18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EKİM 1983 EKONOMİ CUMHURtYET/9 Günün aynası Ak Sigorta: Atatürk Bara/ıVıa 1,5 trilyon sigorta teminatı veririz İZMİR, (THA) Palet Grubu'nca inşa edilecek olan Atatürk Barajı'nın sigortalanması için Ak Sigorta'nın 1.5 trilyon Hra teminat vereceği bildirildi. Sabancı Holding'e bağlı Ak Sigorta Genel Müdürü Alaattin Büyükkaya Nokta dergisine yaptığı açıklamada, yabancı sigorta şirketlerinin barajları sigortalamasının önune geçebilrnek amacıyla Ataturk Barajı'nı sigortalama girişimlerinde bulunduklannı bildirdi. Alaattin Büyükkaya, sigona birimi 10 milyar lira oian Atatürk Barajı için 1.5 trilyonluk teminat verebileceklerini Başbakan Bülend Ulusu'ya bildirdiklerini kaydederek, "Atatürk Barajı olayı ile Türk sigortacılığının giicünu kanıtlamak \e poliçenin yurtdışına gitmesini engellemek istiyoruz" dedi. Müteahhit firma seçiminde nas\l önemle durulmuşsa, sigorta şirketi seçiminde de aynı titizliğin uygulanması gerekıiğini bilderen Büyükkaya, diğer sigorta şirketleriyle birleşebileceklerini sigorta şirketlerinin birlikte çalışmalanndan doğan reasüransın 1.5 trilyonluk teminatın guvenliğini de sağlayacağını soyledi. EKONOMIDE DIYALOG Ulagay sordu, Boratav ve Tekeli yanıtladı Son yıllarda ülkemizde uygulanan ekonomi politikalanna alternatif aramanın gereği ve yöntemi konusundaki açık oturumun ikinci bölümünü bugün sunuyoruz. Bugünkü bölümde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi eski öğretim üyesi Doç. Dr. Korkut Boratav ile ODTU öğretim görevlisi ilhan TekelVnin görüşleri yer alıyor. SORU Türkiye'de son üç yılda uygulanan istikrar politikalarının bir tıkanma noktasına geldiği saptanınca akla ister istemez bu politikalann alternatifi ne olabilir sorusu geliyor. Alternatif bulunmadıgını ileri siırenler ise özellikle birkaç noktada bu politikalardan sapmanın hemen dengeleri bozacağını belirtiyorlar. Bu noktalardan birincisi dtş denge konusu. Türkiye'nin yeniden hızlı büyümeyi amaçladığı anda dış ticaret açığının hemen büyüyecegi ileri surülüyor. Siz bu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz Sayın Boratav? BORATAV Ben'ce Türkiye'nin 1980'den hatta 1978'den itibaren istikrar politikalan arayışı içine girmesinin ardında, daha önceki dönemde, yeni 196O'lı ve 1970'li yıllarda dış ticaretinin ve Türk ekonomisinin dış alemle eklemleşme biçiminin çarp\klıklar, deformasyonlar ve hastalıklar göstermesi yatıyor. Türkiye'nin dış denge bozukluklarını anlamak için önce bu hastalıkları teşhis etmek gerekiyor. Bir kere Türkiye ile Türkiye'ye benzer ülkeler arasında yapı Birikimi artırmadan hızlı büyümeyi sağlamak olanaksız pısına uygun bir sınai ürun ihracatını da Uçüncü bir hedef olarak söyleyebiliriz. SORU Şimdi bu saptamalardan yola çıkarak somut önerileriniz ne oluyor? BORATAV Bir kere ithalatm milli hasılanın yüzde 10'u dolaylannda tutulması hatta bunun da altına indirilmesi gerekli. Şimdi biz ithalatm hacmini ani olarak duşürup reel ithalat hacmini daraltarak bunu yapamayız. Çünkü ekonomi aşırı ithalata ve büyük dış açıklara vapısal olarak alısrni'îtır. Fkonomi normal büyüme surecine girecekse reel ithalat hacmini daraltmak çok zor olur. Dolayısıyla gerçekçi hedef ithalatm reel olarak dondurulması olmalıdır. Yani bu doların değer kaybına göre yılda yuzde 34 arasında bir ithalat artışı demek olacaktır. Bu oneri ithalatm ve ihracatın bileşiminde değişiklik öneren ve aynı zamanda ithal ikamesine yönelik bir yatırım programı öngören bir politika sepetinin içinde yer alırsa pozitif büyümeyle de uzlaşır. Farklı bir ifadeyle, ithalatm bileşimini değiştirmeyi ve aynı zamanda ihracatın hacmini artırmayı hedeflersek, ithalatm reel olarak dondurulması büyümenin sıfıra inmesi anlamına gelmez. Şimdi ekonomide atıl kapasite varsa ihracatın mutlaka iç talebe rakip olmadan artırılabileceğini de söylemek lazım. Dolayısıyla uç talebin artışıyla ihracat anışını paralel götürebilecek olan bir model ekonominin ekspansiyon yani genişleme sürecine girmesiyle mümkun olabilir ve ekonomi bu süreç içinde tam kapasiteye doğru gidebilir. Burada tam kapasiteye ulaşırken bu uretimin eskiye oranla daha büyük bir kısmını ihraç etmeyi duşünmeliyiz. İhracatın teşviki işte bu anlamda önem taşıyor. Bu durumda, yani ihracatın kapasite kullanımı ve Uretim artışıyla birlikte artmlması halinde, gelir seviyelerinin ücretlerin, geniş kitlenin hayat standartının sürekli olarak baskı altında tutulması da bir zorunluk olmaktan çıkar. SORU Bu önerdiginiz yaklaşımda ihracatın milli hasılaya ve sınai üretime oranı ne olabilir? BORATAV Burada hayalperest olmamak lazım. Yıldız ihracatcı olarak un yapan ve sanayileşme süreçlerine bu amaçla başlayan Uzakdoğu ülkelerinde bile sınai uretimin ihracata giden payı yüzde Î0 civanndadır. Bu durumda biz sınai ürünümüzün yüzde 20'sini ihraç etmeyi bir azami hedef olarak almalıyız. Bu da milli hasılanın aşağı yukarı yüzde 10'unun ihraç edümesi anlamına gelir, ki bu Türkiye ekonomisinin yapısıyla da uyumlu bir hedeftir. Bu oranın üzerine çıkmaya çalışmakbizi zorlar... SORU Bu noktada daha yüksek ihracat oranlan hedeflemenin, içerideki ucret düzeyi üzerindeki etkileri konusunda ne söytenebilir? BORATAV Şimdi ücretlerle ilgili meseleyi şöyle gormek lazım. Sanayi sektoründe ihracatı şimdi olduğu gibi emek yoğun mallar uzerinde yoğunlaştırdığımız surece ücret, esaslı bir maliyet unsuru olarak ön planda olacak ve ucretler üzerindeki baskı daima gündemde kalacaktır. Buna karşıhk sınai ihracatı, sınai üretimin yapısına uygun olarak, ara mallar ve nisbeten standart sayılabilecek yatırım malları alanına kaydırmaya yönelik bir politika izlemeye başlarsak ücretlerin ihracat politikası üzerindeki rolü azalacaktır. Bu arada tam kapasitede çalışmanın birim maliyetlere yapacağı olumlu etki ücretlerin artmasının ihracatı engelleyici rolünden çok daha fazla önem kazanacaktır. Dolayısıyla bu, sosyal politikalar, böluşüm politikaları açısından da doğru bir tercih olacaktır. İkincisi ihracata yönelmenin ekonominin yapısından gelen makul bir sınırı olmalıdır ki, büyuk çökünıulere sebep olmadan dış denge sağlanabilsin. SORU Burada bir de şu sonı akla geliyor Sayın Boratav; ithalatm sınırlandırılması ve bileşiminin değiştirilmesi yönündeki öneriniz ve aynı zamanda ihracatın bileşiminin değiştirilmesi yönündeki öneriniz hangi tnekanizmalarta gerçekleştirilebiür? BORATAV Şimdi ithalatı reel olarak donduran, ihracatta ise belli bir artış temposunu öngören bir politikanın şüphesiz döviz gereksinmeleri ve döviz tasamıfları bakımından denge koşullan ve bu koşulları sağlayacak yöntemleri vardır. Bir kere ithalatm bileşimi MESS'in Genel Kurulu 1920 kasımda yapılacak İSTANBUL, (THA) Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası MESS'in 1920 kasımda İstanbul Hilton Oteli'nde yapılacak 28. olağan genel kurulunda "10 yılını dolduran uyelere hatıra plaketi verilecegi" açıklandı. MESS tarafından yapılan açıklamaya göre, hatıra plaketi Ege Sanayi A.Ş. Kazan Sanayi Ltd. Şti. Telra Televizyon Radyo Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile Temel Enerji Sanayi olmak üzere 4 uyeye verilecek. Ayrıca 10 yılını dolduran personel ve MESS tzmir il temsilcilik bürosu sekreteri Göksel Işbitiren de "hatıra plaketi" ile ödüllendirilecek. Boratav: Onerdiğimiz bu politika iki unsuru birden taşıyor. Bir yandan ihracatın teşviki ve tam kapasite üretime geçerken bunun daha büyük bölümünün ihracata yönlendirilmesi... Öte yandan yatırımlarda derinleştirilmiş ve ithal ikameci diyebileceğimiz bir yöneliş. uzerinde kontrol unsurlan getirmek şarttır. ithalatı reel olarak dondururken, bir yandan tam kapasite üretime geçmek, öte yandan yatırım politikasıyla ekonominin gelecekteki büyüme sürecini garantiye almak kaygısı ekonominin döviz gereksinmelerini artıracaktır. Bu gereksinmeyi karşılamak için ise başka yerden döviz tasarrufu sağlamak gereklidir. tşte bu yüzden ithalatm bileşiminin ciddi olarak kontrolü ve bazı kalemlerde sınırlandırmalara gidilmesi gerekmektedir. Bunun ise tamamen liberal ve kontrolsüz bir ithalat politikasıyla bağdaşmayacağı açıktır. hhalatın bileşimini kontrol derken, şunu kastediyorum: İthalatm bileşimini nihai kullanım noktasına kadar inceleyebilsek tüketim alanına ve ekonominin temel olmayan kullanım alanlanna fevkalade büyük paylann düştüğünü görürüz sanıyorum. Belki kesin rakamlar yok ama, bu sezgiyi doğrulayacak çok sayıda dolaylı kamt var. Dolayısıyla ithalatm bileşimini ekonominin üretken alanlanna yöneltecek kuvvetli bir kontrol mekanizması pozitif büyümeyle ithalatm dondurulması çelişkisini çözecek ana mekanizma olacaktır. Yatırım politikası ise ekonominin geçmiş dönemlerde kronik şekilde ortaya çıkan ithal bağımlılığmı giderecek unsurlara önc«ik vermelidir. Yani yatınm politikasında ithal ikamesinin derinleştirilmesi esas olmalıdır. Demek ki onerdiğimiz bu politika iki unsuru birden taşıyor. Bir yandan ihracatın teşviki ve tam kapasite üretime geçerken bunun daha büyük bölümünün ihracata yönlendirilmesi, öte yandan yatırımlarda derinleştirilmiş ve gerçek anlamda ithal ikameci diyebileceğimiz bir yöneliş. Boylece şimdiye kadar birbiriyle çelişir gibi görünen gerçek ithal ikameci bir yatırım politikasıyla, ihracata dönük bir Uretim artışı yaklaşımı bir arada olmakta ve orta vadede ithal ikamesiyle ihracatın teşviki uyumlu bir politika demeti oluşturabilmektedir. ; Boratav: İthalatm bileşimini değiştirmeyi ve SEMENER SERGI KONFERANS aynı zamanda Cumhuriyet'in 60. yıhnda Türkiye Sergisi ihracatm hacmini Türk Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ile Ortadoğu Ticaret arttırmayı ve Ihracat Merkezi OTİM'in düzenlediği "Cumhuhyetimizin 60. Yıhnda Türkıye Sergisi"26 ekim çarsambagürtü OTtM'de açılacak. hedeflersek, 300 kuruluşun katıldığı ierginin açüışma, yabancı ülkelerin saithalatm reel olarak nayi ve ticaret oda başkanları ile Ortadoğu ülkelerinin büyük kentlerinin belediye baskanlan da katılacak. dondurulması Sergi 30 ekim günü yapılacak plaket töreni ile sona erecek. büyümenin sıftra Sermayv Piyasası ve Bankalar Semineri inmesi anlamına Sermaye piyasası ve bankalarla ilgili olarak son gelişmelerin gögelmez. rüşüleceği ve tartışılacağı "Sermaye Piyasası ve Bankalar" konulu lan uluslararası karşılaştırmalar Türkiye'de toplam milli hasılanın seminer Çeşme Altınyunus'ta yapılacak. ihracata tahsis edilen oranının aşın, adeta patolojik derecede düTutunbank tarafından düzenlenen seminere basta Merkez Bankası Guvernörü Osman Şıklar olmak uıere diğer bankalann genelşuk olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla ihracatın milli hasıla içindeki payınm göreli olarak yükseltilmesi dış dengeyi amaçlayan bir polimüdürlerinin de katılacağı bildirildi. Konuya iliskin verilen bilgide tikamn temel hdeflerinden biri olmalıdır. Ikincisi. Türkiye'nin benzer çok saytda yabancı bankaanm da konuk olarak katılacağı seminerde banka genel müdürleri birer tebliğ sunacaklar. Bir gün sürecek seyapıdaki birçok ulkeye göre yüksek ithalat yapan bir ülke olduğu minerde sermaye piyasası ve bankalarla ilgili son gelişmeler ele alıgörülüyor. Milli hasılada ithalatm payı yuzde 10'u geçerken, bennacak ve (artışılacak. zeri pek çok ülkede bu oranın yuzde 10'un altında olması bizim bu alanda bir manevra imkanına sahip olduğumuzu düşündurüyor. İTO'nun 'Türkiyv" filmi Uçüncüsu, ihracatımızın en dinamik bölümünü oluşturan sınai ürun ihracatında emek yoğun ürünler lehine bir sapma olduğu dikkati tstanbul Ticaret Odası (tTO), Cumhuriyet'in 60. ytldönumü neçekiyor. Genel sınai uretim içinde ara malları ve yatırım mallarının deniyle "Turkiye" isimli dokümanter bir film hazırladlğı bildiril payı yüzde 4550 dolayındayken sınai urün ihracatı içinde bunların di.Yetkililer,fllminüç dilde hazırlandığını belirterek, şu bilgileri ver yüzde 25 dolayında kalmaktadır. Dolayısıyla sınai uretimin yapayı diler: "Film 30 dakikalık ve Ingilizce, Arapça, Turkçe olmak uzere, uç dilde hazırlandt. Amaç ulkemizi dünyada tanıtmak. Film, ülkemizm ekonomik gelışımini sergıliyor. Filmı uluslararası fuarlara göndermeyi, Kultür ve Tuhzm Bakanlığı'na vermeyıdüşunüyoruz. " Söz konusu dokümanter film Istanbul Ticaret Odası meclis salonunda 25 ekim 1983 salı günü saat 14.00'de gösterilecek. Hürriyet Vakfı'nca, BasınYayın Yüksek Okulları öğretim üyeçimi buyük bir titizlik içinde gerleri için düzenlenen seminerlerin 1983 yılı programınm sonuncusu, çekleştirdi. 59 firmanın başvuru2829 ekim günleri Eskisehir Anadolu Üniversitesi'ndeyapılacak. tonluk depo yapılmasını ortaya kovmuş, ancak "Basında Ekonomi ve Ekonomi Basını" konusunun ele almacaDünya Bankası kapasite genişlemesini 910 bin ton sundan dünyaca ünlü ısveçli Üniversal şirketine bağlı Syloo ğı seminerde. gazete ve dergilerde ekonomi haberciliği işlenecek. Blanning'e bağlı 20 şirketten Seminerin birinci gunü, Dr. Güngor Uras ve Hürriyet Gazetesila sınırlı tutmuş. oluşan bir konsorsiyuma iş verilEkonomi Servisi Şeft Cahit Düzel, Milliyet Ekonomi Bölümü Şefi sonra Türkiye'ye "kesin dönüş KENAN MORTAN Turan Ilgaz, Günes Gazetesi Haber Merkezi Müdürü Necaıi Doğ>aplı." Ancak bu kez de Malı di. 1981 yılmın haziran ayında ru, Prof. YUmaz Büyükersen ve Mesaj dergisi sahibi Yılmaz KaraANKARA Toprak Mahye Bakanlığı devreye girerek firma işe koyuldu. Yapılabilirlik koyunlu, ASKA Ajansı Genel Yayın Müdürü Uluç Gurkan, Hürsulleri Ofisi 1973 yılında kuruofisle bir mutabakata varmadan riyet Holding Mali tşler Koordinatörü Doç.Dr.Özcan Ortuna ve mun silo gereksinimi konusun2 temmuz 1979 tarihinde kredi raporlan ve silolann yer seçimi Cumhuriyet Gazetesi'nden Kenan Mortan bildiriler sunacak. da bir araştırma yaptırıyor. Geryi bankayla imzaladı. Kredinin belli bir noktaya gelince bu kez çekten 1938'den 1959 vılı sonuolağandışı bir yani yoktu. Dun Dünya Bankası silo dizaynlarıTOB Sanayi Sergisi na dek 2.1 milyon ton depo yapya Bankası'nın verdiği tipik bir nı yeniden değiştirilmesini talep tıran TMO, bu yıldan sonra güikraz örneği olarak yorumlamak etti. Bu kez maliyet şemaları yeTürkiye Odalar Birliği tarafından duzenlenecek Elektrik, Eleknümuze dek sadece 600 bın ton bile olasıdır. Ancak önemli bir niden alt ust olmuştur. 1982 yıtronik ve Telekominikasyon Sanayii Sergisi 3 kasım günü açılacak. silo ayrıcalık gözlenmektedir. Kredi lında TMO ile Dünya Bankası Dünya Haberleşme Yılı dolayısıyla, TOB merkezînde duzenlene kapasitesi eklemişti. Araştırma sonuçları kurumun ivediliknin gozetim "Supervision" yet arasında müzakereler tazelenir. cek ve 9 kasım tarihine kadar devam edecek olan sanayi sergisine le kisi bankaya bırakılmıştır. 16 Müzakereler sonuçsuz kahnca, haberlesme, elektrik ve elektronik konulannda faaliyet gösteren çok 1.7 milyon ton depo gereksinimi olduğunu ortaya çıkardı. ekim tarihinde anlaşma Resmi yılın sonu bulunmuş oldu. Bu sayıda firma katılacak. Özellikle Türkiye'nin buğday itGazete'de yayınlanarak yürürlü arada bu konuya bakan Dünya hal eden bir ülke olmak gorünuğe girince, gözetim yetkisinin ne Bankası misyonunda ekip değimünden kurtularak ihracatçı ololduğu hemen anlaşılır. 910 bin şikliği oldu. Yeni ekip konunun ması, bundan öte, Ortadoğu'yu kapasite yapımı aynen korun yeniden gözden geçirileceğini besleyen bir ambar olmaya başmakla birlikte, silolar toplulaş açıklayarak başlamış olan çalışANKARA (ANKA) Bazı nusu oranlar yuzde 2 ile yüzde laması, en azından petrol alımıtırılmak yerine dağıtılmış ve 72 maların durdurulmasını istedi. 17 arasında değişiyor. tuğla ve harçlar için ilk madde nı boyle yapması depolama olaadet silo yapım» öngorülmuştür. Aradan dört ay geçer. Bu kez indirim oranları yeniden beliryına büyük önem kazandırıyorBir başka deyimle depolar tipik banka yeni bir değerlendirme ralendi. Tebliğe göre, yine yüksek ka du. TMO'nun bulguları bir yabir "mübaya deposu" olacaktır. poru yayımlayarak 4. kez kapaMaliye Bakanhğı'nın Resmi lite vergili sinter magnezitten bancı muşavirlik firması Daha sonra müsavir firma se site ve yer değişimi talebinde buGazete'de yayınlanan tebliğine imal edilen magnezit toz, mag Sycoon Firması tarafından göre, yüksek kalite vergili sinter nezit krom sıkıştırma ve magne doğurulanınca, devreye Dünya magnezitten imal edilen ve am zit ziftli harçlar için yüzde 92 ile Tanm Örgütu (FAO) girdi. balajlanmış tuğlalar için ilk yüzde 98 arasında belirlenen FAO, söz konusu depolamanın madde indirim oranlan yüzde 42 oranlar, vergisiz normal kalite Dünya Bankası kredisi yoluyla ile yüzde 82 arasında belirlenir magnezitten imal edilen aynı giderilebileceğini açıkladı. Banken, vergisiz sinter magneziuen harçlar için yuzde 4 ile yüzde 5 ka bunun uzerine kısa zamanda imal edilen tuğlalar için söz ko olarak uygulanacak. devreye girmekte gecikmedi. Tarihler 1975'i gösteriyordu. Ancak, Dünya Bankası'nın bir koşulu vardı: Depolama kapasitesi TMO'nun ongördüğu şekilde değil. Bankanın saptaMERSİN (a.a.) Ülkemiz için, serbest ihracat beyannamesi masına göre belirlenecekti. Kaden çeşitli dış ulkelere yapılmak• Peşin satışlar için, döviz aJım pasite genişlemesi 1.7 milyon ta olan yaş sebze ve meyve ile babordrosu veya ilgili bankadan tondan 910 bin tona düşürulur. lık gibi çabuk bozulabilen ihraç tastikli fotokopisi, Üstelik ihracatın kilit oğesi olan ürünlerimizi, bundan böyle yaliman depoları yerine, yurdun • Akreditifli satışlar için, akbancı TIR kamyonlarının da tareditifin açıldığına dair banka sağınasoluna serpiştirilmiş kara Brezilyalı işçilere IMF recetelerini kabul ettirmek zor. şıyabileceği bildirildi. silolar yapılacaktı. akredetif mektubu, İhracatçı Birlikleri Genel SekSonra Dünya Bankası'nın ilreterliğinden alınan bilgiye göre, • Vesaik mukabili satışlar için, gisinin "ansızın" kesildiği gözfob tonu esasına göre yapılacak satılan mal bedeli olan dövizin lendi. Yıl, ilginçbir yıldır. Bansatışlarda, ihraç mallarının ya yurda getirildiğinde yasal süre ka başkanı Mc. Namara gelişbancı plakalı taşıtlarla taşınabil içinde doviz alım bordrolannın mekte olan ülkeler için tarımsal mesi için şunlar gerekiyor. Ulaştırma Bakanlığı'na ibraz sanayinin önemini vurguluyorYüksek ücretliler enflasyon oranının çok altında du. Âynı tarihlerde buğday ihra zam alabilecekler. Buna karşın, hükümet kararna• Tescil veya lisansa bağlı mal edileceğine dair taahhütname, lar için tescillisans beyannamesi • Ihtalatçı ve ihratcatçı arasın catma dönük bir girişim ise ban mesi Brezilya'da düşük ücretlileri gözetti. kanın uzmanlan tarafından bi• Tescile bağlı olmayan mallar da yapılan anlaşma. linmeyen hedeflerle askıya alınEkonomi Servisi Guney cak. Yüksek ücretli işçiler, enfmıştı. Amerika'nın en büyük ülkesi, az lasyon oranının ancak "lo 27'si Oysa, büyük ihracat gizil gü gelişmişlerin ise en borçlu ülke kadar ücret artışı elde edebilecünü gözlemiş olarak boş dur si olan Brezilya'da, hükümetin cekler. En yüksek kademedeki Dövizin Döviz Döviz Efektif Efektif madı. Bu kez Sovyetler'le ilişki İMF ile anlaşma masasına otu ücretli ise, herhangi bir "zam" talebi için patronuyla özel görüşAUş Cinsi Alış Satıs Satıs ye geçildi. O dönemde Türkiye rabilmek amacıyla Parlamento' meler yapmak zorunda kalacak. 1 ABD Dolan 246.25 251.18 246.25 253.64 ile Sovyetler arasında takas söz ya sunduğu "ÜcreHeri Sınırian• Buna karşın, duşük ücretli1 Avustralya Dolan 226.65 231.18 215.32 233.45 konusu olduğundan kredinin dırıcı ve Kamu Harcamalannı ödenmesi de göreceli olarak ko KISKI" Yasa Tasarısı reddedildi. ler enflasyon karşısında koruma I Avusturya Şilini 13.57 13.85 13.57 13.98 Ücretleri enflasyon oranının ^o altına alınacaklar. Aylık ücreti 1 Batı Alman Markı 95.40 97.31 95.40 98.26 lay olacaktır 1978 yılı sonunda iş, anlasma 80'i kadar arttırmayı öngören 130 dolara kadar olan tüm üc1 Belçika Frangı 4.67 4.77 4.44 4.81 söz konusu yasa tasarısı Parla retliler ki Brezilya'da çalışan I Danimarka Kronu 26.31 26.84 26.31 27.10 aşamasına geldi. Türkiye ile Sov mento'da reddedilince, soruna nüfusun beşte dördünü J Franstz Frangı 31.21 31.84 31.21 32.15 yetler daha doğrusu onlann tem1 Hollanda Florini 84.83 86.52 84.83 87.37 silcisi Okutsan firmasıyla imza hükümet tarafından çıkarılan bir oluşturuyorlar resmi enflas1 Isveç Kronu 31.74 32.37 31.74 32.69 eli kulağındadır. Bu anda Dun "kararname" aracıhğıyla çözüm yon oranı kadar ucret artışı sağ1 İsviçre Frangı 117.33 119.68 117.33 120.85 ya Bankası yeniden devreye gi aranması gundeme gelmiş bulu layabilecekler. nuyor. Söz konusu hükümet kararna100 İtalyan Lireti 15.66 15.97 14.88 16.13 rerek kredi için istekli olduğunu mesi, yasa hükmünde olup heaçıkladı. Bir ofis heyeti ABD'100 Japon Yeni 106.20 108.33 100.89 109.39 Brezilya Hükümet Başkanı ta1 Kanada Dolan 200.09 204.09 190.08 206.09 ye giderek yeniden görüşmelere rafından çıkarılan bu yeni eko men yürürlüğe sokulmasına karşın, üç ay içinde Ulusal Kongre'1 Kuveyt Dinarı 849.71 866.70 807.22 875.20 başladı. Ancak olaym TMO'nun nomik kararnameye göre: de gorüşülecek ve orada ya red1 Norveç Kronu 33.74 34.41 32.05 34.75 ifadesi ve belirlemeleri dışında • Brezilya'da ucretler daha dedilecek ya da kabul edilecek. 1 Sterlin 369.74 377.14 369.74 380.84 şekillendirildiğini görerek, "AnHükümet kararnamesi, yeni 1 Suudi Arabistan Riyali ' 70.76 72.18 67.22 72.88 kara'nın talimatım" aldıktan çok üst kademelerde kısıtlana Basın'da Ekonomi Semineri Dünya Bankası, 85 nıilyonluk silo kredisinde ivediliklekez proje değiştirdi 4 1.7 milyon TMO'nun yaptığı araştırmalar Tuğla ve harçlar için ilk madde indirim oranları belirlendi lunur, bu kez de teknisyenlerce anlamsız olarak nitelenen demo de bir ısrar su yüzüne çıkar. "Modem silo" yerine kapasitenin 700 bin tonu yatay silo olacaktır. Aynca ihracatın aracı liman silosu tümüyle unutulmuş. 100 bin ton seviyesine indirilmiştir. Bu arada Dünya Bankası Türkiye'nin tahıl alımlanna ilişkin önemli değişiklikler önererek alım limiti getiriltnesini ister. Bilinen, 85 milyon dolarlık kredinin kullanımı sırasında bankanın yaptığı müdahaleler sırasında dünya borsalannda buğdayın fiyatının yükseldiğidir. Bir de teknisyenlerin altını çizdiği bir nokta daha vardır: Bu türden temeli kaba inşaat olan yapımlarda makine gereksinimi proje bedelinin yuzde 30'unu ancak bulur. Böyle bir projede dış kredi kullanmak bu yüzden anlamh değildir. Bundan sonrasını ise olaya el koymuş olan Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun düzenleyeceği raporda izleyeceğiz. Tekeli: Ekonomik sorunlarımızm temelinde birikim yetersizliği yatıyor. Vergi reformu ve diğer düzenlemelerle birikim düzeyini yükseltemezsek hızlı büyüme hedefine de varamayız. SORU Sayın Tekeli, son yıllarda uygulanan istikrar politikalanna alternatif önerenlere, hızlı büyüme} e gecişi önerenlere karşı ileri sürülen bir iddia da biliyorsunuz böyle bir genişlemeci politikanın ekonomide iç dengeyibozacağı, darbogazlara yol açacağı yolunda. Bu karşı iddialan geçersiz kılacak bir alternatif önerisi geliştirraek mumkün mü sizce? TEKELİ Bunun için önce birikim sorununu ele almak gerekiyor. 24 ocak kararlannın getirdiği yeniliklerin bu konuda, yani varolan birikim biçimini değiştirme konusunda yetersiz kaldığı ortada. Yalnızca faiz hadlerini serbest bırakarak bugün Türkiye'de birikimi istenilen düzeye çıkartmanın mumkün olmadığı yaşanan deneylerle anlaşılmıştır. Türkiye'de yalnız büyümeyi hızlandırmak için değil enflasyonun temelindeki sorunları çözebilmek için de birikim biçimini değiştirmek gerekiyor. Çünkü Türkiye'deki enflasyonun temelinde yalnız konjorktürel nedenler bulunmuyor, daha çok yapısal nedenler var. Türkiye'deki bugünkü kurumsal yapı içinde gerçekleştirilen birikim, siyasal ve toplumsal olarak gerekli olan büyüme hızını sağlamak için yeteTSİz kahnca iktidarlar ya dış finansmana ya da açık finansmana başvurmak zorunda kalıyorlar ve bu da» enflasyonu beraberinde getiriyor. Bu birikim modelinin gecmişte varj olan popülist temeli de artık aşınmış olup bu modelin aşılması ge1 reği ortaya çıkmıştır. Ayrıca Türkiye'de sermayehasıla katsayısıI nın yükselmesi bekleniyor, çünkü Türkiye'de oldukça önemli alts] yapı yetersizlikleri yaşanıyor. Hem bunu aşabilmek hem de yüzde 7'ler düzeyine yaklaşacak bir büyüme hızma erişebümek için ise milli gelirin yüzde 25'i düzeyine varan bir birikim oranına erişmek gerekiyor. SORU Oysa son yıllarda yanılmıyorsam bunun çok altında tasamıf ya da birikim oranlan saglayabüiyoruz. Bunu nasıl asacagız? Türkiye'deki birikim düzeyini nasıl arbrabiliriz Sayın Tekeli? Çabuk bozulabilir ihraç ürünleri yabancı TIR'larla taşınabilecek Tekeli: Türkiye'de zorunlu birikimin yani sıra gönüllü birikimin de teşvik edilmesi ve artırılması gerekli. Bunu sağlamak için sermaye piyasası yeniden düzenlenmeli ve banka sistemi devletleştirilmeli. TEKELİ Evet son yıllarda birikim oranı gerçekten çok düşük, yüzde I8'i pek geçmiyor. Bunu artırmak için önce devlet tarafından yapılacak şeyler var. tlk olarak ciddi bir vergi reformu gerekiyor. Vergi reformu salt birikimi artırmaya dönük olarak değil aynı zamanda gelir bölüşümünü olumlu yönde etkileyebilecek bir reform olarak da önem taşıyor. Bunun yöneleceği noktalar açık: Türkiye'de son yıllarda tanm kesiminin ve işçinin, memurun yani ücretli kesimin milli gelirdeki payı azalırken bunların dışında kalan kesimin payı yuzde 53'e erişmiş bulunuyor. Demek ki vergi reformunun yöneleceği temel kaynağı burada, milli gelirdeki payı artan bu kesimde aramak gerekiyor. Aynca verginin etkinliğinin artmlması, vergilerin çeşitlendirilmesi gibi yolları da bu arada göz önünde bulundurmak lazım. Tabii birikimi artırmanın tek yolu vergi değil. Bununla birlikte diğer yollara da başvurmak gerekiyor.. SORU Örneğin ne gibi? TEKELİ Bu önerdiğimiz programın bütünlüğü içinde gelîrleri yükseltilecek ve milli gelirdeki payı artırılacaksa, olan gruplann da geçiş döneminde zorunlu tasarrufa katılmalarını sağlamak gerekiyor. Ayrıca zonınlu birikimlerin dışında gönüllü birikimlerin de hem özendirilmesi hem etkin kullanılması sorunu var. Özendirilmesi için sermaye piyasasanın düzenlenmesi ve özellikle hisse senetlerine yönelik düzenlemeler yapıltnası önem taşıyabilir. Daha önemli yapılacak şey ise banka sisteminin ele alınmasıdır. Banka sistemi 24 ocak kararları sonrasında Türkiye'de kapitalizmin zayıf halkalanndan biri olarak ortaya çıkmıştır. Temelde tamamen halkın kaynaklarıyla ve devlet güvencesi altında çalışan bu sistemin kaynaklannı da siyasal,; tercihler yonünde, politika tercihleri yönünde kullanması gerekhV ] Bunu sağlamak için de banka sisteminin devletleştirilmesi çok önemli', j bir nokta olarak ortaya çıkmaktadır. Bu devletleştirme, yalnızca kaynakların istenilen yerde kullanılması açısından değil belki de kimlerin teşviki açısından da olumlu sonuçlar verebilir. Brezilya hükümeti ücret sınırkıması için özel "kararname" çıkardı DÖVİZ KURLARI vergi önlemleri, kiralama ve rehin işlemlerinde bazı sınırlamalar da getiriyor. Bu arada, Devlet Başkanı Fiqueriredo 60 gün süreyle sendika haklannı da ertelemiş bulunuyor. Bilindiği gibi, daha önce ücret artışlan için endeksteme metodu kullanılıyor ve enflasyon oranı ne ise, ucretler o oranda arttınlıyordu. Ne var ki, bu yöntemin Brezilya'da enflasyonu kontrol altına almaya yetmediği ortaya çıkınca ücretleri enflasyon oranından daha az oranda arttırma önerisi gündeme gelmişti... Ve bu önerinin özellikle İMF ile Brezilya'nın yeniden masa başına oturabilmesi açısından ayrı bir önemi olduğu kabul ediliyordu. Brezilya hükümeti, ülkesinde *Io 175 gibi rekor düzeye çıkmış bulunan enflasyonu, 1984 sonunda % 60'a düşüreceğine dair İMF'ye söz vermiş durumda. Yarın: Ekonomide yapı değiçikliği ve IMF EKONOMİ NOTLARIj OSMAN ULAGAY Ekonomide Diyalog'un surmesı nedeniyle Ekonomi Noth\ rt'nı bu hafta çarşamba günü yayınlayacağız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle