Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 TEMMUZ 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 Ozetle Bolşoy Balesi Avrupa'da Bolşoy Balesi'nin genç ve orta kuşak yıldızlan şu sıralar A vrupa 'da gerçek bir bale şöleni veriyor. Topluluğun koregrafı ve yıldızı VUtdimir Vasilyev ve kendisine eşlik eden Yekaterina Maksimova, tıpkı Nureyev ve furi Solovyev gibi 1958 mezunlan. "Don Quixotpas de deux"de dans eden Nina Semizorova ve Viktor Barikin ise daha genç birçift. Vasilyev ile Maksimova, gelmiş geçmiş en büyük dansçılardan Galina Ulanova'mn adına düzenlenen "Ulanova'ya Saygı"da sahneye çıkıyorlar. GORDUK KONUSTUK Yalcm Peksen Benim bir günlük çalışmam.. Telif veya çeviri... O gün tutacağım gündelikçinin parasını karşılamıyor. Meselâ onaltı sayfa çeviri yapsam ki.. Yapamam.. Dört bin lira alıyorum. Ben bunu iki günde yapıyorum. Yani günde ikibin lira alıyorum. Gündelikçi de ikibin lira istiyor. Oyüzden kendi işimi kendim yapıyorum. Tomris Uyar:F,vde rakı içerim...dışanda cintonik... "Miisait kadın" izlenimi vermemek için... (Fotoğraf: Uğur Günyiiz) Rafael Kubelik Londra SenfonVyi yöhetecek Bir süredir İsviçre'nin Lucerne kentinde yaşayan Çekoslovak asulı üniü orkestra şefi Rafael Kubelik, Londra Senfoni Orkestrası'nı yönetmek üzere 12 konserlik bir anlasma yaptı. Konserprogramlan, Kubettk'in uzmanı olduğu ve en büyük yorumcularından biri sayüdığı Brahms'm dört senfonisini de içeriyor. Bilindiği gibi, uzunçalarlarm ilk çıktığı dönemde Rafael Kubelik, Decca plak şirketi için yaptığı olağanüstü Brahms plaklarıyla büyük ilgi toplamıştı. Gündelikçiyle aynı parayı kazanıyorum MERYEM ANA VValdemarJanuszczak imzasıyla Ingiltere'nin iinlii "Guardian" gazetesinde"Anadolu Medeniyetleri Sergisf'yle ilgili olarak çıkan yazıda müslüman olmayan Anadolu kavimlerine az yer verildiği vurgulanıyor. Oysa Istanbul Arkeoloji Müzesi'ndeki İ.S. 12. yüzyıldan kalma bn Meryem Ana kabartması serginin ilginç parçalarından biri. "GördükKonuştuk" köşemize edebiyatçılar sık sık konuk oluyor. Fakat dikkatli okuyucular seçtiğimiz yazarların genellikle erkek olduğunu farketmişlerdir. Bunun nedeni kadın yazarlardan bazıları ile yaptığım konuşmaların biraz gözümu korkutmuş olması ve karşıma yeniden bir kadın yazar almaya cesaret edemeyişimdi. Fakat Tomris Uyar gazetemizin yabancısı değildi. Yazıları kültür sayfamızda yayınlanıyordu. Gelip geçerken yaptığımız kısa konuşmalardan birini biraz genişlettik. Böylece farkında olmadan ve fazla korkuya kapılmadan konuşmamızı lamamladık. Sayın Tomris Uyar, elimde kitaplarınızın bir listesi var. Buna göre 8 öykü kitabınız, 30'dan fazla çeviri kitabınız var. Türk Dil Kurumu ve Sait Faik Öykü yarışmasında ödülleriniz var. Şunu sormak istiyonım... 40'a yakın eser.. telif.. çeviri.. ve iki odüllü bir yazar olarak bu işlerden geçinebildiniz mi? Hayır geçinemedim. Ne önce, ne şimdi... Benim bir günlük çalışmam... telif veya çeviri... o gün tutacağım gündelikçinin parasını karşılamıyor. Mesela onaltı sayfa çeviri yapsam ki yapamam... 4000 lira alıyorum. Ben bunu iki günde yapıyorum. Yani günde ikibin lira alıyorum. GUndelikçi de ikibin lira istiyor. Aynı parayı kazanıyoruz yani.. O yüzden kendi işimi kendim yapıyorum. Yani yazarlıkla geçinmek mümkün değil diyorsunuz. Benim icin mumkun değil. Özel zevklerimi de katarsak... Çok büyük birlüksüm var. Taksiye binmek gibi. O zaman da elimdeki avucumdaki taksiye gidiyor. Ama vazgeçemiyorum. Sadece bir taksi... Başka bir lüksüm yok. Bu lüksü bile sağlamıyor kitap. Bir ya da iki kadeh içki.. Bunu da seviyorum. Bir saptamam da şu Tomris hanım. Kadınlar daba çok aşk üzerine yazıyorlar. Neden? Aşk herkesin hayatındaki en önemli kavram. Kadınlar biraz eski moda aşkı arıyorlar. Ama aşk da şekil değiştirdi. O eski aşklar yok artık. tşte o arama içinde eski aşkları yazıyorlar belki. Önun için aşka yöneliyorlar. Ama ben pek yazmıyorum. Siz neden ya7mıyorsunnz? Çunku br/civ. aşkın >atınmcı bir tavrı var. Evleneceksin, çocukların olacak. ö m ü r boyu bir yastığa baş konacak. Oysa aşk bir heyecandır. Sürekli gitmez. Bunu yazmak da zor geliyor. Şimdi şöyle.. İki cins de bir şeyleri reddederek işe başhyor. Özgürlük, reddedilerek kazanılır gibi görünüyor. Mesela "ben yemek yapmam", "sofra kurmam", "bulaşık yıkamam" diye özgür olmak istiyor kadın. Erkek de aynı.. Mutfağa ait bir iş diye "aygaz tüpü bile takman" diyen erkek var. Bizim ailede böyle değil.. Tomris Uyur, bir kadın yazarın yaşamını anlattı: KITHOD Finlandiyaya gitti Kısa adıyla KıtHod olarak bilinen Kırşehir Turiznt ve Halk Oyunlan Derneği Folklor Ekibi, Kamtien kentinde düzenlenen Folklor ve Müzik Şenliği'ne katılmak üzere Finlandiya'ya gitti. Finlandiya'daki şenliğe özel ağrt alarak katılan KitHod olklor Ekibi, daha sonra Danimarka, hveç ve Federal Almanya'da da gösteriler yapacak. Bir kadın yazarın 24 saati O zaman bir kadın yazarın bir gününü sorayım size. Ne yapıyorsunuz? Örneğin bulaşıklan kurulayıp yazmaya mı başlıyorsunuz? öyle gibi. Saat altıdan onbire kadar ev temizliği.. Çocuğu okula yollamak.. Yemek.. Mecburen altıda kalkıyorum okul için. Tabii kışın oluyor bu.. Şimdi değil.. Onbirle iki arası çeviri yapıyorum. Sonra biraz kitap okurum. Kendi yazılarımı beşbuçuk gibi yazmaya başlıyorum. Rakımı da koyuyorum. Rakı mı içiyorsunuz yazarken?. Bir kadeh.. Evde rakı içerim. Dışarda cin tonik. "Miisait kadın" izlenimi vermemek için. Anlamadım cintonikle ne ilgisi.. Efendim. Ağzı rakı kokan kadına "müsait" diye bakılır. O yüzden akşam eve cekildikten sonra yapıyorum o işi. Giindüz cintonik.. Bizde içkinin böyle kuralları var. Kadının ağzı rakı kokmayacak. Yazı ile uğraştığım için dikkatimi çekmistir. Her içkinin bir raconu var. Mesela viski "alınıyor" da, rakı "içiliyor". "Rakı ahnm" diyen yoktur. Başka şeylerde de.. "Duş alınır", "hamamda "yıkanılır". Taksi "ahnıyor", dolmuşa "biniliyor". Eskiden "sevişme" idi adı şimdi "Aşk yapılıyor." Ne demek "aşk yapmak" Allahaşkma. Hele "yatıp kalkmak" diye bir laf var, çok sinirime gidiyor. Halbuki olayı en doğru aniatan o gibi.. En doğru olabilir ama çok çirkin. Anadolu Medeniyetleri Guardian'da eleştiriliyor Kültür Servisi Bir süredir Istanbul'un çeşitli müzelerinde ve tarihsel yerlerinde değişik dönemlere ilişkin sergilemelerle süren "Anadolu Medeniyetleri Sergisi", bilindiği gibi uluslararası düzeyde de geniş yankılar uyandırdı. Fransa'da yayınlanan "Le Monde" gazetesinde ve "Figaro Magazine"de sergiyle ilgili ayrıntılı ve övücü yazılar çıktı. Almanya'da yayınlanan "Frankfurter Allgemeine Zeitung"un yanı sıra Ingiltere'de yayınlanan "Times"ın yazarlarından John Russel Taylor serginin kapsamlı bir değerlendirmesini ya£tı 4 Fra.nsız s.anat eleştirmeni Guy Donur, /stanbui'a gelip sergiyi gezdikten sonra gazetemiz için konuyla ilgili bir yazı kaleme aldı. Batılı eleştirmenlerin genellikle övgüyle karşıladıklan "Anadolu Medeniyetleri Sergisi"ni konu olan bir başka yazı da 19 haziran tarihli "Guardian" gazetesindt yayınlandı. Waldemar Januszczak imzasıyla ve "Türk Lokumu" başlığıyla çıkan yazıdaki bazı eleştirilere katılmamız son derece güç olmakla birlikte, farkh bir görüşü yansıtması açısından yazının kimi bölümlerini aşağıda sunuyoruz: "Bütün Karadeniz'i dola? VValdemar Januszczak reports on a huge art heritage show at Instanbul Bçrnstein 'in süahsıztanma çağrısı Leonard Bernstetn, 25 ağustos günü altmış beşinci doğumgününü kutlayacak. Ancak Bernstein, doğumgününün dünyadaki biitün müzikçüer taraftndan, bir nükleer silahsızlanma çağrısı olarak kollanna gö'k mavisi kolluklar takılarak kutlanmasım istiyor. Şimdiden GeorgSolti, LorinMaazel, Michael Tilson Thomas ve Julius Rudel gibi tinlü şefler, operacı Beverly Sills ve kemancı Pinchas Zukerman'ın bulunduğu bir kurul bir çağn mektubu haztrlayarak birçok sff natçıya gönderdt. V C ' î Turkish delıght Neden aşk ttzerine Blucin'in işlevi Tomris hanım bir kadın olarak moda üzerine göriişleriniz neler? İlgili misiniz? Moda ile ilgim şöyle.. Giyime "kod" vermek diye bakıyorum. Giysilerle işaretler veriliyor. Onun için ben blucin giyiyorum. maktansa Boğaziçi'ni tstanbul üzerinden aşmayı yeğlemiş sayısız uygarlıgın ortaya çıkardığı sanat üriinlerini incelemeyi üstlenen bir serginin, kültürel nıayasının zenginliğiyle insanın aklını başından almasını beklemek yanlış olmazdı. Ne de olsa, bu kültürel maya, Perslerin ve Greklerin, Romalüarın ve Venediklilerin, Slavlann, Araplann ve Hititlerin katkılarda bulunduğu bir mayaydı... Ne var ki, Anadolu Medeniyetleri ivecen bir sergi. Osmanlı Imparatorluğu evresıne varıncaya kadar, zengin sunularım doya döya içebilmeniz için yeterince durmuyor... Binlerce yıllık uygarlıkların ardından kendimizi, tslam sanatçdannın ziimriit ve yakutlarla kaplı üriinlerinin bulundugu on altıncı yüzyılda, Topkapı Sarayı'nda buluyoruz... Osmanlı sanatı her fırsatta kapsamlı bir biçimde inceleniyor. tslam halı ve kilin , ,ium ha( s,;;;/çadırlî «ı., müzik araçlann: >. mezartaşlannı içeren sergi bölümleri bulunuyor. Belki de, Kanuni Sultan Siileyman'ın tıığrası, tunçtan ana lannça yontulanndan daba çok simgeliyor Anadolu Medeniyetleri'ni. Çünkü öyle göriinüyor ki, Avrupa Konseyi'nin 18. Sergisi tstanbul'a esas olarak Islam şanatını göklere çıkarmak için gelmiş.... Anadolu Medeniyetleri Sergisi Frigyalıları ve Urartları, Lydiahlan ve Karialılan, Troyalılan ve Ephesosluları pek az anıyor... Sergi, Ayasofya'nın gölgesinde yer aldığına göre Bizansldar nerede?" Fenıinist değilim Bir de feminist hareket var. Siz de o hareketin içinde misiniz? Hayır ben o hareketin içinde değilim. Kime sorsam bu hareketin içinde değil. Oysa ortada bir hareket var. Herhalde birileri de olmalı. Beş tane var. Aslan gibi hem de.. Biraz alaycı gibisiniz bu konuda. Kadınlann işine gelen bir akım değil mi? Neden içinde değilsiniz? Ayırımcı bir akım. Ayırımcılığı savunmadığım için onu da savunmuyorum. Sonra bu işin yazıp çizerek, konuşarak elde edilemeyeceğine inanıyorum. Sağlam bir örgütlenme gerek. Olacak iş değil. Bugünkü durumdan memnunsunuz.. O halde... Burada benim ayrıcalıklı bir durumum var. Ne arkadaşlanm, ne sevgililerim, ne evlendiğim erkeklerle bir sorunum olmadı. Ne hakkım yendi.. Ne aşağılandım.. Böyle bir şey olmadı. Memnun sayılırım... Galiba evlendiğiniz kişiler Ülkü Tamer ve şimdiki eşiniz Turgut Uyar edebiyatçı oldukları için.. Ikisi de şairdi.. Onun için herhalde pek sorununuz olmadı sanıyorum. Belki.. Tabii bir banka müdurii ile evlenseydim böyle olmayabilirdi. Baştan seçtiğim için. Kendi hayatını nasıl kurtaracağına baştan karar vermek gerek . Fakat Tomris hanım, ya şairler dısında birine aşık olsaydınız. O zaman evlenmeyecek miydiniz? Belki de bünyemi ona göre ayarladım. Edebiyatçı dışında bir balıkçıya da aşık olabilirdim bakın. Balıkçılara karşı sempati duyarım. Ama profesyonel balıkçı.. Yani balık tutan adam. Yoksa satan değil. Biraz serüven taşıyan bir adam olmalıydı yani. Banka müdürü olsaydı olmazdı. Banka müdürleri alınacak bu laflannızdan... Zaten bu banka müdürü lafı da nereden çıktı. Tüccar diyelim daha iyi. Şimdi buna da tüccarlar alınır. İthalatçı ihracatçı olsun. Onlar alınsın ne yapalım?.. Siz temınist değilim dediniz ama sanırım evde eşitliği kurmuşsnnuzdur en azından. Gerek yaalannız, gerek tipiniz bende bu izlenimi uyandırdı. Modaya ve siyime kod vermek diye bakıyorum. Onun için blucin giyiyorum. Blucin özel olarak modaya uymayı düşünmeyen, ama modanın dışına da düşmeyen insanların giysisi oluyor. Moskova Film Şenliği sonuçlundı Jean Genet'nin oyunu Jean oenet'nin 1958'de yazdı> ğt ve ilk kez 1966 'da sahnelenen ' 'Les Paravents'' adlı oyunu, 31 mayıs25 haziran tarihleri arasında Nanterre'de Theatre des Amandiers'de yeniden sahneye konuldu. Patrice Chereau'nun yönettiği oyun eylül ve ekim aylarında aynı tiyatroda yinelenecek. "Les Paravents"da başrolde Maria Casares oynuyor. Bilindiği gibi, Maria Casares, aynı oyunun 1966'da Roger Blin tarafından gerçekleştirilen sahnelemesinde de başrol oynamıştu Karadeniz Üniversitesı Mimarhk Fakültesi öğrencilerinden Fikret Yakaboylu tarafından Trabzon tşSanat Galerisi'nde 38 keçe kalem desenden oluşan sergide aynca, çini mürekkebiyle yapılan ve büyük sanatçı Bedri Rahmi Eyüboğlu'na adanan 8 portre bulunuyor. Sergi 28 temmuz gününe dek açık kalacak. MOSKOVA (AP) Moskova Uluslararası Film Şenlifi'nde ödüller sahiplerini buldu. En tyi Film ödülü Fas, Latin Amerika ve Sovyetler Birliği'nden üç yapıt arasında paylastırıhrken, En Iyi Erkek Oyiancu ödülü'nü Polonyalı VVirgiliusz Gryn ve Japon Trabzon'da sergi Ömer Şerif ilk tutkusuna dönüyor Mısırlı aktor Ömer ŞeriJ tam çeyrek yüzyıl sonra ilk tutkusu olan tiyatroya dönüyor. Şerif, önümüzdeki ay Terence Rattigan'ın "Uyuyan Prens" dalı oyununda Carpathia Prensi Regent'ı oynayacak. Bilindiği gibi, sö'zkonusu oyunun ülkemizde de gösterilen beyazperde uyarlamasında Marilyn Monroe ile birlikte Laurence Olivier rol almıştı. Oyunculuk yeteneğinden çok filmlerdeki hafif nemli bakışlarıyla ün kazanan Ömer Şerif'in sahnelere dönmesi tehlikeli bir risk olarak değerlendiriliyor. Ama Ömer Şerif de bu tehlikenin farkında olduğunu belirtip şöyle diyor: "Sanırım, başlangıçta ise bolyetenekle başlamıştım. Şimdi sahneye çıktığım z'aman, bu yeteneği tümden tüketip tüketmediğimi anlayacağım." Yoşi Kato, En tyi Kadın Oyuncu ödülü'nü de Amerikalı Jessica Lange ve Avustralyalı Judy Davis paylaştı. 13. Moskova Uluslararası Film Şenliği'nde Seçici Kurul, En Iyi Film ödülü'nü Faslı yönetmen Souheil Ben Barka'nın "Samoc", Latin Amerikalı yönetmen Miguel Littin'în "Alcion ile Akbaba" adlı filmleriyle Sovyetler Birliği'nden "Vassa" adü film arasında paylaştırmayı kararlastırdı. En iyi Erkek Oyuncu ödülünü Polonyah aktör VVirgiliusz Gryn ve Japon aktör Yoşi Kato alırken, En Iyi Kadın Oyuncu ödülü de Amerikalı Jessica Lange ile Avustralyalı Judy Davis arasında bölüştürüldü. Şenliğin Gümüş ödülleri ise Federal Alman filmi "Dr.Faustus", Bulgar filmi "Denge" ve Çekoslovak filmi "Atlan Asfaltta Otlatmak" adlı yapıtlara verildi. Belge filmlerı dalında da Büyük ö d ü l iki film arasında paylaştırıldı. Bunlardan "Morasandan Bir Mektup" adlı yapıt, El Salvador'daki yurtseverlerin gerici cuntaya karşı savaşımını dile getiriyor. SovyetYemen Filistin ortak yapımı olan "Beynıt Üstiinde Yabancı Bulutlsr" adlı belgeselfilm ıse, İsraıi'ın Lübnan'ı işgali olayını işlıyor. Vocuk filmlerı yarışmasında Büyük ödülü "İnsanın Eğitimi" adlı Sovyet filmi, ikincilik ödülünü "Tersyüz" adlı Polonya filmi, "Devam Edelim" adlı Yugoslav filmi ve "Lastik Tarzan" adlı Danimarka filmi aldı. Uzun zamandır ilk kez Moskova Şenliği'ne katılan Çin Halk Cumhuriyeti, "Geyik İçin Çan" adlı filmle canlı film dalında özel ödül kazandı. Blucin neyin işareti veya "kod"u oluyor sizin deyişinizle.. Ortak kullanılabilen, modern bir kod oluyor. Özel olarak modaya uymayı düşünmeyen, ama modanın dışına da düşmeyen insanların giysisi oluyor. Yaş farkı, iktisadi farkları, cinsiyet farkını ortadan kaldırıyor. Biraz tekduze oluyor ama ne yapacaksınız. Yaş konusu Bir de yaş konusu var. Biz konuşmalanmızda hanımlara yaş somayız. Neden hassas oluyorlar bu konuda kadınlar.. Bana sorabilirsiniz. 1941 doğumluyum. Erkeği sadece guzelliği ve gençliği ile cezbedebilenler için yaşlanmak ölumcul bir tehlike oluyor. Bunda da kadının suçundan çok, topjumun ona yakıştırdığı anlayış bu... Tomris hanım yabancı kadın yazarlar yeni bir akım başlattı. Erica Jong, Marylin French gibi yazarlar açık açık cinsel yaşamlannı yazıyorlar. Bizde yapıimıyor benüz böyle şeyler. Neden? Bizde kadınlar toplumun kurallarından kopamadı. Bir de bunların yaptıklan "edebiyat" değil "ifşaat". Bizde böyle roman yazılmayacak gibi geliyor. Yazılsa bile fotomodeller, artistler falan yazabilir. Bizde roman yazacak duzeye gelmiş kadın böyle şeyler yasamadığı icin... 23 Temmuz Jessica Lange Başrolünde Dustin Hoffmanın oynadığı ve şenliğe yanşma dışı katılan "Tootsie" en büyük ilgiyi toplarken, Oscar Odüllü "Gandi" de yönetmeni Sir Richard Attenborough'nun da katıldığı bir galayla sinemaseverlere sunuldu. Moskova Film Şenliği1 nin özel ödülleri ise, dünya sinema sanatının gelişmesine katkılarından dolayı ttalyan oyuncu Alberto Sordi ile Fransız oyuncu ve yönetmen Robert Hossein'e verildi. TARIHTE BUGUN Mümtaz Arıkan ERZURUM KONGRBSİ AÇ/Un)^ 8UGUN,MUST/IFA KEMAL, ERZUgUM'DA, 'KIYE MUDAfAAi'UUKUK CEMIY£Tİ"NIN KON6R££/NE KATILOl.DAHA ONCE ASKERUKTEN AYZILAN MUSTAPA KEMAL, ŞlVlL OLAGAK K4riLO/6l KON6&EOE SEÇILMİŞT/.ALIMAN KABAglAR KISACA MİLLİ&INIHLAH İÇİNDE VATANIN B0LUNMEZU6I, İ$6AL£ KARŞt BlRLEŞllC SAVUNMA YAPlLMA2l,lSrAN8UL HUKUMETI BA6IMSIZU6IKORUYAMAZSA &EÇ.İCİ HÜKUMET KUIZULMAglj MİLLİ tRADENIN EGEKAEN KIUNMASI, UIRİSTIYAN UNSUfZLARA ÜLKE İÇIN ZAeAZU OLACAK AmiCALlKLAR VERİLMEUES^MANPACJLIĞ/) KARŞIKONULMASI l/£ MıLLİ MEOJS/N HEMEN TOPLANMASI ıÇ/AJ ÇAU$/IMAS/,.. 7ASUSTOSA OEğlAJ SÛREN K0H6RENIH HAOCAMALAe/ MALKIN OIAAJ f40QTl İLE KAR$ILANMl$ri. Film yapımı ve dışalımında önemli düşüşler oldu ANKARA (THA) Sinema piyasasmda yerli film yapımı ve yabancı film dışalımında önemli bir düşüş görüldü. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin bildirdiklerine göre, 1977 yılında 125 olan yıllık Türk filmi üretimi, 1981'de 65'e, dışalımı yapılan yabancı film sayısı da 205'den 162'ye duştü. 1979 yılmda biraz artan toplam film sayısı ?91'i bulurken, 1980'de ou sayı 252'ye, 1981'de de 227'ye indi. 1978'de üretilen yerlı tılm sayısı 102'yken, 1979'da 93, 1980'de 73, 1981'de 65 oldu. Dışalımı yapılan yabancı film sayısı da 1978'de 180, 1979'da 198, 1980'de 179, 1981'de 162 oldu. Yetkililer, sinema sanayiinde görulen bu devamlı dıişüşü, yapımda kullamlan ham film fiyatlarının aşırı yükselmesine, öteki maliyet girdilerinin sürekli artmasına ve Türk parasmm değerinin baş döndürücü bir hızla düşmesine baglıyorlar. Kanuni'nin yaşamı Fransa'da kitap konusu oldu Kültür Servisi Üsmanlı Imparatorluğu'nun en büvuk padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman, Avrupa'da "Büyük Türk" olarak bilinir ve bu ad bir ürküntü belirtisidir. Ancak Kanuni'nin yaşamı pek çok ülkede, Özellikle de işbirliği yaptığı Kral 1. François'nın ülkesi Fransa'da bilinmez. Geçenlerde Fransa'da yayımlanan bir kitapla bu eksiklik sonunda giderildi. Otuz yıl süreyle Türkiye'de ve Ortadoğu'da Agence France Presse muhabiri olarak çalışan gazeteci, yazar Andre Qot bu eksikliği gideren kişi. Fransa'nın büyük yayınevlerinden Fayard tarafından yavımlanan kitap 476 sayfa. Kitabın ilk bölümü, Kanuni Süleyman'ın padişahlığının ilk yıllarından başlayarak Zigetvar Seferi sırasmdaki ölümüne kadar sürüyor. Ve ölümünde Kanuni'nin üç kıtaya yayılmış, 700.000 kişisi istanbul'da yaşayan 30 milyon nüfuslu bir imparatorluk bıraktığı vurgulanıyor. Ikinci bölümünde Andre Clot, bu Altın Çağ'ın bilançosunu çıkarıyor. Kitabın en ilginç yerini de Kanuni ile Kral I. François arasındaki anlaşma oluşturuyor. Bu bölüm şimdiki Lübnan anlaşmazhğında Hıristiyanların ve Fransa'nın rolünü aydınlatmakta büyük önem taşıyor. 50 YIL ONCE Cumhuriyet 23 Temmuz: Hürriyet Bayramı Bugün hürriyet inkılabmm yirtni beşinci yıldönümü. Bir çeyrek asır evvel hürriyetme ve istiklaline aşeren Türk milleti, A vrupada çalışan münevverlerin ilhamile, saray ve saltanat istibdadına ilk darbeyi o gün vurmuştu. O gün: 10 Temmuz 324 23 Temmuz 1908. O gün bugün, milli hakimiyet ve milli istiklal, zaman zaman içeriden ve dışandan sinsi veya açık tehdıttere, hücumlara uğradı. Fakat Gazi Mustafa Kemal harici düşmalara karşı milli istiklali, daftili düşmanlara icarşı da milli hürriyet ve hakimiyeti temin ederek milletin iradesini sarsılmaz temeller üzerine kurdu, inküabımıza en geniş hudutlan içinde yepyeni bir yol açtı. Sonsuz hürriyet ufuklanna doğru parmağını uzatan Büyük Şefin bir sözünü minnetle analım: "Heyeti içtimaiyemizde, devletimizde hürriyet 23 Temmuz 1933 19331983 ıçın sıkı bir kontrol yapılması ve cuma günleri tenezzüh yerlerindeki geçitlere noktalar konması hususunda alakadarlara emir verilmiştir. Bu maksatla dün Sevrü sefer merkezi vesaıtı nakliyenin kısmı azamım teftiş etmiştir. bipayandır. Ancak bunun hududu onu bipayan yapan esasın mahfuz bulunmasile kaim ve mahduttur." Plakasız otomobiller Verılen müteaddit emırler hilafına son günlerde şehrimizde dolaşmakta olan plakasız; sahte plakalı ve yahut civar belediyelerden alman plakalarla dolaşan vesaiti nakliyenin adedi ziyadeleştiği görulmüştur. Bunlara bilhassa cuma günleri tenezzüh yerlerinde daha fazla tesadüf olunmaktadır, Bunun H 1 d rol • ' kokıısıııııı rh.l keser. Frnnrtrrdf 10 kiırnş'ur