19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TAKVtM 6 Ağustos 1983 lmsak: 4.58 Güneş: 6.59 Ögle: 14.20 Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik Türk Anonim Şirketi adına Nadir Nadi, • Genel Yayın Müdurii: Hasan Cemal, Müessese MUdürü: Emine Uşaklıgil, Yaa tşleri Müdurü: Okay Gönensin, • Yazı lşleri Müdür Yardımctsr. Ahmet Korulsan, Habev Merkezi Müdüru: Yalçın Ba>er, Sayt'a Düzeni Yönetmeni: Ali Acar. Ikindi: 18.13 Akşam: 21.19 Yatsı: 23.05 Temsikiler: ANKARA: Yalçın Doğan, İZMİR: Hikmel Çetinkaya, ADANA: Mehmel Mercan, • Servis Şefleri: lstanbul Haberleri: Selahaltin Giıler, Dış Haberler: Ergun Balcı, Ekonomi: Osman Ulagay, Yurt Haberleri: Barbaros Gençak, Kultür: Aydın Emeç, Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdülkadir Yücelman, DUzeltme: Konur Erlop, Araşlırma: Şahin Alpay. Bürolar. • Ankara: Konur Sokak No: 24/4 Yenişehir, Tel: 175825175866, Idare: 183335, • lzmir: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Atatürk Caddesi, T.H.K. Işhanı Kat 2/13, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Türk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloğlu, lst. PK: 246tst. Tel: 5209703 Telex: 22246 • Basıldıgı \fer: YENl ASIR Gazete ve Matbaacılık Ltd.Ş. MecidiyeköyIsl. 2 üniversiteden 137 öğretim elemanı Bakanliğa iade edildi Haber Merkezi Gazi Üniversitesi'den 90, Uludağ Üniversitesi'nden 47 öğretim elemanı daha Milli Eğitim Bakanhğı'ria iade edildi. Bir grup öğretim elemanı Milli Eğitim Bakanlığı'na iade edileceklerin listesinin çok önceden hazırlandığını öne sürerken, bu iadeler karşısında Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Dekanı Osman Tekok'un da istifa ettiği bildirildi. Uludağ Üniversitesi'nden Milli Eğitim Bakanlığı'na verilen 47 kişiden 41'i Balıkesir Necatibey Eğitim Fakültesi'nde, 2'si Balıkesir Meslek Yüksek Okulu'nda, 4'ü Bursa llâhiyat Fakültesi'nde görev yapıyordu. Daha önce Bursa Eğitim Fakültesi'nden 10 öğretim elemanının Bakanlığa iade edilmesi ile Uludağ Üniversitesi'ndeki görevlerinden alınanların sayısı 57'ye ulaştı. Gazi Üniversitesi'nden Milli Eğitim Bakanlığı'na iade edilenlerin sayısı ise 260'a yükseldi. Gazi Eğitim Fakültesi'nden 170 öğretim elemanmın iade edilmelerinden sonra Mesleki Eğitim Fakültesi'nden 55, Teknik Eğitim Fakültesi'nden de 35 öğretim elemanı daha Bakanlığa iade edildi. Teknik Eğitim Fakültesi'nden iade edilen bir edebiyat öğretmeninin 7 ay önce emeklilik başvurusunda bulunduğu, Mesle<ci Eğitim Fakültesi'nde bir ay önce emeklilik dilekçesi veren Doktoralı Mellha Kavak'm da iade edilenler arasında bulunduğu belirtildi. Yine aynı fakültede kadrolu tek Fransızca öğretim elemanının iade edilmesinden sonra fakültede Fransızca öğretmeni kalmadı. Beslenme Teknolojisi bölümünde bu alanda doktora yapmış tek öğretim elamanı Müberra Işıksoluğu da Doç. Yardımcılığı sıravını kazanmasma karşın Bakanlığa iade edildi. 2809 sayılı yasa öğretim elemanlarının Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmelerine olanak tanıyor. Bu yasanm geçici 3. maddesinde istihdamına gerek görülmediğine karar verilenlerin saptanması için somut ölçüler konulmamış olması eleştirilere yol açıyor. Bu eleştiriler işlemlerin kişisel ve siyasi tercihlere göre yapılabileceği şeklinde yoğunlaşıyor. Nitekim Uludağ Üniversitesi'nden iade işlemlerinin kişisel ve siyasi yargılarla yapıldığı ileri sürüldü. Necatibey Eğitim Fakültesi'nde yüksek lisanslı öğretim elemanları Bakanlığa iade edilirken ancak lisans öğretimi yapanların fakültede bırakıldıkları belirtiliyor. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı'na iade edilen öğretim elemanlarının nakil işlemlerinin gerçekleştirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'nda bir komisyon oluşturuldu. Bankerzede Komitesi Kafaoğlu'nu Başbakan'a ~ şikayet edecek Bankerzede Üst Komite Başkanı Necati Özdemir, bankerzedelere 300 bin lira olarak ödenmesi DM'de kabul edilen tavanın Maliyece 200 bin liraya indirilmeye çalışıldtğını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bankerzede Üst Komitesi, Maliye Bakanı Adnan Başer Kafaoğlu'nu şikâyet etmek, bankerlik olayında son durumu ve çeşitli şikâyetlerini bildirmek üzere Başbakan Bülend Ulusu'dan randevu istedi. Bankerzede Üst Komitesi, bankerlikle ilgili yasanın Danışma Meclisi'nde kabulünün 40. günü dolduğu halde Maliye Bakanlığı'nm hazırlaması gerekli 4 konuda şimdiye kadar hiç bir çalışma yapılmadığını öne sürdü. Bankerzede Ust Komite Başkanı emekli Kurmay Albay Necati Özdemir tarafından yapılan açıklamada, Hükümet sözcüsü olarak DM'de konuşan Maliye Bakanlığı Müsteşan Ertuğrul Kurcuoğlu'nun yasanın gerekli çalışmalarının en kısa sürede yapılacağını söylemesine rağmen bu sözün yerine gelmediğini hatırlatarak "bizim sözlere güvenimiz ve inancımız artık kalmadı" , dedi. Özdemir, Bakanlar Kurulu'nca bankerzedelere ödenecek tavanın 200 bin lira olarak saptanmasına karşın DM'e bunun 300 bin liraya çıkarıldığını anımsatarak "bugün maliye bu tavanın yeniden 200 bin liraya indirilmesine uğraşıyor. MGK'ya yanlış bilgiler verilerek zaten yetersiz olan 300 bin lira daha aşağıya çekilmeye çalışılryor" biçiminde konuştu. MERMİ VE BOMBA ETKİLEMİYOR Her biri 17 milyon lira fiyatında olan bu arabalar tüfek mermisine ve hatta bombaya karşı çelik ve fiber karışımı zırhla kaplı. Bu zırhlı arabaların gözyaşartıcı ve el bombası fırlatabilen, yolayag puskürten ya da sis perdesi oluşturan sistemleri bulunuyor. Ifeni bir işkolu: Terörden koruma sanayi Miami'de özel koruma şirketinde çalışan eski bir CIA görevlisi, "Uluslararası bir şirketin terörizmi hesaba katmadan yönetilmesi miimkün değil" diyor. Dış Haberler Servisi "ABD'nin Teksas eyaletinden Cadillac marka üç otomobil Ortadoğu'da bilinmeyen bir ülkeye gitmek üzere bir gemiye bindiriliyor. Her biri 17 milyon lira (68 bin dolar) fiyatında olan arabalar tüfek mermisine ve hatta bombaya karşı çelik ve fiber karışımı zırhla kaplı. Her birinde gözyaşartıcı ve el bombaları fırlatabilen, yola yağ piiskürten ya da sis perdesi oluşturan mekanizmalar bulunuyor. Yine her birine bomba patlatmak üzere uzaktan kumanda sistemleri yerleştirilmiş." James Bond filmlerinde rastlanacak türde olan bu arabalar yeni gelişen b|r sanayiinin ürünü: Terörden koruma Sanayii... Dünyanın birçok ülkesinde, diplomatlar, devlet görevlileri ve işadamları muhtemel saldırılardan kendilerini koruyabilmek amacıyla, bu konuda uzmanlaşmış şirketlere başvuruyorlar. ABD Başkanı Ronald Reagan'a Fransa ziyareti sırasında kurşun geçirmez ceket yapan "Communicalion Control INC." şirketi yetkiülerinden Alice Fribourg "telefonlanınız" diyor, "dünyada önemli her olayın ardından siirekli çalar". Silahlı saldınlara karşı özel koruma sağlayan bu şirketler özellikle dünyanın karışık bölgelerine iş yapıyor. Ve olayların yoğunlaşmasıyla birlikte müşterileri de çoğahyor. Nitekim Alice Fribourg "gazete başlıklan ne kadar kötü olursa, kflnmız o kadar çok artıyor" diyor. EMEKLtLERE İŞ Koruma ışı birçok eskı ıstıhbarat görevlisine ya da emekli askere iş olanağı yaratıyor. Çeşitli ülkelerin, özellikle ABD ve Ingiliz gizli istihbarat servislerinden emekli birçok "uzman" bu şirketlerde kolayca iş bulabiliyor. Koruma işi yapan şirketlerin görevleri, bürolarda alınabilecek önlemlerden, bir patronun yanında çalışanların güvenilebilirliğinin ölçülmesine, zırhlı arabalardan, silah kullanmayı öğretmeye kadar uzanıyor. Özel koruma şirketleri yaptıkları işin giderek önem kazandığını, bunun yerel güvenlik yetkiIilerinin yetersizliğinden kaynaklandığını belirtiyorlar. Bu şirketlerin yetkililerine göre, "yerel polis hüküınetin bir kolu ve görevi devletin varlığını sürdürmesini sağlamakla" sınırh. Uluslararası şirketlerin birçoğu bugün özel koruma şirketlerinin hizmetlerinden yararlanıyorlar. Eski bir CİA görevlisi olan ve şu anda Miami'de bir özel koruma şirketinde çalışan Mike Ackerman "Altıyedi sene önce" diyor "terörizm yeniydi. Şimdiyse uluslararası bir şirketin terörizmi hesaba katmadan yönetilmesi mümkün değil." Bugün birçok şirketin yönetiminde karşıterör uzmanları bulunuyor. Ya da şirket, herhangi bir olay olduğunda koruma şirketlerini çağırıyor. Bu şirketler ortalama 50 bin dolara (12 milyon TL) "hizmet" veriyorlar. Bu şirketlerden biri teröristlere karşı nasıl mücadele edileceğini öğreten 17 ciltlik bir kitap çıkartmış. 375 bin TL'ye satılan kitap şu ana kadar 25 müşteri bulmuş bile. muhalifi 11 Humeyni Türkiye'ye kaçtı MALATYA (Cumhuriyet) tran'dan kaçtıklan belirlenen 11 tran'lı, Van'da kiraladıkları üç taksi ile Ankara'ya giderlerken Malatya Bölge Trafik Müdürlüğü ekiplerince yakalandı. Aralannda emekli subayların da bulunduğu belirtilen 11 Iranlının 6'sının pasaportunun bulunduğu, diğer 5'inin ise sınırı gizlice geçtikleri anlaşıldı. Malatya Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltmda tutulan 11 Iranlının Humeyni muhalifi oldukları, ancak iltica talebinde bulunmadıkları öğrenildi. Gözaltında tutulan Iran'lılar, polise verdikleri ifadede tran'dan gizlice Türkiye'ye geçtiklerini, Van'a geldikfcrinde 80 bin liraya üç taksi kisalayarak Ankara'ya gitmek üzere yola çıktıklarını söylediler. * îsimleri sakıncalı görülerek açıklanmayan 11 İran'lı arasında tran'ın ünlü ses sanatçılarından bazılarının da bulunduğu öğrenildi. Laleli Arap turistlerin "Sultanahmet'1 oldu "Milletül Arap sarı hatundan ziyade zevk alır" Araplarm Ramazandan kaçmak, ticaret yapmak ve seks düşkünlüğü nedeniyle İstanbul'da yoğunlaştıkları sanılıyor. Laleli esnafı Araplarm pisliğinden, dağınıklığından, tembelliğinden ve pazarlık huylarından yakımyor. da.. Doğal olarak 10 takım elbise alana 2 takım da "müesseseden" veriliyor. Çünkü Araplar pazarlığa bayılıyor ve bu ölçüde (en az ^020) bir indirim yaptırmadan hiç bir şey almıyorlar. "ISTtRAHAT YA SEYDİ?" Mağazanın sahibi davranışları açısından Arap turistleri biraz "deveye" benzetiyor. Çünkü kendilerine "istirahat ya seydi?" (Bu söz "biraz dinlenmek ister misiniz efendim?" anlamına geliyor) dendi mi caddenin ortasına bile oturuyorlar veya en azından mağazanın ortasına. "Seçkin giyim pazarı"nda da Araplarm mallan karıştırmasından yakınmalar dinliyoruz. Mağaza sahibi "önce dağıtıp sonra seçiyorlar" diyor. Pazarlık konusunda onlar da yakımyor. Fıkra gibi bir şey anlatıyor: Geçenlerde bir Arap turist gömleğin fiyatını soruyor. "Bir lira.." diyor mağaza sahibi. Arap "yarım lira olmaz mı?" diye pazarlığa girişiyor. EN BÜYÜK SORUN BURASI LALELİ Arap ülkelerinden biri değil.. Alışveriş edenler de Aksaray esnafının hem yakındığı, hem "şükrettiği" Arap turistleri... (Fotoğraf: Ender ERKEK) Türkçeden çok Arapça konuş "Abdullah Giyim" mağazasının malar duyuluyor. Çarşaflı, peçe sahibi Abdullah Kargı"Araplali, takkeli, külahlı, "dijdaje" adı rın Lâleli'de yoğunlaşmasının verilen ve »ünnet çocuklarının nedenini yörede bulunan ucuz giysiyerine benzeyen beyaz göm otellerin çokluğuna bağlıyor. lekler içinde dolaşan Araplar "Burada ekmek yiyorsak bu görülüyor. otellerin sayesinde yiyoruz." diCadde üzerinde bulunan yor. Fakat bu otellerden ekmek yiyen salt kendisi değil. O kadar çok kişi yiyor ki... Araplarm nasıl alışveriş ettiğini bu mağazada öğreniyoruz. Kargı'nın söylediğine göre Araplar arasında 5 dakikada 10 takım elbise alanı da var, bütün tezgâhı indirtip bir tek mendil alanı Başka bir sorun da hırsızlıklar.. özellikle, çarşaflı, peçeli gelenlerden kuşkulanılıyor. Çünkü bunlann salt hırsızlık amacıyla çarşaf giydiklerine kesin gözüyle bakılıyor. Mağazadan çıkarken üstü aranan tüm çarşaflılarda çalıntı bir mal bulmak olası.. Yakınılan bir diğer konu da pislik... Alışverişe gelenlerin arkasından kese kâğıdı, mısır koçanı, fındık, fıstık, çekirdek kabukları toplamaya güç yetiştiremiyor çalışanlar.. Laleli otellerinde çalışanların da en büyük dertleri pislik. Araplar yemeklerini yatakta yemeyi seviyorlar. Bu yüzden her yer yağ içinde kalıyor. Yatak altlarından karpuz kabukları, konserve kutuları toplanıyor. Bir de tembellikleri yüzünden alt kat odalannda yatmak istemeleri Var. Arapları üst katlara çıkarmak olası değil. Turistin en bol olduğu zamanlarda bile otellerin üst katları boş kalâbiliyor. Bir otel çalışanı "Bunlar tembellikten ölecekler kardeşim, diyor, zaten Mekke'yi bile Ingilizlere temizletmek istemelerinden belli." ARAP REHBERİ ANLATIYOR Laleli esnafı Arapları en iyi tanıyan tsmail Güzel adlı bir rehberle konuşmamızı öneriyor. GUzel'i bir plakçı dükkanında güzel bir Arap kızıyla el ele tutuşmuş olarak buluyoruz. Ismail Güzel Türkçeyi unutmuş mu, yoksa yeni mi öğreniyor belli değil. Kullandığı sözcüklerin yüzde doksanı Arapça. Yine de anlaşılıyor ne dediği. Bu çetrefil diliyle "anadil gibi" Arapçası olduğunu, Kral Faysal'a bile rehberlik yaptığını söylüyor. tkincisini bilemeyiz, ama "anadili" konusunda söylediklerine inanıyoruz. Hatta "gibi"si fazla gibi geliyor. tsmail Güzel'den bilgi alırken bir yandan da Arapçamızı ilerletiyoruz. Türkiye'ye gelen Araplar, Suudiler, Mısırlılar, Libyalılar, Sudanlılar, Kuveytli(Arkası Sa. 9, Sü. 8'de) TGS, "gazetecilik" işkolunun, sendikası oldu tstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Sendikasının Olağanüstü Tüzük Genel Kurulu çalışmaları dün tamamlandı. Yeni Sendikalar Yasası gereği yasaya uyum içinde yapılan tüzük değişikliği ile TGS "Gazetecilik" işkolunda örgütlü Milli Tip sendika oldu. Türkiye Gazeteciler Sendikası, eski yasa ve işkolları tüzüğü elverişli olduğundan bağlantılı işkolları olan "Gazetecilik" ve "Basın" işkollannda örgütlüydü. Yeni yasanın iki işkolunu ayrı olarak belirlemesi ve bağlantılı işkollan arasındaki ilişkiyi kaldırması nedeniyle yapılması zorunlu hale gelen tüzük değişikliği sonucu TGS'nin asıl işi matbaacılık olan işyerlerindeki üyelerinin üyelikleri düştü. 2 gün devam eden TGS Genel Kurulu çalışmaları sonucunda 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nın öngördüğü hükümler doğrultusunda, tüzükte zorunlu değişiklikler yapıldı. Tüzükte 55. madde olan Sendikal Yemin (And Töreni) maddesi kaldırıldı. Yemin maddesinin, pratik bir yararı olmadığı, kişiyi doğru hizmet vermeye yöneltme işini yapamayacağı, bunun ancak kişinin özünde olduğu gerekçesiyle 27 red oyuna karşılık 71 oyla kaldırılmasına karar verildi. YALÇIN PEKŞEN ~~ Türkiye, Ingiltere'den 36 adet "Rapier" uçaksavar füzesi alıyor 51,5 milyar liraya malolacak füzeler için British Aerospace Dynamics grubu ile anlaşma imzalandı. LONDRA (a.a.) Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernize edilmesi amacıyla Türkiye, tngiltere'den 36 adet alçaktan uçabilen "Rapier" uçaksavar füzesi satın alıyor. Bu amaçla, Türkiye ile Ingiltere'nin "British Aerospace Dynamics" gurubu arasında bir anlaşma imzalandı. Toplam 146 milyon Sterlin'e (yaklaşık 51,5 milyar TL) mal olacak olan füzelerin teslimi iki yıl içinde başlayacak ve en geç üç yıl içinde tamamlanacak. Ingiltere Savunma Bakanlığı, Devlet denetimi altında olan "British Aerospace Dynamısc" ile Türkiye arasında, füzelerin alımı konusunda bir anlaşma imzaladığını doğruladı. Grubun sözcüsü de anlaşmanın imzalandığını belirtti. Ancak ayrıntılı bilgi vermekten kaçındı. tngiltere, Rapier füzelerini, aralannda Birleşik Amerika'nın da bulunduğu 11 ülkeye satmıştı. Bu füzelerin satımından tngiltere 1,88 milyar dolar gelir elde etti. llk kez Falkland Savaşı sırasında Arjantin uçaklarına karşı kullanılan Rapier uçaksavar füzeleri, bu savaşlarda gösterdiği büyük başarılar ile dünya kamuoyunda ve silahlı kuvvetlerinde geniş ilgi uyandırdı. Falkland savaşında Ingiltere, bu füzelerle yaklaşık 20 Arjantin uçağını düşürmüştü. Dörtlü ve onikili atan ve radarları olan bu füzeler her türlü ses ve ısıya karşı duyarlı. Bünyelerinde barındırdıkları bilgisayar vasıtası ile hedefi bularak imha ediyor. özellikle çok alçaktan uçan uçaklara karşı etkili olabilen füzeler sabit, döner bir rampa üzerinde bulunuyor. Bir zamanlar "turist" deyince akla Sultanahmet gelirdi. Parasız, pulsuz turistlerin uğrak yeriydi. Hâlâ da öyle... Ancak "Bir zamanlar" dememizin nedeni bu turistlere artık "turist" gözüyle bakılmaması. Sultanahmetliler onları kendilerinden saymaya başlamışlar bile. Kısaca "Sultanahmetliler" diyorlar bunlara. Buna karşılık BeyazıtAksaray arasındaki Laleli semti tstanbul'un "Yeni Sultanahmef'i oldu. Yeni turistlerimiz de Arap uluslarının ferMeri.. Bu yörede hemen hemen her iş yeri kendilerini Arap turistlere göre ayarlamış durumda. Çoktandır vitrinlerdeki tngilizce ve Fransızca yazılar yerini Arapçaya bıraktı. Tezgâhtarlar, garsonlar, otel görevlileri Arapça bilenler arasından seçiliyor. Yiyecekler ve giysiler "Arap zevki"ne uygun yapılıyor. Karşıhkh iletişim nedeniyle Lâleli'nin bir Arap mahallesinden fazla farkı yok. Sokaklarda \feni Sendikalar Yasası, sorun üstüne sorun çıkarıyor Yeni yasayu uymak için yupılan Genel Kurulların yasalhgı tartışmalı lstanbul Haber Servisi Federasyonların Milli Tip Sendikaya dönüşmesi ile ilgili Sendikalar Yasası'nın yorumlanmasında çıkan tartışma yeni bir boyut kazandı. Federasyonların Sendikalar Yasası'nda yapılmasını istedikleri değişiklikler gerçekleşmezse, federasyonlar ile üye sendikalarının binlerce yöneticisi bu görevlerini kaybedecekler. lstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı Sendikalar Masası, Belediye tşçileri Federasyonu'nun yasaya uyum için yaptığı Genel KuruPun yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Çalışma Bakanlığı ve tçişleri Bakanlığı'na yazılı uyarıda bulundu. Böylece, Türklş'e bağlı 4 Federasyon'un uyguladığı ve Türktş'in tek tip tüzüğünde yer alan, Federasyonların Genel Kurul yaparak tüzük değişikliği ile Milli Tip Sendikaya dönüşmesi uygula. masının yasallığı açmaza duştu. Türklş'e bağlı 6 federasyondan Maden Federasyonu, Yoltş, Teslş, ve BİF, Türktş görüşüne paralel tüzük Genel Kurulu'na giderek federasyon tipinden Milli Tip'e dönüşme yolunda tüzük değişikliği yapmışlardı. Ancak, bu arada düzenlenen bilimsel toplantılarda iş hukukçuları, federasyon üyeliğinin dolaylı üyelik, sendika üyeliğinin doğrudan üyelik olduğunu belirterek, federasyonların Genel Kurul yapıp tüzük değişikliğiyle Milli Tip Sen,dikaya dönüşmelerinin yasal olmadığını savunmuşlardı. Bu'arada Türklş, yasa yorumlanmasında açmaza düşülen bu konuda yasaya açıklık getirilmesi için Çalışma Bakanlığı'na öneride bulunmuştu. Yasanın yorumunda tartışma çıkan ya da uygulanamayan hükümlerine ilişkin yasa değişikliği taslağında bu konuda da değişiklik önerisi var. Sözkonusu yasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde, geçici maddeye yapılacak ekle federasyonlara Genel Kurullarında Milli Tip Sendikaya dönüşme olanağı tanınacak. Öğrenildiğine göre, yasada öngörülen değişikliklerle ilgili taslak Konsey'de değil, Danışma Meclisi'ndegörüşülecek. Bunun, yasanın tanıdığı süre içinde sendikaların gerekli tüzük ve seçim Genel Kurulları'nı yetiştirmele^(Arkası Sa. 9, Sü. 2'de) Metin Toker hakkında kovuşturma yapılmayacak İSTANBUL (UBA) Milli Güvenlik Konseyi kararlanna aykırı hareket ettikleri iddiasıyla haklarında soruşturma açılan Milliyet Gazetesi Sorumlu Yazı tşleri MUdürü Doğan Heper ile yazar Metin Toker hakkında kovuşturmaya gerek olmadığına karar verildi. 10 temmuz 1983 tarihli Milliyet'te yayımlanan "Metin Tokerl in Not Defteri" köşesindeki "Sonun Başlangıcında Bir Nebze Düşünme Molası" başlıklı yazıyla ilgili olarak tstanbul Sıkıyönetim Askeri Savcılığı'nca soruşturma açılmış, Toker ve Heperin ifadeleri alınmıştı. Askeri Savcılık karannda "Yazının tümü değerlendirildiğinde Metin Toker ve Doğan Heper'e isnad edilen Milli Güvenlik Konseyi'ııin kararlanna aykırı hareket etmek suçunun maddi ve manevi unsurlarının bulunmadığı" belirtildi. Tırtıl: Cihangir Parkı'nı kaldırmayı asla düşünmedik Veraltı otoparkı yapılması için 34 yıllık çocuk parkının geçici olarak yıkılması, ne olduğunu anlayantayan çevre sakinlerince telâşla karşılandı. lstanbul Haber Servisi Cihangir semtinde, 3040 bin kişinin yararlandığı 34 yıllık çocuk parkı dün semt sakinleri ne olduğunu anlayamadan yıkılmaya başlayınca, Cihangir'de tam anlamıyla "ortalık kanştı". Yeşil alanİarın yetersizliği üzerine bunca sözün edildiği bir ortamda Belediyenin çocuk parkını ortadan kaldırdığının sanılması büyük tepki yarattı. Sorun büyüdü, semt sakinleri işi Cumhurbaşkanı Evren'e telgraflar cekmeye kadar vardırdılar, sonunda Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl da bir açıklama yapma gereğini duydu. Ve anlaşıldı ki, Belediye, zemini caddeden yüksekte bulunan çocuk parkını geçici olarak yıkmayı, burada bir yeraltı katlı otoparkı yaptıktan sonra üzerine çocuk bahçesini ve yeşil alanı yeniden kurmayı kararlaştırmıştı. Cihangir parkının yıkılması olayı şöyle gelişti: Yöre halkı çocuk parkının dün sabahtan itibaren yıkılmaya başlandığını gördüler. Bunun üzerine bir telâş başladı. Yıkım sürerken Cihangir muhtarı Mustafa Erdoğan başta Cumhurbaşkanı Kenan Evren olmak üzere MGK üyeleri ve tstanbul Sıkıyönetim Komutanına telgraf çekip durumu bildirebilmek için sağa sola koşuşturuyordu. Erdoğan kanter içinde şunları söyledi: "Vallahi kardeşim, siz ne biliyorsanız, biz de onu biliyoruz. Cihangir parkı 3040 bin kişinin yararlandığı bir alan. Parkın vıkılacağını bize bildirmediler." Çevre sakinlerinden parkın ilk (Arkası Sa. 9, Sü. 7'de)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle