19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/4 KÜLTÜRYAŞAM 21 HAZİRAN 1983 TELEVIZYON 20.00 İftara Doğru Kur'anı Kerim A li lmran suresi 19. ayetleri okuyan thsan Bulut. Ayetlerin Türkçe açıklamasından sonra Ankara Öniversitesi llahiyat Fakültesi öğretim uyelerinden Dr. Mevlut Güngör'ün Peygamberlere iman konusunda bir sohbetiyer alıyor. llahi ile devam eden program ezan ve iftar duasıyla son buluyor. TV'de Sinema TRT'NIN İÇİNDEN MAHMUT TALI ONGOREN Sinema, Basın ye RadyoTV için en önemli öğe 20.30 Haberler 20.55 Hava Dummu 21.10 Tttrk Halk Müziği Şakir Öner Cunhan şu turkiıleri sunuyor Kova kova indirdiler yazıya, Doğaryaz aylarda, Bağa gel bostana gel, Denize dalmayınca. 21.25 TV'de Sinema: Dede Korkut (Ayrıntıh bilgi yandaki sütunlarımızda) 22.50 Haberler 23.00 Kapanış İZLEYİCİ GÖZÜYLE Sorumsuzluğun bu kadan da fazla! 18 haziran cumartesı gecesi, başrolde Bette Davis'in oynadığı "Küçiik Tilkiler" adlı, ilginç olduğunu düşündüğümüz filmi izlemek üzere ekranın karşısma geçtik. Böyle yapmamız çok doğaldı, çünkti o gün okuduğumuz bütün gazetelerin TV köşelerinde bu filmin gösterileceği yazıyordu. Gel gör ki, ekranda karşımıza ansızın "Gel Banşalım" diye bir filrn çıkıverdi! Hem de film öncesinde hiçbir açıklama yapümaksızm, izleyicilerden en küçiik bir özür dilenmeksizin. Üstelik, yanlış ammsamıyorsak, "Gel Banşalım" adlı film TV'de daha önce de gösterilmişti. Sorumsuzluğun bu kadarına kimin hakkı olabilir? Sanırız "TRT" ile "çiftlik" kavramlannın böylesine birbirine kanştığı ortamda, TV izleyicileri, yani bu televizyonun parasım ödeyenler daha etkin bir tepki göstermelidir! Muri KAVALÂLI/TEKİRDAĞ Bir Azerbaycan filmi: Dede Korkut Svet Pogassih Kostrov/Yönetmen: Tevfik Takizade/Oyuncular: Hasan Memedov, Haşim Gadoyev, Leyla Şeklinski, Rasim Baliyev/1976 yapımı bir Azerbaycan filmi. "Kitabı Dede Korkut'tan uyarlanan, renkli ve biri 1697, öbürü 1961 meterelik iki bölümde çekilen bu Azerbaycan yapımı filmin özgün adı "Sönnk Ateşlerin Işığı". Başında Kazan Han'ın buîunduğu Oğuz Türkleri, uzun yıllardan beri gaddar Kınçak Melik'e karşı savaşmaktadırlar. Ama Oğnzlar da bölünmüşlerdir ve etkili bir kişi olan Urnz, bir zamanlar kendisine agır hakaret eden Kazan Han'dan öc almak için onun en büyük düşmanıyla birleşir. Çok insanın öldüğü, evlerin yakıldığı, tarlalann kan gölüne döndüğü bu savaşlardan en çok yoksul halk çeker. Filmin sonunda, delikanlılar, ekmek için bir tarlaya döşenmiş taşlan kaldınrlar ve fîlmin ana fikri vurgulanır: " Toprak korunmuyorsa ekilmeye değmez, eldlmiyorsa korunmaya değmez." Kültür mirasımızın Önemli bir parçasmı oluşturan "Kitabı Dede Korkut", tek kişileren değil de bir toplumun öykülerinı bir araya getirir. Ük bakışta Hristiyan komşulanyla Oğuzlar arasındaki savaşlar üzerine kurulmuş kahramanlık destanlan gibi görülebilse de, bu öyküler gerçekte, o kahramanlann içinden çıktıkları toplumun karakterini verır. "Kitabı Dede Korkuf'u oluşturan 12 öykü masal değildir. Bir başka deyişle olağanüstü, öykücünün de inandığı bir "baştan geçmiş olay" da değildir. Bu akşam gösterilecek olan filmde, kitaptaki Oful tçin Savaşan Baba (Kazan Bey oglu Uruz'un tutsak oldugu)" öyküsüne benzer bir konu işleniyor. Ancak burada özgürce yapılmış bir uyarlama da söz konusu olabilir.Film için, Azerbaycan sinemasından televizyonumuzda izleyebileceğimiz ilginç bir ilk örnek diyebiliyoruz yalnızca. tLK ÖRNEK Azerbayatn sinemasından televizyonumuzda gösterilecek ilk örnek Kadıyer ve Leyla Şeklinski oynuyorlar. Dede Korkut". Fllmde Hasan Mehmedov, Haşim RADYO TRTI 05.00 Açılış ve program ve kısa haberler. 05.05 Ezgi Kervam. 05.30 Şarkılar ve oyun havalan. 06.00 Köye haberler. 06.10 Bölgesel Yayın 06J0 Gunaydın. 07 J 0 Haberler. 07.40 Günün içinden. 10.00 Kısa haberler. 10.02 Arkası yann. 10 22 Reklamlar. 11.00 Kısa Haberler. 11.05 Türküler geçidi. 11.25 Çeşitli Sololar. 11.45 Şarkılar. 12.00 Kısa haberler 12.05 Reklamlar. 12.10 Ögle üzeri. 12.55 Reklamlar ve Radyo programları 13.00 Haberler. 13.15 Saz eserleri. 13.30 Bölgesel Yayın ve Reklamlar. 14.45 öğleden sonra. 16.00 Kısa haberler. 16.05 Şarkılar. 16.25 Hafıf muzik. 16.40 Türküler ve oyun havalan. 17.00 Olaylann içinden. 17.30 Bölgesel Yayın ve Reklamlar 18.00 Kısa haberler. 18.05 Çocuk bahçesi 18.20 Haftanın çocuk şarkısı. 18.25 Erkekler faslı. 18.55 Hafıf Müzik. 19.0021.00 Bölgesel Yayın ve İftar programı. 21.0001.00 TRT2 ile Ortak Yayın. 21.00 Haberler. 21.30 Konuların içinden. 22.00 Kısa haberler.22.05 Sevilen Eserler. 22J5 Şarkılar ve Oyun Havalan. 23.00 Haberler. 23.15 Gecenin içinden. 00.55 Günun haberlerinden özetler. 01.00 Program ve kapanış. 01.0505M Gece yarrfK. 02.0003.30 Sahur programı. Arkası yann. 16.40 Şarkılar. 17.00 Olaylann içinden. 17.30 Yurttan sesler. 18.00 Çağdaş Türk Sanat Muziği. 18J0 Din ve Ahlâk 19.00 TSM toplu prograıru. 19J0 Hafif Müzik. 19.45 Türküler. 20.00 Şarkılar 20.15 Türkçe sözlü hafif müzik. 20.30 THM Toplu Programı. 21.0001.00 TRTI ile Ortak Yayın TRT III 06.58 Açılış ve program. 07.00 Gune başlarken. 08.00 Sabah konsen. 09.00 Türkçe haberler. 09.03 Çeşitli sololar. 09.30 Rolling Stones Topluluğu. 10.00 Caz müziği. 10J0 Haftanın solisti 11.00 Oğleye doğru. 12.00 Haberler. 12.12 Diskoteğimızden. 13.00 Konser saati. 14.30 Klasik Türk Müziği korosu. 15.00 Muzıkli dakikalar. 16.00 Günün Konseri. 17.00 Haberler. 17.12 Sizler için. 18.00 Gençlerle beraber. 19.00 Haberler. 19.12 Müzik dünyasından. 20.00 Melodiler geçidi. 20.30 Caz dünyasından 21.00 Sah konseri. 22.00 Haberler. 22.12 Gecenin getirdikleri. 23.00 Bizim sesimiz bizim bestecımiz. 24.00 Geçe ve müzik. 01.00 Program ve kapanış. Paris. Latin Amerika edebiyatının başkenti Kültür Servisi Artık bütün dünya Paris'i Lafin Amerika edebiyatının başkenti sayıyor. gerçekten de, Uluslararası Latin Edebiyatı Enstitüsü, 22. kongresini bir dizi tartışmayla Unesco merkezinde düzenledi. "Barok ve Latin Amerika'da kültürel kimlik sorunu" konusundaki tartışmayı yıllardır Paris'te yaşayan ünlü Kübalı yazar Severo Sarduy yönetti. Ayrıca, Arjantin, Peru, Şili, Orta Amerika, Meksika ve Uruguay'la ünlü Kübalı yazar Alejo Carpentier üzerine de tartışmalı toplantılar yapıldı. Bu tartışmalı toplantılar dolayısıyla, Güney Amerika kıtısının pek çok ünlü yazan Fransa başkentinde bir araya geldi. Bunlar arasında dikkati çekenler, Perulu Mario Vargas Llosa, Paraguaylı Augusto Roa Bastos, Şilili Antonio Skarmeta, Arjantinli Juan Gelman, OsvaMo Soriano, Juan Jose Saer, Hector Bianciotti ve Uruguaylı Mario Benedetti oldu. 230 ressama poz vermişti, bugün bir resmi 30 milyon lira ediyor Kültür Servisi Resim Tarihi'ne geçmiş çok sayıda ressama poz veren, ender kadınlardan biriydi Suzy SoBdor. 1927 yazının gözbebeği, Fransa'nın ve bütün dünyanın ünlülerinin aktığı Deauville kıyılannın yıldızıydı. Marie Laurencin, Domergue, Van Dongen gibi çağının ünlü sanatçıları bu 27 yaşındaki kadını ölümsüzleştirmişlerdi. Çekik gözlü Don Juan diye anılan, Japon ressam Foujita"ysa sırasını bekliyordu. Peki kimdi görenlerin hayran kaldıklan, bu kısacık sarı saçlı, mayo niyetine balıkçı ağını andırır şeyler giyen, uzun ve ipince, badem gözlü erkek sesli, çın çın kahkahalar atan kadın? SaintMalo'lu bir işçi kadının evlilik dışı ktaydı. "Tek ttzüntüm Modigliani'yi tanımamış olmak. Onu tamsaydım resmimi yapardı," diyen Suzy Solidor, genç yaşta tanıştığı, kendisine tutulan ve bütün Paris'e tanıtan ünlü bir kadın, Yvonne de Bremond d'Ars sayesinde unlenmişti. 12 yıl birlikte yaşayacağı Bremond d'Ars içinde şöyle diyordu: "Brötanyalı cahil bir kız olan beni, ırkının özellikleti ve kusurianyla bir Parisli yapan birlikte yaşadıgjm kadındır." Asıl adı Suzanne Rocher olan, anastnın parası olmadığı için ayakkabı kutusundan bozma bir beşikte gözlerini dünyaya açan bu ilginç kadın, ünlü olduğu günlerde bile kendisini resmen tanımayan Paris millctvekili Robert Snrcouf'un evlilik dışı kızıydı. Ağa Han peşinde koşar, ünlü Boussac ailesiyle görülür, bir mihraceyle polo karşılaşmalannda, bir bankacıyla at yanşlarında dikkati çekerdi. Ünlü ressam Francis Picabia'yla golf oynayan, gecelerini Jean Cocteau'yla, yakın arkadaşlan Josephine Baker ve Mistinguett'le paylaşan bu kadın, Paris'in ünlü Coupole Lokantasına boynuna sarılı bir yılanla girmişti. Bir süre sonra koruyucusu Bremond d'Ars'dan ayrılan Suzy bir antikaa dükkânı açtı. tki satış arasında Rflke'den, Verhdne'den, Heine'den şiirler okuyordu. Yakın dostlan, yazar T'Serstevens'in ve Francis Carco'ntııı üstelemesiyle 1933'de "La Vie Pariaenne" adlı bir gece kulübü açtı. Çok sonra ünlü bir şarkıcı olan Michel Polnareff'in babası Leopold'Un piyanosu eşliğinde, kalın sesiyle denizci şarkılan okurdu Raymond Legrand orkestrasıyla plâk doldurdu, Casino de Paris'de sahneye çıktı. lşgal yülannda da gece kulübünü kapatmayan ve Almanlarla işbirliği yapmakla suçlanan bu ünlü kadın, "Lily Markne"i Fransızca söyleyen ilk şarkıcıydı da. Savaştan sonra bir çok sanatçı dostu onunla ilişkiyi kesti. Solidor'un yıldızı da yaşlıhğında söndü. Ünlü tngiliz ressamı Francis Bacon' resmini yapması o dönemin büyük olayıydı. Bugün bu resim, 1 milyon frank (yaklaşık 30 milyon T. Lirası) ediyor. Sonunda her şeyini satıp savıp Güney Fransa'ya yçrleşti ve duvarlan 230 portresiyle kaplı özel bir kulüp açtı. 1967'de burayı da kapatarak dünyadan elini eteğini çekti. 1983 nisanının ikinci günü kaldınlan cenazesinde kalabalık yoktu. Ama o, 200'den fazla ressamın, Van Dongen'in Tamara de Lempicka'nın, Foujitanın Midy'nin, Maillard'ın, Bacon'ın, Eiseinschitz'in,Travers'in.Churchill'in, Marie Laurendn'in, Paui Colin'in, Kisling'in, Picabia'nın ve Felix Labisse'in fırçasıyla ölümsüzleşmişti bir kere. Önce sinema yasası... Şimdi de basın yasası... Hertıalde arkasından da TRT yasası... Ulkemizin kültür ve sanat yaşamını çok yakından ilgilendiren ve önümuzde özgürlük anlayışını simgeleyecek olan bu yasaların ilk ikisi hiç de umut vermeyen biçimleriyle geliyorlar. Sinemamızın bir hayli karışık alanının düzenlemesi gereken yasada ilk olarak göze çarpan önlemler ceza ile ilgilidir. Basın yasasının özelliklerinden biri de cezadır. Filmci ve gatezeci "memur" olmadığı için, her iki alanda "ceza"nın ön plana geçmesinin bir nedeni boylece açıklanabilir. TRT yasasında ise belki "ceza"ya bu denli önemli yer verilmeyecektir. Çünkü radyo ve televizyonda çalışanlar "memur" olduklanndan onların denetirni diğer yasalarta da sağlanabilmektedir. Ne var ki, diğer yasalar yıllardan beri filmciyi de, gazeteciyi de oldukça ağır bir denetim altında tutarlar. Bu alanlarla ilgili olarak çıkanlacak özel yasalarda ayrıca "ceza"yı önemsemeye hiç de gerek yoktur. Kaldı ki, sinema alanı ağır burokratik, ekonomik ve teknik yetersizliklerle inim inim inlerken, bu gibi olumsuz koşulları kaldırmayı amaçlamayan bir yasanın "ceza"yı öne çıkarması hiçbir yararsağlamaz. öte yanda, basının da çeşitli sorunlan vardır Bu sorunlann yarattığı kanşıklıkları görmezliye gelen bir başka yasanın, en hafif sözcükle salt "denetim" uzerinde durması da basınımıza bir rahatlık getirmeyecektir. Sinemamızın ve basınımızın yakından ilişkili olduğu radyo ve televizyona gelince, bu iki kitle iletişim aracının da büyük sorunlarla karşı karşıya olduğu biliniyor. Ne var ki, her iki aracı çatısı altında toplamış olan TRT'nin sorunlarını sinemamızdaki ve basınımızdaki sorunlardan ayırmak gerekir. TRT bir devlet kurumudur. İyi yönetildiğinde, devletten, rekJamdan ve ruhsat ücretinden sağladığı gelirle belli bir ekonomik güvenceye sahiptir. TRT'nin bugünkü sorunu, bir güvenceye ve diğer olanaklara karşın yeterii radyo ve TV yayını üretememekten kaynaklanıyor. Böyle bir sorunun çözümlenmesi de salt bir yasayla başanlamaz. TRT, 1975 yılından başlayarak "profesyonellik"ten uzaklaşmış, bir türlü kendini toplayamamış, içindeki "denetim" uygulamasını her geçen gün guçlendirmış, ama demokratik bir duzenin haberciliğini ve yayıncılığını gerçekleştirmekten de çok uzaklara düşmüştur. Her üç alan için de en önemli nokta önce "demokratikleşmek: 'ten geçer. /^n özelliklere ve birbirini oldukça andırsa bile yine de ayn sorunlara sahip sinemamızın, basınımızın ve radyotelevizyonumuzun bir yasayla düzenlenmesi. önce her üç alanın "demokratik" bir uygulamaya kavuşturulmasıyla sağlanabilir. Bu amaca ulaşmanın en gerekli yolu da her üç alan için yasa hazırlamadan önce konunun uzmanlan ve uygulayacılan ile görüşmektir. Kaldı ki, düşünce özgürlüğünü gözetmeden kaleme alınabilecek bir sinema, bir basın ya da bir radyoTV yasası, nasıl hazırlanırsa hazırlansın olumlu bir sonuca ulaşamaz. Düşunce özgürlüğü bu üç alanın önümüzdeki dönemde gereksinim duyacağı en önemli öğedir. 4. Istanbul Sanat Bayramı bu yıl gerçekleştirilecek Kültür Servisi Mimar Sinan Üniversitesi'nin 1977 yılmdaH bu yana her iki yılda bir düzenlediği Istanbul Sanat Bayramı'mn dördüncüsü içinde bulunduğumuz yılda gerçekleştirilecek. 4. Istanbul Sanat Bayramı'mn en önemli plastik sanatlar etkinliğini, "Yeni Egilimler Sergisi" oluşturacak. Plastik sanatlar alanında tüm yaratılannkatılımına açık olan sergi yanşmalı olacak. Yenilikçi çağdaş sanat etkinliklerini desteklemeyi ve yüreklendirmeyi amaçlayan uluslararası nitelikteki "Yeni Eğilimler Sergisi" 17 ekim11 kasım tarihleri arasında Mimar Sinan Üniversitesi salonlarında ve nhtımda açılacak. Sergiye son katılma tarihi 26 ağustos 1983. Yanşmalı "Yeni Eğilimler Sergisi" seçici kurul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve seramik sanatçısı Sadi Diren, tstanbul Resim ve Heykel Müzesi ve öğretim üyesi Belkıs Mutlu, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim gorevlisi ve ressam Özdemir Altan, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim görevlisi ve grafik sanatçısı Turgay Betil, Mimar Sinan Üniversitesi araştırma görevlisi ve heykeltıraş Saim Buga, sanat yazan Mehmet Ergüven, ressam ve sanat yazan Jale Erzen. Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi ve seramik sanatçısı Göngör Giiner ve sanat yazan Sezer Tansuğ'dan oluşuyor. İTÜ RADYOSU 19.00 Açılış ve program. 19.01 TARTINI: "Şeytan Trili" Sonat, Sol Minör.. H. Szeryng (Keman) ve C. Reiner (Piyano). 19.16 SCHUMANN: 3 Romans, Op. 94... J.P.Rampal. (Flüt) ve R.V. Lacvoix (Piyano). 19.30 Vladimir ORLOV (Viyolonsel) Resitali... Boccherini, Paderewski, Granados... Eşlik Eden: A.Holecek (Piyano). 19.46 OFFENBACH: "Paris Hayaü" Üvertürü. H. Otto yön. Berlin Şehir Opera Ork. 19.51 KABALEVSKİ: Keman Konçertosu, Op.48.G. Gökdoğan (Keman) ve D. Altuğ yön. Istanbul Devlet Senfonı Ork. 20.11 GLAZUNOVV: "Mevsimler" Bale Müziği, Op.67. R Khaikin yön. Radyo Senfoni Ork. 21.30 Hava raporu, ertesi gunün programı ve kapanış. TRT II 06.58 Aplış ve program. 07.00 Solistlerden seçmeler. 0750 Haberler. 07.40 Türküler ve Oyun Havaları. 08.00 Sabah içın müzik. 09.00 Şarkılar. 09.15 Bu Şehrı Stanbul. 09J0 Saba"h konseri. 10.00 Şarkılar. 10.20 Turkuler. 10.40 Meslek ve Teknik. 11.00 Iki solistten şarkılar. 11.30 Turkuler. 11.45 Hafif Müzik. 12.00 Kadınlar topluluğu. 12.30 Kuçuk koro. 13.00 Haberler. 13.15 Hafif müzik. 13.30 Türküler geçidi. 14.00 Iki solistten şarkılar. 14.30 Yabancı dil öğrenelim. 1530 Barok müzik. 16.00 Halk Müziğimizde turkuler. 16.20 Çankaya Köşkirnün Minıarı Clemens Holzmeister öldii Kültür Servisi Ankara'da da birçok resmi binanın mimarlığmı yapmış olan, dünyaca ünlü Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister, Avusturva'nın Hallein kentinde öldü. Holzmeister, doksanyedi yaşındaydı. Clemens Holzmeister, Ataturk döneminde Türkiye hükümetinin resmi çağnlısı olarak ulkemize gelmiş, Ankara'daki Çankaya Köskü. Genelkurmay Başkanlığı binası ve parlamento binasının yanı sıra başkentin birçok resmi binasının mimarhğını üstlenmişti. Holzmeister, uzun süre Avusturya'nın Salzburg kentinde de yapıtlar vermiş, bu kentte 19261937 yılları arasında eski Festival Tiyatrosu'nu, 19561960 yılları arasında da yeni Festival Tiyatrosu'nu gerçekliştirmişti. BULMACA Vedat Nedim Tör onuruna toplantı yapıldı Kültür Servisi Yapı ve Kredi Bankası'nın Istanbul Lioness Kulübü'y'e ortaklaşa düzenlediği, "Kültür ve Sanatta Unutulmayanlar" dizisinin ilki olarak, 17 haziran cuma gunü bankamn Genel Mudürlük binasında Vedat Nedim Tör onuruna bir toplantı yapıldı. Toplantıya katılan Vasfi Rıza Zobu, Bedia Muvahhit, Cemal Reşit Rey. Necdet Mahfi Ayral, Ayşcgül Sanca, Gönül Akdoğan ve Gfilal Ugurata gibi sanatçılar Vedat Nedim Tör'le ilgili anılannı anlattılar. Toplantıda bir konuşma yapan Yapı ve Kredi Bankası Genel Müdür Muavini Dr. Metin Berk, otuz beş yıla yakın bir zaman bankanın sanat danışmanlığını yapan Vedat Nedim Tör'e teşekkür ederek bir plaket verdi. Devlet Konservatuvarı Yaz Kursları düzenliyor Kültür Servisi Mimar Sinan Üniversitesi Guzel Sanatlar Fakültesi'ne bağlı İ stanbul Devlet Konservatuvan bu yıl ilk kez Yaz Kurslan düzenledi. Istanbul Devlet Konservatuvarı I. Yaz Kurslan 29 temmuz tarihleri arasında piyano, keman, şan, tiyatro ve bale dallannda verilecek. 49 temmuz tarihleri arasmdaki piyano kursunu Devlet sanatçısı Ayşegül Sanca, 26 temmuz tarihleri arasındaki keman kursunu Polonyalı kemancı Konstanty A. Kulka, 49 temmuz tarihleri arasındaki şan kursunu Avusturyalı Prof. Margareta Sparber, 49 temmuz tarihleri arasındaki tiyatro kursunu Devlet Sanatçısı Cüneyt Gökçer ve yine 49 temmuz tarihleri arasındaki bale kursunu da Sovyet Revaz Culukidze yönetecek. GÖZDE OLDUĞU YILLARDA Suzy Solidor 27 yaşındayken Fransa'nın en unKi kadınlanndandı. Çagının aşağı yukan bütün ünlülerine poz verdi. Işte ressam Tamara de Lempicka'nın yaptıgı kübist tablosu. V f SOLDAN SAĞA 1/ Geminın saatte kaç mil gittiğini anlamak için bir ucu denize atılan aygıt. 2/ Çanakkale'nin bir ilçesı... At. 3/ Satyacit önadlı unlu Hintli sinema yonetmenı... Muftu tarafından verilen dinî hukum. 4/ Belirti... James Bond tipını yaratan Ingiliz romancısının küçuk adı. 5/ Bir zamir... Nikelin simgesi... Paladyumun simgesi. 6/ Hane... Bir cetvel adı. 7/ Kaçınma, çekinme... Ülkemizın devlet işareti. 8/ Bir ışaret sıfatı... Mainin ortası... Sıcak bir ruzgâr. 9/ Yağmur ya da güneşten korunmak için yapıİan ve arkası bir duvara verilen çatı. YL'KARIDA.N AŞAĞIYA 1/ Tapınma, tapma. 2/ En çok, en buyuk... Yelkenli küçük yarış teknesi. 3/ Nefsin isteklerini kırma. 4/ Insanda bilinçli durumun topu... Boris önadlı çağdaş Fransız şaır ve ya zan. 5/ "Al bayrağınla çık yurü, sağken zafernüma.../ Bir gün şehîd olunca da olsun.... sana"... Eş, benzer. 6/ Verme. 7/ Mısır'da VI. sulâlenin ilk firavunu... Stronsiyumun simgesi. 8/ Giysi... Eksiksız. 9/ BaIıkesir'in bir ilçesı. , Mitterrand'm elinden I^ejyon Donör alan Jorge Luis Borges: Önce dehaydım, sonra Borges olmakla yetindim ÜMtT ALTAN Ünlü Arjantinli yazar Jorge Luis Borges'e, geçtiğimiz ocak ayı içinde Fransa Devlet Başkanı Mitterrand tarafından Lejyon Donör nişanı verildi. Kendisi için düzenlenen törene katılmak üzere resmi çağnlı olarak Fransa'ya gelen Borges, ayrıca College de France'da kalabalık bir dinleyici topluluğu önünde uzun ve ilginç bir konuşma yaptı. Uzun yıllar Buenos Aires Ulusal Kütüphanesi'nin müdurlüğü görevini sürdüren, şimdiyse görme duyusunu büyük ölçüde yitirmiş bulunan 84 yaşındaki Borges'le, Paris'de "Tel" dergisince yapılan bir söyleşiyi aşağıda sunuyoruz: Sizinle ilgili bazı etestirilcrde, tiim edebi yapıtlan özümlediginiz yazılıyor, ne dersiniz? Yayınlanmış yapıtlann tümünü ele alırsak, bir yazarın ömrü boyunca bu bütünün çok küçük bir böiümünü okuyabileceğini görürüz. Bana gelince, gerçi ömrümu edebiyata adadım ama, yazdıklanm okuduğum yapıtların yanında küçük bir yer tutar. Yazmayı seviyor musunuz? Yazmak, gerçek bir mutluluktur. Estetikle ilgili düşünceniz nedir? Estetiğe inanmıyorum, çünku değişmez bir estetik yoktur. İşin başlaıîndayken estetiğe Yazının büyüsü ve sözcüklerin müziği. Edebiyatta gerçekçilik nedir? Edebiyat gerçekçiliğe değil, lirizme, ruhtaki coşkunluğa ve düşselliğe bağlıdır. Dehaya inanır mısınız? Önceleri dehaydım, sonra Borges olmakla yetindim. Cesaretten kaynaklanan kahramanlıklan yüceltiyorsu tnsanlar nedir? Belki de biz, bilinç halleriyiz. Ya hiçlik? Gerçek bir umut. Umut? ölüm, ama tümden yok olarak. Yaşamın bir anlamı var mı? Anlamı olmasa yaşanamaz. Yapıtlannızda yazgıya yer veriyor mnsunuz? Yazgının her şeyi çekip çevirdiğine inanmıyorum. Arjantin için ne düşünüyorsunuz? Bütün umutları yitmiş bir ülke! Gelecek için neler diyorsunuz? Seksen üç yaşındayım, hâlâ çok okuyorum (beni de okuyorlar). Yazıyorum ve daha da yazacağım. Yazmaktan başka yapacak bir işim yok. Anlayacağınız, başka kitaplarımı da okuma tehlikesiyle karşı karşıyasınız. Genç piyanist Bahar Dördüncü Cenevre'de başarı kazandı Kültür Servisi Genç Türk piyanisti Bahar Dördüncü, geçtiğimiz günlerde lsviçre'deki Cenevre Konservatuvan Yüksek Piyano Bölümü'nü birincilikle bitirdi. Değişik uluslardan öğrencilerin öğrenim gördüğü Cenevre Konservatuvan'nın bitirme sınavı dolayısıyla verdiği konserle Bahar Dördüncü aynı zamanda Jüri Bü>uk Ödülü'nü aldı ve En İyi Beethoven Yorumcusu seçildi. Genç piyanist önümüzdeki yıl aynı okulda master yapacak. Ankara Devlet Konservatuvan Piyano Bölümü'nde okurken Cenevre Konservatuvarı'nm giriş sınavını kazanarak Isviçre'ye giden ve bu okulu başarıyla bitiren Dördüncü, Isviçre'de çeşitli konser ve resitaller de verdi. Estetiğe inanmıyorum, çünkü değişmez bir estetik yoktur. İşin baslanndayken estetiğe inanıyordum,ama şimdi biliyorum ki her konunun kendine özgü bir estetiği vardır. inanıyordum, ama şimdi biliyorum ki her konunun kendine özgü bir estetiği vardır. En çok işlediğiniz konular? Yeryuzünde olup biten her şey sanata hizmet eder. Mutsuzluk mutluluktan, yenilgi zaferden baskın çıkar. Mutluluk, yeni mutluluklar doğurur. Ama mutsuzluk başka bir şeylere dönüştürülmelidir. Edebiyatta esas olan nedir? nuz. Sizin bn tür bir kabramanlığınız oldu mu? Anlaşılan siz benim dişçimi tanımıyorsunuz! Peki, ya o kadar guzel betimiediginiz bıçak kavgalan? Eskrim de retoriğin bir çeşididir. Teke tek kavgada önemli olan, eller değil, bakışlardır. Çünkü karşındakinin niyetinin ne olduğu bakışlarından anlaşılır. TOıtdye Çoak tfjji HER ŞEY ÇOCLKLAR İÇİN ÇOCUK KOVLERİNİ DESTEKLEYİN BAĞISLARIN1ZI YAPI ve KREDİ BANKAS1 NİŞANTAŞI ŞUBESİNDEKl TURKİYE ÇOCUK KÖYLERİ VAKFI 920052/8 NO.'LU HESABINA YVriR<\BlLtRSİNlZ. Arjantinli romancı Borges
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle