Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 KASIM 1983 Ozetle Hong Kong'un geleceği Hong Kong'un geleceğine ilişkin olarak. Çin Halk Cumhuriyeti ile İngiltere arasında sürdüriilen görüşmelere 14 kasımda yeniden başlanacak. Son olarak ekim ayında biraraya gelen Çin ve İngiliz heyetleri görüşmelerini "yararlı ve yapıcı" olarak nitelendirmişlerdi. Halen bir İngiliz sömürgesi olan Hong Kong'un statüsünün 1977'de sona ermesiyle birlikte, Çin Halk Cumhuriyeti'ninHongKong uzerinde söz sahibi olmayı istediği görüşmelerde Çin heyetine, Dışişleri Bakanhğı yardımcısı Yao Guang, İngiliz heyetine de Çin Büyükelçisi Sır Percy Cradock baskanhk ediyor. Arafat Trablusşaırfda son direnişe hazırlanıyor Yaser Arafat, ElFetih içindeki isyancı güçlerin Suriye ve Libya desteğinde Trablusşam'ı işgale hazırlandıklannı, kenti savunmak için son hazırhklannı tamamladıklarını açıkladı. FKÖ lideri kenti ancak Trablusşamlılann istemesi halinde terkedeceğini bildirdi. Dış Haberler Servisi Lübnan'ın kuzey kenti Trablusşam'da Arafat yanlıları ile Suriye desteğindeki isyancı gerillalar arasındaki çarpışmalar, ateşkesin önceki gün bozulmasından sonra dün de tüm şiddetiyle surdu. FKÖ lideri Yaser Arafat, Abu Musa ve Suriye birliklerinin Tarblusşam'ı istilaya hazırlandığını. kendilerinin de savunma için son hazırlıkları tamamladıklarını belirtti. Önceki gün ani olarak Sovyetler Birliği'ne giden Suriye Dışişleri Bakanı Abdülhalim Haddam Sovyet Dışişleri Bakanı Andrei Gromiko ile gorüştu. Sovyet resmi haber ajansı TASS, Dışişleri Bakanlarının Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili olarak ABD ve İsrail'i suçladıklarını ve Arap ülkelerini bölgede aktif rol oynamaya çağırdıklarını açıkladı. TASS, iki bakanın kısa ziyaretlerinde, Arap ülkelerini, ABDİsrail planlarını etkisiz hale getirmek için uyum içinde çalışmaya çağırdıklarını kaydetti. Batılı diplomatik kaynaklar, Suriye ve Sovyetler Birliği'nin FKÖ'yu bölmeye çalıştığında birleşiyorlar. Şam hükümetinin Arafat'ı etkisiz hale getirmeyi ve Filistinliler adına tek soz sahibi olmayı amaçladığı biliniyor. FKÖ lideri Yaser Arafat, Suriye desteğindeki Abu Musa yanlısı gerillalann son saldınsına hazırlandığını açıkladı. Arafat, Radio France International'in Trablusşam'daki muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye desteğindeki güçlerin kenti üç yandan işgale hazırlandığını,Şam hükümetinin bu amaçla yeni takviye birlikleri gönderdiğini söyledi. Arafat bir Suriye tümeninin çatışmalara katıldığını ve ikinci bir tümenin de sınırı geçtiğini açıkladı. Arafat, aynca çarpışmalara 1000 Libya askerinin katıldığını da belirtti. FKÖ lideri "sanınra" dedi, "kenti' kuzeyden, giineyden ve doğudan işgal etmeyi planlıyorlar." Bu arada Arafat Trablusşam'ı terketmesi için yapılan çağrılara pek duyarlı davranmadı. FKO lideri, "Ben bir özgiirliik savaşcısıyım. Halkım her gün burada katliama uğrarken, onlar bırakıp bir yere gitmem" dedi. Libya habeT ajansı Arafat'ın Kaddafi'nin Lib\a'ya gelmesi yolunda yaptığı çağrıyı kabul ettiğini bildirdi. Arafat, radyoya yaptığı açıklamada savunma için son hazırlıklarını tamamladıklarını, gıda maddeleri stoku yaptıklarını belirtti. Arafat, karargâh olarak kullandığı binayı da savunma planlarına göre yeniden düzenlediğini bildirdi. Iübnan'daki çeşitli yetkililer ve İtalyan, Fransız yetkilileri Trablusşam'daki FKÖ içi çatışmaların sona ermesi için Arafat'ın kentten ayrılması gerektiğini belirtiyorlar. İtalyan ve Fransız yetkilileri, Arafat'ı istediği takdirde, kentten uzaklaştırabileceklerini belirtmişlerdi. Ancak, FKÖ liderinin Fransız Radyosu'na yaptığı açıklama, kentten aynlmaya niyetli olmadığını gösteriyor. Savunma için son hazırlıklarını yaptığını söyleyen Arafat, AP Ajansı'na daha önce verdiği demecte de "Ancak Trablusşamlılann istemesi halinde, kentten avrılacağını" açıklamıştı. Arafat bu sozleriyle direnmeye kararlı olduğunu belirtiyor, ancak bir yandan da çıkış kapısını açık bırakıyor. Çeşitli Arap radyolarının haberlerine göre, Arafat karşıtı gerillalar ile Suriye ve Libya yetkilileri, Arafat'ın Trablusşam'ı terketmesi halinde, görüşmelerin başlayabileceği konusunda anlaşmış bulunuyorlar. TUNUS'TA TOPLANTI FKÖ lideri Yaser Arafat'ın taraftarlan son mevzilerinin de kuşatılması üzerine nasıl hareket edeceklerini görüşmek uzere Tunus'ta bir araya geldiler. Suriye ve Sovyet dışişleri bakanları ABD ve tsraiVi suçladı* Arapları birliğe çağırdı Fransa Dışişleri Bakanı Claude Cheysson 1720 kasım tarihlerinde Cakarta'ya resmi bir ziyaret yapacak. Fransa'nın Cakarta Büyükelçiliği tarafmdan yapılan açıklamada, Cheysson 'un Endonezya yetkilileri ile iki ülkeyi ilgilendiren konularda görüş alışverişi yapacağı ve çeşitli uluslararası sorunları ele alacağı belirtildi. Claude Cheysson, 19661969yıllannda, Fransa'nın Endonezya Büyükelçiliği görevinde bulunmuştu. Belçika'mn doğusundaki sanayi kenti Liege'de salı günü meydana gelen depremde yaklaşık 1000 kişinin evsiz kaldığı, 45.5 milyon dolarlık maddi hasar olduğu açıklandı. Liege'deki depremde bir kadın ölmüş, 25 kişi de yaralanmıştı. Depremde 6000 evin de hasar gördüğü belirtildi. Bu yüzyılda Belçika'da ikinci kez şiddetli bir deprem meydana geliyor. Cheysson En do n ezya 'da Belçika'da deprem Reagan: Nükleer savaşı hiç kimse kazanamaz Japon komünistler, resmi birziyaret için Tokya'da bulunan ABD Başkanı'nın parlamentodaki konuşmasını boykot için, oturuma katılnıadılar. Ronald Reagan, konuşmastmn bir bölümünde de, Japonya'mn Amerikah işadamlanna daha kolaypazar bulmalarında yardımcı olmasını istedi. TOKYO, (A.P.) Japonya'yı resmen ziyaret etmekte olan ABD Başkanı Ronald Reagan, dün pariamentoda yapuğı konuşmada, "Nukleer bir savaşın galibi yoktur; bu nedenle de hiçbir zaman >apılmamalıdır" dedi. Reagan'\n Japonya parlamentosunda yaptığı konuşmaya, daha önce parlamento toplantılarını boykot eden Başbakan Yasuhiro Nakasone'nin muhalifleri de katıldı. Ancak, komünistlere ait 41 sandalyenin, dün de boş olduğu görüldü. Muhalifler, eski Başbakan Kakuei Tanaka'nın, Lockheed yolsuzluğu nedeniyle cezaevine girmesinden sonra, yakın çalışma arkadaşı Nakasone'nin başbakanlık görevini surdürmesini protesto nedeniyle, parlamento oturumlarını boykot etmekteydiler. ABD Başkanı, konuşmasında, ülkesiyle Japonya arasındaki ticari sorunlara da değinerek, "Amerikah işadamlannın, pazarlannıza çok ihtiyacı var. Sizden şunu istivorum: Bırakınız, Japonya'da mamullerini rahatça satsınlar" şeklinde konuştu. Konuşmasında, Sovyetler Birliği ile ilişkilerine de değinen Reagan, "Bu ülke>le >aptığımız, silahlann sınırlandınlması goruşmelerini iyi nivetle siirdiireceğimize söz veriyorum. Ancak, bu konudaki en biiyük korkumuz, Sov\etler'in yumuşamaz tavır alması ve gorıişmeleri çıkmaza sokmasıdır" dedi. Reagan, Japonya'mn yanı sıra, öjteki müttefikleriyle de iyi ilişkilerini günden güne geliştirdiklerini belirterek, "Bu iilkelerin ihtiyacı olan silahların karşılanması için, silah sanayilerinin biiyük atılım içinde olduğuna" değindi. Başkan'ın sözcüsü Larry Speakes de, gazetecilere yaptığı açıklamada, Reagan'ın Japonya gezisinin "çok olumlu" geçtiğine değinerek, iki ülke arasında gerçekleşmesini istedikleri ilişkilerin, programa uygun olarak ele ahndığınt ve tamamında başan sağlandığını belirtti. Jamaika'da Amerikan sermayesiyle kurulmuş bir deterjan fabrikası: Kapitalizmin büyüsüniin altında ucuz emek gücü yatıyor. Hindistan'da kııdıız Hindistan 'da, 1982 yıltnda kuduz köpekler tarafmdan ısırılan 15 bin kişi kudurarak oldü. Hindistan ' Serum Enstitüsü", tarafmdan hazırianan bir raporda, 1981 yılında da kuduz köpeklerin ısırdığı kişi sayısının 3 milyonu bulduğu kaydedildi. Amerikan sermayesînin Karaîbler çıkarması ABD 'li işadamlannın çoğu, çıbanbaşı Grenada1 nın hallinden sonra, Karaibler'e yatınm imkânımn arttığı görüşünü paylaşıyor. Dış Haberler Servisi ABD'nin Karaibler'deki küçük Grenada adasını işgalinin tozudumanı yatışırken, NVashington'un Karaibler'e yaptığı yatırımlarda bir patlama olması bekleniyor. "Newsweek" dergisi, ABD Başkanı Reagan'ın, bölgedeki komünist tehdidinin ancak "kapitalizmin büyüsiiyle" onlenebileceğine inandığını belirtiyor. Karaibler, yelkenli gemilerin rom \e köle taşıdığı gunlerden beri, ABD için önemli bir ticaret bölgesi olmuş. Reagan döneminde, Karaibler yine önemli bir kaynak. Şimdi, Amerikan deniz piyadelerinin Grenada'daki "komünizm tehlikesini önlemelerinin" ardından ABD'nin bölgeye yapacağı yatırımların büyuk ölçüde artacağı söyleniyor. Karaibler'de, Haiti ya da Barbados gibi ülkelerde yatınm yapmış Amerikah işadamları "Grenada'nın bir çıbanbaşı" olduğunda" birleşiyorlar. Bu işadamlanna göre, adanın işgali, ABD'nin bölgede son yıllarda gerçekleştirdiği en büyük yatınm oldu. Karaibler ülkelerinin yetkilileri işgalin yerinde bir eylem olduğunda birleşiyor ve Amerikan etkinliğinin artmasını istiyorlar. Çünkü, ABD'nin Karaibler'e yapacağı yeni yatırımlar ve bolgeyle yaptığı ticareti artırması bu ülkelerde yeni iş sahalan açabilecek ve işsizlik oranlannın düşmesini sağlayabilecek. Aynca bölge petrolü ve "muzu" guçlü ABD dolarıyla değiştirilebilecek. Amerikan şirketleri içinse, Karaibler'e yatınm, ucuz emek gücüne dayanan, maliyeti duşük üretim demek. Bölgedeki vasıfsız işçilerin çoğu bir saatlik çahşmalannın karşılığında 20 cent1 dolar arasında bir ücrete razı. ABD'nin Karaibler'deki etkinliğinin artması birçok ihraç mah içinde yeni bir pazar oluşturacak. Jamaika'da üslenen bir Amerikan enerji şirketi yetkilisi, Karaiblerin "30 yıl önceki Ortadoğu'ya benzediğini" söyluyor ve ekliyor: "Ortadoğu'nun ekonomisi gelişti. Şimdi bunu Karaibler'de de gerçekleştirebiliriz." Ancak, Amerikah işadamlannın tümü, Jamaika'da yatınm yapan enerji şirketi yetkilisi gibi düşünmüyor. Birçoğuna göre, Karaiblerin gelişmesi için "köprunün altından daha çok sulann akması" gerekiyor. Grenada işgalL ABDli işadamlannın iştahını kabarttı^ Norveçİran ı\orveç, Irak uçaklarının bombardımam sonucu Basra Körfezi'ne akanpetrolün temizlenmesinde. İran 'a teçhizat göndererek yardımda bulunacak. Norpol şirketi yetkililerinden John Bnın Andersen, yaptığı açıklamada, İran 'a gönderüecek teçfnzatın bir kısmının, Norveç'in ThumeEureka A/S şirketinde, diğer kısmının da Holkmda 'da üretildiğini belirtti. Alman dergisi "Der Spiegel" İsveç'i kamştırdı İsveç hükümetinin, Der Spiegel'de yer alan yazılar düründen oluşan beş kişilik bir uzmanyetkili heyet getirilmişti. dan sonra temize çıkmak amacıyla düzenlediği ba Ancak toplantı sonunda dersi sın toplantısmda yetkililer gazetecilerin sorularınayabancı gazetecilerin değil, Dışişlerinin ve İsveç bürokrasisini cevap veremedi. ABDULLAH GÜRGÜN STOCKHOLM Ünlu Fe deral Alman dergisi "Der Spiegel"de bir süre önce bir dizi yazı yayınlanarak İsveç bürokrasisi, yuntaşlann fişlenmesi, çocuklann ailelerinin elinden zorla ahnmaları konuları işlenmişti. Milyona ulaşan tirajıyla tum dünyaya yayılan dergideki yazı birçok yabancı gazetede, bu arada Cumhuriyet'te de yaymlanmıştı. Özellikle, Der Spiegel'in ailelerinden zorla alman binlerce çocuğun Nazi Almanyası kamplarına benzer yerlere yerleştirildiği savı isveç basınını da günlerce meşgul etmişti. Durumdan oldukça rahatsız olan İsveç Dışişleri Bakanhğı, 8 kasım salı gunü konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenleyerek İsveç'teki 150 kadar gazeteciyi davet etti. Toplantıya yabancı gazetecilere işin aslını "öfretmek" uzere, iki profesör, bir hakim, bir doktor ve bir sosyal işler mütemsil eden heyetin aldığı görulüyordu. Basın Bürosu şefı Lars Lönback,"boyie olacağını bUsek toplantıyı önceden iptal etme yoluna giderdik" diyerek "Expressen" gazetesi muhabirine dert yanıyordu. Toplantı, Lars Lönback'm bir "hoşgeldiniz" konuşmasıyla açıldı. Lonback'a göre bu kadar yabancı gazetecinin "cesaret edip toplantıya gelmesi" sevindiriciydi. Ancak gazeteciler Lönback'ın sandığından daha "cesur" olduklarını daha ilk konuşmacı, Sosyal İşler Planlama Dairesi Başkanı Lars Grömval'ın konuşması uzamaya başlayınca gösterdiler: "Sadete gelelim", "tartışma başlasın" gibi homurtular gazetecilerin saldırı için sabırsızlandığını gösteriyordu. İlk sözü alan İtalyan "Corriere Della Sera gazetesi muhabiri "Almanva fsveç'e karşı 10 ileri geçti. Şimdi İsveç beraberlik sağlamak istiyor. tsveç'te olanıbiteni yazacak mıyız, yoksa susacak mıyız? Herkesin fişlendiği toplumunuzdan korkuyoruz. Ancak bunu biz engelleyemeyiz. Ama bundan korkmamızı da siz yasaklayamazsınız" dedi. Der Spiegel muhabirinin "yazıda ne yanlış var?" sorusunu ise, İsveç basınına "yazılann gerçekieri yansıtmadıgı" yolunda demeçler veren Basın Bürosu şefi yanıtlayamadı. Bu konuda "Sosyal Büro şefinin daha yetkili olacağını düşünerek" sözü ona bıraktı. Sosyal İşler yetkilisi Göran Johansson'da herhangi bir yanlış göremeyip soruyu "Sosyal İşler Bakanlığına >öneltmenin doğru olacağı" yolunda konuşunca gazeteciler kahkahalarını tutamadılar. Yetkililer ise kıpkırmızı kesildi. Çocuk ve aile sorunları ile ilgili kitaplarıyla ün yapan İsveçli yazar Anna VVahlgren'in "İsveç'te 25.000 çocuk ailesinden alınıyor. bunlann 11.000'i zorla alınan çocuklar. 1981'e ait olan bu rakamlar doğrudur. Hiçbir cici istatistiginiz bu gerçeği değiştiremez" diye bağırdığı du>uldu. Profesör Grönwal "Rakamlar 1981e aittir. Ancak bu tarihten itibaren kesin olarak azalma vardır" şeklinde bir yanıtla karşıladı soruyu. Heyette yer alan Yüksek Mahkeme üyesi hakim Britta Sundbergvveitman alkışlarla karşılanan şu tümcesiyle hem olayı özetliyor, hem de İsveç'in yenilgisini vurguluyordu: "tsveç'te resmi makamlan sevecek şekilde yetiştirilmeyen çocuk. anababalarının elinden alınır". Tayvan, Sovyvtler'e izin vermedi Tayvan Hükümeti, güvenliği tam olarak garanti edemeyeceği gerekçesiyle, Sovyetler Birliği'nin, ülkesinde bir ticaret fuan açmastna izin vermedi. Gözlemciler, söz konusv fuar girişiminin, TayvanSovyetler ilişkilerinin en soğuk dönemine denk geldiğini belirtiyorlar. Bilindiği gibi Tayvan, Güney Kore Havayolları uçağımn Sovyet uçaklan tarafmdan düşürülmesi olayını sert bir dille kınamış, bir süre önce de bir Sovyet yurttaşı, casusluk yaptığı gerekçesiyle sınırdışı edilmişti. Yakıt tasarrufu Viyana leknik Üniversitesi'nde bilim adamları ve özelfîrma tarafmdan, dizel yakıtmda tasarruf sağlayan yeni bir elektronik alet geliştirildiği bildirildi. Viyana Teknik Üniversitesi bilim adamları ve özelfirma yetkililerince geüştirilen ve bir yıldan beri denenen yeni elektronik alet, dizel motoruna ne kadar yakıt gerektiğini hesap ediyor. Sigara paketi büyüklüğünde olan bu alet, aynca yoğun trafîkte uzun süre durduğu zaman, yakıtta da yüzde 20 ile 30 arasında tasarruf sağhyor. Gazeteciler, Palme'yi rahat bırakmıyor İsveç Başbakanı Olof Palme, "acaib şekilde çocuk terbiye edenleri kendi hallerine bırakmayız. Çocukları himaye altına almamız insan sevgimizi gösteriyor" dedi. İsveç Başbakanı Olof Palme, "Der Spiegel"de yer alan yazılardan sonra düzenlenen "temize çıkma" toplantısının ardından, yabancı gazetecilerin bazılarıyla görüştü. Palme, bu gorüşmede "Der Spiegel''e soylediklerini tekrarladı. "îsveç'in bttyiik ve giızel bürokrasisinden gurur duyduğunu" söyleyen Palme ile yapılan gorüşme şöyle: Soru: Neden boyle bir toplantı düzenlediniz. Bu tür toplantılar neredeyse bir tek Sovyetler Birliğinde kaldı. Cevap: Laf, biz Sovyetler değiliz. ABD de değiliz. Biz tarafsızız. Îsveç'in, çocuklann ailelerinin ;linden atınma oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri olmasını nasıl açıklıyorsunuz? tsveçli anababalar diğerlerinden daha mı zorba? Değil kuşkusuz. Ama acaip şekilde çocuk terbiye edenleri kendi hallerinde bıraksak varacağımız yer neresi olur? Çocukları himaye altına almamız bizim insan sevgimizin bir göstergesidir. Başka hiçbir ülke bu dar zamanda çocukları, kötü ev çevrelerinden kurtarmak için bizim kadar güç ve para harcamıyor. Birçok İsveçli, sendika ve örgiitlerin elinde çok büyük güç olduğu gorüşünde. Onlar, 197682 yılları arasında yonetimde bulunan burjuvalann sendika düşmanı eğilimleri tarafmdan yanıltıldılar. Ama bazı sendikalann, işçilerin siyasi nedenle sendikadan çıkma istemlerini reddetmesi yanlış degil mi? Senin neyin peşinde olduğunu anlıyorum. Sen işçi hareketi içinde sapanlar olduğunu soylemek istiyorsun. Bu yalan. Olof Palme: Çocukları himaye ediyoruz, çünkü onları seviyoruz. Orada her türlü sosyal demokrat var, her tür eğilim bannıyor. Her şeye rağmen tsveç bürokrasisinin gerekenden çok büyük olduğunu kabul etmeniz gerek. Der Spiegel'e söylediğimi söylüyorum. Ben, büyük ve güzel bürokrasimizden gurur duyuyorum. Öyle olmasaydı halk size söylediğim şu sözleri sessizce kabullenmezdi. Bira kralını kaçıranlar 2 milyar lîra fidye istiyor Freddy Heineken ve şoförünü kaçıranların, rehine COMMANDANTE ZERO: CIA'dan hiçbir vardım almadık. leri ile birlikte Hollanda'ya komşu bir ülkeye gitmiş Eski Sandiııist lider Eden Pastora: olabilecekleri belirtiliyor. AMSTERDAM (AP) Hol landa'nın en yüksek tirajlı gazetesi " D e Telegraaf'ta yer alan bir habere göre,birakralı Freddy Heineken'ı kaçıran örgüt, işadamını serbest bırakmak üzere, 25 milyon gulden (2 milyar lira) fidye ödenmesini istedi. De Telegraaf'ın haberine karşılık, polis yetkilileri ve Heineken'm yardımcılanndanRobert Elfrink, "Böyle bir istemin kendilerine ulaşmadığım" önc surdu. Gazete ise, fidye haberinin doğru olduğunda ve Heineken Biracıhk ile polisin, işadamının öldurülmesinden korktuklan için bunu kamuoyuna açıklamaktan eekindikleri gorüşünde ısrar ediyor. HOLLANDA DIŞINA ÇIKTIKLARI SAMLIYOR Heineken ve şoförünü kaçıranların, rehineleri ile birlikte Hollanda'ya komşu bir ülkeye gitmiş olabilecekleri açıklandı. Açıklamayı >apan Hollanda poh'si, Heineken'in kapnlmasıyla ilgili olarak İnterpol'den yardım istendiğini belirtti. Çarşamba gecesi işyerinden ayrıldıktan sonra arabasına binmek isterken şoförüyle birlikte kaçırılan Hollandalı bira kralı Freddy Heineken için istenen fidye, şimdiye kadar Hollanda'da istenen fidyelere oranla en yüksek rakam. Geçtiğimiz ağustos ayında da, otelciler kralı Van der Valk'ın karısı Anthonia, iki İtalyan tarafmdan kaçırılmış ve serbest bırakılması için 12.5 milyon gulden istenmişti. Ancak, polis fıdyecileri yakalamış ve Anthonia Van der Valk sağ oiarak kurtarılmıştı. İnsanların nefreti Papa 2'nci John Paul, terorizmi, gerilla savaşını ve uluslararası silah yanşını lanetleyerek, bunların insanların adaletsiztiğini ve nefretini yansıtnğım söyledi. Fransa 'dan gelen 400Katolik parlamenter ve Avrupa parlamentosu üyesi önünde bir konuşma yapan Papa, doğubatı arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi, dünyamn açlık sorununun çözülmesi ve insan haklarına karşı saldırıların engellenmesi yolunda çaba gösterilmesini istedi. Nikaragua'nın işgali ABD'nin yupacağı en büyük hata olur Hükümeti" kuracaklannı açıkladılar. İki liderin açıklamasına göre, Nikaragua'daki tüm siyasi fraksiyonları içerecek bu hükümetin kurulmasından sonra, altı ay içinde genel seçimler yapılacak. Eden Pastora, Demokratik tttifak'tan ayTildığı yolundaki haberleri ise yalanladı. Demokratik Ittifak, Nikaragua'nın güney sınırlannda Sandinist kuvvetlerle çarpışıyor. Bu karşı devrimci gerilla grubu çeşitli bombardıman olaylarından sorumlu tutuluyor. Pastora "New York Times" gazetesinde yer alan ve Demokratik İttifak'ın bombardımanda kullandığı uçaklan ClA'nın sağladığı yolundaki haberleri de yalanladı. Pastora Amerikan Gizli İstihbarat Örgutü CIA ile hiçbir ilişkilerinin olmadığmı söyledi. Pastora'ya göre, saldırıda kullanılan Amerikan yapısı uçaklar Panama'daki bir firmadan "çok ucuz bir fiyata alındı." Oemokratik İttifak'ın lideri Alfonso Robelo, örgütünün ABD'den para yardımı alıp almadığı yolundaki bir soruya "bildigimiz kadanyla hayır" cevabını verdi. Dünya Bankast''nın raporıı Dünya Bankası uzmanları tarafmdan hazırianan bir raporla, Uganda Posta ve İletişim Kurumunun 4 bin 478 çalışammn yarısından fazlası issiz kalacak. Uganda Posta ve İletişim Bakanı Akena P'ojok tarafmdan, haftalık "Ejuador" dergisine yapılan açıklamada, söz konusu şirketin yalntz 2 bin çalışammn işini sürdüreceği kaydedildi. Uganda Posta ve İletişim Kurumuna 22 milyon dolar veren Dünya Bankası'nm hazırladığı bir raporda, bin telefon bağlantısı için Uganda'nın komşusu olan Kenya ve Tanzanya'da 30 kişinin çalışmasına karşın, Uganda'da 66 kişinin çahştığı belirülerek, bu sayının duşürulmesi önerilmisti. Abnanlar, "füzeler yerleştirilince haritamız değişebilir' endişesinde BONN. (a.a.) Tüm tepkilere karşın, kısa bir sure sonra Federal Almanva topraklarına yerleştirilmesi planlanan Amerikan yapısı Pershing2 \e Cruise füzeleri, bu ulkenin sivasi haritasını değiştirebilecek. II. Dünya Savaşı'nda havadan bombalanması üzerine, birçok kenti yerle bir olan Federal Almanya, bu olayın psikolojik etkisinden henuz kurtuiamami'}ken, nükleer fuzelerin topraklanna yerleştirilmesi ile super güçlerin ülkelerini nukleer bir çatışmanın odak noktası halıne dönuşturmesinden endişe ediyor. Gecen ay. bir milyondan fazla Alman vatandaşı, gelecek a>dan itibaren ulke topraklarına nukleer fuzeler yerleştirilmesine bajlanması kararını protesto etmek için yaptıkları gösterilere karşın, protestoyla bu sorunu çozemeyeceklerini anlamakta gecikmediler. Federal Almanşa, topraklarına 14 dakikada ulaşacak güce sahip olmasından dolayı, Sovyetler Birlıği'nin en çok korktuğu Pershing2 luzelerını topraklarına yerleştirmeyi kabul eden tek ulke olma durumunu halen korumakta Öıe yandan. Alman hukumeti, herkes bildıği halde, yapılan goiterilerden dolayı bu fuzelerin nerelere yerleştirileceğini resmen açıklamaktan kaçınıyor. Bilindiği gibi, Cruise füzelerini topraklarına yerleştirmeyi kabul eden ingiltere, füzeleri Greenham'a yerleştireceğini, İtalya ise Sicilya'ya yerleştireceğini çok onceden açıklamıştı. Pakistan Çalışma Bakanı'nın adı ııyuşturucu kaçakçılığına karıştı KOPENHAG, (AP) Pakis tanh muhalefet liderlerinden Kevace Mubammed Eşref, Danimarka'ya uyuşturucu sokmak isterken yakalandı. Suçustü mahkemesine sevkedilen Eşref, kendisini kaçakçılığa, kuzeni ve Ziya Ül Hak hükümetinde Çalışma Bakanı olan Gulam Dustegir'in zorladığını öne sürerek, "Bunu yapmazsam. başımın derde gireceğini söyledi; başka çarem kalmamıslı" dedi. Dış Haberler Servisi Nikaragua Sandinist yöneümine karşı mucadele eden eski Sandinist liderlerden Eden Pastora (Commandante Zero) ve Alfonso Robelo, CIA'dan yardım almadıklannı belirttiler ve ABD'nin nikaragua'yı işgale kalkışmasmın "büyük bir hata" olacağını söylediler. Nikaragua'da, diktatör Anastasio Somoza'mn devrilmesiyle Sonuçlanan 1979 Sandinist Devrimi'nin askeri liderlerinden olan ve 1981 yılında Sandinistlerden ayrılan Commandante Zero (Komutan Sıfır) adıyla bilinen Eden Pastora, geçenlerde yaptığı bir basın toplantısmda Nikaragua'yı işgalin ABD Başkanı Ronald Reagan'ın yapacağı "en büyük hata" olacağını söyledi. Pastora, ABD işgalinin Sandinistler için bir "moral zaferi" anlamma geleceğini söyledi ve işgalci Amerikan kuvvetlerine karşı Sandinistlerin yanında çarpışacağını belirtti. Sandinist yönetimine karşı mucadele eden gerilla orgütü "Devrimci Demokratik İttifak''ın liderleri olan Pastora ve Robelo, Managua yönetimini devirmeleri halinde "Ulusal Birlik