19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EYLÜL 1983 HABERLER CUMHURİYET 7 MDP Genel Başkanı ile demokrasi üzerine söyleşi BAĞMS1Z ADAYLAR NE DIYOR? Eski armatör yeni turizmci İpar, "Ideoloji bakımından kendime en yakın bulduğum Ânavatan ParthVnin Genel Başkanı Turgut Özal beye telefon ettim. Fakat maalesef bana cevap dahi verme nezaketinde bulunmadı" diyor Secim 83 Kılavuzu Yüksek Seçim Kıırulu'nun oluşumu Seçim işleri seçim kurullarınca yurütuluyor. Ankara'da bir Yüksek Seçim Kurulu (YSK), her ilde bir il seçim kurulu, ilçelerde de ilçe seçim kurullan görev yapacaklar. Ayrıca oy verme gününde sandık kurullan da oy vermeyle ilgili işlemleri yurütecekler. YSK 4 yıl için seçilen 7 asil ve 4 yedek üyeden kurulur. Bu üyelerden 6'sı Yargıtay, 5'i Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından gizli oyla seçilirler. Bu seçilen 11 kişi gizli oy ve salt çoğunlukla, kendi aralarında bir başkafı ve bir başkanvekili seçerler. Başkan ve başkanvekilinin de görev süresi 4 yıldır. Her yenileme seçiminden sonra Yargıtay ve Danıştay uyeleri arasında ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Başkan ve başkanvekili ad çekmeye girmezler. Bu kura ile çıkan 4 uye yedek üye olarak görev yaparlar. Suresi biten YSK üyelerinin yerine yenilerinin seçimi her 2 yılda bir ocak aymın ilk haftasmda yapılır. Bu yoldan seçilen üye yerine seçildiği üyenin görev süresini tamamlar. YSK, kararlarını salt çoğunlukla verir. Oyların eşitliği halinde başkanın katıldığı taraf üstün tutulur. YSK'nın nihai kararları ile prensip kararları en kısa zamanda Resmi Gazete'de yayınlanır. Seçimle oluşan YSK'da uyeler ya da başkan, YSK oluşturulurken yapılan her seçime girebiliyorlar ve aynı gorevlere yeniden gelebiliyorlar. Bu konuda herhangi bir süre kasıtlaması yapılmamıştır. SÜRECEK Sunalp: Demokraside her ulusa göre farklı uygulama olabilir "Af, hissı ve siynsi zemin üzerinde değerlendirilmemelıdir. Yersiz çıkarılan afların nasd zararh sonuçlar doğurduğu sık sık görülmüştür" "Ölüm cezasını da diğer bütün cezalar gibi zcruri bir kötülük telakki ediyorum. Azami titizlikle uygulanması gerektiği kanactindeyim." ERBİI TUŞALP ANİARA Milliyetçi Demokrasi Partisi Genel Başkanı Turgtıt Sunalp, "Demokrasinin asgari gerekleri dışındaki uygulaman, uluslann farklı siyasi davrcnışlanna, değer hükümleri ve toplumun öztlliklerine göre ftrklı olabilir" dedi. Sunalp'la 'demckrasi sorunu" konusundaki söyltşimizin ikinci bölümünü de bujün yayınlıyoruz. Sunalp'ın sorularımıza yanıtları şöyle: SORU Denokrasinin sağlıklı işleyebilmesi. yurttaşlar arasında saghklı bi» iletişimin (haerleşmenin) kırulabilmesine oağlı. Haberlesne geleneklerimizi önemli olçudezedeleyen. halta geri götüren reni Basın Yasa Tasansı konusuıda göruşleriniz nedir? YAN1T Demokrasilerde Basm, RadyoV gibi kitle haberleşme araçhrının dördüncü kuvveti oluştuduğuna inanıyorum. Günümüün kalabalık toplumlarında, yınetenler ve yönetilenler arasıda haber, bilgi ve düşünce ahşvrişinin, seçimlerde tercihe esas olrak gerçeklerin bilinmesinin, hmuoyunun oluşmasının ancfc serbest kitle haberleşmesi ilıgerçekleşeceği düşünülürse, daıokrasinin basınsız işlemeyeceğiaçıktır. Bir anlamda kamu görvi teşkil eden bu faaliyetin görff sorumluluğu içinde yerine garilmesi gerekir. Demokrasilerd yalnız "hiir basın" dan değil, tıiir, fakat sorumlu basın"dan öz edilir. İNSAN H.KLAR1 SORU Efendim, çağdaş demokrasüere üzerinde çok durulan bir karamdan sözetmek istiyorum: tsan haklan. Sizce insan haklaı denilince akla gelenler ne olmlıdır? Y A N H İnsan haklarını, klasik libral doktrinin "temel haklar" carak nitelediği kişiliğe bağlı halar ve hürriyetlere ilaveten, dmokrasinin ve devletin gereği <an siyasi, ekonomik, sosyal vıkültürel haklarla birlikte bir btün olarak mütalaa ediyorum.Junların uzun bir listesi Anayasmızda yer almış bulunmaktad. Ayrıca Türk Devleti olarak,Avrupa İnsan Hakları Sözleşresi ve Birleşmiş Milletler İnsan laklan Evrensel Bildirisi1 yle de ağlıyız. Anayasamızın ve "Taab.üt eden devlet" sıfatıyla uluslaırası belgelerin gereklerini yerineseureceğimiz muhakkaktır. YER*Z AF OLMAMALI SOtU Baa nedenlerle özgiirlüderinden yoksun kalan insanlaın geleıekleri için çeşitli yasal duzenleneler yapmak demokrıu'k br gelenek. Siyasi ve adi suçlardın mahkum olan vatandaşlanmızın geleceği konusunda bir düzenleme yapmayı düşünüyor mnsunuz? Seçim bildirgenizide bu konuya yer verecek misiniz? YANIT Anladığım kadanyla bağımsız yargı makamlannca çeşitli cezalara çarptırılmış hükümlülerin affından sözetmek istiyorsunuz. SORU Evet. YANIT Af, teknik bir ceza politikası meselesidir. Bunun hissi ve siyasi zemin üzerinde değerlendirilmesini doğru bulmuyorum. Yersiz çıkanlan aflann suç ve ceza politikasında nasıl zararh sonuçlar doğurduğu, bilhassa ülkemizde sık sık görülmüştür. Seçim bildirgemiz henüz hazır değil. PARTt IÇt DtStPLÎN SORU Disiplin kavramı ile ilgili bir sorum olacak. Parti disiplininden ne anladığınızı öğrenebilir miyim? YANIT Demokrasi ve demokratik faaliyet anlayışımızı daha önce tekrar tekrar belirttim. Parti içi demokrasi anlayışımız da budur. Ancak, disiplinsiz toplum olamayacağına göre, ne demokratik yönetim parti içinde disiplin tesisine engel olacaktır, ne de parti içi disiplin, parti içinde demokratik faaliyeti ortadan kaldıracaktır. DEMOKRASİ UYGULAMASI SORU Demokrasinin yeniden kurulması aşamasını birlikte yaşıyoruz. Bu sure içinde sık sık "Bize göre demokrasi", "Türk demokrasisi" gibi kavramlar geliştirildi. Bu konudaki göruşleriniz nedir? Size göre, aslolan toplumun demokratikleşmesi mi, yoksa demokratik rejira anlayışının topluma uydurulması mıdır? YANIT Söylediğiniz şekliyle yani, "Toplumun demokratikleştirilmesi" yahut "Demokratik rejim anlayışının topluma uydurulması" ancak spekulatif kavramlardır. Bu gerçek içinde söz konusu iki kavramın birbirinden farkı yoktur. Sorunuzun ilk bölümünü de cevaplayayım. Demokrasinin asgari gerekleri dışındaki uygulaması, uluslann farklı siyasi davranışlanna, değer hükümleri ve toplumun özelliklerine göre farklı olabilir. S1NIRSIZ ÇOGULCULUK YOK SORU Demokrasi açısından kültürün önemi nedir? YANIT Gelişmiş bir sistem olan demokrasi için kültür değerlerinin başka bir anlam taşıdığı muhakkaktır. Kültürün kişi davranışlannı şekillendirdiğinde de şüphe yoktur. Bu şekillenmenin niteliği de demokrasinin başarı şansını tayin edebilir. SORU Yasal çerçevede kalmak koşuluyta tüm tartışmalann tehlikesiz kabul edilmesi demokrasinin bir erdemi olarak kabul ediliyor. Bu çerçevede düşünce özgürlüğü konusundaki göruşleriniz nedir? YANIT Hem "Yasal çerçevede kalmak" hem de "tüm tartışmalar" deyimleri birbiriyle uzlaşmaz kavramlardır. Tartışma konuları "tüm" ise, "yasal çerçeve yoktur". Bu konuları kanuni çerçeve ile smırlayamayız "tüm" değildir. Demokrasi daha önce de söylediğim gibi çoğulculuktan, kanaat ve düşünce çeşitliliğinden hareket edip, uzlaşma ile uygulama bulan bir sistemdir. Bu duruma göre, plüralizm demokrasinin bir gereği, söz ve düşünce hürriyeti de plüralizmin şartıdır. Anayasamız, demokratik sistemi zedelemediği inancında olduğumuz sınırlı plüralizmi benimsemiş, mutlak sınırsız çoğulculuğu kabul etmemiştir. ÖLÜM CEZASI SORU Ölüm cezalan konusunda ne düşunüyorsunuz" YANIT Ölüm cezasını övmek mümkün değildir. Esasen mesele bütun cezalar konusunda da böyledir. Ölüm cezasının lehinde ve aleyhinde sürdürülen tartışmalar, hissi planda asırlardan beri devam edegelmektedir. Zaman zaman aleyhte akım kuvvetlenmiş ve bu ceza bazı ülkelerde kanunlardan çıkanlmış, fakat sonra tekrar konmuştur. Ölüm cezasını yakın tarihte kaldıran iki Avrupa ülkesinde bu cezanın gerekliliği tartışması başlamıştır bile. Cezaların caydırıcı etkisine inandığımıza göre, ölüm cezasını da diğer bütün cezalar gibi "zaruri bir kötülük" telakki ediyorum ve azami titizlikle uygulanması gerektiği kanaatindeyim. ŞÖYLE BİR GÖZ ATARSANIZ SORU Savunma hakkı ve hak arama özgürlüğü konusunda son sorum.. Anayasamızda bu konu düzenlenirken, bence önemli bir yan dikkatlerden kaçmış olmalı. Anayasamızda, "Devlet savunma hakkını engelleyici halleri ortadan kaldıncı, savunma hakkını saglayıcı önlemler alır" buyrugu yok. Bu konudaki göruşleriniz nedir? YANIT Söylediğiniz gibi bir hüküm, kesinlikle belirtebilirim ki, hiçbir kanunda mevcut değildir. Çünkü savunma, hukuk niteliği itibariyle sınırsızdır. Fakat bir hakkın sımrsızhğı ile bir hakkın suiistimali tamamen farklı seylerdir. Hukukun evrensel genel kurallarından biri de "Hakkın suiistimaline kanunun cevaz veremeyecegi"dir. Sizin sorunuzda yokluğundan şikâyetçi olduğunuz "buynık" memnuniyetle ifade edeyim ki, Anayasamızın 36. maddesinde mevcuttur. imzamızla uygulama taahhüdünde bulunduğumuz ve sistemimizde iç hukuk kuralı, yani kanun değerinde olan Avrupa insan Haklan Sözleşmesi'nin 6. maddesi savunma hakkının gereklerini göstermektedir, Bunların ülkemizde uygulanmadığını iddia etmek mümkün değildir. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunumuza şöyle bir göz atarsanız, savunma hakkının hukuk sistemimizde nasıl bir teminat altında bulunduğunu görürsünüz. Kanunlar bir hakkı yalnız teminat altına almakla yetinmezler, hakkın suiistimalini önleyecek tedbirleri de alırlar. ALİ İPAR Sinemacılıktan armatörlüğe kadar yaptıgı işlerle 20 vıl oncesinin de unlu ismi Ali İpar, İstanbul'dan bağımsız aday. Ali Ipar, 1%0'lardn yargılandığı Yassıada Yüce Divan'da bir duruşma daki halivle gorülü>or. (Fotograf: Cumhuriyet) "Yöneten ve yönetilenler arasında haber ahşverişi ancak serbest basınla gerçeklefebilir" YSK: Vetodan sonra kaydırma yapılabilecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) çeşitli konulara ilişkin dört kararı Resmi Gazete'de dün yayınlandı. YSK'nın 277 sayılı kararında milletvekili adaylarının MGK'nın incelemesinden sonra veto edilmeleri durumunda, yeni adayların listenin boşalan yerine konulabileceği gibi kazanılmış haklar zedelenmeden adaylar arasında yukarıya doğru kaydırma yapılabileceği göruşü belirtildi. YSK'nın oybirliği ile aldığı kararda, Seçim Yasası'nda "Veto edilen adayın yerine MGK'nın olumlu görüşü alınmak suretiyle yeni aday bildirilecek" doğrultusundaki hükümde kullanılan "yerine" sözcuğünün "listedeki sıralamayı değil, sayısal tamamlamayı "amaçladığı belirtildi. Kararda aynen şöyle denildi: "Listede meydana gelecek eksilmeyi, ilgili siyasi parti, veni ada\ı bosalan sıraya koyma ya dasıralamada kazanılmış hakkı zedelemeden yukarna doğru kaydırma yaparak listeye ilave etme hakkına sahiptir. Bu eksilmelerin herhangi bir nedenle tamamlanamaması halinin, o siyasi partinin noksan adayla seçime katılmasına engel teşkil etmeyecegine karar verildi." YSK'nın bir başka kararında, HP'nin 2 eylülde aday listelerini vermeyi unuttuğu Antalya, Erzurum ve Tokat'ta seçime katılabileceği bildirildi. Oy çokluğu ile alınan bu konudaki karara, YSK Başkanı İsmet Yanıkömeroğlu, uyeler Hüsamettin Özbilgin ve Ruhi Özüan karşı oyla aksi görüş bildirdiler. Karşı oy yazısında, listelerin süresinde merciine teslim olunmadıkça hiçbir anlam ve hukuki değer taşımadığı belirtilerek, çoğunluk görüşüne katıhnamayacağı bildirildi. Ali İpar: Yassıada yüzünden 20 yıldır hizmetten mahrumdum Yassıada'da, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştii Zorlu'nun da aralarında bulunduğu "döviz suiistimali" suçundan yargılanıp hüküm giyen Ali Ipar, 19 aylık mahkumiyetini çektikten sonra ilk kez tahliye edilen "Yassıada mahkumu" oldu. ŞENOL KONUKÇU 1960'lı yıllann ünlu bir ismi de bağımsız aday oldu: "Armatör Ali Ipar". Filmcilikle başlayan çalışma hayatı, ardından armatörluk, Yassıada'da yargılanarak mahkum olma ve şimdilerde inşaat ve turizm işleri... Ali Muvaffak Ipar'ın 62 yıllık yaşamını doldurmuş. "Belli bir tecriibe ve yaştan sonra vatana en faydalı \ol parlamentodan geçiyor." Telefon konuşmamızda böyle söylüyor Ali İpar, Ankara'ya hareketinden önce. Bağımsız aday oldunuz. Evet, İstanbul'dan aday oldum. Cumhuriyet eski gazetemiz olduğu için mi ne, ilgilendi. Ama ben hiçbir zaman milletvekili olmadım. Ne Demokrak Parti ne de Demokratik Parti'şle hiçbir zaman alakam olmadı. Neden bağımsız adaylık? Her zaman düşündüm. Ben memuriyet peşinde degilim. Tabii iş de aramıyorum. Muayyen bir yas >e tecrübeden sonra vatana faydalı olmak, tstanbul'a hizmet etmek yolunun parlamentodan gectiğine kaniyim. Yassıada kararları yüzünden de 20 küsur senedir memlekete hizmet etmekten mahrum oldum. Şimdi bunu telafi etmek arzusundayım. Armatör Hayri İpar'ın oğlu olan Ali İpar. New York Üniversitesi Ekonomi bölümü ve Berkley Üniversitesi'ni bitirdi. 1945'lerde Hollywood'da film prodüktörlüğu yaptı. Krom ihraç etti, zirai aletler ithal etti. İpar Enıernasyonal Şirketi adına, 1954'de Türkiye'de ikinci kez renkli çekilen, konulu "Salgm"ı çekti. (İlk renkli film "Halıcı Kız"ı Muhsi Ertuğrul çekti) Bu filmle Amerikalı film oyuncusu olan eşi Virginia Bnıce, Kenan Artun ile Gloria Doman'ı oynattı. Aynı yıl "BirŞehrin Hikâyesi" adlı belgesel filmden sonra sinemacılığı bıraktı, armatörlüğe başladı. Ipar'dan boşanan Bruce, geçen yıl Hollywood'da öldu. İpar'ın şimdiki eşi ise, Brezilyah. Yassıada'da, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun da aralarında bulunduğu "döviz suistimali" suçundan yargılanıp hüküm giydi. 19 aylık mahkumiyetini çektikten sonra ilk ez tahliye edilen "Yassıada mahkumu" oldu.Bu dönemi şöyle anlatıyor Ali İpar: Demokrat Parti döneminde çok gençtim. Rahmetli Adnan Bey nedeniyle, bu parti ile alakalanırdım. DP'nin taraftarı idim tabii. Fakal öyle particiliğim falan otmadı. Armatördüm, işadamıydım. Bu kararlardan hiç bahsetmeyelim. Şimdi, Milli Güvenlik Konseyi'nin 91 numaralı tebliğiyle, Yassıada kararları kalktığına göre, ben de bağımsız adaylıgımı koydum. Herhangi bir partiden aday olmayı düşundunüz mü? Hayır, partilerin programlan, doğrusunu isterseniz belli olmadı. Yani bir tanesi fazla devletçi idi. Öteki de fazla... Bağımsız olmayı tercih ettim. Yalnız ideoloji bakımından kendime en >akın bulduğum \na\atan Partisi'nin Genel Başkanı Turgut Özal Bey'e telefon ettim. Kendisine hürmelim vardı. Turgut Bey'le temasa gectim. Fakat maalesef. bana cevap dahi verme nezaketinde bulunmadı." Ali İpar, buna rağmen "24 Ocak kararlarmın hepsiyle mütabık degil". İpar, "Turgut Bey elektrik muhendisi. Mühendislerin ekonomiye müdahale ettiği bir yerde ekonomi ilerlemez" derken, Cevher Özden'le olan anlaşmazhğına girmek istemiyor. Yalnızca "Hileli ve hatalı yollarla annemin vaşlılığında istifade ederek, ben yokken yanm asırdan fazla bir zamandır oturduğumuz babadan kalma yalıyı ele geçirmeye çalıştı. Ve karsı davalanmız sürüyor. Adaletin tecellesini bekliyorum. Yalıya giremedi bile. Şu anda ben oturuyorum" diyor. HP'de istifalar bitmiyor Halil Başol: Halkın sağduynsuna sığınıyorum TEKIRDAĞ (Cumhuriyet) Tekirdajt eski milletvekili ve Ticaret eski Bakanı Halil Başol, "Halkın sağduyusuna sağınıyorum" dedi. Kapatılan Adalet Partisi 'nden üç dönetn milletvekili seçilen ve 12 eylülden onceki hükümette Ticaret Bakanhğı yapan Halil Başol, bağımsız adaylık için geçen cuma günü Tekirdağ İl Seçim Kurulu 'na başvurdu. Başol, ''halkın sağduyusuna sığmdığını" belirterek, Türk demokrasisinin 6 kasırtıdan sonra alacağı yolda görev almak istediğini bildirdi. (Bastarafı I. Sayfada) mır merkez ilçe başkanlığından aynlan Osman Mumcu, "tstifalar salt listelere tepki değildir. Sosyal demokrat görüşü katletme hakkını kendimde görmüyorum" dedi. HP genel merkezinde gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Aydar, kuruluş aşamasıdaki her partinin bazı rahatsızlıklar yaşayabileceğini belirterek, "Halkçı Parti, bu küçük rahatsızlıklan giderecek" dedi. Aydar, İzmir il örgütündeki istifalara ilişkin bir soruya da "Herkesi aynı derecede memnun etmek olanagını kimse bulamaz. Bunlara bakarak HP hakkında kararlara varmak isabetsiz olur. HP bütün mensuplan ile başanlı bir sınav verecektir" şeklinde yanıt verdi. İZMİR'DE tSTİFALAR HP İzmir İl Başkanı ve 1. bölgeden 4. sırada milletvekili adayı Şahin Biner ile Yönetim Kurulu ve İl Disiplin Kurulu'ndan 8 kişinin istifasının ardından dün de Merkez tlçe Başkanı Osman Mumcu ile 5 Yönetim Kurulu Uyesi daha istifalarını açıkladılar. Makine muhendisi olan Mumcu düzenlediği basın toplantısında, dünün politika bezirganlannın yine sahnede olduğunu söyledi ve "Aday saptamasında temel ilkenin sosyal demokrat görüş ve ahlâk olması gerekirken eş, dost, ahbap, akraba ilişkileri ölçüt olarak alınmış, sosyal demokrat olduklan her zaman tartışılabilecek kişilere temsil olanagı saglanmıştır" dedi. Mumcu, istifalann salt listelere tepki olmadığını savunurken, "Sosyal demokrat görüşü katletme hakkını kendimde görmuyorum" diye konuştu. tzmir'dekı istifalara, özellikle Rüş tü Şardag, Ali Aşkın Toktaş, Durcan Emin Bayer ve Naciye Aydın'ın milletvekili listelerinde yer almaları neden oldu. tstifa eden HP II Başkanı Şahin Biner, "Bir sosyal demokrat olarak ugraşlannı sürdüreceğini" belirtirken, Merkez İlçe Başkanı Osman Mumcu da "Örgütlerden. partiden istifa etmek demek, sosyal demokrasiye hizmet etmeyi engellemez" diye konuştu. HP tzmir il örgütünde geri kalan 8 üye devam kararı aldı. Bu arada Karşıyaka İlçe Yönetim Kurulu, listenin "Karşıyakiüılardan oluşması" için genel merkeze göruş bildirmeyi kararlaştırdı. örgütteki istifaterla ilgili bir açıklama yapan İzmir İl Yönetim Kurulu Saymanı ve İl Başkan Vekili Kayahan Tuncer, is, tifaların duygusal nedenlere dayandığını, istifa edenlerin yerine yeni atamalar yapılacağını söyİedi. Tuncer, "HP'nin ilkelerini, görüşlerini benimsemeksizin partiden istifa etliklerini bildirenlerin sosyal demokratlıklanndan şüphe etmek gerekir" dedi. ADANA ÖRGÜTÜ HP Adana il örgütünde değişiklikler olurken, milletvekili adayı olduğu için görevi sona eren İl Başkanı Nuri Korkmaı'ın yerine bu göreve muhendis Cengiz İnal getirildi. HP Ordu örgütünde çözülmeler başladı. Partinin Fatsa tlçe Başkanı Ali Topaloğlu, Korgan İlçe Başkanı Rafet Antaç ile Kumru tlçe Başkanı Senai Aydın ve Yönetim Kurulu istifa etüler. İstifalara, partinin Ordu örgütünü kuran Abdullah Kumrulu'nun milletvekili listesi dışında bırakılmasının neden olduğu bildirildi. Ticaret eski Bakanı Halil Başol Sunalp: Biz faniyiz, parti öltinısüz (Bastarafl. Sayfada) inanç ilelbed muhafaza edilecektir. tnncımızı amblemimizdeki hooz temsil etmektedir. Horoz, elecegin müjdecisidir. Müminlri sabah namazına kaldıran b ; semboldür. Horozun evsafınıfade eden hususlar sizlere yazı olarak gönderilmiştir. bu bakndan bizler faniyiz. Fakat paıi öiümsüzdür, horozumuz ölmsüzdür" demişti. Sunip, Kırklareli'nde liderlik konusndaki sözleri üzerinde açıklaıalarda bulundu. BUNA1AYA BAŞLARSAM "Oun manası şu, Türkiye kötü örnklere sahip olmuştur. Liderlerveliaht yetiştirmemişlerdir. Binaeıale) h sonuna kadar liderligi mıhafaza etme>e çalışmışlardır. Yınn bir trafik kazasına uğrayıp uğranayacağımı nereden iliyoEunue. Trafik kazasına on•ar da ığnsalardı, giderlerdi zaten. Çocullanm tembihlidir. Benim mele!ei akliyemde herhangi bir iş yapmayacak azalma olursa yani bunamaya başlarsam akıkı di'umumu muhafaza edemezsem etrafımda bunu kimse bana sijkmez, çocuklanm tembihlidiı Senelerden beri bende evsaf dişüşu gördüğünüz zaman babanzı korumak için siz bana gelecKsiniz, 'baba artık işini bırak, sn eskki gibi değilsin' diyeceteiniz, demişimdir. Tabii böyle bir durum olursa yaşımız da ilerliyor, partideki şartlarda benden iyi arkadaşım çıkarsa herşeyi yapacak, benim liderliği terketmem bahis konusu olur. Orada anlatmak istedigim şahıslann peşinden gitmeyin demekti." ŞARTLAR BENt LİDER YAPTI Sunalp, MDP'nin veliahtları konusunda ise "Şimdi o kadar erken ki, şu anda temayüz edenler eski sahalannda temayüz etmiş arkadaşlardır. Şartlar da beni lider yapmıştır." dedi. MDP Genel Başkanı, geceyi geçirdiği Edirne'de otelin lobisinde basın mensuplarıyla bir sohbet toplantısı yaptı. "Gin and Tonk"ini yudumlayarak Sunalp, şöyle dedi: "Telmih (anlatmak) ettiğim husus da şudur; hâlâ bazı liderler liderligini bırakmamışlardır. Ve memleketi sancılar içine sokmuşlardır. Memlekette husumet kamplan kötii gidişlere sebep olmaktadır. Vc hâlâ Türkiye'mizde eski liderine vefadır diye şahıs peşinde koşan insanlar vardır. Halbuki biz bu memleketi yüceltecek siyasi bir teşekkulün inanç vereceğini ve insanların inancın peşinde koşmalannın icab ettigi kanaatindeyiz. Benim arkamdan kimse gelmesin, benim arkamdan ne zaman kitle gelsin, eğer ben ortaya vaazetmiş olduğum ve bu partiye girerken herkesin kabul etmiş bulunduğu inançtajsalar... Sunalp, partisinin asıl adının "Atatürkçü Demokrasi Partisi" olması gerektiğini, ancak Atatürk'ün adının kanunlarla teminat altında olduğundan Atatürk milliyetçiliğinin "milliyetçi" bölümürjü kullandıklarını belirtti ve daha sonra şöyle konuştu: "Ben Silahlı Kuvvetlerden aynldım ve tereyağdan kıl çekilir gibi alındım. Benim mazimde çekümeye ait ömekler var. Tereyağdan kıl çekilir gibi bir işten hizmetten çekilirim. Ben 7 yaşında girdim askeri mektebe ve hizmet gördüm. Sonra aynldım." Turgut Sunalp, partisi için kullandığı "kitle partisi" terimini de şöyle açıkladı: "Biz bir doktrin partisi değiliz. Bütün millete hitap edi>onız. Biz şahıslara inanıyorsak vaktiyle bir başka partiye inanmış olması bizim için bir mahzur teşkil etmiyor. Çünkü, onlara sünger çekilmiştir, partimarti yoktur." SOSYALİZM KOMÜNİZMİN CİLASIDIR Konuşmanın bundan sonraki bölümünde Sunalp, CHP'nin Atatürk döneminde sağ ya da sol bir parti olarak nitelenmediğini, bir taraftan devletçi, öte taraftan milliyetçi olduğunu hatırlatıp, "Ama bugün terminolojiye bakarsanız milliyetçilik sag, devletçilik sol akımdır. Karma ekonomi Atatürk'ün devrinde çıkmıştır. Çünkü, sanayiye yön veren teşekküller, devletin öncülüğünde teşkil edılmiştir. Batı ekonomilerinde de devletçilik vardır. Birçok yerierde devletin sıkı nezareti altındadır. Literatürde ya liberal ekonomi var, ya da sosyalist ekonomi \ardir. Aslında sos>alizm, komunizmin cilasıdır" dedi. Turgut Sunalp, sohbetin bu bölümünde 1972 yılında Genelkurmay'da görevliyken bir brifing hazırladığı "Aşın Akımlar" konulu bir kitabını hatırlatarak, komünizm, tarikatçılık ve faşizm uzerine şunları söyledi: "İlkel insanlar vahşi olarak yaşadıklan devirierde komünizm kaidelerini uyguluyorlardı. Faşizm ile komünizm arasında fark yoktur. Her ikisinde de diktatorlük vardır. Bir tanesi beynelmilel diktatoryadır, öteki milli diktaloryadır. Biri milliyetçidir, diğeri uluslararasıdır. Her ikisi de aynı kaideleri tatbik ederler. Türkiye'de bizim tesbitimize göre 73 kadar tarikat ve iki dini topluluk vardır. Ama Atatürk bunların buyük bölümünü ortadan kaldırmıştır." Sunalp daha sonra şöyle devam etti: "Sosyalizm ve hümanizm, komunizmin yan sanayiidir. Ben çok insan seven bir kimseyim. Fevkalade insan severim. İnsanların hepsini severim. Birisiyle karşılaştığınız zaman iki tip insan vardır. Biri karşılaştığı kişiye bu hınzırdır, der. O karşısında hınzır gördüğü kendisinin iyi bir adam olduğunu ispat edene kadar yanına almaz. Benim görüşüm o değildir. Ben, insanlarla karsılaştığım zaman herkesi gayet iyi bilirim. O arada, hınzırlık yapmaya başladığı zaman biriki tecrübeden geçirir ondan sonra ekarte ederim. Ve doğru yol budur. Onun için insancıl bir adamım. Fakat hümanistim demem. Çünkü, bazı tabirler yan sanayii olarak kullanılmıştır. Sosyal adalete fevkalade inanç beslerim, fakat sosyalistim demem. Kendim için sosyali kullanmadığıma göre sosyal demokrat olamam. Bu isimleri ben çok tetkik ettim. Moskova'da insanlan tetkik ettim. Ve hakikatte komünizm diye bir şey olmadığını tesbit ettim. Çünkü, bugün Rusya'da Slavizm vardır. Slav ırkının üstünluğü vardır. Rusya, 200 bin kişinin diktatoryasındadır. Partiye herkesi almazlar." SOVYETLER VE İSTANBUL Turgut Sunalp, daha sonra Sovyetler Birliği'nin Türkiye üzerindeki emellerine değindi: "Deli Petro'nun bazı kaynaklara göre 18, bazılanna göre 21 vasiyeti vardır. Üç maddesi Türkiye ile alakalıdır. Ruslar, tstanbul'a Çar'ın kansı anlamında Çarista derier. İstanbul'da gözleri vardır. İstanbul'u Çar'ın kansı kadar güzel, cazibeli, muhterem addederier. Sıcak denizlere inmek, Boğazlardan geçmekle mümkündür. Bugün de aynı görüştedirier. Çarlık döneminde de dunya sanayiinde dördüncü idiler şimdi de.. Çariığın yıkılıp komünizm rejiminin gelişi ayağı baş, başı a>ak yapmaktan başka bir değişikliği yoktur" DIŞ POLtTİKA GÖRÜŞLERİ MDP Genel Başkanı, Türkiye'nin Atatürk dönemindeki gibi bağlantısız ülkeler arasında yeralıp almaması konusunda göruşünü de şöyle açıkladı: "NATO ittifakı Türkiye için bir bağlılık değildir. Bağlantılı olmaktır. Çünkü, müttefikleriyle beraber bir pakt kurmuşsa orda aynı sedayı verir. Değişikbir ifade ile NATO'nun lideri yoktur, bir memleket NATO'nun lideri değildir. NATOda herkes aynı haklara sahip olarak oturur. Memlekellerden bir tanesi rezervasyon koydu mu, orası işlemez. Bu bir cesaret meselesidir, kendini tanıma meselesidir. Atak bir dış politika takip edeceksiniz. Bağlantılı olmanız sizi bağımlı yapmaz. Sanayi kısmına gelince çok dikkatsiz bir ekonomik durum izlenmiştir. Aldığımız ekonomik yardımlar hiçbir zaman bizi bağımlı yapmamalıdır." Ruslarla iyi komşuluk münasebetlerini muhafazaya mecburuz. Ama haysiyetimizi, şerefımizi ve memleketin emniyetini de korumaya mecburuz. Herşeyin bir endazesi vardır. Muayyen bir dereceyi taşırdığınız zaman farkına varmadan, bu memleketi felakete sürüklersiniz. Amerika ile münasebetlerimiz aynı şekildedir. Yalnız daha canlıdır. Aynı ittifakın içindeyiz, ve aynı inanca sahip iki devletiz. Amerika'yı ikili oynatmamak için lazım gelen aktif dış politikayı kullanmak lazımdır. Biz, hakikaten zengin bir memlekete sahibiz. Bu zengin memlekette bekçilik yapan fukara insanlanz. Ve akılcılığı ortaya koymamısu." MDP Genel Başkanı Turgut Sunalp, seçimlerdeki bağımsız milletvekillerinin şansım ise şöyle değerlendirdi: "Bağımsız adaylara Batıda pek şans veremiyonım ama Doğuda halk kitlelerini peşinden sürükleyen isimler bulunabilir. Bakıvorum. listelere kızan bağımsız aday olmuş." Sunalp, geceyi Edirne'de geçirdikten sonra dün Kırklareli'ne geldi. Bu arada yol üzerinde lskender köyüne ve İnece bucağına uğradı. Burada yurttaşlarla konuştu. lskendtr köyündeki halk, Toprak Mahsulleri Ofısi1 nin kendilerinden buğdayı 22, tüccardan 26 liraya satın aldığını söylediler. Ve zor durumda olduklarını bildirdiler. Sunalp, "Başka sorunuz var mı?" diye sordu, köylüler de "yok" dedUer. înece bucağında Sunalp'tan sonra çay bahçesinde konuşan Kâmran İnan, "Bizi 300 mebusluk bir kadro ile Meclise gönderin, Türk devletine, milletine eski gücünü yeniden verelim"dedi. (Bastarafı 1. Sayfada) meyeni millet istediği yere getirir." MDP Adana milletvekili adaylığından istifa eden DM üyesi Abdurrahman Girmen'in yerine YSK'ya yeni aday önerdi. Adana 1. seçim bölgesinin 5. sırasında bulunan Girmen'in yerine 6. sıradaki Hasan Batuman,6. sıraya da 7. sırada bulanan Ali Gür getirildi. Boşalan 7. sıraya ise yüksek mühendis Ahmet tnci getirildi. MDP Çanakkale listesinde 4. sırada yer alan emekli harita albayı tzzet Çetin, partisinden ve milletvekilliği adaylığından istifa ettiğini bildirdi. MDP istifa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle