28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 AĞUSTOS 1983 KÜLTÜR YAŞAM c uıvın uı\ı HAFTANIN SANAT ÇİZELGESİ Sergi • RESİM ve Heykel Müzesi'nde cuma günü Abidin Görsev'in "Dogumundan Cumhuriyetimizin tlanına kadar Tablolarla Atatürk" sergisi açıhyor. • LEONARD Sanat Galerisinde Işü Özışık'ın resim sergisi 10 eylule kadar açık kalacak. • VAKKO Sanat Galerisi'nde karma resim sergisi gezilebilir. Duyduk Gördük Eylül geldi, Erdek sizi bekliyor Erdek Turizm ve Tanıtma Buro Mudurlüğü, ilçeyi sevdirmek amacıyla bir broşür bastırmış. Bu ilginç tanıtma broşürünu, örnek almaları (!) için yurtdışındaki tüm temsilciliklerimize salık veriyor ve aynen yayınhyoruz: "Eğer Kaynarca suyu ile demlı çayınızı gorkemli çmarların golgelediği çay bahçelerınde içtıyseniz. Günun ilk ışıklarının Zeytinli Ada'yt önunıize bir tablo gibi serdiği am yakaladıysamz, Balıkçı motorlanmn donuşıinu sahilde buyuk bir bzlemle bekleyen, cins cıns renk renk sevimli kedileri ve aynı donuşu neTÜM RESİMLER ALACAKLI ŞtRKETİN Karşıyaka İera Dairesi tarafından Bayraklı'da duzenlenen açık artırma sırasında, tellal her seferinde alacaklı şirketin avukatına "satlım" diyordu. şeyle paylaşan, adeta gosterı yapan martılan ızledıysemz, Ev hanımı tıtızliğı ıçmde hazırlanmış, enfes koruk, karadut ve diğer Erdek meyve sutarından içtıyseniz, Sabah çayında un kurabiyesi, çatal, halka ve beğen tattıysamz ve bunu çay bahçelerınde usta ellerin sunduğu çayla yediyseniz, Çay bahçelerınde seher mi, grup mu daha etkilıdir, tereddudune duştuyseniz, Edincik'ten, Arnavutköy'den, Seyitgazi'den, (Dilek Tepesi) Erdek'in koylarını ve konumunu gozleyip.bu kenti kuranlara hayranlık duyup resimlediysenız, Kolay ve emin bir günlük turda Paşalımanı, A vşa ve Marmara adalannda uç ayrı Marmara havası soluduysanız, Ballıpmar yolculuğunu göze alıp Kirazlı Manastır yakınlarında kendımzi gokyuzunden orman dokusu ile ayırdıysanız, Hadrıauns Tapınağı'nın dehlizlerım, Saraylar'dakı Cenevız Mezarlığı 'm, gelışmekte olan muzemızı ızlediyseniz, Seyıtgazı 'den Çuğra 'ya kadar yer yer zeytm, yer yer gul, yer yer ığde kokularını teneffus edıp kendınızden geçtıysemz, Çatalcevtz, Zıncırlıkuyu ve hele Çuğra'dan denıze girdiysenız, Dolunayı açıkta, motoru susturulmuş bir teknede karşılayıp hayale daldtysamz, Hele hele, bir eylul sonunun renk ve sükunetini tattıysanız, Ve işte o zaman, "Erdeğı yaşadım" dıyebılırsimz." BODRUM • BODRUM Kalesi Orta Avlusunda Vecdi Candemir'in "Gerçeküstü Resim Sergisi" cuma gunu açıhyor. • HALİKARNAS 83 Kültür ve Sanat Sergisi 9 eylüle kadar açık kalacak. Tiyatro İSTANBUL • ANADOLU Medeniyetleri Sergisi'ni Topkapı Sarayı'nda, Aya lrini'de, lbrahim Paşa Sarayı'nda, Harbiye Askeri Muze'sinde, Resim ve Heykel Muzesi'nde, Arkeoloji Müzesi'nde gezebilirsiniz. • ÎSLAM Sanatlan Sergisi, Arkeoloji Müzesi'nde, Süleymaniye Kutüphanesi'nde, Topkapı Sarayı'nda, Ataturk Kültür Merkezi'nde, Vakıflar Halı Kilim Müzesi'nde gezilebilir. • TANAK Sanat Galerisi'ndeki "Yazma Karma Sergisi" 20 eylule kadar süruyor. • RESİM ve Heykel Müzesi'ndeki "Son Yüzyıllık Türk Resminde Mimari Sergisi" 30 ekime kadar açık kalacak. • PERTEV Taner'in Galeri Cep'de açılan Fotografi Sergisi" çarşamba gunu kapanıyor. • VAN ve yöresi Kalkınma Vakfı'nın "Van Yöresi El tşleri Sergisi" Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi'nde çarşamba günü sona erecek. • TED Arendit'in "Yeni Teknikle Rölyef Sergisi" Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde çarşamba gunu sona eriyor. • N. BÜLENT Tanırer'in Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde açılan .esim sergisi 2 eylule kadar gezilebilir. • OSMAN Gilizer'in "Orijinal Kartpostal Sergisi" Yapı Kredi Kadıkoy Şubesi'nde 8 eylule kadar açık kalacak. • ÇÎĞDEM Uçak'm Yapı Kredi Osmanbey Şubesi'ndeki "El tşleri Sergisi" cuma gunü kapanacak. • FÜZEN Sanat Galerisi'nde Bedri Rahmi Eyuboglu, Mustafa Pilevneli, Beril Anılanmert, Oktay Anılanmert, Elif Naci, Özdemir Altan, Ergin tnan, Ayça Scylan, İsmail Türeman, Cavit Atmaca, Fikret Mualla ve Cihat Burak'ın yapıtlannın yer aldığı karma resim sergisî sürüyor. ÎZMİR Tiyatrosu oyuncuları, Fuar Çamlık Senar Bahçesi'nde Sadık Şengil'in yazdığı "Çılgın Yenge 83" adh iki bölümlük müzikal komediyi sergiliyorlar. • ANKARA Birlik Tiyatrosu, Mehtap Açıkhava Tiyatrosu'nda Turhan Temuçin'in yazdığı "Hastane mi, Kestane mi" adh iki bölümlük müzikli güldurüyü sahneliyor. Fikret Mualla ve Turgut Zaim kamyonetle birlikte satıldı TÜREY KÖSE İZMİR Kula A.Ş.'nin ortaklarmdan İsveç'in tzmir Fahri Konsolosu Süreyya Çolak'a ait 30 kadar tablo ile halılar ve bazı mobilyalar 40 milyon liralık borcu nedeniyle haraçmezat satıldı. Karşıyaka tcra Dairesi tarafından Bayraklı'da düzenlenen açık arttırma sonunda, Süreyya Çolak'm koleksiyonundaki tablolar, halılar, ve diğer bazı eşyalar alacağa mahsuben Yaşar Dış Ticaret A.Ş. tarafından toplam 14 milyon liraya alındı. Bayraklı'da Yaşar Dış Ticaret'e ait binada önceki gun başlayan arttırmanın ilk günunde, 7 tablo 2 milyon 900 bin liraya alacaklı şirkete kalmıştı. İlk gün satılan tablolar arasmda Von Kramer'in "ÇtftÇİ Ailesi" tablosu ile Fikret Mualla, Turgut Zaim ve Naci Kalmukoğlu'nun yapıtları vardı. Açık arttırmanın ikinci gününde, koleksiyondan arta kalan öteki tablolarla halılar yanmda televizyon, müzik seti ve bir Volkswagen kamyonet de satıldı. Açık arttırmaya katılan galeri sahipleri, bazı kuruluşların temsilcileriyle merakhlar "televizyonla halı, tablo bir arada satılır mı?" derken, açık arttırma başladı. İlk grupta Von Kramer'in bir yapıtı ile Feytıaman Duran'a Naci Kalmukoğlu ve Şevket Dag'a ait yapıtlar vardı. Alacaklı şirketin avukatı Hasan Denizkurdu ile Vakko temsilcisi yazar Ferit Edgü arasındaki çeicişmeli arttırma sonunda, bu gruptaki resimler, tellalın "sattım" bağınşıyla 4 milyon 100 bin liraya alacaklı şirkete kaldı. Çaylar içilir, artırma surerken tabloların "müşterisi" ile televizyonun, halılarm ve kamyonetin "miışterileri" bir aradaydı. Açık artırmaya katılan bir kuruluşun temsilcisi "alacağımdan değil, tablolar değerini bulsun diye yUkseltiyorum" derken, artırmaya katılanlann ortak yargısı, "doğru durüst bir sınıflandırma yapılmadığı, eserler eğer tek tek satılırsa daha çok artış olacağı" biçimindeydi. Bu arada Yaşar Dış Ticaret A.Ş.'ye 40 milyon lira borcu olan iş adamı Sureyya Çolak'ın Büyukada'da tatilde olduğu söyleniyordu. Bu tur satışlarda "ah'' l h mallann sahibi üzüntüyle anılır. Bu satışta da öyle oldu. Satışa sunulan ikinci grup "mallar" arasmda Naci Kalmukoğlu, Celal Üzel, Bedri Rahmi Ebüyoğlu, Osman Oral, Turgut Zaim ile Feyhaman Duran'a ait yapıtlarla birlikte dort halı vardı. Erdoğan Akgüllü, Osman Kaçkar, Vakko temsilcisi ve alacaklı şirketin katıldığı açık artırma sonunda, tellal yine "sattım" sözcuğunu şirket avukatı Hasan Denizkurdu'na soyluyordu. Tablolar ve halılar 3 milyon 200 bin liraya şirkete kaldı. Üçuncu grup malları, açık artırmaya katılanlardan bir grup "Turgut Zaim, tlhami Dalaman, CelUe Hikmet ve Naci Kalmukoğlu'nun yapıtları ile televizyon, stereo pikap möblesi, muzik seti diye sıralarken, diğer bir grup sıralamasını "televizyon, müzik seti ve tablolar" diye yapıyordu. Tellal bu "mallan " da 2 milyon liraya şirkete sattı. Açık artırmanın sonu yaklaşırken, tablolarla ilgilenenler salonu terk etmiştı. Bu grupta 24 halı ile Volkswagen marka bir kamyonet vardı. Esprilerde kamyonetin "halıları taşımak" için olduğu belirtiliyordu. Halıcınm katıldığı artırma sonunda bu gruptaki "mallar"da 1 milyon liraya şirkete kaldı. Artırma sona erdiğinde, Bayraklı'daki binadan ayrılvrken bir gorevli alacaklı şirketin avukatlarına, "şimdi hepsini tekrar paketleyeceğiz değil mi?" diyordu. Birinci Ahmet İkinci Ahmet Üçüncü Ahmet înebolu 'da Fen Bilgisi öğretmeni olan Sayın Ahmet Karahan, 11/7/1983 günü yakınlanndan birine bayram tebriği postaladı. Zarfın üzerine, "Sayın Ahmet Göksen, Cumhuriyet Mahallesi, Aksakal/Bandırma" yazdı. Tebrikte, "Ayrıca HUseyın ve Fehmi'ye selamlar" diyordu. Bayram tebriği döndü, dolaşU, Cumhuriyet Gazetesi'ni buldu ve Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Ahmet Korulsan'ın mektup bölmesine yanlayıp soluklandı. Şimdi, Ahmet Korulsan on günden beri düşünüyor: "Bandırma'nırt Aksakalı'yla tstanbul'un Cağaloğlusu birbirini tutmadt diyelim. Peki Ahmet Karahan'ın Ahmet Göksen'e yolladığı tebrik neden bana, Ahmet Korulsan 'a lâyık görüldü?" Düşünüyor, tasınıyor, bir türlü bu işin içinden çıkamıyor. Müzik İZMİR • TÜRKAmerikan Derneği'nde cumartesi gunü saat 14.30'da Amerikan Hava Kuvvetleri'nin 8 üyesinden oluşan Galaşy Grabu, bir hafif muzik konseri verecek. BODRUM • tZMtR Devlet Opera ve Balesi, 2 eylül cuma akşamı Bodrum Kalesi'nde Sullivan'm "İki Kişiye Bir Oda" ve Menotti'nin "Telefon" adh komik operalanm sergileyecek. Kavvas Kardeşler yeni bir süsleme tekniği geliştirdi Kültür Servisi Nejat ve Fuat Kavvas kardeşler önceki gün bir basm toplantısı düzenleyerek yeni geliştirdikleri "cam ve ayna susleme" tekniğine ilişkin açıklamalar yaptılar. Eczacı Nejat Kavvas yeni teknikle maliyetin yüzde 70 oranında düştuğünu ve en ince detaylann bile cam üzerine geçirilebildiğini söylerken kardeşi yüksek kimya mühendisi Fuat Kavvas söz konusu teknik ile bir gazetenin de cam uzerine basılabileceğini belirtti. Modacı Suat Aysan'm oğulları Nejat ve Fuat Kavvas kardeşler cam ve ayna susleme sanatına getirdikleri yenilik konusunda şunları söylüyorlar.: "Cam süslemede bugüne kadar mekanik bir yontem kullandıyordu. Pozitif hava basıncıyla zımpara tozu, kum, karborandum gibi sert maddelerin ince tozları camın üzerine püskürtülür ve camda buzlanma meydana gelir. Ancak bu işlem yapılmadan önce camın üzerine bir bant yapıştırılır, desen karbon kağıdı vardımıyla banta geçirilir ve keskin bir bıçakla kesilerek püskUrtmeye geçilir." Bu yöntemin en basit desenlerde yaklaşık 23 saat aldığını bildiren Kavvas kardeşler kendi geliştirdikleri "asit yedirme" tekniği ile bu işlemin 20 dakikaya indirildiğini ve eski teknikle suslenen camın metre karesinin tuketiciye 50 bin liraya ulaştığını yeni teknikle ise 1500 liraya alınabileceğini söylüyorlar. Kardeşlerden Nejat Kavvas eşi Yeni Zelanda asıllı olduğu için evlendikten bir sure sonra Yeni Zelanda'ya gitmiş ve oraya yerleşmiş Nejat Kavvas cam süsleme işine nasıl girdiğini şöyle anlatıyor: "Kardeşim bana yazdığı bir mektupta Yeni Zelanda'daki cam ve ayna siisleme tekniğine ilişkin bilgi alıp kendisine bildirmemi istedi. Bir süre yazıştık, baktık ki onların tekniği bizimkinden çok geri, başiadım ben çalışmaya. Bu arada Fuat bana teknik bilgiler yazıyordu. Uzun bir çahşmadan sonra bu tekniği geliştirdim. Newton yerçekimini bulana kadar belki binlerce elma binlerce insanın kafasına diışmiiştür, ama bunun bir tek Newton farkına varmıştır. Benimki de böyle bir şey." Geliştirdiği tekniğin patentini Avrupa ve ABD'deki çeşitli şirketlere satacağını kaydeden Nejat Kavvas, kardeşinin de Turkiye'de bu işe başlayacağını söyluyor. Kendisinin bir işadamı değil kimya mühendisi olduğunu söyleyen Fuat Kavvas ise üç ay içinde işe başlayacağını belirtiyor. Temel ve vantilatör Kilis'te Kent adlı bir gazete çıkar. Kilis, biliyorsunuz, Gaziantep'in Suriye sınınna yakın bir ilçesidir ve Karadeniz'den ne kadar uzak olduğunu anlamak için haritaya bir göz atmak yeter. Üstelik, Kilis'in insanıyla Karadeniz'in insam arasmda da dağlar kadarfark vardır. Ama gelin göriin ki, Kilis'in Kent gazetesinde çalışanlar da kendilerini bulaşıcı "Karadenizfıkrası"hastalığına kaptırmışlar. İşte geçenlerde yayınlanan Kent gazetesinde yer alan "Heltkapterli Karadeniz Fıkrası:" Temel helikopter pilotu olmuş. Havalanmıs, yukseldikçe yükseliyor, telsizle aşağıyı aramış: "Ha uşaklar, sesumi duyiymisunuz? Aşağusi oyle guzel görüniycı.. Şirıl şiril suter akiy... Yemyeşul..." Arkası gebnemiş, Temel'in sesi sedası duyulmaz olmuş. Aşağıdakiler merak içinde aramaya çıkmışlar ve sonunda bir dağın eteğinde bulmuşlar Temel'L Helikopter bir yanda, Temel bir yanda. Sormuşlar: "Ula saa ne oldi?" Temel başını kaşıyıp karşılık vermiş: "Duştik daa, görmiy misunuz? Uçmasına çok eyi uçiydım da, iyice yükseldiğımde serunlik oldu. Vantiletbru gapattum." İZMİR TİRE • ALTM1Ş Birinci Tire Kurtuluş Bayramı dolayısıyla 4 eylul pazar akşamı Izmir Devlet Opera ve Balesi, "Sullivan'm "İki Kişiye Bir Oda" adlı operasım ve Ferit Tüzün'un "Çeşmebaşı" balesini sahneleyecek. MELİH CEVDET ANDAY AKAN ZAMAN DURAN ZAMAN Köylerimiz üstüne bilimsel incelemelerden yoksunduk. Köyün ne gibi değişme süreçleri içinde bulunduğunu da bilmiyorduk. Bu yüzden olacak köy konusu, sanatçılarımız elinde, köyün estetikleştirilmesi niteliğin'ı aldı. Ancak burada bir estetik kuramcılıktan da sözedilemez. Daha genç ressamlar, örneğin Balaban üzerinde, Meksika deyrimci ressamlarının (Di?go Rivera'nın, Siqueros'un, Jrozco'nun) etkisi görülmedi değil, ama bu oldukça yaygın yaklaşımın (Köye Doğru'nun) evrensel özgün yerini muştulayacak bir yoruma varılamadı. Balaban'ın İstanbul'da açtığı ilk serginin yetiştirilmesi için, kimi arkadaşlarla, o gece sabaha dek çalıştığımızı unutmam. "Hapıshane Önü", "Harman Yeri" gibi resimler herkesin hayranlığını çekmiştı. Hattâ Bedri Rahmi Eyüboğlu, Balaban'ı överken, "Hepimizin papucu dama atıldı" demiştı. Beni şaşırtan, bu ilginin oldukça kısa bir zaman sonra sönüvermesidir. Onu övmüş olanlar artık ağız değıştırmişlerdi. Yoksa yalnızca konu, yeni bir sanat düşüncesini beslemeğe yetmiyor muydu? Benzeri durum, başlangıçta büyük ilgi ile karşılanan ve nerdeyse bütün resmımizi saran soyut, fıgursüz çalışmalar ıçın de söz konusudur. Çabucak bırakılmakla kalmadı, yerildi de o akım. Ve böylece sanatçılarımızın bakiş, ele alış açılarında süreklı bir dalgalanış yaşandı. Köy konusunun yazın, resim ve müzikteki ortaklığı, sanılır kı, bu dallarda çalışan yazar ye sanatçıların düşün birlığinden kaynaklanmıştır. Oysa, bırakın böyle bir düşün bırliğını, ozanlar, romancılar, öykücüler, ressamlar, yonutçular, müzikçiler jrasında arkadaşlık, dostluk ilişkilerınin varlığından bıle soze'djlemez kolay kolay. Benım de içinde bulunduğum kümeyı övmek gibi olmasın ama yazıncılar genellıkle resme, yonuta açıktılar; yazın ile resmi yanyana götüren sanatçılarla arkadaşlık kurabılıyorlardı Ama diyebılırım kı, müziğe hepimiz yabancı kalıyorduk. Onlar kı, folklorik izlekleri ışlemekle, köycül görünü ve portreler yapan ressamlarımıza yakın düşüyorlardı. Ama bu iki türün yaratıcılan arasmda gene de bir görüş alışverişi yoktu. Şu örnek üzerinde de durabilirız: Ahmet Kutsi Tecer'in Orda bir köy var uzakta O köy bizım köyümüzdür Görsek de görmesek de O köy bizim köyümüzdür dizelenne onca kızıldı da, resme kilimın ya da Koylü çorabının girmesi hiç bir tepki uyan' dırmadı. Oysa kilim ve çorap nakışı da o uzak köyden ödünç alınmıştı. Biz Yaprak'ı çıkarırken, birlikte kaleme aldığımız bildiride, "Halı verir, kilim alırız Şarkı verir, türkü alırız..." dıyorduk, ama kilimin resmini yapan ressamla, türkünün müziğini yapan, çoksesli yeni müzikçılerimiz bırbırlerine uzaktılar. Adnan Ben otuz yıl kadar önce, Dünya gazetesinde, üç müzikçimiz ile yaptığırn konuşmalardan oluşan bir dizi röportaj yayımlamıştım: Refik Fersan, Muhittin Sadak, Aşık Veysel. Buntardan ilki alaturkayı, ikincisi çokseslıliği övdü elbette. Onlardan aldığım yanıtları, bir Sirkecı otelınde konuştuğum Aşık Veysel'e anlatıp ne diyeceğini sorduğumda, rahmetli, bir seçim yapmaktan kaçınmış, "Müzik su çağlaması gibidir, ayırmam, hepsini severim" demişti. Başka ne diyecektı? Onun bilisiz dehası gelenekten kaynaklanıyordu. Ama biz onun durumunda değiliz, onun yanıtı ile yetinemeyiz, bütün bu sıraladığım sorular karşısında bilinçli olarak yan tutmak zorundayız. Bırakın toplumun beğenisindeki tutarsızlıkları, çağdışılıkları, köksüzlükleri, son elli yılın ozanı, yazarı, ressamı, yonutçusu, müzikçısi arasmda bir çağ birliğınden sözedebilir miyiz? Bize, Garipçilere "gerçeküstücüler" demişlerdi, değildik ya, varsayalım ki öyle idik, peki, nerde idı bu gerçeküstücülüğün ressamı, sinemacısı, yonutçusu... Diyeceğim, birbirımizden habersizdik. Demek, sanatlarımızı bellı bir dönemde tümü ile kavrayan, temel ilkelerden yoksunduk. "Koye Doğru" ılkesi içındeki kılım resmı ile ilâhi müzıği, "halktan alınma" olmaktan başka hangi sanatsal yaklaşımda özdeştiler? Devrımci Meksika sanatçılarının, Kolomb öncesi taş işçilığını canlandırmaları gibi bir yenilik burada söz konusu olabılır mı? Ben, ozan ressam arkadaşlığından, ressam müzıkçi arkadaşlığının, kafadarlığının daha akla yakın olduğunu düşüne gelm!Ş>(mdırBugün "sesler" ile "renkler" arasındaki, başka bir deyişle, resim sanatı ile müzik arasındaki koşutluk, bütun sanatçıları ilgilendırecek yepyeni, şaşırtıcı, düşündürücü bir sorun durumundadır Ama bu gibi sorunlara yaklaşabilmek için fetsefel bir anlayış gereklidir. Çünkü basit benzetmeıer değıl, temellı özdeşliklersöz kcnusudur burada. Bedn Rahmi Eyüboğlu, uzun yillar boyunca, "resım"i, "şiire" benzetırdi hep, bir gün, "Reis, dedi meğer şiire değıl, müziğe benzermış." Şimdi oraya geldık, ama yerimiz kalmadı. Sanatlar arasmda Burası Stockholm'lun göbeği başkenti Stockholm Akdeniz kıyılarına benzemez. Orada yaşayan insanlar güneşe, sıcağa hasrettirler. Yaz gelip guneş çıktı mı, parklarda, bahçelerde soyunur, dökunür çimenlere uzamverirler. Yeter ki güneş güler yüzunü göstersin. Ama kadınların belden yukarısı çıplakmış! Ne gam. Bu olay oralarda artık oylesine alışılmış bir şey ki, fotoğrafta görüldüğü gibi kimsenin kimseye baktığı, burun buruna oturdukları, yattıkları halde, kimsenin başkasının tavuğunu kışkışladığı gorülmüyor. 29 Ağustos TAPlNUAUIN ÇOK&IZLİ WPIL0I6I "KUTSAL MORMÛk TAPtNAĞl' TARİHTE BUGÜN Mümtaz Arıkan MORMONLARtN UDERl YOUNG.. 1B77'DE BUGÜN, MORMON ÜDERİ BRIGHAU YOUN6,ANERlKA'PA.UrAH'TH ÖU>U. "MORMON*OlNlNtN KURUCUSU OLAkAK OdTAYA ÇlKAN JOSePHSMITH,KARC>EŞİ HYRUM İLE ILUNOIS'DA HALK mRAFINMN LİNÇ EPİLPİKTEN SONRA, BU DİNE INANAULAR,e&6HAM VOüNG'UN ONCUUJĞUNDe YOLAÇIÜ'P, UTAH TOPRAKLARlMA YEkLEŞTİL£R.&ALT LAIC£ ClTV'f KUOJP KeN&İLERINS MERKE2 YAPTtLAR. (1846) YOUNG, ÇOK KARI. U EVLENMEYİ(POUGAMİ*)£ER8eST BrHAtaP, giR PİN DEVLETİ KUJ&MAyA ÇAUŞMIŞ, ANCAK, FEDERAl UÜKUMET BUMA EA1GEL OLMUŞ7U • (18S?) MORMON UDEZt ÖLDUĞUNPE, (3£&<DE /? DUL, £6 ÇOCJUK VE 0EV6İ8İ BİR SEJtl/BT BlRAtaYORPU. BUtUKMELBK "MORONI'ONA ÇOK ELlAÇtK DAVRANMtŞTI... 50 YIL ONCE Cumhuriyet Osmanlı borçları Duyunu Ummumıye Turk Dainler vekıli Zekâi Bey bir muddettenberı şehnmizde bulunmakta ıdı. Zekâı Bey eylulun ilk haftasında Parıs'e hareket edecektır. Yeni ıtilâfname mucıbınce çıkarılacak Duyuhu Ummumıye tahvilâtının tabına Parıs'te Haşet matbaasında basılmaktadır. Tabı mvamelesıne Duyunuumumıye komıserliğıne tayın edtlen sabık Maliye musteşarı Alı Rıza Bey nezaret etmektedır. Yeni tahvılâtm herbırı 500 franklıktır. Hukumetımtzle dainler arasmda aktedilen itilâftan sonra Surıyenin de Osmanlı borçlarından hıssesıne duşen mıktar ıçın maktu bir para vermek esası dahilınde dainlerle uyuştuğu haber alınmıştır. 29 Ağustos 1933 dahilındekı ışlerle uğraşmak üzere, bir banka teşkıl edıleceğınden ve sermayesınin Yunan ve Turk mıllı bankaları tarafından muştereken temin olunacağından bahsedılmiştı. Bu haber munasebetıle Sumerbank Umum Mudurü Nurullah Esat Bey gazetecılere, havadisi kendisinin de gazetelerde okuduğunu soylemış. Iş Bankası'mn tstanbul Şubesı Muduru Yusuf Zıya Bey de ademı malumat beyan etmıştır. 19331983 Afiş Tabloları meşheri Fennîn en lon kavaîtK <Uireıfad« ioıa ediluît oUn Larousse olayında yeni bir gelişme Kultur Servisi Larousse olayı yeni bir aşamaya giriyor. Unlu sozluk ve ansiklopedı kuruluşu son anda Presses de la Cite Yayınevi tarafından yutulmaktan kurtulmuştu ve bu yayınevine onerdiği hisseleri satabılmek için uç aylık bir suresi vardı. Bugun kuruluş yoneticilerinin ortaklara yeni bir oneri getirmeye hazırlandığı öğrenilmiş bulunuyor. Presses de la Cite'den başka yayınevlerinin de almak istedikİeri Larousse1 un obur taliplerinin başında, Nathan ve Hachette yayınevleri vardı. îlk alıcı adayından kurtulan Larousse'un bu ikisinden biri tarafından yurulacağına da kesin gözuyle bakılmaktaydı. Ancak geçen yuzyıl içinde binbir z,ahmetle kurulan Larousse'un şimdiki yoneticileri, kendilerini pahalıya satmaya hazırlanıyorlar. SARAY sinemasının (Sabık Glorya) 1933 1934 menimı ısrfıod» g6»terece$i bOyBk lahucrler hakkınHa maluraatedlhmelt Dıere bütun fehir hılkı Türk ve Yunan bankaları arasmda müzakere TurkYunan iktisadı munasebetlertnın huduttan T a k S İ m meydninda kiın bOyflk duvlrda tefhir ettiği muhteşeaı ahf tabloları gSrmeğe ko|<naktadır. t>7ı)2 Saygun ile Ruhı Su'yu bunun dışında tutmamız gerekecek sanıyorum. Adnan Saygun, özellikle "Yunus Emre Oratoryosu" adlı yapıtından ötürü genış bir ılgı alanı yaratmıştı; ama bu, müzıksel bir yeniliğe mi, yoksa çocukluğumuzdan bildiğimiz ilâhılere yönelik bir ıtgi mı ıdi? Ruhi Su'ya gelince; bu çok sevılen sanatçımızda aşıkların sesinde bulunmayan tını ve bıçem mi, yoksa koşuğa verdiğimiz yeni anlamlar mı bızi coşturuyordu? Dahası var, Aşık Veysel ile Ruhı Su arasındaki ayrımı gereğınce değerlendırebılıyor muyduk? Aldığımız bu uç ornek yanyana sürüp gıderken, biz hangı birleştirıci yoruma dayanıyorduk? 1 Yeşılkoy Hava Lımdnf nda hıznıete gırecek yeni dış hallar termınal bınasının "'A" blokundakı 5 hacım yer muhtelif hızmellerın yapılması ıçın saıış reyonu olarak kapılı 7arf ile kıraya verılecektır. 2 Kıralık yerlere ait on sozleşme şartları, ihaleye katılma şartlan ve tektıf formu DHMI Genel Mudurluğu APK D Başkanlığı'ndan ucretsız olarak temın edılebılır 3 Mezkur yerler ıçın muhammen bedel ihaleye katılma şartnamesınde belırtilmiş olup, geçıcı temınatı 500.000 TL.'dır. 4. Bu işe teklıf verecek ısteklıler teklıl vcrme formunu doldurup 9 9 1983 gunu saat 14.00'e kadar DHMI Genel Mudurluğu Genel Evrak Şeflığı'ne vereceklerdir 5 Genel Mudurluğunıuz bu ış ıçın 2490 sayılı kanuna labı olmayıp, ihaleyı yapıp yapmamakta veya dıledığine verıp vermemckte serbesltır Basm. 23616 DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMEŞİ GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN İLÂN PTT GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN 1 Teşekkulumüz ihtıyacı için 18 kalem hat malzemesı kapatı yazıh teklıf almak suretıyle satınalınacaktır. 2 Bu alıma ait şartname Ankara'da PTT Genel Mudurluğu Malzeme Dairesi Başkanlığından, Istanbul'da PTT Bolge Başmudurluğu Malzeme Servısınden 10.000.TL. mukabılinde temin edılebılır. 3 ihaleye ıştırak edecek fırmaların 7/9/1983 gunu saat 17.30'a kadar ıdarı şarmamenın 6'ncı maddesınde kayıtlı belgelerle Genel Mudurluk Teknik tşler Dairesi Başkanlığına müracaatlan ile uygun gorulduğü takdırde ihaleye ıştırak edebılmeleri ıçın verilecek yeterlık belgesını 14/9/1983 gunu saat 17.30'a kadar Malzeme Dairesi Başkanlığından almaları gereklıdir. 4 Teklıfler en geç 15/9/1983 günu saat 10.00'a kadar Genel Mudurluğumuz Malzeme Dairesi Baştcanlığın?. verılmış olacaktır. 5 Teşekkulumüz 2490 Sayılı Kanuna tabi değıldir. Basın 23242 r
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle