12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 TEMMUZ 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 Ozetle Buckminster Fuller öidü ABD 'li mimar Buckminster Fuller, 87 yaşında Los Angeles'teki evinde öldü. 25 kitap yaıan Fuller aynı zamanda ABD'deki çevre sağhğmı koruma hareketinin de önde gelen militanlanndandı. 1949 yılında tasarladığı 'jeodezik kubbe" (haflf çelik rtibuklarm birleşmesinden oluşan kubbe) dünyaya yayılmış, birçok ülkede bu yöntemle 200.000'den fazla irili ufaklt kubbe yapılmıştı. Bunların en ünlüsü de, 1967 yılında Kanada'nm Montreal kentindeki Uhıslararası Sergi'de yer alan ABD pavyonunun kubbesiydi. Duyduk Gördük tstanbul Festivali ve Cumhuriyet 11. Uluslararası İstanbul Festivali'nien kalabahk izleyen gazetelerden biri, hiç kuşku yok ki Cumhuriyet. Ama müzik yönü ağır basan bu yılki FestivaVin en büyük yüku de hiç kuşkusuz Filiz Ali Laslo'nun sırtında. Müziğin yamsıra sinemaya da tutkun olan Laslo, genellikle 15.0018.00 arasım sinema salonlarında, 18.3023.30 arasım da konser salonlannda geçirdi. Bu arada, Festival yöneticileri arasında çıkan bir anlaşmazlık sonucu, kendisinden de okuyacağımz gibi bazı konserlere bilet bulamadı. Kültür Servisi'nin bu yolda harcadığı "iyı niyetli ve sinirli" çabalar bile, onun bazı müzik gösterilerine katılmasını sağlamaya yetmedi. Cumhuriyet 'in Festival'de ilk kez boy gösteren ikinci bir kişisi Berber Memed. Bu onun ilk "Festival"i. Aynntıya girmiyoruz. Bu merakın, onu biraz üzdüğünü anlamak için sütunlarımıza daha öne aktardtğımız serüvenlerini bilmek yeter. Hayati Bey daha çok "Sinema Gunleri"nin müdavimi. Dostlan onun "muzikten nasibini almadığı'' iddiasındalar. Kimi yakınlarıysa, konser saatleriyle "vakti kerahat" çakıştığından Hayati Bey'in o saatlerde üzülerek AKM'den çok, Bebek semtine yakın yaşadığım söylüyorlar. Bir iddiaya göre de, Hayati tutkunu, Festivali'in ilk günleri Bey, 14 temmuzdan başlayarak TRTlH'ün kayıtlarmdan Festi Ölü Deniz'e kaçmayt yeğlediği vaVin bütün önemli konserleri için dönüşünde bilet bulmak ta ni izleyecek. Geç saate alman güçlük çeken Fusun Ozbilgen'i programlar sırasında Şadırvan ' unutmamak gerek. Birde, TRT Ankara Oda Orkestrası'nın konm bannda ya da bir lokantada serine iki arada bir derede Izolabitecepni düşünerek, küçük bir transıstorlu radyo aldığı da mir'den yetisen, ekonomiden siyasete, dış politikadan, sanata, dolasan söylentiler arasında. Cumhuriyet'in Festival kadro her konuya "vakıf" komple gasunda başka adlar da var. Örne zeteci Kenan Mortan 'ı da anmak ğin, en büyük ve en haklı ilgiyi zorundayız. Festival'i başka izleyenlerimiz gören topluluklardan TRT Ande yok değil. Ancak biz bu kakara Oda Orkestrası sanatçısı, darını yeterli görüyor, Bayram acısı hâlâ unutulmayan Faruk Güvenç'in yakın dostu, onun ye sonrası Festival izlenimlerini ikirini doldurmak üzere Ankara' üç yazıyla sizlere aktaracağımıdan gazetemize ilk yazıhmm ha zı duyuruyoruz. Şeker Bayramı'mlariren havı>cnr>dan elleri titrenızın tatlı geçmesi dileğiyle, sevgili okurlar... yen Koral Çalgan. Tabii, müzik tki Sovyet müzisyen Batı'ya sığınmak için önceki hafta Finlandiya'da çıktıkları turneden yararlanan Sovyet bayan kemancı Victoria Mullova ve piyanist Vastang Sardanyan, Stockholm 'dan New York 'a geldiler. tki sanatçı New York 'a geUşlerinde hiçbir açıklamada bulunmadılar ve Kennedy Havaalam'ndan gizlice ayrtldılar. ABD Dışişleri Bakanlığı 'nın bir sözcüsü, siyasi sığınma hakkı istemeleri durumunda, Mullova veSardanyan 'm bu isteklerinin dikka"GERÇEK MİLLİ TAKIMIMIZ" tstanbul Festivali'nin en bttyük ilgiyi gören konserlerinden biri, "Gerçek Milli Takımımız " TRT te alınacağmı belirtü. Ankara Oda Orkestrası'nın konseriydi. Bu orkestra, rahmetli Faruk Güvenç'in yapıcı kişiliğinin iirünlerinin belki en önemlisi ve en kalıcısı. Yukarda orkestra üyelerini, Faruk Güvenç'le birlikte bir ÜrgüpGöreme gezisi sırasında görüyoruz. M Ü J DE Kadın ureme organlanrun i,ırrı çözüldü. Zamanlama ile isteyene K.İZ ÇOCUOU is ırayene ERKEK ÇOCUGU Ayıca Hamıle olan bayamıi Karnmdaki çocugun cmsıyetinin tesbiti yüzdeyü/ ; arantiU olarak tesbit edilir llgıleneceklerm bılgı formu ıstemelerı rica olunur Müracaat Zamanlama u?mam Abdurrah man KARA PK 52/TEKJRDAĞ ACABA NASIL ZAMANLIYOR "Tekirdağ Yeni Inan" ga Moskova Film Şenliği başladı 13. Uhıslararası Moskova Film Şenliği, yüz dö'rt ülkeden bin kadar sanatçının katılmasıyla açıldı. Moskova Film Şenliği'nde çeşitli dallarda iki bin kadarfllm gösterilecek. Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Yuri Andropov, Uluslararası Moskova Film Şenliği dolaymyla yaymladığı mesajda, katılan ülkelere teşekkür *~ *ti, sanatçılara başarılar diledi. İki orkestradan parlak izlenimler FİLİZ ALt LASLO Şimdi elimizi vicdanımıza koyahm ve nankörlük etmeyelim. Basın için aynlan 500 biletî adil bir biçimde dağıtma görevini üstlenen "ismi lâzım degil" kuruluş yetkilileri, lütfetmişler ve Leningrad Senfoni Orkestrast'nın üç konserinden biri için bana da bilet göndermişler. Ne yani, üçüne de gönderecek değillerdi ya! Orkestra aym orkestra, şef aynı şef, piyanist aynı piyanist. Eh, "Idil Biret de bizdendir, ne zaman olsa dinlenir" diye düşünmüş olacaklar. tlk önce bu mantığa benim de akhm yattt. İdil Biret'in solist olarak katıldığı ilk konsere "ülegal" yollardan girmeye "teşebbüs ( ! ) " dahi etmedim. Ikinci akşam elimde biletim, görevlilerin keskin, insanın içini okuyan bakışlarına, karşı bakışlar fırlatarak göğsümü gere gere bana aynlan yere oturdum. şik bir piyanist Krainev. Ufak tefek olduğu için daha da belirginleşen bir dinamizm yüklü vücudu. Sanki sürekli bir enerji patlaması içinde... Piyanoyu tüm vücudunu kullanarak, besbelli kendi özelliklerine göre geliştirdiği, tümüyle kişisel bir teknikle çalıyor. Bu teknik, çalgıdan alışılmamış renkler elde etmesini sağlıyor. Bu teknik, son derece hızlı tempolar almasını kolaylaştırıyor. Bu tempoların yarattığı değişik renk ve coşku ortamı, ancak Krainev'in kendi kendine oluşturduğu kişisel teknik ve müzik anlayışının ürünüolabilir. olabilirsiniz. Ne yazık ki, çeşitli nedenlerdenbizler güzel sese hasretiz. Çalgılann eskiliği, sıradanlığı, bakımsızhğı bir yana, güzel ses elde edebümek için gerekli disiplinli çalışma, müzikle birlikte varolma gibi kaygılanmızın olmayışı işimizi zorlaştırıyor. Böyle bir orkestrayı bir kez dinledikten sonra, "Eh, artık yeter, yarın da başkaları dinlesin" diyebilmek çok zor olduğundan, biletimiz olmadığı halde, bir akşam önceki kalabahk biletsizler ordusundan cesaret alarak, yarı "illegal" diyebileceğimiz yöntemlerle 4.7.1983 konserine de gittik. Artık her şeyi göze almıştık. Nitekim bir görevli, yanımıza gelip "biletimiz olmadıgını bildiğini, gözünden hiçbir şey kaçmayacağını" belirterek zehir hafiyeliğini kanıtlama fırsatı buldu. Içine düştüğümüz durumun vahametine dayanamayan çok nazik bir dost, kendi biletini bize verme özverisinde bulunmasaydı, başımıza neler geleceğini hiç kimseler büemezdi... Bütün bunlara, Leningrad Senfoni Orkestrası'ndan Brahms"ın " 4 . Senfonisi"ni dinleyebilmek için katlanmıştık. Doğrusu değdi de. Aslına bakarsanız Dimitriev'in Brahms yorumu, AlmanAvusturya geleneğine, özellikle tempolanna alışkm, hatta koşullukulaklarımızabiraz yabancı gelmedi değil. Yabancıydı bu yorum belki ama çok daha duygulandırıcı olduğu da su götürmez bir gerçekti. Evet, duygusal, duygulandıncı, kanıyla, canıyla, sinir uçlarıyla müziği yaşayan, duyan bir yorum biçimi. Orkestrasıydı. Daha yurtdışı kariyerlerinin başındalar ama, eğer şansları da yaver giderse, hızla ılerleyecekler gibi geliyor bana. Rahmetli Faruk Güvenç'in yapıcı kişiliğinin ürünlerinin belki de en önemlisi ve en kahcısı olacağını sandığımız bu orkestra, Istanbul Festivali'ne ilk kez 1977 yılında katıldı. Adnan Paşa FKO'yü uyuramamiştı zetesinin 2.7.1983 tarihli sayısında çıkan bu ilginç ilân insanın aklına şu soruyu getiriyor: Acaba nasıl zamanlıyor? Hayran olunan bir "istihbarat" PTT'nin bilinmeyen numaralar için bir istihbarat servisi vardır.Ol Bu numarayı çevırıp aradığınız kişinin veya yerin telefon numarasım sorarsamz, size hemen bilgi verirler veya vermeleri gerekir. Partiler kuruldu, duymayan kalmadı. örgütleniyorlar. Bunu da biliyoruz. Herkes biliyor, ama acaba PTT biliyor mu? Milltyetçi Demokrasi Partisi İstanbul H Merkezi geçenlerde Taksim Pamuk Eczanesi üstündeki yeni binasına taşındı. Telefonlan da bağlandı. Yeni telefonunun numarasını bilmeyen bir gazeteci 017 çevirerek çıkan görevli bayan memura sordu: "Milliyetçi Demokrasi Partisi 'nin tstanbul tl Başkanlığı 'nın telefonunu rica etsem.." Görevli ntemure bir süre arandıktan sonra yanıt verdi: "Efendim, kayıtlarımızda Milliyetçi Demokrasi Partisi yok da Milliyetçi Hareket Partisi var." Gazeteci sabırla açıkladı: "Hanımefendi, biliyorsunuz ki, Milliyetçi Hareket Partisi 3 yıl önce kapatıldı. Öyle birparti yok. Ben yeni kurulan Milliyetçi Demokrasi Partisi'nin İstanbul tl Başkanlığı'nın numarasını istiyorum." Memure hanım direndi. "Efendim, kayıtlarımızda yok. Sadece Milliyetçi Hareket Partisi'nin telefonu var." Gazeteci merak etti: "Peki öyleyse, verin o numarayı." Memure ciddiyetle istihbarat görevini yerine getirdi: "522 59 47" Gazeteci bu numaranın kime ait olduğunu merak etti, ama telefon çalıyor çalıyor açumıyor* du. PTT bilinmeyen numaralan gerçekten biliyordu, ama "azıcık geç" bir istihbaratla... Olağanüstü bir orkestra Gelelim, Leningrad Senfoni Orkestrası'na ve Şef Alexander Dimltriev'e: Önce Dimitriev, her solistin rüyasma girecek kadar dikkatli, guven veren, kaya gibi destek olup solistin içinden geçenleri anında sezen bir şef. "Prokofiyef piyano Koncertosu"nun neredeyse "haince" zor ve karmaşık orkestra partisini, piyanoyla birlikte tek vücutmuş gibi yorumlayabilmek ne mucizedir, bir bilseniz... Dinamit yüklü bir piyanist: Vladimir Krainev Alexander Dimitriev yönetimindeki Leningrad Senfoni Orkestrası 3.7.1983 akşamının programına Şostakoviç, Prokofiyef, Haçaturyan kuşağı Sovyet tngiltere'de yaşayan Türkyabestecilerinden Dimitri Kabazan Feyyaz Kayacan, 16 temmuz levski'nin "Colas Breugnon" cumartesi günü Kadıköy Gençoperasının uvertürüyle başladı. lik Kitabevi'nde, son çıkan iki Kabalevski'nin en güzel eserleri kitabı "Çocuktaki Bahçe" ve arasında herhalde yeri olmayan "Benim Örumceğim Başka"yı bu kısa uvertürden sonra piyaimzalayacak. Kayacan'ın imza nist Vladimir Krainev, Sergey saatleri 16.0019.00 arası. Prokofiyef'in 3 numaralı op.26, 'Do Majör piyano Koncertosu'nu yorumladı. Krainev, 1967 yılında Moskova Konservatuvarı'nı bitirmiş. 1963'te Ingiltere'deki Son yapılan araştırmalar sonu Leeds, 1964'te Lizbon Uluslararası Piyano Yanşmaları'nda bicunda, Federal Almanya'da sitma seyircisinin arttığı belirlen rincilik ödülü alan Krainev, esas patlamasını 1970' de kazandığı ui. Bu yttın ilk üç ayında Alman sinemalarmdaki bilet satışların Çaykovski Ödülü'ne borçlu. Âlışık olmadığımız türde, değida yüzde 2'lik bir arttş saptandı. Geçtiğimiz yü 2018 sinemaya bir haftada yaklaşık 500 ile 2000 arasında seyirci giderken, 273 sinemamn haftalık seyirci sayısı da 2000 ile 5000 arasında değişiyordu. Bu ytl seyirci sayısı haftada 10 bini buluyor. Feyyaz Kayacan'ın imza günü F. Almanya'da sinema seyircisi arttı Leningrad Senfoni Orkestrası'nın yaylı çalgılarından çıkan sesi, yaylılarının ünüyle tanınan Philadelphia Senfoni Orkestrası'nda bile bulmak kabil mi, bilmiyorum. Dinleyeni derhal kavrayan, yumuşaklık içinde dolgun, "sensual" bunların da üstünde, anlatılmaz güzellikte bir ses kalitesi elde etmiş yaylı çalgılarm tümü. Zaten en aıka sırada oturan kemancı da en az başkemancı kadar iyi çalıyor TRT Ankara Oda sanki. Bazı eserlerde birinci ke Orkestrası 11. Uluslararası Istanbul Fesmanlar yer değiştiriyorlar, anlaşılan aralarmda eşitlik var! Hay tivali'nin en kalabahk konserlerinden biri, yurtdışmda sürekli ret... Durmadan çıkan sesin guzel yüzümüzü ağartan "Gerçek Milliğinden söz etmemi yadırgamış li Takımınuz" TRT Ankara Oda Sîz, şubat ayında Cezayir'de yapılan Filistin Ulusal Konseyi toplantısının konuklanndan Ihsan Sabri Çağlayangilin daha Türkiye'deyken hazırladığı ve O yıldan bu yana sürekli yük hatta Arapça'ya bile çevintiği selen bir grafik çizen TRT Ankonuşmasını yapmaktan neden kara Oda Orkestrası'nın 26 vazgeçtiğini biliyor musunuz? ağustos 1983 tarihli konserinde, Bunun nedeni yine Danışma Cumhuriyet Türkiyesi'nin yetişMeclisi'mizin Türk dili konusuntirdiği dünya capında değerli iki daki en duyarh üyelerinden Adkemancımızı yeniden bir arada nan Orel paşamız. Cezayir topdinledik. Suna Kan ve Ayla Erlantısının kulislerine yansıyan duran, konserin birinci bölühaberlere bakıhrsa, "Cezayir'e münde Vivaldi'nin op.3, no:8 gelmeden iki gün once Filistin "La Minör İki Keman Konçersorununu tetkik ettiğini ve metosu"nu, ikinci yanda da seleyi kavradığmı" orada buraJ.S.Bach'ın, re Minör BWV da söylemekte pek sakınca gör1043, 'İki Keman Konçertosu'meyerek ve kendisini resmi konu seslendirdiler. Hem kişilik nuk sayarak konuşma yapmak hem de kemancıhk bakımından istemiş. Bu doğal. Ancak, paşaiki ayn kutup diye tanımlayabimız besbelli ki, toplantının haleceğimiz Suna Kan ve Ayla Ervasını pek iyi tetkik edememiş. duran, zıtlıklarıyla bir ajada var Toplantıda ağzını açan Reagan olmasını bildiler. Plânı'na veryansın ediyormuş. TRT Ankara Oda Orkestrası'Oysa paşamız, Danışma Meclinın bu konserinin bir başka özelsi üyesi sıfatıyla yapacağı konuşliği de, Alman besteci Helge mada şöyle diyecekmiş: "Bakın, Jörns'ün Suna Kan ve TRT Anbence siz bu kafayı değiştirin, kara Oda Orkestrası için bestevakit varken Reagan Plânı'nı lediği keman konçertosunun kabul edin. Reagan Plânı sizin dünyada ilk çahnışının 11. Ulusiçin iyi olacaktır. Bu fırsatı kalararası Istanbul Festivali'nde çırmayın." gerçekleşmesiydi. Kurt diplomat Çağlayangil ne Giirer Aykal'ın anlattığına göyapsın? Düşünmüş taşmmış. Dere, Jörns ile Berlin'de tanışmışmiş ki, "Paşam, ben de konuşalar. RIAS'ın tonmeisterliğini de caktım ama baktım ki burada yapan Jörns, TRT Ankara Oda hava pek müsait değil. Daha ziOrkestrası'nın Türkiye'de yapılyade Araplar kendi meselelerini mış mono band kayıtlannı dinkonuşuyorlar. lsterseniz, biz ler dinlemez vurulmuş bu orkestTürk olarak hiç bu işe bulaşmaraya. yalım. Ben de konuşmayayım. Kanımca, Jörns'ün "Keman lsterseniz siz de konuşmaym." Konçertosu"nun Türkiye'de bir Adnan Orel, bu öneriyi makul TUrk solisti, Türk şefi ve Türk görmüş olmah ki, konuşmasmorkestrası tarafından "Dünyada dan vazgeçmis ve böylece Filisİlk Çalınış"mm yapılması, dışar tin Kurtuluş Orgütü mensupları da 10 futbol maçı kazanmamızda değerli bir uyandan mahrum dan daha etkili olmuştur. kalmışlar. 2043 yılında Almanya'daki Türkler] 2043 yıh. Türkiye Cumhuriye Toplantıya iki ay kala harekete ti Dışişleri Bakanlığı 'yla Federal geçilmiş ve Federal Almanya DıAlmanya Dışişleri Bakanlığı yet şişleri Bakanlığı'na haber uçukilileri, Türk işçilerinin kesin dö rulmuş. nüşü konusunda 6 milyon 787 "Heyette bulunanların sayısı bin 343. toplantıda yeniden bir belli mi? Otel rezervasyonunu araya gelecekler. Bu kez toplantı yaptırabilmemiz için kesin raTürkiye'de, başkent Ankara'da kam bildirir misiniz?" yapılacak. Yıl 1983 değil. SorunGelen karşılık Ankara'da herlar yüz kat artmış, nüfuslar da kesi şaşırtmış. öyle. Türkiye'yegelecek Federal "Bir kişilik otel rezervasyonu Almanya heyeti yaklaşık 500 ki yeterli". şi. Tabii bu kadar insanı iyi ağırBizimkiler sıcağı sıcağına sorlamak için çok önceden önlem muşlar yine: almak, otellerde yer ayırtmak, "Heyetteki ö'bür kişiler ne olyemek ve boş zamanlarda kent' ~du?" gezileri sorununu çözmek gerek. "Onlar da geliyor. Ancak Türk bürokrasisi de eskı kötü Tiırkiye'dekiyakmlarında, akraalışkanlıklarından kurtulmuş. balarmda kahnayı yeğliyorlar." HAYVANLAR Ismail Gülgeç BUNU NERDEN ANUVCKN EVL4PIM, HIZ.LI Bif? ERKEK " ~ Mİ , iv; Bü YUMURTL4MAK ; OLMADIK Mehmet Bayhan Hindistan'da madalya aldı Hindistan'da "MadhyaPradesh Fotoğrafçılık Derneği"nce düzenlenen 6. Uluslararası Yarışma'da İFSAK üyesi Mehmet Bayhan, "Fiap Gümüş Madalyast" kazandı. Yanşmaya yollanan 1280 fotoğraftan 159'u sergilenmeye değer bulundu. Siyahbeyaz baskı bölümünün büyük ödülü olan "Fiap Gümuş Madalyası"m Mehmet Bayhan "Sandallar" adlı yapıtıyla aldı. TARİHTE BUGUN Mümtaz Ankan KULAKTAN KULAGA tstanbul Devlet Konservatuvan'ndan mezun olan öğrencilerin diploma töreninden sonra, okul ögrencileri tarafından çeşitli konserler verildi. Törende aynca İrlandalı yazar Lady Gregory'nin "Kulaktan Kulağa" adlı oyunu sahnelendi. (Fotograf: Şenol KONUKÇU) 12 Temmuz "Verimlilik" Afiş Yarışması Milli Produktivite Merkezi'nce düzenlenen "Verimlilik"konutu Afiş Yanşması'nda birincilik ödülü grafikte "Yükselen Bir Buğday Başağı'' adlı yapıtından ötürü Tekin Güreken'e verildi. Yanşmada ikincilik ödülünü Emre Çağatay, üçüncülük ödülünü de H. Numan Gök kazandı. Derece alan sanatçıların ödülleri 2630 eylül tarihleri arasında Ankara'da kutlanacak "Verimlilik Haftası"nm açılış töreninde verilecek. "BABA"NIN KANU SONU/. Devlet Konservatuvarını bitirenler diploma alıp becerilerini sergiledi lararası yarışmalara, kurslara öğrenci yetiştirdiğini söyledi. Törendeki konuşmasında Üniversite Rektoru Muhteşem Giray, "Konservatuvar ve Güzel Sanatlar Akademisi'nin Üniversiteye bağlanması bilimsanat ve tekniğin bir arada öğretilmesi, gösterilmesi amacını taşıyor" dedi. Diploma töreninden sonra okul ögrencileri piyano, viyolonsel, keman resitalleri vererek îrlandalı yazar Lady Gregory'nin "Kulaktan Kulağa" adlı oyununu sahnelediler. YAZ KURSU Öğrencilerin diploma töreninden sonra verdikleri konser ve sahneledikleri oyun konservatuvarın 49 temmuz tarihleri arasında düzenlediği yaz kurslarının çalışmalarıyüi. Son sınıflardakı mezun olacak öğrencilere dallarında başarılı, uzman sanatçılarca birlikte çalışabilme olanağı yaratmak ve repertuarlarını geliştirmek amacını taşıyan yaz kurslarına İstanbul dışında İzmir ve Ankara'dan da öğrenciler katılmıştı. Yaz kurslarında şan ve nefes tekniği derslerini Viyanalı Prof. Margarate Sparber, klasik bale derslerini Bulgar Sonja Arslan, tiyatro derslerini Devlet Sanatçısı Ciineyt Gökçer, keman derslerini Devlet Sanatçısı Ayla Erduran ve piyano derslerini Devlet Sanatçısı Ayşegül Sarıca vermişlerdi. Toplam beş dalda yürütülen 113 öğrencinin katıldığı ve 500 ile 2.000 lira arası ücretin ahndığı kursların önümüzdeki yıllarda 1520 gün süreli olmasının dUşUnUlduğu belirtildi. Bursa Festivali sürüyor Kültür Servisi Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi İstanbul Devlet Konservatuvarı'nda 8283 dönemi mezunları dün düzenlenen bir törenle diplomalarını aldılar. Yıldız Sarayı Has Bahçe'de düzenlenen törende 9 bölum, 26 dalda 18'i ileri yuksek devreden, 17'si liseden olmak üzere toplam 35 öğrenciye diploma verildi. Mimar Sinan Üniversitesi 3. Uluslararası Bursa Kültür ve Rektoru Muhteşem Giray, GuSanat Festivali, yerli ve yabancı zel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Sadi Diren, Beşiktaş Kayfolklor ekiplerinin gösterileriyle sürüyor. Festivale yurt dışından makamı Atilla Vural ve öğrenci Bulgaristan, Yugoslavya, Polon velilerinin bulunduğu törende ya, Yunanistan, Romanya ve bir konuşma yapan KonservatuCezayir folklor ekipleri katılı var Müdurü Özer Sezgin, bina, araç ve enstrüman sorunlan olyor. 31 temmuza kadar sürecek duğunu, ancak bunların cözumolan Festivalda gösteriler, yeni açılan Bursa Kültürpark Açıkha lenmesine çalıştıklarını belirterek, okullarının ulusal ve ulusva Tiyatrosu 'nda yapılıyor. 1319'uA 8USÜN, MAÜA UDERİDON C4KMIHE 6ALANTE,NEWyORK'TA ÖLDUHÜLDLİ. 131C/M DOĞAN 6ALANT£,SİCJLYAU BİR AÎLEDEH 6EÜV0RPU.ACIMASI2 EYLEMLEfti NEOENİYİ L£ *XASAP*Al>t VEftiLEN GANGSTER, MAFİAHIH BAZI ŞEFLEM/yiE ANLAŞMAZUK İÇİND&l Oi. "JOE AND MAWLOKAHTAStNDA K0Rüytj2 CUSUİLE YEMEK YEBKEM, MASkEÜ 6 KİŞİNİN ÇİLAHU £ALDift£fNA UĞRAÛI.GÖ&SÜNE 11.43 'LÜK StoERMİNİN &APLAN0I6I "BA8A YERE YIKIL£>Ğ(NDAl"TOIiPEDO''LAR.;NŞEFİ CBSEPE yAKLA$TI. I/E GaZÜNE SİR KUH $UM DAHA SIKIP OUDAtUAeiNIN ARASINA Bin Pufio sptoJsra/?Du. Bu SEMBOUK MVRAMt$.,MAFİA YASASI ' / 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet Altnanlar"a cevabımız Londra konferansı ticari siyaset komitesinin l temmuzda akdettiği içtimada Alman murahhası Posse söz olarak memleketimiz sanayünin inkişafı aleyhinde bulunmuştu. Alman murahhası bazı zirai mahsullerimizi işleyecek sanayi yapmamızı ve bu kabil sanayii himaye etmemizi dünya buhramnı şiddetlendirecek bir felaket diye tavsif ettikten sonra sanayi memleketlerinin bize ve bizim gibi memleketlere karşı harekete geçmelerini tavsiye edecek kadar ileri gitmişti. Ticari siyaset komitesindeki murahhaslarımızın bu garip iddiaya lazım gelen cevabı verdiklerini yazmıştık. Bugün bu cevabı nesrediyoruz: " Alman meslektaşımıza şunu hatırlatmak isteriz: 12 Temmuz 1933 Milletlerin ikiisadı istiklâtleri siyasi istiklâlleri derecesinde asıldır ve beynelmilel iktisadi münasebetler ancak mütekabil menfaat ve htirmet esası dahılinde inkişaf edebilir. Hiç kimse hadiselerin seyrini durduramaz Eğer biz söz aldıksa bu, Türk heyeti murahhasasmm beyanatma cevaben M. Posse'nin yaptığı telkini protesto etmek ve bu vesile ile şunu bir defa daha 19331983 katiyetle beyan etmek ıçmdir. Her memleketin menfaatleri milletlerin heyeti umumiye halindeki menfaatleri içinde aramlmalıdır ve ancak bu ikisini hemahenk ktlmak suretiledir ki refah yoluna girilebilır. Bu fıkirledir ki biz, sınai olmaktan ziyade zirai olan devletleri Alman telkininin netıceleri hakkında beraberce düşunmeye daveıten istinkaf ediyoruz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle