28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 19 OCAK 1984 GUNEYDOGU: UZAK, YALNIZ IŞIL ÖZGENTÜRK POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Aşk, ölümcül bir tutkuyu dönüşür Tek kelime konuşmamış, elleri ellerine değmemiş iki insanın bir bakışta, birbirlerine delicesine aşık olmalarım kimse yadırgamaz. Buralarda böyle aşık olunur. Yadırganan, böyle aşık olmayan, aşkın zor, dolambaçlı yollannı bırakıp, aklın yolunu tutan, aşkını içine gömen ya da mal mülk için aşkından vazgeçendir. Gençlerin çoğunun durumu Musa'ya benziyor. Kızla göz göze geliyorlar, yıldınm aşkına tutuluyorlar, ancak kız almak çok para. Kaçırmak daha da beter. Suskun oturuyorlar köy kahvesinde ya da civar kentlere para yapmaya gidiyorlar. Yedi Kızlar ziyareti köyün tam ortasında. Nereden geldiği bilinmeyen yedi yuvarlak taşyanyana duruyor. Bu yedi taşı üst üste koymayı başaranın her muradı olurmuş. Musa koşuyor yedi yuvarlak taşa doğru. Boşuna, yusyuvarlak taşlar durmuyor üstüste.. Şemmuz dağlarda çobandı. Güzel değildi. On iki dişi yoktu. Dili yılan dili gibi dışarı çıkar, konuşurken tıslardı. Seyro guzeller guzeliydi. Poşusunu sımsıkı bağlar, kara zulüflerini yüzüne düşurür, güzeller guzeli yüzuyle koyunlan sağardı. İkisi de evliydi. Gönul gönüle akar ya, Şemmuz Seyro'ya, Seyro Şemmuz'a aşıktı. Bir gün, testilerden boşalır gibi yağmur yağıyordu. Şemmuz, çevresindeki öieki çobanları yolladı. Dimdik, heykel gibi koyunların başında kaldı. O afet yağmurun altında Şemmuz, Seyro gelecek diye bekledi. Yağmur testilerden boşalır gibi yağıyordu. Şemmuz dimdik bekliyordu. Seyro da o afet yağmurda köyün butun kadınlannı kandırmaya çalıştı. Tek tek kapıları çaldı. Şemmuz'a olan aşkını bilenleri. 'Şemmuz'u bir gün bile görmezsem ölürüm," dedi, kandırdı. Aşkını bilmeyenleri, gozu dünyaya kapalı olanları, "koyunlar sagılmazsa süt azar," dedi, kandırdı. Testilerden boşalır gibi yağan yağmurda, koyun butün kadınlan süt sağmaya çıktılar. Bu duyulmuş, gorülmüş iş değildi. Çamurlara bata çıka dağa vardılar. Çobanlardan bir Şemmuz kalmışti. Çarıkları akmış, kepeneği yağmur sularından kaskatı olmuştu. Çamurdan bir heykel olmuştu Şemmuz. 'Vay,' dedi Seyro, "yağmur öldiirmiiş seni. Sokak itlerinden beter üşiitmüş." "Vay," dedi Şemmuz, "yüda her gün yağmur yağsa, ben her gun senin a> parçasına benzeyen yüziınü karşımda görsem." "Vay", dedi Seyro, "şu ıslak kepenegin altında, biitiin bir yıl yatsam, gunler akıp geçse, uyanmasam." Okumanın Çıkmaz Yolu... Okuyoruz, okumuyoruz; okumamızı isteyenler var, istemeyBnler var; neden okuyoruz, neden okuyamıyoruz; yan yatanlar var, çamura batanlar var; işin eğrisi doğrusu hepsi neyse ne de, acaba elde bulunan kitapları, kitaplıkları koruyabiliyor, ilerde yararlanacaklar için özen gösterıyor muyuz? Dostum, şaır Berin Taşan'ın Merzifon için bir gözlemıni buraya alıyorum ki içler acısıdır. "V&z tatilinde Merzrfon'a gitmiştim. Görmeyeli hayli olmuştu. İlk işim kitaplığın bulunduğu Çelebi Sultan Mehmet Medresesi'ne gitmek oldu. Selçuklulardan kalan bu güzel yapı 1414'te Çelebi Sultan Mehmet tarafından onarıldığı için onun adını almış. 1952 yılında da yeniden düzenlenip odalan kitaplık haline getirilmişti. Medresenin giriş kapısında kocaman bir asma kilit görünce donakaldım. Şaşkınlığımı görenler kitaplığın başka yere taşındığını söylediler. Kime sorduysam kitaplığın nerede olduğunu biiemedi. Soruşturma sonucunda kitaplığın medreseden çıkanlıp Ticaret üsesi'nın bir odasına taşındığını, medrese odaİarının Vakıflar idaresince dükkân olarak bazı esnafa kiralandığını, bir süre sonra iş sahiplerinin kazanc sağlıyamayarak dükkânları boşaltmalan uzerine medresenin kapatıldığını öğrendim. Üzüntüm bu kadarla kalmadı. Bir lisenin zemin katındaki iki odaya sıkısan "Genel Kitaplık" ve "Çocuk Kitaplığı"nın halini görünce daha da üzüldüm. Yer darlığından kitaplar gelişi güzel raflara konulmuş. Bir arama kataloğu yok. Kütüphaneci olmayan bir memuru görevlendirmişler. Benim bildiğim 1939'da Merzifon'daki Amerikan Koleji kapatıldığı zaman kolejin zengin kitaplığı Merzifon Kütüphanesi'ne hediye edilmişti. 1950'de de Halkevleri kapatıldığı zaman Halkevi Kitaplığı da olduğu gibi Genel Kütüphaneye devredilmisti. Yalnız bu iki kütüphanenin kitapları o iki odayı yerden tavanına kadar doldururdu. Nıtekım çoğu kitap yer olmadığı için sarılı halde bir depoda duruyormuş. Kitaplığa gelenlere sordum. Halkın hiç ilgilenmediğinı, sadece ders ödevi için öğrencilerın geldiklerini söylediler." Merzifon'da birazcık ben de bulundum. Yedeksubaydan alaya giderken yolumuz Merzifon'a düşmüştü. Çelebi Mehmet Medresesi avlusunun serınliğınde biraz eyleşmiş, şadırvanındakı sudan içmış, köşedeki köftecıden ekmek içine köfte yemıştim. Kitaplığını da bilirim. Merzifon yedeksubaydan alaya çıkanların, bizim dönemımizde, ılk uğrak yeriydı. İlkin burada birkaç gün alıkoyarlar, sonra gidilecek yere gönderırlerdi. Gerçi çok sonraları gazeteci olarak, seçimlerde Merzifon'a birkaç kez yolum düşmüştü ama, şöyle bir uğrayıp geçmiştim. Ne yalan söyleyeyim hatırıma Çelebi Sultan Mehmet Medresesi'ne uğramak gelmemişti. 1977 seçimlerinde ıdi. Bir parti lideri ıle Karadeniz gezisini tamamlamıştık, uçağımız Merzifon havaalanına ındi. Alan askerseldi ama, gelen de seçime çıkmış başbakandı. Ordan doğruca Çorum'a gıdiyoduk. Düz yolda birden arabanın ön camına bir taş çarptı, cam tuz buz oldu. Sürücü usta imiş, şöyle bir iki çırpındı, arabayı şarampolda. devrilmeden tutabildi. Çok büyük birtehlike, önemiı bir kaza atlatmıştık. Durumumuzu konvoydan haber alanlar, duyanlar çevremızedoluştular. Yeni arabaüar bulup, her bırimizı bırine yerleştirdiler. Korkumuz uzun süre geçmedı. Boyle bir kaza ilk kez başıma geliyordu. MerzifonÇorum yolunda bir de bu olayı anımsarım. Çorum'da gazeteci arkadaşlar parti lıderinı dınleyecek yerde leblebi alışverişıne koyuldular. Bilınır kı, Çorumun leblebısi ünlüdür. Ben de birkaç türlü leblebiden biraz aldım. Leblebi deyince nedense Çorum'u değıl de Havran'ı daha önde tutarım. Bahrı Savcı dostumuzla Balıkesir'den Ören'e gelirken Havran'da, "İlle leblebi alalım" dediler. Aman efendim, leblebinin nede türlüsü varmış. Bıberlısı. karanfillisi, zencefillisi, kavrulmuşu, tuzlusu. tuzsuzu... Yolluk ve armağanlık bir miktar aldık. Biraz da elimızde kâğıtlar. yemeklik için ayırdık. Bahri Savcı'nın Ören'deki evının balkonunda güneş batarken. bu leblebilerle birkaç kadeh yudumladık ki bu da unutulur gibi değildir. Okuyoruz, okuyamıyoruz; okutuyoruz, okutamıyoruz hepsi ne ise de Cumhuriyet 60 yılını doldurdu. Eğer bu ulusu gerçekten okutmak istesek 60 yılda okutamaz mıydık? Yılda bir milyon insan okutsak, 60 yılda altmış milyon insan ederdi. Demek istememişiz. Yönetıcilere suç bulmam, onlar okutmak istemişlerdir Istemişlerdır de güclerinin yetmeyeceğinı bilmemişlerdir. Ben beni bildim bileli, işbaşına geçenler güclerinin yetip yetmeyeceğıne bakmaksızın iki şeyi vaat ederler: sizleri okutacağiz bir, toprak vereceğiz iki... Bunları söylerler, bir de bakarlar ki ıkisıni de yapamazlar. Hadi toprak işi çok zor. Toprağı verdin diyelim, tohum, ilaç. araç, gerek... Okuma belki daha kolaydır. Sokaklarda yüksek okul mezunları işsiz geziyor. Zorunlu öğretmen yapsan okutursun sanılabilir. Fakat sistem okutmak ıstemiyor. Sistem istemeyince yönetici ne yapsın? "Okutacağım'' der, sonra susar. SEYRO Yağmur öldürmüş seni. Sokak itlerinden beter uşutmuş. ŞEMMUZ Yılda her gün yağmur jagsa, be« her gün senin a> parçasına benzeyen yüzünü karşımda görsem. SEYRO Şu ıslak kepenegin altında. butun bir yıl >atsam, günler akıp geçse, uyanmasam. beri olmaz bu türkuden. O, durur bakar Seyro'nun uzaklaştıSı yollara... Ey Sıdıka'nm babası Şemmuz Yıllar yılı senin kadmın olayım 365 gun kepeneğinde kalayım Sonra desinler bana başı kara olmuş... * • • Ey Sıdıka'nm babası Şemmuz Ölsen de aşkından kurtulsam Yatsan da aşkından kurtulsam Sonra desinler bana başı kara olmuş... Seyro'nun Kocası duyar bilır bu aşkı. Lakin o da sever Seyro'yu. Ses etmez. Bilir ki, bu Seyro'yla Şemmuz'un aşkı tekin değildir. Gidip vursa Şemmuz'u, o saniye kendini ırmağa atar Seyro. Çünkü Seyro öyle gözu dönmuş, oyle aşık olmuştur. Komşular bilir bu aşkı. Çeşmenin yamacında durur Şemmuz, Seyro durmadan su taşır. Evindeki testiler dolar, su kapları dolar. Çiçekleri su içinde yaşar Seyro'nun. Çiçekleri suya doyar, Seyro su taşımaya doymaz. Çeşmenin yamacında Şeınmuz ona bakmaya doymaz. Seyro, cumle komşuların suyunu taşır, taşır da yorulmaz. Koyde hangi kız, "aşık oldum," dese, anası sorar, "Yoksa Seyro gibi nti aşıksın?" koyde hangi delikanlı "aşık oldum," dese arkadaşları sorar, /'Yoksa Şemmuz mu olmuşsun?" Aşkın ölçüsü olııp (.•ıktılar Şemmuz'la Seyro, aşkın gucu, buyuklüğu. olçusü olup çıkar. Onlar gibi aşık olmayana aşık gozuyle bakılmaz. "Olacaksan Seyro ile Şemmuz gibi aşık ol." der cumle âlem birbırıne. Yıllar geçer, Şemmuz'un dimdik duran beli bukulur. Seyro'nun kara zülüfleri ağarır, lakin aşkın ateşi küllenmez. Şemmuz çobanlığı bırakır seyyarcı olur. Seyro ak zulufleriyle gene yüzünü orter, Şemmuz'dan başicasından mal almaz. Bir alır, on bakar. Şemmuz da bir satar on bakar. Güney'in kırmızı topraklarında, damı tahtlı kerpiç evlerinde aşksız olunmaz. Aşk, guneşin doğması, toprağın her yıl yeniden urün vermesi kadar doğal bir olaydır. İnsanlar gözgoze gelir, bir anda yıldınm gibi aşık olurlar. Tek kelime konuşmamış, elleri ellerine değmemiş iki insanın bir bakışta, birbirlerine delicesine aşık olmalarını kimse yadırgamaz. Buralarda boyle aşık olunur. Yadırganan, boyle aşık olmayan, aşkın zor, dolambaçlı yollannı bırakıp, aklın yolunu tutan, aşkını içine gömen ya da mal mulk için aşkından vazgeçendir. Aşk için adam öldürulur. Aşk için deli olunur. Aşk, Güney'in sıcak topraklarında bırdenbıre tılizlenen ve sonuna dek yaşanan ölümcul bir tutkuya donuşür. Aşk vurgunu Musa'ya ise, Turkmenacı köyünun kahvesin,de rastladım. Turkmenacı, Diyarbakır'ın en gelişmiş köylerinden biri. Çünkü her evden en az bir kişi Almanya'ya gitmiş ve bir yığın zenginlik taşınmış koye. Tam dört kahve var köyde, onıki video, kahveli video iki tane, diğer videolar evlerde. Eskiden koy odasında toplanılır, yaşlıların hikâyeleri dinlenirmiş, şimdi bitmış o iş. Aşıkları da çokmuş o zamanlar koyun, gitgide azalmış. Aşıklardan Nursel Kahraman, "Şimdi nasıl eski beşyüzlüklerin kıymeli yok, aynı bizim de >ok.' diye yakınıyor. dı. Köyün aşk vurgunu Musa. Musa'yı kimse kınamaz. Musa köyün içinde dilediğıni yapar, kimse kızamaz. Çünkü hastadır Musa, hastalığıysa, Allah kimselere vermesin aşk hastalığıdır, karasevdadır. Musa köyün en şık giyinenı. Mavi gomleği tiril tiril. Yuzünde etkileyici bir gülümseme hemen yanıma gelip oturuyor. Çevredeki kalabalığa aldırdığı yok. Onlar da hoşgöruyle bakıyorlar Musa'ya. Köyegelen misafirı rahatsız etmesini hoşgöruyorlar. Musa bu, bir diyeceği vardır elbet. Çekindikleri yoktu hiçbir şeyden Şemmuz Seyro'ya, Seyro Şemmuz"a bakarken kadınlar sutlerini sağdılar. Aşkın gözü kordu. Şemmuz'un çekindiği yoktu hiçbir şeyden. Seyro'nun çekindiği yoktu hiçbir şeyden. Doya doya baktılar birbirlerine. Oyle ki, süt sağan kadınlar şaştılar, 'bu ne haldir," diye, aşkın kör ateşine tutulmak geçti içlerinden. Koyunlar şaşülar. "Bu ue haldir,' diye bire on verdiler o gun. Getirilen kaplar toplamaya yetmedi. Sut, ıslak otların üstüne aktı. Akşam oldu. Durmadı afet yağmur. Dönüş vakti, geldi çatı. "Vay Seyro", dedi Şemmuz. "Bir tek isteğim var senden. Ben bu dağın lepesinde duracağım, sen yürüyeceksin koye. Vurürken her üç adımda döniıp arkana bak. Beni gözden >itirsen de, bak. Bak ki, icimin ateşi beni azdırmasın. Mecnun edip yollara düşürmesin. Dönup, donüp bak bana Seyro!' Düştu yola Seyro. Şemmuz dağın en tepesinde çamurdan bir heykel misali duruyor. Her üç adımda döner bakar Seyro, gözlerinden kanlı yaşlar akar. Bir turku tutturur Seyro, cümle kadınlar başlannı eğerler, yüreklerinde duyarlar turküyu. Dağın başında duran Şemmuz'un ha "Günde on aspirin ulclım. geçnıiyor" Musa pantolonunun cebinden bir gazete parçası çıkarıyor. Sonra o kırış kırış gazete parçasını onümdeki masaya özenle seriyor. Gazetede pırıl pırıl bir araba ilanı. Arabanın rengi mavi. "Benim arabam," diyor Musa ve birden gozleri yaşarıyor. Elini başına götüruyor, "Çok hasta>ım." dıyor. "Butun ilaçları denedim, gunde on aspirin aldım ama geçmiyor," dı\or. Bu sözlerin ardından yanık bir sesle başlıyor turku soylemeye.. "Karpuz kestim su çıktı Dibine yılan aktı Se koıu bahtım varmış Gurbet hep bana duştü... " Bu Musa, amcasının kızına vurulmuş, istemiş kızı, önce nişanlamışlar sonra nedendir bilinmez nişandan vazgeçmişler, o gun bu gundur hasta Musa. Köyün kurallan katı. Başlık parası çok artmış butun Güney'de. Eskiden kızın babasına biraz para verirdin, bir yatak alırdın, bu yeterdi. Şimdi kızların gozu açılmış, buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, vantilator, oturma takımı, tul perde istiyorlar. Gençlerin çoğunun durumu Musa'ya benziyor. Kızla gözgoze geliyorlar, yıldınm aşkına tutuluyorlar ancak kız almak çok para. Kaçırmak daha da beter. Suskun oturuyorlar köy kahvesinde ya da civar kentlere para yapmaya gidiyorlar. Musa hepsinin yerine konuşuyor koyun ortasında. "Adam olmayı kim istemez Her gun bayram yapmayı Kım sevmez?" "Kefenımın cebi yoktur Ölumden haberin var ını?" Musa, ben köy kahvesinde otururken bir koşu gidip üstundeki mavi gomleği değiştiriyor. Sapsarı bir gömlekle geliyor. Beni gezdirecek, Yedi Kızlar zıyaretine göturecek. Yedi Kızlar ziyareti köyün tam ortasında. Nereden geldiği bilinmeven yedi yusyuvarlak taş yanyana duruyor. Bu yedi taşı ustüste koymayı başaranın her muradı olurmuş. Musa, boyle söyle\ip koşuyor yedi yuvarlak taşa doğru. Onları ustüste koymaya çalışıyor, boşuna, yusyuvarlak taşlar durmuyor üstuste. Kö\ün aşk vurgunu Musa Gene de geçmişten bir şeyler kalmış bu koyde. Mahlurna orneğin. Mahturna yirmisekiz yaşında. Babasıyla birlikte koy köy dolaşıyor. Hafız, yüzkırk, yuzkırkbeş kendi bestesi var. Hacı Bektaş şenliklerine katılmış, kazanmış. Hıç evlenmemiş. Kafasına göre adam bulamamış, başkaymış bu Mahturna, zaten sazı, sözü yetermiş ona. Mahturna'yı dinleyemedim, Maraş'a gilmişti. Onun yerine Musa var MENKUL SATIŞ İLANI GEBZE İCRA MEMURLUĞUNDAN 983/799 Ta. Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen asağıda cins ve kıymeti yazılı mal, Gebze Tek Güç Kurtarıcı'da açık antırma suretiyle satışa çıkarılmıştır. Birinci arttırmanın 1.2.984 gunu saat 14.00 14.30 arasında yapılacağı, mezkur gunde takdir edilen kıymetin %75'ine istekli çıkmazsa 2.2.1984 günü aynı yer ve saatte ikinci arttırma ile en çok fivat verene satılacağı arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilenkıymetin *o!O'u nisbetinde teminat yatırmaları lazımdır. lhale, damga resmi ve tellaliye resmi alıcıya ait olacağı ilan olunur. 13.1.1984 Kıyneti Lira 5.000.000. Kr. 00 Adedi 1 Cinsi Elektros XPortumport Romanva Buçhareot tipı Electorputure Type: Mur 856.3 MNo. 601401970 model Y.380 B.1410 B.A. 800 z KVV Cosp: (0.91) 991 R.P.N. 50C/S RO.11000 V.517 A. Closins F.l P.44 5.750 Kğr. V.D.E. 058069 numaralı faal vaziyette ve uzerinde çalıştırıcısı Reostırası ile bırlikte komple Hadde motoru. Basın: 552 TARIM ORMAN VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİLLİ PARKLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN PROJE YARIŞMASI Çanakkale Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda Seddulbahır Savaş Bölgesınde şehit duşmuş askerlerimizin anısına yaptırılacak Anıtsal Çevre Duzenlemelerı ve sımgeler projelerinin elde edilmesi ışi Tarım Orman \e Koyişleri Bakanlığı tarafından serbest ulusal \e tek kademeli olarak yarışmaya çıkarılmıştır. Bu yarışma tüm sanatçılara açıktır. YAR1ŞMA JÜRISI A. DANIŞMAN JÜRİ ÜYELERİ Genelkurmay Askeri Tarih ve Selami BAŞARAN Stratejik Etütler Başkanlığı Gungör BAŞOL Milli Savunma Bakanlığı Osman Zeki ORAL Kultur ve Turizm Bakanlığı Bayındırlık ve tskân Bakanlığı Ihsan ONRAT Tarım Orman ve Koyişleri Zeki OZEL Bakanlığı B. ASLİ JÜRİ ÜYELERİ Prof Doğan ERGINBAŞ I.T Ü Mimarlık Fakültesı Bina Programlama Bolumu Öğretim Üyesi Prof Tamer BAŞOĞLL M.S.Ü. Guzel Sanatlar Fakültesı Heykel Bolumu Öğretim Üyesi Gazi U. MuhendislikMimarlık Yük. Mim. Mustafa Fakültesı Heykel Bölümü L'yesi. A. ASLANER Prof. Dr Nizametlın KOÇ A.Ü. Zıraat Fakultesi Peyzaj Mimarlığı Bolumu Öğretim Üyesi. O.D.T.U. Muhendislik Fakültesı Y. Doç. Dr. Semra Siber tnşaat Muhendisliği Bolumu ULUATAM Öğretim Üyesi C. YEDEK JLRİ UYELERl Y. Doç. Dr. Gönul O.D.T.U. Mimarlık Fakültesı Öğretim Üyesi. EVYAPAN A. Ü. Zıraat Fakultesi Peyzaj MiDoç. Dr. Metin BAŞAL marlığı Bölumü Öğretim Üyesi. Dışişlen Bakanlığı Komptrolörlük Y. Müh. Mım Vedat Dai. Başkanlığı AYKAÇ D. RAPORTÖRLER Sevei ANTEPLİ Tarım Orman ve Koyişleri Bakanlığı Ziraat Yük. Muh. Dilek DİRESKENELI Bayındırlık ve Iskân Bakanhğ; Mimar Remzı OZKAN Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı Mimar ODLLLER Birinci ödule net : 700.000 TL. İkinci öduie net : 500.000 TL. Uçuncu odule net : 400.000 TL. 3 adet Mansıyonun her bırine net : 200.000 TL Bu yarışma kapsamında 4 ayrı noktada yaptırılacak anıtsal çevre duzenlemelerınin her birisı jüri tarafından bağımsız değer'.endirilecek \e yukarıdaki öduller kazananlara ayn ayn ödenecektir. YER GÖRME Yer gorme zorunluluğu vardır. Yer gorme suresı ılandan itibaren 23.3.1984 Cuma gunüne kadardır. YARIŞMA SURESİ Proje teslım tarihi 25.5.1984 Cuma gunudür. ŞARTNAMELERİN TEMİN ŞEKL1 Yarışma şartnamesı ve eklerını almak ıçın şahsen veya posta ile, Tarım Orman \e Koyişleri Bakanlığı Merkez Saymanlığı Müdur'.uğu'ne 3000 TL. yatırıldığını gösteren ve yarışmacının adını ihtiva eden makbuz ile Orman Genel NÎudurluğü Milli Parklar Dairesi Başkanlığı Gazi'ANKARA "Seddulbahir Sa\aş Alanı Anıtsal Çevre Duzenlemesı L'lusal Proje Yarışması Raportörlüğü"ne muracaat edilecektır. Basın: 10260 ur turizm sunar SAPANCA KORUOTELABANT Ctesipazar(2gün 1gece) 8000 Cjmı.Puar Vakıt , SAPANCA T U R I S T I k OTEU İLAN VEZİRKÖPRÜ CUMHURİYET SAVCILIĞI'NDAN CtNSİ MUHAMMEN BEDEL TLTAR1 GECİCİ TEMINAT1 LİRA KRŞ 314.035 77.040 İHALE GÜN SAAT VE YERİ 15.2.1984 çarşamba gunu saat 15.00'de Vezirköpru Adliyesi Cumhuriyet Savcılığı makamında LtRA KRŞ 27 Kalem kuru gıda maddesı 10.467.750 28 Kalem yaş sebze ve tath 2.568.000 Pers.Pnar (49ün JÇKCI 11^00 20.900 14900 15JO0 24900 18.900 Turtun ABANT OTEL1 Bo4u KORUOTELI Vezirköpru Kapalı Cezaevi'nin 1984 mali yılı ihtiyacı olan yukanda cinsi. miktarı, muhammen bedeli ve geçici teminatlan yazılı 27 kalem kuru gıda maddesi Ue 28 kalem yaş sebze ve tatlı 2886 sayılı kanun hukümlerine göre ayn ayn kapalı zarf usulu ile ihale edilmek uzere eksiltmeye konulmuştur. 1Kuru gıda maddesi muhammen bedeli 10.467.750.00 lıra, yaş sebze ve tatlı muhammen bedeli ise 2.468.000.00 liradır. 2 Kuru gıda ve yaş sebze ihalesi Vezirköpru Adalet Dairesi Cumhuriyet Savcıhğı makamında ihale komisyonunca 15.2.1984 çarşamba günu saat 15.00'de yapılacaktır. 3 Eksiltmeye ait şartname ve diğer evraklar mesai saatleri içerisinde Cezaevi Mudurluğunde görulebilir. 4 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin tum belgeleri geçici teminatlanna ait makbuz ve teklif mektuplarım kapalı zarf içinde ihale saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri lazımdır. 5 Eksiltmeye talipli çıkmarriası halinde bir hafta sonra 22.2.1984 tarihine rastlavan çarşamba günü aynı saat ve yerde pazarlık usulu ile ihale edilecektır. 6 Telgraf ve mektupla muracaatlardakı posta gecıkmeleri kabul edilmez, duyurulur. Basın: 10285 ozel otobus tam pansıyon Konaklarrıa ortur servtsı Tel Barbaros B u ı v a n , 3 5 ' 5 S e s ' k t a s 1 6 1 1 0 7a 1 6 1 6 2 2 6 1 6 1 2 2 8 1 3 3 7 6 1 0 7 KÜTAHYA ASLİYE 2. HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Da%acı Ticaret Lısesı Okul Kooperatif Başkanı Refik Korkmaz vekilı A\ Osman Emet larafından davalı Izmir Fıliz Cad. Merdi\en Durak Dunya \pt. Basın Sıtesı"nde mukım Faruk Erlurk alevhıne 70.000 TL. mikıarlı bonoların ıptalı davasında yapılan şargılamasında: Davalı adına çıkarılan davetıyenın tebliğ edilemediği ve zabıtaca da açık adresinin tesbıt olunamadığından da\a dilekçesinin ve durusma gununun davalıya ılan suretı ıle karar verılmiştir. Mahkememizde ^SS'lSSesas sayılı dosya ıleaçılan bono ıpıalidavasının duruşmagunu olan 19.1.1984 gunu saat 9.10'da mahkememızde hazır bulunması \eya bır \ekil ıle temsil eıtırmesı hususu davetıye yerine kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. MENKUL SATIŞ İLANI GEBZE İCRA MEMURLUĞUNDAN 983/800 Ta. Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen asağıda cins ve kıymeti yazılı mal, Gebze Tek Guç Kurtarıcı'da açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır. Birinci arttırmanın 1.2.984 gunu saat 14.45 15.15 arasında yapılacağı mezkur gunde takdir edilen kıymetin %75'ine istekli çıkmazsa 2.2.984 günu aynı yer ve saatte ikinci arttırma ileen çok fivat teklif edene satılacağı, arttırmaya iştirak edecekierın tahmin edilen kıymetin *>t 10 nisbetinde teminat vatırmaları lazımdır. lhale, damga resmi ve tellaliye resmi alıcıya ait olacağı ilan olunur. 13.1.1984 Kıymeli Lira 5.000.000 Kr. 00 Adedi 1 Her evin danıında bir televizjon anteni Musa bir sure uğraşıyor, sonunda iki buklum eğilip, başlıyor ağlamaya. Ben dayanamıyorum artık, uzaklaşıyorum oradan. Evlerın onunde oturan kadınlara doğru yurüyorum. Kadınların kimi hamur açıyor, kimi >un eğiriyor. Her evin damında bir televizyon anteni. Kadınlarla konuşmayı deniyorum, zor oluyor. dilimi' birbirimize yetmi\or. Yalnız içlerinden çok genç biriyle Dallas'tan soz ediruz. Aşk sahneleri gelince bu genç gelinin yiızü kızarıyormuş. Pem'i seviyormuş en çok, çünku o namusluymuş, hiç ihanet etmemiş. şimdi namussuz olmuş, ihanet etmiş çünku... Gencecik gelinin saf gozlerine bakıyorum. Bu saflığın hiç bozulmamasını diliyorum içımden. Yurüvorum kerpıç evlerin arasından. Uzaktan Musa'yı gorüyorum, hâlâ yedi yuvarlak taşla uğraşıyor... İLAN Cinsi Elektra PutareTYPE Mur K.856.3 M No. 658711978 model Y. 380 Vlt. 1410 A.800 KVV. COS0.9I 991 RPM.50 C s Rot 1000 V.517 A.CIas Is. F. 1 P.44 5750 Kğr. VDE.O 53060 Romanva malı çalışlıncı Reostırası Ue bırlikte komple Hadde motoru Basın: 551 KALORİFER KÖMÜRÜ Halitağa Caddesi Fuatbey Işhanı 405 KADIKÖY 336 16 55 338 66 73 ÇAĞDAŞ YAYINLARI PROF. AKŞİT GÖKTÜRK OKUMA UĞRAŞI Jsteme Adresi: Çağdaş Yayınları, Turkocağı Cad. No 39/41 CAĞALOĞLU/İSTANBUL 2.bası, Ederi: 150 lira ELEMAN • Muhasebe bılen emekli bayan • aranıyor. 528 08 93. • Emekli maaş cüzdanımı kaybettim. Geçersizdir. DOĞN EREL • Kırşehir M.Y.O'dan aldığım çıkış belgemi kaybettim. Hükumsuzdür. AKİF KIYAFET • Huvıyetimı kaybettim. Hukumsuzdur. AZİZ KA YNAK BİTTİ 1 Kurumumuz Sağlık Tesıslerin ihtiyacı bulunan Sıhhı Malzemeler Dövızi Kurumumuzca karşılanmak suretiyle, dış piyasadan satınalınacaktır. 2 Bu işe ait ıhtiyaç lıstesi, 1dan Şartname ve Mukavele, Muhendislik belgesi ıbraz edilmek sureti ile mesai saatleri dahilinde 1 No.lu Saıınalma Komisyonumuzdan temin edilebilir. 3 Ihaleye iştirak etmek istiyen fırmaların İdari Şartname esasları dahilinde hazırlıyacaklan orijınal proforma faturalarını (Menşei ulkedekı fiatlara uygun olduğunu, o ulkedeki Turk Konsolosluğuna da onaylattıktan sonra) engeç 29.2.1984 çarşamba günu mesai saati sonuna kadar Beyoğlu KCalyoncu Kulluk Cad. Mallı Handaki Bolge Mudürluğumuze vermeleri veya aynı gun ve saatte bulundurulmak uzere posta ile gondermelen gerekir. 4 Postada vâki gecıkmeler kabul edilmez. 5 Kurum ihaleyı yapıp yapmamakta veya dilediği firmaya yapmakta serbesttır. 6 Dosya: 810272/3 Basın: 10115 ŞOSYAL SİGORTALAR KURUMU İSTANBUL ŞATINALMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 'NDEN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle