28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 OCAK 1984 EKONOMİ CUMHURtYET/9 Günün aynası Tüm ticari bankalar yurt dışından kredi saglaynbilecek ANKARA, (ANKA) Turki ye'de faaliyet gösteren ticari bankalann tümü yurt dışından kredi sağlayabilecek. Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Musteşarhğı'nın Resmi Gate'de yayınlanan 28 sayılı ka.ara ilişkin tebliğine göre, bu bankalar kısa, orta ve uzun vadeli krediler, rambursman, kurye ve kısa vadeli krediler, kabul kredileri, prefinansman ve emtia kredileri sağlayabilecekler. 29 Aralık 1983 tarihinden itibaren geçerli olacak tebliğe göre bankalar, ithalat, ihracat ve diğer kambiyo işlemlerine aracılık etmeyede yetkili bulunuyorlar. Yalnızca Devlet Yatırım Bankası, Iller Bankası, Turizm Bankası, Sınai Yatırım ve Kredi Bankası ile Çaybank gibi "özel" amaçlı bankalar tebliğ kapsamı dışında bırakıldı. TÜSİAD Başkanı Koçman, işadamlarına sorumluluklarını hatırlattı "Bu ekonomik modelin başarısı işadamları ve bürokrasiye bağlı" MERAL TAMER IŞÇININ EVRENEVDEN ŞUKRAN KETENCİ YHK'nın tarafsızlığı 2364 sayılı yasa ile kurulan, 3 yıl süre ile geçış doneminde sendikalar yerine ve onlar adına toplu iş sözleşmelerini yenileyen YHK'nın çalışmaları hakkında pek çok eleştiri yapıldı. YHK'nın bağıtladığı sözleşmeler doneminde işçilerin gerçek ücretlerinde dogan kayıplar dile getirildi. YHK'nın yasada sözleşmelerın sadece ücretlere ilişkin bölümlerini yenileme yetkisi tanınmışken, bu yetkisini aşarak, toplusözleşmelerde 17 yıllık uygulamanın ürünü olarak gelişmiş sosyal hakları nasıl budadığı sayısız ömekleri ile anlatıldı. Sözleşmeler yenilenirken ister özel, ister kamu sektörü olsun, işveren önerilerinin ağır bastığı öne sürüldü... Ancak YHK'nın tarafsızlık ilkesini, sadece işverenlerden yana değil, sendikalar arasında da çiğnediği, ya da konum ayırımı, politik ayırım yapttğı üzerınde pek durulmadı. YHK'nın 1981 yılında, kilitlenen grevlerve uyuşmazlıklar nedeni ile 1979 yılından kalmış sözleşmeleri yenılerken yol açtığı bir eşitsizliğe değinmiştik: YHK metal ve tekstil işkollarındaki 1979 yılına ait sözleşmeleri yenılerken, aynı döneme ait, serbest toplu pazarlık düzeni içinde bir yıl önce, aynı işkolu için imzalanmış sözleşmelerle kazanılmış hakların altında haklarvermişti. Böylece MESS ve Tekstil İşveren Sendikaları'nın, daha önce grup sözleşmeleri ile getirdikleri ilke kararları arasında. sendikalar arasında ayırım gözetmeme ve aynı haklarla sözleşme bağıtlama uygulaması yerteşmişken, Türkİş üyesi sendikalar ile DİSK üyesı sendikaların üye işçilerinin ücret ve sosyal haklarında, daha sonraki sözleşmelere de yansıyacak DİSK üyesi ışçiler aleyhine bir fark yaratılmıştı. YHK sendika.ayırımını 2. tur sözleşme yenılemelerinde de sürdurdü. Türkİş içinde dahı YHK'ya yakın ve uzak sendikalar arasında ayırım doğdu. Yine tekstil işkolu sözleşmeleri aynı anda ve tek işveren sendikası için yenitenirken, özellikle sosyal haklarda olmak üzere farklar yaratıldı. Sonra da uygulamada temel bazı yasa ılkelerı de çiğnendi. Örneğin Tekstil'in yetkili olduğu Adana Paktaş işyerinde, Teksif'in işkolu sözleşmesinin de uygulanabılecegi gerekçesi ile, Teksif üyesi otmayı kabul eden işçılere daha fazla haklar verilerek, işçiler sendika değiştirmeye zorlandı. (Oysa 2364 sayılı yasaya göre, bir işyerinde iki sözleşme bırden uygulanamıyor, işkolu sözleşmesi yapılabilmekle birlikte, işyerinde yetkili başka sendika varsa onun sözleşmesi geçerli sayılıyordu. İşçilerin gerek YHK ve gerekse Adana Bölge Çalışma Müdürlügü'ne yaptığı başvurular ise bir sonuç vermedı. Ayrıcalıklı uygulama bugün de sürdürülüyor.) YHK'nın asıl önemli ve sakıncalı, herkese zarar veren ayırımı ise, sözleşme sürelerıne ilişkin olanı. Geçiş döneminin 1983 sonuna kadar tamamlanacağı ve 1984'te toplu pazarlık düzenine geçıleceğı biline bıline toplusözleşmeler yenilenirken, sözı leşmelerın önemli bir bölümünün süreleri 1985'e kadar sürecek şekilde uzun tutuldu. İlginç rastlantıya bakımz ki, ocak 1984'ten itibaren toplu pazarlık düzenine geçebilecek durumda olan Türkİş'e bağlı sendikaların sözleşmelerinin çoğunun süreleri 1985'e doğru kaymış. 1985'e kadar YHK tarafından ücretleri beltrlenecek ve toplu pazarlık düzenınden yararlanamayacak 500 bin cıvarında işçı var ve bunların da hemen hemen hepsi Türkİş üyesi. Türkİs'in aidatlı, son genel kuruluna göre saptanmış üye sayısı ise zaten 660 bin civarında. Gerçi Türkİş'e bağlı sendikaların gerçek üyelerinin bunun çok uzerinde olduğu, fazla aidat ödememe, ya da yeni üyelerini bildirmeme gibi nedenlerle görünen sayının bu olduğu biliniyor. Yine de yukarıdaki rakamlar, ocak 1984'te toplusözleşme yapabilecek durumdaki Türkİş'e bağlı sendikaların büyük çoğunluğu için, YHK'nın toplu pazartık yolunu, sözleşme sürelerini bilerek uzatmakla kapatmış olduğunu sergiliyor. Tabii bu bilinçli uygulamanın Türkİş'ı toplu pazarlık düzenınden uzak tutma amacından çok, KİT'leri bir süre daha toplu pazarlık düzenınden ve yüksek ücretierden uzak tutma amacına dayandığı da vurgulanıyor. Diğer tarafta da ne ilginç rastlantı ki, nerede DİSK'in geçmişte kalesi olarak bilinen işyeri varsa, oralarda da sözleşme süreleri 1 Ocak 1984, ya da yılın ilk aylarında sona eriyor. DİSK'in üyesi sendikaların yargılanmaları süresı ve sonuçlan belli olmadığı için, bu sendikaların geleceği de doğal olarak belirsız. İşçiler toplu pazarlık hakkını mutlak kullanmak istiyor, bu dönemi teşmil ya da benzerı çözumlerle geçirmeyi göze alamıyorlarsa başka sendıkalara, hem de tartıp biçecek, doğru seçecek zamanı bulamadan körleme geçmek durumundalar. YHK bilerek ya da bilmeyerek bu ayırımda öylesine ıleri gitmiş kı, toplu pazarlıkta çok güçlü bilinen açık bir sendikanın 5 sözleşmesi için, son yasadakı yetkisini de aşmış, yeni toplu pazarlık düzenini düzenleyen 2822 sayılı yasa 7 mayısta yürürlüğe girdıkten sonra, geçici maddesi YHK'ya en fazla 1 yılık sözleşme yenılerrn. =t'.ısı vermişken, bu tarihten sonra da 2 yıllık sözleşmeler bagıtlamış. Tabıı bu sözleşmelerin ımzalanma tarihleri yasadan sonra, yürürlük tarihleri ise yasadan önce olduğu için, yürürlük tarihinin yasadan önce olmasını bahane ederek bu işi yapmış. Kamuoyu gözünden kaçan, sadece 5 işyeri gibi görünen uyguiama, 15 bin işçisi ile hem sendikanın önemli bir üye grubunu kapsıyor, hem de ülke üretimde en etkin, kritik işyerlerın.. YHK'nın görev süresı sona erdi. Bu tarafsız uygulamalan şimdi neden mi gündeme getırdik?.. Yeni 2822 sayılı yasaya göre, yeni YHK, bugünlerde kadrosu tamamlanarak göreve başlayacak. Aşağı yukan oluşumu aynı. Eskı YHK'nın kendisıne devrettiğı yukarda vurguladığımız sözleşmelerden başka, bundan böyle toplu pazarlık düzenimizin bir parçası olarak grev yasakları, grev ertelemelerınde süreklı görev yapacak. Tarafsızlığı, ış barışına, toplu pazarlık düzenıne geçiş dönemindekinden daha kalıçı, daha etkılı zararlar verir.. Ekonomi Servisi Yugoslav hükümetinin ulke kapılannı yabancı sermayeye açma hazırlığı içinde bulunduğu bildiriliyor. Yugoslavya kapılarını yabancı sermayeye açıyor ğinden kaynaklanuiğı belirıili "İluztrovana Politika" dergisinde yer alan habere göre hükiimet, ortak yatırımlarda yabancı sermayenin payını yüzde 49'la sınırlayan yasayı değiştirmek için yeni bir yasa tasarısı hazırlıyor. Buna göre, yuzde 49'luk üst sınır kaldırılacak ve böylece yabancı sermayeye Yugoslavya'da yapacağı yatırımları kontrol etme olanağı sağlanacak. Kararın, 20 milyar dolara ulaşan dış borca alternatif bir fon arama iste yor. Kararla ilgili olarak konuşan Sanayi Bakanı Yardımcısı Cedomir Kovaçeviç, "Orlak yatınmlarda >abancı sermaye kontrolünün arttırılması kesinlikle Yugoslav sistemine kapitalist öğelerin sızması sonucunu vermez" dedi. Bununla birlikte, hazırlanan tasarının parlamentoda yoğun tartışmalara yol açacağına dikkat cekiliyor. Bilindiği gibi 17 yıl önce çıkarılan yasada, yabancı sermayenin ekonomik sistemi etkilemesini önlemek amacıyla yüzde 49 pay sınırı getirilmişti. Okumuş: Ekonomik önlemlerin yurattığı şok henüz atlatılmadı İSTANBUL, (THA) Okumuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Okumuş, ekonomik önlemlerin doğru ya da yanlış olduğunun değerlendirilmesinin henüz yapılamayacağını belirterek, "Bekleyelim, göreceğiz" dedi. Okumuş, "uygulanlakta olan ekonomik politikaıtın yarattıgı şok henüz atlatılmadı, sürüyor" görüşünu savundu. Türkiye'nin gündemindeki en buyük sorunun işsizlik olduğunu söyleyen Okumuş, şoyle konuştu: "Bu durumun giderilm«si, ekonominin canlandınlması için kaynak >aralılması gerekir. Dünyanın hiçbir yerinde faiz oranlan enflasyon oranının iizerinde degildir. Bizde de olmama İstanbul Ihracatçı Birlikleri'nin geçen haf'ta duzenlediği "İhracatın Sorunları" konulu panelde TÜSİAD Başkanı Ali Koçman çok ilginç bir konuşma yaptı. Ancak konuşmanın, gazeteleriı. baskıya geçişleri açısından geç bir saate rastlaması ve ihracat konusuyla doğrudan ilişkili olmaması, sayın Koçman'ın sözlerinin basına yansımasını engelledi. Buyük sermayenin üst kuruluşu TÜSlAD'ın bu en yetkili ağızının "işadammın sorumluluğu" konulu konuşmasını, aradan gunler geçmesine karşın okurlara aktarmadan edemedik. TÜSlAD Başkanı Koçman söz konusu konuşmasında,. Türkiye'de bugün uygulanmakta olan ekonomik modelin başarısının işadamı ve burokrasiye bağlı olduğunu kaydettikten sonra, "Bü>ük sorumluluk işadammın sırtındadır. Çünkü mod«lin güvendiği tek dayanak işadamıdır, hür teşebbüslür." dedi. "İşadamı bu sonımlulugun altından kalkabilecek mi. kalka•ayacak mı, hep birlikte göreceğiz," diyerek sözlerini sürdüren Koçman, "bu tür ekonomik modellerin Brezilya, Arjantin ve Şili gibi ülkelerdeki başarısızlıklannda da, İngiltere'deki başarısında da en buyük payın, o ülke işadamlannın tavırlarında" olduğunu soyledi. 3 Latin Amerika ülkesinde de işadamlannın yeni ekonomik politikaya, ilk uygulanmaya başladığı dönemde bir "talan ekonomisi" diye yaklaşıp, "Şimdi bunun modası var. Biz bundan ne kadar istifade edebilirsek edelim," diyerek kısa surede en fazla spekülatif kârı sağlamayı amaçladıklarını hatırlatan Koçman, sözlerini Koçman: "Latin Amerika ülkelerinde bu ekonomik modeli geçici bir dönem olarak düşünüp, spekülatif kâr sağlamaya yönelen işadamları, tarih önünde ekonomik çöküntünün de sorumlusu olmuşlar ve iflas eden ekonominin enkazı altında kalmışlardır." "K.amu sektörünü ve bazı yetkili mercileri biz özel sektör olarak yıllarca babalarımızm şirketlerinden daha rahatça kullanmışızdır. Sonra da işimize gelmediği zaman en acımasız eleştirileri yöneltmişizdir. İşadamı böyle zikzaklar çizerek ve ikilemli davranarak bir yere varamaz." şöyle sürdurdü: "Breziyla, Arjantin ve Şili'de bu ekonomik modelin ilk yıllardaki başarılarını buyük ekonomik çökuşler izledi. Enftasyon oranları fantaslik rakamlara ulaşırken. ekonomik çöküşe paralel olarak bu üç ulke siyasal değişikliklere de sahne oldu. Bu tedbirler oralarda neden uygulanamadı? O ülkelerin işadamları, sistemiıv başarısı için ne kadar gayrel sarfelti? Bana göre o ülkelerdeki uygulamalan "geçici bir dönem" olarak degerlendiren ve o donemden en fazla spekülatif kârı sağlama>a yonelen işadamları, ekonomik modelin başansızlıgının da baş sorumluları olmuşlar ve sonunda iflasla sonuçlanan modelin enkazı altında kalmışlardır." "Bu 3 Latin Amerika ulkesinin işadamları sınıfta kalırken, İngiltere'de işadamı ve özel sektnr, aynı ekonomik model karşısında sorumluluk içinde ve disiplinli davranmış ve bir >anda ekonomi ra\ına otunırken, diger >anda da Thatcher \önetimi, kamuoyu onünde İngiltere tarihinin en büyuk seçim zaferini kazanmıştır." "Bana göre Tıirkije'de ozel sektör henuz 34 yaşındadır," diyerek sözlerini sürduren Koçman, konuşmasının bundan sonraki bölümünü yeni ekonomik modelin ikinci dayanağı olarak nitelediği burokrasi konusuna kaydırdı. Türkiye'de 1980 önceM:ıe dek bir "ekonomik hadise" değil, bir "bürokratik hadise"nın var olduğunu, zaten Türkiye'nin bir bürokratik devlet olarak kurulduğunu dile getiren Koçman, "Önemli olan; bürokrasimiz bu >eni modeli ne kadar içine sindirecek ve ekonomi) e egemenlikte özel sektörün de ortak olmasına burokrasi ne kadar ra7i olacaktır?" diye sordu. Özel sektörün de bugüne dek kamu sektörü ve bürokrasiye vaklaşımında önemli hatalar buİunduğuna işaret eden TÜSlAD Başkanı Koçman "Itiraf edelim ki bizler, bugüne dek kamu sektörünü ve bazı mercileri babalarımızm şirketlerinden daha fazla ve daha rahatça kullanmışızdır. Sonra da işimize gelmediğinde bu kurumlart acımasızca eleştirmişizdir. İş dünyası bö>le zigzaglar çizerek, bu denli ikilemler içinde davranarak kendine onurlu bir >er sağlayamaz," şeklinde konuştu. Konuşmasının son bölümünde burokrasi ile işadamları arasında olumlu bir diyalogun yapıcılığmı vurgulayan Koçman, burokraside " n e yapalım, de de >aptırınm" zihniyetinde olanların bu kısır göruşü terk etmelerini, buna karşıhk özel sektör içinde de, "bürokrasideki bir adamın ayıbını nasıl eder de orlaya çıkarırım," şeklinde karşılıklı inatlaşmak yerine, aksaklıklantı duzeltilmesi amacıyla uygarca diyalogla olumlu noktalara varılabileceğini savundu. lı. Bu göhişlerim degişmedi. Ancak peşin hiikümlü olmamalı. Hükümetçe alınan karariann sonuçlarını, işlertiğini görmek gerek. Karariann sonuçlan 36 ay içinde ortaya çıkar." Erdem: KİTlerin hazine ve bütçeye yük olması engellenecek ANKARA. (Cumhuriyet Bürosn) Kamu kurum ve kuruluşlarının birbirlerine olan bir trilyon 145 milyar 787 milyon !irahk borçlarının silinmesini öngören yasa tasarısı dün Bütçe Plan Komisyonu'nda görüşuldu. Yasa tasarısı Uzerinde komisyona bilgi veren Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, "KİT'lerin bütçeye de ekonomiye de yük olması engellenecektir. Biz buna karariıyız. Bugün hazine kaynaklarından sadece Tekel ve TMO yararlanmaktadır. Tekel'i bu devreden çıkaracagız" dedi ve tasarının bütçeye bir yük getirmeyeceğıni belirtti. Komısyonda söz alan muhalefet partilerine mensup uyeler ise, Kaya Erdem'in iki yıl önce Maliye Bakanı'yken bu konuya karşı çıktığını, bugun ise savunduğunu one surerek tasarının bütçeye yük getireceğini söylediler. Kaya Erdem, cevabi konuşmasında geçmişte ekonomik politikanın değişik olduğunu one sürerek, "Şimdi biz yeni bir hükümetiz. Dogru kararlar alarak her gün KİT'leri daha iyi>e götürmek zorunda>ız. Bu tür (ankimlerle bir daha karşılaşmanıak için bütçeye dikkat edeceğiz" dedi. Faturalı yaşam hükümetten geçti bu sistemFaturaları denetleme konusunda, bürokrasinin haralmaya imkân veren "hafiyelik" le, maliye örgütu camaya esas ve kıymetli evrak kabul edilen resmi faşapma zorunluluğundan kurtaturayı araması halinde, çeşitli sürtüşmeler doğabirılabiliyor. "Hangi fişler geçerli olacak?" lecek. KENAN MORTAN ANKARA Vergi iadesi ("faturalı yaşam") ile ilgili tasarı Bakanlar Kurulu'nca kabul edildi. Tasarı aynen yasalaşırsa, aylık ınaaş ya da ücret toplamları 30 bin liranın altında olanlar, çeşitli harcanıalanndan sonra yuzde 10, ayda 30 bin liradan fazla kazananlar, yuzde 5 vergi iadesi alacak. Üzerinden bu orana göre vergi iadesi alınacak harcama toplamı aylık maaş veya ucret toplamını aşamayacak. Devlet Bakanı ve Hukümet Sozcusü Mesut Yılmaz, Bakanlar Kurulu'nca kabul edilen tasarıda Maliye Bakanhğı'nca hazırlanmış biçime göre önemli bir değişiklik yapılmadığını açıkladı. Yılmaz, tasarıdaki tek önemli değişikliğin vergi ladesi oranının ilerde değiştirilmesi konusunda hükumete yetki verilmesi olduğunu söyledi. "Faturalı >aşam" adıyla kamuoyuna mal olan bu uygulama ile ilgili olarak iki soru halen yanıt bekliyor. Bunlardan birincisi toplanan faturalann nasıl denetleneceği ya da araştırılacağı. İkinci soru, hangi tür fişlerin geçerli sayılacağı. Batıda vergi iadesi yönteminin uygulandığı ülkelerde katma değer vergisi yürurlukte. Üretimin tüm halkalannı denetim altına sorusunu Maliye ve Gumruk Bakanı Vural Ankan'a sorup, uzerinde firma adı yazılı bir matbu fişi gösterdik. Ankan, "Evet, bu olur " yanıtını verdi. Fatura alışkanlığının yaygın olmayışı nedeniyle söz konusu matbu fişler yaygın şekilde kullanımda. Oysa faturaları denetleme konusundaki bürokrasinin harcamaya esas ve kıymetli evrak kabul edilen resmi faturayı arayacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu durumda, bu konu sürtüşmelere kaynakhk edebilecek. Geçmişte, Mesut Erez'in Maliye Bakanlığı doneminde bir ara gundeme gelmiş faturalı yaşam uygulamasından vazgeçme nedeni bu olmuş. Düşunülen uygulamanın vergi iadesine itişkin bu pratik yonu dışında bir de ekonomik yaşamda yol açması beklenen değişim söz konusu. 1000 liradan başlayarak fatura ibrazı kuçuk mahalle bakkallarının altından kalkabileceği bir olay değil. A>rıca yeni yasal düzenleme toplu alışverişi özendireceğinden, yurttasların büvük mağazalarayönelmesi kaçınılmaz. Vergi iadesi ya da gider indirimi uygulamasının ABD'deki biçiminde, sistem bütünüyle asgari geçim düzeyinde bulunanlar için işliyor. Ayrıca gelirin gerçek düzeyini denetlemek için faturalara geniş yer veriliyor. Kişinin vergi iadesi alabilmek için gerçek gelirini beyan etmek durumunda bırakılması bunu sağiıyor. Federal Almanya'da uygulama, uretime dönük harcamalarla sosyal yaşama dönuk harcamalar biçiminde bir ayrımdan yola çıkıyor. Bir malın üretimini sağlamaya dönuk harcamaların arasına nelerin gireceği yaklaşık bir kesinlikte saptanabiliyor.Şuanda Bakanlar Kurulu'na sevkedilen vergi iadesi tasarısındaysa bunlara benzer hükümlere rastlanmıyor. MFYAK KESİNTİLERİ Bakanlar Kurulu'nda dün ayrıca, MEYAK keseneklerinin asıllarının 19 martta yuzde 60 fazlasının da 19 haziranda hak sahiplerine nakden ödenmesi kararlaştırıldı. Bakanlar Kurulu Yuksek Hakem Kurulu'nun boş uyeliklerine Zeki Dağdemir ve Naci Önsal'ın getirilmesine de karar verdi. Toplantıda TBMM'den beş uyenin (ANAP'lı Ferruh İlter, Dogan Canakyürek, HP'den Reşit Ülker, MDP'den Vecihi Akın ve bağımsız Haluk Ba>ülken) ABD Temsilciler Meclisi üyeleri ile temaslarda bulunmak üzere 18 şubatta VVashington'a gonderilmesi kararlaştırıldı. Bakanlar Kurulu'nun bundan sonraki en önemli çahşmasının Konut Yasası'nı çıkarmak olacağı bildirildi. MEY\K kesintileri 19 martta ödeniyor AET bazı tanm ürünlerimize ek gümrük indirimi uygulayacak ANKARA, (ANKA» Avrupa Ekonomik Toplul jğu'nca ithal edilecek Türkiye çıkışlı bazı tanm ürünlerine uygulanacak indirimli vergi oranları Resmi Ga zete'de yayınlandı. Başbakanlık Hazine ve Dış Ticaret Musteşarhğı'nın sirkülerine göre, indirim oranları 1 puan ile 6 puan arasında değişiyor. 1 1 V W 1 1j l l ^ r \ M \ | M ISTICARET 1 I *li?l *•»' .IIVANKAS. 19 OCAK 984 DÖVİZ KURLARI 1 AMERİKAN DOLA M ^ 1 B ALMAN MARKI Jg ALIŞ f SATIŞ 312.89 111.10 m 308.26 109,45 DÖVİZ KURLARI Merkez Bankası Dolann esa s kurunu 295 lira 18 kuruş olarak belirledi. Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Dolan 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 Isveç Kronu 1 hviçre Frangı 100 ltalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kııveyt Dinarı 1 Norveç Kronu 1 Sterlin 1 S.Arabistan Riyali Döviz Ahş 307.70 277.24 15.51 109.25 5.36 30.18 35.73 97.08 37.55 137.43 18.00 131.50 246.42 1045.87 39.12 433.09 87.64 Döviz Satış 312.01 281.12 15.73 110.78 5.43 30.60 36.23 98.44 38.08 139.35 18.25 133.34 249.87 1060.51 39.66 439.15 88.87 Efektif Ahş 307.70 263.38 15.51 109.25 5.09 30.18 35.73 97.08 37.55 137.43 17.10 124.92 234.10 993.58 37.16 433.09 83.26 Efektif Satış 312.87 281.90 15.77 111.09 5.45 30.69 36.33 98.71 38.18 139.74 18.30 133.70 250.56 1063.44 39.77 440.36 89.11 ŞIRKETLERDEN HABERLER Cam Pazarlama her türlü malın dışahmını re dışsatımmt yapacak Yeni dışsatım kararlarından sonra Türkiye Şişe Cam Fabrikalan A.Ş.'nin pazarlama kuruluşu olan Cam Pazarlama A.Ş.'nin bundan böyle her türlü malın dışalım ve dışsatım yapacağı bildirildi. Şişe Cam Pazarlama A.Ş. Müdürii Erhan Aras, 20 yıldır yalnız kendi topluluklan.iı ilgilendiren maddelerin dısalımı ve dıssatımıyla uğraştıklarını b^lirtıi Karadeniz 'de trolle avlanarak İstanbul Su Crünleri Hali 'ne getirilen ' mersinbalıklan, kilosu 5 dolar 75 centten Almanya'ya satılıyor. Karadenizli balıkçılar tarafından trolle avlanarak yakalanan 75200 kilo ağırlığındaki "Mersinler" temizlenip ambalajlandıktan sonra soğuk hava tertibatlı kamyonlarla Almanya'ya gönderiliyor. Balık Hali'nde kilosu 875 liradan işlem goren mersinbalıklarının 5dolar75 centten (yaklaşık 1750 TL.) dışsatımı yaptlırken, iç piyasada da 1500 liradan satılıyor. Fotoğrafta yurt dışına gönderilmek üzere ambalajlanan mersinbalığı görülüyor. (Foıoğraf: KADİR CAN) İstanbul Umıım Sigorta 1.7 milron dolarlık döviz girdisi sağladı Türkiye'nin 90yıllık Mili Sigorta Şirketi olan İstanbul Umum Sigorta, yaptığı çalışmalarla ocak ayında ülkemize sigortacıhk yoluyla 1 milyon 174 bin dolar döviz girdisi sağlamıştır. Hükümetten bankalara ciddi uyarı: 44 ANKARA. (Cumhuriyet Burosu) Hazine ve Dış Ticaret Musteşarlığı, ticari bankalara bir genelge yollayarak, "1983 >ılı mali bilançonuzu kesinlikle doğru kayıllar uzerinde kurun. Aksi durumda Bankalar Yasası'nın gereklerini yerine getiririz" dedi. Bu arada bankalann tumüne telefon edilerek söz konusu genelgenin "usulden" yollanmu dığı imaedildi \e yeminli murakıplar aracıhğıyla usul^üzluğu saptananlar hakkında yasal işlem yapılacağı bildirildi. Cumhuriyet muhabirinin bilgisine başvurduğu bir musteşarlık ycıkilisi, genelgeyi doğrulayarak, "Hukümet saydam bankacılığın tatbikine karar vermiştir. Tamim bu açıdan bankalara yollanmış ilk ikazdır. Gerekli müe>>idenin u\gulanacağından kimsenin kuşkusu olmasın" dedi. Ticari bankalara yollanan tamimde iki nokta dikkati çekiyor. Birinci nokta bankalara portföylerinde bulunan hisse senetlerinde nominal değer üstunde suni artış yapılmaması u\arısı. Bu uyarı özellikle kısaca, "Holding bankalan" olarak nitelenen ve bir sanayi kuruluşuna ait olan bankalann kendi aktiflerinde koruduklan hisse senetlerine suni artış yapmalarını önlüyor. Genelgede bankalann kendilerine ait şirketlerin hisse senetlerini ikinci piyasada yeniden değerlendirme yoluna gittiği ve piyasa dilinde " p r i m " olarak nitelenen düzenlemelerle var olmayan bir k'ârlılık yarattıklan belirtildi. İKİNCİ l!\ ARI GenclgcJe yapılan ikinci u>an, bankalann özellikle 19 aralık tarihinden sonra kabul ettikleri bir yılı aşkın vadeli mevduata ilişkin işlenıleri bilançolarına yansıtmamaları konusunda. Bankalann özellikle geçmişten gelen bir ahşkanlıkla yıl sonundan sonra da kabul ettikleri mevduaiı geçnıiş yıl kabul edilmiş gibi göstererek. kârlıhk tesis ettikleri biliniyor. Musteşarlık, ikinci uyarıyla bankalann mevduat kabul sınırı olarak 19 aralık 31 aralık arasındakı tarihleri göstermiş oluyor. Musteşarlık genelgc>inin son bölumunde aksi işlem yaptığı saptanan bankalar hakkında Bankalar Yasası'nın ilgili işlemlerinin uygulanacağı duvuruldu. Bu arada bankalaıa nıustc>arlıktan telefon edilerek söz konusu tamimin "ciddiyeti" hatııiatıldı. Banka bilançoları gerçeğe uymazsa yaptırım Bu durumun özellikle şirket iştirakleri yüksek olan bankalan yakından etkileyeceği sanılıyor. Bu arada Merkez Bankası yayımladığı bir ek tebliğle bankalann disponibilite karşıhklarını daha ağır koşullara bağladı. 19 aralık karamamesiyle yüzde 10 olarak belirlenmiş "umumi disponibilite" hesaplanıa.>ında, Merkez Bankası bundan böyle sadece ciro edilmemiş tahvilleri esas alacak. Bu ek tebliğle bankalann ellerinden çıkmamış gerçek kaynaklarla çalışması temin edilecek. Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren yeni duzenlemede, "Menkul değerler cüzdanında bulunan nama nıuharrer ve vadcii "iflet iç bo'rçlanma tahvilkrınden ciro rtiılmemiş olanlar..." iladcsı kullanılışor. Söz konusu genelge ve Merkez Bankası'nın bazı düzenlemeleri, bankaların. gerçek kaynaklarla çaltşma, banka Merkez Bankası ilişkisinin ağırlaştınlması ve bilanço denetimi yönünden zorlu bir döneme gireceğini gösteriyor. Bu gelişmeler, kısaca "saydam bankacılık" olarak tanımlanan ve Uluslararası Bankası Genel Mudüru Erol Aksoy tarafından geliştirilen önerinin giderek $ekillendirilmesi olarak değerlcndiriliyor. "Sa>dam bankacılık" gorüşu, bankalann bilançolannı gerçeğe uygun olarak, belırlenecek bir »tandarda gore, sık aralıklarla açıklamalarını ongöruyor. Türkı>e me\duatında ciddi \c:ı buıunan bir banka geıu1! müdürü, NO/ konusu tamim hakkında Cumhuriyet muhabınn^ uygularız" şu bilgiyi verdi: "Genelge yerindedir. Ancak bankalar güven kunımlandır. Birinde başlayan bunalım hepsini sarar. Bu nedenle müsteşarlık bankalara yapılması gereken işlemleri bildirir ve bu arada uyarıda bulunursa daha anlamlı olmaz mı? İstenen aynen yerine getirilirse büıün bankalann zarar göstereceği kesindir. Bu gelişmeden sonra kim mevduat yatırmak ister? Bankalann iflaslan islenirse, bunu başka türlü yollarla gerçekleştirmek mümkündur. Ama yol göstermek isteniyorsa, herhalde yontem bu degildir. Sekiz bankaya dayalı bir şube bankacılığı yaparak ve prefinansman uzerinde çalışarak saydam bankacılık yapanlar, Tiırk bankacılık sistemini de pek bilınisorlar." CAPRAZ KURLAR 1 ABD 19.8388 Avusturya Şilini 57.4067 Belçika Frangı 8.6118 Fransız Frangı 8.1944 tsveç Kronu 1.70944 ltalyan Lireti 7.8655 Norveç Kronu 1 Avustralya Dolan: 1 Kuveyt Dinarı: 1 Sterlin: DOLARI 2.8164 10.1954 3.1695 2.2389 233.99 3.5109 0.9010 3.3990 1.4075 B . Alman Markı Danimarka Kronu Hollanda Florini hviçre Frangı Japon Yeni S.Arabistan Riyali ABD DQLAR1 ABD DOLARI ABD DOLARI ALTEN GÜMÜS FİYATLARI Cumhuriyet Reşat 24 Ayar (gr.) 22 Ayar bilezik 990 Ayar gümüş ALIŞ 26.500 26.500 3.990 3.640 86.50 SATIŞ 26.600 27.500 4.000 3.840 88.50
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle