25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER CUMHURİYET SORDU MAHMUT KIŞLALI YATMTLADI MAHMUT KIŞLALI 1937 yıhnda Kilis'te doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Almanya'da Brunschweig'de Teknik Üniversite Inşaat bölümünü bitirdi. Türkiye'de kendi dahnda çalışmalar yaparken, aynı zamanda serbest gazeteci olarak çalıştı. Ağabeyi Mehmeî Ali Kışlah ile birlikte 197l'de "Yankı" dergisini kurdu. Halen, mühendislik alanmdaki çalışmalannın yanısıra, serbest gazeteci olarak da faaliyetini sürdüriiyor. muzlar yetiştirdiklerini gördüm. Bunlarla öğünüyorlar. En azından şunu gördüm ki, süt endüstrisi çok gelişmiş. Bir zamanlar var olan süt ve beslenme sorununu çözmüşler gibi geldi bana. StRMEN Peki Sayın Kışlalı konut sonınu ne durumda? KIŞLALI Konut sorunu, mesleğim gereği ügimi çekti. 1959'da Castro'nun iktidara gelmesinden sonra, altı, yedi, sekiz yıldır aynı evde oturan ailelere o evi vermişler. Ya da belirli miktarda bir para öde devlet sana bu evi vermiş olsun demişler. Sonra fabrikalarda komiteler kurmuşlar, bazı kıstaslar getirmişler. Kaç çocuğu var? Kaç yıldır çalışıyor? Durumu nedir? Bunlara göre, ayhğının yüzde beşi ya da onunu geçmemek üzere bunlara konut vermişler. Ama bir de tnadalyonun öbür ytizü var. 1959'dan sonra bu alanda fazla yatırım ya da yeterince yatırım yapamadıkları için hâlâ bir konut sorunu var. StRMEN Siz bir meslek erbabı olarak konutlan, meslek açısından teknik açıdan nasıl buldunuz? çok ülkede rastladığımız gecekondulara rastlamadım. Bir de Ramon Castro'nun öncülüğünde örnek bir köy gezdirdiler. Orada çiftlik işçileri için yapılmvş evleri gezdik. Onlar oldukça güzeldi. Onlar sanırım 6070 metrekareden aşağı değildi. Ama bana bu evler, oradaki insanların ihtiyaçlanna tam cevap vermiyorlar gibi geldi. Yani bizde Anadolu'dan tstanbul'a gelmiş bir insamn ihtiyaçlarını ve apartman katını düşünun, orada da durum öyle gibi geldi bana. StRMEN Mesela buzdolabı var mıydı? KIŞLALI Evet o evlerde buzdolabı ve televizyon gördüm. Ama bunu genelleştirmek istemem. Bütün Küba'yı ve değişik evleri gezmedim. " StRMEN Küba'da televizyon nasıl? KIŞLALI İki program var. Ikisi de renkli. Bir tanesi daha çok eğitimle ilgili. Nerdeyse tüm gün yayın yapıyor. Saat ondan sonra da yapıyor mu bilmiyorum. Doğu Almanya'dan filmler var. Batı'dan seçilmiş filmler de var. Zaman zaman bunlar orijinal dillerinde oluyor, alt yazıları da var. StRMEN Kübahlar çalışma dışında ne yapıyorlar? KIŞLALI Genellikle Kübalılar gezmeyi, müziği ve dansetmeyi seviyorlar. Sabahlara kadar gezinen ve danseden insanlar ertesi gün çahşiTİar mı? Ben çahştıkları izlenimini edindim. Yani gündüzleri boş gezenlere rastlamadım. Buna karşın, pek fazla kitap okuyana da rastlamadım. Kitap satan yerlere baktım. Hiç bir ülkede raflan öylesine boş kitapçılar da görmedim. Bu ne anlama gelir bilmiyorum. Kitaplar gelir gelmez mi bitiyor? Yoksa pek telif ve tercüme yayın olmuyor mu bilmem. Kübahlar müziğe ve dansa çok müziğe ve dansa yatkın insanlar. Diskolarda ve restoranlarda müzik yapıp dans ediyorlar. Restoranlarda, daha önce de belirttiğim gibi fazla bir yemek çeşidi, öyle ahım şahım bir mutfak yok. Daha ziyade rom içiyorlar. Ama orada iki şey dikkatimi çekti, öyle ünlü purolar herkesin elinde değil, rom da öyle, dolarla ahrsanız 34 dolara alıyorsunuz ama onlann parasıyla alırsanız bu 20 dolara falan çıkıyor. Yani hem puro hem rom dışsatıma vönelik. "Kübahlar tnüziğe ve dansa çok yatkın insanlar, Diskokırda ve restoranlarda müzik yupıp dans ediyorlar. Yemek çeşitleri pek yok. tçki olarak rom içiyorlar. Ünlü puroları ile rom herkesin elinde değil öyfe..." KIŞLALI Bir kere, 1959'dan önce yapüan yapüar çok güzel. Yalnız şunu da belirtmek isterim: Bu adamlar, o zamandan bu yana kendi ülkelerini kendüeri yönettiklerine göre, şu açıkça görülüyor. Bir mimarî anlayışları ve bütünlükleri var. Bina ve bahçe olarak mezbelelik yok. Bahçe binanın bir bütünü, temiz ve güzel. Bu açıdan aynı sistemdeki öbür ülkelerden bu alanda daha ileri oldukları kanısına vardım. StRMEN Sayın Kışlalı çalışanlann aldıklan para ne kadar? KIŞLALI Onlardan aldığım bilgiye göre, 100500 peso arasında değişiyor. Bana söylediklerine göre, peso dolardan biraz fazla. Yeni baslayan vasıfsız işçi 100 peso alıyor, sonra üretime katkısına kıdemine, mevkiine göre 500'e kadar çıkıyormuş. Yalnız yemeğini çahştığı yerde yemek isteyenlere kolaylıklar yapmışlar. StRMEN Temel gıda ürünlerinin fiyaü ne kadar? Ve de giyim... KIŞLALI Bunların büyük bir kısmı karneye bağlanmış. Mesela ayakkabı, yılda bir ayakkabı almak hakkımz var. Karneyle onu ahrsanız 20 peso. Ama eğer, karne dışı ahrsamz o zaman 130 peso falan. Bir de ulusal içki olan romu karnesiz alırsanız, 5000 lira falan. Tabü giyim eşyalarının pek gelişmiş bir kalitede olmadığını da söylemeliyim. Bunun dışında süt, yumurta ve ekmek karnesiz. StRMEN Onlar ne kadar? Ali Sirmen, Mahmut Kışlalı ile Küba gezisi uzerine konuştu. Kübahlar genellikle gezmeyi müziği ve dansetmeyi seviyorlar ALİ SİRMEN Sayın Mahmut Kışlalı, KUba politik olarak, adından çok söz edilen, anıa günlük yaşamı pek az bilinen bir ülke. Müsaade ederseniz Küba'yı görmüş, orada nisbeten uzunca bir süre kalmış bir gazeteci olarak, bugün sizinle Küba'da günlük yaşamla ilgili anılarınızı konuşalım. Küba'da ilk dikkatinizi çeken ne oldu? MAHMUT KIŞLALI Küba'da ilk dikkatimi çeken, gece havaalanına indikten sonra kentin çok temiz ve bakımh olması ve yollann pırıl pırıl ışıklarla dönanmış bulunmasıydı. Yollar bir Avrupa kenti gibiydi. StRMEN Kübalılarda dikkatinizi çeken taraf ne oldu? KIŞLALI Kübahlann çok rahat, yaşamaktan çok zevk alan insanlar gibi olmalan ve ikincisi de kadınların çok iyi beslenmiş görünmeleriydi. SİRMEN Yani biraz fazla mı şişmandüar? KIŞLALI Evet öyleydiler. Bu da beni biraz şaşırttı. Çünkü bir Kübalı deyince esmer, mevzun kadınlan düşünürdük. Bende biraz da düş kmklığı uğrattı doğrusunu isterseniz. SİRMEN Erkekler için de aynı şey geçerli mi? KIŞLALI Hayır, onlar çok sporcu, kesinlikle orta Avrupa erkeklerinden bile daha sporcular. SİRMEN Söz açılmışken, bu konuya dokunmak istiyorum. KUba çok küçUk ve rejimi oldukça yeni bir ülke. Oysa dünya çapındaşam piyonlar yetiştiriyorlar. Sizce bu hangi nedene dayamyor? KIŞLALI Bu olgu gitmeden de dikkatimi çekmişti. Küba elçisiyle program yaparken, sporcularla ilişki kurmak istemiştim. "Olur" dediler ama orada olanak bulamadım. Yalnız bir raslantı sonucu çok ünlü Juan Torena ile konuşabildim. Saruyorum ki, doğa vergisi olarak, doğuştan yetenekleri var. Ama bunun yanısıra spoT olanaklan çok geniş. StRMEN Yani devlet spora çok önem veriyor mu? KIŞLALI Evet, nereye gittiysem gece ve gündüz spor yapan, gençler, yetişkinler ve çocuklar gördüm. Ve kesinlikle başlarında bir de antrenör vardı. SİRMEN Peki Kübahlar sizce iyi besleniyorlar mı? KIŞLALI Bunun hakkmda ayrıntı vermek biraz güç. Birçok yiyecek maddesi karneyle. Yalnız duyup ögrendiğime göre, çocuklann beslenmesine büyük özen gösteriyorlar. Yumurta ve süt ihmal edilmiyor. Bunun dışında bizdeki gibi, büyük, görkemli bir mutfak ve çok iyi yemekleri olan lokantalar görmedim. Ulusal yemeklerini sordum. Bizdeki pilavın değişik türüyle fasulye. 10 dan fazla değişik çeşit yemekleri olduğunu sanmıyorum. KIŞLALI Yumurta, paranın onlarca resmî kurdan hesaplanmış fiyatıyla 15 lira. Bahk karneyle ahrsamz 200600 lira, et karneyle kilosu 200 lira ama gidip köyden alırsanız 8001000 lira. StRMEN Bir ayda ne kadar et hakkı var karneyle? KIŞLALI Az oluyor. Eti ikiye ayırmışlar. Tavuk eti olarak 1 kilo tavuk eti, öbür etten de yarım kilo. Fiyatlar ucuz oluyor. Ama miktar çok az. StRMEN Normal bir Küba evinin içini gördünüz mü? Ama örnek bir ev değil, kendiliğinizden girip gördünüz mü? KIŞLALI Bir yerde konuşmaya gittigimde adamın masasının üsSİRMEN Peki kalori ve hayvani protein olarak yeterli besin alıyor tünde bir dergi vardı ve bir kızın resmi duruyordu. O zaman dedim ki: "Ben bir bu kızın evinin içini, bir de bizim elçilikte çahşan bir lar mı sizce? KIŞLALI Orada bulunduğum süre içinde, konuştuğum yöneticiler, görevlinin evini görmek istiyorum. "Aaa tabii, olur" dediler. Ama bu konu üzerinde özenle durdular ve aldıklannı söylediler. Gidip gez ikisini de göremedim. Onun dışında elçiliğin arabasıyla gittiğim dış diğim çiftliklerde ise Avrupa türü otlaklan olduğunu ve inekîer, do mahallelerde evlerin içini görmedim. Ama dışardan bakarken de, bir Kübahlann sanıyorum doğa vergisi olarak,, doğuştan yetenekleri var. Ama bunun yanısıra spor olanaklan çok geniş. Nereye gittiysem gece ve gündüz spor yapan gençler, yetişkinler ve ^ çocuklar gördüm. , EYET/HAYIR OKTAY AKBAL OKURLARDA1N y Şide maaşım 6 aydır bağlanmadı tstanbul Belediyesi Atölye ve Garajlar Müdürlüğünde görevli iken 28.1J983 tarihinde emekli oldum. Bütün evraklarımı tamamlayarak tstanbul Zeyrek'teki Sosyal Sigortalar Kurumu Bölge Müdürlüğüne gönderdim. Bana üzerinde YasUlık Tithsis No: 123588 numarası yazdı bir kart verip, bir süre beklememi istediler. Başvuruyu yaptığtm tarihten bu yana 6 ay gibi bir uzun zaman geçmesine rağmen, emekli maaşım henüz bağlanmamıştır. Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Sadık Şide'nin bu konuda yaptığı açıklamalara, yani emekli olan işçinin emekli maasmın en kısa zamanda bağlanacağı yolundaki sözlerine ters düşen bu uygulamamn nereden kaynaklandığını bir türlü öğrenemedim. Emekli maaşım bağlanmadığı için, mali yönden zor durumda bulunuyorum. Yetkililerin sorunuma eğilmelerini ve mağduriyetimin önlenmesini diliyorum. R1FAT GÜLTEPE Sigorta No: 2.246.291 Sultanahmet, Akbıyık Hisar sok. No: 7 İSTANBUL çıkan Imar Affı'ndan yararlanarak itnar affı beyannamesini de verdUC" **>*»* Halen bu gecekonduda elektriksiz oturmaktayım. Mahallece kendi paramızla elektrik direklerini de, hattı da yaptırdığımız halde iskânımızı kabul etmiyorlar. Türkiye Elektrik Kurumuna da dilekçe verdim. Ancak bir netice alamadım. Bu durum karşmnda benim gibi nice vatandaş mağdur duruma düşmekteyiz. tlgililenn bu sorunumuza bir an önce bir çare bulmalannı istiyoruz. NUSRET Karadeniz 1110 sokak ERDOĞAN Mahallesi No: 1920 ettl Sebebini pek bilmiyonız ama, gerekçesinin zarar olduğunu tahmin etmekteyiz. Ne var ki uçak seferlert bugün devletimizin imkânlan ile yapılabiliyor. Her kente yaptığı seferlerden kâr etmesi şart değildir sanınz. Zira vatandaşlann acil ihtiyaçlanmn karşılanması gibi bir görevimizin olduğunu uiMtmamalıyız, tstanbuVa iki saat mesafede olan Bursa'ya çok sayıda sefer yapılacağına, Malatya ve Elazığ'a olan seferler daha da artınlacağına Üniversite şehri olan Sivas'a haftada hiç ounazsa iki sefer yapılabilirdu Veya bağlantüt birkaç sefer düşünülebilirdi. Sivashn Türkiye'deki ulaşım durumuna bakılırsa uçak seferi konmasımn gerekliliği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. THY yetküilerinin konuyu yeniden gözden geçirmelerini diliyoruz. ZÎYA HALİS Bir Grup Sivaslı adına "Yaz Okumaları" StRMEN Peki Sayın Kışlalı, Amerikalüarla ilişkileri gergin. Halk arasında bir Amerikan düşmanltğı var mı? KIŞLALI Onlarla, dillerini bilmediğim için ilişkilerim sımrh oldu.,; Kesinbir şey söyleyemem. Ama Amerikan blucinlerirevaçta, orada' görevli yabanalar, duyduğuma göre, ucuzblucin alabiliyorlar ve bunu satıyorlarmış. StRMEN Castro ile görüşebildiniz mi? KIŞLALIBurada onlann yetküilerinin söylediklerinden umutlandım. Ama orada öğrendim ki, bu pek kolay değilmiş. Bütün çabama rağmen konuşamadım. Ancak onun kardeşi Ramon Castro ile görüştüm. StRMEN Ne iş yapıyor Ramon Castro? KIŞLALI Ramon Castro 1959'dan önce de babalarımn çifthklerinde tarımla uğraşıyormuş. O Castro hareketine öbür kardeşleri gibi katılmamış. Ama karşı da çıkmamış. Şimdi de, tanm işleriyle uğraşıyor, bazı çiftüklerin yönetimiyle meşgul. Bir de onlarda çok önemli olan süt sorunlarıyla ilgileniyor. Bazı inek türlerini geliştiriyor. StRMEN Peki Ramon Castro'nun babasının çiftlikleri hâlâ kendisinde mi? Yaz Okumaları!.. Raut Mutluay böyle başlıKlan çok sever. Mutluay ilginç bir yazardır, kimseye benzetneyen bir eleştirmen... Eski bir öykücü olmasının izleri görülür yazılarında. Bir öykü anlatır gibi kitap tanıtır, eleştirir. Bir kıyıdadır, bir aile masasının başındadır, yoldadır, bir dostla birlikte; kitaptan, incelediği yazardan çok kendinden, çevresinden sözeder. Belki de bu yüzden okunur yazıları. Kızsak da beğenmesek de ilgi toplar söyledikleri, tartışmalar, karşı koymalar ya da beğenmeler yaratır. Mutluay'ın bu özelliğini, 'içtenlik'\e buldum; yapay olmayışta; içinden geçeni bir takım çekinme duygularından sıytrarak yazıya aktarıştnda... Son 'Yazko Edebiyat'Ka 'Sıradan Bir Roman mı?' başlıklı bir yazısı var. Uzun zamandır yazıları yayınlanmıyordu. Bunda, yaşadığı bir takım acı olayların etkisi var. Yani yazarlığına bir süreliğine ara vermesinde. Önce kapı komşusu, dostu Prof. Tütengil'in bir sabah evinden iki sokak ötede öldürülmesi, sonra da evine pencereden bomba atılması... O sabah, Tütengil'in öldürülmesinden bir iki saat sonra görmüştüm. Uykudan yeni kalkmış, şaşkına dönmüştü, ne yapacağını şaşırmıştı. Hepimiz bitkindik, üzgündük, öfkeliydik.. Bir süre sonra bir çanta düşer pencereden. Küçük Emre bizim tanıdığımızda küçüktü!atılır üstüne, pencereden fırlatır çantayı, bomba patlar bir arabanın tekerlekleri altında... Sonra Mutluay'lar bırakırlar o evi...Bir süreliğine yazmayı, hatta huzur içinde yaşamayı.. "Her kitap iyi bir roman gibi hafiflikle 'sıkletsiz' gelmeli, pişmemişliğin yükünü sırtımıza vurmamalı, konuşan, dinleten bir dost olmalı." diye yazmış... Yine bir deniz kıyısında, 'yaz okumaları'ndan söz açmış... Bir romanı okumuş, seymiş, etkisinde kalmış, nerdeyse yaşamış! Nerde şimdilerde böylesine okurlar! Özel yaşamından bölümlere, son aylardaki hastalık durumuna değinerek, romanla yaşam arasında eşitlikler kurarak... Uzun bir aradan sonra yazdığı bu yazıyı sevdim. Son okuduğum bir yazısı ise benimle ilgiliydi. Bir yanlış anlamanın, anlatmanın etkisiyle yazılmış, oldukca 'ağır' bir yazıydı, ama ben onu 'anladım'. Ustüne gitmedim, gidemezdim de, eski dosttur, ne olursa olsun eski dostlardan vazgeçilmez... Nerden nereye! Masamın üstünde küçük bir dağ gibi birikmiş kitaplardan söz edeyim diyordum. Mutluay'ın yazısı öncelik aldı. Selim İleri'nin 'Annem İçin' adlı yeni kitabını okurken eski günlere gitmiştim. Doğallıkla ben de annemi anımsadım bir an. Sonra da Mutluay'la 1970 öncesindeki konuşmalarımızı. Taksim'deki Atatürk Lisesinde öğrenciydi Selim, Rauf beyin öğrencisi. Bir gün 'Selim adlı biröğrencim var, seni de çok sevlyor, seninle tanıştıracağım, çok güzel şey/er yazıyor' demişti. Olmadı, tanıştıramadı. Bir kaç yıl sonra Selim'in ilk kitabı 'Pastırma Yazı' çıktı; ilk kitabıyla Sait Faik Ödülüne katıldı, kazanamayınca öteki kazanamayan yazarla birlikte Seçici Kurulu eleştiren sözler söyledi, yazılar yazdı. Ben de bir karşılaşmamızda 'Daha gençsin, ilk kitabınla ödülü alman daha mı iyi olurdu, biraz sabırlı of gibilerden sözler söylemiştim. Benim de dikkatimi çekmişti İleri. Taptaze bir duyarlıkla yüklüydü yazıları. Yer yer Kerime Nadir 'edebiyatı'nm izleri seziliyordu. Sonradan da açıkladı ilk gençlik yıllannda bu bayan romancıya hayranlığını. İlk etkileri silmek zordur... Ama kısa sürede bu aşırı duyarlığa dayanan bir yazı alışkanlığından kurtuldu. Sevilen, beğeniîen 'Selim İleri' oldu daha sonraki kitaplarıyla, haklı olarak da Sait Faik ve TDK Ödüllerini kazandı. "Annem İçin",.. Bu bir kitap mı, şiir mi, türkü mü, destan mı, öykü mü, deneme mi? Anne için, hem de güzel ve sevilen bir kadın için bir oğulun yazdıkları nedir? Nasıl adlandırılır, nasıl tanımlanır? "Sevdiğim bir şiiri okurken, bir romanı, bir öyküyü ya da bir filmi anlatırken de gözlerim dolar, ağlarım çoğu kez. Karşımdaki kişiler bundan tedirginlik duyarlar." diyor bir yerde... Ne var ki, 'Annem için' bu doğal duyarlıkla; 'dokununca gül olan' bir incelik, bir anlayışla yüklü bir kitap. Hiç bir tanımlamaya, hiç bir övgü ya da yergiye yer bırakmayan türde bir yapıt... Bir oğulun yazıyla anasına yaşam vermesi. Ön kapakta [anne' var, arka kapakta 'oğul'... iki güzel, duyarlı, ince insan. İleri'nin yapıtlan arasında apayrı bir yer alacaK bir kitap bu. Benim kitaplığımda da... Mutluay 'denız kıyısı'nda okuduğu o çeviri roman için şöyle yazmış: "Hiç bir şey yapmasa bile bu roman kendimi sorguya çektirdi, sorular getirdi içimin derinliklerine".\\en'n\r\ kitabı 'anne' gerçeğını getiriyor. Bir 'anne' ile öğu/'un arasındaki ölümle bile kopmayan bağı, ilişkiyi, sevgiyi, bir dünya yakınlığım... İskânım neden kabul edilmiyor Karadeniz Mahallesi, 1110 sokaktaki tapulu arsam üzerine 1972 yıhnda bir gecekondu yaptım. 11.11.1976 tarihinde iskân aldım. 28.3.1977 tarihinde bir dilekçe daha verdim ve iskânım 1977 yılı için de geçerli sayıldu 1978 ve 1979 yıllan için dilekçe verdim ancak iskâmmı kabul etmediler. Gecekondumda, yapıldığı tarihten bu yana hiçbir değisiklik olmamıstır. 1983'de 500 Evler tSTANBUL JHY, Sivas halkına haksızlık etmiyor mu? THY uzun yıllardan beri Sivas'a yaptığı uçak seferlerini 1980 yıhndan buyana iptal 1959'da Castro'nun iktidara gelmesinden sonra, altı, yedi, sekiz yddır aynı evde oturan ailelere o evi vermişler. Ya da belirli miktarda bir para öde, devlet sana bu evi vermiş olsun demişler. KIŞLALI 1959'dan sonra, çiftlik sahiplerinin büyük bir bölü söylediklerine göre, kendi istekleriyle devlete vermişler. Bir bölı de vermek istememiş kendileri çalıştırıyorlarmış hâlâ. Ama ben 1 ların büyük bir yekün tuttuğunu sanmıyorum. Castrolar da çif lerini kendi istekleriyle devlete vermişler. Orada devletin adamı rak çalışıyor Ramon Castro da. StRMEN Kooperaüflerin ve devlet arazisinin dışında arazi va ni öyle mi? KIŞLALI Evet var. StRMEN Sağlık hizmetleri nasıl? KIŞLALI Bu alanda çok ilerlemiş olduklarını söyleyebilirin StRMEN Peki Sayın Kışlalı, son bir soru, karşılaştığınız Küb Türkiye konusunda ne biliyorlar? KIŞLAH Genellikle bügileri çok sımrh. Dışişleri Bakanhğı'n büyük ajans gazete yöneticileri içinde ön plânda olanlar ilk sordular: Cumhuriyet Gazetesini biliyor musunuz? Bu röport orada da çıkacak mı? Bir kaç kişi de Ecevit hakkmda sorula du. Türkiye hakkmda bilgileri çok sınırlı. Ayrıca Ramon Cas Türkiye ile ilgili olarak "Geçen yıl lrak'tan dönerken, Türkiye' vaalanında kalmıştım. Çok soğuktu" dedi. Biz de bunun üzerir disini Türkiye Büyükelçiliğinde yemeğe davet ettik Sayın Elçi Hkte. Ramon Castro çok hoşsohbet bir adam. Bu arada Küt gelişmeleri anlatırken, "Biz artık devlet olarak kilise vergisi a ruz" dedi. Biz de ona Atatürk'ün daha 1920'lerde din ve işlerini ayırdığını anlattık. O da bize "Bak ne büyük şans biz d( 1920'lerde yaptığını, 1959'da becerebilmişiz" dedi ve ondar da "imkan bulursam, Türkiye'ye gelmek isterim" dedi. StRMEN Teşekkür ederim Sayın Kışlalı. noKta HAFTALIK HABER DERGİSİ * Domatesin yüzünü kızartan öykü: Silifke'den İstanbul'a, 15 TL'den 80 TL'ye * Hipnozla narkozsuz ameliyat Nokta muhabiri sizler için araştırdı, yaşadı ve yazdı. • Eski Çalışma Bakanları Cahit Talas, Önder Sav, Atilla Sav ve Öğretim üyesi Doç. Ali Gitmez işçilerimizin F. Almanya'dan dönüş sorununu tartıslılar. ' Siyasi partilerin, velodan sonra eksilen kurucularınt tamamlama uğraşları GERÇEKLERDEN YANA, BAĞIMSIZ, DEMOKRAT noKta 1. Hamur kâğıt Otsel baskı Ku«jf kapak 64 sa>fa 100 TL Silinte'den istanoui*a sei"guze;tı tomatto ^ 'j GEÜŞİM YAYİNIARI "Svvınilir Yayıniilıfc" M\Vİ SERİ IABORATUVAR OHAZIARI İLE BIYOKIMYA LABORATUVAR1N1Z1 KOMPLE BİZ KURALIM. BİZ DEKORE EDELİM. SPEKTROFOTOMETRE MİKROSKOP STERİLİZATOR ETUV SANTRİFU) TUPKARIŞT1RICI SU BANYOSU PH METRE HEMATOKRİT SANTRİFU) TERAZİ Ml DİSTİLE O/EL LABORMUVARLARA UYGUN FİYATLA VADELI ELEKTROFORtZ ALEV FOTOMETREbİ ERİTROSİT LOKOSİT OTOMATİK SAYIM SİSTEMLERİ ARTIK CİHAZLAR1NIZI LABORATUVAR MASALAR1 O\HİL TESI İM EDİYORUZ. FATİH 1. tCRA MEMURLUĞUNDAN MENKUL SATIŞ İLÂNI Sayı:983/870 Bir borçdan dolayı hacizü buıuımu ^nımasına karar verilen aşağıda cins ve evsafı yazılı menkul mal 171983 tarihinde ihale neticesi alıcısına ihale edilerek kendisine satış bedelini yatırrnası için 7 günlük mühlet verilmiş, verilen bu mühtet içinde satış bedelini yatırmamış bulunraası nedeniyle ihale fesh edilerek mahcuz menkul mal l.l.K. 118 maddesi gereğince 2071983 günü saat 16.00 dan 16.15'e kadar Falih Halıalar Caddesi Şair Fuzuli Sokak Yasin oto garajında peşin parayla satılacakdır. Fazla bilgi almak isteyenler memuriyetimizin 983870 sayılı dosyasma müracaat etmeleri ilan olunur. Satışa çıkanlan menkul mal Kıymeti Lira 1.300.000.00 Adedi Evsafı 1 Skoda marka 1983 model 34 G 743 plaka sayılı 35362 şasi 7572897 motor nolu sıfır kilometrede pikap kamyonct Basın: 7967 tLÂN SOSYAL StGORTALAR KURUMU İSTANBUL ŞATINALMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Amalya Hastanesi Göz Polikliniğinin ihtiyacı bulunan aşa kayıth Tıbbî Cihazlar teklif alma sureti ile satın alınacaktır. 2 lhaleye iştirak etmek istiyen firmalann îdati Şartnarne esj dahilinde hazırlıyacaklan teklif mektuplarını engeç 1.8.1983 p tesi günü mesai saati sonuna kadat Beyoğlu Kalyoncu Kulluk desi Mallı Handaki Müdürlüğümüze vermeleri veya aym gun ' atte bulundurulmak üzere posta ile göndermeleri gerekir. 3 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 4 Bu işe ait tdari Şartname mesai saatleri dahilinde 1 No.lu nalma Komisyonumuzda görülebilir. 5 Kurumumuz Arttırma, Eksiltme ve İhale Kanununa tabi dığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapı serbesttir. 1 1 1 1 A.det Adet Adet Adet Oftalmoskop Frohn. F.7160 benzeri Biomikroskop Frohn. F. 8641 benzeri Oftalmometre frohn. F. 8725 benzeri Perimetre Frohn. F.9030 benzeri Basın 20901 ııiivt* SANAYI MALZEMELERI IMALAT VE TIC. A.S ANKARA İSTANBUL Kumruldi SoK 26 Yenıselııı Tel 29 92 9730 22 08 inonu Cad No 72 Taksım Tel 43 22 70 I üc hdt)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle