13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 KASIM 1984 * • • • HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 (Baştarafı 10. Sayfada) de zayıf olan takım, bir takım ğımız her iki ekip de oldukça zahalinde oynadığından kazandı. Biraz da tesadüflerin yardımı ile. yıftı. Türk takımı hakkında hiçMesela Doğan o üçfaullük ha bir şey söylemek istemiyorum. Belki de Shilton'un çok iyi gütayı yapmasa, veya daha önce nünde olması nedeni ile bize gol Erman 'ın boş şutunu ömer alıp atmasa, veya Melih son üç sayı atamadılar. Ama Türk takınulık atışı sokamasa, veya hakem nın son derece korkak bir takım ler masada olsun, içeride olsun oldugunu söyleyebilirim. Hersaçma sapan kararları pespeşe halde bu da bizim takımın isminin büyükluğünden kaynaklanıdizmeseler netice başka türlü yordu." olabilirdi. Ama bu farketmez neticede kâğıt üzerinde zayıf Türk Milli Takımının Teknik olan takım bu maçı kazandı. Direktörü Candan Tarhan ise Her iki takım da birbirini iyi adeta konuşmaktan kaçıyordu. etüd etm'ış olan antrenörlere sa Basın toplantısına gelmeyen Tarhipti. Örneğin Efes, Eczacıbaşı ' han gazetecilere kısaca şunları mn setlerinin başlamasına gu söyledi: "Karşılaşma boyunca ardları sola sıkıştırarak mani çok büyük hatalar yaptık. Çoolurken, Eczacıbaşı da adam cuklann hiçbirini suçlamıyorum. adama, ikiüç alan savunması ve Rakibimizin gücü tartışılmaz. kutu artt bir savunmaları peşpe Eger bizi eleştirenler İngiltere şe kanştırarak Efes'in çok az set karşısına başka takımla çıksalarten gelen sayı atabilmesini sağ dı, sonucun çok değişik olacagıladı. Ama bunlar kritik faktörna inanmıyorum." ler değillerdi. Kritik faktör, bir Türk Milli Takımının Daıuştakım olmayı hissetmek ve takım manı Derwall ise gazetecilere savunmasına ve yardımlaşmaya adeta yenilginin bir hesabını verinanmaktı. Zaten Eczacıbaşı bunlara inanmasa idi, bu maçta di. Derwall, "Bence takımımızşansı olamazdı. Tebrikler Faruk da sadece Yusuf ile Rıdvan biraz iyi gözüktü. Diğerleri ise bir Akagün ve Eczacıbaşı! felaketti. 6 golü rakibimize heBu maçın hakemleri için diye ettik. Hiç mucadele etme' 'berbat'' kelimesi çok yakışıyor. dik. Mucadele etmeyince de bu fşin kötüsü hem iki takımın da farklı sonuç doğdu. Artık Mekaleyhine çalışmalan. Ya Ömer' sika'nın lafı bile edilemez. İngilin tutuppotaya tıktığı sayı? Onu tere çok buyıik bir takım değil. çalmaya gönlümüz nasıl izin Bizim hatalanmız sonucu, rahat verdi? top oynadılar." Denktaş: Cumhuriyet böyie ya da federal çatıda sürecek İZZET RIZA YALIN LEFKOŞE Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nin 1. kuruluş yıldönümü ile 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı dün 21 pare top atışı ve coşkuyla kutlanmaya başladı. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Cumhuriyet Bayramını acış konuşmasında, "Cumhuriyetin ya bugünkii şekliyle veya bir federal cumhuriyetin iki federe devletinden biri olarak sonsuza dek devanı edecegini" söyledi. Denktas, KKTC'nin organik faaliyetlerinin oluşturulmasının durdurulmayacağını da ekledi. Denktaş, "Kıbns Türkünün geleceginin yiıce Türk ulusu ve fedakâr halkının hamiyetli elleriyle Kıbns denince heyecan ve gurur duyan 50 milyon kardeşinin şefkat dolu kalbinde bulunduğunu" belirtti. "KKTCnin Kıbrıs Türkünün biir iradesinin taribe mal olan bir eseri ve 20 yıl çekilenlerin dünyayı uyaran bir simgesi oldugunu" söyledi. Denktaş, "Kıbns Türkü banş için fedakârtık zincirine yeni halkalar eklerken Rum tarafının askeri gücnnü aritırmayı sürdurdüğünü, bu yolun banş yolu olamayacagım, tnaceraperestlik, çügralık ve tehlikeli oldugunu" vurguladı. Denktaş KKTC'nin kuruluşunun "Vorkunç bir gidişatı önledigini", dünyanın Kıbns'taki gerçekleri görebilir hale geldiğini îfade etti, "Rumlann halen Kıbns'ın tfimnne sahip çıkmak istediklerini" kaydetti. Rum liderliğinin bölücü ve aynmcı yoldan geri dönerek ortaklık ve eşitlik zeminine gelmesini isteyen Denktaş, bu yapılmadı& takdirde barışın temellerinin atılmasının zor olacağını söyledi, "Makarios'un adayı Yunanistan'a bağlama yolunda Kıbns'ı ikiye boldügünü ve Türkler için kazdıgı kuyuya Enosjs vagonu ile birlikte düştügünü, önümüzdeki haftalarda ayda bir kaç kez Atina'ya ugrayarak talimat alan Kipriyanu'nun Makarios'un yolundan aynlıp aynlmadıgının görülecegini" kaydetti. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Denktaş'a gönderdiği kutlama mesajında, Kıbnslı soydaşlarının güvenlik, hürriyet ve refah içinde yaşama azmini paylaştığuıı vurgulayarak, bu yoldaki gayTetlerinin Türkiye tarafından daima destekleneceğini bir kere daha tekrarlamaktan kıvanç duyduğunu belirtti. Evren, "Türk halkının geçen yıl 15 kasım günü dnnyaya açıklamış oldugu yapıcı ilke ve hedefler dogndtusunda müzakereler yoluyla gerçek ve kalıcı bir banş arayışı içinde bulunmasını, Türk ulusunun takdirle karşıladıgını" belirtti. Başbakan Turgut Özal da, Kıbns Türk halkının güvenlik, hürriyet ve refah içinde yaşama arzulannı paylaştığını belirterek, bu yönde her türlü destek ve yardımın gösterileceğini bildirdi. TBMM Başkanı Karaduman, Dışişleri Bakanı Halefoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Üruğ ile kuvvet komutanlan da Cumhurbaşkanı Denktaş'a birer kutlama telgrafı gönderdiler. 1. Cumhuriyet Bayramı kutlamalanna Türkiye'den katüacak olan Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Nejat Tümer, Devlet Bakanı Abdullah Teneked dün Lefkoşe'ye geldiler. Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bugün Dr. Faal Küçük'ün kabri ile Lefkoşe Şehitliği ziyaret edilecek. Daha sonra Lefkoşe Cumhuriyet Anıtı'nda resmi tören yapılacak. "Self Determinasyon Hakkı, yeni doğan ülkeler ve BM" konulu toplantıda, Prof. Mümtaz Soysal ile Prof. Rusen Keleş konuşacaklar. Sunalp'ten DYFye: Birleşelim, başkanlığı bırakayım ANKARA, (a.a.) MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, "Biz sağda bütünleşme ile meşgulüz, sağda bütünleşelim sağda uzlaşaiım" dedi. Sunalp, sağdaki partiler arasında uzlaşmaya ve bütünleşmeye doğru gidişler olabileceğini, ancak fiilen birleşmenin yasalar ve birleşme tekniği bakımından mümkün görülmediğim söyledi. Sunalp a.a. muhabirinin sorusu üzerine sağda bütünleşmenin nasıl olabileceğine ilişkin sorusunu şöyle açıkladı: "Bizim beklediğimiz, teşkilatta yer alabilirler. Söylüyoruz, (gelin teşkilatta yer alın) diyonız ve daha ileri giderek, (genel başkanın milletvekili olması şart degil) diyonız Birisi geliyor ve kongrede genel başkan ilan ediliyor. Gelip otunır. Mebus olması şart degil. Ama erken seçim de. ama normal seçimde adaylığını koyar milletvekili olur." Sunalp, yeni kurulacak bir partide birleşilip birleşilmeyeceği konusunda da şunları söyledi: "Böyle bir partinin pariamento üyelerince kurulması anayasanın nıh ve felsefesine aykındır. Çünkü parti degiştirilmiş olur, bir partiden bir partiye geçilmiş olunur. Anayasanın İ4. maddesi parti değiştirmeye engel olmak için konulmuştur. Sonuçta yine bir parti degiştirilmesi soz konusu olacağından, milletvekilUkleri düşer. Bu dikkatle ele alınması lazım gelen bir hukuki meseledir." DYP Genel Başkan Yardımcısı Gökberk Ergenekon MDP ile birleşme konusunda aynı inancı payiaşanların bir çatı altında toplanmalarının şart oldugunu belirterek, "Ancak bunu sağlayacak olan millettir" dedi. Gençlerin büyük zaferi (Baştarafı 10. Sayfada) iki takımın da seyircisi olmayan kultipler oldugunu göz önüne alırsanız, Sergi Sarayı'mn morg soğukluğu içinde dilsiz seyircilerin seyrettiği buz gibi bir maça buyur edilmiştik. Ama ilahtar izin vermedi! Seyirciler ister istemez, iki defa uzatmaya giden bu maçın son anlannı ayakta çılgınca heyecan içinde geçirdiler. Peki ama kaliteli bir maç mı idi? Kesinlikle hayır. Her iki takımın geçmişlerinden gelen stress, oyunculann hata üstüne hata yapmalarına sebep olduğundan yenilen takım tesadüfen yanlış zamanda bir/azla hata yapan takım oldu. Üstelik playoff sistemimizden dolayı, bu maçlann kiiçük bir psikolojik katkıdan başka pek fazla bir önemi yok. Yani bu maçı unutalım mı? Kocaman bir hayır! Bir kere Eczacıbaşı 'mn basketbol okulundan salona gelmiş olan yüzelli kadar küçüğün hakkını yiyemeyiz. Ama önemli olan küçüklerin acemi tezahüratları değil de, o küçüklerin arasından birkaç sene evvel sahaya inerek Eczaabaşı takımmda yer alan yedi oyuncu: Emir, az da olsa Ekrem ile Engin, en önemlisi Ufuk, Tamer, ömer ve Ferit. Bunlann arasından Ömer yıldızlaştı, Ufuk ve Tamer çok önemli işler yaptı! Ama bunlann hiçbirisi tek tek önemli değil, bu gençlerin Türk basketbolünün geleceğini oluşturduğundan zaten kimsenin şüphesi yok. Önemli olan bu gençlerin oraya kadar gelmesine fırsat veren kafa yapısı! Bu methiye o kafa yapısma yazılıyor! Yoksa Efes yarın Eczacıbaşı 'nı farklı da yenebilir, sürklase de edebilir. Ama bir oyuncuyu başka takım almasın diye transfer etmek, taşıma su ile değirmen döndürmek, sahada en iyi on oyuncunun sizin takımınızda olmasmı en iyi takıma sahip olmak zannetmek ve en önemlisi insan davranışlarının muhendislikle, insanlıkla değil, kontrol edilebileceği zihniyetin" yönetimi teslim etmenin nasıl güç durumlar yaratabileceğini bu maçta açıkca gördük. Bu maçta kâğıt u'zerin Derwall Şamhoğlu, Sayıştay Başkanı seçildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sayıştay Başkanlığına dün TBMM Bütçe Komisyonu'nda yapılan seçim sonunda YÖK üyesi Servet Samlıoglu 7 aday arasından seçildi. Bütçe Komisyonu, Meclis tarihinde ilk kez Sayıştay Başkan lığı için başvuran adaylan bir mülakata tabi tuttu. Başkan Metin Emiroğlu, bu uygulamanın ilk kez yapıldığını belirttikten sonra adaylar sırasıyla komisyona girerek özgeçmişlerini anlattılar ve komisyon üyelerinin çeşitli sorulannı yanıtladılar. Bu sorulann başında, "Sayıştay Başkanhgı'na nicin secilmek istiyorsunuz?" geliyordu. Bu arada ANAP'h Mehmet Budak'm isteği üzerine adaylara "mahalli, milli ya da uluslararası berhangi bir dernek ya da kuiübe üyc olup olmadıkian" soruldu. 7 aday 1.5 saat süreyle smav heyecanı yaşadılar. Komisyonda yapılan oylamalarda Servet Şamlıoğlu 3'üncü turda 7 aday arasından 24 oyla başkan seçildi. Seçime Mustafa Yulug, Süleyman Sabri Aytemiz, Nail Çelenoglu, Mehmet Kâmiloğlu, Sermet Uğur Erenkanh ve Saduüah Aygün katıldılar. İlk turdan itibaren Şamlıoğlu ile Yuluğ çekiştiler. 40 üyelik komisyonda 38 üyenin hazır bulunduğu 3'üncü tur oylama sonunda Şamlıoğlu 24, Kâmiloğlu 14 oy aldılar. Eczacıbaşı Efes'i (Baştarafı 10. Sayfada) nuna karşıiık Erman'ın çabası ve Emir'in aldığı 10 ribaund göze çarpıyordu. 18. dakikada Engin 4. faulünü aldı ve kenara alındı. Tim'in 3 sayılık şutuyla 10 sayıya çıkan fark (5444) Eczaci'nın son dakikadaki iki basketiyle kapandı ve devreyi Efes 5448 önde bitirdi. lkinci devreye Efes Lütfü ile girdi. Eczacıbaşı arayı kapayınca Efes 122 alan savunmasına geçti. Tim 28. dakikada 4. faulünü aldığı zaman Eczacıbaşı 7168 öndeydi. Eczacıbaşı bir ve kutu savunmasını, Ufuk Tim'i marke ederek uyguluyordu. 35. dakikada Tim 5. faulünü aldı. Efes son 30 saniyede Can'ın faul atışlarıyla 9490 öne geçerken Eczacı'nın iki basketine engel olamadı ve normal süre 9494 bitti. Uzatmanın 8. saniyesinde Erman 5 faulle çıkınca Efes önemli bir avantaj elde etti. Son dakika içinde Lütfü iki faulü de sayıya çevirdi ve Efes 104103 önde iken son saniyelerde Doğan, Ufuk'a üç atışlık faul yaptı. Ufuk ancak bir atışını sokabildi ve uzatma 104104 kapandı. lkinci uzatmada durum 108108 iken Melih'in 3 sayılık şutu girdi ve maç Eczacıbaşı'nın oldu. Prof. Aksoy: Mahkumiyet olmadıkça avukatlar meslekten almnıanıalı İstanbul Haber Servisi Turk Hukuk Kurumu Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, kesin bir mahkumiyet karan olmadıkça, avukatların meslekten geçici olarak uzaklaştınlmamaları gerektiğini söyledi. Aksoy konuya ilişkin yazıh açıklamasında Avukathk Yasasının ilgili 154. maddesinin değişmesinin, savunma hakkının "yürütmenin insafına bağlı olmaktan kurtarılması" bakımından zorunlu oldugunu belirtti. Türk Hukuk Kurumu ve 18 tamnmış hukukçudan oluşan Bilim Kurulu görüşü, Adalet Bakanlığı ve TBMM Adalet Komisyonu'na iletildi. İnsan hakları içinde, belki de sadece "savunma hakkına" kutsal hak denebileceğine işaret eden Aksoy, savunma hakkının gereğince tanınmamasının, devletin temelini sarsacak sonuçlar yaratabileceğine işaret etti. Kentler, semfler değisrir ftfcbank güvenoesi değişmez. Koudelka'nın (Baştarafı 12. Sayfada) dü; ama çok geçmeden onların güvenini kazandı ve ülkesinin önde gelen tiyatro fotoğrafçılarından biri oldu. Tiyatro fotoğraflarıyla, 1976'da Çekoslovak Sanatçılar Birliği'nin ödülünü kazandı. Koudelka'nın, konulanyla birlikte, onlann yanıbaşında yaşama isteği, en açık bir biçimde, son yirmi yılı aşkm bir zamandır Çekoslovakya'da ve Avrupa'nın dört bir yöresinde çektiği Çingene fotoğraflannda görülüyor. Josef Koudelka'nın Çingene fotoğrafları gerçekte renkli bir halk kültürünün duygusal anlatımları ya da sistemli birer toplumbilimsel inceleme olmaktan uzak yapıtlar. Bu fotoğrafların temel özelliği, izleyiciye zengin titreşimler ve çok çeşitli anlam düzeyleri sunmalan. İZMİR, (Cumhuriyet Ege Biirosu) Federal Almanya'dan ithal edilen ilk iki parti toplam 36 ton ithal etin satışına dün Izmir Belediyesi Tanzim Satış Mağazalan'nda başlandı. Yurttaşlar genellikle denemek amacıyla satın ahrken, Anakent Belediye Başkanı Burhan Özf atura da alışveriş yaptı ve "Etimiz güzel. Vatandaş çekinraeden afiyetle yiyebilir" dedi. Biftek ve bonfile fıyatlannın piyasadaki fiyatlardan fazla farklı olmadığının anımsatılması üzerine de "Benim vatandaşım kıyma ve kuşbaşı et yiyor. Bunlann fiyatı ucuz, üç ay da zam yapmayacagız. Öbürlerinin fiyatı beni ilgilendirmez" biçiminde konuştu. Önceki gün törenle kurban kesilerek karşılanan ithal etin satışına da dün törenle başlandı. Konak'taki Tanzim Satış Mağazası'nın önunde "işte ucuzluk, kıyma 750 lira" yazısını gören yurttaşlar merakla kuyruğa girerken, saat 10.30'da da Anakent Belediye Başkanı Burhan Özfatura et satın almak için mağazaya geldi. 750 gram kıyma, 1 kilogram da kuşbaşı et satın alan Özfatura gazeteciiere dönerek, "daha ne alayun. Ben bir senedir alışverişe çıkmıyorum" dedi. Özfatura daha sonra kuyruktaki yurttaşları "Etimizi rahatlıkla alabilirsiniz, hem ucuz hem de güzel" diye "teşvik" etti. Öz!fatura gazetecilerin biftek ve bonfile fıyatlannın piyasadan fazla farklı olmadığını söylemeleri üzerine de şöyle konuştu: "Kıyma 750 lira, çok ucuz. Üç ay da zam yapmayacagız. Bu üç ay içinde markın degeri ne kadar yükselir tahmin edebilirsiniz. Biftek ve bonfile fıyatlan yüksek oldu. Benim vatandaşım kıyma yiyor, kuşbaşı et yiyor. Bunlann fıyatlan ucuz. Öbürleri beni ilgilendirmiyor. Birkaç gün içinde ithal ettigimiz etlerin kalan kısmı da gelecek, 72 tona tamamlanacak. Sonra vatandaş begenirse ithalatı sürdürecegiz." Bu arada Tanzim Satış Mağazası'ndaki yurttaşlann büyük bir bölümü ithal eti denemek için satın aldıklarııu söylediler. Necati Akçabay iki kilo kıyma aldığını belirterek. "Tecriibe edeceğim. Begenirsem bundan sonra bu etten satın alırım" dedi. Huriye Şenyurt adlı yurttaş "Güzel görünüyor, bakalım tadı nasıl" derken, Hüseyin Keleş de "Fiyatı ucuz, tadını da begenirsek artık bu etten satın alınz" dediler. Kurbanla karşılanan ithal et törenle satıhlı Yunanistart'da işkence yusaklandı ATİNA (a.a.) Yunan parlamentosu dün işkenceyi yasaklayan ve yasağı ihlal edenlere hapis cezası verilmesini öngören yasa tasansını kabul etti. Tasan, parlamentoda mevcut bulunan milletvekillerinin oy birliği ile kabul edildi. Yeni yasaya göre, işkence yaptığı sabit görulen suçlular, 20 yıla, işkenceye maruz kalan kişi öldiiğü takdirde ömür boyu hapse kadar cezalandırılacaklar. Hukümet Sözcusü, iktidardaki PASOK üyelerinden 19'unun 196774 yıllan arasında Yunanistan'da hüküm süren Albaylar Cuntası döneminde işkence gördüğünü haurlatarak, "Umarıra bu yasayı uygulamak zorunda kalmayız" dedi. Tek vatanı, fotograflan Andre Kartesz, Brassai, David Seymour ve Robert Capa gibi Orta Avrupalı ünlü fotoğrafcılann çizgisini sürdüren Josef Koudelka'nın bütün dünyada tanınmasını sağlayan bir çabşmasını da, 1968 ağustosunda Çekoslovakya'nın Varşova Paktı ordulan tarafından işgali sırasında çektiği fotoğraflar oluşturuyor. Paris'te yaşayan Çekoslovak yazar Milan Kundera'run bu konudaki sözleri çarpıcı bir gerçeği vurguluyor: "Çek fotoğrafçılar ve kameramanlar, yapdabilecek tek şeyi, şiddetin yüzünü uzak geleceğe saklamayı en iyi kendilerinin yapabileceginin kesinlikle bilincindeydiler". Ne var ki Koudelka'mn 1968 ağustosunda çektiği fotoğraflar, büyük siyasal önem taşıyan tarihsel bir olayı yansıtmakla birlikte, Çingene fotoğraflanndaki temalarla bazı yakınlıklar da içeriyor. Sözgelimi, iki kültürün karşı karşıya gelmesi ve birinin ötekini kaba bir biçimde bastırması, bu ortak temalardan biri. Josef Koudelka, 1970'de Çekoslovakya'dan aynldı ve dokuz yıl süreyle İngiltere'de çalıştı. Daha sonra Fransa'yı merkez seçti kendine. Ama yaşamı, o çok sevdiği Çingenelerin yaşamına gün günden daha çok benzemeye başladı. Şimdi bir haymatlos (vatansız) olan Koudelka, sürekli geziyor ve fotoğraf çekiyor. Tek evi var Koudelka'nın, o da, 1947'de Paris'te Henri CartierBresson, David Seymour, Robert Capa ve George Rodger gibi fotoğYaf sanatçılannın birlikte kurdukları Magnum Photos KooperatiTı. Sanatçının tüm negatifleri burada arşivlenmiş bulunuyor. Koudelka'nın tek vatanı fotoğrafları. Bir Türk gemisi Sierra Leone karasularıııda batü FREETOVVN (THA) Kimyasal madde yüklü Türk bandıralı bir geminin Sierra Leone karasulannda battığı bildirildi. Denizcilik kaynakları, geçen hafta terkedilen geminin Sierra Leone karasularına nasıl girdiği konusunda polisin herhangi bir bilgisinin bulunmadığım belirterek, gemideki bir çok eşyanın korsanlar tarafından çalındığını kaydettiler. KALBINİZI KORUYUN Fazla kilodan, aşırı yorgunluktan Ruhsal gerilimden sakınınız... Türk Kalp Vakfı Her Akbank şubesi bir güvence merkezidir. Tasarrufsahibi nereye giderse gitsin Akbank güvencesini seçer. Sürekli yüksek kazanır. 11 Güvence" de kazanır. Siz de dünyanm büyük bankalarmdan birini seçin.Yurda yayılmış 602 Akbank şubesinden birine uğraym. Güvence altmda etkin ve hızlı hizmetten yararlanm. SATILIK 1975 model Ağaç kasalı ve tenteli 200'lük Doç kamyonet satılıktır. Tel: 528 64 56 AKBANK "Güvenınizın eserı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle