24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sdhıbı Cumhuriyrt Maıbaacılık ve Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına 1 emsıkıter. A.NKARA V*çm Dogan, ı/.Vıirt. lükmn (^Minkaya, AUANA Nıdir Nadi. • Genel Vayın Muduru: Hasan Om«l,Muessese Mudurır Mekact Moncaa, • Servts Şe/Ierı: Isıanbul Haberlerı: Srtahallm Gvlcr, Lhş Emiae UşaUıgil, Yazı Işleri Muduru: Okay Goocnsin. • Yan Işlcri Mudur Haberler Efgan Baia, Ekonomı: O S B H Utagay. Yurt Haberlerı. Bartnros Yardımcısr Ahmtt Korutsan. Haber Merkezı Muduru: Yalçm Bayer, Sayta Geırçak, Kulıur: Aydra fjacç, Magazın: Vafcçia Pckşen. Spor Danışmanr AMaikadir Yacriana, Düzehme: Refik Dwtaş,Arasiırma Şahiıt Alpay. Duzem Yonermeni Ali Acar. TAKVIM 1? Ekim IW3 lm.ak. 5.2K GUIKV 7.09 Oğlo: 13.00 İkındi: 16.05 Aksaırr 18.30 Yalsı: 20.00 Buro/ar • Ankara: KonurSokak No: 24/4 Ycnışetıır, Td: 175X25175866, Idare: 183335, • İznir: Halit Zıya Bulvarı No: 65/3, Td: 254709131230 • A d a n : Ataturk Caddesi, T.H.K. Işhanı Kaı 2/13,'Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Caarirariyrt Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Turk OcagıCad. 39/41, Cafcaloflu, Isl. PK: 246Isl.Td: 5209703 Tclex: 22246 Askerler Ürdün'den, 100 milytm dolar ABD\len ABD'nin Ortadoğu'daki yeni vurucu gücü: Ürdün ordusu ABD'nin oluşturmaya çahştığı yeni "Vurucu Güç" lahları ve uçaklan verecek. Baplanlan çok gizli tutuluyor. Ürdünlü askerlerden zı kaynaklara gore ABD askerleri Ürdünlüleri eğitmeye başlaoluşacak Vurucu Güç, gerektiğinde Ortadoğu pet dılar. Aynı kaynaklara göre, bu rol bölgesine miidahale edecek. ABD askerlerinin da, Ürdün Krah Hüseyin'in ABD planını kabul ettigini Ürdünlüleri eğitmeye başladıkları bildiriliyor. Dış Haberler Servisi Reagan yönetiminin, Ortadoğu'da petrol bölgesinde meydana gelecek bunalımlara müdahale amaayla bir "vurucn göç" oluşturmaya çahştığı bildirildi. AP Ajansı'nın güvenilir kaynakiara dayanarak verdiği habere göre, "vurucu güç" Ürdün askerlerinden oluşacak. Reagan yönetimi ise vurucu güçün her türlü silah ve malzeme ihtiyacını karşılayacak. Yönetimin yeni güç için kongreden 100 milyon dolarlık ödenek isteyeceği öne sürülüyor. ABD'nin vurucu güç oluşturmaya çahştığı yolundaki haberı e r önceki gün tsrail radyosunda da yayınlandı. Radyo, Reagan yönetiminin vurucu guç oluşturmaya birkaç ay önce karar verdiğini ve şu sıralarda ABD Kongresinden ödenek sağlamaya çahştığını bildirdi. ABD yetkilileri Vurucu Güç konusunda bilgi vermekten kaçınıyorlar ve açıklama yapılmarnası için kesin emir olduğunu belirtiyorlar. gösteriyor. Vurucu Güç Batı için hayati bir öneme sahip olan Ortadoğu'da herhangi bir bunalım anında müdahale etmek amacıyla oluşturuluyor. Böyle bir bunalım çıktığında Ürdün'de üstlenecek vurucu guç, petrolün Batı'ya ulaşmasını sağlama amaayla müdahale edecek. Amerikan bağımsız "Network News" televizyon şirketi önceki akşam verdiği bir haberde, huPlana göre, Vurucu Güç Ür kumetin projeyle ilgili olarak, dün'Ie yapılacak bir anlaşmay yalnızca askeri malzeme ihtiyala oluşturulacak. Ürdün gücıin cını karşılamak üzere Kongre'askerlerini sağlarken, ABD si den 100 milyon dolar ödenek isteyeceğinı belirtt!. Habere göre, vurucu guç 2000 askerden oluşacak uçaklann pilotlan ise Araerikalı olacak. ABD'nin Ortadoğu petrol bölgesinde, Irak'ın Fransa'dan Süper Etendard uçaklan almasıyla ortaya çıkan bunahma askeri müdahalede bulunabileceği, bu amaçla Beyrut açıklanndaki 2000 deniz piyadesinden oluşan çıkarma birliğini Hurmuz Boğazı'na doğru gönderdiği biliniyor. ABD yetkilileri Hürmüz Boğazı'nın kapatılması halinde Körfez petrolünün batıya akışının sürmesi için gerekli her türlü önlemi alacaklannı belirtiyorlardı. Gözlemcilere göre, Reagan yönetimi vurucu güç planiarıyla, Ortadoğu petrolünu sürekli olarak koruma altına almaya çalışıyor. KAPIGEDİĞİ'NİN USTA TEKNECİLERİ « • KIVANÇ Federal Almanya'da sonbahar direnişi: Nükleer füzelere hayır Alman Barış Hareketi 1523 ekim arasındaki haftayı çeşitli banş eylemlerine ayırdı. Buna göre gösterilerin çoğu merkezi değil. Birçok yörede birbirine paralel olarak yürütülecek. ULYA ÜÇER BONN Federal Almanya'da banş, giderek artan bir ölçüde bu sonbahann baş konusu. NATO silahlanmasının ve yerleştirilecek Amerikan nükleer füzelerinin ülkeyi ve halkı korumaktan çok tehlikeye attığı goruşünü savununların hızla arttığı anlaşılıyor. "Sıcak Güz", banş ve silahsızlanma, füzeler, Cenevre görüşmeleri TV, radyo ve basının ana konusu. Filmler, radyo programlan, canlı açıkoturumlar birbirini izliyor, bazı dergiler özel sayı çıkartıyor. Bir kamuoyu araştırmasına bakılırsa Federal Almanya halkının yüzde 75'den fazlası yeni füzelere karşı. önceleri çekine çekine dükkân camekânlarına, ev pencerelerine yapıştırılan banş afişleri, yakalara iliştirilen güvercin rozetleri iyice yaygınlaştı. Cenevre'de ABD ile Sovyetler Bırliği arasında yapılan göruşmelerin anlaşma sağlayacağı ümidi giderek zayıflarken., Amerikan Pershing 2 ve Cruise füzelerinin yerleştirilmesiyle Batı Avrupa'nın başlıca NATO üssıi haline gelecek Federal Almanya'da direniş de genişlemekte. 5 ekimde Alman Sendikalar Birliği DGB'nin çağnsı uzerine yapılan 5 dakikalık uyan grevinin ardından Alman Banş Hareketi 1523 ekim arasındaki haftayı çeşitli banş eylemlerine ayırdı. Buna göre gösterilerin çoğu merkezi değil. Bir çok yörede birbirine paralel olarak yürütülecek. "12'ye 5 kaldı" sloganıyla duzenlenen programlar, seminerler, gösteri yürüyüşleri, abluka eylemleri ve banş konserleri ile başlayacak. Haftanın diğer gunleri çeşitli gruplara aynlmış. Orneğin pazargünı> Hıristiyanlann "banş için direnişi"nde, barış ayinleri, kiliseler önünde, pazar ayinleri sırasında barış için bildiri dağıtımı ve tartışmalar yapılması öngörülüyor. Pazartesi kadınların direnişi (kadın grupları, feministler) ağırlıkta. 18 Ekimsalı antimüitarizm günü. Askeri kışlalar önünde barış için gösteriler, çarşamba günü eylemlerin ağırlığı işyerlerinde, perşembe okul ve universiteler, cuma gunü de parlamento ve partilere yönelik. 22 ekim cumartesi günü Federal Almanya'nın üç merkezinde büyük mitingler yapılacak. SABIRSI/I.AMR <.İBİ İsle karsısı deniz... Çok yakın... Tekne uzanıyor denize doğru. Sıçramryor. Lstalar ona henüz o kudreti \ermemiş. 300 nüfuslu köyün bir kulağı, bir gözti, bir ayağı Almanya'da Kapıgediği'nde tersane işçiliği, ince bir iş bölümüyle aynşmış tekil işçilerin paylaşılması anlamına gelmiyor. İşçilerin neredeyse içgudüsel bir takım ustalıklan var. Mustafa Usta eğrı bir kalası tekne govdesindeki yerine oturturken sık sık eğilip, uğraştığı şey koca bir kalas değilmiş, sanki bir saat tamir ediyormuş gibi tek bir noktayı uzun uzun inceliyor, bazen bir çıvi daha çekiyor, bazen "işkence"yi tutturduğu bir yerden söküp başka bir yere kaydınyor, sıkıştırıyor.balyozu bırakıp kuçük çekici alıyor, biriki vuruyor, hafif hafif, yeniden uzun bir inceleme başlıyordu... Tersanelere şoyle bir bakınca ilk dikkati çeken, işçilerin çoğunun orta yaşırı üzerinde olması. "Bu iş ölıiyor" kaygılanna haklılık kazandırabilecek bir durumun ifadesi. Kapıgediği tekneciliğinin usul usul ölmesi tehlikesinin işareti: "Gençler gelmiyor arkadan. Yetişmi>orlar." Bu, genel bir yakınma. Sorup soruşturunca, "gençler"in Kapıgediği'nde '"durmadıgı", bir yerlere gittiği anlaşıhyor. Nereye gıdiyorlar? Jstanbul'a ya da Zonguldak'a, Gölcuk'e. Ve... Almanya'ya. Gerçi çoğu yine herhangi bir şekilde gemi yapımıyla ilgili işlerde çalışıyorlar. Gittikleri yerlerde en kolay tersanelerde iş buluyorlar. Ama buldukları iş pek zanaat sayılabilecek türden değil. Yıllarını gelişigüzel yanyana konmuş kalaslardan koca bir tekneyi yaratarak, hep bir yerlerindeki eksiği gediği gidermeye, tamamlamaya çahştığı teknesiyle birlikte yaşayarak geçirmiş, kimbilir kaç tekneyi Kapıgediği kumsalından Karadeniz'e uğurlamış zanaatçı değil, bu "gençler". birkaç "iş" birden koymuş. 21 metrelik bir balıkçı teknesi hemen hemen bitmiş, ustüne astar çekilmiş, bazı bölümlerine sülyen sürülüyordu. Onun yanında 1415 metrelik ikinci bir tekne inşa halindeydi. Hayrettin Tok'un Kapıgediği'nde "bu işin ölmesine" engel olabilecek girişimlere hayli kafa yorduğu belliydi. Herşeyden once kapitalizmi değişik bir şekilde Kapıgediği'ne taşımış, iik kez sigortah usta ve işçi çalıştırmaya başlamış. Sonra, Hayrettin Tok, sürekli yenilik peşinde. Tekne tasarımında bir stil geliştirmiş. Teknenin su kesimini daha derinleştirmiş. Bu bolüm geleneksel balıkçı teknelerine göre çok daha "sivrT'leşmiş ve birden incelerek sona eriyor. Tekne böylece dflgasunun yüzde 10'u. 1%0'larda, Hacı Hasan Koç kolunu kalAlmanya'ya işçi gönderilmeye dırıp karşıyı tarıyor, bir yarım başlandığında Batı Karadenizli daire çizerek köyü gösteriyor, ler'e öncelik tanındığından mı gözlerimizi çevrede dolaştırmadır nedir, zaten tüm yöre gurbet mızı istiyor. Birtakım yeni binaçi otomobilleriyle, Hertie'den, ları, camiyi görüyoruz. Hasan Kaufhaus'dan giyimlı, sandaletli Koç'un neleri gosterdiğı pek açık insanlarla doluydu. Kapıgediği' değil. Bütün köyü gösteriyor ginde de, Hamburg, Hessen, Bre bi. "Bunlann hepsi," diyor, men vb. plakalı Mercedesler, "Almanya parasıylan yapıldı. Opeller, Taunuslar sağa sola Alman parası yatıyor burada." park edilmişti. "Kahvehane", iki masanın Karadeniz yerine zor sığdığı kuçucuk bir oda. batıya açılmış Önüne iskemleler atılmış, iki tane de bankımsı yer var oturacak. Kapıgediği halkı balık tutmaOturmuş çay içiyoruz. Anlatı ya Karadeniz'e açılmıyor, ama yorlar dinliyoruz: sağlam şekilde "Batı'ya açıl"Benim oğlan 63'le gitti Al mış." Batı Karadeniz'in bu zamanya'ya. Tek başına. Orada 5 naatkâr köyünün insanları, Musene kaldı. Madenciydi. Bir Al nih'in mi Berlin'in mi bilinmez, man kadına kapıldı. Kansı, ço Almanya'nın kimbilir hangi lugu çocugu burda. Gelenlere kentinin, hangi sanayi bölgesinin işçi mahallelerinden birinde çoluk çocuk tek göz, iki göz döküntü bir eve başını sokmuş, canını dişine takıp, dişini de iyice sıkıp markları postalıyor yıllardır. "tşçiler dönsiin mü kalsın mı?", "Dönene şu kadar veririz, olmaz bu kadar verin" tartışmalanndan, hükumetlerin pazarlıklarından uzak, yıllar yılı.para gondermeyi sürdürdükçe resmı düzeyde sorun olarak bile kabul edilmeyişlerine, ilgisizliğe, yurda her gelişlerinde her fırsatta "sağılmalarına" aldırış etmeden, köylerini beslemişler. * * * Heinrich Böll: Nükleer füzelere karşı her gün direnmeliyiz Dış Haberler Servisi Federal Almanya'da giderek yoğunlaşan silahlanma karşıtı gösterilere birçok yazar, düşünür de katılıyor. Bunlardan biri 1972 yıhnda Nobel Edebiyat ödülünü kazanmış olan 66 yaşındaki HeinricH Böll. Otoriter yönetimlere karşı olmasıyla tanınan Böll, son günlerde düşüncelerini banş ve nükleer savaş konuları üzerinde yoğunlaştırdı. "International Herald Tribune" gazetesinin haberine göre Böll ve eşi Amerikan Pershing 2 füzelerinin yerleştirilmesi planlanan Mutlangen ABD hava üssü önündeki banşçıl gösteriye katıldılar. Böll, "eminiz ki," diyor, "Amerikan füzeleri güvenliğimizi güçlendiremez. Aksine za\ıflatır. Sovyetler tüm SS 20' fıizelerini imha etseler bile güçleri bizi 60 kez öldürmeye yine yeter. Batı füzelerini yok etse Sovyeller'i 40 kez ortadan kaldıracak güçtedir. Yani yeni füzelerin yerlestirilmesi saçraalıktan başka bir şey degUdir." Böyle göre savaşın çıkması için "planlanmış olması gerekmez." Aklı başında kimse nükleer bir savaşı planlamaz. Ancak böyle bir savaştn çıkması da mümkün olarak düşünülür. Savaş ise Batı ve Doğu Almanyalar için felaket demektir." Heinrich Böll'ün Mutlangen üssünde gösterılere katılması, birçok tepkiye yol açtı. Federal Alman ordusu subaylarından yüzbaşı Heinz Kluss muhafazakâr "Frankfurter Allegemeine" gazetesinde yayınlanan bir yazısmda, üsdeki gösterilerin Amerikan askerlerini yıpratacağmı ve "özgürlük ve banşı" tehlikeye düşüreceğini söyleyerek Böll'u suçladı. Gazetenin, yazısını kendisi görmeden önce yayınlamasına üzüldüğünü belirten Böll, bir cevap yayınladı. "Hayır, şerefli yüzbaşım" diye başhyor Böll, "Gösteriler Amerikan askerlerine yönelroiş değildir. Bizi Alman lerorunden kurtaran Amerikan ordusuna karşı değilim. Ancak şu an iktidarda olan Amerikan hiikumetinin silahlanma} a dayanan politikasını kınıyorum. Çiinku bu politika bizi çok fazla ilgilendiriyor." Böll yazısını şöyle sürdürüyor: "Yazıda sorunun kendisiyle ilişkili birşey bulamadım. Ne füzeler ne de gösterilerin nedenleri hakkında hiçbirşev yoktu. Yazıda bir tek ilaatsizlik iizerine bir jeyJer vardı. Siz ve askerleriniz Barbie, Hess, Eichmann gibi itaatkar Nazi askerlerinin neler yaptıgını hatıriayın. ttaatkârlığı direnen kadın ve erkeklerden istemeyin." Böll'e göre Almanlar "direniş" kelimesini duyunca, hemen Nazilere karşı direnişi düşunüyorlar. "Ancak" diyor Böll, "Direnişin yalnızca diktaloriuklerde olmadıgını ogrenmeli>iz. İnsanın hcrgun gerçekleştirmesi gereken direniş biçimi de vardır." Tersanelere şöyle bir bakınca ilk dikkati çeken işçilerin çoğunun orta yaşın üzerinde olması. Bu da "iş öliiyor" kaygılanna haklılık kazandırabilecek bir durumun ifadesi. Ortak konu yeni usta yetişmemesi, eski ustalann yavaşyavaş "toprağın altına gitmesi" ve arkalarından yenilerinin gelmemesi. F. Almanya'da bir ABD üssünü göstericiler ablukaya aldı Gençler köyde durmuyor Yine de tekne yapımından uzaklasamadıklanna bakılırsa, gençler "yetişmiyor" değil. "Yetişiyor" ama köyde durmuyorlar. Ya daha batıdaki bir buyfik kente yerleşiyorlar, ya da iyice batıya yöneliyor, Almanya yolunu tutuyorlar. Tersane sahibi Hayrettin Tok, bu gençlerden biri sayılmaz. Babadan geçme "inşaalçı"yken, (Kapıgediği'nde tezgâhtersane sahiplerinin bir adı da bu) iflâs etmiş. 197O'te. Tutmuş Almanya'ya gitmiş. Bir doküm fabrikasında potacı olarak 10 yıl çalışmış. 1980'degeridönmüş. Kiralık bir yer tutup, dokümculük... değil tersanecilik yapmaya başlamış yeniden. Hayrettin Tok'a Almanya deneyi herhalde pek çok şey öğretmiş. Tok, tezgâhların yanyana sıralandığı, kumluğun bittiği serit ustünde değil. bir evin arka bahçesinde kurduğu tezgâhlara İLapıgediği halkı balık tutmaya KaBir birkaç da sanradeniz'e açılmıyor, ama sağlam şekil dalye. bank var, ötede. OturanBizden az de "Batı 'ya açılmış." Batı Karadeniz ' ların üçü blucinli, bunlardan ikisi sandaletli, gomlekleri Avrupa. "Ya, Ali Amca'nın in bu zanaatkâr köyünün insanları, olacak? Pasaportu vaziyeti n kaybetmiş Almanya'nın kimbilir hangi kentinin, değil mi?" dedi biri. iki kişi bir "Ya, evet," hangi sanayi bölgesinin işçimahallele ağızdan,"Bulamamış diye cevapladılar. hâlâ. Çanrinden birinde çoluk çocuk tek göz, iki tayı olduğu gibi kaybetmiş. Biletler de içindeymiş. Üstelik izgöz döküntü bir evebaşınısokmuş, ca ni de bitti. Dönemiyor ki bir türnını dişine takıp, dişini de iyice sıkıp lü." * * * Tezgâhlardan birinin başında markları postalıyor yıllardır. tersaneci ve işçilerle konuşuyorya daha dayanıklı hale geliyor. "Yalpaya duşmesi'" zorlaşıyor; "daha bir denizci tekne" oluyor. Kimbilir belki böyle bir olayı Kapıgediği'nden bir tersanecinin "zanaatkârca" yaratmasında şaşılacak bir taraf yok. Bir vakitler 3035 çektirmeyi dizerlermiş yanyana, şimdi 10 kadar tekne inşaatı var; ustalar yetişmiyor. gençler köyde durmuyor, falan; ama zanaatçılık bu, öyle kolay kolay ölür mü? Kapıgediği'ne sinmiş, yerleşmiş bir kez. Alnıanva î! BREMERHAVEN (AP) Federal Almanya'nın kuzeyindeki Bremerhaven kentinde bir Amerikan üssünü abluka altına alan 300 gösterici polis tarafından basınçh su sıkılarak dağıtıldı. Soğuk havada üzerlerine basınçh su sıkılan göstericilerden biri hafîfçe yaralandı. 300 kişinin dağıtılmasmdan sonra Amerikan üssünün abluka altındaki üç kapısından biri açılmış oldu. Halen 2500 kişi üssün diğer iki kapısının önünde gösteri yapıyor. Kuzey denizinin sert ve rüzgârlı soğuğuna rağmen göstericilerin üs çevresindeki ablukayı gece de sürdürdüğü bildirildi. Polis aynca üssün ana kapısına ve kentin limanına giden yolun üzerinde oturan 300 göstericiyi yerlerinden kaldırarak başka yere taşıdı. Gösteıicilerin şiddete başvurmadığı, ancak 255 göstericinin gözaltına alındığı bildiriliyor. Bugün de 30 bin göstericinin üssun çevresinde insan zinciri oluşturması bekleniyor. Güneydeki Ramstein Amerikan üssünde dün üç günlük bir kuşatma başlatılırken, Batı Berlin'deki Amerikan garnizonunda da protesto gösterileri duzenlendi. Universitede "ders geçme"nin başlaması, sınıf geçmekten zor Ders geçme sisteminin öğrencilerin tekrarladıkları ve yeni aldıkları dersleriçakıştırmadanuygulanabilmesi için derslik, araçgereç ve öğretim üyesi sorunlannı çözmek gerekiyor. Ders geçme sistemi öğrencilerin yasal süre içinde öğrenimleBir kısım üniversitelerde ders rini bitirme şanslannı artırıyor. geçme sisteminin yürurlüğe so Bu sistemde öğrenciler, bir onkulması öğrencileri sevindiriyor, ceki sınıftan bir ya da daha çok ama bir yandan da fiziki koşul dersten başarısız olsalar dahi bir lan yetersiz üniversitelerin yöne ust sınıfa geçebiliyor ve başarıtimlerini düşündürüyor. Ders sız derslerini tekrarlarken ust sıgeçme sistemini benimseyen uni nıfın derslerini de alabiliyorlar. versitede, öğrencilerin tekrarla Sadece tekrarladıkları dersler yacağı ve yeni alacağı derslerın arasında "önkoşullu" olanlar çakışmaması için derslik, araç varsa bu dersin üst sınıftaki degereç ve öğretim üyesi sorunla vamı olan dersi alamayacaklar. Ancak, bütünbunlar işin yannı çozmek, a>nca titiz bir progsal çerçevesi. Yasa, bir öğrenciram yapmak gerekiyor. nin başarısız olduğu derslerin Marmara Üniversitesi'nin ar tekrarı konusunda, "Bir defaya dından, Ege Üniversitesi ve son mahsus olmak üzere, eğitim öğolarak da Ankara Üniversitesi' retim programının bağlı olduğu nde sınıf geçme sistemine son ve yiiksek öğretim kurumu yönetim rildi. Öteden beri sınıf geçme sis kurulunun uygun görecegi ilk teminin yerleşik olduğu Istanbul yan yılda o dersin kayıt, devam Üniversitesi'ndede binlerce oğ ara sınav ve uygulama şartlanrenci bir üst sınıfa geçebilmek nı tekrar yerine getiriıîer. Bu için ders geçmeye geçiş kararının şartlardan birinin yerine gelirilkendilerine ulaşmasını ve uygu memesi halinde oğrencinin ünilanmasını bekliyorlar. Ancak versile ile ilişiği kesilir" diyor. üniversiteden olumlu bir ses heOkul yoneticilenne gore gernüz vok. çek tablo böyle değil. ÜniversiASİYE UYSAL telerin bugunkü fiziki ko^ulları, öğretim üyesi durumu ve hafcalık ders saati yüku en azından bugun için yasal çerçeveyi zorluyor. Oğrencinin tekrarladığı dersler ile, birçok yeni dersi çakışabiliyor. Okuldan atılmamak için tekrarladığı derslere oncelik vereceğinden yeni alması gereken bir ya da daha çok ders bir sonraki yıla sarkacak. Yoneticilere göre, bu konuda en kaba yaklaşımla iki çözum yolu var. Biri, oğrenci sayısının düşürulmesi, diğeri gerekli fiziki koşulların genişletilmesi, öğretim üyesi sayısının artırılması. Her iki çözüm yolunun da kısa sürede gerçekleşmesi olası değil. Hatta son uç yılın tablosuna bakıldığında üniversitelere alınan öğYenci sayısında sürekli bir artış kaydediliyor. Bu çözüm yollan olası görülmeyince sınıf geçme sistemini terketmış olan universiteler en azından geçis dönemi için bazı değişik çözum yollan arayışı içindeler. Bu yuzden şimdiden bazı üniversitelerde öğrencilere lekrarlanan derslerde sadece vize koşulıı aranacağı, devam şartının aranmayacağı duyurulma\a başlandı. meselesi Kapıgediği'nde hayat tekne tezgâhları uzerine kurulu ya, bu görüneni. Bir de görunmeyeni var: Almanya'dakiler. 250300 nüfuslu Kapıgediği'nin şu anda Federal Almanya'da çalışan 2530 kişisi var. Yani köy nufu (enbihler ettik, kaç kere haber yolladık.neyse getirdik sonunda. 3.5 sene kaldı. Sonra tutturdu. gene gideceğim diye. Anasının eline sarıldı. Valla uslandım, bir delilik ettim o zaman, bir daha elmem öyle, dedi. Gitti. 1.5 sene daha kaldı. Gene aynı seyler. Neyse şimdi geldi, birkaç senedir burda. Ama köyde değil. Çoluğunla çocuğunla otunıyor. Öbiır oğlan da Almanya'da bizim. Kansı, üç çocuk. Her sene tatilde mutlak gelirlerdi. Bu sene gelmediler. Bari çocukları göndersin dedim. Kızlan oğlanı yolladı. Almanya'da okuyorlar. ılkokulda. Benim ufak oğlan da okuyor, makine okuyor orada. Aile 14 kişi bizim, burada 3 kişi kaldık." Kapıgediği'nin bir kulağı, bir gozü. bir ayağı Almanya'da. duk. Konu, eskisi gibi usta yetişmemesi ve bu durumun yarattığı tehlikeydi. Onlar, "Usta kalmıyor," dedikçe, "Peki, var olan ustalar nereye gidi.vor?" diye soruyorduk. Sonunda biri dayanamadı, "Nereye olacak?" dedi "Toprağın altına!" ve ekledi "Arkadan yenisi de gelmevince...?" • * * Kapıgediği'nden ayrılırken, köyü bütün güzelligiyle ayağınızın dibinde bulduğunuz o tepede durdurn. Koyu, kumluğu seyretmeye koyuldum. Bir an, kumsalda 3035 lane tekneyi inşa halinde gördUğümü sandım: Yaşlı ustalar gençlerin yaptıgını denetliyor, her lekneye yaşantılanndan birazını azar azar kattıklan gibi, gençlere "zanaati" hazmettiriyorlardı. BİTTÎ Bazı ITU öğrencileri MGK'ya başvurdu 9 Eyliil Üniversitesi'ne bağlı İzmir Tıp Fakültesi'nde tek dersten başarısız 74 öğrenciye üst sınıfa devam hakkı tanındı. Haber Merkezi İstanbul Teknik Üniversitesi'nde atılma durumuna gelen bazı öğrenciler, haklarındaki karar ve işlemlerin durdurulması için Cumhurbaşkanı ve MGK'ya telgraf yolladılar. 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi ile Uludağ Üniversitesi'nde tek dersten başarısız öğrencilere üst sınıfa devam hakkı tanındı. İTÜ'de, 1. sımfın derslerini iki yılda tamamlama koşulu yüzünden ilişiği kesilen ya da kesilme noktasına gelen öğrenciler okullanndan atılmamak için turlu yollar deniyorlar. Bazı öğrenciler jCumhurbaşkanı Kenan E\ren ve MGK'ya telgrafla başvurdular. bazıları da okul yönetiminin hem eski heın de yeni yonetmeliklerin gereğini yerine getirmediği iddiasıyla, "ilişiği kesildi" belgelerini alıp Danıştay'a başvıırmava hazırlanıyor. TEK DERSTEN KALANLAR 9 Eylul Üniversitesi'ne baglı izmir Tıp Fakultesi'nde tek dersten başarısız 74 öğrenciye üst sınıfa devam hakkı tanındı. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Şakir Fadıloğlu, bu durumdaki öğrencilerin, ders çakışması nedeniyle, üst smıfın tüm programını izleyemeyeceklerini belirtti. Üludağ Üniversitesi Senatosu da tek dersi kalmış öğrencilerin üst sınıfa devam edebilmesini kararlaştırdı. Universitede bu durumda bın kadar öğrenci var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle