Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER bilirler. Başka bir deyimle, yerli ve yabancı turiste daha iyi ve daha ucuz mal ve hizmet sunabilmek ve turizmle uğraşan kişilerin tek başlarına iyi yapamadıklan her konuda tek ve çok amaçlı turizm kooperatifleri ve bunların üst örgütleri kurulabilir. YABANCI ÜLKELERDE Dünyada turizm kooperatiflerinin ilk kurulmaları 1930'lu yıllara kadar gitmekte ise de, asıl gelişmeleri son on yıl içinde olmuştur. Bugün başta Italya olmak Üzere Japonya, Fransa, Rodos, Hollanda, Isveç, Norveç, Avusturya, Batı Almanya, Isviçre vb. gibi birçok yabancı ülkede turizm kooperatifleri görülmektedir. örneğin, yılda 100 milyon geceleme ile turizmin büyük gelişme gösterdiği ve turizmden 10 milyar dolar döviz elde eden Italya'da turizm kooperatifçiliği son yıllarda süratle gelişmektedir. Turizm endüstrisi çok kompleks olduğundan, Italyan turizminde kooperatiflerin yerini ve cirosunu kesin sayılarla belirtmek olanaksız ise de, sadece sol eğilimli kooperatifler konfederasyonuna bağlı otelciler, kampçılar ve seyahat acentalan kooperatiflerinin sayısının 200, ortak sayısının 8000 ve yıllık cirosunun 200 milyon dolar olduğunu söyleyebiliriz. Yine halya'da turizmde kooperatifçiliğe çarpıcı bir örnek de Adriyatik kıyılarındaki turizm hareketidir. 1200 km kıyısı ile Adriyatik sahilleri iç ve dış turizmden yılda 10 milyar dolarlık bir ciro yapmakta ve bunun 3.5 milyar dolarlık kısmı dış turizmden gelmektedir. Bu kıyılardaki deniz turizmini kapak yaparak inceleyen 5 haziran 1983 tarihli Espresso dergisine göre, Adriyatik kıyılarında kısa sürede Italyan turizm gelirinin üçte birinin sağlanmasmın en büyük sırrı kooperatifçiliktir. 7800 otelin, 160 kampingin ve binlerce pansiyon ve lokantanın bulunduğu bu sahillerde yiyecekten bütün eğlencelere kadar turiste yararh her türlü mal ve hizmet kooperatiflerce sağlanılmaktadır. Böylece hem fiyatlar düşük tutulmakta, hem maliyeti düşürülerek turizmden azami kazanç sağlanılmaktadır. TÜRKİYE'DE Ülkemizde de 1980 yıhndan beri turizm alanmda kooperatifler kurulmaya başlanılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu kooperatiflerin kurulmasını özendirmektedir. Hatta bunun için bakanlık bünyesinde bir de "Turizm Geliştirme Koopertifleri Dairesi Başkanlğı" vardır. Bu daire Turizm Bankası ile işbirliği yaparak, kurulan ve yeni kurulacak ve el sanatları, tatil köyü, turistik tesis, pansiyon, küçük hediyelik eşya üretim ve pazarlama vs. gibi turizm konularında faaliyet gösterecek kooperatifleri kredi ile özendirme amacını gütmektedir. Böylece ülkemizde turizm alanında yüz kadar kooperatif kurulmuş bulunmaktadır. Fakat derhal şunu belirtelim ki, Turizm Bakanlığı'nm bu konudaki dairesi, turizm kooperatifçiliği gibi ülkemiz için önemli ve dinamik bir alana hizmet götürecek örgütlenme ve olanaklardan tümden yoksundur. FETUR ÖRNEGt Ülkemizde turizm alanında kooperatiflerin bulunduğunu gösteren ve iki yıldır basınımızın da büyük ilgisini çeken tek örnek FETUR (Fethiye Turizm Geliştirme Kooperatifi)'dir. Muğla'nın Fethiye ilçesinde 1982 yılında kurulmuştur. Fethiye'nin turistik tesis ve işletme sahipleri ile yurtdışında çalışan işçiler ortaklaşa kurmuşlardır. Öz sermayesinin °/t 63'ü yurtdışındaki işçilerin dövizli katıhmı ile oluşmuştur. Ortak sayısı 100 civanndadır. Fethiye'deki turistik işletmelerin % 9O'ı ya FETUR üyesidir ya da pazarlamasını FETUR ile yapmaktadır. Kooperatifin merkezi Fethiye'de olup Ankara'da şubesi, Istanbul, Izmir ve Berlin'de de temsilciliği vardır. FETUR, turizm alanında çalışan çok amaçlı bir kooperatiftir. Asıl amacı, turistik yöre halkının turistik tesis ve hizmetlerini örgütleyerek tesisleri en iyi bir biçimde pazarlamak, aynı zamanda turizm hizmetinin maliyetini düşürerek turiste daha ucuz hizmet sunmak ve sonuçta turizmle uğraşanların kazançlarını artırmaktır. Bu amacma ulaşmak için var olan en iyi değerlendirmeye çalıştığı gibi, dış turizme açık iki bin yataklı büyük bir tatil köyü projesini de gerçekleştirmeye uğraşmaktadır. Bu konuda devletin ilgi ve katkısına gereksinim vardır. FETUR'un başarısı, sadece Fethiye için değil, ülkemizde turizm kooperatifçiliğinin geleceği yönünden de büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak deriz ki, Batı ülkelerinde olduğu gibi, ülkemiz turizminin gelişmesinde de kooperatifçilikten etkili bir araç olarak yaygm bir biçimde mutlaka yararlanılmalıdır. Bu , 'andaki kooperatifçiliği özendirmek için devlet gerek eğitim ve yayım, gerekse finansman yönünden daha aktif hareket etmelidir. Ancak kooperatifçilik sayesinde ülkemizde turizm endüstrisine geniş kitlelerin emek ve sermaye katılımının sağlanılabileceği ve böylece yerli ve yabancı turiste daha kaliteli ve daha ucuz mal ve hizmet sunularak turizm endüstrisinin büyüyebileceği ve rekabet gücünün artınlabileceği kanısındayız. 4 AĞUSTOS 1983 Turizmde Kooperatifçilik Batı ülkelerinde olduğu gibi, ülkemiz turizminin gelişmesinde de kooperatifçilikten etkili bir araç olarak yaygın bir biçimde mutlaka yararlandmaktadır. Bu alandaki kooperatifçiliği özendirmek için devlet gerek eğitim ve yayım, gerekse fînansman yönünden daha aktif hareket etmelidir. PENCERE Sri Lanka'daki Kavga? Tanımadığımız bir uzak ülke kimi zaman ajanslann birincil haberleri arasında boy gösteriverir. Sri Lanka'nın güncelleşmesi de böyle oldu. Gazetelere yansıyan bilgilere bakılırsa Sri Lanka'da ölümcül çatışmalar var. Hindistan'dan göçen Tamillerle çoğunluğu oluşturan Şinhalizler arasında kopan kavgada yüzlerce kişinin canına kıyıldığı söyfeniyor. Olayı soykırım diye adlandıranlar eksik değil. Şinhalizler nüfusun yüzde 70'ini aşkın bölümüdür; Tamiller yüzde 20 dolayındalar. Asya'nın birbirine yakın ama karmaşık dinleri ve soyları arasındaki ayrımları saptamak uzmanlık işi olduğundan çoğumuza ajans haberleri bilmece gibi geliyor; kimi gazete çatışmayı mezhep sorunu gibi verirken, kimileri etnik kökene dayandınyor; kimi haberlere göre olay "dış komplo"nun ürünüdür; amaç silahlı kuvvetlerin bölünmesidir ve yasaklanan üç siyasal partiden birisinin komünist olduğuna bakılırsa fitnenin nereden geldiği bellidir. Çatışmanın boyutları sınır ötesine de taşıyor; Mindistan'da 45 milyon kişi Hint kökenli Tamillere karşı girişilen soykırımı prctesto için greve gidiyor. • Sri Lanka, eskiden Seylan adası diye anılırdı; Hindistan'la birlikte İngiliz sömürgesiydi; 1948 yılında bağımsızlığını kazandı. Ne var ki siyasal bağımsızlığı sağlamak tam bağımsızlığı elde etmekle eşanlamlı olmadığından Amerikan ve İngiliz kumpanyalarının denetimi altından kurtulmak kolay değildi. 1970'lerden sonra gerçekleştirilen millileştirmeler olumlu adımlar olmakla birlikte yetmedi. 15 milyon nüfuslu Sri Lanka azgelişmişlik çemberini kıramamıştır; nüfus artışı yılda yüzde 2'ye ulaşmakta, doğan her bin çocuktan 50'si ölmekte, kişi başına düşen ulusal gelir 250 doları ancak bulmaktadır. Böyle bir ülkede dış güçler her zaman etkili olabilir; halk da temel sorunları bir yana bırakıp birbirini yiyebilir. Sri Lanka'nın dış alımsatımında ilk sıraları ABD, İngiltere, Japonya tutmaktadır ki bu da anlamlı bir göstergedir. • Somut bilgilerle donanmış uzmanlar Sri Lanka'da olup bitenlerin ayrıntılı yorumlarını yapabilirler; ben kimi kurallar üzerinde durmak istiyorum. Az gelişmişlik çemberini kıramamış bir toplumda mezhep çatışmalarının ve etnik kavgaların iç siyasayı oluşturmasına şaşmamak gerekir. Sri Lanka'da izlenen budur. Dinsel inançlar, aşiret ve soy ayrımlarından kaynaklanan kördövüşü, emperyalist güçlerin dışardan pompalamasıyla kanlı bir soykırıma da dönüşebilir. Bu gibi durumlarda Silahlı Kuvvetler devreye girer, çok partili rejime paydos borusu çalınır. Doğaldır ki din veya mezhep çatışmaları, aşiret ya da soy kavgaları gibi görünen olayların kökeni de çıkarların paylaşılması tartışmasına dayanmaktadır; ama bu gibi durumlarda kördövüşünü yüzeysel renklerinden arındırıp ekonomik özüne oturtmak olanaksızlaşır. Oysa sanayileşmiş Batı ülkelerinde çok partili siyasal demokrasi emeksermaye çelişkisinin parlamentoculuk rejiminde diyaloga dönüşmesiyle işlemektedir. • Sanayileşmiş bir ülkede çok partili demokrasi Batı'daki içeriğiyle uygulanabilir mi? Yeryüzündeki deneyimlere bakılırsa bu soruya iyimser bir yanıt vermek zorlaşıyor. Az gelişmişlerde parlamentoculuk, çıkar çevrelerinin işine yaradığı sürece yürüyor; emekçi halkın bilinçlenip örgütlenmesiyle demokratik tartışmanın ekonomik özüne kavuşulurken dış güçlerin parmakları mezhep ve soy ayrılıklarını gıdıklamaya başlıyor; ardından kanlı olaylar gündeme giriyor. •k Yapılacak iş, mezhep ve soy ayrılıklarını ve her türlü körinancı geriye iterek, ülke sınırları içinde ekonomik tartışmayı temeline~"Oturtmaya çalışmaktadır. Böylece hem demokratik ortam s'ağlıkla Öîuşabilir; hem de yüzeysel ayrılıkların çekişmesinde türeyen yapay bölünmelerin önü alınabilir. Emeksermaye tartışmasının diyaloğunda ekonomik eksenine oturmayan çok partili demokratik rejim şimdiye dek icat edilememiştir. Prof. Dr. ZİYA GÖKALP MÜLÂYİM Türkiye'de yıllardır turizm scktöründen dış ödemeler dengesindeki açığın kapanması için önemli katkılar beklenir durur. Turizm için gerekli doğal, kültürel, arkeolojik ve tarihsel zenginliklere karşın bugüne değin turizmin ülke ekonomisine katkısı sınırlı kalmış ve istenilen düzeye bir türlü ulaşılamamıştır. örneğin yatak sayısı 55 bin olan ülkemize yılda sadece 1.5 milyon yabancı turist gelerek 300 milyon dolar bıraknuştır. Oysa bizim gibi bir Akdeniz ülkesi olan ttalya'nın yatak sayısı 1.5 milyon, yılda gelen turist sayısı 50 milyon ve bıraktığı döviz ise 10 milyar dolardır. Başka bir Akdeniz ülkesi olan Ispanya'nın yatak sayısı 1 milyon, yılda gelen turist sayısı 40 milyon, bıraktığı döviz ise 6.5 milyar dolardır. Komşumuz Yunanistan'ın bile yatak sayısı 266 bin, gelen turist sayısı 5 milyon, bıraktığı döviz ise 1.7 milyar dolardır. GERÇEKLEŞMEYEN "PATLAMA" lara karşın ne devlet, ne de özel sektör turizm endüstrisine gereken önemi vermemiştir. Devlet, turizmde gösterişli tören ve demeçlerle yetinmiş; Özel sektör ise, turizmi kısa süreli bir kazanç aracı olarak görmüştür. Böylece, turizm mal ve hizmetlerinin fıyatları yükselmiş; istem düşmüş ve sonuçta dış turizm geliri giderek azalmıştır. Oysa, turizm gelirinin yükselmesi için fiyatlann maliyete yakın sunularak istemin artırılması ve böylece turizm hizmetinin şunu ve yararlanılmasının geniş kitlelere mal edilmesi, diğer bir deyimle tabana yayılması gerekmektedir. Bunun için de devlet, turizm alt yapısını tamamlamalı ve turizm hizmeti sunan geniş kitleler birbirleriyle dayanışarak hizmetin bir taraftan maliyeti düşürülmeli ve öte yandan niteliği yüksehilmelidir. ÖNEMLt ARAÇ: KOOPERATtF Turizmde "fiyatları düşürme ve niteliği yükseltme" diye özetleyebileceğimiz sorunu çözmede Ülkemizde, her turizm mevsiyararlanılabilecek önemli bir mi açılışında o yılın turizm pataraç kooperatiftir. Turizmi ileri lama yılı olacağı söylenmiş! Fabatı ülkelerinde de son yıllarda kat beklenen patlama bir türlü gerçekleşememiştir. tçinde bu turizmde kooperatifçilikten yararlanma gittikçe yaygmlaşmaklunduğumuz yıl da öbür yıllartadır. dan pek farklı olmayıp dış tuBilindiği üzere kooperatif, kirizm yönünden çok sönük geçşilerin tek başlarına yapamayamektedir. Bunun nedeni, ülkecakları veya birlikte yapmalannmizde turizm sorununa hep yüda yarar bulunan işleri en iyi bizeysel açıdan bakılarak temel çöçimde ve maliyet fiyatına yapzüm yolları aramaktan kaçınılmak üzere dayanışma suretiyle mış olmasıdır. ekonomik güçlerin bir araya geÇok gösterişli tören ve nutuk A. Üni. Öğretim Üyesi tirmeleridir. Turizm sektöründe de mîİyonların yerli ve yabancı tunste maı ve hizmet sunarak geçimini sağlayan yüzbinlerce insan söz konusudur. Ülkemizde turizm genellikle aile işletmeciliği biçimindedir. Bunların kimisi otel ve pansiyon sahibi, kimisi lokanta ve gazino sahibi, kimisi de bu yerlerde çalışan insanlar veya turizmle ilgili taşıyıcılar, rehberler, turist acenta sahipleri vs.'dir. Bu kişiler tek başlarına çalıştıkları zaman, sunduklan hizmetin kalitesi düşük, fiyatı ise yüksek olmaktadır. Turizme hizmet sunan kişiler ve aileler ancak kooperitifler içinde örgütlenerek, bir başka deyimle çeşitli turizm kooperatifleri kurarak, yerli ve yabancı turiste nitelikli ve ucuz hizmet sunabilir. Turizm kooperatifı denildiği zaman tek bir kooperatif tipi anlaşılmaz. Turizm endüstrisi ile ilgili her türlü kooperatif olabilir. örneğin otelciler, yataklannı iç ve dış pazarlarda en iyi şekilde pazarlamak için kooperatif kurabilirler. Lokantacılar, malzemeleri toptan ve ucuz sağlamak için kooperatif kurabilir; veya otel ve lokantacılar, bir eğlence yeri (gazino) tesisi için kooperatifleşebilirler. Veya seyahat acentaları, rehber yetiştirmek veya dış ülkelerde toplu reklam için kooperatif kurabilirler. Turistik eşya üretenler de, üretim veya mallannı turizm bölgelerinde pazarlamak için kooperatif kura ARADA BİR MURAT KOĞACIOĞLU OKURLARDAN 3. caminin yerine bir okul yapılamaz mı? Ankara'mn doğusunda Samsun yolu üzerinde bulunan 4 bin konutluk Şahap Gürler MahallesVnde iiçüncü bir cami yapımı için çalışmalar sürdürülüyor. Yetersiz kalan bir ilkokulun dışında ortaokulu, yolu, kanalizasyonu ve suyu bulunmayan semtimize, iiçüncü caminin yapılması için çalışmalarını sürdüren hayırsever yurttaşlarımız bir ilkokul veya ortaokul yaptıramazlar mı? Halkımızm dini inanç faaliyetlerine saygımtz sonsuz, ancak, semte bir cami yeterli olmasına karşın, ikinci cami inşaa ettirildi. Şimdi ise iiçüncü cami yapılıyor. Oysa, bir tek ilkokula 2000 metre uzakltkta oturan mini mini yavrularımız kışın soğunda çamura bata bata okula gitmektedirler. Ortaokula giden çocuklarımız ise ta Kayaş'a sürüklenmek zorunda kalmaktadırlar. Mahallenin Cami Güzelleştirme Derneği yöneticilerinden rica ediyoruz. tbadetimiz için yeterli camilerimiz varken üçüncü bir camiye ne gerek var. Temeli atılan bu üçüncü caminin yerine bir ilkokul veya ortaokul yaptırılarak çocuklarımız kurtarılsa, Tanrı nazarında da daha hayırlı kalmmaz. mı? Bir Grup Şahap Gürler Mahalleleri sakini voltaj düşüklüğü ve çöplerin toplanmaması, bizleri zor Yetkililere yaptığımız başvurular ise olumlu bir sonuç vermedi. Voltaj düşüklüğünden elektrikle işleyen aletlerimiz sık sık bozulmaktadır. TEKHn bu durumlara düşürmektedir. Son günlerde elektriklerimiz adeta mum ışığı gibi yanmakta. konuya eğilmesini bekliyoruz. İkinci sorunumuz ise çöp. Havaların sıcak gittlği şu sıralarda çöplerin toplanmaması, sıhhatimizi de tehdit eder duruma geldi. Çöp arabalan bölgemize uğramaz oldular. Belediye yetkililerinin içinde bulunduğumuz yaz ayınâa çöp sorunumuzu çözmelerini bekliyoruz. • Gazetecilik hayatmda olduğu gibi okurlanmzm sorunlarını da dile getirmek ve bu konuda ön ayak olmanız gerçekten övgüyle karşılanacak bir tutum. CELAL SEVtM Bizler tTÜ Maden Fakültesi Ç.Ü. Ziraat Fakültesi çeşitli bölümlerde bitirme 2. sımf öğrencisi durumunda olan bir grup Adana öğrencileriz. Okulu bu yıl içerisinde bitiriyorduk. Fakat tek dersten başarısız olup, bu dersi seneye bir daha görmek zorunda kaldık. Eylülde mezun olup Türkiye için I 1 Gazetemiz Cumhurij^, „ „>.,„„ ekonomik çalısmalarda Sulunacağımız'yerde bir yıl yöneticilerine, içerisinde Türkiye ekonomisini Bizler Cumhuriyet okurları ters yönde etkileyeceğiz. olarak, gazetemizi ilk elimize Şimdi sizin aracılığınız ile alır almaz hemen köşe yetkililere seslenmek istiyoruz. yazarlarım arıyoruz. tlhan Selçuk Pencere'de neyi Son sınıfta ve bitirme işlemiş, Ali Sirmen, Oktay durumunda olan tek dersten Akbal, Uğur Mumcu, başarısız öğrencilere bir sınav Mustafa Ekmekçi, Ergun hakkı daha tanınmasını Balcı lar neler yazmışlar? Bir istiyoruz. Eğer böyle bir çırpıda bu başlıklara hakkın çıkması durumunda baktıktan sonra, hemen hem Türkiye ekonomisi hem ardından sıra ile bütün bu de ailemizin ekonomisi zor yazarlarımızın yazılarını durumdan kurtulacak, bunun okuyoruz. yanında bizler de bu ekonomik çalışmalarm Şimdi gazeteyi elimize yanında bir yıl önce yer almış altyoruz. Bakıyoruz Oktay oluruz. Bu konuda yetkililerin Akbal izinde, İlhan Selçuk'un dikkatini çekmek istiyoruz. Pencere'si boş. Ergun Balcı Böyle bir hakkın tanınmasıyla izinde, Ali Sirmen izinde, kaybedilecek bir durum Uğur Mumcu yok, Mustafa olmayacak daha iyisi Ekmekçi yok. Belli bir sırayla bu izin işi halledilebilirdi. Hiç kazanılmış bir durum ortaya kimsenin hakkı yok, bizi bu çıkacaktır. yazarların yazılarından AHMET ZEKt mahrum bırakmaya. İTÜMaden Fak. Bitirme Dostça selamlar. Yeni öğretim döneminin başlamasma üç aydan fazla bir süre vardır. Bu boşluğa bir sınav döneminin konmayarak birçok öğrencinin yıl kaybeder duruma düşmesi ülkemiz gerçeklerine aykırıdır. Eylülde bizim durumumuzdaki öğrencilere bir sınav hakkı verilmesi son derece yararh olacaktır. Mali Kurtarışlar Son yıllarda ve özellikle son günlerde önemli mali girişimleri yaşıyoruz. Bu girişimlerin hepsinin de gerekçesi aynı: Kurtarma. 2801 sayılı, kısa adıyla "Özel Uzlaşma Yasası"nın gerekçesi ve savunusu, mali yetkililerce, milyonlarca vergi mükellefi ile uyuşmaztık içinde olan devleti ve vatandaşı kurtarma olarak açıklandı. Oysa, uyuşmazlıkların yarıya yakın kısmını 10 ağustos 1970 gün ye 1318 sayılı Finansman Kanunu'yla getirilen Emlak Alırn Vergisi, Gayrimenkul Kıymet Arttş Vergisi, Bina İnşaat Vergisi'ne ilişkin uyuşmazlıklar oluşturuyordu. Ve bu yasayı hazırlayanlarla son çıkan ve bir mali af yasası niteliğindeki 2801 sayılı yasayı hazırlayanlar aynı yüksek mali yetkililerdi. Üstelik Cumhuriyet Tarihinde ilk kez cezalar dışında vergilerin de bir af yasasıyla 1/4'ü kaldırılıyordu, Bildiğimiz kadarıyla vergicilikte en önemli kurallardan biri tarh edilen vergi aslının ancak yargı erkince haklılığı ispatlanma koşulu ile kaldırılması ilkesıdir. Af yasaları yalnızca cezalara uygulanabilir. Vergi aslının ise yasama yoluyla da olsa vazgeçilemiyecek bir devlet geliri olması gerekir. Çünkü vergi verenler, cezalar dışında bir kere vergilerin de affedilebileceğini bilmeleri halinde bu olgu, vergi ödeme zorunluluğunu kırıcı bir olgu olacaktır. Ayrıca vergi uyuşmazlığı yaratmanın çok kolay olduğu ülkemizde vergi ödevlisi olarak kendisine salınan vergileri uyuşmazlık yaratmadan ödeyen vergi ödevlisi son uygulama ile cezalandırılmamış mıdır? Yine 2801 sayılı yasa ile getirilen bir başka uygulama, geçmiş dört yılın servet beyanlarının vergi dairesinden geri alınması ve 1982 yılı servet beyanlarının ileriye dönük olarak, ödevlice basit belli koşullarla düzenlenmesi idi. Böylece servet bildirimi gibi önemli bir vergi güvenliği önlemı, geçmiş beş yılda olduğu gibi gelecek beş yılda da büyük ölçüde yok sayılmış ve vergi gelırlerinin tahsili bir anlamda ipotek altına sokulabilmiştir. Vergiciliğin en önemli yanlarından biri olan vergi denetimi bu şekilde zedelenirken vergi reformundan hâlâ gönül rahatlığıyla sözedilebilmektedir. Burada hemen sorulması gereken soru şu olacaktır: Önümüzdeki dönemde vergi inceleme elemanları, servet beyam incelemesi yapmak isterlerse incelemeye alınacak ödevliler, servet ayarlamasından yararlanma gereği duymayan bir anlamda daha dürüst vergi ödevlileri olmayacak mıdır? Aynı yasa ile getirilen bir başka konu, 19781981 yılları arasında beyan edilen Gelir ve Kurumlar Vergisi ödevlerinin matrahlarını % 1025 arasında değişen oranlarda artırmaları ve % 4050 oranlarında vergilenmesi koşuluyla haklarında vergi incelemesi yapılmayacağı olgusudur. Bu olgu üzülerek belirtelim ki mali yönteminin vergi incelemesi konusundaki aczinin açık bir şekilde söylenmesidir. Bu aciz hali, o boyutlardadır ki bugün vergi inceleme elemanları çalışma programlan gereğince vergi ödevlerine çağrıda bulunup, bu hükümden yararlanmalarını aksi halde bir vergi incelemesiyle karşılayabileceklerini belirtmektedirler. Bu tutum karşısında psikolojik olarak korkuya kapılan bazı güçsüz vergi Ödevlileri, yaşanılan ekonomik zorlukların yanında bir de ödememeleri gereken vergilerle yüzyüze gelebilmektedir. Yanlış bilmiyorsak, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun incelemeyle ilgili 134141. maddelerinde inceleme elemanlarının ödevleri korkutma ya da bir yasa maddesinden zorunlu olarak yararlanmalarını ısrar gibi bir görev ve işlevleri yoktur 2801 sayılı yasa uygulamasından açıkça gözlenen, vergilerini olabildiğince dürüst ödemeye çalışan ve mali yönden güçsüz vergi ödevlileri istense de, istenmese de cezalanmıştır. Ve bu tür vergi ödevlileri bundan böyle eski doğru alışkanlıklarını terkederlerse ; onları suçlamada kimse haklı olmayacaktır. Bu uygulama ile kurtarılan ise vergiden kaçınma olanakları olan ya daötedenberi çeşitli yollarla vergi cenneti imkânlarını elinde bulunduranlar olmuştur. Cansiperane kurtarışlar bununla da kalmamış, mali yönetimce kurtarılanlar holding bankaları ve bizzat holdingler olmaya başlamıştır. Ticari mevzuatta yazılı olduÇjuna ve yine holdingciliğe sıvanan kişi ve kuruluşların çok iyı bildikleri gibi holdingleşme olgusu, Holdinge üye şirketler arasında özellikle finansal sorunlan çözmek ve mali eşgüdümü sağlamada kullanılan bir araçtır.. Bir kapitalist yapı ya da günün moda deyimiyle liberal bir yapıda devlet hazinesinden milyarlar harcanarak holding bankaları ve bizzat holdingler kurtarılmaya başlanıyorsa, yakında her şey öyle liberalleşecektir ki, ortada kurtarılmaya değer yalnızca liberal ekonomi savunucularının pek değerli görüsleri kalacaktır. Hâlâ 16320 TL. asgari brüt ücretle ayakta durmaya çalışan ve bu ücretten de üç bin lira vergi ödeyen onca insanımız varken ve şahane kurtarışlar onların gözü önünde olurken mali cankurtaranlara 'Allah zeval vermesin." Tek dersten sınav hakkı istiyoruz Yazarlarımız nerede? Küçükbakkalköy sakinleri tstanbul Bizlere de bir sınav hakkı verilsin Bizler Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesinin bir grup öğrencisiyiz. Sizlerden dile getireceğinizi umduğumuz bir sorunumuz var. Hemen tüm fakültelerde olduğu gibi, fakültemizde de dönem sonu bütünleme sınavları öğretimin tamamlanmasından hemen sonra yapılmış ve bir hafta içerisinde tamamlanmıştır. Ortamın elverişli olmasına ve bizim de üstün çabamıza karşın birçok arkadaş genellikle tek dersten yıl kaybı ile karşt karşıya kaldık. Tek dersten başarısız olanlarımızın sayıst azımsanmayacak sayıda olup hemen her sınıfta çoğunluğu oluşturuyor. LÂTİFE HASPOLAT İLE IŞIK YURTÇU Evlendiler 3 Ağustos 1983 İLAN Sendikamız, Türkiye Enerji, Su ve Gaz Işçi Sendikalan Federasyonu (Testş) adı ile Ankara Meşrutiyet Caddesi, Karanfil Sokak 34/6 no.da faaliyet göstermekte iken, 2821 sayılı kanunun geçici l'inci maddesi uyannca 21/22 temmuz 1983 tarihlerinde yaptığı 9'uncu genel kurulda (olağanüstü) tüzüğünü ve teşkilatlanmasını kanuna uygun hale getirmiş; 16 no'Iu enerji işkolunda işkolu esasma göre ve Türkiye çapında faaliyette bulunma amacını güden işçi sendikası türüne dönüşmüştür. Yeni adı: Türkiye Enerji, Su ve Gaz îşçileri Sendikası (Teslş) merkezi ve adresi: Ankara, Meşrutiyet Caddesi, Karanfil sokak 34/6 dır. 2821 sayılı kanunun 8'inci maddesi gereğince ilan olunur. TESİŞ Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikası Genel Başkanlığı Volta) düşük, çöpler toplanmıyor tçerenköy • Küçükbakkalköy sakinleriyiz. Bölgemizdeki HASAN TEMİZ UrfaBirecik 'ten Durumunda Olan Bir Grup Öğrenci Adına İLÂNEN TEBLİGAT KONYA 3. İCRA MEMURLUĞU'NDAN 3. Şahıs Mehmet Kelce Hasanpaşa Mahallesi, Faikbey Sokak Gökdelen Ap. Kat 5 KadıköyIstanbul Abdullah özdamar vekili avukat Necati Çağar'a Borçlu Fehmi Palaz'ın İşbu borcundan dolayı kullanmakta olduğu 34.FC.949 plakalı oto fiilen haciz edilmiş olup Istanbul Trafik Şubesi'nden gelen yazıda mezkur otonun adınıza kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. İşbu yazının gazetede neşri tarihinden itibaren 27 gün içinde meskur oto üzerinde hak ve alacağınız varsa bildirmeniz aksi halde otonun borçluya ait olduğu kabul edilerek satılıp bedelinin dosyamız alakalısına ödeneceği ilânen tebliğ olunur. 26.7.1983 (Basın: 22249) Dosya No: 1982/3882 YAZ RESİM ÇALIŞMALARI ResimHeykel Müzeleri Derneği ile Istanbul ResimHeykel Müzesi'nin düzenlediği 512 yaş arası çocuklar, gençler ve yetişkinlere yönelik 3. yaz resim çalışmaları ve konferanslar 3 Ağustos9 Eylül tarihleri arasında yapılacaktır. Gerekli bilgi müzeden (Tel: 161 42 98 99) alınabilir. Ğİİ EĞİTİMDE YILIN BİLGİSAYARI B İ Z İ KUTLAR Istanbul Özel Robert Lisesi Mehmet tryılmaz Ayşe Akcan Gökhan Ölçer Ali Töre Akın Akıtepe Didem Ergun Fırat Ersin Selçuk Tanç Didem Sezer Burak Süsoy Pınar Tomor Serro Berkol İstanbul Özel Saint Benoit Lisesi Ton Ener Beril Beken Didem Göllü Mehmet Bazyar İstanbul Özel Saint Joseph Lisesi Özgür Erdoğan İstanbul Özel Engin Bakoy Saint Michel Lisesi Vasil Miovski Tolga Koyan İstanbul Özel Sinon Erzincanlı Fransız Kız Lisesi Dorukton Türker Secil Özmen İstanbul Özel Alman Lisesi Serkan Gülener Kerem Sözügüzel idil Demren Erden Kosova Setkan Özkaya Murat Güven İstanbul Özel Avusturya Lisesi Pamir Erdeniz Orhan Omoy Ufuk Midillioğlu Alp Yüzbaşıoğlu Hokan Metiner Burcu Sağat Hozol Selçuk Istanbul Beyoğlu Anadolu lisesi Roni Hosid Yonco Dizmon İstanbul Kadıköy Anadolu Lisesi Cengiz Acar Seza Erenman Ali llgoz Ebru Gozacan Avsar Yesilot Rima Şatana Luizet Palomba Didem Alp Hakan Yazıcı Esra Acıkgöz Gokalp Çayhan Emel Şen Can Koktürk (an Mirasoğlu Genco Öter ilke Erguvanlı Tolga Tarı Tulin Tomurcuk İstanbul Özel İtalyan Lisesi Hakan Durgut Eva Voron Hande Abaoğlu İstanbul Üsküdar Amerikan Lisesi Şebnem Bayhan Serpil Gılava Alin Tovil Ebru Günver İstanbul Erkek Lisesi Emrah Özyağtılor Bans Asıcı İstanbul Özel Işık lisesi Ayse Kutsal Cem Altan ] Galatasaray Lisesi) İzmir Özel Fatih Lisesi Ali Arolat Dicle Koğacıoğlu Taner Zafer Şen Ankara Anadolu lisesi Okan Baycan Özge Yılmaz Aslı Dinçer Özlem Ekmekçi Seda Kaya Eskişehir Anadolu Lisesi Mehmet Birgili Ahu Birol Mehmet Bali Antalya Anadolu Lisesi İzmir Bornova Onur Uysal Anadolu Lisesi Edirne Anadolu Lisesi Mehtap Yüksel Özgür Akman İstanbul Özel Doğuş Lisesi Gaziantep Anadolu Lisesi Dilek Tuncer Barıs Taskın VEFATLAR İÇİN Yurtiçi, Yurtdışı, cenaze nakledilir. Cenaze ilaçlama, malzeme, tabut, bütün işlemler hassasiyet ve süratle yapılır. Tel.: 147 20 06 140 68 86 Işletmede ayrıca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilanlarından hizmet bedeli alınmaz, acı günlerinizi paylaşır, günün her saatinde emrinizdeyiz. İSLÂM CENAZE İŞLERİ • Ordu Gölköy Nüfus memurluğundan aldığım kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. FERDA YÜKSEL • 34 FY 518 nolu plakamı kaybettim. Hükümsüzdür. Anadolu Liseleri sınovında başarıli olan tüm BİZİ'gilleri ve onlara bilgiyi sevdiren öğretmenlerini ve ailelerini candan kutlarız.Nice basarılara... BİLGİSAYAR DENETİMLİ EĞİTİM Temel Bilgiler Programlama ve Uygulama Merkezi Saırnıgar sok 22/3 Nısantası/ISTANBUL 1481225 1411785