27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 19 AĞUSTOS 1983 TELEVtZYON 20.00 Vikingler Yolları bir kızılderili köyüne düşen Vikingler onların uygarlığına hayran kalır. Kızılderililerin konukseverliğine karşılık Vikinglerin de sürprizleri vardır. Güney Amerika'nın büyük yazarı Mario Vargos Llosa: tlgi alanım 19. yüzyıl romanı Kültür Servisi Mario Vargas Llosa, çağdaş Güney Amerika edebiyatının en büyük adlarından biri. 1936 yıhnda Peru'nun Arequipa kentinde doğan ve 24 yaşındayken yayımladığı "Kent ve Köpekler" adlı romanıyla dünyanın belli başlı dillerine çevrilen Llosa, daha sonra "Yeşil Ev", son olarak da "Julia Teyze vc Yazıcı" ve "Dünyaya Son Veren Savaş" adlı romanlarıyla ünlendi. Pek çok Güney Amerikalı yazarın tersine, tılsımlı öğelere, mitolojiye ve Batı'nın büyük ilgi duyduğu egzotizme Llosa'da yer yok. Kökleri güçlü ve tarihe sımsıkı bağlı bir "nesnel gerçekçilik" onun izlediği yol. Onda iz bırakan edebiyatçılar fazla değil. Ve Llosa, romanın geleceğinden en umutlu olan çağdaş yazarlardan biri. Yaşamınızın hangi anında yazar olduntız? Size belki gülünç gelecek, ama övündüğüm yok gerçekten. Çok küçükken yazmaya başladım, roman okumaya başladığım sıralar... ve de bu romanların bitmesine katlanamadığım için. Çok sonra, yaşım yirmiye yaklaştığında ve gerçekten yazmaya başladığımda yüreğim de sıkışır oldu. Gerçeğin ya da düşün önüme getirdiği tüm durumlan, sahneleri, özellikle de kişileri kâğıda dökecek zamanım olmadığını anlamıştım çünkü. Kendimi çok ciddiye aldığım sanılmasın; ben dünyayı ve edebiyatın dünya için yapabileceklerini ciddiye alıyorum... Bugün yazgıma boyun eğdim; kafamdaki her şeyi yazamayacağımı biliyorum artık. Bir kitap yazmanın neler gerektirdiğini çok iyi öğrendim. Nasıl çalışryorsunuz? Sizi kitap yazmaya iten nedir? Bir ya da iki kişi, bir durum, bir olay. Bunda iki aşama var. llk aşamada, fazla seçim yapmadan, konuyu geldiği gibi kâğıda döküyorum. Bu iki yıl sürebiliyor. Oldukça da yorucu. Bu "müsvette" bittiğinde çok rahatlıyorum, çünkü artık gerçek romanı yazmaya •koyulabilirim. önce kitabın yapısını kuruyorum. Benim için yapı çok önemli. Kişilerin ve durumların baştan sona uyumlu olmaları gerek. Son aşamada da cümleleri elden geçiriyor, sözcükleri yerli yerine oturtuyorum... Günümüzde varolan edebiyat yapıtlarının karşısına yazar olarak çıkmak için, İnsawn çok iddialı olması gerek. 'V'iii' Gerçeği söyleme saplantı"sintfan kurtulmuş sayıyor musunuz kendinizi? maya itmiyor mu sizce? Olabilir. Yeni de değil bu... Venezuela'da on yıhnı geçiren bir tngiliz kızının hazırladığı tezi anımsıyorum. Bu tez, özellikle 19. yüzyıl Güney Amerika edebiyatındaki düşsel mekânlarla ilgiliydi ve bunların anlatılan ülkelerin iklimi ve coğrafyasıyla ilgisiz olduğunu ortaya koyuyordu. Tasvirler Avrupa romanlanndan alınmıştı daha çok. Peru1 da geçen bir romanda yer alan ilkbahar övgüsünü anımsıyorum. Oysa Peru'da ilkbahar yoktur, ülkemde ne tomurcuk görülür, ne çıplak dal. Şiire gelince, o da bülbüllerle doluydu. Paris'te ve Barcelona'da yıllarca yaşadıktan sonra, 1976'da yurdunuza döndünüz... Evet, doğduğum ülkede yaşamak istiyordum. Kitaplarım oradan besleniyor. Ülkemin gerçeğiyle bağlantı kurma gereksiMario Vargas Llosa nimi duyuyordum. Gerçek değişkendir üstelik, kımıldar, dil de Hiç değilse, roman yazar öyle... Oysa ben gerçekçi bir yalarının gerçeği söylemek zorunzarım, diyelim ki nesnel bir gerda olmadıklarını öğrendim. Buçekçilik uygulamaya çalışıyonunla, işlerinin onları yalancılırum... Başka bir ülkede yaşamayı ğa yönelttiğini söylemek istemi sürdürseydim, ülkemin bugüyorum. Ama romancının işlevi, nünden söz ettiğimi sanarak geçkendisini etkileyen, şaşırtan ya mişinden söz edebilirdim. Yine de en iyi çalıştığım yer, yılın ikida kafasını kurcalayan her şeye üç ayını geçirdiğim Londra. Bugerçeğin ağırhğını vermek, geçinun da nedeni çok basit: Londci duygulara, sezgilere duyarlılık ra'da kendimi işime vermem için katmak ve karşılığında da, topbüyük güçlük çekmem gerekmilu olarak bir kesinlik, bir dogma biçiminde önüne geleni daha kı • yor. Peru'daysa durum değişik: Bir kere yaptığınız işe fazla sayrılgan, dolayısıyla daha inanılır duruma getirmek olmalı. Yaza gı duymuyorlar orada, öbür yandan da bir yazarın her konuda rın tek amacı kanıtlamak oldu bir görüşü olması gerektiğine mu, sonunda bildiğinden fazlainanıyorlar ve sizden devamlı sını söyler. Oysa, gerçeğin ve yaaçıklama yapmanızı, bildiri yazlanın karışımı olan düş insanın manızı istiyorlar. Bundan, bir kita kendisini oluşturur... Bu nedenle "öncii akımlar"dan kuşku tap yazmaya başlamamla birlikte kendimi eve kapadığım, yaşaluyum. Her türlü araştırma, deney ilke olarak iyi bir şey, bir sap mımı durdurduğum sonucu çıkarılmasın. Tam tersine, yazarken tama, bir vicdan muhasebesi. bir huni haline geliyorum: ÖğAma ilke olarak "öncii" olmarendiklerimin tümü, olup bitenyı, "avant garde"ı seçmek bana ler, yoldan geçerken işittiğim bir zararlı geliyor. Çünkü o zaman, konuşma, yediklerim, bir renk, ortalığı bir tür sanayi edebiyatı bir şarkı hemen tarafımdan kakaplıyor ve bunun da her türlü pılıyor ve çalışmamı besliyor... gerçek edebiyatın temelinde yaAma devamlı açıklama yapmak, tan "dünyaya bakışı yenilemek bildiri yazmak, yorucu olduğu gereksinimi"yle hiçbir ilgisi yok.kadar gereksiz de... Güney Amerika'da bu çok rastlanan bir olgu, sanırım pek çok Öyleyse bu konuşma için de yetenek de yolunu şaşınyor. Benv aynı şeyi... romanın yüzyılı olan ve en iyi ya Yooo, hayır! Ben burada zarların büyük yığınlar tarafınedebiyat konusunda bir şeyler dan okunduğu (ki bu az görülen söylüyorum ve bunu yaparken, bir rastlantıdır) 19. yüzyılla gitşu ya da bu fikrimin farkına vargide daha fazla ilgileniyorum. madan belirginleştiğini görüyo Batı'da bir Güney Ameri rum. Üstelik içinde bulunduğuka edebiyatı imgesi yerleşti. Bu muz lokanta... Bu imge, kısmen edebiyat barok, ölçüsiiz, şiddrte de olsa, şü »Ta'yâîmakta ölduyer veren bir edebiyat ölmaK... ğum romanın geçtiği Peru köBu görü? bazi yattarları "profesyünde birden ortaya çıkıVerebiyonel" Güney Amerikalılar ollir... Ozetle Kuvayı Milliye Fotoğraf Yarışması Hasan TahsinH Yaşatma Derneği, bir avuç kalan Kuvayı Milliye kahramanlanmn anısım canlı tutmak için bir fotoğraf yanşması düzenledi. Yaşayan Kuvayı Milliyecileri tek başlanna ya da toplu olarak yansıtacak 22x17 boyutlannda, siyah beyaz ya da renkli fotoğraflarla (negatiflerin de ekli olması gerekiyor) herkesin katılabileceği yarışmada başvurular 1.3.1984 tarihine kadar "Yaşar Aksoy, PK 70, Konaklzmir" adresine yapılabilecek. SATRANÇ NEVZAT SUER Yunus Emre ÖZBEY, 1983 Cumhuriyet 19/8/1983 TÜRKİYE 18'inci SANTRANÇ BİRİNCtLtĞt'nde 16/8/1983 akşamı Askılı oyunların oynanmasından sonra, turnuvanın bitimine üç tur kala toplam puan durumu şöyle: 20.30 Haberler 21.00 Hava Durumıı 21.05 Magnum (Renkli) Dizinin "Aranan Adam"adlı bölümiinde Laura eski nişanltsı Eric'in bir harekât sırastnda kaybolduğunu haber alır. Fakat onun öldiiğiine kesinlikle inanmaz, yaşadığmdan emindir. Magnum, Eric'in gizli işler içinde olduğunu ortaya çıkarır, ama bu arada kendisinin de Laura 'nın da başı derde girer. 21.50 Yarışma83 Ankara Televizyonu'nca hazırlanan allı dizilikyanşmaprogramında spor, müzik, tiyatro konuları yer alıyor. Yanşmanm jüri üyeleri ünlii konuklar olacak. 22.40 Dış Kaynaklı Müzik 22.55 Haberler 23.00 Kapanış Akbank 44 sergi açacak Yeni sanat mevsimi hazıruklannı tamamlayan Akbank Reklam ve Tanıtma MüdürlüğiVnün eylüL, ekim, kasım, aralık aylarını kapsayan yanyıl programı belli oldu. Programa göre, Akbank 'ın lstanbuVdaki beş sanat galerisinde 1983 yılı sonuna kadar 20 sergi açılacak. Ote yandan, Akbankhn lzmir, Elazığ, Bursa, Konya, Trabzon, Ankara ve Ordu'dakisanat galerilerinde de yıl sonuna kadar toplam 24 sergi düzenlenecek. fki hamlede Mat (98) 1 Şendur9</2p;2Stter7'/ı; 3 Yurtseven7;' Karadağ6(2A);56BL yap E., Pamuk 5 Vy, 1 Türkoğlu 5; 89 Öney R.(1A), Nemlioğlu4!/2 1011 Vatansever, tpek 3'/2; 1214 Pekand (1 A), Bilyap S , ÖzbUen 3P. İZLEYİCİ GÖZÜYLE Yeter ki izleyicinize yaraşın! TRT Kurumu'nun TV ilgilileri, yetkilileri, yöneticileri. Lütfen bu uyarıyı dikkatte okuyunuz: Televizyon, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına seslenen, seslenmesi gereken bir kurum değil midir? öyleyse Tanrı aşkına, akıl, mantık ve sağduyu adına söyleyin: Niçin varoluş nedeniniz olan "izleyicinizin isteklerini, beğenilerini, eleştirilerini" hiç dikkate almazsınız? Niçin hep bildiğinizi okursunuz? Neden çağdaş yaymcılığın bilincinden, sorumluluğundan uzak bir tutum içindesiniz? Bu olumsuz tutumunuzdan, artık, en seçkin yanınız olan filmler de payını alıyor. Bu sütunlara yansıyan onca uyanya hiç mi kulak vermediniz? Filmleri hoyratça, acımasızca keserken bizleri ne yerine koyuyorsunuz? Izleyicinizi bu duruma göz yumacak, boyun eğecek kadar bilinçsiz mi sanıyorsunuz? Böyle sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Televizyon, filmleri dilediği gibi doğrayan sinemacı Hasan Efendi'nin sineması değildir. Sinema sanatına saygısızlık yaymcılığın amaçlarıyla bağdaşmaz! Filmlerin tam süreleri içinde gösterilmesi gerekir. Hiç kuşkunuz olmasın ki, sızler bizim istediğimiz niteliklere bürünürseniz bu izleyici sizi bağrına basacak, kutlayacak, yapıcı eleştirilerini eksik etmeyecektir. Yeter ki siz izleyicinize yaraşır duruma gelin... AZtZ NACİ DOĞAN/İstanbul Oyuncu sayısı tek olduğundan her turda bir kişinin boş kaldığı turnuva, yedinci turda Suat Taner'in ayrılmasıyla ondörde indi. Ulusalusta ününü kazanabilmek için TSF'ce yapılan hesaplara göre 15 kişi arasından 10'A puan tutturmak gerekiyordu. Bayanlar TÜRKİYE BİRlNCİLlĞl sonuçlandı: Duyurusunun yetersizliği nedeniyle sadece üç kişi katılınca, turnuva çift turlu oynandı: ELO UKD 1 2 3 Puan Sıra 1. Gülümser Yılmaz 1930 1781 X 1 Vı 1 1 3 y* 1 2. Nimet Yardımcı 1815 1532 0 Vı X 0 1 1 Yı 2 3. F. Nur Uysal 0 0 10 X 1 3 Dirisinden fazla kâr getiriyor Altı yıl önce ölen ünlii şarkıcı Elvis Presley'in ö'lüm yıldönümü geçtiğimiz salı günü Memphisde 50 bin hayranım bir araya getirdi. Tören dolayısıyla bütün kent baştan başa Elvis Presley anılanyla donandı. Yeni açılan Heartbreak Oteli adlı lokanta büyük iş yaptı. Pembe duvarlan şarkıcının resimleriyle kaplı lokantanm barı da Presley'in 1956 model pembe Cadillac'ına benzetildi. Son zamanlarda ekonomik açıdan hiç de iç açıcı durumda olmayan Memphis kentinde tek gelişen sanayi de "Elvis sanayii". Tüm ABD'de hayranları olan Presley'in anıları bile ustalıkla metaya dönüştürülüyor. RADYO TRT I 05.00 Açılış, program ve kısa haberler 05.05 Ezgi kervanı. 05.30 Şarkılar ve oyun havaları. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel yayın. 06.30 Cuma sabahı. 07.20 Özel tanıtıcı reklam programı. 07.30 Haberler. 07.40 Gunun içinden. 10.00 Arkası yarın. 10.20 Reklamlar. 11.00 Kısa haberler. 11.05 Hafif müzik. 11.20 Bizden sazlar bizden sesler. 11.40 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler. 12.05 Reklamlar. 12.10 Öğleuzeri. 12.55 Reklamlar ve radyo programları. 13.00 Haberler. U.ISSazeserleri. 13.30 Bölgesel yayın ve reklamlar. 14.45 Öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Şarkılar. 16.20 Hafif müzik. 16.40 Turküler. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Fasıl. 18.00 Çocuk baheesi. 18.15 Çocuklar şarkı söyluyor. 18.25 Turküler. 18.40 Şarkılar. 19.0001.00 TRTII ile ortak yayın. 19.00 Haberler. 19.30 Oyun havaları. 19.45 Çok sesli koro. 20.00 Köyümuz köylümüz. 20.20 Şarkılar. 20.40 Türkçe sözlu hafif müzik. 21.00 Kısa haberler. 21.05 Yurttan sesler. 21.30 Şarkılar. 22.00 Turküler ve oyun havaları. 22.30 Çağdaş Türk Sanat Muziği. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günun haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0505.00 Gece yarısı. 07.00 Açılış ve program. 07.02 Solistlerden seçmeler. 07.30 Haberler 07.40 Turküler ve oyun havaları. 08.00 Sabah için muzik.09.00 Şarkılar. 09.15 Eski başkent. 09.30 Sabah konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 Türkülerimizve konuları. 10.40 Tarihin dönum noktaları. 11.00 Ssolıstler geçidi. 11.30 Tangolar. 12.00 Erkekler topluluğu. 12.30 Kuçuk koro. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif muzik. 13.30 Turküler. 13.45 Bir roman / Bir yazardan hikâyeler. 14.00 Şarkılar. 14.30 Yabancı dil oğrenelim. 15.15 Şarkılar. 15.30 Kuçuk konser. 16.00 Turküler geçidi. 16.20 Arkası yarın. 16.40 Şarkılar. 17.00 Olayların içinden. 17.30 Yurttan sesler. 18.00 Solistlerden seçmeler. 18.30 Çeşitli müzik. 18.45 Türkuler. 19.0001.00 TRT I ile'oriak'yayjn : Paul Simon evleniyor Arkadaşı Art Garfunkel'la birlikte doldurduğu plaklarla ün yapan, daha sonra beste ve plak çahşmalannı tek basına sürdüren ABD'li ünlii şarkıcı Paul Simonın, "Yıldızlar Savası" dizisinde Prenses Leyla'yı canlandıran ve Debbie Reynolds'la Eddie Fisher'in kızı olan Carrie Fisher'le evleneceği açıklandı. "Daily Nevvs" gazetesinin haberine göre, bir Yahudi din adamımn kıyacağı nikahta yalnızca Carrienin annesi ve babası hazır bulunacak. TRT II 07.00 Açılış ve program. 07.02 Gune başlarken. 08.00 Sabah konseri. 09.00 Turkçe haberler. 09.03 Barok muzik. 09.30 Dire Straits'in Making Novies Albumu. 10.00 TRT Ankara Oda Orkestrası. 10.30 Dunyadan müzik. 11.00 Oğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskoteğimizden. 13.00 Konser saatı. 14.30 Klâsık Türk Muziği Korosu. 15.00 Muzikli dakikalar. 16.00 Gunun konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler ıçin. 18.00 Popcaz. 19.00 Haberler. 19.12 Hafif muzik. 19.30 Besteler besteciler. 20.30 Cazdunyası. 21.00 Mu/ikal portreler. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdiklerı. 23.00 Cuma konseri. 24.00 Gece ve muzik. 01.00 Program ve kapanış. TRT III •' ' ;• Hanesyan'ın son besteleri bir uzunçalarda toplandı Kültür Servisi Besteci, viyolacı ve orkestra şefi Harutyun Hanesyan'ın kendi bestelerinden oluşan "Neoklasik Yapıtlar" adlı plağından sonra, "Harutyun Hanesyan'dan Yapıtlar" adlı ikinci uzunçaları da Aras Plakevi tarafından çıkarıldı. Hanesyan'ın "Armenian Suite No. 1", "Nocturne No.2", "Burlesque", "Rapsodie" ve "Visions" adlı bestelerinden oluşan ikinci uzunçaları, 1972'de bestecinin kendisi tarafından kurulan Hanesyan Oda Orkestrası'nca seslendirildi. Ayrıca bestelerin seslendirilmesine Celâl Akatlar (obua), Yusuf G. Aksöz, Saim Perker, Sevil Perker, Gilda Assa, Cemil Özdoğan (keman) Mustafa Süder (viyola), Nejat Tekebaş (viyolonsel) da katkıda bulundular. Harutyun Hanesyan'ın daha önce çıkarılan "Neoklasik Yapıtlar" adlı plağındaki vokal ve enstrümental besteler de bestecinin kendisinin yönettiği Hanesyan Oda Orkestrası tarafından seslendirildi. Bu uzunçalarda orkestranın yanı sıra solist olarak koloratur soprano Alis Manukyan, çellist Nusret Kayar, kemancı Yusuf G. Aksöz ve flütçü Nazım Acar yer aldı. Bestecinin verdiği bilgiye göre, son plağını Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e sunması üzerıne, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği adına Genel Sekreter Yardımcısı Tuğgeneral Akay Şakman'dan 11 temmuz 1983 tarihli şu yanıtı aldı: "Sanat dolu bir çalışmanın ürünü olan bu eseri almaktan duydukları memnuniyeti tarafınıza iblaga beni görevlendiren Sayın Cumhurbaşkanımız, size sanat hayatınızda başarı ve esenlikler dilemişlerdir". 1911 yıhnda Istanbul'da doğan Harutyun Hanesyan, öğrenimini Esayan Ortaokulu'ndan sonra Amerikan Robert Kolej'de tamamladı. Küçük yaşlarda, zamanın müzik üstatlarından Harutyun Sinanyan'dan keman ve kuram dersleri aldı. 1944'de kurulan tstanbul Belediye Konservatuvarı Şehir Orkestrası'nda viyola grup şefi olarak görev aldı. 1972'de, 27 yıllık sanat hizmetini tamamlayarak emekli olunca, Hanesyan Oda Orkestrası'nı kurdu. Hanesyan, verdiği solo konserlerin yanı sıra, Cemal Reşit Rey, Ekrem Zeki Ün, Liko Amar, Ferdi Ştatzer, Edgar Manas, Yetvart Margosyan, Saadettin Arel ve Celal Akatlar gibi sanatçılarla oda muziği konserlerine de katıldı. Bu konserlerin birçoğu TRT Istanbul Radyosu'ndan yayınlandı. 1981'de Atatürk'ün 100. yılı kutlama törenlerine orkestrasıyla katılan Hanesyan, bir de Atatürk'ün 100. Yılı Marşı'nı besteledi. BULMACA Müzik eleştirmenlerimiz ne diyor? Faruk Yener: Müziğe ^sazlı' değil, 'sözlü' sarıldım CEM BEHAR Faruk Yener müziğe çok küçükken gönül verenlerden. Ancak, bu tutkusuna karşın müzisyen olamayacağım anlayıp bu konuya ' 'sazlı' 'değil' 'sözlü'' sarılmaya karar vermiş. tlk olarak müzik kitapları ve bestecilerin yaşamöykülerini çevirmiş. 1950 yıhnda da, Vatan gazetesinde müzik eleştirmenliğine başlamış. Yener, müzik eleştirmenliği konusunda kendisine yönelttiğimiz sorulara aşağıdaki karşılıklan veriyor. 1 Doğrusu ya 'niçin geldiniz'e açık bir yanıt veremeyeceğim. Bildiğiniz gibi eleştirmenlik yalnız müzik değil, belirli sanat kollarında belirli birikim ve koşulların oluşumuna bağlı bir sonuç. Eğer 'ille de eleştirmen olacağım' diye tutturan bir genç çıkarsa onu bu yolda yönlendirecek tek çözüm bu amaca dönük genel kültür ve bilgi alt yapısını gene kendisinin sağlamasıdır. Ben bu yolla "eleştirmen olacağım' diye çıkmadım, hemen tüm eleştirmenler gibi. Müziğe küçük yaşlarda büyük sevgiyle bağlanmama karşın türlü nedenlerle 'müzikçi' olamayacağımı anladığım yıllarda aynı konuya 'sazlı' değil, 'sözlü' sarılmamın belki anlamı olabilir 'niçin' sorusunda, işte o kadar. 'Nasü'ın yanıtı sanırım 'niçin'i de karşılayacaktır aslında. Bir müziksever için müzik konusunda yazılanların önemi yadsmabilir mi? Ben de çok okudum, çocukluğumda harçlıklarımı kitaba yatırarak okudum, ölçüyü kaçırmış olacağım ki ya1 Müzik eleştirmenliğine niçin ve nasıl geldiniz? 2 Bir konseri eleştirirken konsere gitmiş olanları mı, gitmemiş olanlan mı daha çok duşUnürsünüz? 3 Türkiye'de son on yılın müzik olayı kuşkusuz 'arabesk'tir. Bu konuda bilinçli bir müzik eleştirmeninin lutumu sizce ne olmalıdır? 4 Türkiye'de bir müzik eleştirmeninin kültürel işlevinden söz edebilir miyiz? ne denli kolay kabul edeceği açıktır. 'Arabesk'i yalnız müzik te aramayalım, örneğin otomobillerin, minibüslerin orasına burasına yapıştırılmış özdeyişlere (!) bakalım, yeter. Bunlardan birinde rastlayacağınız 'Ağlayamazsam uyuyamam' sözü bile bir 'mini arabesk'in yankısıdır. Gam, kasvet, çile, hüzün ve acıyla hazırlanmış bir potada oluşan garip alaşım yüzyıllardır hazırlanmış milyonlarca kalıba ilk fırsatta kolayhkla dökülecekti, döküldü de... Hele ateş ticari amaçla durmadan körüklenir, alaşım seviyesiz bir zevk sömürüsü için fıkır fıkır kaynatılırsa... Asıl şaşılacak olan 'arabesk dönemi' yaşayan bir ülkenin gene de coşkusunu, dinamizmini savunabilmesidir ve bu gerçek de ulusumuzun özelliklerinden olsa gerektir. 'Arabesk' bu türden her akım gibi gelip geçecektir. Teknolojik aşamalann uydu aracılığı ile ülkelerin programlarını gene ülkelere yayacağı günler uzak değildir. Uluslar arasındaki kültür etkilerini önlemek de olanaksızdır. Ülkemiz de başka ülkeler benzeri, başlamış olan bir karmaşayı geçirecek, sonunda kendisine yaraşır bir muziği kesinlikle biçimlendirecektir. 4. Elbette söz edebiliriz. Kültür ve sanat kavramlarını birbirinden ayırabilir miyiz? Tüm sanat kollarındaki eleştirmenler doğruyu ve güzeli tanıtmak ve yönlendirmekle yükümlüdür. Doğrudan ya da dolaylı olarak yaptıklan işlev bir 'kültür hizmeti' değildir de nedir? Yeter ki her savını inandırıcı kanıtlarla pekiştirip güven sağlasın. Yarın: Daniyal Eriç Ankara'lı Fatma Nur Uysal Çok yetenekli. Çahşmalannı sürdürdüğü takdirde geleceği var. Satrancı da Çok seviyor. İkinci turnuvası olmasına karşın başarıh gözüktü. Üniversiteli arkadaşlanyla birlikte TSF'ye yazılı başvuruda bulunup, sınavları bittikten sonra turnuvanın başlatılmasını istemişlerdi. TÜRKtYE 18 B'den OYUNLAR Pirç; SÜER NEMLİOĞLU: 1 f4 d6 2 Af3 g6 3 e4 Fg7 4 d4 Af6 5 Ac3 oo 6 e5 Ae8 7 Fe2 c6 8 oo Fg4 9 h3 Fxf3 10 Fxf3 Ac7 11 Fe3 d5 12 h4 f5 13 exf6 exf6 14 h5 f5 15 hxg6 hxg6 16 Ff2 Ad7 17 Keı Af6 18 Fh4 Vd7 19 Ae2 Ae4 20 c3 Ae8 21 Acı Ff6 22 Ff2 a8d6 23 Ad3 Vh7 24 Fxe4 fxe4 25 Vg4 Af5 26 Ae5 Şg7 27 Şfı Kh8 28 Şe2 Vh5 29 Vxh5 gxh5 30 Khı Kag8 31 g4 Fxe5 32 gxf5 Fxf4 33 Kagı+ Şf7 34 Kxg8 Şxg8 35 Fh4 Şf7 36 Kfı Fh6 37 f6 Kg8 38 Kf5 Kg2 + 39 Şfı Kxb2 40 Kxh5 Şg6 41 Ke5 Kh2 42 Fg3 Kxa2 43 Ke6 Şf7 44 Kd6 (A), Fg5 45 FeS e3 46 Kd7 + Şe6 47 Kh7 Kf2 + 48 Şeı Fxf6 49 Kh6 a§ 50 Fg3 Kf3 51 Fc7 ŞfS 52 Fxa5 Şe4 53 Fc7 Şd3 54 FeS Fg5 55 Terk. Fransız: PEKAND ŞENDUR: 1 e4 e6 2 d4 d5 3 Ad2 Af6 4 e5 Afd7 5 Fd3 c5 6 c3 Ac6 7 Ae2 b6 8 oo Fe7 9 Af3 Fb7 10 Af4 g6 11 Keı Vc7 12 a3 ooo 13 b4 c4 14 Ffı a6 15 a4 Acb8 16 g3 Kde8 17 h4 h6 18 Ah3 Keg8 19 Ff4 Kh7 20 Fg2 Vd8 21 Vd Kgh8 22 Şfı Af8 23 Şe2 Abd7 24 Şdı Şb8 25 Şc2 Şa7 26 Fe3 Fc8 27 Khı Ab8 28 Ah2 Afd7 29 Ag4 Ff8 30 Af4 Fb7 31 h5 g5 32 Ae2 Kg8 33 Fh3 f6 34 exf6 Axf6 35 Ae5 Ve8 36 f4 g4 37 Fg2 Axh5 38 Kh4 Fe7 39 Kh2 Af6 40 Kıhı Vxa4+ 41 Terk. Sicilya: KARADAĞ TÜRKOĞLU: 1 e4 c5 2 Af3 Ac6 3 Ac3 Af6 4 Fc4 e6 5 d4 d5 6 exd5 exd5 7 Fb5 a6 8 Fxc6 + bxc6 9 oo h6 10 Keı + Fe6 11 Ae5 Vc8 12 Aa4 Kb8 13 dxc5 Kb4 14 Ab6 Vc7 15 Ad3 Fxc5 16 Aa8 Va7 17 Axc5 Vxc5 18 Ac7+ Şd7 19 Axa6 Vb5 20 Axb4 Vxb4 21 c3 Vh4 22 Vd4 Vxd4 23 cxd4 Ff5 24 Ff4 Ah5 25 Fe5 f6 26 Fg3 g5 27 Ke3 Axg3 28 hxg3 Kb8 29 b3 Kb4 30 Kdı Fg6 31 Kc3 Şd6 32 f3 h5 33 Şf2, Terk. tngiliz; BİLYAP Enis YURTSEVEN: 1 c4 e5 2 Ac3 Af6 3 g3 d5 4 cxd5 Axd5 5 Fg2 c6 6 d3 Fe7 7 Axd5 cxd5 8 Vb3 Fe6 9 Vxb7 Ad7 10 Vb3 Kb8 11 Vc2 oo 12 Af3 Fb4+ 13 Fd2 Vb6 14 b3 Kfc8 15 Vb2 e4 16 dxe4 dxe4 17 Ag5 e3 18 fxe3 Ff5 19 oo Kc2 20 Vd4 Fxd2 21 Vxb6 Axb6 22 Kxf5 Fxe3+ 23 Şfı g6 24 Kxf7 Fxg5 25 Kxa7 Kf8+ 26 Ff3 Ad5 27 Ka6 Fe3 28 Ka8 Fd4 29 Kxf8+ Şxf8 30 Kbı Ae3"+ 31 Seı KX a2 32 b4 Şe7 33 "DS Fb6 34 Fe4 Ag4 35 h3 Ae5 36 h4 Ka3 37 h5 Kx3 38 hxg6 A^4 39 Şdı Kgı + 40 Şc2 Aa3 + 41 Şb2 axbı 42 gxh7 Fd4 + 43 Şc2 Aa3 + 44 Şb3 Axb5 45 Şc4 Kg5 46 Terk. Fransız; YURTSEVEN PEKAND; 1 e4 e6 2 d4 d5 3 Ac3 Fb4 4 Fd2 dxe4 5 Vg4 Vxd4 6 ooo h5 7 Vg5 Fe7 8 Vg3 Fd6 9 Ff4 h4 10 Vg4 Af6 11 Vg5 Vc5 12 Vxg7 Fxf4+ 13 Şbı Kh6 14 Axe4 Abd7 15 Axc5 Axc5 16 Ah3 Ace4 17 Axf4 Kh7 18 Kd8 + Şxd8 19 Vf8 + Ae8 20 Fd3 f5 21 Fxe4 fxe4 22 Kdı + , Terk. tngiliz; ONEY R YURTSEVEN: 1 Af3 Af3 2 g3 c5 3 c4 Ac6 4 Ac3 g6 5 Fg2 Fg7 6 oo oo 7 d4 cxd4 8 Axd4 Axd4 9 Vxd4 d6 10 Vd3 Kb8 11 Kbı Ad7 12 Vd2 Ac5 13 b3 Ff5 14 e4 Fxc3 15 Vxc3 Fxe4 16 Fh6 e5 17 Fxe4 Axe4 18 Ve3 f5 19 Fxf8 Vxf8 20 Kbdı b6 21 f3 Af6 22 Kd2 Ke8 23 Kfdı Ke6 24 e4 Ve7 25 Ke2 f4 26 gxf4 Ah5 27 Ve4 Axf4 28 Ked2 Şg7 29 Şhı Vg5 30 b4 Kf6 31 Kgı Vh5 32 Kg3 Vh6 33 Kc2 Ae6 34 c5 bxc5 35 bxc5 Axc5 36 Kxc5 dxc5 37 Vxe5 Vcı + 38 Şg2 Vd2 + 39 Şfı Vd6 40 Vxd6 Kxd6 41 Kg5 Kc6 42 Kd5 c4 43 Şe2 c3 44 Şdı c2 + 45 Şcı a6 46 Kd2 Kc4 47 Kxc2 Kxa4 48 Şd2 h5 49 Şe3 a5 50 Kc5 Ka2 51 h4 a4 52 Ka5 a3 53 Ka7 + Şh6 54 Şf4 Kaı 55 Şg3 Ka2 56 Şf4 Kaı 57 Şg3, Eşit. • • • Sicilya: Asutay YANDAŞ Kerim TÜTÜNCÜ (Satranç Geliştirme Merkezi Yaz Turnuvası, 8/1983 Kadıköy): 1 a4 c5 2 Af3 d6 3 d4 cxd4 4 Axd4 Af6 5 Ac3 g6 6 Fc4 Fg7 7 oo Ac6 8 Axc6 bxc6 9 e5 Ag8 10 exd6 exd6 11 Vf3 d5 12 Axd5 Fe6 13 Af4 Fxc< 14 Vxc6+ Sf8 15 Vxc4 Ae7 16 Vd3 Vc7 17 Ae6+ fxe6 18 Vf3 + Af5 19 Vxa8 + Şf7 20 Vf3 h5 21 Ff4 e5 22 Fg5 Ke8 23 Vd5 + Şf8 24 Kadı e4 25 Fe3 FeS 26 Fc5+ Ae7 27 Fxe7+ V x e 7 28 f4, Terk. Çözüm (Y.E. Özbey): •««A İİWM ' " I Z *>*M ' " I ' '"I JBJV + 'PM Z HP ' r Jipıpj, 9pxy I :J3pıuiBq +'PM Z : TURK HAVA YOLLARI A.O.'dan Ortaklığımı/ın ıhlıyacı olan 7 adet MobilRomork Jenerator kapalı /artla teklıf alma ıısıılu u\gulanmak suretiylesatın alınacaktır. 7 adeı MobilRomork Jencratorun toplam tahmini bedeli 2.l(X).0()0rTL. olup, goçici ıcminalı 84.0O0r TL Mir. Kapalı /arf ile alınacak tcklıl mektupları, en geç ihale gunu olan 25.8.1983 peı^embe gıııuı saaı 14.00'c kadaı Şiijlı Abidei Hurriyet C'.ıd. Vakıf h Hanı B Blok Kaı. 3 adresindc bulunan THY A.O. Alıın \c Salım Kuıulu Baskaıılığı'na teslim edilecektir. Konu ile ilgili sannameleı aynı adrcslen sağlanır. Oııaklığımız 2490 sayılı ArttırınaEksillnıe ihale kanununa tabi dcüildn. Basın: 22547 SOLDAN SAĞA 1/ Balık, zerzevat ve meyve gibi yiyecekleri yerinden getirterek toptan satan kimse. 2/ Donanma... Sicim. 3/ Şodyumun simgesi... Danslı geceföplantısı. 4/ Küflü veçürük gibi kokan... Yabancı. 5/ Yakacak odun için kullamlan bir ölçü birimi... Bağışlama. 6/ Ok... Lübnan'ın uluslararası işareti... Nişan. 7/ Ezgi... Sebep olan. 8/ Dökülen, akan... tsviçre'de bir ırmak. 9/ Tuzak. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Yugoslavya'da bir şehir. 2/ Bir cins papağan... YUzen bir geminin baş ve kıç taraflarının suya batma miktarlan arasındaki fark. 3/ Alman parasının simgesi... Baş... "Doğuran" anlamına gelen Farsça bir sonek. 4/ Uçak, gemi gibi şeyleri daha çok uzakta iken haber veren aygıt... Romen leyinin yüzde biri. 5/ Isim... Güney Afrika Cumhuriyeti nin para birimi. 6/ Osmanlı hukiimeti. 7/ Demet durumundaki ekinler. 8/ Tokat'ın bir ilcesi... Bir kürk hayvanı. 9/ Bir çok molekülün tek molekül durumunda birleşmesiyle oluşan izomeri. TÜRK HABERLER AJANSI MUHABİRLER ARIYOR Türk Haberler Ajansı il ve ilçeler düzeyinde, fotoğraf çekebilen muhabirler arıyor. tlgi duyanların mektupla TUrk Haberler Ajansı Cağaloğlulstanbul adresine başvurmaları rica olunur. zanlar benzeri yazmaya özenti başladı bende. Deneylerime önce çevirilerle koyuldum; 'Musiki Lugati' (1945), 'Müzik Ansiklopedisi' (1950) gibi kitaplarımla ve bestecilerin yaşamöyküleriyle. Okuduklarıma müzik tarihinin klasik eleştirmenlerinden örnekler karıştı; Schumann'lar, Berlioz'lar, VVagner'ler, Hanslick'ler, Shavv'lar gibi... Eleştiriye yönelişim ise 1950 yıhnda Ahmet Emin Yalman'ın 'Vatan' gazetesinde bu konuya bir sütun ayırıp bana önerisiyle başladı. Bunu 'Yeni Istanbul', 'Tercüman', 'Akşam' ve 'Milliyet'deki eleştiriler izledi, on yıldır "Milliyet Sanat Dergisi'nde sürüyor. 2. Her ikisini de... Konseri dinlemiş olanların eleştiriye düşkünlüğü doğaldır. Kendi yargısını başka yargılarla kıyaslayıp kendi yargısının sağlığı konusunda bir değerlendirme isteğinden kaynaklanır bu düşkünlük. Konser 'ara'larında ya da bitimindeki hararetli görüş alışverişlerinin nedeni budur. Bir müzikseverin en hoşlandığı şey güvendiği bir eleştirmenin yargısıyla kendi yar TELEFON DEĞtŞİKLİĞİ Psikiyatrist Prof. Dr. Aysel Ekşi Muayenehane telefonunun değiştiğini duyurur. gısının koşut düşmesidir. Konseri izlememiş olanlar için önemli husus ise daha önceden tanıdığı, dinlediği bir sanatçının o konserde aldığı sonuç çevresinde aydınlanmaktır. Ya o konseri izlemiş olanlara soracak ya da değerlendirmedeki yansızlığına inandığı bir eleştirmeni okuyacaktır. Bence her ikisi de önemlidir, her ikisini de düşünmek gereklidir. 3. Ülkemizin coğrafi konumuyla içinde bulunduğu ekonomik ve toplumsal koşullann yarattığı ortam göz önünde tutulursa 'arabesk'in ne denli doğal olduğu anlaşılır kolayca. Yüzyıllardır 'doğu' kökenli ezgiler ve bu ezgilere bindirilmiş 'gamlı' ve 'hüzünlü' sözcüklerle koşullanmış kulakların bu tür bir akımı Yeni nıımara: 145 30 02'dir. Abdülhakhamit Cad. Ayyıldız Apt. 3/5 Taksim Meydanı/lstanbul İLÂN İST. 1. SULH HUKUK HAKtMLİĞİNDEN Sayı: 983/547 Vasi Küçük Ayşegül Çelik'e mahkememizin 983/547370 sayı ve 16.8.1983 tarihli kararı ile lst. Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birliği Başkanlığı Çocuk Işleri Memuru Emine Avşar vasi tayin edilmiştir. llan olunur. 16.8.1983 Basın 8953 İLÂN ŞİŞLt 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞtNDEN Sayı: 1983/27/44 Ves. Şişli Ortabayır mahallesi, Mayıs sokak no: 90 da mukim Mustafa Bozgül hastalığı sebebiyle hacir altına alınarak, kendisine ayrı adreste oğlu Ismet Bozgül vasi tayin edilmiştir. llânen duyurulur. Basın 8954
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle