Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 annma lsteminln lnsanoğlunun yaşamı ile yaşdaş olduğu kuşkusuzdur. Tarihin her dönemi. toplumlarm yer leşik olmak için verdikleri kavgalarla doludur. Bu kavgalar bugün de biçim ve içerik değiştirerek sürmektedir. Günümüz insanı hem kentte, henı de kırsal alanda emeğinin çoğunu konut edinmeye harcamaktadır. öyle ki, ülkemizde, köyde kerpiç ev, kentte gecekondu yaşam la özdeleşerek Türk insanının doğası haline dönüşmüştür. Sanayileşme süreci ve hızlı çoğalma köyden kente göçü artırrmş olup, kentlerde nüfus yoğunlaşmasına neden olmuştur. Bu bakımdan son çıkart tüze, tüzük ve buyruklarla konut edinme yazgısının nasıl bir yön kazanacağını hep beraber gormeye çalışalım. Geçmişte siyasal odünlerle yozlaştınlan konut sorunu, gelecekte de iyi niyetin sömürü kaynağı olmasm. *•* Bize göre son çıkan yasalarla güncelliğini koruyan konut sorunu, köktenci çözümsel içerikten yoksun biçimsel önlemlerle Özden uzaklaştırılmaktadır. Tüm dünyada teknolojinın en yaygın kullanma alanı bulduğu konut yapımı, ülkemizde her nedense çarpîtılarak, savsaklatılarak sürekli ertelenmektedir. örneğin konut yapımı ile ilgill bugüne değin 500 adet tüze .tüzük, buyruk, şartname ve standart yürürlüğe konmuştur. Sayısı çok ve çelişkili tanımlamalar nedeniyle hem vatandaş için, hem de yöneticı için, uygujamada sağlıklı yolu bulmak çoğu kez güç olmaktadır. Yakınmalardan anladığımız kadarıyla yoğun ayrmtılar arasından düzlüğe çıkamamak, bürokratm sürüp giden anlamsız çilesidir. Tüm iyimser açıklamalara karşın. yeni tüze, tüzük ve buyruklann sorunu katlayarak yoğunlaştıracağı kuşkusuzdur. Ülkemizde il, ilçe, bucak ve köy olmak üzere toplam 36.636 yerleşim biritnl bulunmaktadır. Edındiğimiz en son bilgilere göre 45 mılyona ulaşan nüfusumuz, yaklaşık 9 milyon aileden (hane halkından Joluşmaktadır. 9 milyon hane halkından 100 bini magara, çadır ve kovuklarda, 5 milyonu kırsal alanda, geri kalan yaklaşık 4 milyonu ise kentsel a OLAYLAR VE GÖRÜSLER 25 MAYIS 1983 B Sayısal Gerceklerle Konut Sorunu Yılda 389 bin birim konut yerine 50 bin birim konut yapmakla so. runun çözümü olanaksızdır. Halkı mızırı gecekondu yapmadaki ula. şılmaz gücünden yararlanmak, sorunu çözmede gerçekçi tutumdur. Şerafettin UZUNER Karayollan Eski Genel Müdüru lanlarda yaşamaktadır. Doğası dağlık ve engebeli olan ülkemizde ortalama yükseklik 1200 metre olup, % 80'inin kış ortalama sıcaklığı 3 derecenin altında geçmektedir. Doğası bu denli zor olan ülkemizde, konut sorunu deşilmeye değer bulunmaktadır. ••• 1980 yılı sayımına göre nüfusumuzun % 45M kentlerde % 55'i ise kırsal alanda barınmaktadır. Genel nüfus artışı % 2,2 olmasına karşın, kentlerimizde nüfus artış oranı % 5.2 gibi yüksek bir seyir izlemektedir. Hem kentsel alanda ve hem de kırsal alanda ailelerin yaklaşık Te 56'sı bir ve iki odalı konutlarda oturmakta olup, kentsel alanda oturmakta olan ailelerin % 46'sı kiracı durumundadır. Nüfusu yoğun kentlerimlzln çoğunda, halkm yarısı, her türlü yeterlikten yoksun gecekondularda yaşamlannı stirdürmektedirler. Örneğin, üç büyük kentimlzden Ankara'da halkm % 62'si. Istanbul'da % 42'si, İzmirde % 37'si gecekondularda oturmaktadırlar. Kentsel alanda yaşamakta olan 4 milyon atlenln 1,5 milyonunun gecekondularda barmdığmı bılmiyenimiz kalmamıştır. 1,5 milyon gecekondunun 350 bini Ankara'da, 250 bınl İstanbul'da, 200 bini İzmir'de, 100 bini de tzmifte inşa edilmlştir. Kesin olmamakla birlikte ülkemizde yaklaşık 3 rollyon adet bina konut amacıyla kullanılmaktadır. Buna göre her bina ortalama üç adet birim konuttan meydana gelmektedir. Oldukça düşük mekansal bir yerleşim ülkemizde bulunmaktadır. 1975 sayımına göre, bannma amacıyla kullamlan konutlann % 39 mutfaktan, % 44 banyodan, % 53 akarsudan, % 43 elektrikten yoksunluğu saptanmış olup sadece konutların % 37'sinin yaşam koşullarına uyduğu anlasılrnıştır. En yetkili kişilerln en iyimser tahmlnlerine göre birikmlş olan birim konut açığı 1.5 milyon dolaylarında bulunmaktadır. Bu açık giderek büyüyeceğe benzemektedir. ••• Gelecekte konut açığının hangi boyutlara ulaşacağmı basit bir matematiksel lşlemle bulmak olasıdır. Doğum kontrol anlayışının giderek yaygmlaşmasıyla nüfusumuzdaki artış yavaşlama eğlliml gösterece§inden, iki bin yılında nüfusumuzun 65 milyon dolaylarında olabileceği sanılmaktadır. BugUnkü nüfusumuza göre oluşacak 20 milyonluk artışm tamamı hızlı kentleşme nedeniyle kentsel nüfusa yansıyacaktır. Giderek yaşam düzeyinin lyüeşmesi ailelerin birey sayısım azaltacak ve bugün ortalama 5 kişiden olu§an aile (hane halkı) iki bin yılında en çok 4 kişiden oluşması büyük bir olasılıktır. Bu varsayımlardan yararlanarak lkl bin yılma değin en az 5 milyon yeni aile blriminin oluşacağım söylemek yanıltıcı olmaz. Yine iki bin yılma değin eskime nedeniyle de en az 500 bin konutun yeni lenmesl gerektiğlni sanmak abartma sayılamaz. Böylece sade bir hesaplama ile Ülkemizde iki bin yılına değin en az 7 milyon yeni birim konuta gerekslnme olduğu açık ve seçik bir blçimde ortaya çık maktadır. Insanca yaşamanın zorunlu bir gereği olarak, içinde buhınduğumuz yıl ile birlikte 18 yıl içinde en az 7 milyon birim konutun yapımı kaçmılmaz gözükmektedir. Bu hesaplamaya göre iki bin yılına değin yılda ortalama 389 bin yeni birim konutun yapılması gerekmektedır. Her birim konutun ortalama 80 metrekare olacağı düşünülürse, yılda 30 milyon metrekareden iki bin yılına değin 560 milyon metrekare konut yapımı zorun lu olarak karsımıza çıkmaktadır. 1983 yılı inşaat bırlm fiyatlarıyla, alt yapı glderleri de hesaba katıldığında bir metrekare konutun maliyetı en az 25 bin TL. olabileceğlnl kabul edersek. yılda 775 milyardan iki bin yılma değin 14 trllyon TL. harcanması gerekmektedir. Hesaplamada arsa payı gözonünde tutulmarmştır. 19631978 yıUarım kapsayan beşer yıllık tiç planlı dönemde yılda cn çok 150 bin dolaylarında birim konut inşa edilirken 4. planlı dönemin geçtiğimiz 4 yılında en çok 200 bin birim konut üretilebilmiştir. Yılda 389 bin birim konut yerine 50 bin birim konut yapmakla sorunun çözümü olanaksızdır. Durmadan tüze, tüzük ve buyruk değiştirerek soruna yaklaşım bile yapılamaz. Unutjnamalıdır ki her yıl kentlerde 400 bine yakm yeni aile blriml oluşmakta ve aynı miktarda yeni birim konuta gereksinme bulunmaktadır. Gelecekte insanlanmızın açıkta, sokakta barınamayacaklarına göre, başlarını sokacak bir barınak edinmeleri kaçınılmaz olmak tadır. Hiç kuşku duyulmasın ki, tüm İyi niyetli önlemlere karşın, özde gerekli çözümler ortaya konmadıkça yıkılan bir gecekondunun yerine iki adedi yapılacaktır. Önemll olan Türk insanının gecekon du yapmadaki ulaşümaz dinamik gücünden yararlanmaktır. Sorunun çözümü bu anlayışm kazanılmasma bağhdır. Gelecek yaztmızda sorunun bir başka boyutu dile getirilecektir. Akıl Hocaları? Açık mavi gözlü kıranta bir adam; bir elinde puro; oteki elinde vıski kadehi: En iyi sistem «biirokrasi + devlet partisi + yarım muhalefet partisi»dir. Buna, «devlete bağlı bir bnçuk parti rejimi» denır. Güdürnlü bir parlamentoyla on yıl ülkeyl ybnetır; işçiyi de bastırdın mı; dar boğazı geçersın. Karşısındaki işadamı: Çok iyi, dedi. Konuşma altı ay önce bir yalıda yapıldı. Adamın nenln nesi, kimln fesi olduğu btıınmiyor; ama, her dönemde boylelcri ortaya çıkar; «güçlit dış çevreler»in sözcüsü olduğu sanısını yaratır; kımi çarpıcı formülleri nabız yoklamak için ortaya atar; kîmi zaman karşısındakini tongaya bastırıp açılıp saçümasını, dokülüp konuşmasını bekler. Ülke sorunlarma uzaktan, yakından bulaştın mı, böyle adamlara karşı özenll aavranacaksın. Sen onun gerçek kimlığini yakalayamazsın, o seni yakalav, çünkü sen açıksm, o Uapalıdır. İçkisini hesapla yudumlar: lâfını hesapla soyler; sonra da konuşmayı bağlı bulunduğu yere rapor eder. • öyle sanıyorum kl, şu sırada Türklye'de yer11 ve yabancı akıl hocası bolluğundan geçilmlyor. Parlamenter rejime geçiş sancılı bir dönemdir. Her akıl hocasınm ceblnde çeşitll reçete bulunmaktadır. Siyasada olduğu gibi ekonomlde bize neler söylemiyorlar: TUrkiye sanaylleşmeyi bir yana koymalı; bakkal, kasap, manav, zerzevatçı, çoban olmalı. Peki, sanayi alt yapısmı kuramıyan bir ülke özgürlükçü parlamenter düzene nasıl geçer? Ekonomide kalkınnıa gerçekleşmeden demokrası nasıl yürür? Kolay canım... «GüdümlU bir buçuk partl rejimi» sizi on yıl götürür. Devlet partisl bir, güdümlü muhalefet partisl buçuk; ettl mi bir buçuk... Ekonomide çobanlık kuramı ve siyasada ftlr buçuk partili rejim tasanmıyla Türkiye 20'ncl yüzyılm sonunu bulacak; yabancı dostlarımızıa iş çevrelerimiz de göbek atacak. Olur mu canım? • Günlük gazeteleri az çok lzleyen her yurtsever dış gelişmeleri ilgiyle değerlendiriyor. Son aylarda neler oluyor? Bağlantısızlar Konferansı'nda, Amerikan Kongresi'nde, AET'de, Avrupa Konseyi'nde, İskandinav ülkelerinde, Fransa'» da, Yunanistan'da,, Batı Avrupa'nın büyüklü. küçüklü devletlerinde olan bitenleri bir araya getirip değerlendirdiğimizde lstersenlz boyalı basındaki gibi koca puntolu başlıklar atarız. Ah kahpe dünya!.. Dost bildikleıimiz bizi arkanmdan hançerliyorlar!.. Sen de mi Brütiis!.. Mahalle kahveslnde politika yapar gibi dünyanm gidişatına damga vurulur mu? Her bir olayın nedenlerini kökenlerini inceden inceye irdeleyip önlemleri almak gerekmez ml? Dış politika ya böyle yapılır, ya da Cahit Sıtkı Tarancı'nın ünlü şıirinden iki dize okunur: «Neden bana düşman görünürsünüz, . ' Yıllar yılı dost bildi&im aynalar.» yabancı akıTnocalarının ve dışa bağimlılç çevrelerinin formüllerini Türkiye'nin gerçeklerine taban tabana zıt buluyorum. Eğer parıamento kurulacaksa toplumsal muhalefeti çatısı altına toplamalı; çünkü parlamento dıgındaki muhalefeti, parlamento Içlndeki muhalefetinaen ağır basan Ulkede çok partili rejlm yaşamaz. Eğer ekonomide kalkınma isteniyorsa, «çobanlık kuramı»na gülüp geçmeli: çünkü endüstrisini kuramıyan ülkede tarını da gelişemez; demokrasi de boy atamaz. Bu söylediklerim, şu veya bu partinin, §u veya bu yöntemin değil gerçeklerin dilidir. OKTAY AKBAL Gençler Nerede? ^ögretmenin, ögrencinin y sorulansorunları • Bilecik Meslek Yüksek Okulunda olup bitenlerle Anadolu Üniversitesi Rektörlügü'nün yakından ilgileneceğini umahm, * Eskişehir Anadolu Üniversıtesi'ne bağl), Bilecik Meslek Yüksek Okulu oğren cileriyiz. Okulumuz ders geçme yönetmeliğinde, yıl içi vize sınavlarında %4O'hk barajı aşan öğrencilerin bütünleme smavma girebilttcekleri belirtilmektedirOkulumuz Maden 1. sınıf öğrencilerinden S.B. isimli arkadaşımız 18811982 oğretim yılında kaydını yaptırıp iki ay okula devam etti. Sonra hiç smava girmeden öğremıne ara verdi. 19821983 oğretim yılında 1, sınıftan yeniden oğrenimi ne başladı. Bi r dersten yıl içinde vize alamadığı için fınal v» bütünleme smavlarına girme hakkını elde ede medi. Diğer derslerden final lere girdi, ancak iki dersten %30'dan düşük not aldığı için başka smav hakkı olmadığı belirtildi. Daha sonra. ne olduysa oldu, okul idaresi tarafmdan kendisine başansız olduğu tüm derslerden bütünleme sınavlanna girme hakkı verildi. Bu hakkm neye dayanılarak ve rüdigini açıklayabilir misıniz? Yine okulumuz elektronik final sınavında 8 şnln başansız olduklan, bütünlesınavına girebilecekleri MuammerTUNCER Bilecik Meslek Yüksek Okulunda neler oluyor ? ders öğretmeni tarafmdan okul idaresine bildirildiği halde, bütünleme sınavına iki kişi girdi. Diğer 4 kişi ise «geçtl» görunuyor. Bu durum hem ders öğretmeni. hem bizleri alabildiğine şaşırttı. Bu ışlemleri üniversitemiz rektorlüğüne duyurduk, ama henuz bir cevap alamadık. Bu tür işlemlerin dayanağı vşj mıd^rj?.,,.. Bilecik Meslek Yüksek Okulu Öğrencileri «Eskiye rağbet olsa Bitpazarma nur yagardı» derler, ama son günlerde ortaya çıkan partl kuruculanna bakılırsa, 'eskiler' yine önde, ylne gözde, ylne 'rağbet'te!.. 'Emekli'ler, 'eski'ler, genellikle yaşları ellinin, altmışın üstündekiler... Kapatılrmş partilerin 1977'de seçîmlefi yitiren eski parlam'enterleri; emekli valller; generaller, albaylaç, genel müdürler... Nerde 'yeni'ler, nerde 'genç adam'lar, nerde çağdaş demokrasiyi kuracak, ulusumuzu yeni ilerl aşamalara götürecek genç kadrolar? Politika alanında bir kısırlık mı var? 'Adam' raı yetiştiremiyoruz? Yoksa, 'politika yolculuğu'na çıkmak iglerine mi gelmiyor gerçek değerlerimizin? Bir güvensizlik. bir kuşku, bir çeklnme duygusu mu egemen oluyor? Yarın neler getirlr, ortaya çıkarsak başımız bir gün dertlere mi girer? diye düşünmek... Bütün bu 'esUi* ve 'emekli' ünlülerin yanında sesımizi duyuramayız, etkimlz olmaz, diye önyargılara kapümak... Bunlar mı gerçek neden? Bir insan neden 'emekli' olur? 'Emekli olmak ister? Yorulduğundan, çalışmaktan bezdiğinden, topluma yararlı olmaktan umudunu kestiğlnden... Gencecik yaşta emekli edilenlere değil sözüm, ama yaş sımnnın son noktasma kadar varmış birinden, gerçek anlamı ile 'emekli'liğe hak kazanmıg bir kişiden yurda gereken yarar sağlanabilır mi? İnsan vardır seksenlnde bile yapıcı, yaratıcı olabilir? Öylelerinin 'euıekliligi' yoktur zaten!.. Ama kaç kişidir bunlar, bir avuç!.. Ama pek çoğu emekli oldukları gün, bu dünyadaki *işlerini bıtirmişlerdir; kendileri de bu kanıdadırlar; ama bir de bakarsınız 'politika' dünyasma 'yeni' bir kişlymiş gibi giriverirler. Partiler kurar, seçimlere katılır, yurt görevlerinde etkinlik kazanırlar. Ama bu 'yeni' gorevde başarılı olurlar mı? Kuşkulu yan burda... Olamazlar, bir İki 'istisna' dışında yaşı altmışı yetmlşl geçmlş emeklilerin siyâsal görevlerde gerçekten başarılı oldukları görülmüş şeylerden değildir... Yeni partılerden birinin kırktan çok kurucusu var. îçlerinden otuz ikisl 'etnekli'l.. însan en azmdan elli beşinde emekliliğe aynlır. Demek ki, bu yeni partide önemli görev alanlar hep 'yaşlı' insanlar!.. Deneyımli kişilerdir yaşlılar. Genellikle böyledir, ama 'deneyim' yetmez. Güçlü olmak. atılımcj olmak, yeni bilgilerle, çağdaş düşüncelerle donatılmış olmak da gereklidir. En iylsl, bir denge kurmaktır yaşlılarla gençler arasmda... Ama yent partilerde bunu göremlyoruz; denge yaşlılardan yana; emekliler, eskiler kefede iyice ağır basıyor... Francis Bacon 'Gençlik Yaşhlık Üstüne' adlı denemesinde der ki: «Genç insanlar yargı yürütraekten çok njrgulamaya, kalıplaşmış işlerden çok yeniliklere yatkındırlar. Yaşlılığın verdiğl olgunluk, geçmiş deneylerinin alanına giren işlerde insana yol gftsterebilir, ama yeni durumlar kargısında şaşırır.» Bacon'a göre, «Yaşhlarla, gençlerden bir arada yararlanmak en yerinde iş olur, böylece bu iki çağın da karşıhklı iyi yönlerJ, eksik yönleri gidfcrillr; gelecek İçin daha iyi olur bu.» tsterdim kl, genç insanlar kendi başlarına siyasal bir oluşumu başarabllslnler, kamuoyu karşısma gerçekten genç ve yeni bir partiyle çıksınlar. Eskilerden, emeklilerden, yaşhlardan kataca yaşlılardan, yaşça değll' ayrı bir styasal güç, güvenilir, çağdaş, atılımcı bir gençlik parttsl yaratabilsinler! Bir toplunıu yaşı altmışın, yetmlşin tistündekilerden çok genç kadroların yönetmesl ulus için daha yararlı olacaktır. Hep yaşhlan deniyoruz, sonuç ne? Hava!.. Bir de gerçekten 'genç' olanları denesek ya!.. Hem Atatürk Cumhuriyeti 'gençlere' bırakmadı mı? öyleyse, gençlere güvenmemek niye? Gençlerin kendilerine guvenmemesi nlye? OkulAîle Bîrliği Gereksînmedir k Biz Kutlubey kasabası ortaokulunun oğrencj velileriyiz. Kutlubey Ortaokulu'nda bugüne kadar okul aile birliği kurulmaırnştır. Nederüni bilmiyoruz. Ancak 18 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı yaklaşırken okul idaresi bizi toplantıya çagırdı. Toplantıda okula bayram için Turizm vo Tanıtma Bakanlığı Folklor Ekibi'nin ge tirtileceği, bu nedenle paraya gereksinme duyulduğu belirtildi. Bizim öğrenmek istediğimiz su: Okulumuzda okul aile birliği kurulması gerekmez mı? Okul idaresi makbuz karşıhğı da olsa para toplamaya yetkili midir? tün okullarda birer okul aile birliği kurulur». Ancak yine aynı yönetmeliğin 3. maddesi gereği •okul v e öğrencilerin maddi ihtiyaçları birlnci derecede okul koruKutlubey kasabasından ma ve yardımlaşma dernekbir grup veli lerince karşılanır. Bu ihtlÇal DENİZLİ yaçların saptanması için o* kul aile birliği okul ve öğ•k 1519 sayıh Tebliğler Der rencileri koruma derneği gisi'nde yayınlanan «Okul • ile işbirliği yapabilir.» Okul Aüe Birliği YönetmeUği.nin idaresi makbuz karşıhğı da 1 maddesi uyannca «İlk ve olsa para toplayamayacağı ortaokullarla, liselerde ve gibi, okul aile birliği de top bu derecelerde bulunaa bü layamaz, Beraat ettim, ne yapmalıyım? • 12 yıllık sosyal bil giler öğretmeniyim. 30 mayıs I98l'de bir ihbar üzerine sıkıyönetimce gözaltına almdım. 2S kasım 1981'de ikinci mahkemede tahliya edildim. Açıktan üçte iki maaş alıyordum. Göreva başlama isteğime hiçbir yamt veriutıedi Sonra ftçıktan maaş alırken 1982 temmuz aymda 1402 sa yılı yasanm 2301 sayılı yasayla değişik 2. maddesi gereğince görevime son verildiği bildirildi. Şu anda mahkemem beraatle sonuçlandı. Bu du rumda: 1) Görevime dönebilir miyim? Nereye başvurmalıyım? (Bakanhğa mı? Sıkıyonetim Ko mutanhğına mı?). 2) Gftreve dönemezsem; Emekli Sandığı hizmet süremi sıgortalı bir işe girerek hizmetten saydırabilir miyım? Saydıramazsam birikmiş kesintilerimi alabilir miyim? 3) Mahkemede beraat etmiş ve aynca hiç bir disiplin cezası almamış bizim gibi öğretmenleri ilgilendiren herhangi bir yeni yasa çıktı mı? Hüseyin Demirsoy Kilimli ZONGULDAK • l) Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurmamz gerekir. Başvuru dilekçenize mahkemede beraat ettiğinizj belgeleyen kararı ekleyiniz. An cak buna karşm atanabilmeniz için Büvenlik soruşturmasının gerektirdiği özel koşullar»ı taşımanız gerekiyor. 2) Göreve dönemezseniz, Emekli Sandığı'nda kayıtlı hizmet sürenizi sigortalı bir işte saydırma olanağınız var, 3) Sizin durumunuzdaki öğretmonleri ilgilendiren herhangi bi r yasa çıkmadı. Henüz böyle bir öneri bulunduğunu da sanmıyoruz. TÜRKYTONG SANM A.Ş. VDNETIM KURULU BASKANLGINDAN 12439 SAYILIKANUN HUKUWl£fÜNC£ YAPILAN DUYUHOI Ilköğretimde teftiş olayı tlköğretimde teftiş •ırasın tişe gelen müfettiş, çok kera daki tedirginlik genellikle tüm yıl boyunca öğretmemüfettişin tavnndan kaynak nin moral çöküntüsü içinde lanıyor. Ne yazık ki, dene görev yapmasına neden olu. time ve araştırmaya ağırlık yor. Kuşkusus tümüyle müveren bir teftiş sistemi için fettişi suçlamaya hakkımız de en donatımlı müfettişier yok. Müfettİşl Öğretmene blle çoğu zaman katı davra «zayıf», «orta», «iyi» ve nıyorlar Asık yüzle sımfa •pekiyi» venne mekanizm» giren müfettişin karşısında sı olmaktan kurtarmak geçocuklar şaşırıyor, öğret rekir. Müfettişi kılavuzluk, men yapay bi r tutumla ders yol göstericilik işleyişini yeyapmak zorunda kalıyor. Çe rine getirecek yasal ve eğitşitli sıkmtılar ve olanaksız sel bir donatıma kavuşturlıklar içinde görev yapan madıkça, ilköğretimde tef«Teftiş» deyince tüm ku oğretmen, özellikle köy öğ tiş sisteminden beklenen yarumlarda olduğu gibi. ilköğ retmeni bugünkü teftiş sis rar sağlanamayacaKtır. retimde de bir heyecan, te temi içinde mesleğinden soM. Özdemir dirglnlik, hatta korku dal ğutuluyor. Yılda bir kez tef ODEMIŞ gası kaplar içimizi. Çünkü bizde teftiş, yalmzca «eleş tirmek» ya da «açık aramak> anlamına gelmektedir. Oysa teftiş yönetmeliğin de bu sözcükler geçmiyor. Öğretmeni teftişe gelen mü* T. Türközer, Görele. Giresun: Müdür yetkili öğretfettiş her şeyden önce reh menler de, okul müdürlüğünü yurüttühleri sürece bu maberlik etmekle yükümlüdür. kamının tüm kaklarından yararlanırlar. Gereh temmuz, ağustos aylarındakt yıllık izinlerde, gerekse ailevi durum, »ağlıh vb. özürler dolayısiyle alınan izinlerde ders ücreti 41 İlköğretimde gerçekleştirilemez. İlkoğretim Teftiş Kurumu'nun iyi işlemediği ötedenberi yakmma konusudur. Temeleğıtime geçiş doneminde bu kurumun da ele alınacağı ve yeni duzenleme. lere gidileceği kuşkusuzdur. Biz bu konuda M.E.B.'na yarduncı olmak amacıyla, oğretmen ve müfettiş okurlarımızın görüşlerini sergılemeyi yararlı bulduk. Bugün bir oğretmen okurumuzun mektubunu sunuyoruzı BILANÇO AKTlr r 11000T! I DOS A H.ru 1>^ı.kr 11 5 a 730.;^ ' 1 KI^VAOMİYABASfl MTSAM *P 596.804 J l ' 558 ' "RîK.'ıîK'^ff. |1»IIW.VA|IUKI.A* 1 »«•!»?» US.U1... AUH*V*4rbAI*HW*# j j tHOWAYVAHLA* A Çı»»i m.) vtyl Od>Md( (l nmlnut AmırUımHlJ' Idîü'zjııJ |V»|C»KA>.AKU« rA8lrTOTIAt.tr «.7J7 HMIHHKIAPUl «T.fCtKKLTnr,AM i HAIIHHHAPUR .««!.»« *U\T G k K f İ TT»L* U1 . GtLİRTABIDSÜ özetle; (1 A» •ATOAF>MALVWA K BHITSATISKAH' "150 96Z [ 1.267 . V.iii |. 2 * 1 . QQS teftişin bugünkü durumu nedir? nasıl olmalıdır? 4 | İlköğretimde teftiş Bu honudaki anılannızı, deneyimlerinizl, gdrüşlerinizi behliyoruz. Yazışma. Adresimiz: * A. Yıldmm, Etlik, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı'nca açık kadrolara atamalar yapılacağı duyurulunca, belgelerinızi (Sağlık Kurulu raporu, 2 adet nüfus cüzdanı örneği, 6 adet vesikalık fotoğraf, C. Savcılığı'ndan sabıka kaydı, okulu bitirme belgesi, askerlik durumu belgesi, evli olanlar için eş durumu belgesi, tamamlayıp başvuruda bulunun * D. F.'ye, îstanbul: Hangi hoşullar içinde olursa olsun öğretmenlerin herhangi bir şirhete orlofe olmosıno yasal olanak yoktur. * U. Şanver'e, Fatih, Îstanbul: Okul Aile Birliği Yönetmeliği'nin 30. maddesinin A/d fıkrası uyannca düzenlenecek «Eğitim Günlerl ya da Haftalan»nda okul müdürünün izni ile ana babalann derslere girmeleri sağlanabîlir. * Serdar Pişkin'e, Aydın: Anne ya da babamzm sizin bağh bulunduğunuz kurüluşun tedavi giderlerinden yararlanabilmesi için, başka herhangi bir güvenlih kuruluşuyla ilişkiH bulunmadıklarıru belgelerle kanıtlamanız gerekir. IM.ZÎ4 DR ERDAL ATABEK Bahariye Caddesi Bahariye Ap. No: 96/3 KADIKÖY TEL: 38 54 83 58 23 22 Öğretim Sorunları Cumhuriyet Gazetesi Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu. İSTANBUL ACELE Makineci aranıyor. Kâtip Çelebi Cad. Darülbadis Sok. Özlem Han. No: 7 Kat: 2. VEFA Ortaköy'de 120 mi, her işe elveriş1' Vaktf yerj devredilecek. UM2S