18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı: Cumhııriyel Malbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonım Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan C'emal. Muessese Muduru Emioe Uşakhgil, V aa Işlen Muduru' Oka> Gooensin, • Yazı Işlerı Mudur Yardımcısı: Ahmrt Konıban, Haber Merkezı Muduru: Yalcın Baycr. Sa>ta Duzenı Yonelmenı: Ali Acar. TAKVIM 12 Eylül 1983 İmsak: 5.51 Guneş: 7.35 Temsüaler: ANKARA Yalçın Dogan, İZMIR: Hikmel Çetinkaya. ADANA Mchmel Mercan, • Servıs Şe/lerı Istanbul Haberlerı Setahaltin Guler, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomı: OsRun Clagi), Yurt Haberlerı: Barbaros Gençak, Kultur: Aydın Emeç, Magazın: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı AMulkadir Yucrtman, Düzeltme: Refik Durbaş, Araşnrma: Şahin Alpay. Ikindi: 17.44 Akşam: 20.24 Yatsı: 21.57 Burolar • Ankara: Konur Sokak No 24/4 Yenışehır, Tel: 175825175866, Idare. 183335, • İzmir: Halıt Zıya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Alaturk Caddesı, T H.K. Işhanı Kaı 2/13, Tel 1455019731 • Basan ve Yayan. Cumhurnet Matbaacılık ve Gazelecılık T.A.Ş Turk Ocağı Cad. 39/41. Cağaloğlu, Isı. PK. 246lsl. Tel: 5209703 Telex: 22246 Oğle 14.10 Medeniyet hastalarma ayrılan bölümün yarısı 20 günde doldu CENGİZ TURHAN Insanların burasına kadar gelmiş artık... Evde sinir, işte sinir, sokakta sinir... Sıkıntı huzursuzluk had safhada... Mide ağnsı, baş ağnsı, uykusuzluk... O onu dedi. bu bunu dedi... "Bakırköy'de 120 yaıak medeniyet hastalarma ayrıldı" dediğimizde, bundan 20 gun kadar önce, bu servisin 56 hastası vardı. "Medeniyet Hastalığı"ndan kurtulmak için biraz medeni cesaret yeterli demiştik. Ya görulmedik, duyulmadık biçımde medeni cesaret konusunda pek çok adım atılmış ya da insanlar, cesaret mesaret bir kenara "ya Allah" deyip atmış kendini bu ilk açılan kapıya... 20 gun geçmeden daha dolduruvermişler yarısını 120 yaıaklı servisin... "Stres Tedavi Merkezi" adını yakıştırdığımız yeni servisin sorumlusu Dr. Nuran Bozer, "L'mmadığımız kadar ve ummadığımız tabakadan hasta var. İst kesimden \ar. Bu kadar beklemiyorduk" dıyor. Yeni tedavi merkezinı, Dr. Bozer ile birlikte geziyoruz. Burada hasta yok. Misafir var. Misafirler bir sure sonra olağan gundelik yaşantılarına, bankadaki gorevlerine, şirket yonetim kuruluna, mahallelerine, dükkânlanna dönecekler... Bu nedenle afişe edilmemeleri gerekiyor. Resim çekmek yok. Aynca kendilerini rahat hissetmelerine engel olacak davranışlara da yer yok. olumsuz değeriendirme biçiminde kendini dışa vurabilir. Bunlar süreklilik ve ağırlık kazanıyorsa, ledaviyi gerektirir, yok»a depresyon herkeste var" şeklinde konuşuyor. Başhekim Yıldınm Aktuna'nın izni, Dr. Nuran Bozer'in onayı ile, bızimle konuşmaya gönullü olacak hastalar arıyoruz. Kimliklerini belli edecek hiçbir ipucu venneyeceğinıizi belirtiyoruz. İlk olarak 16 yıllık devlet memuru olan bir hanımla görüşüyoruz. Eşinden ayrılmış, annesi ve kızıyla aynı evde yaşıyor. Eşinden ayrılmanın bunalımına kuşaklararası çatışmalar eklenmiş: İlkokullarda kayıtlar bugün başlıyor 6 yaş grubunun durumu sorun oldu Kayıt zorunluluğu nedeniyle veliler 6 yaşındaki çocuklarını kaydettirmek isterken, bazı ilkokul yöneticileri, "Kapasitemiz yeterli değil" diyerek kayıt yapmıyorlar. İstanbul Haber Servisi ilkokul kayıtlarına tum yurtta bugun başlanırken ozellıkle nufusu yoğun kentlerdeki altı yaş grubu çocukların anne babaları, ne yapacaklarını bilemediklerini söylüyorlar "Şimdi, çocuğumuzu mahallemizdeki okulun kapasitesi yetersiz oldugundan kaydını yaptıramazsak ozel ogretmen mi tutacağız?" diye soruyorlar. Ilkokula başlama yaşının altıya indirilmesi uygulamasının 886 ilkokulun bulunduğu İstanbul'da, 500 dolayındaki okulda başlatılması ve bu okullara 51 bin çocuğun aiınması planlanıyor. Velilerden ardarda gelen son.1lar, ilkokul mudurlerınin okul kapasiteleri konusundakı gorüşleri, sozkonusu uygulama için henuz gerekli alt yapının tamamlanmadığını' ortaya çıkarıyor. Milli Eğitim yetkililerinden edinilen bilgiye gore, istanbul'da geçtiğimiz yıl ilkokullara 119 bin 341, yedi yaş grubu oğrencı k'*v dını yaptırdı. Bu yıl ise, altı uygulamasının başlatılması "* zorunlu tutulması nedeniyle okul ve araçlarda gerekli kapasite artırımı yapılmadığı halde 200 binin çok üzerinde çocuğun kayıt için ilkokullara bajvurması bekleniyor. Altı yaş grubu çocuklardan bir bölumunun bu vıi ilkokullara kabul edilirken, kalan bolümunun velilerinin olanaklanna terk edilmelerinı haksızlık olarak değerlendiren ve bu şekildeki uygulamanın "nufuz" kullanma, "torpil" arama, okul yonetiminızorlamagibigırişımlere yol açacağını one süren veliler şu soruların yanıtlannı arıyorlar: "Mahallemizdeki iikokul bizim kapasitemiz yetersiz altı yaş grubu çocuk kaydetmiyoruz ya da kontenjanımız doldu derse ne yapacağız? Çocugumuzun kaydını yaptıramazsak ozel öğretmen mi tutacağız yoksa bu alanda da ozel dersaneler mi açılacak? Özel öğretmen tutamazsak, çocuğumuz önumuzdeki yılda hazıriıksız sınava girer başansız olursa 6 >asındakilerle birlikte (Arkaiı 7. Sayfada) ""Temelde yatan depresyondur" "Temelde yatan depresyondur" diyen Dr. Nuran Bozer,"sıkıntı, üzüntu. hayattan zevk almama, insanlardan uzak durma, kendini >e çevresini ""Soykınm evi görünümde" "23 gündür buradayım. Kendi isteğimle geldim. Çok hastaydım. Gelmeden once burasını hücreli, hapishane gibi bir yer olarak canlandınyordum kafamda. Oysa bir sayfiye evi görünümuyle karşılaştım". Bu hanım henüz kendini gundelik yaşantısına geri dönmeye hazır hissetmiyor. İlk kez geçenlerde izin alarak dışarı çıkıp, "insan arasına" karışmış. "Dış dünyaya dönüş zor oluyor, bir iırkiintü oluyor. Ama inşallah onu da yenecegiz" diyen 40 yaşlarındaki bu hanımdan, kendisininkine benzer sorunlar taşıyanlara seslenmesinı istedik. Şoyle dedi: "Sinir buhranı geçiren, bunalan, bayılan kisiter son baddine gelmeden buraya başvursalar iyi olur". Dr. Nuran Bozer'e misafîrlerin kultur farkhhklarının iletişimi guçleştirmesine ilişkin bir soru yönelttiğimizde, "Kinni zaman kültür düzeyinin düşıiklügü sorun oluyor" yanıtını alıyoruz, "ama kimi zaman da kültürlu insanlarla iletişim kurmakta guçluk çekebiliyoruz. Böylelerinde sorunlannı, onların dışa vuruş biçimlerini saklama eğilimi daha fazla. Bunun için daha çok araca sahipler. Burada temelde kişilik yatıyor. Her kişilik kendine özgu bir depresyona giriyor." Evren: Kız çocııklarımızı okutmazsak ileri seviyvdeki ülkelere yetişemeyiz ANKARA (THA) Cumhurbaşkanı Kenan Evren, dun Ankara'nın Kalecik ılçesıyle Çubuk ilçesine bağlı Akyurt bucağında incelemelerde bulundu. Kalecik'te, yetkililerden ilçenin sorunlan hakkında bilgi alan Cumhurbaşkanı Evren, yollara serilmiş durumda olan halıları gorünce, bunların kaldırılmasını istedi. Evren. burada yapttğı konuşmada yarım kalmış olan fabrika ile sağlık ocağının en kısa zamanda hizmete açılabilmesi için gereklı talimatlan vereceğini söyledi. Kalecik'deki incelemelerıni tamamlayan Evren Ankara'ya donerken yol uzerindekı Akyurt'a da giderek vatandaşların sorunlannıdinledi. Burada Belediye Başkanı Nurettin Cankurtaran tarafından karşılanan Evren, Belediye Başkanf ndan da sorunlara ilişkin bilgi aldı. Daha sonra burada da halka hitaben bir konuşma yapan Evren, "Kız çocuklarımızı okutmazsak ileri seviyedeki ülkelere yetişemeyiz" dedi. Kız öğrencilerin biraz yaşı buyüyüp gosterişli olmaya başladıklan sırada okuldan alındıklarını anlatan Evren şöyle devam etti: "Kız ogrenciler biraz buyuviince okuldan alınıvor. sanki kaçırıp goturecekler. Bu boyle olmaz. Burada 151 ogrenci varmış, bunlann 25'i kızmış ve gerisi erkekmiş. Yalnız erkekleri okutursak kızları okutmazsak medeni ulkeler seviyesine çıkamayız. Aynca siz şanslısınız. Yolunuz, elektriginiz, suyunuz var. Bunlara sahip olamayan yörelerimiz de vardır. Hep bana hep bana demeyin. Kalkınacaksak hep beraber kalkınacagız" Ankara'dan Kalecik'e giderken, bir gelin aracına rastlayan Evren, gelin aracını durdurarak genç çıftlere mutluluklar diledı. Cumhurbaşkanı Evren, gelinle konuşmaya giderken "nereye gitsek karşımıza mutlaka bir gelin arabası çıkıyor" dedi. Daha sonra, adları Ayşe ve Necip Turgut olan genç evülerle konuşan Evren, yarım saat kadar once dıinya evine girdiklerini öğrenince omur boyu mutluluklar diledi. " ' * n m u d a t o p k o ş l u r a n u n l u t u l b o l c u l a r ı n he" ,anıa(nın,nsemtarsalarındanyetiştiğibirgermennemeıI çektir. Futbolumuza ünliı isimler veren arsalar yavaş yavaş beton yığınlan haline geldi. Top koşturulan arsalarda binalar birer ikişer yukselirken gençlerimiz kendilerine yeni alanlar aramaya başladılar. Top koşturduklan arsalan evlerle, fabrikalarla dolan gençler mezarlıklara akın etliler *e dedelerinin kemikleri üzerinde meşin yuvarlağı kovalamava başladılar. Veşil alanlar yerine mezariıklardan doğacak isimleri beklerken futbol sahalarımız "k"li futbolcularia leknik adamlarla doldu. (Fotograf Kadir CAN) F u t b o 1 s a h "Gözlerini on dakika ödünç verir nıisin?" Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölumünü başarıyla bitiren Etnin Demirci görmeyenlerin öğrenimi için ders kitaplan ile diğer kitap ve yayınlann kasetlerinin hazırlanarak seri şekilde üretilmesi gerektiğini söylüyor. ASİYE UYSAL Konyalı olan Emin Demirci, ailesinin tek gormeyen bireyi.. Altı kardeşi var ve babası nakliyecilik yapıyor. Lıseyi Konya Beyşehir Lısesi'nde bitirdikten sonra, ÖSYM'nin görmeyenier için açtığı sozlu sınavında 556 puan alarak B.Ü. İktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi'ni kazanmış. Halen Üniversite'nin yurdunda kalıyor ve yüksek lisans öğrenimi yapıp yapmama konusunda karar verme aşamasında. "Gözlerini bana on dakikalıgına ödünç verebilir misin?" Eğer yedi yaşından bu yana gorememesine karşın Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü başarıyla bitiren Emin Demirei'yi (26) tanısaydınız bu ince esprinin ne anlama geldiğini bılir ve Demirci'nin uzattığı gazete veya dergiyi yuksek sesle okumaya koyulurdunuz. Turkiye'de yüksek öğrenim görme şansını elde etmiş çok az sayıdaki görmeyenden biri olan Demirci, görmeyenlerin oğrenimi ve genel kültürlerinin artırılabilmesi için ders kitapları ile diğer kitap ve yayınlann kasetlerinin hazırlanarak seri şekilde üretilmesi gerektiğini söylüyor. Batı ulkelerinde görmeyenlerin kasetle öğreniminin yaygınlaştığını belirterek, Turkiye'de bu alandaki çalışmaların yaygınlaşması için devletin yardımcı olmasını istedi. Görmeyenier ve görmeyenlerin öğrenimi üzerine konuştuğumuz Demirci'nin sorunlara yaklaşımı oldukça değişik. Görmeyenlerin görenlere oranla bilgi edinmelerinin daha kısıtlı olduğunu belirtiyor ve "Çünkü, görmeyenlerin bilgi edinmeleri, gorenlerin geliştirdiği teknolojiye, spikerin verdiği bilgiye, elindeki kitap ya da dergiyi biz gormeyenlere de okumasını istediğimiz ve konuştuğumuz gören arkabiliyor. Ve tabii bu kitapları okuyabilmek için özel eğitimden geçmek gerekiyor. Emin Demirci de, Beyşehir Lisesi'nde oğretmenlerin anlattıklanndan ve Braille yazı aracıyla derste tuttuğu notlardan yararlanarak çalışmış. Ancak, okulunda bir rehberlik hizmetinin bulunmadığını, varolan kütuphaneden ise değil kendisinin, okuma alışkanhğı verilmemesi nedeniyle gözleri sağlam arkadaşlannın dahi yararlanamadığinı söylüyor. Demirci, yuksek öğrenime başladığında yabancı dil öğrenmesinin daha geniş çapta Braille sistemiyle hazırlanmış kitaplardan yararlanma olanağına kavuştuğunu belirtiyor. Anlattığına göre, Boğaziçi Üniversitesi kutuphanesinde 700800 dolayında Braille kitap bulunuyor. Ancak, bunlann çoğunluğu Ingilizce dilde yazılmış. Kalanı Fransızca... Turkiye'de yabancı dil bilen gormeyen sayısı ise çok az sayıda. Biz biliriz birbirimizi diyen Demirci, kendisinin, 2030 kadar yabancı dil bilen gormeyen tanıdığını, toplam sayısının ise 100'ü geçmeyeceğini söylüyor. İlk nıüşteri Bir başka mısafirle göruşüyoruz. Zeki gozleriyle bizı dikkatle süzerek "gerçek niyetimizi" anlamayaçahşıyor. 65 yaşlarında, saçları kırlaşmış varlıklı bir hanım, "İki sene önce aile arasında bir şeye sinirlendim. 3 giin sonra midemde bir agrı oldu. Biitttn profesörlere gittim, doktorlara gittim. 20 gun özel bir hastanede yattım. Kendimi kısa siire iyi hissettim, sonra yine başladı. Şimdi burada o durum hafifledi"diyor. Gumuşi saçlı misafir kendi deyimiyle bu bölumün "ilk müşterisi". İki gece yalnız hemşirelerle yatmış. "Elskiden çok neseliydim", diyor her şeye girer çıkardım. Çoluk çocuk evlendi gitti, torunlar oldu... Zevcem biraz ağır konuşur... Ben bunlan kardeşime bile anlalmadım. Rahatlayayım da öyle çıkayım diyorum. Gezmek için izin bile almadım." Çok değişik kultürlerden gelen, farklı kişilikleriyle ve farklı sorunlarıyla başvuran misafırlerin sıkıntılarının hafifletilmesi, temel olarak hastaya kendi çevresinin, dünyanın yeniden tanıtılması ile sağlanmaya çalışılıyor. Sorunun üstesinden yine hastanın kendisi geliyor. Dr. Bozer'in deyimiyle "hasta ve doktor müşterek olarak bir hayat problemi çözmeye çalışıyor". Ancak burada doktorların önemli bazı guçlukleri var tabii. Dr. Bozer bunu şoyle dile getiriyor: "Örtiıcü şikâyetlerin, mide agnlannın, bavılmaJann altmdaki gerçekleri ortaya çıkartmak gerek. Ama gerçek nedeni hastaya gostermek hem kolay değil, hem de her zaman dogru değil. Hastayı gerçegi karşılamaya hazır hale getirmek gerekir." Gumuşi saçlı 65'lik hanıma da sorduk, bir şey söylesin diye. "Gençlere söylüyorum" dedi, "kendinizi uzmeyin, içinize atmayın, size ne soylenirse cevabını verin". Tuttuk sözünu, çıktık sokağa, vay karşımıza çıkana... PARIS'ten MEHMET ALTAN TV etrafında seyahat "Yadırgamadığınız döşeğınız" sızın tarafınızdan sulanmayı bekleyen "Afrika menekşesı" uzak diyarlarda bulunan bir evdedır. Ve o uzak dıyarlann cazip gelen gece yaşamlarına rağmen, sızde çoğunluk, herkesın kendı memleketinde yaptığı gıbı, televizyonun karşısına geçıp oturur, "televizyonun etrafında seyahat" etmeğe koyulursunuz. * • • Dıyelım kı, Fransa'nın üç kanallı televizyonunun karşısına geçıp oturdunuz. Bugunlerde üç kanalın da ortak konusu "Şı//"dır. Salvadore Allende'ntn yasal seçımle geldiğı iklıdardan, kanlı bir darbeyle devrılmesınin 10. yılı, 11 eylülde geride kalmaktadır. Televızyon, bazen sızı, Allende'rim öldürülmeden önce yaptığı son konuşmaya, son olarak çekılen fotoğrafına götürür, bazen de duşman cephelerını aynı başarıyla bombalaması şüpheiı olan Şılı Hava Kuvvetleri'nın Monada Sarayı'nı bombalamasını odanıza getirir Sonra gene aynı konuyla ılgılı bir başka oturumda, Şıli Devlet Başkanı'nın en yakın danışmanlarından bırinin ağzından, Allende'nın ülkede yaratılan kargaşa ortamına demokratik çözümler aradığını. çok yakın bir sure içınde bir referandum yapmayı tasarladığını öğrenırsiniz. Allende, konuyu Genelkurmay Başkanı Pinochet'ye de özel olarak davet ettığı yazlık evınde açmış, bu konuşma demokratik çözümlerden urken P/nocftef'nin darbeyi 11 eylüle almasına sebep olmuştur. Aynı gece, haberler sırasında, Allende'mn mezanna 10 yıldır ılk defa taraftarlarınca çiçek konduğunu öğrenirsıniz. "Televızyonla seyahatinız" sırasında, Şılı'ye uzandığınız bu Latın Amerika kıtasında "testereyle kesilmiş bir gelıncık" gibı solan 'demokratik sosyalızm" deneyimınin sahibı Başkan Salvador Allende'nin mezanna bir çıçekçik de sız ılıştirırsınız. Bir başka kanalda az önce, Joan Baez'in 15 temmuzda, Avrupa'nın en büyuk meydanı Concorde'da, 100 bın kişıye verdıği bir konserı ızlemışsınızdır Joan Baez, o yumusak sesıyle, dünyayı saran belalara "şıddete başvurmadan" karşı koyanlar ıçın söylemektedır O usul sesle birlikte, Hındıstan'da Gandı'den. Amerıka'da Sacco ve Vanzettı'ye kadar, yeryüzünü "televizyonun etrafında" dolaşıp durursunuz. * • * Allahtan Fransız televızyonu "gözleri bağlı bir bostan beygiri" görünümiınde değildir. Hem Fransa'nın hem dünyanın bir aynası gibidir evrenı saran belaları, hastalıklan, dertlerı olduğu gıbı, bırtakım cözüm onerılennı de ordan ızleyebılırsınız. İşte, üçüncü kanalda. LeMonde gazetesınce bu yaz başlatılan "sol aydınların suskunluğu" tartışması uzerıne bir açıkoturum vardır. Kımı, "aydın" ile "yaratıcı" arasındakı farka değinmekte, kımi "sol aydın suskun, çünku sol ıktıdar başansız" demekte, bir başkası ise, "sol suskun. çünkü ıktidarda" diye yanıtlamaktadır Tartışma uzar gıder. * * * Eylül ayında Parıs ne kadar çekıcı olsa da, bu gecekı "televızyonunuz etrafındakı seyahat"Xen memnunsunuzdur. ARKADAŞI OKUYOR, O DİNLİYOR Fotografta yedi yaşından bu yana gozleri gormeyen Emin Demirci, kendisine günluk gazete haberlerini okuyan arkadaşını dinlerken gorulüy or. daşlarımızın kültür bağlıdır." diyor. düzeyine gerekmektedir." Boylesıne bir öğretim sisteminin görmeyenlere nasıl yansıdığı konusunda da şunları söylüyor: "Eğer yanılmıyorsara iilkemizde 6 kadar körler okulu var. Bunların üçünün orta kısmı bulunuyor. Ortaokul sona ulaşmayı başaran bir öğrenci kültür derslerinin yanısıra çeşitli sanat dersleri de görüyor ve çeşitli el becerileri kazanıyor. Ancak ortaokulu bitirdiklen sonra kendi kaderlerioe terk ediliyoıiar. Görmeyenlerin kitap sağlama, kıilturlerini gelişlirme olanakları yoktur." Çoğunluğu Okuma Yazma Bilmiyor Demirci, İngiltere'de kısaca RN1B olarak yazılan Rojal National Institute For The Bloind ile National Library For The Blind (Ulusal Korier Kutuphanesi)'ne uye. Bu kuruluşlardan Braille sistemiyle hazırlanmış kitaplar sağhyor. Ardından Amerika'daki 60 bin kitabın banda alındığı Recording For The Bloind (Korier İçin Kayıt Kutüphanesi)ne uye olmuş. Buradan da ders bantları sağhyor. Tabii Türkiye'deki görmeyenlerin bu kutüphane ve enstitülerden yararlanabilmeleri için öncelikle yabancı dil öğrenmeleri gerekiyor. Buna karşılık büyük bir çoğunluğu henüz okuma yazmayı dahi öğrenebilmiş değil. En ucuz okul önlüğü 12001500 lira arasında İstanbul Haber Servisi " yıl Kurban Bayramı ile ilk ve ta dereceli okulların açılış tan.. lerinin ardarda gelmesi, ailelerin alışveriş tela>ını ıvice artırdı. Henüz bayrama 5 gun olmasına karşılık, onceki gun tum mağazalar açık, satış merkezleri tıklım tıkhm doluydu. Özellikle siyah okul onluğu satılan tezgâhların onü ayrı bir gorunumdeydi. Bir yanda okul önlukleri çocuklara giydirilerek uyup uymadığı deneniyor, bir yandan satıcı ile anne ya da baba arasında kıyasıya bir pazarhk suruyordu. En ucuz önlukler ise 12001500 lira arasında etiketle Mahmutpaşa çarşısmda gorulüyordu. Burada konuştuğumuz annebabalar genellikle ucuz olduğu için Mahmutpaşa çarşısını tercıh ettiklerini soylerlerken bir anne de satın aldığı siyah önlüğun kumaşını gosterip şunları söyluyordu: "Gerçi ucuz etin yahnisi yavan olur derler ama, gücumüz buna yetiyor." Kuru Bilgi Aktarımı Yuksek öğrenim görmuş bir gormeyen olarak Türkiye'deki eğitim sistemi üzerine göruşünu öğrenmek istediğimiz Demirci, sorumuza soruyla karşılık veriyor: "Siz gorenler eğitim sisteminden raemnun musunuz?" Ve ekliyor: "Türkiye'deki öğretim anlayışı yıllarca tekrar tekrar söylenmesine karşılık. bugün hâlâ oğretmenin kuru bilgi aktanmı şeklindedir. Öğretmen aktif, oğrenci pasiftir. Öğretmen öğrencinin ders dısındaki sorunlan, aile durumu, sosyal ekonomik koşullarıyla, boş zamanlarında ne yaptıgıyla ilgilenmez. Oysa, eğitimcinin öğrencinin kapasitesini ve neyi nasıl öğreneceğini bilmesi Braille Kitaplar Görmeyenier, öğrenimlerinde Braille sistemiyle özel olarak hazırlanmış olan (noktalama şeklinde kabartma) kitaplardan yararlanıyorlar. Bu tip kitaplar, iki elin işaret parmaklarıyla okuna Görerek Öğrenme Istanbul'da lüks bir kumarhane açılacak Istanbul Haber Servisi İstanbul'da yeniden luks bir kumarhanenin açıiması için çalışmalar sürdürüluyor. Turistler için büyuk bir ihtiyaç olan kumarhanenin işletilmesinin bir Avusturya şirketine verildiği oğrenildi. İstanbul Hilton otelinde daha önce açılmış olan kumarhanenin yerinde faaliyete geçecek olan baht ve talih oyunları bolumünün düzenlenmesi için onümuzdeki günlerde Avusturya'dan bir heyet gelecek. Her turlu baht ve talih oyunlarının oynanabileceği belirtilen kumarhanelerde bu oyunlarla ilgili cihazlann son sistem elektronik cihazlar olduğu ilgililerce belirtildi. Turizm Teşvik Yasası gereğince buyuk otellerde kumarhane açılabileceğine dair yönetmenliğin yürürluğe girmesinden sonra Hilton otelinde açılacak olan kumarhaneye girilebilmesi için yabancı pasaport taşınması gerekiyor. Kandüli ocaklarında üç işçi zehirlenerek öldü KARABLK (UBA) Turki ye Taş Kömürleri (TTK) Kuru mu'nun Kandilli ocaklarında Kömur işçilerı tarafından "Korbaca" olarak nitelenen, denız yuzeyınden 140 metre derinlikteki geçıtte karbondıoksit gazı birikmesi sonucu, Ramazan Yavuz, Cevdel Cebesoy ve Eyup Bozacıoglu adındaki işçiler yaşamlannı yitirdiler. Gözlerin bir sure kapatılması halinde, seslerin birden on plana çıktığı anlaşılır. Dikkat, gorüntuden seslere kayar. Demirci de, bilgi edinmek için parmak uçlannı ama çoğunlukla kulağını kullanabiliyor. Bu yüzden, bilgi edinirken başka ses duymak istemediğini söylüyor ve "Kulagımı sadece bilginin verildiği sese konsantre etmek istiyorum. Sizlerin gözlerinizi kitaba konsantre etmeniz gibi." diyor. Demirci, gorenler ile gormeyenleri de şoyle anlatıyor: "Sizler baktığınız her şeyi gormek zoANKARA, (Cumhuriyet Bürundasınız. Beyinleriniz gormek istemediğiniz goriintulerle de rosu) Okumayazma seferbermeşgul olmak durumunda. An liğınin 1995 yılına kadar sürececak, bu aynı zamanda beynin sü ği ve toplam olarak 19.6 milyar rekli uyanık kalmasını saglıyor. lira harcanacağı belirlendi. 50 Ve aralıksız bir şeyler ögreniyor milyon dolayındaki Türkiye nüsunuz. Bizim, belki beynimiz si fusunun 10 milyonunun okumayazma bilmediği açıklandı. zinkiler gibi gereksiz yere meşgul Milli Eğitim Bakanlığı'nca • olmuyor ama, hiçbir şey göremedigimizden bilgi takiri oluyo zırlanan bir raporda oku^ yazma seferberliğinin 1995 yılıruz. Bu yüzden avnı eğitimden geçmiş olsak da görenle gorme na kadar devam etmesinin kaçınılmaz olduğu belirtildi. Raporyen eşit bilgiye sahip olamıyor. Yani gormek, insanların bilgisi da okumayazma seferberliğinin planlanması konusunda şöyle ni büyük ölçüde artınyor." Demirci, son olarak kendisi denildi: "Halen ulkemizde, okumane yönelttiğimiz "Yolda yürüryazma bilmevenlerin sayısı ken ne gibi güçlukler çekiyorsu10.436.925'tir. Çağ nüfusunun nuz?" sorumuza da gulerek esptamamının okullaştırılması için riyle yanıt veriyor: "Bırakın bizleri. Siz gorenler^ 199S yılı hedef alındıgma göre, okumavazma seferberliğinin bu trafikte rahat yürüyebiliyor (Arkası 7. Sayfada) musunuz?" Ntifusun beşte biri okuma yazma bilmîyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle