26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 1983 EKONOMİ CUMHVRİYET/9 TARTIŞMA KONUSU OLABILECEK SORULARI IŞADAMLARI VE UZMANLARA SORDUK IŞÇEVIN EVRENINDEN ŞÜKRAN KETENCİ Prof. Erdoğan Alkin: Fikrim tam serbestlik, ama lıenüz kurumlar buna hazır değil NİLGÜN UYSAL Prof. Dr. Erdoğan Alkin'i ya'zılarıyla çeşitli konferans ve *eminerlerdeki konuşmalarıyla yakından tanıyanlar iyi bilir. Erdoğan Hoca, yıllardır Türkiye'nin nasıl dışa kapalı ve dünyadan kopuk bir ülke olduğunu ve artık o eski kabuklannı kırması gerektiğini, kendisine özgü temposuyla anlatmaya savaşmış bir kişidir. Öteden beri, Türkiye için hedefın tam serbestlik olması gerektiğini söylemiştir. Buna rağmen, "ekonomide serbestlik ama hangi ölçiide serbcstlik" temasına abanan sorulanmızı yanıtlarken, Prof. Alkin'in belli "rezervler koyarak" konuşması dikkati çekiyordu: Şöyle dedi Alkin: Serbest faiz düzeni ancak belli bir süre sonrası için düşünülebilir. Türkiye'de serbest döviz düzeni uygulamaya dönük kurumlar oluşmuş bulunmadjğı için hemen serbest faiz uygulamak sorunlar yaratacaktır. Nitekim, bir süre önce bu sorunları da hep birlikte yaşadık. Merkez Bankası'nın para piyasasına etkin biçimde ve düzenleyiciolarakgiremediği ülkelerde, "serbest faiz" ancak ve ancak "yükselen faiz" anlamına gelir. Bizde Merkez Bankası böyle bir görevi yerine getiremiyor. Çünkü Hazine sıkışık durumda. Önttmüzdeki gttnlerin üç tartışma konusu 1. Faizler serbesîçe belirlensin mi? 2. Türk Parasını Koruma mevzuatı kaldırılsın mı? 3. İthalatta liberasyona gidilsin mi? İşçilersendikalar ve seçimler Seçim sonuçları ilk kez ülke çapında büyük bir benzerlik göstermiş, geç saatlerde kırsal kesimden gelen oylar, sonucu değiştıreceğine pekiştirmiştir. Oy dağılım oranı sadece işçilerin yoğunlaştığı merkezlerle yoğunlaşmadığı bölgeler arasında değışmiştir. İşçilerin, daha da doğrusu büyük işletmelerde toplanmış işçiierin bulundukları yörelerde, sosyal demokrat görünümlü parti lehine oylarda büyük artış görülmüştür. Sadece İstanbul'daki sanayi işçisi değil, Zonguldak'taki tarım kökenli, köyde yaşayan maden işçisi de genel kamuoyu etkilenmesinin dışında kalarak, Anavatan Partısi ağırlıklı değil de, Halkçı Parti ağırlıklı oy kullanmıştır. Kümelenmiş, sendikalı işçilerin, genel kamuoyu etkilenmesi dışında kalmaları, tanınan, televizyonda güvenilir izlenimi veren liderli bir parti yerine. kadrolaşması çok zayıf, sosyaldemokratlığı tartışılır hem de iktıdara hazır olmadığı bilinen Halkçı Parti'ye oy vermeleri bir rastlantı mıdır? Yoksa genel kamuoyu değişik nedenler, ya da zorunluluklarla bazı gerçekleri göz ardı ederken, işçiler kendileri için yaşamsal olan bu gerçekleri unutamamışlar mıdır? Ünlü 24 Ocak Kararlannın, ücret dondurması ilkesinin mimarı. YHK'da gerçek işçi ücretlerının geriletilmesinde etkin rol oynamış, kıdem tazminatı başta olmak üzere kazanılmış pek çok işçi hakkında geriye gidilmesi çalışmalarında öncülük etmiş lıderin partisine oy vermeye elleri mi varmamıştır? Eğer gerçek neden bu ise, ki gerek seçim öncesi, gerekse seçim sonrası işçiler ve sendikacılarımızdan duyduklarımız bu doğrultudadır, bu bir bilinçlenme, bilinçli oy kullanmanın kanıtıdır. Oy kullanırken bilinçli olma, tartışmasız işçilerin siyasete ağırlıklarını koyabilmelen, parlamentoda çalışanların haklarının korunması anlamını tasımıyor. Parlamentoda çalışanların haklarının savunulabilmesi, parlamento aritmetiğinde çalışanların oylarının ağırlıklı olabilmesi ile bağıntılıdır.Seçımsonuçlarındakı parlamento aritmetiğine bir bakın. Çalışanlar aleyhine, işçiler aleyhine geçmişten çok daha kotu bir tablo karşınızda Işçinin partiye önemli bağışlar yapacak parası mı var, ya da tek başına önemli bir oy etkinliği mi söz konusu ki, sıyasi partiler işçi adaylara yer versin? En iyi niyetli yaklaşımda dahi, işçi adaylık için gerekli parayı bulamaz. Geriye tek yol işçilerin oy gücünün birlikte kullanılabilmesi ile ağırlık kazanma kalıyor. Bunun da en önemli önlemı Sendikalar Yasası'ndaki siyaset yasağı hükümleri ile alınmış. işçilerin örgütlendiklerı sendikaları aracılığı ile, aralarında tartışıp. kendilerine en yakın gördüklerı siyasi partileri seçmeieri, bu yolla, Batı demokrasılerinde olduğu gibi, gerçek sosyal demokrat partilere ağırlıklarını kaydırmaları, destek vermeleri yasaklanmış. Geriye sıyasi partilerimize, sendikacılarımıza geçmişten beri kolay ve çekici gelen, sendikacının parlamentoya sokulması, böylece kolayca işçiden oy toplanması ve hiç değilse sendikacı aracılığı ile, o da parti ılkelerı ile çelişmezse, işçi haklarının parlamentoda savunulması yolu kalıyor. Hıç değilse bu yolda ilkelı davranılabilse. işçi haklarını, çalışanlar haklannı sa.vunmayı propagadasmda kullanan siyasal partide işçi, çalışan kökenli adaylar kümelenebılseydi, oy'arda ve pariamentoda bir etkinlik belki söz konusu olabılırdi. Ne gezer? Türkİş'in geçmişte mımarlığını yaptığı partiler üstü politika, sendikacıların her partiden parlamenter olmaya çalışması, işçi oylarının da şaşırtılması politikasının sözde yanlışlığı kavranmış, ders alınmıştı. Türkİş'in deneyli sendikacılarının bu seçimierde yaptıklarına bir bakın. Merkez yönetimi temsil eden ve işçiler arasında "Türkiş kontenjanı" diye duyurulan iki as aday, ikı Türkİş Federasyonu'nun yılların değişmez başkanları Orhan Erçelik ve Emin Kul MDP'den aday oldular. Ve de lıstelerde MDP'nin iktidar olacağı hesabı ile 2. 2. sıralarda yer alarak sonunda seçilemediler. Sendikacı adaylar MDP'ye ne kadar boşa oy kaydırdı bilemeyiz ancak HP'yi daha çok kendi girişimleri ile seçmiş olanlar şanslı çıktı. Türkİş'in bugünkü yönetimine biraz daha uzak, bir kısmı çok eskı sendikacı bırkaç kişi böylece parlamentoya girdi. Eski Genel Başkan Halil Tunç ise, seçimlere birkaç gün kala, söylentilere göre HP'nin şanslı görünmeye başlamast ile ve bunun yanlış olduğu savı ile, parti kuracagını kamuoyuna açıkladı. Bu arada, birde ana çelişkıye rağmen, Anavatan'dan aday olan ve hatta seçilen eski sendikacılar da var. Sonuç ortada, çıkarları doğrultusunda bilinçlenmeyi kanıtlayan işçi oylarına karşın, parlamentoda işçi kökenlıler. üstelik de işçiyi ne ölçüde savunacakları belirsizler. parmakla sayılacak kadar azlar. İşçi oyları böylece bir seçim dönemi daha, işçi çıkarlarının savunulmasında yararlı işlev yapamadı.. İşçi oylarına bilinçli konulan, yasal ve siyasal partılerden gelen barajlar yanında, kılavuz sendikacıların hiç mi rolü, sorumluluğu yok?... Merkez Bankası piyasayı düzenlemedikçe serbest faiz "yükselen faiz" demektir. Bankalararası bir konsorsiyumun döviz alım satımı için piyasa oluşîurması konvertibilite için atılacak ilk adımdır. Tasarruflarınyüksek faizle ödüllendirilmesi enflasyon geri çekilirken yanlış olur. Türkiye Işverenler Sendikası Başkanı Halit Narin'le seçim sonuçlarının kesinleştiği sabah konuştuk. Sonuçları daha üç hafta öncesinden tahmin edebildiğini belirten Narin ekonomide liberalleşmeye ilişkin sorularımızı şöyle yanıtlıyordu: " E v e t " dedi... Uzun dönemler itibariyle geriye bakıldığında enflasyonun geri çekildiğinin kabul edilmesi gerektiğini düşünüyordu. Sözünü şöyle sürdürdü Halit Narin: Yeryüzünde %4 faiz uygulayan ülke de var %80 faiz uygulayan da... Narin: Ithalat da ihracat da tam serbest olmalı • I ı Bu demek değildir ki, faizler büsbütün enflasyon hızının altında tutulsun. Sermaye üretemediğimiz \e sermaye üretmekte büyük sıkıntılarla karşı karşıya olduğumuz bir gerçek. O nedenle sermayenin bol olmadığı, bollaşma ihtimalinin de kısa vadede pek söz konusu olmadığı koşullarda faizleri serbest bırakmak çözüm değildir. Bu alandaki temel çıkmaz, kamu kesiminden kaynaklanmaktadır. Devlet Hazine'yi sıkıntıdan kurtarmadıkça da bu böyle sürecektir. İkinci soruya gelince... Türkiye'deki kurumlar kesinlikle Konvertibiliteye de hazır değildir. Türk Parasını Koruma Kanu nu'ndan gelen sınırlamalar, aşama aşama hafifletilmelidir. Tabii hedef, tam konvertibilite olmak koşuluyla... Bankalararası bir konsorsiyum'un döviz alım satımı için bir piyasa oluşturması, konvertibiliteye giden yolda ilk atılacak adımdır. Sonra aşama aşama konvertibilite koşullanna geçilir. tthalaita serbestlik de "aşamalı" olarak getirilmelidir. Fikrim tam serbestliktir. Aşamalı olmalı derken de gerekçem "döviz"dir yoksa sanayinin korunması değil. Ülkenin yeterli döviz birikimi yoksa, ithalatı istediğin kadar serberstleştir. Hiçbir anlamı olmaz. Döviz olanakları elverdikçe ithalat serbestleşebilir. "Serbest faiz politikasının şu temel koşulla bir anlamı vardır. O da Türk iş âlemi ihtiyacı olan krediyi yurt içinden ve dışından kayıtsız şartsız olarak bulabilme imkânına sahip olursa... Buna karşın, sadece Türk bankalarının tek başına istediklertni uygulamasına izin verecek bir felsefe yanlış olur. Tasarrufların yüksek faizle ödüllendirilmesi, enflasyonun aşağı çekildiği sırada uygun olmayacaktır." Sözünü hemen kesip sormak zorunda kaldık Saym Narin'e: "Şu sırada enflasyonun aşağı çekildiği kabul edilebilir mi?" diye... Dıştan serbestçe ve hiçbir kısıtlama görmeden kredi bulabilmek ve alabilmek cok önemli bir konudur artık Türk ekonomisi için. Bu çerçevede Türk bankacılığının da dışa açılması bir zarurettir. Onlar da dışa açılabileceği ölçüde liberal ekonomi rayına oturacaktır. Ithalata gelince... Liberal bir ekonominin ithalattan yana derdi olmaz, olmamalıdır. Buna karşın "ihracat yapamadım" ya da "ihracal yapamazsam" derdi olabilir, olmalıdır. Asıl mihveri özel teşebbüse dayalı bir sistemde kredi carkı olmadan ekonomiyi çalıştırırım diyemezsiniz. Batı'da bir malın satılması için sayısız kredi imkânı devreye girer. O kadar ki, bu kredi imkânlarının bir bölümü doğrudandır ve dıştan izleyebilirsiniz. Bir bölümü ise dolaylıdır, göremezsiniz. Ekonomi de zaten budur. Türkiye'de ithalat da ihracat da %100 serbest olmalıdır. Türk Parasını Koruma Kanunu'ndan kurtarılmalıdtr bu ülke. Ve dış ödemeler dengesini sağlayacak döviz rezervlerini yaratarak tam konvertibiliteye geçebilmelidir." "Türkiye konvertibilite düzeni ne geçebilir mi? " sorusu teknik bir sorundur. İşin bu yanına girmeden önce hemen şunu söylemek zorundayız: Türk Parasını Koruma Kanunu, "Türk Parasını Korumama Kanunu" diye kolayca nitelendirilebilir. Eİconominin gelişmesine manidir çünkü... Eskiden kalmadır. Her akla gelen yasaya ya da kararnameye ilave ediİerek içinden çıkılmaz bir kanun çeşnisi halini almıştır. Bu kanunun A'dan Z'ye kadar değişmesi gerekir. Günün aynası Kafaoğlu: Mevdııat faizlerinin yükseltilmesi yeni hükümete kaldı ANKARA. (a.a.) Maliye Bakanı Adnan Baser Kafaoğlu, mevduat faizlerinin yükseltilmesine yeni hükumetin karar vereceğini söyledi. Kafaoğlu, Para Kredi Kurulu'nda mevduat faizlerinin beş puan yükseltilmesi konusunun ele alındığını hatırlatarak, "Yeni hükumetin ilk icraa tının faizlerin vüksellilmesi olması doğal karsılanmalıdır" dedi. Hükumetin mevduat faizlerini düşürürken fiyat artış hızını yüzde 20 olarak hedef aldığını ancak bu rakamın üzerine çıkılması yüzünden Para Kredi Kurulu'nda mevduat faizlerinin yükseltilmesi konusunun görüşüldüğünü bildirdi. Dış kaynak açığı hızlanarak artıyor İlk 8 ayda 2.32 milyar dolara ulaşan dış kaynak açığı, geçen yılın eşdönemine göre yüzde 55.7 daha fazla. ANKARA, (ANKA) Ekonominin dış kaynak açığı hızlanarak büyüyor. Ağustos ayı sonu itibanyla belli olan ödemeler dengesi verileri, cari işlemler dengesi açığının geçen yılın eş dönemine göre yüzde 44 oranında artarak 1.64 milyar dolara ulaştı. Cari işlemler dengesi açığına 686.1 milyon dolarlık dış borç anapara ödemesi eklendiğinde, 2.38 milyar dolara ulaşan dış kaynak gereksinimi ise dış borç ana paıa ödemelerindeki artıştan da etkilenerek geçen yılın eş döneminde yüzde 55.7 daha fazla oldu. Büyüyen dış kaynak açığının finansmamnda, uzun dönemli bir kaynak olan proje ve program kredilerinin katkısı azalıyor. Ocakağustos 1982 döneminde 435.9 milyon dolar olan proje kredisi kullanımları bu yıl 383.2 milyon dolara düşerken, ÖDEMELER DENGESİ (Milyon dolar) l.CARl İŞLEMLER DENGESt A.Dış ticaret dengesi İhracat (FOB) tthalat (CIF) B.Görünmeyen işlemler Dış borç faizleri Turizm ve dış seyahat tşçi dövizleri Kâr transferleri Diğer görünmeyenler 2.SERMA YE HAREKETLERİ GENEL DENGE program kredisi kullanımları daha hızlı bir azalmayla 604.5 milyon dolardan 205.7 milyon dolara geriledi. Çoğunlukla dış kaynağı belirli bir ödeme takvimine bağlı proje kredilerindeki yavaşlama, yatınm faaliyetlerindeki para darlığının sonucu meydana gelen duraksamadan, program kredilerindeki yavaşlama ise OECD özel yardım programlarının son bulmuş olmasınOcak 1983 1.638 2.396 3.449 5.845 758 890 175 1.046 •54 480 251 1.387 Ağustos 1982 1.138 2.695 3.361 S.556 1.957 •975 137 1.453 •38 481 800 338 Jak Kamhi:. Serbest faiz enflasyonu kamçılar Profilo Holding Yönetim Kurulu Başkanı Jak Kamhi'nin ise sorulanmıza getirdiği az ve özlü yanıtlar şöyleydi: 1. Serbest faiz uygulanamaz. Çünkü maliyet enflasyonunu kamçılar. Ve nasıl olsa yine faiz kişinin cebinden çıkacaktır. 2. Kademeli konvertibilite uygulanmalıdır. Kademeli bir geçiş olmalıdır. 3. İthalat serbestliği yan şartların tahakkuku ile kademeli olarak uygulanmalıdır. Rakip ülkelerdeki ikmal şartlannın Türkiye'deki sanayiciye tanınması koşuluyla... Bankerden alaeaklı akraba 200 bin liralık ayrı hesap açtıracak ANKARA, (ANKA) Türkiye Emlâk Kredi Bankası Tasarrufları Koruma Fonu Başkanlığı, bankerlerin tasfiyesiyle ilgili ilk tebliğini yayınladı ve alacaklarını birbirlerine ciro ya da temlik etmiş yakın akrabaların durumuna açıklık getirdi. Buna göre, aynı bankerden alaeaklı olan eş, anne, baba ve kardeşler alacaklarını birbirlerine ya da tek bir kişiye ciro etmişlerse, bu alacaklar için yasanın öngördüğu 200 bin liralık mevduat hesabı limitinden ve 25 bin liralık vadesiz bölümden her bir alaeaklı ayrı ayrı yararlanacak. Ancak bu alacaklar tek bir hesapta toplanıp birlikte takip edilecek. Ekonomide bütünlük için "Koordinasyon Komitesi" kuruldu ANKARA, (a.a.) Ekonomik Işler Yüksek Koordinasyon Kurulu'nun çalışma esaslan ile koordinasyon komitesi kunılması ve çalışma esaslan hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yaymlandı. Karar uyannca, Ekonomik tşler Yüksek Kurulu, Kamu İktisadi Teşebbüsleri Koordinasyon Kurulu olarak yaptığı bu görevlerden ayrı olarak memleketin yurt içi ve yurt dışı ekonomik hayatıyla ilgili konularda bir bakanlığın sorumluluk alanını aşan, ilgili bakanlıklar arasında doğrudan çözüme varılamayan, ekonomiye etkisi bakımından bakanlıklarca müştereken incelenerek çözüm aranması gerekli olan, birden fazla bakanlığın uygulamasını gerektiren, ülke çıkarları açısından verimli ve hızlı kararlann yüksek düzeyde ahnmasını ve aynı şekilde yürütülmesini sağlayacak. Her ay en az ıki defa toplanılmasını öngören Bakanlar Kurulu kararı uyannca ekonomik işler Yüksek Koordinasyon Kurulu'na tavsiye ve önerilerde bulunmak uzere Koordinasyon Komitesi kurulacak. dan etkileniyor. Proje ve program kredilerinin dış kaynak açığının finansmamnda etkisini yitirmesi, Merkez Bankasf nın kısa vadeli yükümlülüklerinin artışı sonucunu doğuruyor. Ocakağustos döneminde, kısa vadeli yükümlülüklerin artması yanında, Merkez Bankası ile ticari bankalann döviz varlıklannda da azalmaya gidilmiş bulunuluyor. Mutfaâımızdaki yağın fiyatı nereye gidiyor? Ayçiçeği yağı fiyutı 300 liraya doğru yükseliyor Büyük margarinfirmalanmnstoğa gitmesi ve dünya dünya fiyatlarındaki yukselme fıyaılarımn yükselmesi ayçiçeği yağı fıyatlarını yük gösteriliyor. Dünya fiyatlarımn 700750 dolar ton (110200 seltti TL./kg) düzeyinde olması, çeşitEkonomi Servisi Türkiye'de, dünya fiyatlarımn altında işlem gören ham ayçiçek yağında son aylarda süreklilik kazanan fiyat artışları, önümüzdeki günlerde de sürecek. lç piyasa fiyatlannın dünya fıyatlanyla eşitlenmesi beklentisi, ham yağ fiyatlarımn ve beraberinde sofralık ayçiçek yağı, margarin ve sabun fiyatlarımn sık sık artmasına yol açıyor. Bu gidişle ayçiçek yağı perakende fiyatının 300 ila 350 liraya yükselebileceği belirtiliyor. Ayçiçek yağı fiyatlarındaki artışın en önemli etkeni olarak li mekanizmalarla iç fiyatların da bu fiyata eşitlenmesi beklentisini yaratıyor. Söz konusu stoklann çözülmemesi ham yağ ithalini gündeme getirdi. Devlet kuruluşları eliyle ham ayçiçek yağı ithaline gidilmesi halinde, iç piyasa fiyatlarımn yükselmesini önleyebileson düzenlemeye rağmen, Tariş yağları piyasadaki en ucuz yağ olarak dengeleyici niteligini korumaya devam edecektir." Bu arada piyasada zeytinyağı fiyatlarımn 285290 lira dolayında olduğu saptandı. Bir süre önce ayçiçek yağlannın fiyatlannda meydana gelen artışlar nedeniyle Tariş zeytinyağlan piyasanın en ucuz yağı olmuştu. Konuya yakın çevreler Tariş'in bu kararından sonra serbest piyasada fiyatların bir miktar daha yükselebileceğine işaret ettiler. cek tek guç, maliyeti 200 liray bulacak ithal malı yağın devlet tarafından sübvanse edilmesi. Ancak piyasa içindeki pek çok unsurun genel beklentisi, seçim sonrası dönemde serbest piyasa anlayışının yerleşeceği ve yağın sübvansiyonu yoluna gidilmeyeceği, böylece ayçiçeği yağı fiyatlarımn yükselmeye devam edeceği. Bu beklenti içinde sofralık ayçiçek yağının toptan fiyatları 235245 liraya kadar yükseldi. Gectiğimiz ay içinde ortalama 230 liradan tüketilen ayçiçek yağının kilo fiyatının bu ay sonuna kadar 260^270 liraya ulasması bekleniyor. İç piyasadaki fiyatların dünya fiyatlanyla eşitlenmesi beklentisi gerçekleşirse, ayçiçek yağı tüketiciye kilosu 300 ila 350 liradan ulaşacak. Trakya Yağlı Tohumlar Birliği, bu beklentiyi kısmen kırmak ve fiyat artışlarını sınırlamak için ilk parti olarak tonu 728 dolardan (CIF fiyatı) 10 bin ton çiçek yağı ithal etti. Bu yağın birliğe maliyetinin 190200 lira arasında olacağı, buna karşın "fiyatı belirli düzeyde tutmak" kaygısıyla kiloda 20 lira dolayında bir sübvansiyonla, piyasada 170 liradan tahsis edileceği öğrenildi. • Etibank G&nel Müdiirü Ocal: İhracat artışım sürdüreceğiz ANKARA, (a.a.) Madencilik, metalurji ve bankacılık dallarında faaliyet gösteren Etibank'ın 1983 yılı çalışmaları ile 1984 yılında alınması gereken önlemler, Ankara'da yapılan bir toplantıda ele alınıyor. Genel Müdürlük birimleri ile 29 taşra teşkilatı yöneticisinin katıldığı toplantıyı bir konuşmayla açan Etibank Genel Müdurü Muammer Öcal, Etibank'ın borçlarının 17 milyar 644 milyon liraya indiğini, alacakların ise 8 milyar 624 milyon liraya yükseldiğini kaydederek özetle şöyle konuştu: "1983 yılında bankacılık yönünden de başanlı bir dönem yaşanmış. Mevduatımızda 5 milyar liralık bir artıs ve nakdi plasmanlarda 7, gayri nakdi plasmanlarda 5.5 milyar lira olmak üzere, toplam 12.5 milyar liralık bir plasman artışı sağlanmıştır. 1983 >ılındaki üretimler elektrik enerjisi kısıtlamalanndan etkilenmiştir. En büyük üretim düşüşii Seydişehir Alüminyum tesislerinde görülmüş ve yîizde 33 kapasite ile çalışma zorunluğu belirmiştir. Etibank, yeni kuruluş kanununun getirdiği olanaklarla ihracatını arttırma ve dışa açüma politikasını sürdürecektir." DISBANK Dövizin Cinsi 1 ABD Dolan 1 Avustralya Doları 1 Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 hveç Kronu 1 hviçre Frangı 100 Italyan Lireti lOOJapon Yeni 1 Kanada Dolan 1 Kuveyt Dinarı 1 Norveç Kronu 1 Sterttn 1 Suudi Arabistan Riyaü Tariş zeytinyağına zam yaptı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Tariş ürettiği riviyera tipi zeytinyağı fiyatlarına 15 lira zam yaptı. Yeni zamla Tariş zeytinyağının toptan fiyatı 240 liradan 255 liraya çıktı. Tariş'in zam kararına gerekçe olarak ham yağ fiyatlanndaki son artışlar ile ayçiçek yağının kendi uyguladığı fiyatların üzerine çıkması gösterildi. Tariş yetkilileri konuya îlişkin olarak verdikleri bilgide şöyle dediler: '"Tariş gectiğimiz aylarda zeytinyağı fiyatlannda orta\a çıkan suni fiyat artışlarını belirli bir düzeyde tutabilmek, böylece üretici ve tüketiciyi korumak amacıyla riviyera tipi yağlarını yeni ürün gelinceye dek 240 lirada tutmak karannı almış ve bu kararını da uygulamıstır. tariş yeni ürün gelimi başlaması, ham yağ fiyatlannda son artışlar ile ayçiçek yağının dahi kendi uyguladığı fiyatın üzerine çıkması üzerine, riviyera tipi yağlann fiyatına 15 lira zam yapmıştır. Bu îurk DısTicaret Bankası ı DOVIZ KURLARI Döviz Ahş 254.80 232.53 13.54 95.30 4.69 26.44 31.33 84.99 32.29 117.33 15.72 108.08 206.20 872.74 34.22 377.61 73.22 Döviz Satış 259.90 237.İS 13.81 97.21 4.78 26.97 31.96 86.69 32.94 119.67 16.03 110.24 210.32 890.20 34.91 385.17 74.68 Efektif Alıs 254.80 220.90 13.54 95.30 4.46 26.44 31.33 84.99 32.29 117.33 14.93 102.68 195.89 829.10 32.51 377.61 69.56 Efektif Satış 262.44 239.51 13.94 98.16 4.83 27.23 32.27 87.54 33.26 120.85 16.19 111.32 212.38 898.92 35.25 388.94 75.41 TEK, enerji üretim satış ve dağıtımında tek söz sahibi oldu ANKARA, (THA) KİT'lerin yeniden düzenlenmesine ilişkin Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) Genel Müdürlüğü'nün görev ve sorumlulukları ile ilgili 110 sayılı kanun gücündeki kararname yayınlandı. Yeniden düzenlemeye ilişkin 110 sayılı kararnameye göre TEK devletin genel enerji ve ekonomi politikasın» uygun olarak yurdun gereksinimi olan elektriğin üretim, iletim, dağıtım ve ticaretini yapacak, uygulanmakla olan görevlerinin yanı sıra Türkiye'nin elektrik gereksinimi ile ilgili inşaat ve tesisleri kurup işletecek olan TEK, eıektriğin fiyat, tarife ve yatınmlarının genel ekonomi ile enerji politikalanna uyumunu da sağlayacak. Kararnameye göre kurum Istanbul Elekırik Tramvay ve Tünel İşletmeleri (İETT) Umum Müdürlüğü'nün, Ankara Elektrik \e Havagazı İşletme Müessesesi'nin (EGO), İzmir Belediyesi'ne ait Elektrik İşletme Müessesesi'nin ve Adana Elektrik İşletme Müessesesi'nin elektrik hizmetlerine ilişkin tesis ve işletmelerini devralıp işletecek olan TEK. gerektiğinde termik santrallerinin gereksinim duyduğu kömürü ve buharı üretmek amacıyla kömür sahaları ile jeotermal enerji sahalarım isletmek ya da başkalarına işlettirmek görevini de yerine getirecek. Atatürk Barajı'nda yabancılara da iş çıkacak dolan aşkın inşaat makinesi ve teçhizat ithalatına da gidecekler. Aynı yazıda, baraj inşaatının bitirilme süresi konusundaki şüphelerin giderek arttığına dikkat çekiliyor ve ihaleyi kazandığı anda baraj inşaatının 1991 yilında bitirileceğini belirten korsorsiyum yetkililerinin şimdi bu sürenin 11.5 yıla kadar çıkabileceğini söyledikleri kaydediliyor. Öte yandan dergi, baraj ihalesine ilişkin olarak 3 firmayla yapılan anlaşmayı, seçimden sonra kurulacak hükumetin yeniden gözden geçirmesi gerektiğini de belirtiyor. ÇAPRAZ KURLAR 18.8183 54.3283 8.1327 7,8909 1620.86 3.4799 1 ABD A vusturya Şilini Belçika Frangı Fransız Frangı tsveç Kronu Italyan Lireti S. Arabistan Riyali 1 A vustralya Dolan: 1 Kuveyt Dinarı: 1 Sterlin: ALTEV GUMUŞ FIYATLARI Cumhuriyet Reşat 24 Ayar fgr.) 22 Ayar bilezik (gr.) 900 Ayar gümüş (gr.) Ekonomi Servisi Atatürk Barajı projesinin büyuklüğü ile ihaleyi üstlenen yerli firmalann deneyimsizliğinin yabancı şirketlere baraj yapımında önemli imkânlar sağlayacağı öne sürüldü. DOLARI Bu arada, baraj inşaatının zamai nında tamatnlanacağı konusun2.6736 B. Alman Markı daki şuphelerin de giderek arttığı 9.6369 Danimarka Kronu belirtildi. 2.9980 Hollanda Florini 2.1716 Meadle East Economic Digest hviçre Frangı (MEED) dergisinde yer alan bir 235.75 Japon Yeni 7.4459 Norveç Kronu yazıda Enerji SuPaletSeri İnşaat'tan oluşan yerli firmalar, konsorsiyumunun kendi teknolojik 0.9126 ABD DOLARI olanaklannı aşan betonlama, tu3.4252 ABD DOLARI nel açma gibi işlemlerde yaban1.4820 ABD DOLARI cı şirketleri yardıma çağıracağı öne sürüluyor. Dergiye göre, baraj yapımında 120 milyon metrekuplük toprak kaldınlacak, LnALIŞ SATIŞ şaatta 2.5 milyon metreküp be26.800 26.900 ton, 84 milyon metreküp de taş 27.000 27.500 \e su geçirmez madde 3.740 3.730 kullanılacak, Yerli firmalar tek3.500 3.395 nolojik yardımına ek olarak, ya92.00 bancı firmalardan 200 milyon 90.00 Iran Ağır Sanayi Bakanı İskenderun Limanı'nda incelemeler yaptı Altınkaya Barajı kredi anlaşması onaylandı ANKARA, (ANKA) Altınkaya Barajı ve hidroelektrik santralı projesinde kullanılmak üzere Japon Denizaşırı Ekonomik İşbirliği Fonu'ndan verilecek 15 milyar 400 milyon Yen tutanndaki kredinin yürürlüğe girmesiyle ilgiii anlaşma Bakanlar Kurulu'nca onaylandı. Kredinin geri ödeme suresi, yedi yıllık ödemesiz dönemden sonra 18 yıl olarak belirlendi. Faiz oranı yılda yüzde 4.25 olarak saptandı. Anlaşmaya gore, Turkiye Cumhuriyeti hükümeti, kredi ve krediden doğan faizle ilgili olarak fonu, Türkiye'de geçerli butün mali vergi ve resim lerden muaftutacak. Japon kredi si, sadece proje için kullanılacak. Öte yandan Bakanlar Kurulu, Dünya Bankası ile imzalanan 163 milyon ABD Doları tutanndaki kredi anlaşmasım onayladı. İSKENDERUN (THA) Ulaştırma Bakanı Mustafa Aysan ile Iran Ağır Sanayi Bakanı Behzat Nabavi İskenderun Limanı'nda incelemelerde bulundular. Aysan yaptığı açıklamada, "Nabavi transit taşımacılık yaptığımız İranla aramızdaki malların nakli konusunda limanlarda incelemeler yapmak üzere İskenderun'a geldi. Gördüğümüz kadarıyla İran'a yaptığımız taşımacılıkta Mersin Limanı'nda bir sıkışıklık söz konusu bu. İskenderun'da şu an için yoklur. Ajrıca transit taşımacılık yapmak için incelemelerde bulunacağız." dedi. Yabancı sermaye girişi kâr transferini aştı ANKARA, (ANKA) Ağustos ayında 800 bin dolar dolayındaki kâr transferine karşılık, nakit yabancı sermaye girişi 7 milyon dolar oldu. Temmuz 1982'de kâr transferi çıkışı 2.3 milyon dolar, nakit sermaye girişi ise, 2.5 milyon dolar düzeyindeydi. Kâr transferi çıkışlarının ge çen yıla göre azalması, bu yılki ıransferlerin geciktirilmeden daha önceki aylarda yapılmış olmasına bağlı bulunuyor. Ocakağustos dönemi yabancı sermaye girişi ise, 58.0 milyon dolar olarak hesaplanıyor. Bu tutar, geçen yılın eş dönemindeki 36.9 milyon dolara göre yüzde 57.2 oranından daha fazla.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle