Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyef Kıbrıs Rum siyasal liderleri KKTC'nin ilanıyla ilgili değerlendirmelerinde farklüık göstermekle birlikte, "Tek yanlıbağımsızlıkilam"na karşı çıkmakta ve bu durum sürdükçe görüşme masasına oturmamakta birleşiyorlar. CENGİZ ÇANDAR LEFKOŞE Rum yetkililer, siyaset adamları ve aydınları KKTC'nin ilanı ile ilgili değerlendirmelerinde belki farklılık gösteriyorlar ama hepsi de bu "tek yanlı bağımsızlık ilanı"na şiddetle karşı olmakta \e bu durum sürdükçe görüşme masasına oturmamakta aynı görüşteler. Toplumlararası görüşmelerde Rum tarafını temsil eden Andreas Mavrommatis ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı yakınındaki burosunda görüşüyoruz. Mavrommatis mükemmel bir İngilizceyle, diplomatik dile ne derece egemen olduğunu kanıtlayarak konuşuyor. Türk tarafı ile masaya bir daha oturmayacak mısınız? "Tek taraflı bağımsızlık ilanı kaldınlsın. ertesi gün olurunız." Böyle bir adım atıldıktan sonra kaldırılması siyasi gerçekçiliğe sığar mı? Bunu gerçeklen umuyor musunuz? "Kaldınlmak zonında. Başka S.ıl'ihı. ( ııınhııriMl M.ıih.ı.ıulık \c tJ.I/cıc^ılik I ıırk \noninı Şirkclı udııuı Nadir Vacli. # (.ıcııcl >.ı>ın Mııdıııı: llasan ( ımal. \1ın>sc»c Mudııııı: Kmini' l >akli)!İI. > a/ı lslctı Mııdıını <)ka> (.«nınsin. • > .ı/ı hieri MUJIH V.IIJIIIIUM \hmel KfiruKan. H.ıK'i \lcı kc/ı Mııdı.ru. \ a l u n Ba\er. N;ı\f.ı I)U/L'III t oııcııııcııı: \li \car. fıın'.ıkılıı. \NK\R.\. ^ alvın Dogan. I/MIK: llikmel (, eiinka\a. \ l ) \ \ V MehmtI Merıan. • Scrın 'ylterı: Kkmbul Hjbcılcrı Selahallin dulrr. Dı. HaKıleı V rgıın Kalıı. t kotıoını: (Kıııarı l la)>a>. Kullıır \\dın K m n . \l.ı LM/ın: ^ alı ın Pek>ı¥n. Npo; l);mısııuıııı. Abdulkadir > ı m l m a n , D U / I I I I I R : Kt'l'ik Durbaş, Ar;ı>[ıı 111.1. Sahin \lpa\. Bnmlar • Ankara: konıır Sokak No: 24/4 Yenıjchır, Tel 175X25P5W>6, Idare 1X3335, • j/mir: Halıı Zıya Bulvan No: 65/3. Tel: 254709131230 • Adana: Aıaıurk C addesı, T.H.K. Işhanı Kal 2/13. Tel: I455OI973I • Ba^an ve )uvan. Cumhuriyel Vtatbaacılık ve (ia/etecilık T.A.Ş. Turk O t a ğ ı C a d 3 9 ' 4 1 , C ağaloğlu. Ist. PK: 246lsl Tel: 5209703 Tele\: 22246 TAKVIM 21 Aralık 19S3 İmsak: 6.36 Gune } : 8.21 OSIe: 12.12 Ikındi: 15.31 Aksam: 17.44 Yatsı: 19.22 KIBRIS RUM LIDERLERI KONUSUYOR Rum görüşmeci Mavrommatis: Hayali devletle görüşmeyiz hiçbir çare yok. Şu >a da bu şekilde forraülü bulunur." Bu adım federal de\ lete geçişi somutlaştırabilecek bir adım olarak zaman içinde değerlendirilemez mi? Denktaş, sizlerle eşit statüde masaya oturmak istıyordu. Bu adım ister istemez masaya onunla eşit oturmanız sonunu getirecek... "Bu gerekçe doğru değildir. Ga>rimeşru bir adım alarak eşil stalıi sağlamayazsınız. Vakın gelecekte bu adımın nasıl bir hata olduğunu Kıbrıslı Türkier anlayacaklardır. Zaten muhalefet partileri 'bir darbe' ile karşı karşıya bulunduklarını kendi gazelelerinde söyluyorlar. Bu adım Kıbnslı Türklere hiçbir şey kazandırmayacak. Gosterilen tepkileri görmüyor musunuz? Tecril oluyorlar. Kimse tanımaz bu bağımsızlığı." Islam Konferansı Örgütu uyeleri bile mi? "Onlar bile. Pakistan'ın tutumunıı olçü alın. Türkiye'ye ne kadaryakındır.O bile desleklemiyor. Destekleyemez." Neden? "Çünkü kendisi de parçalanmadan çekmiştir. Hâlâ aynı tehlikeyle karşı karşıyadır. Nasıl destekler? Ayırımcı girişimi destekleyecek ülke bulamazsınız. Bu adımdan Turkiye de çeker. Ayırımcı silahı geri teper. Türkiye de ayınmcılıkla karşılaşırsa. onu kim destekler? Bu adım Türkiye'nin de son tahlilde çıkarına değildir." Mavrommatis'e göre Denktaş "taksimci bir politika" izliyor. "Eğer" diyor, "Bu tek yanlı bağımsızlık ilanı federal devlete bir geçiş adımı idiyse, o zaman kurucu meclis kurmaya. seçimlere yönelmeye acele nedendir? Bütün bunlar, ayrı devlete hukuki temel yaratma adımlan." Mavrommatis'e göre, zaman ne Rumların ne de Turklerin yanında. Zaman Kıbrıs'ın aleyhine işliyor. Tek taraflı bağımsızlık ilanı ve Denktaş'ın "Guvenlik Konseyi'nde iki bağımsız devlet liderlerinin masaya oturmasını isteyen konuşması, uzlaşma yollarını, Rum görüşmeciye göre tıkadı. yacağız" diye vurguluyor. Kıbnslı Turklerin büyük çoğunluğunun taksime karşı olduğuna inandığını belirtiyor ve tek taraflı bağımsızlık ilanının kaldırılması halinde ertesi gün masa başına geleceklerini yineliyor. Mavrommatis'e gore. "hem bu kez çözüme daha çabuk vanlacak." Son gelişmeler Kıbrıs sorununun beklemeye tahammülü olmadığının kanıtı. Yeter ki, toplumlararası gorüşmeleri tıkayan yolun önu açılsın. Türk tarafı bir azınlık olarak da görulmuyor, bir cemaat olarak kabul ediliyor. Peki mu? gelişmelerden umutlu "Bu hayali devletin tanındığı anlamına gelecek hiçbir şey yapma Özal hükümeti ilk dış anlaşmayı Sovyvtler'le yaptı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Özal hükümetinin kurulmasından sonra Türkiye'nin ilk dış anlaşması Sovyetler Birliği ile yapıldı. TürkSovyet sınırını oluşturan akarsularda sınır hattının geçişinin denetimine ilişkin protokol dün Ankara'da düzenlenen bir törenle imzalandı. Türkiye adına Elçi Orhan Kulin, Sovyet tarafı adına Büyükelçi Ratanov'un imzaladıkları protokol, akarsulardaki sınır hattının denetimi amacıyla bir ortak komisyon kurulmasım öngörüyor. Dışişleri Bakanlığı'na göre, Türkiye ile Sovyetler Birliği arasındaki 608 kilometrelik sınırın 330 kilometresinin akarsulardan geçmesi ve bu suların zaman zaman yatak değiştirmesi karşısında, bunların sınır çizgisine uyumluluğu buyük bir önem kazanıyor. İmzalanan protokole göre, kuitibaren yaymlanacak olan yılbaşı eğlencesinin çekimi onceki gun Perapalas Oteli salonlannda tamamlandı. Birkaç ünlü sanatçı dışında hemen hemen rulacak ortak komisyon akarsutum eğlence dünyasının katıldığı programın en çok ilgi çeken gösterileri dansozlerle ilgili bölümler oldu. Geçtiğimiz lann oluşturduğu sınırın 1973'te yıllarda ekrana bir tek dansöz çıkaran televizyonumuz bu yıl uç dansöz birden çıkaracak. Fakat geçen yıllarm TV yapılan işaretlemeye uygunluğudansozu \esrin Topkapı fazla kilo aldığı gerekçesiyle bu yılki çekime çağrılmadı. Onun yerine basdansozlüğe Prennu denetleyecek ve uygun olmases Banu çıkarıldı. Prenses Banu, çekimden once yaptığı açıklamada kendisinin "göbek aımadığtnı, raks eıtigini" dığı belirlenen yerlerde bu uysövledi. Suudi Arabistanlı bir prensle evlendiği için "Prenses" olduğunu ileri suren dansöz. TV yöneticilerinden gunluğun sağlanmasına ilişkin giysileri konusunda bir direktif almadığını, bu yuzden "canının islediği kadar açılacağtnı" açıkladı. Fotoğrafta Perapalas Oteli'ndeki çekim arasında Prenses Banu. TV kameraUmmn önunde göruluyor. (Fotoiraf: BE YSVS GÛKÇtS) önlemleri her iki tarafın hükümet lerine önerecek. HUKUMET PROGRAMI OKUNDU "KKTC toprakları hiçbir ülke aleyhine kullanılmayucak" Programı okuyan Başbakan Nejat Konuk: "Kıbrıs Rum halkına barış ve dostluk elini uzatırken iki halkın,aralarındaki bütün sorunlan eşit düzeyde görüşmelerle barışçıl, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırmaları mümkün ve zorunludur" dedi. İZZET RIZA YALIN LEFKOŞE KKTC'nin 13 aralık 1983 tarihinde göreve başlayan ilk hükümetinin programı, dün sabah Kurucu Meclis'te okunurken, "KKTC topraklarının bir ülke aleyhine düşmanca kullanılmasına izin verilmeyeceği" açıklandı. Başbakan Nejat Konuk, hükümet programının dış politikayla ilgili bölümıinü açıklarken, "BM ilkelerine bağlılık, bağlantısızlık, hiçbir askeri bloka kalılmama, bütün ülkelerle dostane ilişkiler kurmak. topraklarımızın herhangi bir ülke aleyhinde düşmanca kullanılmasına izin vermemek, tesis, garanti ve ittifak andlaşmalan ile vurgulanan bağımsız bir Kıbrıs adasında eşitliğimizi korurken adanın tamamen veya kısmen herhangi bir ulkeye bağlanmasına müsaade etmemek. dış politikamazın temel unsurlarını oluşturacaktır" dedi. Türkiye ile en yakın ilişkilerin sürdürüleceğini, karşılıklı dostluk, anlayış köprülerinin güçlendirileceğini ve anayurdun yardım ve desteğiyle her alanda güçlenme ve dünyayla bağlar kurma çabasına onem verileceğini belirten Konuk, "Her ülke ile dostluk bağları kuran çağdaş bir politika gütmenin de dış siyasetinin temelini oluşturacağını" söyledi. Bu çerçevede, "Kıbns Rum halkına banş ve dostluk elini uzatırken, aynı adada yan yana yaşamaya mecbur bulunan iki halkın, aralanndaki butun sorunları eşft düzeyde görüşmelerle banşçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırmalannın mümkün ve zonınlu olduğu inancı" vurgulandı. Bu arada hükümetin, "BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet görevinin. mutabık kalınmış çerçeve içinde sürmesini ve müzakerelerin, BM Genel Sekreteri'nin gözetimi altında yürütulmesinin, Kıbrıs Türk halkının barışçı politikasının birgereği saydığı" belirtildi. "Siyasal, sosyal, mali ve ekonomik açıdan tek dayanak olan anavatan Türkiye'ye. bugüne dek yaptığı yardım ve destek için minnetve şükran"sunulan hükümet programında, bundan başka, "Anavatanla her alanda dayanışma ve işbiıiiği içerisinde hareket etmeyi degişmez bir kural kabul ettiğimizi yeniden vurgulamak isterim" denildi. Hükümet programında, "tthalatın tarife içi ve öteki yönlendirici önlemlerle mümkün merlebe anayurl Türkiye'den sağlanmasına çaba göstererek, doviz gereksiniminin karşılanacağı" belirtilirken, "Karma ekonomi sistemi içinde sanayinin geliştirilmesi için tüm çalışmalarda devletin öncülük edeceği ve bu sfklörde zorunlu altyapı yatınmlannın devlet eliyle gerçekleştirileceği" kaydedildi. 61 Apocu ve 6 tilkücü için idanı cezası istendi Diyarbakır 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde dün kii durusmada Askeri Saveı 108 Apocu'dan 61'' için idam, 24'ü için 10 yıl, 15 sanık için 5 yıl, 8 sanık için de 3 yıl hapis cezası istedi. İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numaralı As~ keri Mahkemesi Askeri Savcısı ise aralarından Prof. Dr. Ümit Yaşar Doğanay'ın da bulunduğu 6 kişiyi öldürmek suçundan yargılanan 8 ülkücüden 6'sının idamını istedi. Haber Merkezi "Apocular" diye adlandınlan yasa dışı bölücü PKK örgutunün HilvanSiverek ek davası duruşmasında iddianamenin okunması işlemi tamamlandı. Askeri Savcı, 108 sanıktan 61'i için idam cezası istedi. Diyarbakır Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmada Askeri Savcı, önceki gün başladığı iddianamenin okunması işlemini sürdürdü. İDAMI İSTENEN SANIKLAR Askeri Savcının okunan iddianamesine göre ölüm cezasına çarptırılması istenen sanıklar şunlar: İsmail Ahnaz, Celalettin Ahnaz, Lami Ağırman, Kemal Aktaş, Ali Ağırman, Mahmut Aydın, Ahmet Altınyüzük, Halil Ağıragaç, Mahmut Ağırağaç, Veli Ağıragaç, Abdulkadir Atım, İzzet Baykal. İrfan Babaoğlu. Ramazan Çat, Mehmet Çat, Ali Çobanyıldız, Nurettin Ça'lak, Hasan Demir, Celalettin Uelibaş, Eyüp Demir, Mustafa Delen, Abuzer Dehset, Bozan Gültekin, Remzi Geyik, Osman Gültekin, İrfan Güler, Ramazan llhan, Mehmet Kancak, Hamit Kandar, Budak Karamanlı, Kazım Kıhç, Celal Kılıç, Ali Kılıç, Cevher Kandar, Muzaffer Kevci, Salih Dodanlı, Mehmet Dodanlı. Bekir Dodanlı, Mehmet Dodanlı, Seydi Dodanlı. Abdulkadir Modaniı, Hasan Man, Kadir Manav, Salih Oğaç, İbrahim Halil Ocul, Ramazan Ödemiş, Fuat Ökten, Süleyman Pertav, Emin Pertav, Mehmet Sabcılı, Halil Kayan, Ramazan Ülek, Fevzi Yetkin. Mustafa Yetkin, Güli Basmacı, Sadettin (Sadun) Sevgat ve Mustafa Yuksekyayla Sıkıyönetim Askeri Savası, 49 sayfadan oluşan iddianamesinde ayrıca 24 sanığın Türk Ceza Kanunu'nun 168/1. maddesine göre en az 11 yıl ağır hapis cezasına çarptınlmasını isterken, 15 sanığın 168/2. maddeye göre beş ila 10 yıl arasuıda, sekiz sanık için de 169. maddeye göre üç ila beş yıl arasında ağır hapis cezası verilmesi talebinde bulundu. 6 ÜLKÜCL İÇİN İDAM İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. l mit Yaşar Doğanay'ın da aralarında bulunduğu 6 kişiyi öldürdükleri ve ülkücü görüşü benimsedikleri savıyla 6'sı için idam cezası istenen 8 sanığın yargılanmasına İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numaralı Askeri Mahkemesi'nde başlandı. Sanıklardan Abdullah Sapan, Metin Sara, Tayfun Oguz, Doğan Kirman ve Ahmet Atılgan'ın katıldığı dunkü durusmada iddianameyi okuyan Askeri Savcı, sanıkların Zeytinburnu'nda illegal mahiyette ulkücu gorüşü benimseyen bir cemiyet kurduklarını belirtti. Askeri Savcı, bu cemiyetin amacının "Anayasal düzeni yıkmak olmayıp, sol görüşü benimseyen şahıslara baskı yapmak ve tehdit etmek suretiyle kendi görüşlerini zorla kabul ettirmek olduğunu ve sol gorüşlü kişileri öldürmek ve yaralamak için hucre oluşturduklarıoı" bildirdi. Askeri Savcı. sanıkların 20 Kasım 1979 tarihinde Prof. Dr. Ümit Yaşar Doğanay'ı, aynı yıl CHP'ye kayıth Müslüm Kuş, Yılmaz Demir, Ensar Gündüz, Mehmet Akbay, Aziz Palandöken'i öldürduklerini belirtti. Askeri Savcı sanıkların ayrıca gasp, ve yaralama eylemlerine de karıştıklarını iddia etti. Sanıklardan Metin Sara, Abdullah Sapan, Tayfun Oguz, Şaban Köse, Doğan Kirman, İlhami İmral için TCK'nın 450/4. maddesi uyarınca tahammüden adam oldurmek suçundan idam cezası istendi. Diğer sanıklar, Taci Aslan ve Ahmet Atılgan için gasp, yaralama, silahlı çeteye uye olma suçlarından 30 yıla kadar ağır hapis cezası istendi. Dunku duru^Tiaya katılan sanıklar teşhis edilebiîmeleri kolaylaşır gerekçesiyle fotoğraflannın çekilmesini istemediler. Prof. Doğanay'ı oldurmek suçundan yargılanan Abdullah Sapan, ulkücü fikri benimsediğini ancak, diğer sanıklan tanımadığını, bu nedenle de cemiyet oluşturmadıklar'P' belirtti. ıCİU DA\AM İOL! Beşikıa> $ube>ine u . e olduğu ileri sürulen 4 kişi hakkında İMünbul Sıkıyönetim Komutanlığı 3 Numarali Askeri Mahkemcsı'ndı; 5 ılel? yıl arasında ağır hapis cezası ıstemıyle dava açıldı. Davalar... Soruşturmalar Dışişleri Bakanhğı'ndan yar lan açıklamada, "iki hükümet arasında bu alanda gerçekleştirilecek bir işbirliği, sınınn muhafazası için nehirlerde büyük masraflarla yapılan tek yanlı calışmalan da önlemesi yonünden fayda sağlayarak, sınınn istikran konusunda iki ülke hükümeti arasında yeni bir işbirliğine imkân verecektir" denildi. İşçiler gümrükten aranmadan geçecek ANKARA (a.a.) Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Ankan, yılbaşı tatili dolayısıyla yurda gelecek işçilerimizin gümrük kapılannda hiç beklemeden kolaylıkla geçeceklerini söyledi. Ankan, Anadolu Ajansı muhabirinin sorusu üzerine, yurt dışındaki işçilerimizin yılbaşı tatillerini değerlendirmek üzere akın halinde Türkiye'ye gelmeleri karşısında her türlü tedbirin ahndığını belirtti. Maliye ve Gümrük Bakanı Vural Arıkan, gümrük kapılannda yığılmalara meydan verilmeyeceğini, işçilerimizin beyanlarının yeterli sayılacağını kaydetti ve şöyle konuştu: "İşçi kardeşlerimiz, gerek gümrük kapılarında, gerekse yurt içinde polise muhatap olmayacak ve aranmayacaklardır. Beyanlarını muteber addedeceğiz. Bu konuda Sayın İçişleri Bakam'ndan da ricada bulundum. Her türlü yardımı esirgemeyeceklerini söylediler." "Eğer uluslararası camia bize yardım ederse" diyor, "Zor da olsa çözüme yöneliriz. İnsan umutlarını terk etmemeli." TURKIS GENEL KURULU BUGUN BAŞLJYOR Genel Sekreterlik savaşı kızıştı Şevket Yılmaz kulislerde Sadık Şide'ye karşı Genel Sekreterlik için kendi adayının Sağhklş Genel Başkanı Mustafa Başoğlu olduğunu açıklamaya başladı. Genel Sekreterlik için adaylıklanndan söz edilenlerin arasında Eğitim Sekreteri Kaya Özdemir,Harp İş Genel Başkanı Kenan Durukan, Denizciler Sendikası Genel Başkanı Emin Kul yeralıyor. IŞIK KANSL ANKARA Türkİş 13. Genel Kurulu bugün An Sinemasfnda toplam 360 delegenin katılımıyla başlayacak. Genel Kurul toplantısının en önemli gündem maddesini tüzük değişikliği sonucu Türkİş Yönetim Kurulu'nun 29 kişiden 5 unvanlı yöneticiye indirilip, indirilmeyeceği konusu oluşturuyor. Genel Kurul öncesi Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz kulislerde Sadık Şide'ye karşı genel sekreterlik için kendi adayının Sağlıkİş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu olduğunu açıklamaya başladı. Yılmaz'ın başkanhğında önceki gün toplanan Yürutme Kurulu ve Genel Başkanlar Toplantısı'nda "Türkİş Yönetim Kurulu'nun 29 kişiden S unvanlı yöneticiye indirilmesi" kararı, Genel Kurul'da en çok tartışılacak konulardan biri. Söz konusu toplantıda Şevket Yılmaz'ın, Yönetim Kurulu'nun 7 kişiden meydana gelmesi önerilerine karşılık"5 olursa varım, 7 olursa yokum" dediği öğrenildi. Toplantıda oluşturulan Anatüzük Tadil Komisyonu dün öğleden sonra tüzüğü "Yönetim Kurulu'nun 29 kişiden 5 unvanlı kişiye indirilmesi ve istişari Başkanlar Kurulu meydana getiril netim Kurulu'na aday göstermeyecek olan bazı büyük sendikaİarı huzursuz ettiği bir gerçek. Bu büyük sendikaların Yönetim Kurulu'nun 7 kişiden oluşması yolunda ısrarlı davranabileceği de ifade ediliyor. SANCILI İKI İŞKOLL' Türkİş Genel Kurulu'na iki sancılı işkolu ile giriliyor: Banka işkolu ile ticaret büroeğitim ve guzel sanatlar işkollan. Banka işkolunda Türkİş'e ilk kez katılan iki sendika bulunuyor: Bass ve BankabüroSen, genel kurullan öncesi bir türlü birleşmeyen, hatta üye kazanma açısından aralarında büyuk bir mücedele olan bu iki sendikanın birleşmesi Turkİş'in başını epey ağrıtacağa benziyor. Sorunlu diğer işkolunda ise Türkİş'e daha önceden bağlı olan iki sendika var: Tezkoopİş ve Kooplş sendikaları. Geçtiğimiz hafta sonunda yapılan Genel Kurulu ile Kayyım'dan seçimle gelen yoneıime devredilen Koopİş Sendikası'nın, Kooperatifler Genel Müdurü ve Türkİş ust yonetiminin araya girerek oluşturdukları yeni yönetimi.birleşme konusunda sorun çıkaracağa benzer. Kl LİSLER de bir araya geldiler. Türkİş kulisinin yoğun bir biçimde döndüğu kokteyle gelen Türkİş Genel Sekreteri Sadık Şide, burada fazla kalamadı ve yarım saat sonra kokteyiden ayrıldı. Şide'nin, genei sekreterlik için adaylıklarından söz edilen Kaya Ozdemir, Harpİş Genel Başkanı Kenan Durukan ve Sağlıkİş Başkanı Mustafa Başoğlu'ndan daha rahat olduğu görüldü. Bass kokteylinde olanlar Şevket Yılmaz'ın Şide'ye karşı genel sekreter adayının Sağlıkİş Başkanı Mustafa Başoğlu olduğundan emin ayrıldılar. Yılmaz'ın yakın çevresine sık sık genel sekreter adayının Başoğlu olduğunu yinelediği de kulaktan kulağa yayılıyor. İKİ MADEN SENDİKASI BİRLEŞTİ Yeni Sendikalar Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra birbirlerinden aynlan Ankara merkezli Türkiye Maden İşçileri Sendikası ile Zonguldak merkezli Türkiye Genel Maden İşçileri Sendikası dun birleşme kararı aldılar. TürkIş Genel Başkanı Yılmaz'ın başkanhğında her iki sendikadan 5'er kişinin katılmasıyla oluşturulan komisyon, bir birleşme protokolu hazırladı. Bu protokola göre, Ankara merkezli sendika ile, Zonguldak merkezli sendikanın birleşmesi için ayrı bir tuzük oluşturuldu. mesi" biçiminde değiştirmek için çalışmalanna başladı. Ayrıca Anatüzük Tadil Komisyonu'na, Başkanlar Kurulu'na, "Yalnız istişari bir organ" görevi değil daha aktif işlevler yüklenmesi yetkisi de verildi. Budurumda, Başkanlar Kurulu'na Turkİş'e bağlı tüm sendika temsilcileri katılabilecek. Ancak, bu son önerinin Türkİş Genel Kurulu'nda büyük gürültüler koparması olası göruluyor. Türkİş'in olağanüstü tüzük kongresinde kabul edilmeyen bu önerinin Genel Kurul'dan aynen çıkabilmesi için üçte iki çoğunluk gerekiyor. Ayrıca, Yönetim Kurulu'nun 5 kişi ile sınırlandırılması, TürkIş'teki genel denge sonucu Yo 2 kiloya kadar olan koliler eve teslim edilecek ANKARA (ANKA) PTT Genel Mudürü "Servet Bilgi, 2 kilograma kadar olan kolilerin .ücretsiz olarak postacılar aracılığıyla alıcılanna teslim edileceğini bildirdi. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 2 kilograma kadar olan ve ücretsiz olarak taşınacak koliler, alıcılanna ikâmetgâhlarında teslim edilecek. PTT Genel Müdurü Servet Bilgi konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, halka hizmeti arttırmayı amaçladıklarını belirterek, "Kısa bir süre sonra yurürluğe girecek karar ile halk için bir hizmetidaha gerçekleştirmiş olacagız" dedi. Türkİş Genel Kurulu öncesi Şevket Yılmaz ve tüm sendika b.iskanları, Bass Sendikası'nın öntcki gece verdiği bir kokteyl E Almanya, Türkiye^nin AE T üyeliği konusunda Yetkililer, Türkiye'nin topluluğa üye/iğinin önemli sorunlor yaratabileceğini belirtiyorlar. Bu sorunlar arasında önde gelenlerden biri de işçilerin serbest dolaşımı ilkesi. ERGUN BALCI BONN Türkive'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na uveliği konusunda, Federal Almanya'da belirgin bir isteksizlik var. Görüştüğümüz yetkililer, Türkiye'nin AET'ye üyeliğinin iki taraf için de bir dizi sorun çıkartacağını belirttiler. Bu arada kimi yetkililer, AET içinde bazı çevrelerde, Türkiye'nin topluluğa üyeliği konusunda Federal Almanya'da duyulandan çok daha fazla kaygı duyulduğunu ifade ettiler. Örneğın Hamburg'da, Alman Doğu Enstitüsü Müdurü Dr. L'do Steinbach düzgün bir Türkçe ile bize şoyle dedi: "AET içinde bazı çevrelerin, Türkiye'nin demokrasiye geçmesinden kaygılandıkları bile söylenebilir. Çünkü artık Türkiye'nin AET'ye üyelik için başvurmasının onünde engel kalmadı." Hamburg Senatosu Basın Bolümu Başkanı Dr. Thomas Mirow, Türkiye'nin üyeliği konusunda AET'de duyulan kaygıları daha açık biçimde dile getirerek şöyle dedi: "Türkiye'nin AET'ye kabul edilmesi yanlış olur. Bu olgu, bir dizi sorunlar ortaya çıkarabilir. Bunlar arasında önde geleni de, işçilerin serbest dolaşımıdır. İşsizlik oranının yüksek olduğu AET ülkelerinde Türk işçilerinin serbest dolaşımı, önemli sorun yaratır." Dışişleri Bakanhğı'nda goruştüğümüz AET'nin Akdeniz Ülkeleri ile İlişkiler Dairesi Başkan mann Bühler ise, Turk ekonomisinin AET'ye uyelik için hazır olmadığını soyledi. Kendısine, AET'ye giren Yunanistan'ın ekonomisinin topluluğa uyelik için hazır olup olmadığını sorduğumuzda, Dr. Buhler. '•Yunanislan'ın üyeliği siyasal bir ol.T dı .vc >anıt \erdi. isteksiz Almanya ile ABD arasında son zamanlarda belirgin bir şekilde buyuyen siyasal ve ekonomik göruş ayrılıklarının rolü olduğu duşünulebilir. Dr. Udo Steinbach. "Türkiye'nin, Avrupa ile ilişkileri bozulmamalı. Çünkü bu takdirde, ülkeniz ABD'ye bağımlı olmak zorunda kalabilir" derken, Türkiye'nin AET'ye girmesinin "yanlış" olaeağını söyleyen Dr. Thomas Mirow, hemen ardın ; dan Türkiye'nin Batı Avrupa için çok önemli bir muttefik olduğunu da vurguluyordu. Ama AET, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'nda Turkive hakkında pek olumlu havanın esmediği, şu sıralarda Batı Avrupa ile Türkiye arasinda vakın ilişkilerin nasıl sağlanacağı sorusu, galiba Alnidiı yetkililerini de düşündürüyor. Yardımcısı Dr. VVerner Kauf T l R K h E SORLNLARI \RTTIRACAK Dr. Buhler, ortak tarım politikası uzerindeki anlaşmazlıktan, Portekiz ile İspanya'nın topluluğa ııyeliei konusuna kadar AET'nın bir dizi sorunu olduğunu, Türkiye'nin üyeliğinin bu sorunlan daha da antıracağını sözlerine ekledi. Dr. Bühler gerçi Turk ekonomisinin topluluğa üyelik için henüz hazır olmadığını söylüyordu. " Tia sanırız AET içinde serbern dolaşım ilkesi onun da aklını kurcalıyordu. Türkiye ile AET arasında en önemli anlaşmazlık konularından biri olan Türk tekstiline konan kota konusunu sorduğumuzda, Dr. Bühler, tekstil sanayiınin tum Avrupa'da buyük bir kriz içinde olduğunu soyledi. AET'ye yapılan Turk tekstil ihracatının r o 90'ını lederal Almanya'nın aldığına işaret eden Dr. Bühler; "Türkiye, tekstil ihracatını kendi kendine sınırlamayı kabul etmeyen tek lekslil ureticisi. AET'ye tekstil ihrac eden Güney Kore ve Taivtan gibi diğer tüm ülkeler lekslil ihracatlarını kendileri sınırlamayı kabul ettiler" dedi. Dr. Bühler, Avrupa'da tekstil sanayiinin bu bunalımlı döneminde. Türk tekstiline her zaman kota konmasının kaçınılmaz olduğunu da sozlerine ekledi. TLRKİVE AVRUPA'DAN UZAKLAŞMAMALI Federal Alman yetkilileri, Türkiye'nin AET'ye tam üyeliği konusunda isteksizliklerinı açıkça ifade etmelerine rağmen, Türkiye'nin Avrupa'dan uzaklasmaması gerektiğini de \urguluyorlar Bızim edindiğimiz izlenime gore, Türkiye'nin Batı Avrupa'dan uzaklaşıp, ABD'ye vaklaşması olasılığı, kimi Federal Alman yetkililerini kaygılandırıyor. Bu kaygılarda, Federa! Telsisli ynşam başhyor ANKARA, (ANKA) Ulaştırma Bakanı Veysel Atasoy, Telsiz Yasası'nın öngördüğü mevzuat değişiklikleri ile alt yapı çalışmalarının 1984 yıhnda buyük olçude tamamlanacağını söyledi. Atasoy, ANKA ajansına yaptığı açıklamada. gelişmiş ulkelerde telsizin hemen her alanda yaygın biçimde kullanıldıf işaret ederek, şöyle dedi: " \ siz Kanunu'nun öngördüğü mev/ual değişikliklerinin süratle yapılması gerekiyor. Önümuzdeki yıl bu çalışmalann hızla ele alınacağı bir dönem olacaktır. 1984 yılının bir anlamda telsizli hayata geçiş için pilot yıl olaeağını söyleyebilirim." Sanıklar, Erdal Karademir, Şafak Gündü/, Caner Ertuna'nın JGD Beşiktaş şubesi üyesi. Maksııt Kamit'in IGD Beşiktaş •ube^i 1 ıııııcusu olduğu ileri sululüyor. Beşık:aş jiıh.sinin kapatılma isteminin de yeraldığı idc inamedc. >;'.nıkların Ft K'nın 141. maJdcsı uyarınca yargılanması istenıvor.