19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 OCAK 1984 KÜLTÜR YAŞAM CUMHURİYET/5 KültüT ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, bugün İstanbuVda Yıldız semtindeki Sakıp Sabancı tlkokulu'nda düzenlenen Birleşik Ressamlar Sergisi'nin açthştna katiacak.Taşçıoğlu, yine bugün saat 12.00'de Divan OtelVnde Seyahat acenteleri msücüeriyle bir toplantı yaptan sonra, saat 14.30'da henüz inşa halinde olan Park Oteli'ni gezecek. Akşam da saat 20.00'de AKM'deki "Şehrazat" ve "Bayadiere" balelerinin galasına katılacak. Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, yann saat ll.OO'de Hilton Oteli'nde Otelciler Birliği ile bir toplantı yapacak. Taşçıoğlu, pazartesi günü tbrahim Paşa Sarayı 'nı gezecek. tbrahim Paşa Sarayı'nda ilgitiler Taşçıoğlu'na bir brifing verecekler. Mukerrem Taşçıoğlu, pazartesi akşamı Ankara >o dönecek. Mükerrem Taşçıoğlu İstanbuVda Ozetle Iki genç bayan solist, iki kısa operayı yönetiyor Kültür Servisi Müzikte Alman romantizminin en seçkın bestecilerinden biri olan Cari Maria von VVeber'in " E b u Hasan" ve Mozart'ın 12 yaşındayken yazdığı "Bastien Bastienne" adlı tek perdelik kısa operaları. Atatürk Kültür Merkezi'nde art arda sergileniyor. Bu ıki kısa operanın yönetmenliğini, Istanbul Devlet Operasf nın iki genç bayan solisti üstlendi: Yekta Kara ve Sümeray Arıman. Atatürk Kültür Merkezi'nde görüştüğümuz sanatçılardan Yekta Kara, "Ebu Hasan'ı, Sümeray Anman ise "Bastien Bastienne"i yönetiyor. yaşamımıza egemen olduğunu belirtmeye gerek yok. Bu nedenle oyunun lümünü ben temeldeki para sorunu üzerine oturttum." Ebu Hasan'ın gerek müziğinde, gerek metninde çok net olarak vurgulanan para olayı görsel açıdan da belirginleştirilmiş. Oyunun dekorlan iki altın sikkeden oluşturulmuş. Genç yönetmen altın sikkelerin her an bir midye gibi kapanıp insanı yutacakmış, içine alıp yok edecekmiş izlenimi uyandırdığını belirtiyor. "Bastien Bastienne" daha onceleri birçok kez reji asistanlığı "Mozart'ın eserlerindeki hareket ve aksiyon Bastienne'de pek yok. Jean Jacques Rousseau'nun 'Köy Sihirbazı' adlı eserinin bazı parodilerinden yararlanarak bestelediği bu küçük operada, Mozart, bir çoban kızı ile sevgilisinin tatlı anlaşmazlıklannı masalsı bir hava içinde anlatıyor." Kara ve Anman'dan oyunla iigili bilgi aldıktan sonra çoksesli muzik ve giderek operanın en çok tartışılan sorunlarından birinin nedenlerini soruyoruz. Operanın geniş kitlelere ulaşamamasının,halen belli bir kesimin sanatı olarak kalmasının nedenleri neler? Bu nedenler, operanın içinde taşıdığı sorunlardan bağımsız ele alınabilir mi? . .. . ÇOKSESLt MUZIK ARTIK ÜVEY EVLAT Her iki sanatçının da "Devlet memuru" olmasına bağladığtmız bir sessizlik oluyor önce. Sonra Anman söze başlıyor. Atatürk ve tnönü döneminde çoksesli muziğe venlen önemin sonraları boşlandığını belirtiyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor: "Bugün el yordamı ile yurüyoruz. Halen yerleşik bir düzene sahip olmaktan uzagız. Kendimizi ispatlama ve halka varabilme çabasındayız. Operayı ve çoksesli müziği geniş halk kitlelerine ulaştıracak olan bizler değiliz, politika." Yekta Kara ise operanın yaygınlaşmamasının nedenlerinden biri olarak operanın aynı zamanda bir tiyatro olmasının göz ardı edilmesini gösteriyor ve ekliyor: "Ben kendi payıma, opera ve tiyatro diye bir ayrım yapmıyorum. Biri muzik tiyatrosu. diğeri söz tiyatrosu. Operada sanatçıların yalnızca gırtlak hünerlerini sergilemeleri artık çağdışı ve 19. yüzyıla özgu bir anlayış. Ülkemizde tiyatroya gösterilen ilgi yoğun. Tiyatro Türk seyircisi için alışılmamış bir olay değil. Tabii operada müziğin varlığı seyirciden ayn bir çaba gerektiriyor. Operayı sevmek için anlamak gerekiyor once. Müzik olayının seyirciye sevdirilmesi de bize düşüyor." Anman da Yekta Kara'nın söylediklerine katılıyor. Her iki sanatçının birleştiği bir başka nokta da, bu konuda söylenecekler için ozel bir ek hazırlanması gerektiği. Böyle bir olanak olmadığından sanatçılar söyleyebildikleriyle yetiniyorlar. GORDUK KONUŞTUK Yakın Pekşen Wlutlu bir bekârlık da tadından yenrnez. Ama evliliğin bekârlığa bir üstünlüğü var ki insana özveriyi ister istemez öğretmesidir. Bir ikinci avantajı da, dünyanın en büyük nimeti olan paylaşmayı ösretm.esidir. HALDUN TANER "İnsanların mesleği'ni sevmevi en büyük mutluluktur" diyor. (Foioğraflar: UĞUR GÜNYÜZj Ülkü Koper resitali Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Istanbul Devlet Konservatuvan son smıf öğrencilerinden Ülkü Koper, 17 ocak 1984 salı günü saat 18.30'da AKM konser salonunda piyanist Perrm Köknarer eşliğinde bir resital verecek. Gülden Turalı 'nın keman sınıfı öğrencisi olan Ülkü Koper'in resital programında, J. S. Bach'm "Solo Keman îçin Re Minör Partita"sı, Jean Françaix'nin "Sonatine"i ve Brahms'm "3 No. lu Re Minör Sonatı'' yer ahyor. Haidun Thner: Evlilik bekârlıktan iyi Sayın Haldun Taner, size çok gecikmiş bir "geçmiş olsun" demek istiyorum. Aslında bu konuşmayı kalp krizi geçirdiğiniz sıralarda hastanede yapmak için gelmiştim, ama doktorlar içeriye bırakmadılar. Daha sonra da gazetemizde Sedat Simavi odulunu kazanmanızla iigili bir konuşma yayınlandı. Ben sizinle edebiyat dışı konularda sohbet etmek istiyorum. Mesela kalp krizi insana neler düşündüruvor? Ölümun kıyısından donmek nasıl birduygu gibi... Kalp krizi değil bir koroner yetmezliği idi. Aslında bu kadar çok çalışma ile ustelik de bu yaşta bir sürpriz sayılmaması gerek, ama insan tam gazla çalıştığı bir sırada böyle bir şeyle karşılaşınca ister istemez şaşırıyor. Daha genç yaşta gelse çok daha fazla şaşırtabilir. Belli bir yaşa gelince olağan karşılanmalı, ama olmuyor. Ölümü düşündünüz mü? Ben ölümu her zaman düşunmüşumdür. insanların biraz da tesadüfen yaşadığı bir ülkede.. Bu trafik olaylan.. Türlü hastalıklarla... İnsan tabii ölümü düşünür. Fakat ben şöyle düşünüyorum; eğer insanın yapacağı çok şey olursa ölümden daha çok korkar. Korktunuz yani.. İnsan korkuyor. Eğer insan ununu elemiş, eleğini asmışsa, emeklilik dönemine geçmiş olursa.. Bir nevi ölümü bekler gibi olursa.. Kolay da. Fakat yapacak çok şeyi olursa, "ölüm beni engeller" endişesi içinde oluyor. Haldun bey, sanıyorum yaşamınız hep yazı yazmakla geçti. Çok da yazdınız. Demek yetmiyor.. Yetmez.. Çok yazdım; yirmi kadar kitabım yayınlandı. tkinciuçüncü baskıları yapıldı. Kırk kadarı yeni basılacak... Yani yaklaşık 60 kitap dolduracak kadar yazmışım ama dahc yazacak şeylerim var. Bu kadar çalışmaya karşılık nasıl geçindiniz? Hep kıt kanaat geçindim. Hep kira evinde... Bir defa şans yüzume güldu. Keşanlı Aii Destanı olağanüstü bir ilgi gördu. Elime da zaten kural gibi bir şey, dünyanın en karamsar insanları mizahçılar oluyor. Mizah yapan insanın yapısı neşeli değildir. Neden? Galiba neşesini yazısına boşalttığı için. Özel yaşama kalmıyor belki. Fakat sonuçta mutlusunuz galiba... Bir daha dünyaya gelsem yine yazar olurum. Çünkü bir insanın en büyuk mutluluğu mesleğini sevmesi. Meslek insanın hayatının en büyük kısmını dolduruyor. Mesleğinde mutlu olmayan insan yaşamının buyük bir kısmında mutlu değil demektir. Ama para getirmiyor. Para ile mutluluğun alakası yok öyleyse.. Zengin olabilirdim... Çok iyi koşullarda yetişmiştim. Benim gibi iyi yetişmiş insanlar bu ülkede çok iyi meslekler elde edebilirdi. Bana da çeşitli dönemlerde bu meslekler "bakanlık dahil" teklif edilmiştir. Paranın getireceği mutluluğu tepmemin nedeni, kendi mesleğimin bütün mesleklerden daha büyük bir nimet olduğunun bilincinde oluşumdadır. Daha başka bir deyişle dünya sahnesinde aktör olmaktan çok seyirci olmayı yeğledim ve böyle bir seyirciliğin insana daha büyük bir üstünlük sağladığı kuruntusundayım. Bir yazamn yaşam ve ölüm üzerine dtişünceleri Ressam Virgilio Guidi öldü ttalyan ressam Virgilio Guidi 7 ocak cumartesi günü Venedik '• te öldü. 1891 yılında Roma 'da oğan Guidi, 1950'lerden bu ya,a Venedik'te yaşıyordu. Önceleri Cezanne sonrası kübizminin etkisinde kalan sanatçı, daha sonra Giorgio di Chirico'nun metaflzik resminden esinlendi. Guidi, çağdaş ttalyan resminin önde gelen bir renk ustasıydı. tKt GENÇ SOLtST Yekta Kara (gözlüklü) ve Sümera> Arıman. tstanbul Devlet Operası'nın genç solistlerinden. Birer perdelik iki operayı sahneye koyan sanatçılar, boylece yönetmenliğe adım atmış oluyoriar. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) "Ebu HasaıT'ın teması para üzerine kurulmuş. Oyunda para sıkıntısı çeken, gırtlağına kadar borca girmiş bir karı kocanın kendilerine çıkış yolu aramalan ve başvurdukları çareler anlatılıyor. Yekta Kara, oyuna getirdiği yoruma ilişkin olarak şunları söylüyor: "Oyunun geçtiği çağı, yazıldığı dönemi, bir de gunumüzu inceleyip üç dönem arasındaki ortak unsuru yakalamaya çalıştım. Olayın geçtiği dönemde ana tema para. Weber'i oyunu bestelemeye yönelten itici güç de para. Günümüzde paranın ne denli yapmış olan Sümeray Arıman'ın ilk reji denemesi. Arıman, 11 solo, üç düet ve bir de finalden oluşan oyunu rahat izlenebilir, sevimli bir hale sokmak için epey uğraşmış. Bu amaçla da sahnelemede tiyatroyu müziğin içine sokmuş. Kurgusu elverdiğince aksiyon katılmış oyuna. Bir de alışılmısın dışında bir perde olayı getirilmiş. Oyun bir ışık uçgeninin içine alınmış, karanlıkta kalan yerler kulis için ayrılmış. Anman, "Oyunun kurgusunun bu yöntemle seyirci önünde yapıldığını" söylüyor. Sümeray Anman, "Bastien Bastienne" için şunları söylüyor: Yazarlık ve zenginlik Hem zengin, hem yazar olunamaz mıydı? Olabilir belki... O güzel bir sey. Böyle arkadaşlar da var. Onların adına övünç duyuyorum. İnsanın kalemi ile zengin olması iyi bir şey. Ama ben de kalemim sayesinde fakir değilim. Nasıl yaşıyorsunuz Haldun Bey, çalışma sekliniz nedir? Çok erken yatıp kalkıyorum. Eşim bir hastanede görevli. Altıbuçukta kalkıyoruz. O işine gidiyor, ben masanın başına geçiyorum. Genel olarak onikiye kadar yazıyorum. Her gün uzun yürüyuşlerim oluyor. Öğleden sonra yazı yazmıyorum, ama yine çalışıyorum, incelemek, duşünmek, konuşmak gibi çalışma uzantılanmı masa başında olmaksızın surdürüyorum. Evlilikle aranız nasıl? Bu hadise iki defa başımdan geçti. önce 17 yıl süren bir evlilikten sonra onu izleyen 10 yıllık dolu dolu bir bekârlık. Sonra da gerçek mutluluğu bulduğum ikinci evliliğim... Hem evliliği hem de bekârlığı ikişer kez yaşamışsınız? Hangisi daha iyi? Akdeniz'de film ortak pazarı Akdeniz ülkelerinin TV ve sinema fllmleri için bir ortak pazar kurulmasım planladıklan açıklandı. Türkiye, ttalya, Fransa, Yugoslavya, lspanya, Portekiz, Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Yunanistan, Amavutluk, Israil, Libya ve Andorra'nın katüacaklan bu fllm ortak pazarı için önümüzdeki haziran ya da eylül aylannda bir senlik düzenlenmesi planlanıyor. GALERILER LJEBIbK BANAT OAULMÜii 528 66 29 522 89 97 Tuba Inal Seramik Sergisi BERCIS AKER Resim Sergisi ALİ RIZA BAYEZİT Resim Sergisi 7 Ocak 2 Ş*at 1SM Abdi Ipekp Cad 75 Maçfca Tel 146 03 54 730 Ocak 1 0 2 8 Ocak 1984 PANGALTI SANAT GALERISI TVde şubat ayının filmleri belli oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Şubat ayında TV'de yaymlanacak filmler belli oldu. Saİı, cumartesi ve pazar günleri yayına girecek toplam on üç filmden onbiri yabancı, yalnızca ikisi yerli yapım. Yerli yapımlardan "Petrol Krallan" bir Zeki Alasya fılmi. Alasya bu fılmde yönetmenliğinin yanı sıra, Metin Akpınar'la birlikte başrolde de oynuyor. "Petrol Krallan" 1978 yapımı. 18 şubatta yayına girecek "Meryem ve Oğullan" ise, 1977'de çevrilmiş bir Osman Seden filmi. Bu filmin başrollerinde de Fatma Girik ve Erol Evgin oynuyorlar. Şubat ayı boyunca gösterilecek yabancı yapımlar ise şöyle: Elia Kazan'ın yönettiği "Arrengement", James Mason, Ste^ wart Granger ve Deborah Keer'in oynadıkları Zenda Mahkumları, Peter Sellers. Peter O'toole VVoody Allen, Romy Schneider. Lrsula Andress ve Richard Burton gibi ünlülerin rol aldığı "What's New Pussycat" ayın ilk haftasındaki filmler. Frank Borzage'ın yönettiği "Üç Arkadaş", 1968 yapımı "Will Penny", 1968 yapımı "tnadmissible Evidence" ise şubatın ikinci haftasında yayına konulacak. Baba kız "O'NeaPlerin birlikte oynadıkları "Kâgıttan Ay", Frank Capra'nın yönettiği ve Frank Sinatra, E.G. Robinson, Eleaonor Parker'in başrollerini paylaştıkları " A Hole in The H e a d " fılmi de, TV'de sanatseverlere sunulacak. Şubatın son haftasındaki üç film de şoyle: Jack Lemmon ve Walter Matthau'nun oynadıkları " G a rip Çift", 1968 yapımı. Ünlü " T r a p e z " filmini Carol Reed yönetiyor ve 1956 yapımı bu filmde Burt Lancaster, Gina Lollobrigida, Ton> Curtis oynuyorlar. " P a t t e n ı s " de yine aynı yılın yapımı bir film. Fielder Cook'un bu filminde başrollerde Van Heflin ve Everet Slodne var. Ben ölümü her zaman düşunmüşumdür. İnsanların biraz da tesadüfen yaşadığı bir ülkede... İnsan tabii ölümü düşünür. Eğer insanın yapacağı çok şey olursa ölümden daha çok korkar. topluca paralar geçti. Yine de ev sahibi olamadınız... Olamadım, ama bunun bir avantajı da var. Züğürt tesellisi de olsa bir semte mıhlanıp kalmıyor insan. Istanbul'un tam yirmi bir ayn semtinde oturmuşum. Düşünun yaşım altmış sekiz.. Yetmiş desek... Bir ömür içinde ortalama bir evde üçdört sene geçmiş. Neden bu kadar sık ev değiştirdiniz? Ev sahibi, kiracı anlaşmazlığı mı?.. Hayır.. Belki sıkıntıdan... Hasta bir başın sık sık yastık değiştirmesi gibi.. Ev sahibi olsak, bir yere mıhlanır kalırdık. Kiracılığın hiç değilse değişik bir üstünlüğü var. Bir sevgilinin bileğini, avucunun içini, omuzunu, boynunu, gözünü, yanağını, saçlarını, dizini, kalçasını ayn ayn öper gibi Istanbul'un her semtiyle yaşamak, sevmek fena mı? Sıkıntı dediniz. Neyin sıkıntısı bu? Aradaki bekârlık Tabii aradaki bekârlık. Yani ikinci bekârlık. İlk bekârlık.. Evlenmeden önceki bekârlık insanın değerini pek farketmediği hışırca bir yaşayıştır. Evlilik tecrübesinden sonra gelen bekârlığın ise, iki yaşam tarzını da tatmış biri olarak ayn bir değeri oluyor. Sokrat'ın meşhur bir lafı vardır. "Evlenin, evlenin" der iki kere... Yani iki kere evlenin mi demek istiyor. Hayır... Sonra şunu söylüyor "Evlenin evlenin, kannız iyi çıkarsa mutlu, çıkmazsa filozof olursunuz" diyor. Anladığıma göre siz hem mutlusunuz, hem de filozof olmıışsunuz. Çünkü yazarlık da bir tür filozofluk degil mi? Düşüniirlük.. Evet. Ben iki tecrübeden de geçmeyi bir kazanç sayıyorum. Bunu da tekdüze bir mutluluktan daha kazançlı sayıyorum. Aslında geçimsizlikte bizim de payımız yok değil mi? Mutlu bir bekârlık da olamaz mı? Elbet olur, mutlu bir bekârlık da tadından yenmez. Ama evliliğin bekârlığa bir üstünlüğü var ki insana özveriyi ister istemez öğretmesidir. Bir ikinci avantajı da dünyanın en büyük nimeti olan "paylaşmayı" öğretmesidir. Tünel Maydanı Müeyyet S No 9 Beyoğlu • IST Tel 145 19 96 v 141 58 83 Bılezıkcı Sokak 46 Pangaltı ANADOLU UYGARLIKLARI SERGİŞİNDEN İZLENİMLER NURSEN KARAS AK Kazım Taşkent Galensı Yapt Kredı Bankası Beyojlu Tel 146 72 81 Rnn AHMET ARISAN şuluboya RESİM SERGİSİ 7 2 1 Ocak 1984 Valı Konağı Cad Pasaı 85 EROL DERAN Resim Sergisi 13 Ocak • Eglenmenin yolu Sayın Taner. kalp spazmı geçirdikten sonra yaşamınız degişti mi? Neler önerdiler size.? Ben esasen aşırı bir hayat tarzı sürmedim. Erken yatıp erken kalkıyordum. Açık havada bol bol yürüyüşler yapıyordum. Ömür boyu sigara içmedim. Içkiye, yemeğe düşkünlüğüm yoktu. Bugün de bana tavsiye edilenler bunlar. Bu bakımdan bir değişiklik oldu diyemem. Eski yaşam taramı surdürüyorum. Bir tek farkla... Çalışma konusunda bazen kendimi kapıp koyverdiğim olurdu. Şimdi daha ölçülu hareket etmem gerekiyor. Yorulmasam bile sık sık aralar vermem öğütleniyor. Eğlence hayatınız yok mu? Mesleğimi başlı başına eğlence olarak ahyorum. Gençliğimde delidolu yaşadığım gunİer oldu. Ama zamanla bu deli dolu yaşam dışında başka eğlenceler arıyor insan... Okumak, sanat eserlerinden zevk almak gibi. Hasılı belli bir yaştan sonra hayatın içine balıklama dalmak yerine bol bol okuyarak, ayrıca diğer sanatlara içten bir ilgi duyarak eğlenme yolunu tuttum... 14 Ocak Fotoğraf Sergisi 414 Ocak 1984 11 Şrtat 1984 Kurtulus Cad 191 KurtulusIST Doğum sıkıntısı gibi Bu sıkıntı yazmanın zorluğu... Yazmak aslında bir nevi rahatlayış ve boşalıştır. Ama yazmanın en guzel dönemi yazmış olmak dönemi. Yani bittiği zaman.. Halbuki yazarken insana hakikaten stres yapar. Doğum sıkıntısı gibi. Sonra iş bitince rahatlama devri gelir.. Tedavisidir işin.. Bence resim yapabilen, yazı yazabilen insanlar sinir hastalıklarına daha az tutulurlar. Sıkıntıyı boşaltmak imkânları var, vunku... Oysa siz mizah kullanıyorsunuz. Herkes neşeli bir iş sanır bunu. Beni mizah yazarı sayıyorlar. Evet benim hikâyelerimde gülümsenebilir bir şey var. tnce mizah, " i r o n i " diyorlar, ama dünya SEVİNÇ HADİŞANDOR HADİ MIMARI SERGİ 1127 OCAK 1984 18 OCAK, 1M4 saat 17.30 stMtt taptartoı MhMrtar (Ması IstmM Srttsi. Mil Jtflk Sty S*k. 1/2 rtST FİGEN AYDINTAŞBAŞ Resim Sergisi 215 Ocak 1984 Derlet Gâzel Sanatiaf W Cad. 122J4A Eatk Pasaiı Beyktl» tSTMlUl UHART Balkan Naci İslimyeli RESİM SERGİSİ 5 Ocak26 Ocak 1984 SANAT GALEHİSİ Ki£| DÜNDEN BUGÜNE KARMARESİM SERGİSİ 6 Ocak 10 Şubat TARİHTE BUGUN Mümtaz Arıkan SANAT GALERİSİ Cevdetpasa Cad 376 Bebek 165 21 21 UZAYDA İLKBULUŞMA. ÇEVRESİUpeKİ YÖKÜM6Ei£RİNÇ>e 8ULUŞTU.S0VYETL£K 8İ8L/& İLE AMERİKA Bİ/tt£ŞİJC p£Vt£7l£Rİ A&SINDAKİ IBAY YARIÇINDA SÖYLBCB İLERİ &8AD/M DANA ATfUYoeUI. ARAÇIARIN İKİSİ OE SOVYETLER BİRÜĞİNB AİTTİ VE BUNLAGCAN KO2tJ0H0T VLACHÂMİ SH/trOLOV mftAFlNCAN YÖNETİLEN SOYUZi'gİg U2AY LA8OgATtlARI İÇE RİYDROU.AYNI TİPTBK.İ CMĞEfZ AKAÇ İSE/SOYUZ S'Tİ V£ BO&S VOLYNOV,AL£KS£İ YELİSEV İLB YeV6ENİ KHRUNOI/ADLJ KÛZAAONOTLARJ 7A$UAAIOWPI. İKİABAÇ DİKKATVB BiüSİRİNE YAKLAŞARAK KENETLENECEK, YEÜSEV VE KHRUNOV, ARADAKİ kAPIPAN &EÇEHEK "SOYU2 4* TEtCİ SHATOİÛVİL£ BULUÇACA/OAIZDİ: 1969'PA SUSÜN, i y Ali Avni Çelebi Resim Sergisi 14 Ocak 10 Şubat Gaie'i pazar guilerı 13 00 ten ıtıbaren actktır tJNÜT SANKT Tel 144 96 33 . t Sanat Galerısı MEHMET ESAT SUBAŞI Resim Sergisi 727 Ocak 1984 Tel 161 80 72 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Yiyvcek fiyutları her hafta ilan edilecek İstanbul Ticaret Müdurluğü, havayici zaruriye fiyatlarını her hafta tespit ederek halka bildirmeye karar vermiştır. Bu suretle yeni ölçülerin tatbiki üzerine ihlikâra saptıkları gorülen bir kısım esnafın tespili kolaylaşacaktır. Dahihye vekâleti bir malı değerinden fazlaya satınak için yeni ölçülerin tatbikini vesile ittihaz eden esnafın tıpkı bir hırsız gibi takip edilmesihi tamim etmiştir. Ancak halkın da tabn hukkmı kuvvetle arayabılmesı \ m aldığı mahn hakiki fiyatını bilmesi lazımdır. Ticareı Müdürlüğü'nün hazır' 'iıaya başladığı cetveller, hc :.• ihtiyacı olan malların fiyatlarını bildirecektir. Dun Ticaret Mudurü Muhsin Bey'in nezdinde esnaf murakıplan ve Kabzımallar Cemiyetı Reisi'nin iştirakiyle bir içüma aktolunmuş, sebzeye ve meyveye aıt lıstelenn esası tespit edilımşiir. Bugün ve yann yapılacak içtimalarda da bakkaliye 14 Ocak 1934 mevauaı, *uı, eı ve saır ınevaddın evsaf ve cinslerini gö^ıeren cetveller ha^., lanacaktır. Bu ınevaddın fiyaılan lstanbul Ticaret Odası'ndan, zahire borsasmdan, an oldukları esnaf cemiyetlerinden ve hayvan borsasmdan altnacak; fakat ayrıca da sıkı bir kontroldan geçecektir. Ceıvellerde yalnız perakende fiyatlar bıılunacaktır. Bu sureıle halk bu lıstelerdekı fiyaılan nazarı itibara alarak fazla ısıeyfnler hakkında derhal şikâyetegeçebilecektir. 19341984 Istıklal Cad PasaSahce Yanı Te:kos Cıkmazı Yapıkur Hanı Kat 1 No 2734 BevoğluIST Barbaros Bulvan Barbaros Apt 74/4 fJobel yanı 10 lıra mükâfat Mı.hn.,!.;m kıuıı ve cvrıkı n • r .c Yımkıpıdı Kltıp KtiMB ••• hıllt nd t>1 (j.t numırıeUkl Alp rt M.inı.zıc »•brik'sinı «il umılM M h rrcr muılnM nıhotmmtıiiHİn •»• rct cvrak çınutı bu tytn oa ftted pazır nunudcnbrri Riıpttr. BalaD p lirene 10 llrt Ikriroıye ırril<OC{l M i olunur. (M7(Q Ağıtlardan Yorulan Resim Sergisi 16 Ocak 4 Şrtat +4 2 Elüer Tel :66 19 35 GÜNER ENER Geri don Evden ayrılman bizi perişan etti. Nerdeysen telefon et. Adres bildir. Bana gel. Tel: 5796404 (lstanbul) 919712014 (Kırklareli) Ablan MACİDE BULENT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle