Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ver sınırlılığının neden olduğu olumsuzluklar en az asgarı du zeve ındırılmış sergılenecek nes neler. ozgunluklerınden bır şey Yukanda verdığımız bu or yıtırmeden butunleyıcı yardımcı nekte, sergılenmek ıstenen subek ogelemle bırlıkte, kullanıldığı (araç), ışlevı gozardı edılmeden donemın >aşam bıçımını vurguvaşam bıçımının butunluğu ıçın larcasına verılmeye çalışılmış, de verılebılındığı durumda, onu yapma bivimlerden alabıldığıne yaratan, kullanan insan etkenı kaçınılmış, ışlevlerı gozardı edılnever verılmış olunacaktır Eğer memıştır Nıtekım, "Anadolu bu ve benzerı araçları salt halk Medenıyetlerı Sergısı' donemın bıtımsel (folklonk) uründur dı de Ibrahım paşa Konağı'nda, verek etnografya muzelerıne çıp yer darlığının neden olduğu kılak durumuvla (ınsan etkensız) mı olumsuzluklar dışında bu guklasık yaklaşımda olduğu gıbı zelı gorduk Ozellıkle çavevı "ılkovacak olursak, geleneksel ure gınç" değıl ışlevsel, doğru ve tım tarzı ıçındekı bebek bakımı gerçektı Bu guzelde, eşyaları bır na ılışkın anneçocuk ılışkılerını vere toplayıp sergılemeyle sanatgozardı etmış olmaz mıvız 7 Da sal ıletışım duşuncesı çelışmemış kızılcahamam'ın dağ koyle hası, o vaşam bıçımı ıçerısınde tı rınde hâlâ kullanılan, bırer halk bovlesı bır çozumun, gereksınbılımsel (folklonk ) verı nıtelı Amacımız, etnografya muze meler karşısında ınsanın yaratı ğındekı kaşık (dışı) ve pıpo (erlerı açma çabasında bulunanlagutunun bır eserı olduğunu go kek) btçımındekı ağaçtan oyma rın bu değerlı çabalarını kuçum remeyız ve değerlendırmemız~de "subek" len (2), etnografya mu semek değıl, etnografya muzele kosteklenmış olmaz mı 9 zesı adl. bır muzenın albenısın rının özlemını duyduğumuz halk de (vıtnnınde) sergılemek, sergımuzelen bıçımıne donuşturul OZDEKSEL VE TINSEL yı ızleyenlere ne verecektır 9 Oy mesı volunda kımı çabaları gor OGELER BIRLIKTE sa bunlar, yaşamın butunluğu mek ve bu çabalara alkış tutDUŞUNL'LMELt ıçınde ışlevıyle bırlıkte doğala makiır yakın bıçımde, vardımcı ogeleBır butun olan yaşam bıçımı rının yanında verılebıldığınde, nı " m a d d ı " (kapkacak vb ) ve (1) Doç Dr Ah Rıza BALAuretımı geleneksel ekonomıve "manevı" (âdet, tore, masal MAN, Ege Unıversıtesı, Edebı dayalı kendı kendıne yeterlıhk vb ) dıye parçalara ayırmak geç vat Fakultesı'nde Sosyal Antroılkesı ıçınde fazla tuketımı gerek mışte kalmalı. ozdeksel ogeler polojı Oğretım Görevlısı'dır gormeyen ekonomilerde (3) tınsel olanlarla bırlıkte duşunulkulturlerde subeklenn, ozel kun melı Deneysel mantık zıtlarm (2) Subeklenn resımlı açıklamadaklı bebeklerın beşıklerı ıçınde bırlıktelığını bıle anlamlı bulur ları ıçın Bkz Teve Ko>u Genel çıçlerıyle kundak bezlennı ıslatken bır butunun parçaları olan Etnografyası, s 57135 Aynı malarına engel bırer kullanışlı ogelerı bırbırınden ayırmak, oz amaçla Hakkârı yoresınde de araç olduklarım goreceğız Ekogun yaşam bıçımlerının anlaşıl kullanılan subek'ın adı "bunomılen geleneksel tarım ve ha> masında ve çozumlenmesınde lulk'tur Bıçımdekı tek farklılık, vancılığa dayalı kulturlerde, begereken yararı sağlamayacaktır subek'ın bebeğe temas eden yerbek ıçın altmı ıslattığında deBatılı toplumlar bu yolda epevlerı balmumuyla kaplıdır. ğıştırılecek bezler bulundurmak, ce ılerleme kaydettıler Sozgelı onlan yıkamak, kurutmak ıçın mı, lskandına\>a ulkelerınde, (3) Geleneksel ekonomilerde zaman, ver ve sabun (deterjan) Almanya'da, Avustur%a'da ve rastlaniıyla elde edılen fazîa sağlamak oldukça fantazı bır tuRomanya'da \arolan "Halk urunler, sermaye bırıkımıne neketımdır Bu nedenle bebek Muzelen, Açık Hava Muzelen" den olup sıstemı bozmasın dıye kundaklanırken ıkı bacağı araeskıden varolan etnografya mu" p o t l a ç " , "kula' ve şolen gıbı sına ozenle verleştırılen bu araç zelerı yenne oluşturulmuş çağsosval pratıklerle erıtılmeve ça (subek), besık dışındakı bır topdaş muzelerdır Bu muzelerde lışılır rak kaba ulaşır ve bebeğın çışı hıç bır verı ıslatmadan kapta toplanır şalar yaratılacak va da daha onceden vapılmış olan bu >anlışın doğru >onde duzeltılmesı voluna hâlâ gıdılemıyor olunacaktır Kazı sonucu bulunan bır kap kacak orneğını "veraltı buluntu sudur" dıye ıçındekılerı boşaltıp, tozunu alıp, bır de etıket yapıştırarak arkeolojı muzesıne, bır oya ışlemelı yazmayı e! sanatla rı muzesıne, bır gıysı turunu etnografya muzesıne koyarsak bu güzellerı yaratan ınsan etkenını unutacak hatta bunları hangı tur zorunlu gereksınmeler karşısında ınsanoğlu'nun yaratı gucuyle ortava ko>duğunu duşune mıvecek ve göremıyeceğız Or neğın Clkenıizde Müze ve Müzecilik Gunümüzde çağdaş müzecilik anlayışı, değerleri sergilejerek kitlelere sunmanın anlamlı ağırlığı >anında kimi ogelere de veterli ve gerekli ağırlığı vermektedir. Bu ogeler, sanatsal ekonominin ozunu, yani estetik yaşamı belirler. PENCERE 31 ARALIK 1983 Doç. Dr. ALİ RIZA BALAMAN Ege Üni. Sosyal Ant. Öğr. Gor. kım urunlen, ımgelerı, eşvaları sanatsal/kulturel etkınlık ıçerısınde (oplarnak, konımak ve birleştirmek gıbı gorevlerı verıne getırmek amacıyla kurulmuşlardır Gıderek sabırla bırıktırılen bu değerleri (hazınelerı) belırlı bır >erde kıtielere sergıle>erek sunma ısteğı) le de muzeler, Kıtle İlelişim Aracı gıbı onemlı bır ışlev (fonksıyon) daha kazandı Bo>lece bırden fazla ışlevı>le bır butunluk gösteren muzelere, salt bır kıtle ıletışım aracı gozuyle bakmak bızı yanılgılara goturecektır Gunumuzde çağdaş muÇAGDAŞ ANLA\IŞ zecılık anlayışı, değerleri sergıleVE SORUMLULLKLA... yerek kitlelere sunmanın anlamlı "lstekte bulunanlar ıçın ıstek ağırlığı yanında kımı ögelere de gereklen yeterlı, ısteğı yenne geyeterlı ve gereklı ağırlığı vermektırenler ıçın de mevcut olanaklatedır Bu ogeler, Sanatsal Ekonn kullanılması ve değerlendınlnomi'nın ozunu oluşturan, demesı açısından gerekli" duşuncesınden hareketle bu tur gırı gerieri loplama, inceleme, seçıpşımlerde bulunanlan kutlayabı ayıklama, arşivleme ve yaşam butunluğu ıçınde birieştirme tuhnz Ancak Etnografya Muzesı rundekı teknık uğraşlardır Saadı altında turıstık amaçlı muze natsal ekonominin özu ıse, esteısteyenler de, bu ısteğı yerınde tik yaşamı belırleyen oge nıtelıbulanlar da, Turkıye Muzecılı ğındedır, kesınlıkle gozardh edığı'nı Çağdaş Dunya Muzecılığı lemez Bu nedenle, sanatsal/kulgenelı ıçınde görmek zorunda turel urunlerın bır değer olduğudırlar Bu, Turk aydınının ve bu nu ortaya çıkaracak laboratuvar rokrat a>dının çağına olan so çalışmaları, koruma çabalan, rumluluğunun bır gereğıdır belgeleme ustalığı, vaşamın bu"Müzecilik konusunda bız ne tunluğu ıçınde birieştirme beceyapmak ıstıyoruz, bu ışı bılen ya rılerı, doğal olarak onların ser da bu konuda başarılı olanlar gılenmelerınden daha onde ve neler yapıyorlar 7 " sorularını ağırhkta (önemde) olması gerekendı kendımıze sormak, so kecektır Gerek bu ön sıradakı rumluluk anlayışımızın bır baş çahşmalardakı başannın gerekka uzantısıdır se urunlen nerede, nasıl, hangı Muzeler, öncelerı belırlı tarıh sırada sergılemek gerektığının sel ve estetik değerleri olan bırtaZaman zaman gazetelerde muze ısteğı ve duzenlenmesıyle ılgılı haberler okuyoruz Sdzgelımı, ESAD (Ege Seyahat Acentalan Derneğı) yetkıülerı, Başbakan'dan tzmır ılı ıçın Turk El lş lerı ve Etnograf>a Muzelen ıste dıler. (Cumhun>et 16 6 1983) Ardından uç a> on gun sonra gazetelerden şu haben okuduk "îzmır'de eskı Sağlık Mudurluğu bınasının Etnografya Muzesı olması kesınlık kazandı " (Cumhun>et 26 9 1983) doğru yolu da kanımızca bır yontem (yol>ordam) sorunudur Bu yol bızı "aklın yolu bırdır" ılkesınde buluşturacak, In sanoğlu'nun yaratı, becerı ve beğenı urunlen olan değerlerıvle onlardan vararlanacak olanlar arasındakı bağı kurmaya da vardımcı olacaktır BİLİMSEL YONTEMLE... Çağdaş bılımsel yaklaşım, doğru yolda ılerlemek ıçın bılımsel bılgılenn ortak bir vontemle değerlendırılmesını gerekli gormektedır Bu vöntemın adı da bızı doğruda buluşturacak olan 'Bilımsel Yontem'dır Bu anlavış, bılım kollarını kendı uzlanım alanlarıyla (bılım dallanyla) butunleştırecek, yakın bılım kollarıyla da gerekli köprulerın kurulmasına yardımcı olacaktır Aynci bu durum, bılım kollarının kendı ozgul konularında yoğunlaşıp uzmanlaşmalarına da engel olmayacaktır Farklı ozgul konulan ınceleyen bılım kolları bıle "evrenın butunluğu, nesnel gerçeklığın teklığı" ılkesınden hareketle temelde bırlık oluşturmaya çalışırken, "bır yaşam bıçırnı" olarak gormeye çalıştığımız kulturu (butunu) " m a d d î " (etnografya) ve "manevî" (folklor) dıye ıkıye ayırmak vaşamın bır butun olarak algılanmasını gecıktırecektır Boylece bır de, "etnografya" ve "folklor" ya bancı sözcuklennın dılımıze yan lış tanım ve anlamlarla verleşmesıne yardım edılerek yenı karma EVET/HAYIR AKBAL Yazmadan Yaşayamamak. Uzman Sistemler •• General Eiectnc fırması, uret tığı tren lokomotıflerındekı me kanık sorunlara çozum bulmak amacıyla konusunda en yetenek lı muhendısının bılgı bırıkımını bılgısayara aktanyor Insan be>nını taklıt eder bıçımde hazırlan mış bu tur programlara "uzman sistemler" denılmekte Bu sistemler kıtap bılgısıyle uvgulamalı pratık bılgı bırıkımının sentezinı yapıyor Arzulanan duzeye ulaşıldığında, bu tur sistemler ınsanoğlunun sınırlı fızıksel yeteneklerıyle kıyaslanamavacak öl çude etkın bır çalışma gucune ulaşacak tnsan beynınde koorHın<* YÖNETEN ÖMER GÜZEL BILIM/TEKN1K Hep sorarlar Şaır, öykucü olmak ıstıyorum, ne öğut verırsınız, ne yapmam gerekır' Mektuplar yazarak okuriarı aydınlalmak olanağı yok Başa çıkacak ış değıldır okurlardan gelen mektupları tek tek yanıtlamak Arada bır topluca, bır yazıda boyle sorulan ele almak en lyısı Yazar, şaır olmak Bır oğrencı once okulunu bıtırecek, oğrenım yapacak, kendını yetıştırecektır Derslerle yetınmeyecek 'ıyı' krtaplar okuyarak, 'ıyı' gazete ve dergılerı ızleyerek bılınçlı bır aydın olmak savaşımı verecektır Bıryandan da duygularını, duşuncelerını yazacak, yazacaktır Once kendısj ıçın, once hep kendısı ıçın. Defterler, sayfalar dolusu yazacak yazacak Kıtaplar dolusu okuyacak okuyacak Bır yandan da öğrenımını bıtırecek Daha ılerı oğrenımler de yapacak En onemlısı de, kımseye sormayacak nasıl şaır, yazar olunacağını, kımseye1 Hıç kımseye, hele unlu şaıriere, yazarlara hıç mı hıç 1 . Koşesınde okuyup yazacak, sonra da dergılere gönderecek yazdıklannı, göturüp verecek Bır, bır daha, bır, bır daha Kendını benımsetene dek, sabırla, dırençle, bıkmadan, yorulmadan Yazdıklarım yayınlanmıyor dıye uzgunluğe kapılrnayacak Kendını bılecek önce yazdıklannın ıyı mı kotu mü olduğunu Buna kendısı karar veremezse, kımse ona yardım edemez Unlü yazarlara 'bunlar bır şeye benzıyor m u ' 1 dıye soran genç heveslı bıraksın bu uğraşı, hıç mı hıç ılgılenmesın yazınla Raıner Marıa Rılke 17 şubat 1903'te bır genç şaıre şunları yazıyor "Şıırtennızın ıyı olup olmadığını soruyorsunuz Bana yöneltıyorsunuz bu soruyu Daha önce başkalarına yonelttınız Dergılere yolluyorsunuz şıtrlennızı Onlan başka sıırlerle karşılaştırıyorsunuz ve kımı dergılenn yazı kurullannın şıırlennızı gen çevırmelerı sızı tedırgın edıyor Madem kı bır oğut ıçın başvurdunuz bana, sıze bu gıbı gınşımlerden el çekmenızı soyleyeceğım Gozlerınızı dışariara çevırmışsınız, ama ışte şu an, en başta vazgeçmenız gereken şey Kımse sıze akıl veremez ve yardım edemez, hıç kımse Tek çıkar yol, gozlerınızı kendı ıçınıze çevırmenızdır Sıze, yazmanızı buyuran nedenı araştırıp ele geçırmeye bakınız Bu nedenın yüreğınızın ta en dıp köşesmde kök salıp salmadığını araştınnız Yazmanız dıyelım kı yasaklandı, olür muydünuz o zaman, ya da yaşar mıydınız eskısı gı£w? Bunu açıklayın kendınıze " Rılke'nın "Genç Şaıre Mektuplar" kıtabı gercekten bır yol r gösterıcıdır Buyük bır şaır, 'genç' bı şaıre, daha doğrusu şıırter yazmak ısteyen bır gence oğutler venr Buna oğut de dememelı, duşuncesını açıklar demek daha doğru Gerçek sanatçılar kımseye yol göstermez, onlar rehber değıldırler, ne sanatta, ne toplum ışlerınde 'yol gösterıcı' olmak ısterler onlar Bır ışçının Pastemak'a 'Bıze doğru yolu göster' dıye seslenmesı uzerıne ünlu şaırın "Ben kımseye yol gostermem Ben bır şaınm Ben bır ağaç gıbıyım, dallanm ruzgârda sallanır, yapraklarım hışırdar " dıye yanıtlamasını anımsadım bırden Herkes kendı yolunu kendı bılıncıyle, sezgısıyle bulacakiır Hele sanat alanında, daha da çok Şıırlermı, öykulennı gondererek benden duşuncemı öğrenmek ısteyenlere hatta mektupla 'nasıl yazar, şaır olunur?' dıye soranlara Rılke'nın bu kıtabını okumalarını öğutlerım Bır de Mayakovskı'nın "Nasıl Şıır Yazılır?" adlı kuçuk yapıtını Sanat yapıtını yaratmanın yolları yöntemlerı okullarda öğretılmez, onu yaşam oğretır yetenegı olanlara, Rılke'nın dedığı gıbı "yazması yasaklandığı zaman yaşayamayanlara" Raıner Marıa Rılke bakın daha ne demış o mektubunda "Gecelerınızın en sessız saatınde kendınıze şu soruyu yoneltın llle de yazmam gerekıyor mu? Deşın ıçınızı, dıplere ının, dennlerden bır yanıt ele geçırmeye calışın Ve bu yanıt onaylayıcı nıtelık taşıyorsa, sordugunuz sorunun karşısına 'Evet, yay mam gerekıyor' gıbı guçlu ve yalın bır yanıtla çıkabılıyorsanız, o zaman bu zorunluğa göre kurun yaşamınızı, en sudan, en değersız saatıne vanncaya dek yaşamınızı bu ıctepkısel zorlamanın bır sımgesı ve kanıtı yapınız O zaman yeryüzundekı ılk ınsan gıbı gorduğunüz, yaşadığınız, sevdığınız yıtırdığınız ne varsa dıle getırmeye uğraşınız " Butun bunlardan sonra şıır, öyku yazmak özlemını dıle getırerek benden oğutler ısteyenlere ne dıyebılınm' Daha once de bır kac kez yazmıstım ben ne çocukluğumda, ne genclığımde unlu yazarlara böyle bır soru sormadım Yazdıklarımı dergılere, gazetelere gönderdım yazmakta dırendım, yazmaktan başka bır yaşam duşunmedım kendıme, duşunemedım En lyısı sozu yıne buyuk saır Rılke'ye bırakmak "Bu ıçe yönelışten, bu ozdunyanın dennlıklenne gömuluşten 'şıırler' doğarsa, bunların 'ıyı' şıırler sayılıp sayılmayacagını da kalkıp bır kımseye sormayı aklınızdan gecırmeyınız Bır sanat yapıtı zorunluktan doğmuşsa tyıdır ancak " hılaıl/»rın hır hıîaı sayar programına aktarılması henuz yıllar surecek bır uğraşı gerektırmekte Uzman sistemler uzennde vapılan öncul çalışmalarda yaklaşık 50 sıstem gelıştırıldı Bunlardan OCASYN adı verılen sıstemde, doktorların kanserh hastalara uvguladıklan karmaşık ılaç tedav ılerinın kusursuz olmasma çalışılmakta CADVCEUS adı verılen bır başka tıp sıstemınde ıse, eldekı verıler değerlendırılıp her turlu olasılık sınanarak en doğru teşhıse ulaşılmakta Uzman sıstemlerın endustrıyel alandakı uygulamalarını anlatan İKte ıie ıi7avın eıtmekte Örne ğın ınşaaı muhendıslerı bu sıstemlerden yararlanarak ınşaaılarda yapısal hataları onlemeve ve vıkılmavan kopruler yapma ya uğraşıvorlar Bu sıstemlerın en önemlı yanı da, ustalıkla kazanılmış bılgıle rın, yaşam pratığı ıle oğrenılen lerın her ölen kışıyle bırlıkte >ok olup gıtmesını engellemesı Yıl lann urunu olarak kazanılan bıl gıler, uzman sıstemlere aktarıl dığında gelecek kuşaklar her fır satta bu bılgılerden yararlanma olanağına sahıp olacaklar Henuz ınsan zekâsına eşdeğer nıtelıkte bır robot Eelıstırılmemıs olmakla bırlıkte, bılım adamla rı bu umudu taşıyorlar Kuşkusuz bu bılım adamlannın temel amaçları vıne ınsanhğa hızmet edebılmek Tehlıkelı ışlerde ın san verıne robot gucunden >ararlanabılmek onemlı bır gelış me olacak Uzay araştırmaların da da bıvolojık yaşamları sınırlı kozmonotların yennı robotlann alması kaçımlmaz Gelecek on yıl ıçerısınde endustrıyel uretımde görev alacak robotlar, gelışmış yeteneklerıyle uretım surecı nı tam bır denetım altında tutacak ve rneydana gelecek hataları anında duzeltme olanağına sahıp olacaklar .. Çocukluğumda yasadığım kentın buyuk meydan saatını ız lemeye bayılırdım B J eskı saat kulesının kadranındakı yelko van, dakıka sonunda bırdenbıre atar, daha baska deyısle 59 sanıye durup son sanıyede devınırdı Durup beklerdım Devınımsız gıbı duran koca saatın gerçekte duragan olmadığını gözlerımle gormek mı ısterdım? Yoksa yelkovanın atışlarından zamanın nasıl aktığını saptamaya mı çalışırdım7 Gızemlı bır kavramdı zaman tanımı guctu Zamanla ınsan arasındakı ılışkılerden bırsey anlasılmıyordu Çevremdekı buyuklerden çesıtlı sözler duyuyordum sıkıntıh olduklarında ofluyorlar, pufluyorlar patlıyorlardı. Offf zaman bır turlu gecmıyor Keyıflı saatlennde zamanı unutuyorlar, sonra bırdenbıre telaslanıyorlardı Ayyy zaman ne cabuk geçmış1 Saat kulesındekı kocaman yelkovan hep eşıt arahklarla atıyordu, ama kocaman adamlar zamanın bazen çabuk aktığını bazen durduğunu soyluyorlardı Hangısı doğruyu vurguluyordu 9 Kentın kocaman saat kulesındekı akreple yelkovan m ı ' Yoksa çevremdekı buyukler mu • Zaman saatlere ve ınsanlara göre değısryor muydu 9 Eskı kulenın yelkovanı dıle gelseydı belkı kendısını savunurdu, ama yelkovan sessızdı, akrep hıc konuşamazdı Akrep zaten yelkovandan ayrıydı, ağır başlıydı, yerınden kımıldadığını göremıyordum Yelkovanı bazen yakalamak olasıydı, bazen de sabnm tukenıyor, çevremdekı bır başka olayla ılgılenıyordum, ve gozlerımı kaydırdığımda yelkovanın yerını değıştırmıs olduğunu gorunce bozuluyordum Eskı saat kulesmln ışlemelı kadranında yelkovanı ızlemek, zamanla aramda bır oyundu Yakalamak ıstıyordum zamanı * Aradan uzun yıllar geçtı Bılmem kı çocukluğumda bır sure yasadığım kentın eskı saat kulesındekı akreple yelkovan zaman cemberınde bostan kuyusunun beygırı gıbı yıne donenıyorlar m ı ' Yoksa eskıyıp ışe yaramaz mı oldular? Kuyunun suyu bıttı m ı ' Gozlerı bağlı at oldu m u 7 Bostanı parselleyıp sattılar m ı ' Sebzelerın yetıştığı ve taze toprak kokusunun yukseldığı yerlere beton apartımanlar mı dıkıldı9 Hangı şehre ve ulkeye gıtsem, çocukluğumun bır kesıtını yasadığım o eskı kenttekı saatın çalıştığını hep duşunmuşumdur Zaman duygusunu o eskı saatın kocaman yelkovanı bılıncırr yazmış Oysa zamanı yakalamaya çalışan cocukluk enayılığının bır omur boyu surduğunu sonradan anladım Geç kalıyorum Vakıt kalmadı Zamanım yok Nıcın' Neye yetışmek ıc.n' Sen durdjkca duran, sen yurudukçe yuruyen, sen koştukça kosan, hem senın dışında, hem senın ıçınde yasayan zamana karşı caresız değıl mısın' • O cocukluk kentının eskı saat kulesındekı akreple yelkovan aradan gecen yıllar boyunca hep çalıştılarsa, kendı pabuçlarını dama atmak ıçın çırpındılar demektır Zaman, akrebı ve yelkovanı da sıldı Artık akreple yelkovan yok, saatlenn kadranında kırmızı ışıklı sayılar bırbırı ardına yanıp sonerek zamanı bıldınyorlar dakıkaları aşarak sanıyelerı de vurguluyorlar Geçenlerde boyle bır saatın karşısında duşundum Dakıkanın nasıl geçtığını anlamak ıçın beklemeye gerek yoktu sanıyelerın nasıl aktığını kırmızı sayılar sınır bozucu korkutucu, urkütücu alarm ışaretlerı gıbı verıyorlardı Zamanı yakalamak ıçın eskı saat kulesının karşısında dıkılıp duran çocuk meğer boşuna beklemış Eskıden kıpırdamayan yelkovanlar, şımdı kırmızı alarm ışaretlerı gıbı yanıp sonen sanıyelere donuştuler, buyuyup yaşlanan çocuğu kovalıyorlar Çocukla Yelkovan. madencılıfr anfeacıliR metaıurji etaıurjiu MAARIF TAKVİMLERI Aziz ve IVIuhterem okuyucularının Yeni Yillarını tebrik eder saadetler diler ŞÜMERBANK ALIM VE SATIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜNDEN BAHÇEKAPI/İSTANBUL MENSUCAT BOYASI SATINALINACAKTIR Sumerbank Izmır Basma Sanayıı ıçın 1) Proaon Orange P2 R 750 kg (veva muadılı) 2) Pr(xıon Scarlet P RN 2000 kg (ve>a muadılı) 3) Basılen Brıllant rot P B 2000 kg (veva muadılı) 4) Procıon Blue P5 R 2500 kg (veva muadıiı) 5) Cıbauon Orange 4 RA 1500 kg (se>a muadılı) bovaları satınalınauıktır Kapalı 2arfı havı leklıf mektuplarının 12 1 1984 gunu saat l 7 30'a kadar muesseseınız veva Sumerbank İstanbul Şubemız hollenndekı TEkLIF ATIM KUTUSUNA atılması ve>a ıkıncı bır zarf ıverısınde avnı tarıh ve saatle rauessesemızde buluna«.ak şekılde posta ıle gon denlmesı lazımdır Postakı \akı geukmeler nazarı mbara alınmavacakur VenleLek teklıf mektuplarının uzerıne AL 111 3403/84 ıbaresının vazılması şarttır Hazır mal teklıf edılecektır Herhangı bır fiyal anışı kabul edılmeyecektır Sıparış tulannın "«3'u oranındakı karar pulu ıle r o5'ı oranındakı sıparış te>ıt pulu salıcı fir mava aıtıır Teklıl edılen her kalem bova n,ın 2^'er gr'lık 2 şer adet numune Mu esse>em!z \L III servıiıne verılecekıır Muessesemı/ 2886 sa>ılı de\let ıhale kanununa tabı olmavıp ıha levı vapıp >apmamakıa kı:>men \eva lamamen dıledığıne vermekıe serbesttır SAATLI Basın 30134 KİRALIK ATÖLYE ARANIYOR Umranıye, Sağmalcılar, Maltepe, Şınnevler çevresınde 150200 m tnfaze cere>ran!ı atolye aranıyor Muracaat 352 22 11 352 34 07 SATILIK DAİRE Çıflık Caddesınde denızmanzaralı.kalorıferlı, asansorlu Samsun 195 21