27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet TA.KVİM 19 Temmuz 1983 lmsak: 3.29 Güneş: 5.42 Öğle: 13.20 Sahıbı Cumhunyeı ıvidiu<taı.ııiK .<. ... Nadir Nadi, • Genel Yayın Mudurır Hasan Ctmal, Muessese Muduru 1 Kmine Uşakl^il, Yazı l^lerı Muduru' Oka> (îonensin, • Ya?ı l^lerı Mudur Yardımusı. Ahmet Kumlsan, Haber Merkezı Muduru Yalçın Ba>er, Sayfa Du/enı Yonelmenı Ali Aear. Akşam: 20.37 Yatsı: 22.33 Menmeı m m » ı , ^ . « . T „ Haberler Ergun Balcı, Ekonomı Osman Ulaga>, Yurt Haberıerı n r u n < n Gençak, Kultur Aydın Emeç, Magazın Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucelman, Duzellme Konuf Ertop, Araştırma' ijahin Alpay. • Basan ve Yayan: Cumhuriyel MaıcaacniK Ocağı Cad 39/41. Cağalofclu. lsı PK 24Msi Tel: 5209703 Telex 22246 • Basıldığı Ver. YENl ASIR Gazele ve Malbaacılık Lıd Ş Mecıdıyekoyhl tkindi: 17.18 Zimmermann işçüerinıiz için niyetini anlatmaya başlıyor ÜMtT KIVANÇ Federal Almanya Içişleri bakanı Friedrich Zimmermann dün akşam saat 21'de Ankara'ya geldi. Zimmermaon bugün Anıtkabir'e çelenk koyup temaslanna başlayacak, dört bakanla görüşecek. Böhn kabinesinin Türk işçileri konusunda en sert ve uzlaşmaz tutumuna sahip bakanı, kendi deyişiyle "söz vertniş olduğu için" Ankara'nm işçilerle ilgili çeşitli noktalarda görüşlerini alacak. Tabii gerçekte Zimmermann Almanya'daki Türk sayısmı azaltmaya ve bütün zorlamalara rağmen bu ülkede kalacak Türk topluluğunun da her an dışan atılmaktan korkarak bir köşeye büzülmesini sağlamaya yönelik tasarılannı anlatacak, o kadar. Gerçı günlerdir üzerinde duruluyor, ama Zimmermann'ın Ankara'ya "bildireceği" tasarılarının ve bunlara dayanak olan fikirlerinin önemli noktalarını bir daha hatırlayalım: • Almanya'da sorun yabancı sayısının çokluğundan kaynaklanıyor. Bu çerçevede Türkler daha büyük sorun, çünkü Alman toplumuyla kaynaşmaları imkânsız. • Almanya'da artık yeni yabancılara iş imkânı yok. Yeni yabancı gelmemeli. Bu doğrultuda, ailelerin birleştirilmesi kapsamında Türkler'in gelişi de sınırlanmalı. Çocuklara 6 yaş sınırı konmalı. Türkiye'den evlilik yapıp eşin Almanya'ya getirilmesi önlenmeli, vb. • Türkler'in sayısını azaltmaya yarayacak her önlem süratle ve ödünsüz uygulanmah. örneğin, Türk çift boşanır, erkek ülkesine dönerse eski eşi de dönmeli. Örneğin, oturma izni için gereken ve şimdi daha da sıkılaş. tırılacak bir dizi koşulu yerine getirmeyenler; herhangi bir suçtan sanık durumuna düşenler vb. derhal sınırdışı edilmeli. • Almanya'da doğan her Türk çocuğu, doğduğu andan başlayarak oturma iznine tabi olmah. Ayrıca Zimmermann'ın, "Türkiye 1986' da başlayacak serbest dolaşun hakkından elbette vazgeçmeli" önerisi var. Şimdi, Bonn hükümeünin parlamentoya sunma aşamasında olduğu yeni yasa tasarısının bazı hükümlerini de bunlara ekleyelim: • tşsiz Türkler'in dönüşü sağlanmalı. îşsizlik sigortasından sırursız biçimde yararlanılması önlenmeli. • Türkler'i dönuşe teşvik etmek için bir takım ozendirici imkânlar sağlanmalı. "Lâkin"... Şu ana kadar işsiz kalmış 120 bin Türk için teşviğe falan gerek yok. Tasarı yasalaştıktan sonra işsiz kalan olursa, işte onlara 10 bin 500'er mark dönüş primi verilmeli. • Geri dönecek Türk işçilerine kendilerinden emeklilik için kesilen primler de geri verilmeli. "Lâkin"... tşverenlerin onlar için ödediği pirimlere dokunulmamalı. Bir ekleme daha: Hükümetin yabancılar politikasına temel oluşturan yabancılar raporuna göre, yabancıların bir takım semtlerde toplaşmalan önlenmeli, eğer Alman işçilerininkiyle eş konut koşullarına sahip değillerse oturma izinleri iptal edilmeli, vb. Bonn'un, bütun bu olumsuz koşullar üzerinde pazarlık etmeye pek niyetinin olmadığını, Alman Bakanların ardarda Ankara'ya gelişlerinin, tartışmadan çok "bildirim" amacı taşıdığını veri almak zorundayız. Yalnız, Zimmermann'ın yine de Ankara'ya dayatacağı bir dizi olumsuz koşula karşıhk, bazı gönül alıcı önerilerde bulunması da beklenebilir. Türkiye'nin serbest dolaşım hakkından vazgeçmesinin karşıhğı olarak, öteden beri, "daha cömert bir yardım politikası" vaadediliyor. Zimmermann bunu yineleyebilir. tşçiler konusunda dayatacaklarına karşıhk da, Ankara'yı rahatsız eden bir konuda önerileri olabileceği anlaşılıyor. Anadolu Ajansı Zimmermann'la görüşülecek konular arasında "iltica hakkı" ve "iki Ulke arasında sucluların geri verilmesi"nin de bulunduğunu bildirdi. Aıman tçişleri Bakanı, 12 Eylül'den sonra yasal ya da yasadışı yollardan Federal Almanya'ya giden ve çoğu siyasal sığınma isteyen kişilere karşı hükumetinin Ankara'yı memnun edecek bir tutum takınacağını vaadedilebilir. aa'nın haberi, bu konunun gündeme gelmesi için zeminin var olduğunu gösteriyor. Zimmermann'ın böyle bir konuda sayısız öneride bulunması kolay, çünkü Türk işçileriyle ilgili gürültu patırtıdan bağımsız olarak, zaten kendisi "ellerinde pankartlarla sokaklarda bütün gün gösteri yapan yabancılara dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine hoşgorü gosterilmedigini" sık sık belirtip yakınıyor. Bu kapsama giren Türk gruplarına (Arkası Sa. 11., Sü. 6'da) Açık öğretimde sınavlar 34 Eylül günlerinde yapılacak Öğretmen Lisesi mezunlan için yüksek okullarda kontenjan aynlacak ANKARA (a.a.) ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Altan Günalp, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi 19821983 dönem sonu sınavlannm 34 Eylül 1983 cumartesi ve pazar günleri yapılacağmı bildirdi. Prof. Dr. Altan Günalp'ın verdiği bilgiye göre, yaklaşık 29 bin öğrencının katılmasının beklendiği sınavlar, Adana, Ankara, Elazığ, Erzurum, Eskişehir, tstanbul, Îzmir ve Samsun'da gerçekleştirilecek. Ancak, öğrenci ler sınav giriş belgelerinde gös terilen illerde sınava girebilecek ler. Prof.Dr. Günalp, "Çoktaı seçmeli şeklinde olacak sınavla hergün tek bir oturum halind uygulanacak ve dört saat süre cektir" dedi. Oğrencilere sınava giriş belge lerinin Ağustos ayı içinde gonde rileceğini açıklayan Prof. Dr. A tan Gülanp şöyle dedi: "Sonuçlar Eylül ayının üçuı cü haftası içinde alınacak ve bı şan durumlan oğrencilere post lanacak. Bütünleme sınavlan ise 22: Ekim cumartesi ve pazar günl ri yapuacak. Bütünleme sınavlı ile ilgili ayrmtılı bilgi daha so ra duyurulacak." Milli Eğitim Bakanı Has Sağlam öğretmen Liseleri'nd mezun olanların °7o 65'inin yı sek okullarda öğretim görme sağlanacağını ve bu okullarc mezun olanlar için yüksek ol larda kontenjan aynlacaj söyledi. Doktorlar da "tıp yoluna" gidebilir ailesi tarafmdan eczaneden satın aldırılarak hastaya uygulandı "YAŞAMAZ BU ZATEN" Daha sonra herkes ortadan kayboldu. Sadece eşi ve kızları hastanın başında kaldılar. Nöbetçi doktor normal kontrollar sırasında bir uğruyor ve "Bayram sonundan önce bir şey yapdamaz. Zaten yaşamaz bu" deyip gidiyordu. Gerçekten bayTam sonundan önce bir şey yapılamadı ve gerçekten hasta yaşamadı. 15 temmuz cuma sabahı saat 05.15'te yaşama gözlerini kapadı. Hastanenin tam kadro ile çalışmaya başlamasma yaklaşık 4 saat kala.. Gerçekten saat 09.00'dan itibaren servisin tüm uzmanları geldiler ve ölüm raporunu imza edebildiler. KALP DURMASI Fakat ölüm raporunda bir gariplik vardı. tki gün boyunca beyin kanaması kuşkusu ile yatırılan ve bu yolda tedavisi yapılan hastanın porunda ölüm nedeni "kalp durması" olarak yazılıydı. Yapılan açıklamaya göre hasta kalpten ölmüştü. Oysa üç günden beri kalbin sağlam olduğu söyleniyor ve tedavi, beyin kanaması kuşkusuna uygun olarak yürütülüyordu. Herşey o kadar baştan savma idi ki, hastanın adı bile ölüm ra(Arkası 11. Sayfada) Ben kuduz Bayramın 1. günti koma halinde Cerrahpaşa ÎSöroloji Kliniği'ne getirilen doktor Hamit Tuncel'i Nöroloji ve Kardiyoloji klinikleri birbirlerine aktarmağa çalıştılar. Teşhis konamıyordu çünkü uzman doktorlar bayram tatilindeydi. Haber Merkezi Terziye kendi söktuğunu dikmenin zor gelmesi gibi gazeteciye de kendi sorununu yazmanın en zor şey olduğunu meslekte uzun yıllar geçirdikten sonra bugün anladım. Çünkü bugün ilk kez, daha önce başkaları için defalarca ve kolayca yazdığım, çahştığım sürece daha defalarca yazacağım bir konuda, salt beni de yakından ilgilendirdiği için zorlamyorum. En iyisi kısa yoldan başlamak: 12 temmuz 1983 salı günü (bayramın birinci günü) annemin kardeşi ve benim dayım Diş Hekimi Dr. Hamit Tunçel banyoda yıkanırken fenalaştı. Eşi Yıldız Tunçel ve üç kızı tarafından bir taksiye bindirilerek evlerine en yakınfiastaneolan Cerrahpaşa Tıp fakültesine götürüldü. Olay bir kaç saat sonra benim de tanıklığımda şöyle gelişti. 34 SAAT SONRA Hastaneye getirilişin üstünden birkaç saat geçmesine karşın Dr. Hamit Tunçel nöroloji kliniğinin koridorunda bir sedye üzerinde yatıyordu. Henüz bir "müdahalede bulunulamamıştı".Evde fenalık geçirdikten sonra nefes alma güçlüğü içinde kalbi iki kez durmuş, her seferinde, aynı zamanda hemşire olan eşi tarafından sunî teneffüsle yaşama döndürülmüştü. Hasta tamamen şuursuzdu. Gördüğüm kadarıyla görevliler de... Ortalıkta beyaz gömlekli bir sürü kişi dolaşıyordu ama bunlann elinden bir şey gelmiyordu. Ya asistandılar, ya da tıp talebeleri. Eşinin ve çocuklannın gözyaşları içindeki yardım talepleri karşısmda ellerinin yan tarafı ile Hamit Tunçel' in göğsüne bir darbe indirmekten başka bir şey yapamıyorlardı. Çünkü bu işten anlamıyorlardı. Ortalıkta birkaç tane de nöbetçi doktor vardı ama yine de yapacak bir şey yoktu. TOP ATMALAR Bu hareketsizliğin nedeni de şöyle açıklanıyordu; Hastalığın ne olduğu anlaşüamamıştı. Çünkü uzman doktorlar bayram tatilinde idiler. Belki kalptenrti, belki de beyin kanamasmdan.. Eğer kalp ise, bu servis (Nöroloji Servisi) sorumlu değildi. Beyin kanaması ise bu kez kardiyoloji servisi işi üzerine almak istemiyordu. Doktorlar bu şekilde topu birbirlerine aüp tutarken kaybedilen süre 34 saati geçmişti. Sonunda hiçbir tıbbî işlem yapılmadan Hamit Tunçel'in beyin kanaması geçirdiği teşhisi konuldu ve nöroloji servisinin 1 no'lu yatağına vatmldı. Uygulanan tedavi hastane raporuna şöyle geçirildi: " 3 4 saat önce aniden fenalaşma, bulantı başlamış, banyoda düştüğünü söylemiş, 5 dakikada şuurunu kaybederek acilen hastanemize getirilmiş, cerrabİde entübe edilen nöroşirürjiyen bir özellik saptayamadıklan hastaya nörolojik konsültasyon yapıldı. Akabinde reanimasyon nöb. doktor Can ile görüşüldükten sonra kliniğimize capeventilatör eşliğinde hospitalize edilmesine karar verildi." "Capeventilatör" denen cihaz akciğerlere ağız yoluyla ve bir boru vasıtasıyla hava veren bir cihazdı. Böylece hastanın kalbinin kuvvetli olduğuna karar verildikten sonra beyin kanaması kuşkusu usmiM Mdavtye başlanmış oluyordu. Buna uygun binlerce liralık ilaç yazddı ve söylenti var. "Kuduz köpekler mahallelerde dehşet saçıyor. Beledıye kuduz hayvanlara karşı savaş açü. Kedi ve köpeklerin yanına yaklaşmayın. Köpeklerin ve öteki hayvanlann tüylerinden de kuduz geçer..." Ne yapalım. Zaman zaman böyle söylentiler yayıhr. Oysa, en iyi anlaşan hayvanlarla çocuklardır. Onlar birbirieri ile iyi geçinirler. Ahmet'le Garip Basınköy karakolunun köşesinde karşılaştılar. Garip mahallenin en sevilen köpeği. Sabahın erken saatlerinde işlerine gidenleri yolcu eder, akşam son otobüs duraga geldigindeoyine oradadır. Garip'in garip halleri vardır. Çocuklaria oynamayı çok sever. Korktuklarım anlayınca da geri çekilir, oturur bir köşeye ağla S maklı bakar onlara. Evet Ahmet'le Garip Basınköy karakolunun koşesinde karşılaştılar. Garip, Ahmet'le sohbete daldı. Elini onun dizine koydu. Ahmet, "Bak arkadaş bu günlerde kuduz sözleri dolaşıyor. Sen öyle değilsin ama, yine de dikkatli olalım" dedi. Garip, garip garip baktı uzun uzun. Sonra başını salladı. Ama ayağını çekmedi Ahmet'in dizinden. Sanki bir şeyler söylemek istiyor. Büttin bu söylentileri yalanlamak istiyordu. Sonra bu mahallenin ekmeğini yemişti. Kimseye kötttlüğü olmazdı. Allah korusun, hasta olsaydı zaten kimseye kendini göstermeden bir kösede ölürdü. O insanları seviyordu. tşte bu nedenle bazı şeyler hissettiği için Ahmet'e sıgınmıştı. Dertleşme biz oradan aynlırken sürüyordu.. (Fotograf: Asena ÖZKAN) Yeşilada" feribotu ile Mersin'den Magosa'ya Herkesin yanında boş bir u yedek^ bavııl var Yolcuların büyük çoğunluğu Türk. tngiliz pasaportlu Kıbnslı Türkler de oldukça kalabahk. Yabancı olarak da Pakistanlılar göze çarpıyor. Kalabahk, biletler numaralı olmasma rağmen feribotta >er kapabilmfek i "n J.»ştnr«yor. DENtZ SOM Denizcilik Bankası'nın Polonya'dan yeni aldığı "Ankara" feribotu ile Boğaziçi'nde "kokteyl Rezisi"ne katıldıktan sonra, Kıbnslı bir arkadaş "Kendine güveniyorsan MersinMagosa arasındaki feribota bin de görelim," dedi... Ve böylece feribotla Kıbrıs'a gitmek "boynumun borcu" oldu... 6 temmuz çarşamba akşamı Mersin'den kalkıp perşembe sabahı Magosa'ya gelen ve aynı günün akşamı Magosa'dan hareket edip cuma sabahı Mersin'e dönen "Yeşilada" feribotuna ben de bilet aldım. Daha bileti alırken bu yolculuk için gerçekten kendime güvenmem gerektibiraz geciktim," diyerek başladı. SiTa bana gelince "MersinMagosa" dedim. Yüzüme baktı ve "Bende Mersin turistik seferinin biletleri var," dedi. Tekrar ilk gittiğim masanın kuymjiuna gİTdin. B»>an gftiPvlini'ı öntine gelince derdimi" bir kez daha ğini de anladım. tstanbul'un boğucu sıcak bir anlattım ve üst kattaki "reıergünü Karaköy'de Denizyoüan vasyon"la yapılan telefon görüşAcentasında öğle mesaisinin baş meleri, "boş yer yok" söylentilamasıyla bırlikte Mersin leri, boş olabilecek yerlerin araşMagosa biletinin satıldığj bölme tırılması sonunda gidiş için pulye girdim. 4 masalı bölmede bu man koltuk, dönüş için de C sılunan tek bayan görevliye nıfı üç kişilik kamarada tek ya"MersinMagosa bileti," deyip tak bileüme kavuştum... "istiyorum" diyemeden "KarşıFeribot Mersin'den saat 22'de ki masadaki arkadaşı bekleyin," kalkıyor... Taşıtların içeri girmeyanıtını aldım. si için "Yeşilada"nın burnu yuBayram öncesi Avşa, Bandır karıya doğru kaldırılmış.. Saat ma, îzmir seferlerine bilet almak 20'ye doğru yolcu salonunda isteyenlerin doldurduğu salon, gümrük işlemleri başladı. İki katlı salonun girişindeki "bayram yeri"nden farksızdı. Ayrıca içerdeki hava, saunaları "işareflere ve bavullann gidiş yönüne bakıhrsa üst kata çıkda aratmıyordu. "Karşıki masa"daki görevli mak gerek... Üst katın sol tarabayan öğleden sonraki mesaisi fında ortada bir banko var. Banne 20 dakikahk bir gecikmeyle ve konun çevresindekiler birşeyler bölmedeki arkadaşına "Şekerim yazıyor... tstatistik bilgileri içe r "Afyon" uçağı davasında bugün yeni bir bilirkişi heyeti saptanacak ANKARA (a.a.) THY'mn "Afyon" adh yolcu uçağmın Esenboğa Havaalanı'nda düşmesi ile ilgili davaya, bugün Çubuk Asliye Ceza Mahkemesi'ndc devam edilecek. Davanın 21 Haziran günkü duruşmasmda, dikkatsizlik ve tedbirsizlikleri gerekçesiyle, haklannda 410 yıl arasında hapis cezası istenen kaptan pilot Yılmaz Ülger, ikinci kaptan pilot Ahmet Turan Tokel, uçuş mühendisi Mehmet Termiyeci, havaalanı görevlileri tbrahim Orhan ve Ali Natık Kayral'ın ifadeleri tamamlandı. Havaalanı'nda muhataza edilen ses bantlan ve diğer belgelerin incelenmesi için yeni bilirkişi heyetini saptayacak. THY'nın Boeing 727 tipi yolcu uçağının 16 ocak 1983 tarihinde Esenboğa'da düşmesi sonucu 47 kişi ölmuş ve 17 yolcu da yaralanmıştı. "Bavul turizminin çekieiliğini yitirmesi turist sayısuıı düşürdü" Kıbrıs Türk Federe Devleti Ticaret ve Turizm Bakanı Nazif Borman, KTFD'de yeniden düzenlenen ticaret politikası ile "bavul turizmi"nin çekieiliğini yitirmesi sonucu turist sayısında da önemli bir düşüş olduğunu ancak sağlıkh bir turizmin giderek geliştiğini söyledi. 1978'de turist sayısının 200 bini aştığını ancak çoğunluğunu turist standardı dışındaki kişilerin oluşturduğunu belirten Nazif Borman, "Ticaret politikamız değişince Kıbrıs piyasası bu tür bavul turizmine hitap ederek cezibesini kaybetmiş oldu. 1981'den sonra turizm için ikinci bir devre başladı. Turizm patlaması degtt ama daha istikrarh bir safhaya geçtik. Gene de yetersta olmasına rağmen ani ve suni olan o devre kapandı ve şimdi grafıkler yükselmeye başladı. Bu da sajilıkh bir gidiştir," dedi. KTFD Turizm Bakanı Borman: ren yurt dışına çıkış formunu dolduran kalabahğın arasından kolunu uzatabilen, formlardan alabiliyor. Sonra, insanlarla bavullann birlikte oluşturdugu uzun bir kuyruk... Kuyruğun sonyîida âemir parmaklıklar arkasında bir polis memunı oturuyor. Pasaport polisi, çıkış damgasını vurmadan önce "kaç lira ANKARA (ANKA) ^ ile çıkıyorsunuz," diyor... KTFD'ye yılda iki kez 80 bin li dışında bulunan bedelli askı uygulamasına tabi olup ı ra ile çıkış hakkı var... 1983 celbi için başvuruları k Pasaportuna çıkış damgası edilmiş yükümlülerin 2 aylı vurulan ve yanındaki Türk lira mel askerlik eğitimleri 15 e sı yazılanlar bavulları ile birlik de başlayacak. te alt kata iniyorlar. Bavulu fazMilli Savunma Bakanlığ la olanlara "büyük parçalar için sın ve Halkla llişktiler Şut 100, küçük parçalar için 50 lira' den verilen bilgiye göre, s < 'dan tarifeli taşıyıcılar "yardım nusu yükümlülerin, 1314 cı" oluyor. Bavullann boş oldu günleri Burdur Askerlik Şi ğu, ikisinin, üçünün bir arada ta ne başvurarak sevk evrak şınabilmesinden belli... Alt kat almış olmaları gerikiyor. ta yeni bir kuyruk daha... GümYükümlülerin isimlerini rük muayene kuyruğu... dığı listelerin ilgili konsol Muayene memuru kimi bavu lar ile askerlik şubelerindı lu açarak, kimini "beyanla" cut olduğu kaydedilen açıl kontrol ediyor ve yolcular yak da, listede ismi bulunma laşık 11,5 saatlik bir uğraşın so rm, bu eğitim dönemind nunda feribota binmek üzere altına ahınayacakları bel rıhüma çıkıyor... Yolcuların büyük çoğunluğu Turk pasaportu taşıyor... tngiliz pasapotlu ve KTFD seyahat belgeli Kıbnslı Türkler de oldukça kalabahk. Arada yabancı turistler de görülüyor... Yabancılar arasında en çok galiba Pakistanlılar var... Rıhtıma çıkan kimi yolcular, ellerindeki yüklere aldırmadan koşturuyor.. Sanki feribotta yer kapacaklar... Oysa Denizyolları numaralı bilet satıyor... "Yeşilada"ya girişte, gemı gorevlisi önce bileti sonra pasaportu istiyor. Biletin ilk sayfasını ve pasaportu alıp büyük bir kutunun içine koyuyor... Ve artık "Yeşilada"dayız.. Bedelli askerli yapacaklar 15 eylülde silc altıııa alınaca 1982'de 120 bin turistik yatâk bulunan Kıbrıs Rum kesimine 460 bin turist geldi ve 80 milyar lira bıraktı. mamen turist kitlesini taşıyacuK charter uçuşlarla mümkündür. Feribot seferleri ise turizme hizmet eden seferlerden çok Adaıun Türkiye ile ticari bağlantısını sağlamaktadır. KTFD'ye yönelik turistik seferler konmadığı sürece denizden turizme yönelik bir katkı bekleyemeyiz. Geçen yıl Magosa'dan Laskiye'ye yapdan haftada bir feribot seferi dahi Arap Ulkelerinden binbeşyüze yakın turist getirmiştir. Özellikle bu yıl GirneTaşucu arasında yaz aylannda konan deniz otobüsleri ve yatlar tam dolulukla çalışmaktadır." KTFD Ticaret ve Turizm Bakanı, bazı firmaların KTFD'ye charter uçuş düzenlemek için girişimde bulunduklarını ve Türkiye'ye teknik iniş yapılarak bunun gerçeklestirilmesine çalışıldığını da açıkladı. 1982 yılında 4 milyar lira turizm geliri sağlandığını söyleyen Bakan Nazif Borman, KTFD'deki 4300 turistik yatağm yüzde 20 doluluk oranı ile çahştığını ve ulaşım sorununun çözümlenmesi ile bunun yüzde 40'a çıkartılabileceğini savundu. 176. dönem yedeksubay adaylarının başvuruları yarın başlıy* ANKARA, (a.a.) celbinde silah altma 176. dönem yedeksuba? rının kayıtlı bulunduk askerlik şubelerine baş yarın başlıyor. Yükümlüler, kayıtlı h ları yerli askerlik şub< temmuz pazar gün başvurabilecekler. Adli tatil yarın başlıyo ANKARA, (ANKA) Adli tatil yann başlıyor. Her yıl yargı organlannın yaptığı 45 günlük tatil 5 eylül pazartesi günü sona erecek. Adli tatilin sona ermesi dolayısıyla 5 eylül günü bir tören düzenlenecek. Bu arada, adli tatik lanamayacak hakim \ da belirlendi. Buna g iznini kullanmış olan önceki yıl nobetçi olı kirken rapor alan haV cılar adli tatilden yar yacaklar. Ad çekmı Adli tatil süresince sivil mah atanan hakim ve sav< kemeler çalışmayacaklar, sade li tatilde çalışacaklaı ce her ilde yeteri kadar nöbetçi Kadro durumu u> mahkeme görev yapacak. Ana yan yerlerdeki hakim yasa Mahkemesi, Askeri ve Si ile bölge merkezi dışı vil Yargıtay, Askeri Mahkeme rul halinde çalışan i ler ve diğer yüksek yargı organ vergi mahkemeleri ları üyeleri adli tatilden yararla üyeleri de adli tatild namayacaklar. namayacaklar. Samsunlu: Tüm bankaların kon)ıt için çalışıyoruz İmar Bakanı, çağdaş yaşama ihtiyacına cevap verebilmek için yılda 350 bin konut üretmek gerekir, oysa yıllık üretim 130150 bindir dedi. Ekonomi S»ervisi İmar ve tskân Bakanı Dr. Ahmet Samsunlu "ülkemizde yılda 200 bin konut açıgı ortaya çıkıyor" dedi ve bu açığın kapatılmasma yönelik çalışmaların sürdüğünü söyledi. Samsunlu, tüm bankaların konut kredisi verebilir duruma getirilmesine yönelik bir öneriyı Başbakanh'ğa verdikleı M bildirdi. . . . . , Konut üretımının de bu olum SUÎ durumdan etkilendigine dikkat çeken Samsunlu şöyle konuştu: "Ülkemizde çağdaş insani yaşama ihtiyacına cevap verebilmek için her yıl 350 bin doîaylannda konut üretimi gerekmektedir. Oysa yıllık konut üretimi 130 bindir. Bunun kayıtlara alınmayanlarla birlikte 150 bin adet olduğu kabul edilse dahi yıllık açık 200 bin adettir. " İmar ve lskan Bakanı Samsunlu konut üretiminin artırılması amacıyla Bakanlığı'nın hazırladığı mevzuat değişikliği önerilerini Başbakanlığa ve Toplu Konut Yüksek Kurulu üyesi 10 bakana gönderildiği bildirdi. Ote yandan Küçukköy Öğretmenler Yapı Kooperatifince Karadeniz Mahallesi Beşyüzevlerde yaptırılan 60 konut dün sahiplerine teslim edildi. MEYAK ve toplu konut kredileriyle yaptırılan 99 metrekarelik konutların teslim töreninde konuşan İmar ve Iskân Bakanı Ahmet Samsunlu, lstanbul'un su ihtiyacının karşılanması için 6 milyar lira ayrıldığını bildirdi. 1982'de 30 bini yabancı 60 birti Türk toplam 90 bin turistin KTFD'ye geldiğini söyleyen Ticaret ve Turizm Bakanı büyük oranda artan yabancıların başında Ingiliz, Alman, Avusturyalı ve Italyanların bulunduğunu Kıbns Rum kesiminde Turizm açıkladı. Nazif Borman, Kıbrıs Bakanlığı bulunmuyor. Bakanadasının turizm pazarlamasımn lık yerine seyahat acentaları ve yeterince yapıldığını belirterek "Biz şimdi yeni bir imaj getiri otellerin üye olduğu ve hüküyoruz ve kuzey Kıbns pazaria metle ilişkileri Ticaret Bakanlımasını dışanda etkin bir şekilde ğı'nın yürüttüğü Kıbrıs Turizm Organizasyon örgütü bu görevi yapıyoruz," dedi. Nazif Borman, ulaşım konu üstleniyor. Uluslararası turizm sunun önemli bir sorun olduğu pazarlannda bu örgüt gerekli bağlantıları kuruyor. Rum kesina değinerek şöyle konuştu: "Bugün Kıbns'a gelmek iste minde 20 bin dolayında turistik yen bir kişi yaz aylannda uçak yatak bulunuyor. 1982 yılında ta yer bulup da seyahat imkanı Rum kesimine gelen turist sayına sahip deiildir. Sorunun çözü sı 460 bin. Turizm gelirleri ise 80 mü, tarifen seferler dışında ta milyar lira. Mezar taşları arasında mer ve dinamit lokumu bulundı İSTANBUL (a.a) Kartal metre çapında Browı Merkez Mezarlığı'nda bir paket 71'i SBF marka, 12's V: içinde toplam 176 adet mermi ile ka, dördü W Y < üçü yarım dört dinamit lokumu WHD L43 marka ı toplam 176 mermi i bulundu. Istanbul Emniyet Müdurlüğü dört dinamit lokun yetkîlilerinden alman bilgiye gö £u büdirildi. re, Kartal Merkez Mezarlığı'nda Yetkililer, buluna mermercilik yapan Enver Yılmaz'ın ihbarı üzerine olay yeri mit lokumlanndar ne gelen güvenlik kuvvetleri, ga lamaya hazır durı zete kağıdına sanlı bir paket bul nu, ayrıca 3.5 met dular. Paketin içinde 88'i 9 mili çirildiğini kaydettı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle