Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 11 AĞUSTOS 1982 asırumızda yülardan berl çeşitli tartısmalara konu olmasına karşın, ilaç sorunu henüz yörungesine oturtulamamıştır. Dünya piyasalannda, etken madde fiyatlannın yukselmesi. üaçlara zam yapılmasını ortaya çıkarmış, bu durum da kamuoyunda yeni bir ilaç tartışmasına yolaçmıştır. îlaç sorunu aslında çok yönlü bir sorundur Ve nedenleri de, sanayii gelişmig veya az geüşmiş ülkelere göre farkhdır. Öyle ki ayni ülkede bile, kişilerin gelir düzeylerine göre, farkh bir biçimde beliren ilaç gereksinimi, değişik sağhk sorunlannın doğmasma yolaçmaktadır. Sokaktaki adama «îlaç nedlr?» diye sorsak, kuşkusuz «hastalıklan iyi etmek için kullanılan bir nesnedir» diye cevap verecektir. Nitekim. insanın yaratıldıgı günden beri hastahklar vardır. Ayni çekilde. hastahklardan kurtulmak, uzak kalmak özlemi de, insanın yaradılışı ile ortaya çıkan en önemli bir yaşam sorunu olarak süregelmiştir. Başlangıçta, insanlar sızılannı dindirmek için büyü ve inanç yolunu denemişlerdir. Böylece, bazı cisimlere dokunur. veya üzerlerinde taşırlarsa kötü ruhlardan ve hastahklardan arınacaklanna inanıyorlardı. Bugünkü ilaçlann kaynağı gibi kabul edilen bu ilkel çarelere. insanüstü ve tannsal bir guç atfediliyor; ancak bu guç yardımı ile hastahklann iyileştirilebileceğine inamhyordu. Neden sonra, ondokuzuncu yüzyılda blrçok maddenin. Tannsal guç ve dua olnıaksızin da. hastalıklan iyi edebileceği ve ilaçlann bu etkilerinm kendi yapılanna baglı özeiliklerden ileri geldiği ortaya çıkarıldı. B Can Pazarı Ülkemizde çok yönlü bir ilâç sornna vardır. Bir yanda ilâç alma gücü bulunmayan yoksul halk, öte yanda saglık konforu için gereksiz ilâç tüketen varhkk katlar sorunların başlıcasıthr. Prof.Dr. Kemal OZAN olamk, ilaçlara bir büyü kudreti atfedilmesi icancının payı büyüktür. tlaç sanayiinin modera pazarlama yöntemleri ve insanlann eğtlimleri sonucu. günümüz toplumlannda, yepyeni bir ilaç kavram ve gereksinmesi ortaya çıkmıştır. kurtulabilmektedir. Ayni şekilde, cinsel performansmı bile istedigi gibi yönlendirip; gebelik önleyici İlaçlar yardımıyla da, çocuk yapmak kaygısı olmaksızın, seks işlevlerini yapabilmektedir. Öteki bazı ilaçlarla da, istedigi ölçüler kadar şişmanlamak veya herhangi bir relim yapmaksızın, günun modasına göre zayıflayabilmektedir. Yeni Bir Put Nitekim günümüz toplumlarmda, özellikle gelişmiş ve zengin toplumlarda ilaç gereksinimi ve kullanıhşı çok daha degişik bir anlayış şeklinde belirmektedir. Nitekim, basın, sinema, radyo ve televizyon gibi modern yayın araçlan ile büyülenmiş çafımız insani: Eğlence spor, moda v.b. tutkulan için yorulmak. ama çalışmak tçin ise, mümkün olduğu oranda az yorulmak isteyerek makinalan yaratmıs bulunmaktadır. tlaç sanayiinin modern pazarlama yöntemlerinden de etkilenen günümüzün zengin toplumlannda, ekonomik yönden güçlü fertler. yanlış bir anlayıs ve ahşkanhkla, kişisel bir sağhk konforu sağlamak kanısı ve dürtflsüyle. ilacı yeni bir put veya mabut gibi karsılamakta; ölçüsuz kuüanma sonucu da ilaç düşkünlüğüne tutulmaktadırlar. Öyle ki, çagdas insan, nerdeyse ilaçla canının istediği gibi yaşamak istemektedir. örneğin: Bazı preparatlarla, şişmanlamak veya hazımsızlıktan korkmaksızın istedigi kadar yiyip içmek istemektedir. Sabahlan doping veya uyancı ilaçlar alarak da, işinde sporda ve çeşitli ilişkilerinde dinç ve güçlü olmayı denemektedir. Uyku ilaçlan kullanarak, akşamlan istedigi an, istedigi şekilde uyuyup, teskin edici ilaçlar yardımı ile de. günlük sıkıntı ve kuşkulanndan Hekim Yerine Üfürükçü Şu halde. yaşam düzeyi ve satın alma gücü yuksek zengin toplumlarda ilaç. hastalıklan sagaltıcı bir öge olmakla birlikte, hiç gereği yokken sırf gunlük yaşantının bir konforu olarak da yer almış bulunmaktadır. Oysa, öte yandan, gunlük asını bile sağlamaktan yoksun: bilgisizlik ve tlkel inançlanndan kurtulamamış yoksul halk ise. üfürük. muska, okunmuş su. örümcek agı, tütun. dere kumu deve kıh, gubre gibi ilkel unsurlan. ilaç adı albnda kullanabilmektedir. Genellikle. bu gibi yoksul insanlar, modern ilaç sanayiinin çok yüksek fiyat sisteminin de zorlamasiyle. hekim, operatör yerine kırütçı, çıkıkçı. üfürükcu veya kursun dökücu gibi Mmselere yönelmektedir. Çok kez de. her derde deva sa> tan şarlatanlann bile tuzagına düşebilmektedirler. kuşkusuz son yülarda yapılan buluşlar sayesinde, tedavi büiminin geliş.tirilmesi sonucu kişi, dolayısile toplum sağlığının düzeltilmesidir. Sağhk alanındaki gelişmenin olumsuz yönleri ise, ekonomik bakımdan, devlet ve aile bütçesinde sağhk harcamalannın önemli bir paya erişmesidir. özellikle ilaç fiyatlannın doludizgin durmaksızın artması. dar gelirliler için sürekli bir tedirginlik kaynağı oluşturmaktadır Canından olmamak için, bu gibi kişiler en önemli gereksinmelerinden; hatta beslenmesinden ayırdığı parayı, pahalı çok kez etkisi bile tertışma konusu olmus İlaçlara yatırmak xorunda kalmaktadırlar. özellikle çokuluslu şirketlerin tekelinde olan ilaç sanayii büyük kâr getiren bir endüstri kolu olması nedeniyle. büyuk yatınmlar yapılan bir alan olup, modern pazarlama yöntemleriyle çalışmaktadır. Yani sadece iyi üretimin yeterli olmayıp, İyi satmanın gerektiği görüşüyle hareket etmektedir. Bu görüş ise, ilaç fiyatlannın oldugundan daha fazla artmasına yoı açmaktadır. Ayni zamanda, fazla ilaç israfına yönelik olarak oluşturulan kişi davranışlan, hayali hastahklar yaratarak, kendi kendini ilaçlamak sonucu yersiz bir ilaç kullanımı İle toplum ve fertlerin sağlıgını bile tehdit edici sorunlar yaratabilmektedir. Kuşkusuz, ülkemizde çok yönlü bir ilaç sorunu vardır. Bu sorun yoksul halk kesiminde, bireylerin ilaç satın alamaması ve acılartnm pençesinde kıvranması: geçim düzeyi yüksek katlarda ise, bir sağhk konforu bulmak düşüncesiyle. gerekoiz bir ilaç kullanımı biçiminde belirmektedir. özellikle ilaç sanayiinin modern pazarlama yöntemleriyle bu savurganlık daha da fazla kışkırtılabilmektedir. Artık. ilacın ne bir çamaşır tozu. ne de bir elektrik süpflrgesi olmadığının dikkate almması zamanı gelmiştir. tlaç sanayiinin. ürünlerini adil bir kazanç zihniyetiyle, makui fiyat sınırlan Içinde satışa sunması sağlanmalıdır. Yerli dışa bağımh olmayan. ulusal ilaç sanayimizin gellştirilmesi için de, her türlü önlem vakit geçirilmeksizin ahnmahdır. "Ilacın Ekonomisi,, Arkadaşımız Meral Tamer'in gazetemizde yayınlanan «ilacın ekonomisi» adlı yazı dizisini hem llgiyle hem üzülerek okudum. îlgiyle okudum, çünkü yazı dizisi gerçekten «mantıkhkapsamlıgercekci» bir incelemeydi. Üzülerek okudum, çünkü ilaç sorunu 1960'lardan berl gündemdedir ve tartışmalara bakılırsa körebe oyunu sürmektedir. İlaç sorunu konusunda ilk yazıyı 1718 yıl önce yazmış bir kişi olarak diyorum ki: «Benlm oğlum bina okur döner döner ylne okur» 19611962 yıhnda tartışma gtindeminde ne varsa bugün de var. «patent hakkı» tartışması bir ara rafa kaldırılmıştı. Şimdi yine plyasaya sürüldü. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi yolunda tüm dünyada büyük adımlar atıldı, Türkiye gibi yoksul bir ülkede ilaç konusu «ahmsatım, para kazanma, kâr etme» zenaatımn mantığı içinde tartışılıyor. Devlet dışsattm (ihracat) yapan işadamına hazlneden olağanüstü destekler sağlıyor da ilaç konusunda «serbest piyasa» koşullan geçerli olsun İsteniyor. tlacm ticaret değil sağlık konusu olduğunu ylrml yüa yakın blr süre yazdık çizdik öğretemedik, öğrenemedik. llâç konusunda almacak İlk önlem sudur: Devlet soruna «tüccar» gibi değil, halkm devletl gibi yaklaşmalıdır. Bu mantık devlet katında geçerli olmazsa kapitalist dünyaya dayanarak mazlum ülkeleri ahtapot gibi saran İlaç tekellerinln oyuncağı olmaktan kurtulamayız. Çoğu yerli ilaç şlrketlerlnln yabancı kumpanyalann uzantıları olduğunu bilmeyen var nu? Bu ortam İçinde sürdürülecek ilaç tartışması bir çözüme ulaşamaz.. Ama çözüme ulaşmak çok mu zor?.. Eğer siyasal iktidar halkm sağlığına dönük kararlar alabllecek güçte İse çözüme ulaşmak kolay... Eğer siyasal iktidar dışa bağımlı bir ekonomide kökü dışarda işadamlannm etklslnden kurtulamıyorsa çözüme ulaşmak olanaksız... Bu söylediğim formül soyut bir yaklaşımı dile getirmez, blr gerçeği vurgular. Bugün bile İlaç konusunda (eğer kimi çevrelerl ürkütmek göze ahnırsa) yapılacak lşler vardır. • Bu işler nelerdlr?.,. 1) ö n c e İlaç hammaddesi dışahmı devlet eliyle yapılmalıdır. Bugünkü dünya iletişim ağı içinde ve bilgisayarlar döneminde en «ucuzetkingerekll» ilaç dışahmını devlet yapabilir. Bugün en iyi sağlık ve hekimlik hizmett devletin yüksek ihtisas hastanelerlnde ve kamu kuruluşu olan Tıp Fakültelerinde verilmiyor mu? Sağlık hizmetleri ticaret ve kâr güdüsüyle bir arada yürüyemez.. Çağdışı bir yaklaşımdır bu... 2) llâç üretmek yolunda ciddi adımlar atan özel kuruluşlan desteklemek (bugünkü düzende) akıllıca bir yoldur ve ulusal bir politikadır. Bu kuruluşlar ilacı pahalıya üretseler bile Türkiye'ye yabancı tekellerin paravan şirketlerinden daha pahalıya gelmezler. 3) llâç konusu genel sağlık sigortasmın kapsamı İçinde düşünülmell. bu yolda ek adımlar atılıp hazırlık yapılmalıdır. Dün Türkiye'de yalnız memurlann emeklilik düzenl vardı, sonra İşçiler, ardından esnaf bu kapsama girdl. Bugün sağlık hizmetleri (hastane, hekim, ilaç) toplumun bazı kesimlerine parasızdır. Amaç Türkiye genellnde parasız sağlık hizmeti olmalıdır. Arkadaşımız Meral Tamer'in yazı dizisinde yayınlanan bilgilere göre 1979 yıhnda Türkiye'nin adam başına ulusal geliri 1330 dolar, kişi başına düşen ilaç tüketimi 3,5 dolardır. Yunanistan'dan altı kez daha düsük düzeydeyiz... Böyle bir ülkede ilaç konusu «kâr mantığn nın dışında düşünülürse kolay çözüm bulunabt lir. •Ar • Çok Yönlü Bir Sorun llâç Sanayiinin Doğuşu Yapılan bilimsel ve sistematik araştırmalar, hayvansal. bitkisel, madensel veya sentetik nitelikte yeni yeni bazı ilaçlann keşfedilmesine yolaçtı. tşte bu buluşlar sonucunda. 1000 yıllanna dogru bugün ilaç üretim ve satışının astronomik rakamlarla artmasına neden olan ilaç sanayii kuruldu Gerçekten, ilaç sanayiinin hızla gelişmesinde, bugün bile bilinçli veya bilinçsiz Olumlu Olumsuz Yönleri Çagımız uygarlıgında insanlann yaşam düzeyi ve anlayışı gelişmekte; değer yargılan değişmektedir. Bu degişim olumlu yönleriyle birlikte. olumsuz yönleri de olan, bazı sağlık sorunlan ortaya çıkarmıştır. Sorunlann olumlu olanlanndan biri. flıcıcta Pif DilDüsünce ve Anayasa Rüştü ERGUN nsanlar düzenli bir toplum yapısına kavuşabllmek İçin sürekli savaşım lçindedlrler. Değlçen yasam koşulları, düşüncelerdekl gelişmeler, bu savaşımm ürunü olan kuralları değiştirmektedlr. Blz kuralların Devletçe konulmuş olanlarına YASA diyoruz. Yasalarm tümüne ışık tutan, fcaynak olanma da: ANAYASA anayasa için içi Esnafa Sağlık Sigortası sağlanmalı «200 maddelik Anayasa Tasansmda esnaf ve sanatkarlann sorunlanna ilişHn en küçük bir madde yok. Taslakta esnaf ve sanatkarlann adı bile geçmiyor. Kaldı kl bugün çausan nüfus içinde hiç de azınsanmayacak sayıda esnaf ve sanatkar bu ülkenin kalkınması doğrultusunda ter döküyor, emek veriyor. Buna karşın devletçe esnaf ve sanatkann sağlık sigortası sorunu bile çözümlenmiş değil... Biz bu konunun Anayasa Taslağmda yer almasını, yalnız esnaf ve sanatkarlann değil, bütün yurttaşlann sağlık hizroetleri kapsamına alınmasını isterdik. Anayasayı yapanlann çalışan, emek veren tnsana bir saygısı varsa bu konunun mutlaka Anayasada yer alması gerekir. Bu Anayasa ile devlet, vatandasın burnunun bir deliğini tıkayarak soluk almasını istiyor. Çalışanlar olarak ve herşeyden önemllsl çağdaş uygarhğa inanan insanlar olarak bu Anayasa Tas lağına karşı en bUyük eleştirimizi sandık başında. yapaeağız.» Milas Esnaf ve Sanatkarlar Dernegl Baskanı Mehmet YÜKSELEN rudan öder» hükmünü içermektedir. Oysa 274 sayılı Sendikalar Yasasının yürürlükteki 23. maddesi uyarmca, işveren, sendika tüzüğüne göre işçilerin ödemeyi kabul ettikleri üyelik ödentilerini, işçi ücretlerinden keserek sendikaya ödemekle yükümlüdür. Uygulamada •ChechOff» denilen bu sisteme göre, üye ödentileri ücret ödemesi sırasmda kaynaktan kesilmekte ve ilgili sendikanın banka hesabına yatmlmaktadır. Bu sistemin amacı sendikaların güçlenmelerini, işverenler karşısında bağımsız yapılannı kazanmalannı. böylelikle de işçi haklannın daha iyi korunmasını sağlamaktır. Açıktu" ki maddi açıdan güçlü olmayan sendikalar üyelerini yeterli ölçüde eğitemeyecek, örgüüenme çalışmalannı yürütemeyecek, işveren karşısında toplu pazarlık gücünden yoksun kalacaktır. Sonuç olarak işverenler toolu sözleşme hukümlerinl diledikleri gibi dikte ettireceklerdir. Üye ödentilerinin kaynaktan kesilmesinin kaldınlması bu sonucu doğuracaktır. Tasan tümüyle değerlendirildiğinde, tamamen baskıcı, otoriter bir duzen yaratma amacma yönelik olduğu açıktır. Bunun için tüm demokratik haklar, en başta da örgütlenme hakkı yok edilmiş, kullanılmaz hale getirilmiştir. Sabahattin $EN POLATL1 lüğü Çalısma özgürlüğü Ticaret özgürlüğU Taşınmaz Haklan Dolaşma ÖzgürlüğU Saldınya karşı Sa vunma Yargı üsulleri Gizli Kanıt lama yollanna karşı korunma ve Temel Yasa. WeUs'ln bu İnsan Haklan Bildirisinde, On maddenin ikincisinde ortaya koyduğu Düşünce özgürlüğü şöyledir: «tnsanı faydalı ve ilgili bir hemşerı yapmak için yeterli nicelikte aydınlatmaya değerli kılmalı ve başkaca alacağı kültUr o biçimde olmalıdır ki, ona insanhğın hizmetinde, kendiliğinden olan yeteneklerini geliştirmek olanaklannı verebilsin. Yasamı süresince tüm ortak bilgi üzerine kolay bllgl ala bilsin. Ve bolca tartışma, toplanma ve tapınma özgürlüğüne sahip olsun.» îmdi Atatürk, bu sevdiği, değerlendlrdiği Wells'in düşünce özgürlüğü anlayışını yadsıyamazdı. Geçen savaşlann kavruk bıraktığı Türk toplumu bireylerinin şimdlki fiziksel gelişmesl olumlu olmasına karşın beytnleri bu gellşme oranında degüdir. Satın almma ve anarşi buradan kaynaklanmadadır. Eğer düşünce ÖzgürlüğU bir kaç bağnazın güdUmUnde olursa anarsiden daha kötü durumlara, örneğin bomoseksüellik bataklığına düşeblUriz. Bir Ulusun ciğeri olan anayasa, zorlama ve aynntılara düşmeden bir bütünlük anıtı ve de kusursuz bir sanat yapıtı olmalıdır. Kısa ve öz bir Mecelle'yi kaleme alan. deneyli Devlet anlayışı olan bir Ulus topluluğundan geldiğimizi unutmayaum. Tüzük niteUğindeki kimi maddeler Anayasaya koyulmayabilir. Kısa bir za mana sığdınlmaya çalışmak doğru değildir. Aldıkaçtı'nın yerine alıpkaçmayan birinin başkan olduğu yeni bir ko misyonun oluşturulması ve çalışmalann sürdürülmesi doğru olur. Ynsuf AHISKALI Florya Menekşe tstasyonu karşısı No. 18 İ Toplum olayları Dil ile çok sıkı bağlantılıdır. Düşünce gelişmesinin temeli olan dill, Anayasa'nın önemli bir ögesi olarak ele almamak olanaksızdır. Toplum, dill ile ileriye doğru gitmekte olduğundan, Anayasa'nın da Dil bakımından ilerleme göstermesi zorunludur. Yeni Anayasa'nın kimi bölümlerlnde gözlemlenen olumlu gellşme, örneğin: özgürlttk, gtivenlik, önlem, gözetim, nitellk, yargılama, sfyasa, kişisel, kutsal vb. sözcüklerin kullanılmıs olması sevlndiricidir. Bunun yanında, toplumda kullamlmaicta olan pek çok öz Türkçe sözcüğün Anayasaya alınmamış olması da üzüntü yaratmaktadır. Bu sonuncu kümeden birkaç örnek göstermek yararlı olacaktır. DEVRİM sözcüğü: 1961 Anayasa'sında yer al mış bulunmasına karşın 1982 Anayasa'sında tnkılâp sözcüğüyle değiştirilmiştir. Büindîğ) gibi bu sonuncu sözcük, tersyüz etmek, döndürmek anlamlarına gelen Arapça kökenli KALB sözcüğünden türetilmiştlr. Devrim, gibi, anadlllmlzin ürü nü olan, toplumca benimsenmiş, bundan öncekl Anayasa'ya alınnııs olan bir sözcüğü bırakıp, yerine inkılâp'ı almak üzücüdür. YASA sözcüfü: Yeni Anayasa'da YASA sözcüğüntin kullanılmadığı göze çarpmaktadır. Oysa yeni Türk toplumunda, Kanun'un yerinı YASA almıştır. Şu gelişim nasıl gözden kaçar? Uyanmış Dil bilinci ile. «Teşkilâtı Esasiye» kanunu yerine, konumuz olan ANAYASA sözcüğü benlmsenmiştir. Cumhuriyetln temel organlarınırı başında, yasalarla ilgili çalışmalan yapacak olan YASAMA organı bulunmaktadır. Bu iki ilgine örneğin, Anayasa'ya Yasa sözcüğünün alınması için düşündürücü olacağı umulur. TARGIÇ sözcüğü: Toplumda geneülkle hakim sözcüğüne yeğlenmektedir. Eski ve yeni Anayasa' larda Yargı kökünden türetilmiş Yargıtay bulunmaktadır. Yeni Anayasa'nın üçüncü bölümü, YARGI'ya aynlmıştır. Maddeleri arasmda: Yargı yetkisi, yargılama, bv. öz Türkçe sözcükler bulunurken, Hakim yerine Yargıç sözcüğünün benlmsenmecesi şaşırtıcı olmaz mı? ULUS sözcügü: Yeni Türkiye'de MUlet yerine benimsenmiş olan bu sözcüğün gücünü, uygunluğunu anlamak çok kolaydır. Bir yazarın dil devrlml karşısında Atatürk'ün durumunu belirtmek için gösterdlğl belgede «Fakat meselâ 'millef yerine, 'ulus'u, 1934'te kullanmış, 35, 36. 37'de 'millef kelimesini tercjh etmiştir» satırları bulunmasına karşın, yazısmda ulnsal, uluslaşma, ulusallaştırılması, nlusallaşma sözcüklerini yirminin üstünde kullanması llginçtir. Ulus ve türevlerinin gücünün ve ulusça ne ölçüde benlmsendiğinin kanıtıdır. Prof. Dr. Coşkun Üçok'un 21 Tem. 1982 gOnlü Cumhuriyet'te yayımlanmış olan: «Millet, Ümmet, Ulus> başhklı güzel bir inceleme yazısmdan öğrendiğimize göre: Türkçe bir sözcük olan ULUS: kavim, aşiretin büyüğü, ümmet, anlamma gelmektedir. (Şemsettin Sami'nin 1901 basımlı Kamusu Türkî'si). Millet sözcüğü ise din veya bir dlne bağlı lnsaniar topluluğu anlamına gelmektedlr. Bugüne dek yanlış kullanılageimiş olan Millet sözcüğü yerine ULUS'u kullanmak, hem bu yan lışı ortadan kaldıracak, hem de Cumburlyet yönetiminde egemenliğln ulusta olduğuno vurgulayan, eski adı 'Haklmiyeti Milliye' Iken dU bllinci sonucu: ULUSAL EGEMENLtK'e dönüştürülen BayramımiT askıda kalnamış olacak*,ır. Yeni Anayasa'da Millet için ULUS. MMî için Ulusal söz cüklerinin yer alması, D'vletin ülusla Ö7deşleşmesinin kanıthi. bakımından da öneml büyüktür. Sonuç: Yeni Anayasa, dil özleşmesl dogrultusunda değiştirllerek çıkarılmalıdır. ö z Tflrkçe sözcüklerin ve Osmanlıca'nm kanşımı olnıamalıcfır. AİİL. Özgürlüklere kulp takılıyor Aldıkaçtı'nın Anayasa taslağına bakıyorsunuz. Şöyle bir başlıklara göz gezdirdiğinizde adeta bir özgürlükler Anayasası ile karşı karşıya olduğunuzu samyorsunuz. Örnek mi? Kişi özgürlüğü. haberleşme özgürlüğü, düşünceyi acıklama ve yayma özgürlüğü, basın özgürlüğü, dernek kurma özgürlüğü, hak arama özgürlüğü vs.... Ama maddelerin herbirinl okuduğumuzda tüm özgürlüklere birer kulp takıldığını, özgürlük diye başlayan her maddenin altından bir yasak, bir kısıtlama çıktığını gönlyorsunuz. Bu Anayasa taslağı ile 1961 Anayasası nın başhklan alınmıs. içeriği ise kabaca yok edilmiş. Bizden bu yasaklar Anayasasına «Evet» oyu yoktur. Selami AND1Ç (Esnaf) # Memurlara toplu sözleşme hakkı tamnmalı Anayasa Taslağı konusundaki önerüerim: Parlamenter oemokratik slstetn esas alınmalıdır. Çok partili sistemin getireceği istikrarsız hükUmetlerin sakıncsları partiler kanunuyla engellenmelidir. TBMM Uye sayısı 400' den 500*6 çıkanlmalıdır. Üniversiteler tamamen Bzerk olmalıdır. Seçmen vaşl 18'e indirilmelidlr. Lokavt hakkına isverenin gereksinimi yoktur. Memurlara sendika ve toplu sözleşme hakkı tanınmalıdır. Yerinden yönetime lşlerlik kazandıracak ve yaygınlaştıracak düzenlemeler yapümalıdtr. Mehmet ÖZÇELÎK Meıngr, oğrenci Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü Miiessese Müdürü Yazı İşleri Müdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKÜGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER' ALİ ACAR Eleştirilerden kısa... kısa... • «Sağ görUsü ve liberaUzmin her tür lüsüne evet, sol görüşe, ilericiliğe, sosyal demokratik hukuk görüşüne hayır diyen bir taslak... Yani, tek kanatlı ve yalnız sağ kanadı olan bir kuşa benzemektedir 82 Anayasa taslağı...» îhsan tNAL Reyhanlı • «Bn Anayasa taslağı emefcçüerden yana değildir.» Abbas TATLI . Petrol emekcisl • Seçmen yaşının kaç olması gerektiğini yülardır tartışıyoruz. BUyUklemiz 18 yaşındaki bir insanın henüz aklı başında olamayacağını, yanlış kararlar alabileceğini savunuyorlar. (Ama bazı durumlarda 181ikleri 50701iklerle bir tutuyorlar.) O halde bir oocuk niçin 18 yaşına gelince reşit oluyor? Bu onun artık, aklı başına geldiğini kanıtlamaz mı? öyle sanıyorum ki, ana baba kuçağından ayn yaşamını düzenleyebüecek bir birey politik sorunlar konusunda da yeterli bilgiye sahiptir. Dileğimiz sayın büyüklerimizin «Cumhuriyefi emanet ettikleri» biz Atatürk gençliğine biraz daha fazla güvenmeleri.» PiUz BEZEN Şişli/îstanbul • «Yeni Anayasa'da basın için konan maddeler İle artık ünlü Johnson mektnbu mlsali işler, Anayasa suçu sayılacak demek Jd .» .^ ' A. RIM DEMÎRDÖVEN .' Emekll Assubay Balıkesir 0 «tşverenler lehine olan bu tasarınva 2. maddesinde belirtilen «TUrkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir.» ibaresi kcmik duruyor. Dünyadaki Anayasalann en gerici örneklerinden birmi vermiş olan bu tasannın hedeflendiği söylenen demokratik rejimi gerçekleştireoeğini düşünmek hayalden öteye gitmez.» Aynur SOYDAŞ Memur • Ankara • «1961 Anayasasmın suçlu ilan edllmiş olması halen havada kalan bir iddlaııın öte«ine gidemez. Böyle bfr iddiayı temel alan bir Anayasanın tse, top lnmsal gerçeklere ne denll uynm sagladığımn gösterdigi tse başlıbaşına bir tartışn» konnsudnrj» Necml ÇAK1CI Mi: lar . Ankara • Yazı işleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni TEMSİLCLER • ANKARA : •İ 2 M İ R : • ADANA : SERVfe ŞEFLERİ • YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETSNKAYA MEHMET MERCAN • # Atatürk devletçiliği yok ediliyor mu? Yeni Anayasa Tasansı ile en demokratik hak olan seçme ve seçilme nakkı için sekiz yülık eğitim kosulu aranıyor. Bugün Turkiye ntifusunun çoğunluğu llkokuı mezunu veya okuryazar bile değil. Bu durumda olan yurttaşları kim temsil edecek, okumayazma bilmeyenler bu tasanya nasıl evet diyecekler. Atatürk ilkelerinden devletçiliği tasarıda göremedik. Atatürkün devletçiliği ne sosyalist sistemdeki devletçüik ne de kapitalist dUzendeki çok uluslu şirketlere destek veren müdahalecilik idi. O Türk toplum yapısına uygun mulMyet hakkma dokunmadan devletin yapacağı lşlerla kişilerin yapacağı işleri ayırrertı. Halböyle iken elektrik, su, kömür, demir gibi kaynaklann özel sektöre devredilmesi Atatürk devletçiliğinl yok etmıyor mu? Durenn GÜNEŞ fitlik / ANKARA # Demokrasi yalnız olumsuzlar için mi? «TasandaM mUletvekili seçilebilmek için ortaokul mezunu olma koşuIunu anlama olanağunız yoktur. Atattlrk «Egemenlik Kayıtsız Şartsıı M H letindir» demiştlr. Bu kayıtsız ve şartsiz egemenliğe Ulkemiz gibi okuma • yazma oranı yüksek olmayan bir ülkede, seçilmek için ortaokul mezunu olma sınınnın getirilrnesi anlaşıhr gibi değil. Yeni Anayasa Tasansına göre demokrasi, yalnız okumuşlar için ml olacaktır? Bizler bir grup TARIŞ lşçisl olarak bu tasanya karşı düşüncelerimizı, tepkiierimizi sandık başında dile getireceğiz...» Bir grnp TARtŞ Üzttm tsletmesl l İstanbul Haberleri :Selahattin CÜLERDış Haberler : Ergun BALCI Ekonomı: Osman ULACAY' Yurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazın : Yalçın PEKŞEN Spor: Mehmet TEZKAN Araştırma: Şahin ALPAY Düzeltme : Konur ERTOR BÜROUUI • KonurSokak No.24/4Yenisehir.ANKARA Tel: 17 58 2517 5866 idare: 18 33 35 Hallt Ziya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 Atalürk Caddesi, T.H.K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel:1455019731 Basan ve Yayan: v Yeni bir komisyon önerisî CUMHURİYET Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Halkevf Sok. No: 3941. Cağaloğlu İSTANBUL P.K.: 246 Istanbul, Tel: 209703 (5hat) TAKVtM ^ " ~ Ağustos IHB2 n İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI 4.06 6.04 13.19 17.10 20.13 21.57 0 Sendikalar güçsüz kılınmak isteniyor Öncelikle belirtelim ki, tasannın getirdiği hükümler işverenlerin ve işveren örgütlerinin bugüne değin savunduklan gorüşlertnin aynasıdır. Yeni Anayasa tasansı işçiler icin «üye aidvm sendikaya doğ Atatürk, önem verdiği tngiliz tarihçisi ve düşünürü WELLS'e y&lnız Büyük Söylev'de yer vermemıştir, (Söy lev H . V. Velidedeoğlu, S. 387 ve 388) ayni zamanda Dışişleri Bakam T. Rüştü Aras'ı Kültür Bakam gibi. W«lls ile ilişkide bulundururdu. Atatürk'üs ölümünden sonra îklnci DUnya Savaşuun son savaş olmasını isteyen Wells, On Emir gibi, 10 maddelik bir tnsan Haklan BUdlrisi yayınlenıştır. San Pransisko bildirisine teme) olan bu bildirinin 10 maddesinin haşhklan sıra ile şöyledir: Uygarlık Ortak Mirası Düşünce özgür LÂLE TANJU İLE MÜMTAZ USTAOĞLU EVLENbİLER 10 Ağustos 1982, Sah Kadıköy,