15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 1984 DIŞ HABERLER Ozetle Bulgaristan ve Papa\a yapılan suıkast Bulgaristan 'ın Ankara Büyükelçiliği taraftndan dağıtılan, Bulgar Telgraf Ajansı'nın bir bildirisinde, Martella'nui sonuç raporu gereğince Sergey Antonov, Todor Ayvozov ve Jelu Kolev hakkında açılan davanın delile dayanmadığı belirtilerek, MehSANTtAGO (AP) Şili'de met Ati Ağca, şimdiye kadar söz General Augusto Pinocbet yönekonusu tarutlann tek kaynağı ol timini protesto gösterilerinin maktadır denildi. Bildiride peşin ikinci gününde polisle göstericiyargısı olmayan tüm insanlar, ler arasında şiddetli çatışmalar söz konusu olayın mahkeme haçıktı, olaylarda yedi kişi öldü. tası olmadığını, Bulgaristan ve Tutukluların sayısınm 223'e sosyalizme karşı kurulan siyasi bir komplo olduğunu açtkça an ulaştığı bildiriliyor. ABD yönetimi Pinochet iktidarının icraaladılar denildi. (ANKA) tından kaygı duyduğunu açıkladı. Başkent Santiago'nun işçi mahalklerinde göstericiler yüzkrce barikat kurdu. Gosterileri engelletnek isteyen polislere taş atıldı, polis göstericileri göz yaşartıcı ABD'nin 1985 yılının sonuna bomba kullanarak durdurmaya kadar Mısır'a 40adet''F16" saçalıştı. Gösterilerin Pinochet yövaş uçağı sağlayacağı açıklandı. netimıne karşı yapılan en büyük Mısır Genelkurmay Baskanı Geprotesto gösterilerinden biri olneral Muhammed Abdel Hamid duğu belirtildi. Ancak Şili işçi Hilmi, Mısır Hava Kuvvetleri günü dolayısıyla yaptığı konuşmada, söz konusu 40 uçağının Mısır'a toplam 80 "F16" uçağı sağlanmasım öngören siparişin bir bölümünü oluşturduğunu belirtti. (ANKA) Şili'de kanlı gösteriler ABD, Pinochet'nin icmatından kaygı duyduğunu açıkladı sendikalannın yaptığı genel grev çağrısının başanlı olmadığı ve fabrikalann çoğunun çahştığı bildirildi. Başkent Santiago'da ulaşımın aksadığı kaydediliyor. Askeri yönetim ve sendikalar karşılıklı "zafer" ilan ettiler. Santiago askeri valisi General Rene Vidal önceki gece sokağa çıkma yasağını uygulamaya koymuştu. Polis, pazartesi gecesi Santiago ve diğer kentlerde 18 bomba patladığım bildirmişti. Bombalamalar sonucu benzin istasyonlarının, otobüs terminallerinin ve elektrik santrallerinin tahrip olduğu belirtiliyor. Maskeli sekiz kişi gosterileri düzenleyen Demokratik Halk Hareketi'nin genel merkeâni basarak içerideki 30 kişiyi bir süre rehin aldı. Baskını yapanlar içeride bulunanların kimlik kartlannı topladılar, duvarlara "bain" yazarak merkezi terk ettiler. Protesto gosterileri sırasında tutuklanan 40 kişi ülke içi sürgüne gönderildi. Önceki gün bir açıklama yapan General Pinochet, "Otaylar büyiidüğü takdirde, ülkede olağanustü durum ilan edileceğini" açıklamıştı. Pinochet, ayrıca 1989 yıhna kadar görevde kalmakta karark olduğunu ve bu konuda en ufak bir ödün bile vermeye niyetli olmadığını tekrarlamıştı. Bu arada Reagan yönetimi, Şili'de iktidarda bulunan askeri yönetimin "icraatından kaygı duyduğunu" bıldirdi. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü'nün yaptığı açıklamada "Şiddet eylemlerinin artmasını ve >6netimin halkın demokrasiye geçiş isteklerine yanıt vermemesini kaygı ile izliyoruz" dendi. ABD yönetiminin geçtiğimiz yıldan itibaren yoğunlaşan protesto eylemlerinin önünü alamaması ve orta sınıfların desteğini kaybetmesi nedeniyle Pinochet yönetiminden kayıtsız şartsız desteğini çekebileceği belirtiliyor. Bazı iddialara göre Pinochet'in güçlenen muhalefet karşısında uzlaşmaz tavır alması, ABD yönetimini Şili politikasını gözden geçirmeye iüyor. Reagan yönetimi Pinochet'den demokrasiye geçişi hızlandırmasını istiyor. Gözlemciler, bunun gerçekleşmemesi halinde ABD'i Şili'de "daha ılımlı bir nm âlll U C UIİBM UlUlll UU altematif" arayışına girebilecealternatif" arayışına girebileceğini belirtiyor. ğini belirtiyor. CUMHURİYET/3 E> Ahjıanya'da siyasüer^ gelirlerini açıklayacak Hıristiyan Demokrat Parti Genel Sekreteri Heine Geissler, parlamenterlerin gelir durumlarının açıklanmasmı sağlayacak bir yasa çıkanlmasını istedi. BONN, (AP/a.a.) Federal Almanya'da Hıristiyan Demokrat Parti milletvekillerinin gelir dummlarını açıklamasını sağlayacak yeni bir yasa çıkanlmasının planlandığı açıklandı. F. Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un lideri olduğu Hıristiyan Demokrat Parti'nin Genel Sekreteri Heine Geissler, önceki gün yaptığı açıklamada "Flick şirketinin siyasi kişilere yaptığı odemelerin biıtün partileri etkileyen bir bunalıma yo! açtığım" söyledi. Federal Almanya tarihinin en büyük siyasi skandaüna neden olan Flick olayı, geçtiğimiz hafta içinde Hıristiyan Demokrat Meclis Baskanı Rainer Bancel'in istifasıyla yeni bo>utlara ulaşmıştı. Başbakan Helmut Kohl da 7 kasımda Parlamento Soruşturma Komisyonu'nun önünde ifade verecek. Federal Alman basını, Başbakan'ın Flick şirketinden 650 bin mark rüşvet aldığıru öne sürüyor. Hıristiyan Demokrat Parti Genel Sekreteri Geissler, Flick olayının halk arasında politikacılara güvensizlik yarattığını, bu nedenle siyasi kişilerin gelir dummlarını açıklamasına elverecek yasanın kabul edilmesini istedi. "Şirketlerin siyasi partilere para bağışlannı ilke olarak savunduğunu, çunku partilerin tercih yapacak durumda olmadıkiarını" belirten Geissler, "Ne yasaklanmış ne de ahlaki açıdan sakıncalı olan bu tiır uygulamalann suç unsuru haline getirilmesine son verilmesini" istedi. ABD, Mısır'a 40 ¥16 uçagı veriyor Japonya'da hükümet istifa etti Japonya'da Yasuhiro Nakasone'nin başkanhğmdaki hükümet istifa etti. Hükümetin istifasmtn, Nakasone'ye kabinede bazı değişiklikkr yapma olanağı vermeye yonelik olduğu belirtiliyor. Istifalann sunulduğu hükümet toplantısı oncesi Nakasone, üyesi olduğu Liberal Demokratik Parti Parlamenter Grubu tarafından yeniden parti lideri olarak seçilmisti. Böylece, Nakasone, 1986 yılının kasım ayına kadar Basbakanlık görevini sürdürebilecek. (ANKA) Fılipinlerde şiddetli çatışmalar: 10 ölü Komünist gerillalar bir askeri karargâha saldın düzenledi. Çıkan çatışmalarda 10 kişi öldü, 2 kişi yaralandı pinler'in güneyindeki Zamboanga Del Norte bölgesinde bulunan bir askeri kampa silahlı kişiler tarafından yapılan saldın sonucu, 7'si asker 3'ü sivil olmak üzere 10 kişi öldü, iki kişi de yaralandı. Filipinler Haber Ajansı, teröristlerin "M14" tüfekleriyle saldırdığını belirterek eylemin komünist eğilimli "Yeni Halk Ordusu" ya da ayrılıkçı "Moro Ulusal Kurtuluş Cephesi"nce düzenlendiğinin sanıldığı bildirildi. Saldın sonucu çıkan çatışmanın 30 dakika sürdüğü,yaralananlar arasında hamile bir kadının da bulunduğu kaydedildi. Filipinler de komünist gerillalann saldırılannın son zamanlarda yoğunlaştığı bildiriliyor. Batı basınında çıkan haberlere göre gerillalar ülkenin belirli bölümlerini kontrol ediyor. Ülkede muhalefet lideri Benigno Akino'nun öldurülmesinden sonra uw uuıl uıuui uuııvamuvu 3WÜ«L Ferdinand Marcos yönetimine tepkiler yoğunlaştı. Halk, rahip Popieluszko'nun öldürüldüğünun duyulmasından sonra kiliselerde onun için dua etti. MANtLA, (Ajanslar) Fili Polcmyu'da halk, rahip için ağlıyor Rahibin cesedinin bulunduğunun açıklanması, şok etkisi yarattı. Lech Walesa, halka "itidal" tavsiye etti. Dış Haberier Servisi Polonya'da Dayanışma yanhsı rahip Jerz>* PopieJuszko'nun cesedinin Vistül ırmağı üzerindeki Wloclawek Baraj gölünde bulunmasından sonra ülkede gerginliğin büsbütün arttığı bildiriliyor. BBC radyosu "Polonyalılar rahibin hayaundan umudu kesmislerdi, ama yine de cesedin bulunduğunun açıklanmasından şoke oldular" dedi. AP ajansı, rahibin cesedinin bulunduğu haberinin yayılmaya başlaması ile 1UUK1İ1 aJ^lAjAIAA Ucl^loUJiaoI U halkın ağlayarak C kiliseleri doldurmaya başladığıru bildiriyor. Varşova'da bir kilisede, haberi öğrenen bir kadın hıçkırarak "Oh, bu doğra olamaz. Hükümet yine yalan soylüyor. Rahip ölmedi" dedi. Dayanışma Lideri Lech Waksa halka itidal çağınsında bulunarak şiddet hareketlerinden ve gösterilerden kaçınmalarını istedi. Varşova ile güneydeki Wroclaw kentinde ise aydmlar ve işçilerden oluşan iki gmp, rahibin öldürülmesini şiddetle kınayarak İnsan Haklan Komiteleri kurduklannı açıkladılar. Varşova ve \Vroclav,'de kurulan u u w ı Haktnsan ı ı o ı ı (fllAJfln uı. MUUUUi lan Komiteleri, Polonya'da inlan Komiteleri, Polonya'da insan haklannın çiğnendiğini, bu san haklannın çiğnendiğini, bu yüzden ülkede insan haklannı korumak için örgütlendiklerini bildirdiler. Polonya'da Bağımsız Dayanışma Sendikası'run 1981'de kapatılmasından bu yana ülkede, ilk kez yasal muhalefet örgütleri oluştumluyor. İnsan Haklan Komiteleri, Polonya'da polisin tüm sosyal denetimin dışına çıktığını hatta siyasal gücü bile denetlemeye başladığını belirttiler. Wroclaw Komitesi'nin yayınladığı bildiride şöyle dendi: "Rahip Popieluszko'ya karşı işlenen iğrenç suç, ülkede bu tür eylemlerin ilki değildir. Ama polis terörüBün ne ^uuıı . mıiM y\^ttj w «ı boyutlara ulaştığını g boyutlara ulaştığını gösteren en çarpıcı örnektir." çarpıcı örnektir." Batı, Papandreu'ya ateş püsktirüyor Yunanistan Başbakanı'nın Polonya ziyareu ve yaptığı açıklamalar, "NATO politikalarımn hiçe sayılması" olarak yorumlamyor. VtYANA, (a.a.) Yunanistan Başbakanı Andreas Papandreu'nun Polonya'yı ziyareti ve Polonya Başbakanı Janızeteki'yi övmesi Batı basınında birbirini izleyen sert tepkilere yol açtı. Avusturya'da yayımlanan, "Wiener Zeitung" gazetesi, "NATO'nua şımank çocugu Yunaaistan: Papandreu bildiğini okuyor" başhğı altında verdiği haberde, Yunanistan'ın bir NATO ülkesi olmasına rağmen, Kuzey Atlantik Paktı'nın dış politikasını hiçe sayan bir tutum içine girdiğini vurguladı. Papandreu, Polonya'da 1981 yılında sıkıyönetim ilan edilmesinden sonra, bu ülkeyi ziyaret eden ilk Batıh yönetici oluyor. Batılı diplomatlar, Papandreu'nun, Polonya'da işbaşında bulunan Jaruzelski hükümetini destekleyerek ABD ve onun müttefiki olan Batılı ulkeler aleyhtan bir tutum takındığım bildiriyorlar. Yunanistan, NATO ülkeleri ve ABD tarafından Polonya'ya uygulanan ekonomik önlemlere katılmayı reddeden tek NATO üyesi ülke olma niteliğini de konıyor. NViener Zeitung, Papandreu'nun bir yandan komünist ülkelerin başkentlerini ziyaret ederken, bir yandan da ülkesinin kuzey sınırlannın güvenliğini sağlamak amacıyla ABD'den erken uyarı sistemleri ile donatılmış uçaklar almastnın "çeliskili bir tutum" olduğunu bildirdi. Papandreu, bu yıl Doğu Alman ve Çekoslovak yetkililerle görüştükten sonra, kendileriyle tam bir görüş birliği içinde olduğunu açıklamıştı. Yunanistan Başbakanı'nın gelecek yıl da Sovyetler Birliği'ni ziyaret etmesi bekleniyor. ABD'de yayımlanan "W«shington Post" ve "New York Times" gazeteleri de, Polonya Başbakanı Jaruzelski için, "vatansever" deyimini kullanan Papandreu'yu eleştirerek, Yunanistan'ın NATO'nun genel politikasıyla bir kez daha ters düştüğünü belirttiler. Atina'daki Batılı diplomatlar ise, Papandreu'nun sözlerini "garip" olarak nitelendirdiler ve Başbakanın bir dahaki seçimlerde oy kaybedeceği görüşunü savundular. "New York Times" ayrıca, Papandreu'nun Sovyetler Birliği'ni övdüğünü ve ABD'yi emperyalist ve yayılma politikası izleyen bir ülke olmakla suçladığmı da altını çizerek belirtti. BM'nin Kamboçya'ya ilişkin kararı BM Genel Kurulu 'nda iki gün süren görüşmeler sonunda, tüm yabancı güçlerin Kamboçya 'dan çekibnesini öngören bir karar tasarısı 22 'ye karşı 110 oyla kabul edildi. Kamboçya'daki Vietnam yanhsı rejime karşı mücadeie veren Prens Sihanuk, karann daha önceki yülarda BM'nin kabul ettiği tasanlardan 5 oyfazlası ile alındığım hatırlattı ve bu gelişmeyi umulmadık derecede güzel olarak niteledi. (a.a.) Federal Almanya'nın afacan partLsi iktidar korkusunu yeniyor mu? YeşiUeHn ilk belediye baskanı görev başında Ândreotti güvensizlik önergesini atlattı Italya Dışişleri Bakanı Guuio Ândreotti, dün senatoda verilen 3 güvensizlik önergesinin koattsyon ortaklan tarafından reddedilmesiyle düşürülmekten kurtuldu. Komünist Parti, radikal sağ kanattaki ttalyan Sosyal Hareket ile bağımsız sol kanat senatörlerinin verdikleri güvensizlik önergelerinde, Dışişleri Bakanının şu sırada hapiste bulunan Sicilyalı müflis banker Michele Sindona ile ilişkin olduğu öne sürülmüştü. Ândreotti ise, sosyalist Başbakan Bettino CraxVnin de desteğiyle iddiaları reddetti. Dış Haberier Servisi Federal Almanya'mn sanayi bölgesi Ruhr havzasında bulunan Leverkusen kenti Yeşiller'in iktidara geldiği ilk yer oldu. Geçtiğimiz hafta Leverkusen Belediye Meclisi'nin yaptığı oylama ile 35 yaşındaki Klaus Wolf, Belediye Baskanı seçilerek, Yeşiller'in ilk iktidar makamına oturdu. Wolfun belediye başkanlığı, yaklaşık bir yıldır Yeşiller partisinin içinde süren "sosyal demokratlarla ittifak ya da radikal muhalefet" tartışmasının tam ortasına rastgeldi. Uzun süredir gerek Federal MecUsteki, gerek yerel düzeydeki Yeşil temsilciler, sosyal demokratlarla ittifaka gidilip gidilmemesi konusunda yoğun bir çekişme içinde. Bu yıhn başlannda Hessen eyaletinde Yeşiller'in sosyal demokrat azınhk eyalet yönetimini dışaııdan desteklemesinin ardından, bu tartışmayı zorlavan yeni bir olay Wolf'un Belediye Başkanlığı oldu. Şimdiye kadar Hıristiyan demokratlann bir kalesi sayılan Leverkusen belediyesinin Meclis secimlerinde oylann yiizde 10'unu alan Yeşiller, burada sosyal demokratlann desteğiyle belediye başkanlığını kaptı. "Der Spiegel" dergisi, Klaus WolPu "pragmatik biri" olarak nitelendiriyor. Klaus Wolf, Leverkusen sakinlerinin belediye baskanı denince akıllanna gelen görüntüyü oldukça değiştirmekte kararlı. Asıl mesleği sanat pedagojisi ve ressamlık olan Wolfun tek bir takım elbisesi yok. önemli günlerde beyaz bir keten pantolon ve siyah yelek giyiyor. Arabası da yok. 7 yıldır her yere kırmızı renkli Vespa motosikletiyle gjdip geliyor. Wolf, partisi içinde sosyal demokratlarla ittifak konusunda süren tartışmanın biraz dısında. İktidara ortak olacak diizeye geldik çoktan" diyor. Bu Leverkusen için doğru. Ülkenin başka yerlerindeki şiddetli tartışmaya rağmen, Leverkusen'de kimse ittifaka karşı çıkmadı. Yakmda bulunan Hagen Üniversitesi'nin bir sosyal araştırmasında Leverkusen, "Bayerşirketinin kenti" olarak nitelendiriliyordu. Gerçekten de Bayer Leverkusen şirketler grubu kentteki tüm yaşama egemen. Kentte çalışan nüfusun yarıdan fazlası Bayer şirketinden maaş ahyor. Şirketin yan kuruluşlan kentin inşaatlannın çoğunu yapıyor, sanatevlerinin ve spor kulüplerinin sahibi. Wolf, Bayer şir :etinin de kendisini dinlemek zomnda olduğunu söylüyor. VVolPun niyeti, "Yeşiller'in bu kentte olduğunun anıtlannı dOunek." Sosyal Demokrat Parti'nin yerel yöneticisiyken aynhp 1979'da kentin Yeşiller grubunu kuran Wolf, 1968 öğrenci hareketinden kalma. Daha sonra ev işgalleri hareketlerine katıldı ve Öğrenciler için de sağlık sigortası yapılması için kampanya açtı ve isteğini kabul ettirdi. Wolfun çalışmasma bir örnek, belediyenin sokak lambası yenileyecefi zamanlar motosikletine atlayıp sokak lambalannın yıpranmışlığını tek tek kontrol etmesi. Wolf, belediyenin komisyon toplantılanndaki tartışmalar monotonlaştığında, takımlannı çıkarıp resim yapmasıyla unlü. Meslektaşlannın ytu adet tablosunu yaptı şimdiye kadar. Diğcrleri buna bozuluyorlar ve "Biz de daktilomuzu getiriru" diyorlar. Wolfun içi rahat: "Yazılan benim resimlerim kadar güzel olacaksa, bir itiranrn yok." diyor. Newsweek DERGİSİ. SEÇİMLERE BİR HAFTA KALA İKİ BAŞKA> ADAYI İLE GÖRÜŞTÜ Mondale: Reagan'ın düzeni, Reagan: Mondale, vergüeri güçlülerin düzenidir arttırarak halkı ezecek NEVVSVVEEK Sizce Ronald Reagan neyi temsil ediyor? MONDALE Reagan, hükümetin halkın yaşammı doğrudan etkileyen bir guç olmaması gerektiğine inanıyor. Hükümeti sosyal güvenlik, yurttaş haklan, kadın haklan, eğitim, çevre sonmları gibi kavramlardan soyutlamaya çalışıyor. Gençlerin iyi eğitilmesine yardımcı olacağınızı söylediğinizde bundan gençlerin bağımsızlığını sınırlayacağınız anlamını çıkarır. Bence bu bağımlılığın değil, bağımsızlığın artmasını sağlar. Reagan'ın bir sosyal Darwin'ci olduğunu düşünüyorum. Amerikan gucünun kullanılması temeline dayanan değerler gittikçe kayboluyor. Oysa Amerikan yaşamının amacını sadece ekonomik büyümeye değil, gelecek ve adalet duygulanna da bağlamalıyız. Sosyal Darwin'ci demckle neyi kastediyorsunuz? MONDALE Reagan sadece güçlülerin ayakta kalabileceği bir düzen peşinde. Eğer yaşlı, hasta, parasız, yardıma ve eğitime muhtaçsanız, hakkımzda ayrırri gözetiliyorsa, Reagan'a göre hükümetin sizin için yapabileceği bir şey yoktur. Reagan yirmi yıldır sosyal programları kırpmaya dayanan bir politika izliyor. Eğitim, sosyal güvenlik, çevre korumacılığı gibi halkın gereksinimi olan çalışmalara hükümet desteğini devamlı kısıyor. Gittikçe yukselen vergiler ve savunma harcamalarına butçede çok buyük yer ayırılması yüzünden gençler gelecekleri için hiçbir şey yapamaz duruma gelecekler. Reagan'ın sizin hakkınızda söyledigi şeylerden en çok hangisi canınızı sıkıyor? MONDALE Hiçbiri. Canımı sıkan, onunla geleceğe ilişkin konularda taruşamamam. Bütçemizde çok büyük bir açık var ve Reagan bunu ekonomik büyumeyle kapatabileceğimizi sanıyor. Kimsenin buna inandığı yok. Halk inanmıyor, ben kendisinin bile ınandığını sanmıyorum. Eğer inanıyorsa delidir. Sizce Reagan neden bu kadar popüler? MONDALE İyimserliği sürdürme çabaları sayesinde. Fakat sanıldığı kadar tutulduğundan emin değilim. Halk iyice değer biçmeden karar verrneyecektir. Bugünlerde Reagan'dan daha az, kendi inanciannızdan daha çok söz edivorsunuz. Neden? MONDALE Artık kampanyanın sonlarına yaklaşıyoruz. Dikkatlerin tek bir noktada toplanması için vakit geç. Halk bu gibi şeyleri çok duydu. Artık genel görüşleri, değerlerı tanımaK ıstıNEWSWEEK Bu seçimlerin sonucunun artık belli olduğunu düşünmüyor musunuz? REAGAN Böyle bir şey söylemek istemem. Benim açımdan kampanya iyi gidiyor diyebilirim. Ama, önceden kesin tahmin yapmam. Bazılanna göre, ilk TV tartışmasında biraz bocaladınız. Ne oldu? REAGAN Benim hatam oldu. Mondale'in tüm iddialanna istatistiklerle, ekonomik verilerle cevap vermek istedim. Bu amaçla da kafamı rakamlarla, istatistikterle doldurdum. Sizin anlayacağınız, yarışmadan önce antrenmanın dozunu fazla kaçıran bir sporcu gibi idim. TV tartışmaları ABD secimlerinde artık kummlaştı. Size göre bu olumlu bir gelişme mi? REAGAN Hayır, sanmıyorum. Bu tartışmaların yararlı olduğuna emin değilim. Tüm konuşmalarımız teybe alınıyor, radyolardan yayınlanıyor. Yani böyle konularda ne duşünduğümüz kolaylıkla öğrenilebilir. Ama size diyorlar ki, "90 dakikada yeni bir toparlama yap. Bu, seçimlerin sonucunu etkileyebilir." Doğrusu, ben bu konuda pek hevesli değilim. Peki, öyleyse TV tartısnasını neden kabul ettiniz? REAGAN Çünkü, kabul etmese idim, herkes korktuğumu sanacaktı. Mondale, kampanya sırasında size kişisel hiikiimler yoneltti. Ama, nabız yoklamalannda o kadar geride ki, başka çaresi var mı idi? REAGAN Sanmıyorum. Çunkü Mortdale'ın buyuk bir dezavantajı var. O, vergileri arttırmak istiyor. Oysa, bunu kimse istemiyor. Yaşınızuı, bu kampanyada önemli bir sorun olacağından korklunu^ mu? REAGAN Hayır. Çünku bunu, daha önce de sorun yapmak için uğraşmışlardı. Üstelik ben kendimi yaşlı hissetmiyorum. Mondale hakkında ne düşiinüyorsunuz? REAGAN Samimi olduğuna ve öne sürdu,ğu görüşlere gerçekten inandığını duşünüyorum. Ama, onunla ben apayrı iki felsefeye sahibiz... Ör Etiyopya^ya \ardim kampanyusına 4 Batılı ülke daha katıldı Maymun kalbi ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü, yeni doğmus bir bebeğe maymun kalbi nakledibnesi olaytnın incelemeye alındığım duyurdu. Enstitü Baskanı Charles McCarthy, ameliyatın yapıldığı koşullar ile gerekçesinin aynntılı olarak inceleneceğini belirtti (a.a.) negin, o bütçe açığını kapatmanın çaresinin vergileri arttırmak olduğuna inanıyor. Bana göre ise, ekonominin büyümesini sağlamakla gelir kaynakları çok daha fazla arttırılır. Eğer, seçimleri büyük bir farkla kazanırsanız ne yapacaksınız, bu destekle? REAGAN Şimdi yapmakta olduğumuz şeyleri yapmaya devam etmek isterim.. Hükümetin gayri safi milü hasıladan aldığı payı azaltmak.. hükümeti daha randımanlı bir hale getirmek.. hâlâ bir dizi yararsız kararname ile uğraşıyoruz. Ulus ROMA (a.a.) Dunya Gıda Programı (PAM) Yürütme Kurulu Baskanı James Ingran, Afrika ülkelerinde kuraklığın yarattığı açlık tehlikesine karşı, Fransa, ltalya, Kanada ve Isveç'in ek gıda yardımı yapmayı kararlaştırdıklannı söyledi. Dünya Gıda Programı tarafından Roma'da önceki gün yayımlanan bildiride, söz konusu ek yardımın 40 bin ton tahıl ile 900 ton bitkisel yağdan oluşacağı belirtildi. Bu arada, Gıda Yardım Programı (PAM) Siyasal Komite toplantısımn BM Gıda ve Tarım Orgütü (FAO) merkezjnde yapıldığı öğrenildi. Çeşitli kaynaklar, açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Afrika'da, 1984 dönemi hasadımn sona erdiğini ve hasat miktannın geçen yıldan duşük düzeyde kaldığmı hatırlatarak, gelecek yıhn ortalanna kadar, bu kıtaya toplam 2 milyon ton gıda yardımı yapmak gerektiğini belirtiyor. Oysa şimdiye dek taahhüt edilen yardım miktannın 1 milyon ton düzeyinde kaldığı bildirildi. Öte yandan FAO merkezinden yapılan bir açıklamada, Afrika'da kuraklık ve açlıkla baş başa bulunan 5 milyon dolarlık acil bir yardım öngörüldüğü belirtildi. Gıda sıkıntısı çeken ülkelerden Kenya, Lesotho, Rwanda ve Ürdün'e aynlan yardım miktarı ise 12,6 milyon dolarda kaldı. Kuraklık nedeniyle açlığın başgösterdiği bir diğer ülke ise Meksika. Sovyetler Birliği de Etiyopya'ya yardım yapacağını açıkladı. Arjantin'de bir amiral tutuklandı Arjantin 'de 1976 ile 1983 yülan arasmda iktidarda olan askeri yönetimin bir uyesi daha dün tutuklandı. Amiral Armando Mbambruschini'nin bir sivil mahkemenin emri üzerine başkent Buenos Aires 'teki bir hapishaneye konulduğu bildirildi. Böylece, 1976 ytlından itibaren ülkeyi yöneten üç ayn askeri cuntanın toplam dokuz üyesinden sekizi tutukUmmış durumda. (ANKA). Reagan, hükümeti sosyal güvenlik, kadın haklan, eğitim ve çevre sorunlan gibi kavramlardan soyutlanmaya çalışıyor. yorlar. Ben de bunları halka göstermek için çaba harcıyorum. Secimi sizin kazanmanız olgusu, Amerika ve bugunkü değerteri bakımından neye işaret edecek? MONDALE Bu, pratik, dikkatli, doğru karar veren barışçı bir ulus olduğumuzu gösterecektir. Kaybetmeniz ne anlama gelir? MONDALE Aynı anlama. Çünkü halkın inandığı şeyin doğru olduğuna inanıyorum. Tarihimiz bunu kanıtlıyor, gelecekte de bu böyle olacaktır. Gençler, politikamın doğru olduğuna inandıklan, geleceğe güvenle baktıklan ve iş bulma umuduna kavuştuklan için beni destekliyorlar. lararası sahnede ise, banş için çaba harcamaya devam etmek... Sovyetler Birliği'ni masa başına getirmek.. Dünyadan nükleer silahlann tümüyle kalkmasını istiyorum. Gençler sizi destekliyor. Bunu neye baglıyorsunuz? REAGAN Bazı gençlere ben de aynı soruyu sordum. Bana, geleceklerini düşünduklerini, bizim izlediğimiz politikanın doğru olduğuna inandıklarını, şimdi geleceğe daha fazla guvenle baktıklarını, çünkü iş bulma umudu olduğunu söylediler. Hüsnü Mübarek F.Almanya'da Fransa'da iki gün süren temaslannı tamamlayan Mısır Devlet Baskanı Hüsnü Mübarek, Ortadoğu sorunuyla ilgili görüşmelerde bulunmak üzere Federal Almanya'yageçti. (THA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle