19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 1984 • * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Erdem: tngiltere'de de (Baştarafı 1. Sayfada) yetersizliği bu. İngiltere'de Thatcher de bir istikrar programı uyguladı. Enflasyon yüzde 15 iken bunu yüzde 3'e, 4'e indİTcek. Bu uygulanırken bir senivr: 20 bin firma battı. Böyle şeyler olması uygulanan istikrar programı ile ilgili değildir. Yönetimi iyi olmayan işletme ekonomik istikrara girerken iyi yönelülmiyorsa müşkül duruma düşer. Ama enflasyon yukarı çıktığında herkes güçlenir. Bir şey olmaz. Enflasyonu asağıya çekerken dikkat edilmesi gerekir. Bu arada kötü yönetilen şirketler müşkül vaziyetc düşerler onun için Bağbank'ın batışını bununla mukayese etmek, bağlamak doğru değildir. İyi yönetilmeyen müşkül vaziyette kalır ve gider. Buna hayattan bir örnek vermek gerekirse iki insan aynı devlet dairesine girer, biri müsteşar. j?enel müdür, şef olur diğeri hâlâ memur kalır. Şimdi efendim bu niçin memur kaldı, atıldı diye sorulabilir mi, sorulamaz. Bir şirket de iflas eder, kaybolup gider, bir başkası sermayesini büyütür. Bu ekonomik istikrarla ilgili değildir. SORU TopJu konut fonu ile ilgili olarak bilgi verebilir misiniz? YANIT Çalışma teknik aşamada. Bencegüzel işleyecek. İyi bir yasa oldu. Toplu konut fonuna yeterli kaynak bulundu. Fona yeterli hatta beklediğimizden bile fazla toplanabilecek. Ama evleri hemen yapabilecek miyiz? Sorun burada. Arsası, malzemesi, işçisi, ustasıdır sorun olan. Sorunun en büyüğü ise konut fonunda toplanan paranın nasıl harcanacağıdır. Bu iş müteahhit Ahmet'le, müteahhit Mehmet'le olmaz. Çok daha iyi bir organizasyona girmek gerek. 1984 yılında bu geniş organizasyonu gerçekleştirmek güçtür. Kaç tane konut yapacaksınız? 200 müyarı nasıldağıtacaksınız? Bence prefabrik konut üretecek en az 40 tane fabrika kurmak lazım. Ben size 100 metreyi 10 saniyede koş desem koşabilir misiniz? Kapasite, organizasyon meselesidir bunlar. Sovyetler (Baştarafı 1. Sayfada) tiğini belirten Pakdemirli, şu an•"agörüşülmekte olan SSCB'den etrol alıp rafine edilerek dışarı satılması konusunun da çözümlenmesi ile TürkSovyet ilişkilerinde "sıçrama" olacağını kaydetti. 1986 yılının sonlarına doğru SSCB'den doğal gaz alma olanağının belirdiğini açıklayan Pakdemirli, "Sovyetler boru hattını Bulgaristan'a kadar getirecek, biz de oradan tslanbul'a 1350 km boru döşeyecegiz. Günde 4.500 melre kadar döşenebileceği belirtiliyor. Boylece 1986'da gaz almak mumkün olacak" dedi. Görüşmeler sırasında karşi tarafın "Şimdiye kadar mümesilHkkrini yapmış kişilerden vazgeçemeyeceklerini" belirttiklerini söyleyen Pakdemirli, bu konuda Sovyetler'den şimdiye kadar ithalat yapmış olanlann ihracat da yapmaları halinde Türk kanadı için hiçbir sorun bulunmadığını söyledi. Öte yandan, Sovyetler'in Türkiye'de Yak uçak sanayiiile tersane kurmak konusunda Türk tarafına öneride bulunduğu bu önerinin heyet tarafından "ilgiyle" karşılandığını ve konunun "ilgili makamlara" sunulacağı öğrenildi. Türk tarafının rıza göstermesi halinde Sovyetler, "Anadolu'nun arazi koşullann a " uyum gösterebilecek uçakları Türkiye'de yapacak. • Kadıköy Nüfus Memurluı'ndan aldığım nüfus kâğıdımı, »"Ü Makine Fakültesi memur kimliğimi ve memur yaka kimliğimi kaybettim. Geçersizdir. AYFER SÜREN BRİÇ ŞIAR YALÇIN (Baştarajı 4. Sayfada) bir koz sekansına ihtiyaç vardır (örneğin, D V 10 9 8 ya da V 10 9 8 7 6). 1 SA cevabı da aşağı yukarı aynı derecede büyük bir yanlıştır. Bu cevap, genellikle en az 89 onör puanı vaat eder. Bu bir puanlık elle en iyisi üçlü olmasına rağmen 1 Pik demektir. Ortağınız çok zayıf olabileceğinizi ve mecbur oiduğunuz için konuştuğunuzu dikkate alacaktır (8 puandan itibaren sıçrayarak cevap verirdiniz). Ortağınız size normal olarak dört pik verecektir, ama ziyanı yok. Bu çok zayıf elle iki seviyesine çıkarak 2 Karo demektense 1 Pik demek daha hayırlıdır. Rakiplerinizi kontrolu 1 Köre oynatırsanız muhtemelen bir veya iki fazla yaparak dünyanın sayısını alacaklardır: Rober briçte para kaybeder, turnuvada kesin bir sfır ahrsınız. 6 5 Pik 20 puan 6 Pik 15 puan 4 SA 10 puan 5 Trefl 8 puan Bu soru da "Le Bridgeur" dergisinin temmuz 1983 tarihli sayısından alınmışür. Besse, Delorme, Galula, J.P. Meyer, Mol10, Reese, Roudinesco, Trfeel gibi şampiyonlardan oluşan 22 kişilik jürinin 14 üyesi 5 Pik, 3 üyesi 6 Pik, ikisi 4 SA ve sadece biri 5 Trefl cevabını vermiştir. Kuzeyin 4 Pik konuşması ne anlama gelir? Kuzey körü Pikten daha uzun olan iki renkli bir el göstermiştir. Pötişlem veya granşlem Pik umulabilir. llk bakışta 6 Pik demek ve böylece Kuzeyi bütün kontrolleri varsa 7 Pik demeye davet etmek belki mâkul görülebilir. Ama bu şu üç nedenle doğru değildir: 1) Çok güzel bir elle bile (altı metr Kör ve beş metr Pik) Kuzeyin iki Karo perdanı olabilir; 2) Ortağın ikinci rengini sıçrayarak desteklemekle Güney prensip olarak dörtlü bir büyük onör vaat etmiş olur; 3) Bazı uzmanlara göre 4 Pik, pik kontrolünü göstermek için söylenmiş olabilir ve bu takdirde 6 Pik cevabı konuşma meafesinı tehlikeli şekilde daraltmış olur. Bu itibarla tek doğru ce^ap 5 Piktir ve nitekim panelin üçte ikisi bu kanıya varmıştır. Kuzeyin eli şöyleydi ve granşlemin batan yoktu: • A R D 10 V 4 O A R V 1 0 93 *V 5 . 11. AÇILIŞLAR: 1. Pik ikilisi 20 puan 3 SA'ya kontr çeken Doğu ortağına kendi rengini çıkması için emir vermiştir. 2. Pik As 20 puan 3 SA acışı en az yedili ve kapalı bir minör ve yanında pek az şey gösterir. Bu itibarla yeri görmeden eli deklarana kaptırmamak gerekir. Standart çıkış astır. 3. Pik As veya Trefl As 20 puan Trefl Dam 10 puan Bu soru " L e Birdgeur" dergisinin eylül 1983 sayısından alınmıştır. Burada da 3 SA açışına benzer bir durum vardır: Uzun ve kapalı bir karo ve bir trefl keseri. Batı Trefl damını ya da küçük bir Trefl çıkarsa GüneyKuzey büyük bir ihtimalle Trefl ruasını, yedi Karo ve kör asını yapacaklardır. Onun için, bundan önceki soruda olduğu gibi, yeri görmek ve kontrolu kaybetmcmek için as çıkmakta yarar vardır. Ama hangi ası? Trefl asını çıkmanın avantajı, gerekirse, yani deklaranın görünürde trefl ruasıyla birlikte sadece sekiz lövesi varsa, trefl devam edip pik ası antresi varken, treflleri sağlamaktır. Buna karşılık, pik asını çıkmak trefl çatalını muhafaza etmemize izin verir. El geçen sene yapılan Avrupa Şampiyonası'nda Hollanda ile Finlandiya arasındaki maçta oynanmış ve Finlandiyalı Sakari Stnıbb Trefl asını çıkmış fakat yeri görünce Pik asıyla devam etmiştir: Doğu dörtlüyü ve Güney sekizliyi verince Strubb Pik valesiyı devam etmiş ve defans Trefl asından başka beş de pik yaparak oyunu iki batırmıştır. Doğunun eli şuydu: R 10 4 3 2 V 443 10 8 6 4. Öbür odada ise Hollandalı Vergoed Trefl damını çıkmayı tercih etmiş ve deklaran Pekkinen on löve yapmıştır. 4. Trefl Valesi 40 puan Kuzeyin uzun ve iyice bir trefli ve Güneyin uzun ve sağlam bir karosu olduğu anlaşılmaktadır. Güney 4 SA ve 5 SA ile as ve rua sorduğuna göre dört as da rakiplerdedir. Doğuda hiçbir şey olamaz ve Batının ikiüç onörü muhtemelen deklaran için elverişli durumdadır. Ama Batının bildiği ve Güneyin bilmediği bir şey vardır: Kozlar partaj değildir. Batı Trefl valesini çıkınca, deklaran dışarıya bir el vererek yerin Trefllerini sağlayabileceğini sanacak ve bu itibarla empas yapmak riskini göze almayacaktır (Batının Trefl valesi tek olabilir). Renk şlemlerinde saldırgan açılışlar yapmak modern bricin temel ilkelerinden biridir. Bu el oynandığında Kuzeyin eli A 8 DV 3 4 A D 10 8 6 3 2 ve Güneyin eli R4 A 10 A R D 10 9 7 6 9 7 idi. Güney ilk elde yerden ası koydu ve battı. • AV5 CD82 O|86 +ADV32 • 976 CA97 ORV109752 •ı (Baftarafı I. Sayfada) olabileceğini söyledi. Makineli kasa uygulamasına yakın bir zamandaîstanbul, tzmir, Adana, Bursa ve Ankara'da başlanacak. Hükümet, bürokrasiyi yeniden düzenlemek amacıyla hazırladığı yetki yasa tasarısını da TBMM Başkanlığı'na sundu. Mevzuatın sadeleştirilmesi, kırtasiyeciliğin azaltılması, idari usül ve işlemlerin yeniden düzen(Baştarafı I. Sayfada) lenmesiyle ilgili konularda hüküluklar nedeniyle erken kesim mete üç yıl süreyle yasa gücünyapmak zorunda kaldıklannı be de kararnameler çıkarma yetkilirterek. "Üreticilere mali destek si verilmesini öngören tasanda. saglanırsa, daha kaliteli ve daha amacın kamu hizmetlerinin süucuz muz iiretimi gerçekleştire ratli, düzenli, etkin, verimli ve biliriz" dediler. ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi olduğu belirtiliyor. TaKendisi de bir muz üreticisi olan ANAP Antalya Milletvekili sarının ana hedefleri doğum, evve Anayasa Komisyonu Başka lenme, ölüm, trafik, ehliyet, panı Ali Dizdaroğlu, yörede yap saport, plaka, tapu, imar ve vertığı incelemelerden sonra "Üre gi konularında karşılaşılan müşticinin mali yönden desteklenme külleri azaltmak. Tasarının kasi gerekir. Ben de muz iiretiyo bulü ile ceza ve hukuk sisteminrum, ancak verilen kredi çok ye de büyük ölçüde yenileme çalıştersiz. Ziraat Bankası'nın dö malannın başlatılacağı belirtildi. nüm başına verdigi 16 bin lira, Bakanlar Kurulu tarafından yapılan masrafın ancak onda bi hazırlanarak TBMM'ye sunulan rini karşılıyor. Muz, desteklen "Dış Ticaretin Düzenlenmesi raesi gerekli bir üründür. ÇunHakkındaki Kanun Tasansı" 30 kii hiçbir yanı ile dışa bağımlı de ocak pazartesi günü Sanayi ve ğildir" dedi. Teknoloji ile Ticaret Komisyonu'nda görüşülecek. Tasarıya Üreticilerden Dogan Ağaoglu göre, Bakanlar Kurulu, dış ticave Reyhan Şifa, üretimin masret işlemleri üzerine ek yükümraflı olması nedeniyle erken kelülükler koyabilecek ve kaldırasim zorunda kaldıklannı, bunun bilecek. da muz kalitesini düşürdüğünü KONLT TASARISI kaydetti TBMM Başkanlığı'na sunulan diğer tasarı ise, konut yapımının özendirilmesi amacıyla çeşitli (Baştarafı I. Sayfada) davanın esastan bozularak sağ ey teşvik önlemleri içeriyor. Tasarı, lemci Ibrahim Çiftçi'nin tahliyesi ka konut inşaatlan ile kalkınmada öncelikle yörelerde yapılacak yararlaştırıldı. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu' tırımların damga, istihsal banka nda Ibrahim Çiftçi hakkındaki ka ve sigorta muameleleri ile emlak rarın bozulmasına 7 üye muhalif ka verisi ve harçlardan muaf tutullırken, 8 üye de kararın bozulması masını öngörüyor. Muafiyet ve yönünde oy kullandı. istisnalann 1988 yılına kadar uyAskeri Yargıtay Ankara Sıkıyöne gulanmasıni hükme bağlayan tatim KomutanlığYna gönderdiği telgsarı, arazi veya arsa bağlanmarafta Çiftçi'nin tahliveedilmesini issına ilişkin işlemlerde de bazı kotedi 6 yıldır tutuklu olan Çiftçi saat laylıklar getiriyor. 15 sıralarında Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi'nden tahliye edildi ve askerlik işlemleri için Cebeci Askerlik Şubesi'ne getirildi. Bağlı olduğu Kulu'ya tel çekilerek asker kaçağı olup (Baştarafı 12. Sayfada) olmadığı sorulan Çiftçi'nin durumu belirleninçeye kadar emniyeıte bekDoğru Yol Partisi'nin 6 Kasım genel seçimlerine letileceği bildirildi. katılmalarına izin verilmemesinin yarattığı sorv işaretlerinin de ilişkilerin normalleştirmesinde KÖYKOOP DAN'ASI "olumsuz" bir rol oynadığını belirtelim. ANKARA Askeri Yargıtay AVRUPA'NIN IMF'St Başsavcılığı, KöyKoop davasınVarılan bu aşamada hükümetler de genelde d ı Nurellin Almasulu ve Sinan Türkiye konusunda kesin bir tutum takınmadan A>şaroglu'nun 5 yıllık ağır hapis önce Avrupa Konseyi Parlamenter Assamblesi'cezalarının bozulmasını istedi. nde önümüzdeki hafta Türk parlamenterlerin duBaşsavcılığın tebliğnamesinde nımu hakkında verilecek kararı bekliyorlar. Bu, KöyKoop yöneticilerinden Nedim Tarhan, Tııncer Ergüder, Se bir anlamda Türkiye'deki demokrasinin niteliği üzerinde verilmiş bir karar olacak. Avrupa Konlahattin Kök, Akın Birdal, Erdoseyi, bu bağlamda Türkiye'nin Batı Avrupa ile ilişğan Kantürer ve Rahmi Özkankilerinin " I M F " s i konumuna geliyor. Strasboın mahkumiyetlerinin ise onanurg'dan "Yeşil Işık" yanarsa, hükümetler kanaması istendi. bildirdi. TürkkayaAtaö\'den<.onra durııv mada, Istanbıırdaki n rmeni ceıııaaıi adına konu>an Dikran kevorkyan dinlendi. kevorkyan, Ktanbul'daki Ermenilerin dini haklannı rahaıca kullandıklarını ve Turkiyc Cumhuriyeıi vatandaşı olan Türklerle, Ermeniler arasında herhangi bir surıüşme bulunmadığını anlattı. Türkka>a Ataöv'ün konu>ması \e özetlikle Dikran Kevorkyan'ın sözleri sırasında hemen tumüyle Ermenilerin doldıırduğu dınleyici sıralanndan proteslo mahiyetinde mudahaleler dikkati cekti. Türkkaya Ataov ile Dikran Kevorkyan'ın oneeki günkü lanıklıklarına ilişkin olarak dünkü Fransız basmında lek bir cümleye rasılanmadı. 4 Ermeni teröristin duruşmasının ilk gününde olağanüstu niıelikte sayılan güvenlik önlemleri giderek gevşetildi. Dünkü duruşma s.ırasıııda. duruşmanın yapıldığı Seine Nehri üzerindeki Cite Adası'nın üzerinde kurulu bulunan 700 yıllık tarihi Adalel Sarayı'nın çevresinde sadece 7 polis kamyonu ve 3 polis jipi bulunuyordu. Duruşmanın dağılması beklenen sıralarda ise güvenlik önlemleri birden bireartlınldı. Bütun Fransi2 gazcteleri. her gün yer ayırdıkları duruşma haberlerinde, Ermenilerin istediği türde bol propaganda malzemeleri taşıyor. Bu nedenle Ermenilerin duruşmayı vesile edip, olayn kendi propagandalarına imkân verebilecek niıelikte gurulıulu biçimde gosteriler düzenlemesine de ihtiyac kalmıyor. Ermenilerin, duruşmanın seyrinden de memnun olduklan gozleniyor. Duruşma oturumlarmdan çıkan Ermeniler, Adalel Sarayı'nın kapısında gruplar halinde bekleşenlere müjde veriruesine "havanm çok lehle oldugunu" aktanyorlar. Bu arada durusmaya başkanlık eden Gu> l'och'un sanıklara karşı hayli müsamahakâr davrandığı da. Ermenilerin duruşmanın kendi ısledikleri biçimde sonuçlanacağına ilişkin umutlannı besleyen bir başka unsur. Duruşmanın pazartesi gününe, Ermeniler avisından olumlu sayılan bir orıamda ertelenmesı de yine Ermeniler için değerlendirilecek bir fırsat sayılıyor. Hafta sonunu Ermenilerin 5'i kadm, 4'ü erkek 9 juri üyesi üzerinde yoğun kulis faaliyeli ile geçirecekleri seziliyor. ERMKNİ TAKTİGt Duruşmanın giderek gerilimden uzaklaşan normal bir mahkeme seyrıne dönüşmesinde, Ermenilerin bilinçli olarak Fransız kamuoyuna yumuşak bir görüntü vermek istemelerinin etkili olduğu belli oluyor. 1983 temmuzunda Paris'in Orly Havaalanı'nda meydana gelen kanh ASALA saldınsının, Fransız kamuoyunda yarattığı çalkantıdan uyanan Ermenilerin, bu kez 4 leröristin ınahkemesinde konuyu bir terör eylemi çerçevesinin dışında bir ulusal sorun gibi sunmak istedikleri görülüyor. 4 lerörist, dava süresince eylemleri \e örgütleri hakkında teknik bilgi vermekten özellikle kacınıyor, kendilerini eyleme ilen nedenler üzerinde durmayı yeğleyip, "1915 F.rmeni soykınmı" konusunu surekli gündemegetiriyorlar. ASALA'nın Ermeni siyasi arenasında can düşmanı olarak bilinen Taşnak Partisi elemanlan da sanıklann çevresinde kenetlenmiş durumda. Duruşmayı Ermeni sorununun açıklanması biçimine dönüştürmeye gayret ediyorlar. Dün Paris Adaleı Sarayı'nda karşılaştığımız ve kendisini geçen yılın temmuz ayında Isviçrenin Lozan kentinde düzenlenen Ermeni Dünya Kongresi'nden tanıdığımız bir Taşnak mensubu. "Bu ASALA mililanlan ile ilgili bir du Ermeni tanıklarSi? buna neden bu kadar il TRT ve fîlmcîlerle, ruşma. (Baştrırap I. Sayfada) gi gosleri>oı>unuî?" şeklindeki soruımı/a. "Bu Krmenilerin ortak davasti, bu nuklada ASAI.A ya da Taşnak ayrımı ıjo/ılilme/" karşıhğını '•crdi. DURL'ŞMA NASIL YAPILIYOR? 4 Ermeni leröristin duruşmasının yapıldığı Paris Adaleı Sarayı'na basın mensupları ve dinleyiciler bi• Diriyle 200 melre kadar uzaklıkta bulunan ve birbirini görmeyen iki değişik kapıdan alınıyorlar. Dinleyici sıralan en fazla 100 kadar kişi alabiliyor. Binanın dışında bekleşen kişiler, duruşma salonundan dışarı çıkan şahıs adedince içeri alınabiliyorlar. Boylece hemen hepsi Ermeni olan mahkemeyi izleme meraklıları, saatlerce bekleyip kuçük gruplar halinde içeri girebiliyorlar. Fransız güvenlik yetkililen, duruşma süresince her türlü Ermeni gösrerisini yasakladılar. Bununla birlikıe Ermenilerin bugün saat 15.00"te(TSt 17) Paris'in ünlü Pantheon Meydanı'nda bir gösıeri duzenlemeye çalışacakları öğrenildi. Fransa'da yayınlanmakta olan haflalık "I.'e\press" Dergisinde yayınlanan bir yazıda, duruşma yargıcının lulumu eleştirildi. Jacques Derogy larafından kaleme alınan ve "Mahkeme salonunda lerorist vsr mı?" başlığını laşıyan yazıda, yargıcın kural dışı davranışlarıyla tanındığım ve bu davranışlanyia duruşmayı benzeri görülmemis bir şekle soktuğu belirlildi. (Baştarafı 12. Sayfada) zik, spor. drama, korku filmleri ve biyografiler. Daha çok macera filmleri gidiyor." S o r ı ı n l a r ı a c a b a v a r nıı? Gerek bu yazıyla yansıttıklarımız, gerek önlerinden geçerken girip konuştuklanmız. video kulüpleri hakkında genel bir bilgi sağladı. Ancak sorunları nelerdi? Özellikle son günlerde yaygınlaşan, bazı video kulüplerinin yöneticilerinin de değindiği korsan kasetçilik savı, "video royally", bir başka deyişle filmlerin telif hakları konusunda neler düşünüyorlardı? Bu ve benzeri soruların yanıtlarını da birkaç ay önce kurulan ancak sıkıyönetimden henüz çalışma izinleri gelmeyen Video Produksiyon Yapım ve Yayın Sanayicileri Dernegi" VİSAD yöneticilerinden aldık: Dokuz "Video Kuliibii" sahibinin girişimiyle kurulan, şu anda 60'dan fazla üyesi olan VİSAD, "Üyelerinin iş ve çalışma şartlarını diızenlemek, tiyeleri arasında birlik ve dayanışmayı saglamak, üyelerinin sosyal ve iktisadi gelişmelerini saglamak, haklannı korumak" amacını taşıyor. Dernek yöneticileri görüşmemizin başında daha korsan kasetçilik hakkında soracağımız sorunun tamanını beklemeden anlatmaya başladılar. Çünkü onların da (VİSAD Yöneticileri) en çok açılmasını istedikleri konu buydu: "Videocular korsan kasetçilik yapıyor kanısını yaratanlar filmciler. Bizi kendilerine rakip olarak görüyorlar. İçimizde adımızı kötüye çıkaran kulüpler de var. Ama biz bunları aramızda yaşatmamaya çalışıyoruz. Bugün video kulüplerinin çoğu, ticaret siciline kayıtlı, vergisini ödeyen işletmelerdir. Şimdiye kadar Adliye'ye yansıyan hemen bütün davalarda videocular aklandı. Bizler bu alana yatırım yapan, geleceğini bu işe bağlayan kişileriz. Üçyüzbeşyüz lira daha fazla kazanmak için bunları nive tehlikeve atalım? MDP, (lia$tarafı l. Sayfada) ne aykırı olduğu bildirilen başvuruda, mahalli idarelerin hukuki statüsünün Yetki Y'asası ve bu yasaya dayanılarak çıkanlacak kararnamelerle düzenlenemeyeceği kaydedildi. SEÇİM TARtHtNE tTİRAZ Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuruda, seçim tarihi olan 25 mart 1984'e ilişkin yasa hükmünün Anayasa'nın 10. ve 67. maddelerine aykırı olduğu belirtildi. Başvuruda son olarak radyo ve TV'da propagandaya ilişkin hükmün Anayasa'nın 10. ve 31. maddelerine aykırı olduğu bildirildi. Anılan maddenin kamuoyunu ve seçmeni etkilemek yönünden siyasi partiler arasındaki eşitlik ilkesini de ihlal ettiği başvuruda yer aldı. Dilekçede, yasanın bu maddelerinin Anayasa'nın çeşitli maddelerine aykmlığı nedeniyle iptali istendi. BAYKALIN SÖZLERİ HP Meclis Grup Sözcüsü Sururi Baykal, Yerel Seçim Yasası'nın bazı maddelerinin iptali için MDP'li üyelerle birlikte HP'li üyelerin de başvuru metnine imza atmalarının demokrasi adına ümit verici olduğunu söyiedi. fılrnlerııı ıclıl haklannı ödeyecek güce ulaşamadıklarını belirterek, "Zaten dışardan da böyle bir islek yok. Çünkü dışarda film çekildikten sonra, her hakkı başka bir firmaya satılıyor. Gerçek hak sahibini hulmak imkânsız. Biz buna rağmen aradık, on firma adı bulduk ve mekttıp yazdık, ama hiçbirinden yanıt gelmedi. Şimdi, onlardan böyle bir istek yokken neden biz paramızı, dövizimizi zorla vermeye kalkalım? Onlarla eşit duruma (pazar olarak) gelince, bizler de tab " hak sahibinin hakkını veririz" diye konuşuyorlar. Dernek yöneticileri yerli film üreticilerinin hakları konusunda da şunları söylüyorlar: "Kesinlikle yerli filmcilerin yanındayız. Daha dogrusu eser sahibinin emeğinin yanındayız. Zaten bizim onlarla bir sorunumuz yok. Türk filmlerini hak ödemeden kirala>an video ktılübü hemen hemen yok. Filmcilerin basın ve öteki yollarla bizleri 'Korsan Videocu" diye afişe ederek kamuoyunu ve resmi mercileri. hatta TRTyi etkilemiş olmalarına çok üzgünüz. kaybetlikleri davalan neden açıklamıyorlar? Bir meslek grubunun ticari itibarını zedeteyecek bu tür asılsı/ hakareller ticarel ahlakına sığar mı? Amaçları, bu tür asılsız sözlerle bizi piyasadan atmak ve video piyasasına sahip çıkmak." GOZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) Sayın Başbakanımız bu model için "Türk modelidir" diyor; demek ki, Arjantin'de ve Şili'de uygulanan model de Türk modelidir; ve demek ki, GüneyAmerika bizi değil biz GüneyAmerika'yı etkilemekteyiz!.. Buna sevinelim mi?. Bu model "Türk modeli" ise, "Atatürk Devletçiliği" ne modelidir? Sayın Başbakanımızın açıklamayı unuttuğu gerçeklerden biri de bu olsa gerek.. Neyse, modeli bir yana bırakıp, soralım: Bağcılar Bankası kimin elindeydi? Bağcılar Bankası. "Sürmenler" olarak bilinen demir dışalımcısı bir ailenin elindeydi. Ailenin önde gelen temsilcisi Suat Sürmen, Gümrük ve Tekel eski Bakanlarından Tuncay Mataracı'ya 115 milyon lira rüşvet vermek suçundan Yüce Divan tarafından hapis cezasına çarptırılmıştı. Rüşvet konusu, yurda sokulması yasak olan iki bin ton demirin Mataracı'ya rüşvet verilerek gümrükten sokulması girişimiydi. Demirleri yollayan ünlü dolandırıcı Mıgırdıç Şellefyan ve mobilya yolsuzluğu ile tanıdığımız Yahya Demirel'dı; demirler, Şellefyan ın iş ortağı Moris ve Fuat Arpacı tarafından, Bulgaristan yoluyla getirilmişti. Bu davada, Mataracı ve Sürmen dışında, son yıllarda hemen hemen iddianamenin demirbaş sanığı Abuzer Uğurlu da yargılanmış ve iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.. Bağcılar Bankası, 1917 yılında Manisa'da kurulmuştu. Prof. Dr. Gündüz Okçün'ün, "19091930 yılları arasında Anonim Şirket olarak kurulan bankalar" adlı incelemesi ile Doç. Dr. Zafer Toprak'ın "Türkiye'de Milli İktisat" adlı yapıtından öğrendiğimize göre; üzüm ticareti ile uğraşan Türk ve azınlık üzüm tüccarı, üzüm fiyatlarını düşük tutmak için bir araya gelmişler ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin desteği ile bu bankayı kurmuşlardır. 1960 yılında ödeme güçlüğü içine düşen banka, 1964 yılında 23.3.1964 gün ve 6/2767 tarihli kararname ile devlet denetimine geçmişti. Bağcılar Bankası'nın bir kısım paylan sonradan Yahya Demirel ve Atıl Akkan tarafından satın alınmıştı. KöyKoop da yüzde kırkaltı pay ile bankaya ortak olmuş; Demirel ve Akkan, 1980 öncesinde yüzde on yedi dolaylarındaki paylarmı Sürmen'lere satmışlardı. Suat Sürmen'in Türk Ticaret Bankası Aksaray ve Perşembepazarı şubelerinden toplam 905 milyon lirayı "provizyonsuz" olarak çektiğini, daha önce, bu köşede bel^eleriyle birlikte yayınlamıştık. "Surtaş HaddedlikA.Ş. ","Uğurei Ezic Ticaret ve Sanayi Tesisleri, Şeref Sürmen ve Halefleri Ortakları Adi Kom. Şti." gibi şirketleri elinde tutan Suat Sürmen, öyle anlaşıtıyor ki, bu 905 milyon liranın 115 milyonunu Tuncay Mataracı'ya rüşvet olarak vermiş, bir kısmını da, Yahya Demirel'in Bağcılar Bankası'ndaki paylarını almak için kullanmıştı! Bankanın sermayesi, 1981 yılında 50 milyon TL'den 750 milyon TL.'ye çıkarıldığında şirketin büyük ortağı KöyKoop Ceza Yasası'nın 141'inci maddesi gereğince açılan dava nedeniyle yargıianmaktaydı; bu tarihe rastlayan sermaye arttırımı ile KöyKoop'un payı yüzde kırkaltıdan yüzde ikiye indirilmiş ve Sürmen'ler bankaya tam anlamıyta egemen olmuşlardı. Bağcılar Bankası'ndan önce "Fiban" adlı bankerlik kuruluşunu da elinde tutan Suat Sürmen, Mataracı davası nedeniyle tutuklanınca, 9 haziran 1980 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi'nde 4 milyon 782 bin TL.'si Suat Sürmen'in, 7 milyon 627 bin TL.'si de Atilla Sürmen'in olduğu yazılı banka payları, ortaklardan Mustafa Özgenç'e devredilmişti. Sürmen'lerin İsviçre'de "Onidor" ve "Stahl Commerz" adlı şirketlerle ilişkileri bulunmaktadır. Onidor şirketinin büyük ortakları Şellefyan ve Atilla Özçelik'tir. Özçelik de Yahya Demirel'in iş arkadaşıdır. Şellefyan'ın Türkiye'de kimlerin ortağı, dostu ve kefili olduğunu da artık bilmeyen kalmamıştır. İşte size Bağcılar Bankası'nın kısa öyküsü... Bütün bunları yazarken, geçenlerde yitirdiğimiz devrimci yazar ve büyük araştırmacı Doğan Avcıoğlu'nu içim yanarak anımsıyorum. Avcıoğlu'nun "Türkiye'nin Düzeni" adlı kitabı, kurulu düzenin hangi temeller üzerine oturtulduğunu gözler önüne sermiyor muydu?.. "Türkiye'nin düzeni" bu işte, bu.. Bankasıyla, bankeri ile şirketi ve holdıngi ile bu... Kurulu düzen böyle çalışıyor, böyle işliyor; milyonlar, milyarlar işte böyle dönüyor... UGUR MUMCU Nüfusun Faturalı Muzcular Sağ eylemci (Baştarafı I. Sayfada) dık. 12 Eylül'den sonra yaptığım konuşmalarda sendikaların bazı temsilcilerine tarizkâr sözler sarfettim" dedi. Bu sözlerinın vatana ve millete hizmet aşkıyla yasalar çerçevesinde görev yapanlar için olmadığını kaydeden Evren, "Türktş'in htıztır ve güvenin devamlı olması ve demokratik parlamenter sistemin konınması için elinden gelen gayreti gösterdigini" bildirdi. Evren, "Demokrasi muayyen bir zümrenin inhisannda değildir. Eger demokrasiyi yaşatmak istiyorsak, bütün Türk milleli olarak beraber yüriımek zorundayız" dedi. Filnı üreticileri "Türk bayragını elinde taşıniçin rahatsız? maktan utanç duyan ve damarTüm üyeleri adına konuşan lanndaki kanın Türk kanı olmaVİSAD yöneticileri, yabancı sını şeref kabul etmeyen kişilerin bulundugunu biiiyoruz" diyen Evren, bunlarla mücadelenin herkesin görevi olduğunu (Haştamft I. Sayfada) söyledi. retmenlerimize yardımcı olmasıCumhurbaşkanı, Anayasa nı bekliyorum" dedi. çerçevesinde yeni yasalann çıkaCerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikinldığını, bu yasaların hepsinin yatri Anabilim Dalı Başkanı mükemmel olduğunu söylemek Doç. Dr. Erıaş tlkay, öğrencilere istemediklerini dile getirerek, kotatilde kesinlikle dinlenmelerini nuşmasını özetle şöyle sürdürdü: salık veriyor ve "Tatil ikinci dö"Kanunlann zamana göre baneıne hazırlık içindir. Taıilde zı degisikliklere ugratılması gedinlenemezseniz ikinci dönemde rekir. Aksi halde orijinalliğini buşarılı olamazsınız" diyor. kaybeder. Bunlar zamanın şartToplam 1150 ilk ve orta derelanna göre yeni yeni revizyonlarceli okulda yaklaşık 960 bin öğdan geçirilmezse, tatbik kabilirencinin okuduğu tstanbul'da, yeti kaybolur. Bizim bugüne kaçocuklar için yarı yıl tatilinde dar çektigimiz sıkıntılann kayönerilebilecek tiyatro, sinema ve nagı budur. 2821 sayılı kanunu sergiler söyle: yaptık, bunların bazı aksaklıkTİYATRO: Üsküdar Bizim İan olacaktır. Ama bu aksaklıkTiyatro'da "Nasrettin Hoca ve lar iyi niyetle giderilirse, mesele Eşeği" adlı oyun. sahneleniyor. kalmaz. Ama bu aksaklıklar giAkbank Çocuk Tiyatrosu cu derilecektir diye ele sopa, ele simartesi ve pazar günleri Hodri lah alarak sokağa dökülünürse, Meydan Kültür Merkezi'nde işte o zaman memleket parçalan' 'Masaldan Kaçan Keloğlan'' maya doğru gider. Bütün meseadlı oyunu. Tevfik Celenbe Tile karşılıklı diyalogla konuşarak yatrosu hafta sonları"keloğlan bu gibi aksaklıkları gidermekKeleşoğian" adlı oyunu sahnetir." liyor. Ankara Çocuk Gençük Ti TİSKTEKİ KONL'ŞMASJ yatrosu Enis Fosforoğlu Sanat Cumhurbaşkanı Evren, TurkMerkezi'nde "Oynamak tstiyoIş'e yaptığı ziyaretten sonra, ruın'' adlı çocuk oyunu , FaTlSK'e gitti. TİSK Başkanı Hatih Şehir Tiyatrosu 'nda da ' 'Delit Narin ve yöneticiler ile bir topmet ile Mehmel" adlı çocuk lantı yapan Evren, burada yapoyununu sahneliyor. tstanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Sahne tığı konuşmada. işveren kesimi ile işci kesiminin, birbirlerine si'nde "Kırmızı Pabuçlar"pazar karşı zıt kuruluşlar olarak görülgünü oynuyor. memesi gerektiğini söyledi. SİMEMA: Çocuklar için öne Türklş ile TİSK'in birbirlerini tamamlayan kuruluşlar olduğurebileceğimiz fllm ise, "E.T." nu bildiren Evren, bu iki kuruSevgi ve gezegenler arası dostluğa çağrının yapıldığı fllm eğer si luşun dengede durmasının esas nemalarda oynamaya devam oiduğunu söyledi. Evren, "Bu ederse izlenebilecek birfılm. Di bakımdan bu iki kuruluş birbirleriyle ahenk içinde çalışırsa, her ğer bir fllm ise Badi. iki kesimin de soranlan daha koSERGÎ: Sergi olarak da çola> halledilcbilir" dedi. Cumhurcuklann ilgisini çekebilecek başkanı, işveren kesiminin bu Taksim Sanat Galerisi'ndeki on dönem içerisinde özellikle yeni gün süreyle açık kalacak Japonyatırımlara yönelerek işsizliğe çaya'ntn Yokossuka Kenti İlkokul re bulmak açısından çaba gösterçocuklarımn resimlerinden olumesi gerektiğine işaret ederken, şan bir sergi var. özetle şunları söyledi: "Eğer işsiztik sorununa bir çözüm getiremezsek, ileride işveren kesimimiz de büyük zorluklar içinde olur, çalkantılar olur, pallamalar olur. O halde yeni iş sahalan açılmalıdır. Bunu da sağlayacak olan sizlersiniz." İş yaşamında dengenin olmadığı yerde huzurun bulunmayaELAZIĞ, (Ctımhuriyet) 8. cağını söyleyen TİSK Başkanı Kolordu Konıutanlıgı'nca TunHalit Narin, yatırımlan ürkütceli'de yapılan aramada 57 tameyici, özel teşebbüs gücünü banca, 10 mavzer, 4 kılıç, 8 kaazaltmayıcı girişimlerle temsil ma, 7 sustal. bıçak, 317 mermi kaabiliyetlerinin dengelenmesi ele geçirHdiğı bildirildi. gerektiğini anlattı. Evren: LONDRA^DAN (Başiarafı I. Sayfada) Oysa yakın zamana kadar, entelektüel dostları, Thatcher'ın, bir yandan kârlı sınai kamu kuruluşlannı özel teşebbüse devrederken, bir yandan da enflasyonla savaş gerekçesinin ardına sığınarak, sınai olmayan kamu kuruluşlannı ve sosyal refah devietini budayacağını, kamu giderlerini bu yoldan daraltacağını umuyorlardı. Thatcher 1979'da seçimi kazandığı zaman, kamu harcamalan açığmın çok büyük olduğunu söytüyor, bu açığın daraltılacağını belirtiyordu. Thatcher'ın yaptığı şey, kamu kesiminin, yıllık açığını kapatmak üzere para piyasasına serbestçe girme alışkanlığını biraz törpülemek oldu; faiz oranlarını kasıtlı olarak yükseltmeye başladı. Böylece kamu kuruluşlannı daha ihtiyatlı davranmaya zorlayacağını düşünüyordu. Yüksek faiz, bir hastalığı daha tedavi edecekti; bankaların, yarjtkredi kurumlarının, vb. açtığı kredılerle özel kredi fonlannın genişlemesi ve onun yanı sıra taksitli satışlar sonucu dolaşıma fazla para çıkması sınırlanacaktı. Ancak yüksek faiz siyasetinin olumsuz sonuçlan da çabucak görülüverdi. "Sıcakpara" diye bilinen ve yüksek faize üşüşen petrol dolarları, İngiliz lirasına çevrilerek Londra'ya akıtılmaya başlandı. Talep, İngiliz lirasının değerini yükseltiyordu. İngiliz lirasının yüksek değer düzeyinde kalması ise ihraç mallannın fiyatını arttırıyor, sanayıcilerin dış piyasada rekabeti güçleşiyordu. Bunun sonucu olarak birçok işletme kapandı. Öte yandan yüksek faiz, hele hele ekonomik durgunluk döneminde, sanayi yath rımlannı cazip olmaktan çıkarmıştı. Hükümetin, dolaşımdaki parayı daraltma çabası, işte bu nedenlerie, sonunda milyonlarca kişinin işsiz kalmasına yol açtı. Kamu harcamalan Thatcher hükümeti enflasyonu gemlemek için faiz oranını yüksek tutuyordu ama. enflasyonun temelindeki nedenlerden biri olan açık kamu harcamalarını daraltacak önlemler almıyordu. Alması da kolay değildi. Çünkü bir yandan görkemli Kraliçe Victoria çağını geri getirme düşleriyle, savunma harcamalan arttırılıyordu, bir yandan da toplu sağlık hizmetleri ve sosyal refah devleti yüklenimlerinden sağı solu budansa da bir çırpıda kurtulmak kolay görünmüyordu. Bunun sonucu olarak, kamu giderlerinin ulusal gelir içindeki payı, azalmak şöyle dursun, arttı. Dolaşımdaki parayı, kamu giderlerini daraltarak makul bir düzeye indirme hedefine, sadece savunma giderleri kısılarak pekâlâ ulaştınlabilecekken, sorun, üç küsur milyon kişiyi işsiz bırakarak, onların tüketimi daraltılarak çözüldü. 3 milyon işsiz Kısacası Thatcher monoterizmi, üç küsur milyon işsiz pahasına yürütülebilmiş bir monoterizm. Şimdi kamu giderlerini gerçekten azaltmak için, bir o kadar daha işsiz yaratmanın, siyasal ve sosyal açıdan kabul edilebilir olamayacağını kendi partisi içinde dahi su yüzüne vuran isyanlarla gayet iyi gören Thatcher, kamu giderlerini azaltacağına ya da vergileri artıştan alakoyacağına söz vermeye yanaşmıyor. iflaslar Özal hükümetinin Thatcher monoterizminden çıkarabileceği dersler var: Kamu giderleri açığını, çalışan halka en az zarar verecek biçimde daraltmayı arnaçlamış bir bütçe siyaseti güdülmediği zaman, moneterizmin yükü, bir yandan işsizlik yoluyla toplumun en zayıf katmanlarının sırttna biniyor, bir yandan da çok sayıda iflaslar sanayinin temelini sarsıyor. İşte, Thatcher'ın monetarizmi... • Nufus cüzdanımı, ehliyetimi, öğretmen kimliğimi kaybettim. Geçersizdir. ÜNAL SAÇ1ST1 * Nüfus kâğıdımı kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMETNAM1K BAŞAĞA Mıış ve Bitlis'te mermi ele geçirildi Batının gözü Strasbourg'tan çıkacak dı da Türkiye ile ilişkilerin canlandırılmasında rahatlayacaklar. Eğer Strasbourg'da Türk parlamenterlerin durumu ile ilgili olumsuz bir karar çıkarsa, hükümetler kanadının Türkiye karşısında zaten sınırlı olan hareket serbestisi daha da daralmış olacak. Avrupa Konseyi vizesini bekleyen yalnızca hükümetler kanadı değil. Avrupa Ekonomik Topluluğu da, Türkiye'ye karşı üç yıldır izlediği "ilişkilerini dondurma" politikasını kısa dönemde yumuşatacak gibi gözükmüyorsa da Strasbourg'daki tartışmalann sonucunu belli bir merakla bekliyor. Avrupa Konseyi'nden olumlu vize çıkarsa, AET temelde bir politika değişikliğine gitmemekle birlikte belki bazı "sembolik" adınılar atmata kendisini daha rahat hissedecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle