23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/8 HABERLERİN DEVAMI 21 KASIM 1984 UĞUR MUMCU GOZLEM (Baştarafi 1. Sayfada) nun için hep "tepeden inmeci", "cuntaa", "ihtilalci" denirdi... Öyle miydi? 27 Mayıs 1960 İhtilali "tepeden inmeci" bir yöntem ise, evet, öyleydi. 27 Mayıs İhtilali'ne toz kondurmaz, her yerde içinde yer aldığı ihtilali sonuna dek savunurdu. 27 Mayıs İhtilali'nden sonra hiçbir "tepeden inmeci" olaya karışmadı, tersine, tepenin başka yamaçlarından inen ve inmeye çalışanlara hep karşı koydu.. Türkiye'de yakın tarihe damgasını vuran asker kökenli böyle bir kuşak var: İlericilikleri Atatürkçü duygularından kaynakianıyor. Taşkın yurtseverlik duyguları bu kuşağı ilerici akımlarla bütünleştiriyor. Atakh'nın silah arkadaşı Vehbi Ersü böyle değil miydi? "22 Şubatçı" emekli Kurmay Albay Dündar Seyhan? Ve geçenlerde ölen emekli Kurmay Albay İsmail Hakkı Göngör? Ve kendi acıları ile kıvranıp ölen emekli Kurmay Albay Osman Köksal? 22 şubat gecesi, Mucip Ataklı ve Köksal, Dündar Seyhan ile karşı karşıya gelmişlerdi. Ataklı ve Köksal anayasal düzeni korumaya çalışanlaha omuz omuzalardr, Dündar Seyhan ise 22 Şubat ayaklanmasının başlarından!.. İsmail Hakkı Güngör de o günlerde Silahlı Kuvvetler'de anayasal düzeni korumaya çabalayanların emrinde görev yapmaktaydı. Şimdi dördü de aramızda değil; ama biliriz, üçünün de siyasal görüşü en azından aynı doğrultudadır: Bağımsızlık, Atatürkçülük, ilericitik, laiklik.. Bu "radikal" düşünce yapısı onları ilerici dünya görüşleri ile buluştururdu. Zaman zaman karşı karşıya geldiler, zaman zaman birbirlenne öfkelendiler, kızdılar, ama "mayalan" aynıydı. Sanki bir ailenin çocukları gibiydiler. Dündar Seyhan'ın içki masalarında çınlayan tok ve kalın sesindeki devrimci özlemler, Ataklı'nın pariamento kürsülerindeki inançlı gür sesi, Güngör'ün çile çekmiş bir ilerici yazarımızin evindeki doyumsuz söyleşisi ve Osman Köksal'ın güleç yüzüne yansıyan o kır çiçekleri gibi taptaze inançları... Şimdi birer eski zaman öyküsü gibi bellekierimizde yer edip gidiyor. Vehbi Ersü 12 Mart günlerinde duyduğu acıyı kaç kez dile getirmişti. Kendi yaşamı ile ilgili endişeleri bir yana bırakır, kimi olaylara öfkelenir, sonra gelecek ile ilgili umutlu sözler söylemeye çalışırdı. Yüreği, bir yaz günü Ege kıyısında bir ilçede bu acımasız yarışın bir kilometre taşına takılıvermişti.. O soorcu, atletik, delikanlı görünüşlü Güngör de ölüm ile yaşam arasındaki maratonda ansızın yere düşüvermişti. Osman Köksal acılarını kimseye duyurmadan, yoksullukla pençeleşerek kapamıştı gözlerini, kahır yüklü vagonları içinde taşıyarak.. Ataklı da inançlı öfkelerle yoğrulmuş yüreğini ancak Haydarpaşa Garı'na kadar taşıyabilmişti: Yaş 65. İşte birer birer gidiyoriar: Kimimizin alkışladığı, kimimizin çeşitli nedenlerle kızdığı, öfkelendiği insanlar, Türkiye'nin yakın tarihindeki rcHlerini tamamlayıp, sahneden birer birer ayrılıyortar. Bu kuşak ilginç bir kuşaktı: 27 Mayıs İhtilali ile kendilerini kırk yaşlarında iktidarda bulan, sonra ülkenin dev sorunları karşısında bocalayan, çözüm yolu arayan, bulan, bulduğunu sanan, ama hem didinen, kavga eden, çalışan, çabalayan, zaman zaman da itilip kakılan bir kuşak... Son otuz yıllık yakın tarihe damgasını vuran asker kuşağın önde gelen temsilcilerinden biriydi General Ataklı.. Soyadı gibi ataktı, 27 Mayıs gecesi DP iktidarına karşı arkadaşlan ile biriikte giriştiği ihtilal eyleminden sonra, hep o atak tavrı ile demokrasiyi, anayasal düzeni ve 61 Anayasası'nı savundu. Yaşamının son günlerinde, parti içi çekişmelerde de partisinin genç kanadının yanında yerini aldı. Yine hep o inançlı tavrı ve öfkesi ile.. Ataklı'nın kısa özgeçmisi biraz da 27 Mayıs ihtUali'nin dramatik öyküsü değil midir? Mucip Paşa'yı bugün, Kur. Albay Osman Köksal'ın, Vehbi Ersü'nün, Dündar Seyhan'ın, İsmail Hakkı Güngör'ün yanlanna uğuriuyoruz. Nur içinde yat Mucip Paşa; inançlı ve karartı tavrının çizdiği sağlam kişilik dostlarına örnek olsun! AtakWnın cenaze toreni bugün Ozetle istanbuVda geçirdiği kalp krizi sonucu vefat eden HP İstanbul MiOetvekili Mucip Ataklı 'ntn cenazesi bugün Ankara'da toprağa verilecek. 65 yaştnda hayata gözlerini yuman A takh 'nin cenazesi bugün Cülhane Askeri Tıp Akademisi morgundan ahnarak, önce HP Genel Merkezi, sonra da TBMM önüne getirilecek. Buralarda birer tören yapılacak. Cenaze Maltepe Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Cebeci Asri Mezarhğı'nda toprağa verilecek. HP'nin dünkü grup toplantısmda Ataklı için saygı duruşunda bulunuldu. Kıyı şeridi daralıyor MUSTAFA EKMEKÇÎ ANKARA NOTLARI Hazırlanan yasa tasarısma göre kıyıdan 30 metre geride bina yapılabilecek. Bu mesafe yürürlükte olan yasada 100 metre. Eşref Üren topraga verildi Ressam Eşref Üren dün törenle toprağa verildi. Üren için Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde düzenlenen törende sanatçımn arkadaşlan "Üren'in Türk resim tarihinde her zaman yaşayacağını" belirttiler. Daha sonra Maltepe Camii'ne götürülen cenaze, öğle namazını muteakip Cebeci Asri Mezarhğı'nda toprağa verildi. Başbakanhk koruma görevlilerinin davranışı kınandı Islam Banş Komitesi ve Gambiya Cumhurbaşkanı Dawda Jawara, dün Ankara'ya geldi. Jawara, dün saat 17.00'de Cumhurbaşkanı Kenan Evren 7 ziyaret ederek kendisinin komite başkanhğına seçildiğinden bu yana sürdürdüğü çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Görüşmede lran Irak savaşı konusu da ele alındı. Bugün Başbakan Turgut Özal'la da görüşecek olan Jawara, öğleden sonra Türkiye'den ayrılacak. (Fotoğraf: a.a.) Gcunbiya Cumhurbaşkanı Ankam'da Başbakanhk Koruma Müdurü Musa Öztürk ve öteki görevliler, gazetecileri tartakladı. Öztürk, TBMM'de Özal ile görüşmekte olan gazetecilerin soru sormasını engellemek istedi, bu arada gazeteci Metin Aksoy 'u sopayla vurarak Başbakanın yanından uzaklaştırmak istedi. Pariamento Muhabirleri Derneği bir açıklama yaparak olayı kınadı. Tutumumuz değişmeyecek (Baştarafi 1. Sayfada) ni konusunu gündeme getirmesiyle ortaya çıkacağı belirtiliyor. öte yandan, Yunan Savunma Bakan Yardımcısı Andonis Drossoyannis'in önceki gün Yunan Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis tarafından kabul edildiği ve Yunanistan'ın Hava Kuvvetlerini güçlendirmek amacıyla satın almaya karar verdiği 80 adet savas uçağını ve büyük bir olasılıkla Limni konusunu görüştükleri bildirildi. Atina diplomatik çevrelerinde yapılan yorumlara göre, Limni konusunun Yunanistan tarafından bir "NATO Türkiye anlaşmazlıgı", Türkiye tarafından "Yunanistan'ın yarattığı bir sorun" NATO tarafından ise, "bir Tiirk Yunan sonınu" biçiminde sunulmak istenmesi, 4 aralıkta başlayacak NATO Savunma Bakanları Toplantısmda çekişmeli tartışmalara yol açabilecek ve "Alınacak karar büyük önem taşıyacak." Öte yandan, Yunan Komünist Partisi'nin (KKE) gectiğimiz hafta içinde sosyalist PASOK hükümetinin iki kararından rahatsız olduğu gozleniyor. Bunlardan biri, Hava Kuvvetlerine alınması duşünülen savaş uçaklan yolundaki hükümet karan ve "Limni Adası sorununu NATO kanalıyla çözme" girişimi. KKE Yunan hükümetinin satın almaya karar verdiği savaş uçaklannın Yunan bütçesine büyük ölçüde olumsuz etki yaratacağından ve NATO'ya olan bağımhlığın ödeme süresince sürdürüleceğinden duyduğu kaygılan dile getiriyor. Komünist Partisi, Limni konusunda ise, "Bunun ulusal bir dava" olduğu halde, NATO'nun aracıhğının istenmesine gerek olmadığına, aksine, "NATO'dan aynbnması ile bu tür sorunların otomatikman çözümlenecegine" inanıyor. KKE yayın organı "Roizospastis" Gazetesi, Limni konusunda Brüksel'den edindiği bilgilere dayalı verdiği haberde, "Yunanistan'ın her yıl olduğu gibi bu yıl da NATO savunma planlaması çerçevesinde Limni Adası'nı da iceren ancak bu kez adadaki birlik ve uçaklann NATO'ya tahsisi için bulundugu başvunıdan sonra, gecen yıllarda olduğu gibi anında reddedilmediği ve halen tartışma konusu olduğu"nu belirtti. ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa uyarınca çıkarılması gereken yasalardan, kıyılardan yararlarulmasına ilişkin yasa tasansı TBMM BaşkanlığYna sunuldu. Anayasa'nin 43. maddesinde "kıyüar, devletin hüküm ve tasamıfu alündadır" hükmünün yer almasma karşılık, ta&arı bugüne kadar yapüniış ve yasarun yürürlüğe gireceği tarihe kadar yapılacak kıyı şeridindeki özel yapılan kapsam dışında bıraktı. Kıyı şeridinde Hazine arazisi üzerine izinsiz ve kacak olarak kurulmuş sanayi ve turizm tesislerine de Maliye ve Gümrük Bakanlığı'mn vereceği "tahsis bdgesi" ile af getirildi. Tasannın aynen yasalaşması durumunda imar planı olan yerlerde kıyı kenar çizgisinden 10 metre, imar planı olmayan yerlerde de 30 metre ötede bina yapılabilecek. Bugün yürürlükte olan yasalara göre, imar planı olan yerlerde 10, olmayan yerlerde 100 metre koşulu vardı. Böylece henüz yağrnalanmamış kıyılarda kanunun yararlandığı 100 metre enindeki sahil şeridi 30 metreye indirilmiş oldu. Vehbi Dinçerler'le telefonda görüşüyorduk; konu kıyıma uğrayan "Rehber Öğretmenler" konusuydu. Bakan, inceleyip kıyimı durduracağını söyleyince, ağzımdan: Söz mü? diye kaçtı. Tatlı bir söyleşiydi. İncelik gösteriyordu... Tabii söz! dedi Vehbi Bey. Yoksa, yarın Cennette, nasıl birbirimize bakarız. Ohooo, dedim, iş cennete kaldıysa... Neden? Siz gidersiniz belki ya, biz cennete filan nerde gideceğiz? Hem gitsek bıle, orada nasıl bulacağım? Ankara'da bulamıyorum... Vehbi Bey: Mesele değil o, diye karşılık verdi, cennette aklına birisi düştü mü, hemen karşına gelir! Iyi, dedim içimden, hani tatlı cadı gibi! Ben size anımsatırım, pardon hatıhatınm! Anımsatmayı biz de biliyoruz canım, o kadar değil! Ondan sonra bakanla konuşamadım. Ktyımlar da sürüp gitmekteydi. öğrenmiştim, Vehbi Bey'in Ankara'da yedi çalışma odası vardı; bakanlığından ayrı, Gençlik Spor'da, Talim Terbiye'de, FRTM (FilnvRadyo Televizyon Merkezi)'de. Daha var.. Vehbi Bey, buralara gidip çalışıyor görünüyor, ama galiba daha çok kavgayla geçiyor saatler. Göreve yeni başladığı sıralardaydı, günlerden cuma. Vehbi Bey, Din Eğitimi Genel Müdüriüğü'ndeydi. Üst düzeydeki "F" beye: Herkes cumaya gidiyor, siz gitmiyor musunuz? diye sordu. Hayır efendim! Namaz kılmaz mısmtz? Hayır efendim! Namaz kılmayanın Din Eğitimi Genel Muduriuğü'nde işi ne? Vehbi Bey, orayı Diyanet işleri mi sanıyordu ne? Orada biie kimse namaz kılmaya zorlanamaz. 12 Eyjül'den sonra göreve getirilmiş olan üst düzeydeki memur, istifasını verdi. Onu, müstesar ile yardımcılan izledi. Bakanlık ayıklanıyordu... Büyük bir tartışma, Talim Terbiye'de gecti. O zamanki başkan "E" Bey. Ben dini sizden daha iyi biHrim dedi. Siz sadece kendinizi mi Müslüman sanıyorsunuz? Vehbi Bey, dilini yutmuş gibi sustu.. "E" Bey, emekliliğini istedi ayrıldı. Milli Eğitim'de "/cac/ro/aşma"nın bir bölümü, böyle mi gerçekleştirildi? Bakanlıktaki yaygın kanı şu: Memurların kimi, camileri, cumaları kollamakta. Bir süre önce, bir kişi "S" ilkokulu müdürlüğüne atandı. Bakanlıktaki tüm genel müdürter, bu yeni atanan ilkokul müdürünü kutlamaya gittiler. Bu da bir başka kadrolaşma örneği mi? • •• Gejmiş geçmiş Milli Eğitim Bakanlarının unutulmaz adı Hasan Âli Yücel'i kimse camide görmemiştir. Iyi mevlit okuduğunu, sesinin güzel olduğunu duyar, okurduk, ama din sömürüsü hiç yapmadı. Din adamlanna saygısı vardı. Bunun bir örneğini vereceğim: Geçenlerde yrtirdığimiz, Atatürkçü müftü Mehmet Coşturoğlu, Hasan Ali Yücel'in yakın dostuymuş. "Sosyal Şizofreni ve Atatürk"ür\ yazarı, emekli öğretmen Mustafa Coşturoğlu'nun babası. Seksen iki yaşında, Ankara'da öldü. Giresun'a götürülerek, köyünde toprağa verildi. Hasan Âli Yücel de Karadenizlidir, Göreleli. Giresun'a gittikçe, müftü Mehmet Coşturoğlu'yla, konuşurmuş. Mustafa Coşturoğlu'nayazdığı mektupta, Kanunsuz imam okullan hakkında Giresun'un durumunu bana yazmanızıricaederim. Bu meseleyi günümüzün en Ğnemli davalarından görmekteyim" diyor. Tarih 1958, Yücel'in "kanunsuz imam okullan" dediği, o yıllar mantar gibi biten, "Kuran Kurslan"d\r. Sözü uzatmadan, Hasan Âli Yücel'in, Giresun Müftüsü Mehmet Coşturoğlu'na yazdığı 29 Aralık 1958 günlü mektubu özetle aktarayım: Mektuptaki bazı Osmanlıca sözcüklerin Türkçelerini ayraç arasına ben yazdım: "Muhterem Hoca Efendi. Buradan memlekete döndükten sonra yeniden rahatsız olmanıza pek üzüldüm. Şimdi afiyette (sağlıklı) olmanıza tabii memnun oldum. Hak size her zaman sıhhat ve afiyette devam nasip etsin. Yazıp göndermek lütfunda bulunduğunuz Hadisi Şerifler (Peygamberin sözleri) içimi açtı, gönlüme ilhamlar verdi. Her biri bir hikmeti muhtevi (gerçeği içeriyor). Hele, ehlini (burada, yakınlannı, coluk çocuğunu anlamına) cahil bırakanlann kıyamet gününde en şiddetli azaba (cezaya) uğrayacaklannı haber veren hadis, yüreğimi titretti. Milyonu bulan Türk çocuğunu cehaletten (bilgisizlikten) kurtarma mazhariyetını bu aciz kulundan esirgememiş olan Hak Tealaya (Yüce Tanrıya) gözüm yaşlanarak şükrettim. Çünku benim ehlim, sadece sulbümden (dölümden, soyumdan) gelenler değil, aziz milletimin, bilhassa köyierde zekâsı ışıksız kalmış evlatlandır. Namaz ve oruç gibi feraizden (zorunlu işlerden) taksirim (eksiklerim) olmussa da, bu yolda vazrfemi ihmal etmemiş olmak, af ümidimi arttırmıştır. Birinci hadiste benim anladığım nokta, Peygamberimizin kız evlatlarına verdiği ehemmiyettir, (önemdir). 'Zenginin sadece servetini tasadduk ettirmeyip (sadaka dağıtmayıp), çocuğuna bırakma' emri, o varis (mirasçı) bir kız olduğuna göre, bu mana zahir oluyor. (Bu anlama geliyor). Esasen Veda Haccı'nda ve son hutbelerinde bu cıhete verdiği önem meydandadır. Kızlarını evlattan dahi saymayan gafillerin bilmesi, öğrenmesi gereken bir emir..." Yaa işte, böyle, laikliği içine sindırmiş, geçmiş, bir büyük Milli Eğitim Bakanı'nın, şimdiye dek yayımlanmamış mektubunda söyledikleri, bir de, şimdiki durum. Düşündürucü değil mi? Yedi Odalı Vehbi Bey... DevYol davasında sanık sayısı 340'a çıktı Tantan, yeni görevine başladı İstanbul Emniyet Müdür Yardımcdığı'na atanan Sadettin Tantan yeni görevine başladı. Yaklaşık 3 yüdır Mali Şube Müdürlüğü görevini yürüten ve geçtiğimiz gün terfian Emniyet Müdür Yardımalığı 'na atanan Sadettin Tantan, bu sabah yeni görevine başladı. Türkân Arıkan (Baştarafi 1. Sayfada) Türkftn Ankan'ın bir yıl süreyle tedbirli olarak partiden geçici ihraç istemiyle ortak Disiplin Kurulu'na sevk edilmesini kararlaştırdı. MKYK toplantısmda ANAP Genel Başkan Yardımcılarından Şadi Pehlivanoglu, Türkân Ankan'ın parti disiplinini çiğnediğini belirterek, uyarma ve kmama cezalannın yeterli olmayacağını, Ankan'ın en azından geçici olarak partiden ihraç edilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Pehlivanoğlu'nun önergesi, Türkân Ankan'ın bir yıl süreyle partiden tedbirli olarak ihraç edümesi istemi oybirliğiyle kabul edildi. Başbakan Ozal'ın toplantıda Ankan'ın partiden kesin ihracına "agır bir ceza" olacağı gerekçesiyle karşı çıktığı, geçici ihraçla cezalandınlmasının daha uygun olacağmı bildirdiği öğrenildi. Yaklaşık yarım saat süren MKYK toplantısmda Ankan'ı savunan olmadı. PARTtYLE İLİŞKİSİ KESİLECEK ANAP tüzüğune göre, MKYK'nin Türkân Arıkan'ın partiden bir yıl süreyle ihraç önerisi ortak Disiplin Kurulu'nda görüşülecek. Disiplin Kurulu'nun geçici ihraç istemini aynen benimsemesi halinde Türkân Arıkan parti faaliyetlerine katılamayacak. Arıkan, grnp çalışmalarında da yer alamayacak. Tüzük gereğince hakkında geçici çıkarma çezası verilen parti üyesi, partinin organlarına hiçbir teklifte bulunamıyor. Ancak, bu hüküm, o üyenin parti tüzüğü, programı ve organlarının bağlayıa kararlanna uyması zorunluluğunu ortadan kaldırmıyor. Geçici çıkarma cezası verilen parti üyelerine partide herhangi bir görev verilemiyor. Tüzüğe göre Arıkan'ın 3 gün içerisinde Disiplin Kurulu karanna itiraz hakkı bulunuyor. Ortak Disiplin Kurulu bu itirazı 7 gün içerisinde inceleyerek karara bağlayacak. Edirne Milletvekili Türkân Arıkan, dün TBMM'ye ve ANAP grup toplantısına katılmadı. Başbakan Turgut Özal toplantıdan sonra Türkân Ankan'ın geçici ihraçla cezalandınlması istemi konusunda bir değerlendirme yapmayacağmı belirterek, "Disiplin Kurulu kendisine verilen görevi yapar" dedi. İstanbul Haber Servisi DevYol isimli örgütü oluşturmak ve amaçlan doğrultusunda eylemlerde bulunmaktan sanık 13'ü hakkında ölüm cezası istenen toplam 24 kişinin yargılanmasına İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde başlandı. Askeri Savcı sanıklardan Ali Kemal Bıkmaz, Mehraet Bahar, Metin Çarmıklı, İsmail Akçora, Erol Demir, Bülenl Aydın, Cafer Kılıç, Engin Kırtıl, Mehme» Özdemir, Mehdi Düzova, Ali Şakir Çarmıklı, Cemal Güngör, Hasan Özalp hakkında ölüm cezası verilmesini istedi. Askeri Savcı 11 sanık hakkında 1 ile 24 yıl arasmda değişen ağır hapis cezast istedi. Mahkeme ek iddianame ile bu davanın ana DevYol davası ile birleştirilmesine de karar verdi. Böylece DevYol davasında ölüm cezası istemiyle yargılanan sanık sayısı 57'ye, toplam sanık sayısı 340'a yüksel Uğur Mumcultalya'da açıkoturuma katüacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosn) Yazarımız Uğur Mutncn, ltalyan RAİ Televizyonu birinci kanalınca Papa suikasti konusunda düzenlenen bir açıkoturuma çağırıldı. Oturuma, Papa suikasti konusunda bir kitap yazan Amerikalı kadın gazeteci Claire Strerling, Bulgar BTA Ajansı Müdurü Boyan Traikov ve Uğur Mumcu konuşmacı olarak çağnldılar. 6 aralık günü çekimi yapılacak olan açıkoturum 11 aralık günü yayınlanacak. Denize uçan arabadan sağ çıktı BedeUi (Baştarafi 1. Sayfada) kanlığı'nca tespıt edilecek. O yıl askere alınacakların tamamı, mevcut celp sistemine uygun olarak, temel askerlik eğitimine tabi tutulacaklar. Eğitim merkezlerine sevk edilenler, Genelkurmay Başkanhğınca belirlenen ihtiyaç miktarından fazla ise, fazlalık kura çekmek suretiyle tespit edilecek. Genelkurmay Başkanlığı'nca silahlı kuvvetlerin ihtiyacı olarak belirlenen yükümlüler askerlik hizmetini, erbaş veya er olarak yerine getirecekler. İhtiyaç fazlası yükümlüler, kalan askerlik sürelerini kamu kurum ve kuruluşlannda, iç güvenlik, yurt savunması ve kalkınması için uygun görülecek eğitim, yol bakımı, inşaat, maden, orman ve sağlık hizmetlerinde çalışmak suretiyle yerine getirmiş sayılacaklar. İhtiyaç fazlası, kamu kurum ve kuruluşlarımn ihtiyaçlarından fazla ise, artan miktar, her yıl bütçe kanunu ile belirlenen miktarda bedeli ödemek kaydıyla askerliklerini yapmış sayılacaklar. Ancak bedel ödemek istemeyenler, kamu kurum ve kuruluşlannda çahştırılacaklar. Kamu kurum ve kuruluşlarımn emrine verilen ihtiyaç fazlası yükümlüler, fırar, hava değişimi ve izin tecavüzü, kısa süreli firdr ve izin tecavüzü suçlanndan dolayı askeri hükümlere tabi olacaklar. Bu yükümlülerin kamu kurumlannda çalıştıklan süre içinde her türlü tedavileri, çalıştıklan kurumca yaptmlacak. Ttirkiye dönem başkanı (Baştarafi 1. Sayfada) demek bile yanlış. Çünkü, alfabeye göre sırası geıen Oaşkan oluyor. Üye ülkelerden birisi başkan, alfabede ondan sonra gelen ülke de, başkan yardımalığına geliyor. Yardımalığa seçilen ülke, altı ay sonra başkan oluyor. Avrupa Konseyi'nde yirmibir üye ülke bulunması nedeniyle her başkanlık döneminin altı ay sürmesi hesabıyla, bir ülkeye sıra tam onbuçuk yılda bir geliyor. Türkiye'nin sırası 1981 yılında geldi. Ancak, o tarihte Turkiye'de askeri yönetim bulunduğu ve demokrasiye ara verildiği gerekçesiyle, Avrupa Konseyi Türkiye'ye o tarihte "Sizitı strantz geldi, ama bu sırada başkanlık mümkün değil" doğrultusunda mesaj gönderdi. Üçyılsüren askeri yönetim boyunca Türkiye Avrupa Konseyi'nde "sadece üye statusünü"korudu. Her mayıs ve kasım ayında "Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki konvmu'' geniş tartışmalara yol açtı. Ancak, içinde bulunduğumuz yılın şubat ayında A vrupa Konseyi "Türkiye artık normal rejime dönmüştür" biçiminâe bir karar alarak, Türkiye ile ilgili siyasal değerlendirmeleri bir yana bıraktı. Hatta, bu karar doğrultusunda, Türkiye "normal bir üye'' sıfatıyla A vrupa Konseyi 'nin tüm birimlerinde temsil edilmeve başlandı. İşte, bu nedenle Türkiye "dönem başkanhğına aday obnak istediğmi" bUdirdi. Daha doğrusu, dönem başkan yardımcılığına aday olacağmı açıkladı. "Madem Avrupa Konseyi'nin her biriminde temsil ediliyoruz. Neden dönem başkanhğını da yürütmeyeUm" diyen Türkiye, bu yöndeki girişimlerini hıziandırdı. Şu anda.dönem başkanı Fransa, onun yardımcısı da Federal Almanya. Bu hafta başkanhk el değiştirerek Almanya'ya geçecek. Sorun, Federal Almanya'nin yardımcUığuu kimin yürüteceği noktasmda düğiimleniyor. Yarınki toplantıda dönem başkan yardımalığına seçilecek ülke altı ay sonra başkanlık görevini yürütmeye başlayacak. Başkan yardımalığı için ise, iki aday var: Yunanistan ve Türkiye. Yunanistan şunu söylüyor: "Biz şimdi başkan yardımcısı olalım, altı ay sonra biz başkanhğa gelince, Türkiye bizim başkan yardımcmuz olsun. Ama, şimdi biz başkan olalım." Türkiye ise, "Bizim sıramız zaten geclkti, şimdi başkan yardmcıhğına biz gelelim" tezini savunuyor. Bu iki ayrı görilş nedeniyle, gerek Türkiye gerekse Yunanistan Avrupa Konseyi üyeleri katında yoğun kulis yürütüyor. Bizim edindiğimiz izlefıim, "Strasbourg'da hava Türkiye için biraz tatsız. "AvrupaKonseyi'ne üye ülkelerin bir bölümu "Türkiye elbette dönem başkanhğı yapacakttr, ama zaman daha erkendir. Çünkü Türkiye'de demokrasiye tam dönüş henüz sağlanmamıstır'" diyorlar. Bu gerekçeyle de Türkiye'nin karşısında yer alıyorlar. Bir diğer bölüm ise, "Madem her birimde temsil edüiyor Türkiye, o zaman neden başkanhkta temsil edümesin " tezini öne sürüyorlar ki, bu mantığın sağlam ve tutarlı olmadığı pek öyle öne sürülemez. Şu ana dek, Türkiye'nin "başkan yardımcıhğım istemeyen ülke sayısı da çok" gibi... Onlar, "Bu kadar beklediniz, biraz daha bekleyin"diyorlar ve ekliyorlar: "Şimdi başkan yardımcıhğına seçilmezseniz, gelecek sefer seçiUrsünz"... Tartışma bu noktada. Sonuç ne olabilir?.. "Havanın Strasbourg'da tatsız"olduğu birgerçek. Dışişleri Bakam Halefoğlu dün Strasbourg'a gitti. Toplantıya katüacak meslektaşlartyla bir dizi görüşme yapacak. Ama, bugünden görünen, "havanın Türkiye lehtne değismesi oldukça güç." Değişmez değil, ama çok güç. Sanyer Çayırbaşı mevkünde dün saat 04 sulannda aşın hızla giderken denize uçan 34 FR 229 plakaü Anadol marka taksinin sürücüsü Cevat Oflaz, son anda kurtanldı ve koma halinde Istinye Devlet Hastanesi'ne kaldınldı. Tedavi altına alınan Oflaz, ifadesinde alkottü olduğu için direksiyon hâkimiyetini kaybettiğini ve taşıtta başka kimsenin bulunmadığını söyledi. Suçlarını itiraf ettiler Bir hafta önce Kumkapı Çaku Gazinosu arkasındaki evinden saat 19.30 sulannda yoğurt almak için çıkan ve bir gün sonra da aynı semtteki surlann dibinde cesedi bulunan Kadife Billiç (36) adb kadını öldürdükleri savıyla trfan Altunkoç ile Ekrem Şenülke adlı kişiler gözaltma ahndüar. Suçlannı itiraf eden sanıklar, 36 yaşmdaki kadına tecavüz edecekleri sırada karşı koyması nedeniyle önce bıçakladıklarını sonra da boğarak öldürdüklerini söylediler. (Baştarafi 1. Sayfada) rum da, önce, Türkiye'nin kabul etmiş olduğu "fiili" halin şimdi "hukuki" hale dönüşmesini engellemenin güçlüğünden, sonra da, bir üye ülkenin NATO'ya tahsis ettiği kuvvetlere karşı çıkarak "ittifaka çomak sokan başkent" durumuna düşmek endişelerinden kaynakianıyor. Diğer taraftan, sorunun kamuoyuna yansımasınm Türkiye'nin manevra sahasını daralttığını ve "ödün verme olasılıgını" asgariye indimiğini vurgulayan gözlemciler, "udaşma formülünün" şimdi çok "sarih ve kesin" olması gerekeceğini bil NÂTO'da ükanma ISTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZt'NDE Müdür ve Genel Sanat Yönetmeni: Attila Manizade G. Verdi diriyoriar. Böylesine bir formülün ancak "Yunanistan'ın Limni Adası'nda NATO emrine vermiş olduğu uçak ve kuvvetler. sadece savaş durumunda kullanılabilir. Bu kuvvetlerin programa girmesi, ne NATO'nun Limni'nin silahlandınldığını kabul ettigi, ne Ada'nın manevra sahalarına alınacağı, ne de Ada'daki lesislerin NATO altyapı harcamalarından yararlanacağı anlamına gelir" şeklinde olabileceği ifade ediliyor. Oysa, böyle bir formulün önerilip önerilmeyeceği, önerilse bile Yunanistan tarafından kabul edilip edilmeyeceği bilinmiyor. MACBETH 22 Kasım 1984 Perşembe saat 20.00 27 Kasım 1984 Salı saat 20.00 (GALA) 1 Aralık 1984 Cumartesi saat 16.00 Orkestra Şefı: Opera 4 perde Meksika9da (Baştarafi 1. Sayfada) AP ajansının haberine göre, görgü tanıklan, yerel saatle 5.30'da korkunç bir patlama sesi duyduklannı, ardından "gökten alev yağmaya" başladığmı söylediler. Evlerin ve binalann üzerine yağan alevler, büyük bir yangının çıkmasma yol açarken, kara dumanlar 1.5 kilometre yüksekliğe çıktı. NASIL OLDU "Pemex" şirketinin bir yetkilisi, gaz dolu kamyonlardan birinin patladığını ve bu patlamanın diğer patlamalara yol açtığını söyledi. Yetkiliye göre, her birinde 11 milyon litre sıvılaştınlmış paz bulunan dört büyük tank. peş peşe patladı. Yetkililer kazanın bu kadarla atlatılmasının da şans olduğunu, yöredeki diğer doğal gaz tanklan da patlasaydı, felaketin çok daha geniş boyutlara ulaşabileceğini belirtiyorlar. Sahneye Koyan: Ottavio ZIINO (Konukttal>a) Cem MANSUR Dekor: Kostüm: Aydın GÜN Koro Şefı: Özal, Avrupa'ya karşı çıktı (Baştarafi 1. Sayfada) Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısı özelliğinin yanı sıra, Türkiye için Komite'nin dönem başkanlığı konusu da gündeme geliyor. Daha önce sırası geldiği halde, 12 Eylul dönemi olduğu için, seçimle oluşmuş bir pariamento bulunmaması nedeniyle, kendi isteğiyle sırasını kullanmayan Türkiye'nin bu hakkını şimdi kullanması gerekiyor. BAŞKANLIK SORUNU Yv:r.<ın>»uu ın yanı sıra, Türkıye'yi Avrupa Konseyi İnsan Haklan Komisyonu'na şikayet eden beş ülkenin de Türkiye'nin başkanlığına karşı olduğu, çeşitli nabız yoklamalanndan biliniyor. Ancak son olarak bu beş ülkenin bazılannda bir vumuşama havası sezinleniyor. btrasbourg'daki havaya göre, normal olarak dönem başkanhğını altı ay süreyle 1 aralıktan itibaren yürütecek olan Federal Almanya, uzlaşma olduğu takdirde kendi hakkmı Ankara'ya vermeye hazır. Eğer diğer ülkelerden fazla bir itiraz yükselmezse, Yunanistan'ın bu girişimi engellemek için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin yarınki toplantısına konuyu getirmesi ve Türkiye'nin Başkanhğı'na karşı çıkması bekleniyor. Toplantınm Türkiye açısmdan bir diğer önemli yanı da 12 Eylül'den bu yana Avrupa Konseyi'nde ilk kez gündem maddesi olmaması. Türkiye, gündem maddesi olmamasına karşm bu kez başkanlık konusunda doğrudan gündeme müdahale etmiş olacak. Ancak Türkiye'nin başkanlık konusundaki isteğini bugün daimi temsilcilerin de katılacağı toplantıda değil, yalnızca üye ülkelerin dışişleri bakanlarının katılacağı saat 19.30'da başlayacak gizli toplantıda gündeme getirmesi bekleniyor. Konsey dönem başkanlığı pratik açıdan fazla bir önem taşımıyor. Ancak, Türkiye'nin bu statüyü elde etmesi "siyasi" bir içerikle birleşecek ve Ankara bir ölçüde Avrupa Konseyi üyeliğini "perçinlemiş" olacak. Acar BAŞKUT Osman ŞENGEZER Gökçen KORAY Macbeth :Mete UGUR/Scyit Ahmet YILDIZ Lady Macbeth Remziye ALPER/Melek Ç E L Ü O A Ş Banquo Snat ARIKAN/Nejat PINAZOGLU/N^CARPINATI (KonukAAD.) Nedime Zuha» DİNÇER/Yüksel ÖRSES Macduff :Leon ASTERİS/Gioacclıino CITTO (Konukltalya) Makolm :Ali AYBAR/ Timur DOĞANAY Doktor :Onur GÖNENLt Uşak :Cem ŞENLER/Aşkın METİNER Katil :Ferdi ATUNER/Nejat PINAZOĞLU tsimler soyadı alfabetik sırasına göre yazümıstır. Biletler temsilden bir hafta önce sausa çıkar. Gişe teU 143 54 00 (7 hat) 54 Basın: 28431 Her türlü tabela işleriniz için ABC Reklam Ajansı 582 12 61
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle