biliyorum. Ancak, Hasan Hüseyin'i bir gün ayakta gördüğümüzde, bütün bu acıları, o günün sevinci unutturacak. Uzaklarda, çok uzaklardayım. Yanında olmak, Hasan Hüseyin'i ayağa kaldırmak için sana yardım etmek isterdim. Sana sabır ve metanet diliyorum. Selam ve sevgilerimi yolluyorum. Yavrularını yerime öp. Hasan Hüseyin'i de yerime öp. Söyle, bizi daha fazla üzmesin artık! Emirlerinin bekleyişi içinde, hoşçakal derim şimdilik. Sevgili kardeşim..." Bir yıl önce, Hasan Hüseyin, beyin kanamasından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yatırıldığı zaman, çok kimsenin onun yaşayacağından umudu yoktu. Komadan çıkamadığı günler, umutsuzluğu artırıyordu. Ama Hasan Hüseyin, komadan çıktı. Eşi, çocukları başında bekleyip, iğneyle kuyu kazarcasına, onu yaşama döndürmeye çalıştılar. Doktor Yücel Kanpolat başucundaydı. Haberlerini doktor Şinasi'den alıyordum. Içeri bırakmıyoriardı. Dostlan, okuriarı, tanıyanı tanımayanı kan vermeye koşuyordu. Yüz şise kan verildi. Yavaş yavaş açılmaya, konuşmaya başlıyordu. Hastanede uzun süre yattıktan sonra, evine taşındı. Bakım, evinde sürüyordu. Yatağındaydı. Azime Korkmazgil'in 11 ocak 1984 günlü notlarından: (Sabah 09.00, henüz hiç uyumamışız.) Hasan Hüseyin'e: Sana daha iyi bakabilmem için uyumam gerek. Biraz uyuyalım mı? Uyuyamam! Nsden? ... (karışık uzun bir cümle) Ben uyuyayım mı? Uyu. Uyuyayım mı? CHur. (Çok susamış. Çay değil, suyu istedi) Su yavan gelir diye çayı getirdim. Çay taze. N'apalım, olsun... Bu, Hasan Hüseyin'le konuşmalardan bir bölüm. Sürekli yattığı için kalçasında açılan yaralar, henüz iyileşmedi. Bilinçtam yerine gelmiş değil. Ama gelecek... Hasan Hüseyin sigorta emeklisiydi. ilaçlannın büyük bir bölümünü sigorta karşılıyordu. Ama, her ilaç bulunmuyordu Yurt dışından getirtilmesi gerekiyordu. Emekli aylığıyla, bu hasta iyileşebilir mi? Sanatçılar, dostlan katkıda bulunmaya koşuyorlardı. Evrensel'de ressamların açtıkları sergiyle, yazarların Hasan Hüseyin onuruna imzaladıklan kitaplardan 875.000 lira sağlandı. Burada, Vedat Türkali, Veysel Öngören, Ali Cengizkan, Burhan Günel, A. Mümtaz İdil, Nazlı Eray, Ali Püsküllüoğlu, Şahin Yenişehirlioğlu, Kaya Öztaş, Halil Berktay, İnci Aral, Jülide Gülizar, Talip Apaydın, Ahmet Erhan, Behçet Aysan, Salih Bolat, Hüseyin Ferhad, Emre Kongar, Erendiz Atasu, Ali Yüce, Özdemir İnce, Vecihi Timuroğlu, Şükrü Erbaş, Gülten Akın, Ayşegül Yüksel, Yılmaz Onay, Güney Gönenç, Ayla Kutlu, Tevfik Çavdar, Mahmut Tali Öngören, Uğur Mumcu, Necati Cumalı imza günlerine katılmışlardı. Sanatçının sanatçıya katkısının ömeğini vermişlerdi, ressamlarla, yazarlar... Zonguldak, Bartın özel Tıp Cezaevi'nde Kamil Çakıcı'dan şu telgrafı aldım: "Saym Ekmekçi, Hasan Hüseyin için açılan kampanyaya katılmak için Somut gazetesinin yayınlamış olduğu hesap numarasına gönderdiğimiz bir miktarpara, bankada böyle bir hesap numarası yoktur gerekçesiyle geri gönderilmiştir. Bizim dışımızda gelişen aksaklıklardan dolayı üzgünüz. Sıcak selamlar..." Bu telgraf, gerçekten duygulandırıcıydı. Cezaevinde yatan kişiler, yiyeceklerinden ayırarak, hasta bir sanatçıya katkıda bulunmak istemişlerdi. Şimdi, Ankara'da Hasan Hüseyin Korkmazgil adına Ziraat Bankası Kızılay Şubesinde 69877 numaralı hesap açıtdı. Öbür katılımda bulunmak isteyenler gibi, Bartın'daki hükümlüler de aralarında topladıkları parayı bu hesaba gönderebilirler... Hasan Hüseyin'in yakın arkadaşlarından Mükremin Mungan'ın bana verdiği bilgiye göre, bu hesapta toplanan paranın toplamı 950.000 liraya ulaşmış. Mükremin Mungan şöyle diyor verdiği bilgide: "... Ankara sergisinden geriye kalan 51 eser ile izmir'de Hakkı Torunoğlu, Hüsamettin Ünsal ve Fahir Aksoy'un sağladıkları ürünlerle 60 ürünlük sergi, Koken' Sanatevi'nde açıldı... Elde edilecek gelir, Ankara'daki Ziraat Bankası Kızılay Şubesi'nde Hasan Hüseyin adına açılan hesaba yatınlacak. (Mükremin Mungan, Somut'un açtığı kampanyadan bugüne dek 200 bin lira gönderildiğini de belirtiyor)" Hasan Hüseyin'in yaşama kavuşturulması için, öğrendiğime göre, bundan sonraki tedavisinin yurt dışında sürmesi gerekiyor. Tüm çabalarla Hasan Hüseyin bir yılda, bir yerden bir yere getirildi. Buraya getirildikten sonra, bu ozan yatakta bırakılamaz. Devletin, yardım kurullannın, tüm politikacılann da, sorunun üzerine eğilmeleri gerekir. Yine öğrendiğime göre, çalışma bakanı Mustafa Kalemli, Hasan Hüseyin'in durumuyla ilgilenmiştir. Kültür ve Turizm Bakanı'nın da yakından ilgilenmesini dilerdim. İyileşmekte olan, bu umudun yitmediği bir sanatçıyla ilgilenmek, onunla ilgilenenlere, devlete ancak onur getirir... EVLİYA ÇELEBFDEN İsmail Kemal Maşuki (Oğlan Şeyh), katlolunarak cesedi mübarekleri "Ahur Kapı"dan deryaya bırakılmış. Ol vakit Padişah "Hisar"da, "Kandilli Bağçe"de imiş. Bir de görürler ki "Şeyhi Aziz" 10 halifesiyle "Kandilli Bağçe" önünde zuhur idüb "deryada derya gibi cuşâ gelerek" sema itmeğe başlar. Padişaha hitaben: "Hünkârım! Bizi nahak yere katlettiler! Arzı hale geldikl..." derler. Ve temam bir saat orada sema idüb "Hünkârı Sahibi HaV'i hüngür hüngür ağladarak akıntıya katılub da "Durmuş Dede" tekyesinin önüne varırlar. Sonra orada defu idildiler. Hakir üzerlerine 10 gice nur yağdığını müşahade eden canlarla görüştüm..." rine karıştırdığını, bunun yazılarında da çok kolaylıkla saptanabildiğini söyledikten sonra onun bu konuda renkli anlatımını da yazıma aktarıyorum: "İsmail Kemal Maşukî katlolunarak cesedi mübarekleri "Ahur Kapu"dan (Ahırkapı) deryaya bırakılmış. Ol vakit Padişah " H i sar"da "Kandilli Bağçe"de imiş. Bir de görürler ki "Şeyhi Aziz" on halifesiyle "Kandilli Bağçe" önünde Zuhur idüp "deryada derya gibi cuşâ gelerek" sema itmeğe başlar. Padişaha hitaben: "Hünkârım!... bizi nahak yere katlettiler!.. Arzı hale geldik'..." derler. Ve tamam bir saat orada sema idüp "Hünkârı Sahibi hal"i hüngür hüngür ağlatarak akıntıya katılub da " D u r m u ş D e d e " tekyesinin önüne vanrlar. Sonra orada defn idildiler. Hakir üzerlerine on gice nur yağdığını müşahade eden canlarla görüştüm..." İstanbul halkının bir bölümü İsmail Kemal Maşukî'yi "Ermişlik" düzeyine yükseltmiş, bir bölümü ise "dinsiz" olarak nitelen dirmiştir. "Ataî" bu karşıtlığı açık açık belirtmektedir. Ne var ki Oğlan Şeyh'in öldürülmesiyle ortalık hiç de durulmamıştır. Ebussuud Efendi'nin fetvaları incelendiğinde, bu genç Şeyh'in idam olayına özel bir dikkat gösterildiği, bu konuda oldukca fazla fetva bulunduğu gözlerden kaçmaz. Öyle anlaşılmaktadır ki Bayramîler'i korkutmak için idam edilen Oğlan Şeyh yaşadığı yıllarda olduğu gibi öldürüldükten sonra da gürültü koparmayı sürdürmüştür. Ebussuud Efendi'nin bir fetvası şöyle demektedir: Soru: "Suçlu görülerek öldürüldü denilen Oğlan Şeyh zulmen öldürüldü!" diye inananlara ne yapmak gerekir? Cevap: Allah'ü alem bi's'sevab (Doğru yanıtı Tanrı bilir) Onun mezhebinden iseler öldurülür!..." Masuh ile daha önce adı geçen "Muhiddin" tanıklık etmişlerdir. Gene bu konuda kendisinin yandaşları da benzer biçimde tanıklık etmişlerdir. "Şeriatın haram dediği şeyler helâldir." dediği konusunda ise gene adı geçen "Muhiddin" ile " H a c Tarak" tanıklık yapmışlardır. Dinsel toplantılarda sürgit saygısızca sözler soylediği Mevlâna Hayreddin bin Karaca, anılan "Muhiddin" ve " H a c Tarak"ın tanıklıklarıyla kesinlik kazanmıştır. Ona bağlı olanlar da bu doğrultuda tanıklık etmişlerdir. Oğlan Şeyh namaz kılanlara, "Cenneti göreyim diye namaz kılmaz mısınız? Cennet dediğinize biz merkebimizi bile bağlamayız!.." demiştir. Bu sözleri "Hac Tarak" bildirmiştir. "Şarap aşk kamışıdır. Tanrısal coşkudur. Onda çekinilecek bir şey yoktur. İnançlı kişilere helâldir. Becerebiliyorsan ye, iç, yat, uyu!... Bunların tümu Tanrı'ya tapınmadır" diyen Oğlan Şeyh, bunların ardından şunları da eklemiştir: "Oruç, zekât. hac Yezid'e suç (cürüm) için geldi. Bunlarda bir şey yoktur. İnançlı kisiye vılda iki bayram namazı kılmak görevi vardır. Kalanı sıradan insanlar içindir. Birbirlerinin semerlerini yemeyi engellemek için konulmuştur. O iki bayram namazında da secde yerinde beni göreceksiniz." "Her kişi Tann'dır. Her bicimden gözüken odur. Ruh ise bir bedenden çıkar başka bir bedene geçer" "Kabir azabı" diye bir şey >oktur. Soru ve hesap yoktur..." Oğlan Şeyh'in bunları söyle "Oğlan Şeyh" diye de tanınan İsmail Kemal Maşukî. genellikle kentlerde örgütlenen esnaf arasında yandaş bulan coşkun inançh Bayramiyye Melamileri'nin büyük şeyhlerinden birisidir. Yaşamı ve yargılanması sırasında olduğu kadar öldürülmesin. den sonra da kendisiyle ilgili çok şey söylenmiş, yazılmıştır. "Terk edip namü nişanı giy. Melamel hırkasın. Bu Melamet hırkasında nice Sultan gizlidir" diyen ismail Kemal Maşukî, Bayramiyye tarikatının ünlü şeyhlerinden Aksaraylı Pîr Ali Efendi'nin oğludur. O doğduğunda babasının şeyhi olan "Bünyamin Ayaşî" bu çocuğun "hak yolunda" şehit olacağını • bildirmiştir. "Sergiizeşt" adlı yazmada aynca "Ahvali Melfimiyyei Şattariyye"de aynntılı olarak yazıldığına göre, "Pir Ali Aksarayî''nin, "Mehdiyim, cennetin dört ırmağı benim dergâhımda bulunmaktadır" dediği ileri sürülerek kendisi hakkında soruşturma açılır. Bu sırada " P i r " i gammazlamış olan kişiye hazret şöyle bir öfkeyle bakınca adam kusar, ardından da hemen canı çıkar... Bu olayı Kanuni Sultan Süleyman'a anlatırlar. Padişah da o yana ordu ile kendisinin gittiğini, soruşturmayı kendisinin yapacağını söyler. Kılık değiştirerek Pir Ali Aksarayî'nin evine gelen Padişahı, Şeyh hemen tanır. Bir takım kerametler gösterir. Padişah ona karşı olan gizli düşüncelerinden dolayı utanarak üzülerek bağışlanmasını diler. Söylediğim yazmalar "Bayramîler"ce kaleme alındıklanndan gerçekleri çoğu yerde değiştirmişlerdir. Onlar kendilerini yasallaştırmayı amaç edindiklerinden bu yapıtlarda Bayramiler'de olmayan birtakım özellikler varmış gibi anlatılmıştır. Bu açıklamayı göz önüne aldıktan sonra şimdi bu ilginç olayı izlemeyi sürdürelim (*) Padişah, Pir Ali Aksarayî'ye: "Azizim sizi bize başka biçimde tanıtmışlardı. Tannya şiikiir değerli sohbetinizle onurlandık" demiştir. Bunun üzerine Pir Ali Aksarayî şu karşılığı veriyor: "Şevketlu padişahım ben fakire yiıklenen suç acaba nedir?" Padişah: "Mehdiyim!" "demişsiniz. Sonra buna "Cennetin dört ırmağı bendedir!.."i katmışsınız... Daha bunlara benzer kimi sözleri söylediğinizi bana arzettiler!..." Pir Ali Aksarayî: "Yiice Padişahım'.... Zamanın Mehdisi siz siniz!... Cennet ırmağından muradım ise evimin önünden akan sudur'...." lümünde, Ebussuud Efendi'nin (14901573) bir mektubunu aktaran "Ataî", bu konuda bize ilginç bir bilgi sunmaktadır. Ebussuud Efendi "Oğlan Şeyh"e ilişkin olarak şunları söylemektedir: "Bilinmekledir ki ben Oğlan Şeyh'in öldürülmesi işinde, alışılmışlan daha fazla çaba gösterip yavaş olduğu gibi dikkatli çalışmışımdır. Yargılama sonunda Mevlana Şeyhi Çelebi onun "dinsiz" olduğuna karar vermişli. Ben yargılamayı iki, ü'ç oturum daha uzattım. Asla bir yoruma olanak bırakmayacak önlemleri aldıktan sonra da karar verdim!.." Ebusuud Efendi bu açıklamayı şu nedenle yapmaktadır: "Eğer Gazanfer Dede için, Oğlan Şeyh'in yolundadır, dedikleri doğru ise, bu adamda da hayır yoktur!..." Yargılama sonunda suçlu bulunan ismail Kemal Maşukî'nin başı kesilir. Bundan sonra anlatılanlar usun kabul edeceği gibi değildir. Ama ilginçtir. Söylentiye göre Oğlan Şeyh bir müridinin rüyasına girerek, ona; denize atılan cesedinin de, kesilen başının da birleşeceğini, bu birleşme yerinin Rumelihisarf ndaki "Kayalar Gömütlüğü" olaca ğını söylemiştir. Müridin orada beklemesini ve kendisinin "Kayalar Gömütlüğü''ne gömülmesini istemiştir. İsmail Kemal Maşuki ile birlikte 12 kişi daha idam edilmiştir. Bunlar onun yoldaşı, sırdaşı, yoluna baş koyan can dostlarıdır. Bunların ne oldukları belli değilse bile, genç Şeyhin gömütü Rumelihisarı'ndaki "Kayalar Gömütlüğü"nde bugüne dek saklanabilmiştir. diği Muhiddin'in bildirimiyle anlaşılmıştır. Oğlan Şeyh, gene kendisine konuk gelenlere imamlık edip iki rekât namaz kıldırdıktan sonra artakalanını yasaklamıştır. "Velilerin ardında iki rekat namaz kılmak yeterlidir!" diyerek bu kişilerin ibadetlerine engel olmuştur. Bu konuda da "Hasan bin Abdullah" tanıklık etmişlerdir. "Kutb için Âşık Paşa şöyle demtş. "Gülşeni Râz" sahibi ise bir nedenle bunu aktarmışlır. Fakat kimi azizler Kutb için "Başı arş'ta (gökyuzü) ayağı ferş'te (yeryuzu) on sekiz bin âlemi doldurur!" demişlerdir. Bu nitelikte bir kimseye " T a n r ı " demek doğru değil midir?" diyen Oğlan Şeyh'in bu sözünü de Mushiddin bin Ahmet" bildirmektedir. Oğlan Şeyh'in " G ö r ü n ü r Tann'ya tapalım!'" dediğini yukarda adı geçen Hasan söylemiştir. İsmail Kemal Maşuki, eşdeyimle Oğlan Şeyh yüce peygamberimiz için de şunları söylemiştir: "Peygamberin katında (makamında) bizzat insan vardır. Bunu benimseyip sevgimizle herkese gösterelim" demiştir. Onun bu sözlerini de Behlül bin Hüseyin bildirmiştir. Gerçek şudur ki tavırları, düşünceleri Osmanlı yönetimiyle çatışan Bayramiyye tarikatı Şeyhi İsmail Kemal Maşukî, Istanbul'da her an öldürülebileceğini bilmekteydi. Bu yüzden de mtiritlerine"Başımı gövdemden ayn gömmeyiniz!" vasiyetinde bulunmuştu. Aslına bakarsanız daha bıyıkları çıkmadan boynu kesilen bu Şeyh'in babası Pir Ali Aksarayî Osmanlı Padişahlarının halka yönelik politikasını beğenmediğinden: "Tanrı, Padişahın ayağını üzengiden eksik etmesin!" diyerek, onların sürekli savaş ortamı içersinde bulunmalarını istemişti. Çünkü öteki devletlerle savaşan "Osmanoğlu"nun halkı rahat bırakacağı kanısındaydı. Melâmiyyei Bayramiyye tarikatına bağlı olanları korkutmak amacını güden bu işlemler bundan sonra da artarak sürüp gidecek pek çok insanın da başı uçurulacaktır. llginy bir belge İsmail Kemal Maşukî'nin dinsizlikle suçlandığını bilmekteyiz. Ama bu suçlamanın nelere dayandığı konusunda elimizde bir açık'ama bulunmamaktadır. Camilerde, toplantılarda "Şathiyyeler" (Edebiyatta ciddi bir düşünceyi, şaka, alay yollu anlatmak için yazılan yazılar) söylediği, bu sözlerinde "Yunus Emre" havasının bulunduğu anlaşılmaktadır. "Oğlan Şeyh'in görüşlerini dolaylı olarak yansıtan, çeşitli suçlamalan içeren "Şeriye Sicilleri"ndeki bir kayıt, bize ilginç bilgiler vermektedir. XVI. yüzyılın düşünsel çeşitliliğini, felsefesel durumunu da gözler önüne seren bu belgenin çevirisi şöyledir: "Oğlan Şeyh diye bilinen İsmail adlı kişi, "İnsan kadimd i r ! " dediği gibi "İnsan insan olduktan sonra ona hiç bir şey haram değildir" demiştir. Bu durum "Derviş Muhammed bin Abdülgani" ile "\1uhiddin"in tanıklıklarından anlaşılmıştır. Aynca "Babam kutubdur, ben Mehdi'yim. Bize uymayanın imanı doğru değildir!" demiştir. Buna da "Şeyh Alaeddin bin Evliya çelebi ne diyor? "Oğlan Şeyh"e ilişkin denizden gelme öyküsü, Evliya Çelebi'de (16111682) yer almıştır. Yalnız Evliya Çelebi'nin keyif verici maddelerden afyonu kullandığını, bundan ötürü de kimi kez "hayal"le "gerçek"i birbi Sonnç Kendisine "devleti ebedmüddet" niteliğini yakıştırarak "sonsuza değin yaşayacak devlet" olacağını söyleyen Osmanlı yönetimi, yıkılıp gitti. Bilginlerin ve düşünürlerin başını keserek kendisine kan sağlamaya çalışan bu yönetimin Türk halkına açtığı onulmaz yaralan Nar makla işe başlayan genç Türkiye Cumhuriyeti, şimdilerde bile geçmişin yıkıntılarını onarmakla uğraşıyor denebilir. Osmanlı tarihinin, başarılar, zaferler, kıhç şakırtıları, bozgunlar ve acılar arasından bize gösterdiği şey şudur: Bilginler ve düşünürler, bir ulusun geleceğe atılmış adımlarıdır. O ayakların kesilmesi. o toplumun geleceğinin yaralanması demektir.... Çocuklanna sağlam bir gelecek bırakmak isteyen toplumların, her şeyden önce, düşünürlerine ve bilginlerine sahip çıkması gerekmektedir. )"Sergüzeşt"te anlatılan bu öykü, tarihi gerçeklerle çelişmektedir. Oğlan Şeyh 'in ölümü tarihi olarak 1527 yaylmtşken, Kanuni'nin Iran (Doğu) seferine 1534'te çıktığı gözardı edilmişlir. Saym Abdülbaki Gölptnarlı da, ölUm tarihi olarak 1539 yılını verir. (Bak: Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri, s. 227) Fakat, Oğlan Şeyh'in idam karannı veren Kemal Paşazade'nin 1534'te öldüğünü dikkate almayan bu tarih de mümkün değildir. Bizce, İsmail Kemal Maşuki'nin ölüm tarihi, 1527'dir. İLAN SAĞLIK VE SOSYAL YARDIM BAKANLIĞINDAN Sıra Eksillmeye Konan tşin No: Çeşiti ve Miktan 1. 2. 3. 4. 100 Adet Steteskop (Müteahhit nam ve Hes.) 2 kalem tıbbi malzeme (Müteahhit nam ve Hes.) 23 Adet vakum aspiratör (Müteahhit nam ve Hes.) 2 Kalem malzeme (Müteahhit nam ve Hes.) Muhammen Bedeli 200.000 Geçici thalenin Teminat Tarihi Günü Saati 6.000. 12.3.1984 Pazartesi Saat: 10.00 İhalenin Ne Suretle Yapılacagı Açtk eksiltme Açık eksiltme Açık eksiltme Şartname Bedeli Bedelsiz Bedelsiz Bedelsiz 2.539.000. 76.170. 12.3.1984 Pazartesi Saat: 10.15 2.300.000. 69.000. 12.3.1984 Pazartesi Saat: 10.30 Ölüme doğru volculuk Yazıldığına göre Kanuni Sultan Süleyman ile Pir Ali Aksarayî arasındaki konuşma Iran'la yapılan savaş konusuna yönelmiş, Pir Ali Aksarayî'nin söylediği sözler savaşta gerçekleşmiştir. Bunun üzerine savaş dönüşü gene Pir Ali Aksaray'nin yanına uğrayan Padişah, ona mal, tarla vermek istemişse de Pir bunları kabul etmemiştir. Sonuçta Padişah: "Bari oğlunuzu İstanbul'a gönderiniz!.. diye ricada bulunmuştur. Padişahın bu ricası buyruk kabul edildiğinden Pir Ali Aksarayî, dört beş derviş le birlikte oğlunu istanbul'a yolladı. Kendisi de altı ay sonra öldü. Böylece tarikat şeyhliği oğlu İsmail Kemal Maşukî'ye geçti. Pir Ali Aksarayî, oğlu İstan buldayken başına gelecekleri kendi şeyhinin işareti nedeniyle bildiğinden "Arslan eniğini yedirmez!.." diyerek îsmail Kemal Maşukî'yi korumaya çalışmaktaydı. İsmail Kemal Maşuki, İstanbul'da bir süre oturduktan sonra Edirne'ye geçmiştir. Burada pek çok müril edinen bu genç Şeyhi tutanlar arasında "Seyfiyye Sınıfı"nın eşdeyimle "Yeniçeriler"in, "Sipahiler"in önemli bir sayıya ulaştığını "Şakaik Zeyli"nde Ataî belirtmektedir. Bu durumu öteki ka\naklar da yazmaktadır. O günkü Osmanlı yönetimi bir kişinin bu denli baştacı edilmesinden, yandaş kazanmasından fazla çekindiğinden onu memleketine geri döndürmek istemiş, İsmai! Kemal Maşukî bunu kabul etmeyince, kendisini bu kez "dinsizlik"le suçlayarak yargılamaya kalkışmıştır. Yargılamada başyargıc olarak gene Kemal Paşazâde Ahmet Şemsiddün Efendi (Ibni Kemal) boy göstermektedir. "Sakaik Zeyli"nde "Gazanfer Dede" bö 7.400.000. 222.000.•12.3.1984 Pazartesi Bedelsiz Açık eksiltme Saat: 10.45 l.Yukanda çeşiti, keşif bedeli, geçici teminatı, ihale günü ve saati ile yapılacak ihale sekli yazılı işler eksiltmeye çıkarılmıştır. 2. Şartnameler Destek Hizmetleri Daire Başkanlığından temin, Izmir ve tstanbul Saglık Müdürlüklerinde görülebilir. 3. Eksiltme yukanda gösterilen gün ve saatte Bakanlık Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı'nda toplanacak Satmalma Komisyonunda yapılacaktır. 4. Eksiltmeye girmek isteyenlerin 2490 sayıh kanunun 2, 3 ve 32'nci maddelerinde yazılı şartlar dairesinde hazırlayacakları zarfları eksiltme saatinden bir saat evvel makbuz karşılığında Komisyon Başkanlığı'na vermeleri. 5. Postada vaki gecikmelerin kabul edilmeyeceği. İLAN OLUNUR. Basın: 11799 ONDOKUZMAYIS UNİVERSİTESİ REKTORLUGUNDEN 1 Cinsi, miktan ve muhammen bedelleri ile teminatlan asağıda yazılı gıda maddeleri kapalı teklif usulü ile satın alınacaktır. 2 İhaleler grup halinde ve her grubun hizasında gösterilen saatte yapılacaktır. 3 Gruptaki maddelerın herbirine ayrı ayn fiyat verilecektir. 4 Şartnameler hergün çalışma saatlerinde Ondokuzmayıs Üniversitesi SamsunBafra yolu üzerinde Atakum mevkiinde 1. benzinlik karşısı RektörIük binasındaki Ayniyat Levazım Müdürlüğünde görülebilir. Talep edildiğinde bedelsiz verilecektir. 5 Bu bedeller için 2886 sayıh kanunun 37. maddesine göre hazırlanacak teklif mektuplarının ihale saatine kadar ihale Komisyonuna makbuz mukabilinde verilmesi şarttır. 6 1984 yılı Ticaret Odası Kayıt Belgesinin teklif mektubunun 2. zarfına konulması, geçici teminat mektuplannın Ondokuzmayıs Üniversitesi Rektörlüğü adına düzenlenmesi gerekmekledir. 7 Postadaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. GRUP NO 1 2 3 4 5 CtNSİ Kahvaltılık Ekmek Yaş sebze meyve SütYoğurt Kuru gıda MtKTARI 5 kalem 1 kalem 44 kalem 2 kalem 56 kalem MUHAMMEN GEÇİCt BEDEL TEMİNAT 3.475.000. 104.250 1.800.000. 54.000. 7.830.000. 234.900. 3.600.000. 108.000. 10.410.975. 312.329. Basın: 11561 TARİHİ 9.3.1984 9.3.1984 9.3.1984 12.3.1984 12.3.1984 İR\LENtN GÜNÜ Cuma Cuma Cuma Pazartesi Pazartesi SAATİ 10.00 11.00 14.30 10.00 11.00 ŞEKLİ Kapalı teklif Kapalı teklif Kapalı teklif Kapalı teklif Kapalı teklif AJANS PRESS BASIN TAKlP Kupür Arşivleme Merkezi (BayBayan) Okumayı seven kabiliyetli eleman alacaktır. Adres: İncili Çavuş Sokak 8/2 Sultanahmet Tel.: 526 37 55 Bitti İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SATINALMA KOMİSYONU BAŞKANLIĞINDAN İstanbul 1 sayıh Sağlık Kurumlan Saymanlığı'na bağlı saglık kunımlanmn 1984 rnali yıh ihtiyacı için satınalınacak asagıda cinsi, miktan muhammen bedel tutan, ilk teminatlan ile ihale gün ve saatleri yazılı muhtelif cins ihtiyaçlar 2886 sayıh kanunun 37. maddesi gcregınce kapalı teklif usulüyle eksiltmeye konuhnuştur. Eksiltme ihalesi tstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü'nün binasında toplanacak olan komisyon tarafından yapılacaktır. lsteklilerin aşağıda cinsleri hizalarında yazılrruş olan ilk teminatlarım yatırdıklanna dair bir bclge ile ilar. tarihindcn sonraki bir tarihte Ticaret Odası'ndan alacaklan faaliyet belgelerini (cari yıla ait dernek kanlannı) şirketler ise sirkülerini veya şirket adına ihaleye iştirak edeceklerin vekaletnameleri ile tescüli ikâmetgâhlanru içersine koymuş usulüne göre hazırlayacakları kapalı zarflannı ihale saatinden yanm saat önccsine kadar Satmalma Komisyonu Başkanlığı'na vermiş olmalan gerekir. Bu işlere ait şartnameler İstanbul Saglık Müdürlüğü Satmalma Komisyonu Başkanlığı'nda görülefailecegi gibi postada vaki gecikmeler kabul edilmez. Muhammea Bedel Tul»n 11.843.118 28.518.750 9 185.000 12.803.000 148.350 107.142.75 547.499.45.25 ftk Temhımt Tntan 355.295 855.565 275.550 384.090 4.451 3.215 ,6.440 tkakGttıiTe Sutl 28.2.1984 Salı saat 11.00 28.2.1984 Salı saat 13.00 28.2.1984 salı saat 15.00 İSTANBUL PTT BÖLGE BAŞMÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Bölgemiz ihtiyacı olarak numunesine ve şartnamesine göre 2000 adet bez jeton torbası satınalınacaktır. 2 Bu ise ait ihale 8. 3.1984 perşembe günü saat 15.30'da Başmüdürlük AlımSatım Komisyonu'nca yapılacakıır. 3 Geçici teminatı şartnamesine göre alınacak ve bu işe ait şartname iş günleri mesai saatleri dahilinde Büyük Postane binasındaki Malzeme Müdürlüğümüzden temin edilebilir. Numune ise aynı yerde görülebilir. 4 Postada vaki olacak gecikmeler kabul olunmaz. 5 lhaleye iştirak etmek isteyenlerin usulıine göre tan?im edecekleri kapalı yazılı teklif mektuplanm ihale günü saat 14.30'a kadar makbuz mukabili Malzeme Müdürlüğümüze tevdi etmeleri gerekmektedir. Basın: 11812 İLAN PTT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Teşekkülümüz ihtiyacı için 143 adet muhtelif tip madeni ayırım kasası kapalı yazılı teklif almak suretiyle satın alınacaktır. 2 Bu alıma ait şartname Ankara'da PTT Genel Müdürlüğü Malzeme Dairesi BaşkanlığVndan, lstanbul'da PTT Bölge Başmüdürlüğü Malzeme Servisi'nden 10.000. TL. mukabilinde temin edilebilir. 3 lhaleye iştirak edecek firmaların 8.3.1984 günü saat 17.30'a kadar idari şartnamenin 6'ıncı maddesinde kayıtlı belgelerle Genel Müdürlük Teknik İşler Dairesi Başkanlığı'na müracaatları ile uygun görüldüğü takdirde ihaleye iştirak edebilmeleri için verilecek yeterlik belgesini 14.3.1984 günü saat 17.30'a kadar Malzeme Dairesi Başkanlığı'ndan almaları gereklidir. 4 Teklifler en geç 15.3.1984 günü saat 10.00'a kadar Genel Müdürluğümüz Malzeme Dairesi Başkanlığı'na verilmiş olacaktır. Basın: 11700 12345 a«si HidroOl pamuk Gaz hidrofıl Oksijen gazı Protoksit d'azot Asetilen gazı Ekmek (Ada. Sağ. Mr) Ekmek (Sil. Dev. HS) MikUn 12.222 kg 337.500 kg 41.750 mJ 9.145 kg 150 kg 1.500 kg 7665 kg Basın: 11333