Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 ökeni stellio olan stellionatus sözcüğru güneş ışınlan altmda renk değiştiren bir sürüngenin admdan kaynaklanmak tadır. Ünlü İtalyan Cezacılanndan MANCTye göre, kertetikele türünden; yine âVnı ülkenin ünlü Cezacısı MANZINFye göre de akrepgillerden bir sürüngendir bu. Keza CRIVELLARI, dilbilimci CESARETTTye dayanarak bu sözcüğün zehirli taranta örümceğine verilen ad oldugunu. derisinin ear'aya (epilepsy) karşı çok etkili bulunduğunu, bu yüzden böceğin derisini vermemek için onu değiştirir değiştirmez yut tugunu savlamaktadu". Bu durumlarıyla sözcük yalancı, güvenilmez, karanlık yaradılışlı kişiler için kullanılmaktadır. Romalılar da stellio sözcügünü ustaca işlenmiş dolandıncıhk türleri için kullanmışlardır. Çağdaş ceza hukukunun başmimarlanndan ünlü CARRARA geleneğe uyaralt aynı aöz cüğü dolandıncılık ve hile suçları için bebenimsemiştir (1). OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 3 TEMMUZ 1982 K Stellionatus'tan Dolandırıcılığa Av. Kâni EKŞİOĞLU Krlminoloji biliminin belirledigi çeşitll suçlu tipleri, dolandıncılık suçlan için de kuşkusuz geçerlilik taşımaktadır. Bu suçtan sanık bir kimse yargıç önüne alındığında ilginç bir tablo ile karşı karşıya kalmmaktadır. Klasik suçlu tiplerinden oldukça aynmlı olan bu tablo karşısında yargıcın bir anda duraksama geçirmesi doğaldır. Çünkü dolandıncı bu kez zavallı, kimi kez dü rüst ve namuslu, kimi kez de entellektüei bir görünüm sergilsme konumuna geçebilmektedir. Tıpkı güneş altmda renk değiştiren stirüngen gibi.. Yargıçtan, böyle bir kişinin suç işleyebileceği izlenimini uncelikle yoketmek. dolandıncınm ilk ve değişmez taktiğidir. Dolandıncılık suçlusu kişi. suçun nitelik ve özelliklerinden ötürü şaşırtıcı kis.ilikler de sergileyebilen kişidır. Diğer suçlardaki açıkhğm, belirliligin yerine; bunda daha çok kapalılık, karanlık ve bulanıkhk egemendir. Bir anda böylesi birini suç işleyebilecek kişi olarak değerlendirmek oldukça zorluklar doğurabilir. Yine dolandıncılık suçunu özellik ve nitelikleri yönünden önceden düşünülemeyecek ve tasarlanamayacak sayıda türlerle karşılamak olanakhdır. Dolandırıcmm düşgücü sayasınca «hile» ve «sania» varolabilir. Suçun bu ögelerini uydurmada dolan dıncının kişisel ustalıklan büyük rol oynamaktadır. «Hile» ve «sania» uydurmada bu tipler özellikle çağımızda olaganüstü boyutlara ulaşmışlardır. Bunlar suç işlerken tüm güçlerini, ustalıklannı ve zekâlarmı titizlik ve özenle kullanarak sahtellklerden, suçu örtücü tüm ögelerden, yasal ve hukuka uygun belgelerden yararlanarak daha uygun deyişiyle suçu bir dan tel gibi işlemektedirler. îşlenen dantel (I) ise artık suçtan annmış, onunla ilgisi bulunmayan bir nesne durumunu kazanımştır! «Minareyi çalan» dolandıncı. «kıhfını da hazırlamıştır.» Bunlann yanısıra suçun canıtlanmasında da lşlenmesindeki ustalıklar kadar ustalıklara gereksinim vardır. Suçlu, suçu dantel işler gibi işlemekte. artık ortaya cıkan eserdeki (!) defoyu bulmak iyiden lyi ye zorlaşmaktadır. Etkin özne (fai!) suçu işlemekte gösterdiği soğukkanhlığı yargılanırken de göstermekte. suçunu örtecek önlemleri alarak kendisini bile suçluluk kompleksinden soyutlayabilmektedir. Degişen durumlara göre degisik davranışlara girebilmek de tıpkı stellio gibi kuşkusuz dolandıncılığı alışkanlık haline getirmi$ olanlann değişmez özellikleri olarak göze çarpmaktadır. Mal aleyhine işlenen suçlardan olan dolandıncılık, bir yönüyle de 'yüzkızartıcı suç' türleri arasındadır. Bu suçtan hüküm giyen kisi için kimi siyasal ve kamusal hak lan kullanabilme açısından da yaşambovu ciddi engeller sözkonusudur. Bu nedenle hiç yoktan bir kimseyi dolandıncı diye suç lamak gerçekten rizikolu bir yüreklilik ge rektirir. Yani suçun edilgen öznesi (mağduru) ortada fol yok yumurta yokken biri aleyhine böylesi ciddi bir suçlamada bulunamaz. Bulunuyorsa ateş olmayan yerden duman tütmeyec9gi İçin, Yargıç GARRAUD'un dediği gibi bu suça ilişkin araş tırmalannda bir hukukcunun kıh kırk yaran titizlik. beceri ve dürüstlüğünü, bir ahlakçınm tüm önsezisinl kullanmak» zorundadır. Suçun yasallığı ilkesi uyannca bir eylemin suç olması için onun smırlan. tanımı vekapsamı yasalarda belirlenmiş olma lıdır. Ünlü, yasasız suç olmaz, deyişi de bu ilkenin tîpik bir uygulanışmdan ibarettir. Dolandıncılık suçunun bizdeki yasal kaynağı TCY mad. 503'tür. Buna göre. «her kim, bir kimseyi hulus ve saffetinden bilistifade kandıracak mahiyette sanialar ve hileler yaparak hataya düşürüp o kimsenin zaranna kendisine veya başkasına hak sız bir menfaat temin ederse» dolandıncılık suçunu işlemis olacaktır. Görüldüğü gibi bu suçun oluşmasmda iki kişi karşı karşıya bulunmaktadır. Bunlardan ilki etkin özne (fail) dediğimiz dolandıran. diğeri de edilgen özne (mağdur) dediğimiz dolandmlan kişidir. Suçun oluşması için ilki. ikincisinin doğruluk, dürüstlük ve anhgmdan yararlanarak mağduru kandmcı nitelikte 'sanialar* ve 'hileler* yapmak suretiyle hataya düşürecek ve onun zaranna kendisi ya da başkasının yaranna haksız çıkar sağlayacaktır. Bu. suçun oluşmasmda temeldeki yasal kural ve özelliklerdir. Tipler Arasında Dolandıncılık Suçu Dolandırıcılığın Devleşmesi tçinde bulundugumuz dönem dolandm cılıgın boyutlannı inanılmaz ölçülere vardrrmıs, suç toplumsal nitelik kazanmıştır. 24 Ocak Kararlan'nın dolandmcıhgın devleşmesine geniş ve yasal dayanaklar sağladığı açıkça görülmüyor mu? Suçun böylesi toplumsal nitelik kazanmasında kuşkusuz 24 Ocak Kararlan'nın rolü yadsı namayacaktir. Ekonomiciler daha önce ve zamanında 24 Ocak Kararlan'nın anlamını ve doğacak çocugun cinsiyetini açıkça belir lemlslerdir. tzlenegelen para politikası ve falz yağ macıhğı beklendiği gibi zehirli ve acı mey valar üretmîş, anarşl bunalımıyla sarsılan halk. bu kez de sağhksız ekonominin doğal sonucu olarak •üreyen. hile ve sania uydurma ve üretmede usta dolandırıcılann agına düşmüştür. Olay sadece edilgen özne (mağdur) vi değil. ülke ekonomisini de sarsar bir boyut kazanmıştır. Ortalıkta karşıhksız cekler cirit atmakta, en kötüsü bir ödeme aracı olaft çeklerin saygınlığı Valmamıs bulunmaktadır. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın. ne ad konulursa konulsun. isterse 'ödeme güclüğü içine düşmek' densin: olayın. daha dogrusu eylemin bir tek adı vardır: dolandıncılık. Bankerllk. dolandıncıhk suçunun !s lenmesinde sadece ^ama harikalar yaratan bir sania'dır. Öylesine harikalar yaratan ki halkın gözlerinin kamaştınlması için ne yapılması gerekiyorsa o yapılmış; halk. zaten yaşamını sürdürmekte güçlük çeken halk alabildiğine kosullandınlmış, dolandmcılığm ağma düşmeye dört dörtlük hazır yem haline getirilmiştir. 1 Uydurulan 'bankerlik saniası gerek yazılı basmda, gerek radyo ve TV'de halka güvence üstüne güvence vemniş, bu gözkamastıncı egemenlik karsısmda halk ban kalardan daha büyük güveni bankerlere duymuş; sonuc olarak da oanker halkm elîndeki mevduatı ele geçirmekte hiç ml hiç zorluk çekmemiştir. Dolandıncınm uydurduğu sania, n« ya zık kl yasal dayanaklar da bulmuş. suçun etkin öznesi (faili) ülke genelinde kahraman ve efsane gibi karşılanmıstır. Halkm «hulus ve saffeti bir yana. ıçinde bulunduğu ekonomik bunalımın da etklsiyle. do landınnhk neredeyse soygun boyutlanna varan bir kolav ortam da bulmuştur. Bu durumda Devletimizin tutacağı saf. kuşkusuz suçun edilgen öznesl (magdurulnden yana olmalıdır. Dolandıncınm «ödeme güclüğü içine düşmesi' ya da kendisinin böyle gösterilmesi maftdurun derdi ne deva degildir. O bir an önce sorununa çözüm beklemektedir ve bunda da haklıdır. Devlet halkı nasıl ki anarşiden korumayı başarmışsa. bu kez de onu dolandıncılann yarattıgı ekonomik anarşiden de kurtarma lı. işi dolayh önlemlerle deftil. dogrudan ve bizzat üzerine giderek çözmeli. halka verdiği güvenceyi somutlastırmalıdır. Cumhuriyet SahlbiCumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilikT.A.Ş. adına •.., Cenel Y«y'" Müdürü: Müessese Müdürü Y«zı Iflcrı Müdürü Batan v« Yavan N A D İ R N A D İ HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAV CÖNFNSİN Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Posta Kutusu. 246 IStanbul Tel20 97 03 (5 Hat) BÜROLAR • • ANKARA: Konur Sokak no. 24/4 Ytnijehir TtI • 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 İZMİR: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 Tel • 25 47 09131230 • ADANA' . AUtUrk CaddMi. Türk Hav» Kurumu !sh»m Kat 2/3 Tal: 14 55019 731 ^ T/MKVİM mtSAK «ONEŞ ÖÛLE İKİNDİ 8 Temmuz 1982 AKŞAM YATSI. 3.15 5.34 13.19 17.19 20.43 22.43 Sonuc Hile» ve «sania» dolandıncılık suçun da iki temel kavramdır. Hile, kuşkusuz al, datmayı sonuçlandıran cezasal anlamda bir hiledir. «Sania ise bir tür s'omut hiledir. Sözgelimi. yoksul olduğu halde zengin davranışlan takmmak. ünlü adlar almak ya da ödeme gücü olmadığı halde var mış gibi davranmak. nesnenin niteliklerini yozlaştırma gibi.» (2). Dolandıncılık Suçunda Ögeler ve Tipler •Ödeme güçlüğü içine düşen» banker tipik dolandıncılık suçunun etkin özne (fa il)si dunamundadır. Bunun ceza hukuku vönünden konumu açık ve seçik bicimde budur. Bankerlik adh altında tipik dolandıncılık suçunu işlemiş olanlan şu ya da bu nedenle korumanm. TCY'ndaki suçu açıkça hem de ulusun arözleri önünde ve gözlerinin İçine baka baka işlemiş bulunması karsısmda onları aklamanm ya da akmış gibi göstermenin hiç bir anlamı ve yaran voktur. Çünkü Mocelle'de de söylendigi gibi, «kelâmm i'mâli. ihmalinden evladır» Eylemin adını, faüinin suçnnu yureklice ve yasal anlamıyla ifade etmek. sonınun çözümü ve tedavisinde ilk ve sağlam tanıdır. Suclular korunacak olurlarsa türü ve çeçidi sayısız olan yeni sanialarlq, halkm aldatılmasma yeniden ve gelpcekte veşil ışık yakılmış olacaktır. (1) Dr. Şami SELÇUK • Dolandıncılık. Yasa Yayınları. İst. 1982 sayfa: 37. dn. 18. (2) Dr. SELÇUK ape. s. 114. C Cumhuriyet 8 TEMMÜZ 1932 KOLAY VE ZORUNLU ÎŞÎSTANBUL LİMANI Şimdiki Rıhtım şirketi Imtiyazmı aldığı za man iki köprü arasında da nhtım inşasmı taah hüt etmiş imiş. Böyle olsa tamam yapılmış olmazdı ama ne olsa I*tanbul'da şöyle böyle bir liman vücut bulmuş olurdu. O çaresini bularak Abdulhamid'in keyfi iradesi İle bu külfetten kurtulmuş, üstelik nimetini aynen muhafaza ederek. FÜhakika Rıh tım sirketl hatta şimdi ye kadar çok garip b1r mantıksızlıkla iki taraf tft yani Galata ile Sirke ci'de toplam bin metre var yok nhttmma muka bil îstanbul'un nhtım<sız lık lçinde yüzen her tarafında nhtım resmi tah sil edip gidiyor Buna nhtım resmi degfl. sorma ver parasi denllse lavıktır Demek olur ki şimdi k! halde t^tapbul'un rla nhtımm kendisi defrii yalnız resmi. ^ani pa rası vardır. Hele îstflnbııi'rta lfTP»ndan eser dahi voktur. İsterı btıl'da adına 'imnn <^° digimiz gev Galata Ne Kizkulesi nrasi"''aki ftçık denizdir. Bu acık denize is« bizden bnska hiç kimse Tman ünva nmı veremez. îstanbul'un limanı !çeridedir. Karaköy köp rüsünden içeride Karaköy köprüsünden Ka ğıthane dereslne kadar uzanan saha İstanbul'un hakiki ve tabii limanıdır. Bu limanı tabiat ha zırlayarak insanlara he diye etmiştir. Önüne bir değil iki tane demir duvar gerdl*imiz Icin biz, tabiatm bi7İpr* bu emsalsiz hediyesinl gft remiyoruz. Mevcut duba köorüleri a<!mava çevirmek suretiyle btı emsalsiz limanı mevdana çıkarmis Yavaş yavag nhtiTilarla donat'larak bövle bir Itman Manbul'u hfkikatPTi ihva Pdebiiir. Bu nhtimlar fl7erinde antrepolar. depolar vüctıt bular^Vtır. I.iman gayet pm'ndir Yütlpme vo bosalfVnlavlıkta bnsVa simd'kinm rtihRvet onda iki«ine. öcörıp inecpk kodsr iımr olacak. orava kfilfcMr pîrin n IPTİ Ttnrtnr dn r^Vıat raBu surettp vsnid'en Avrurın He As vn'nın pek mfıhim bir transit mprkP7İ haline ppiernci gibi Tf'rklvp." nin baş sanavl sehri da hi olmuş olnTfctîr YUNUS NADt CVCT OKTAY AKBAL P Banker Kurbanlan •Bugün mali gücünüz yoksa alacaklılarınızı kovuşturmah çok güçtür. tcra giderleri son derece yüfelüdür. 24 Ocak kararlanndan bu yana karşüıklı ve karşüihsız işlemlerden dogan hukuki anlaşmazhhlarla, tcra daireleri ve mahkemeler öylesine doludur ki hah aramah sorun haline gelmiştir.» 'Bankerler Olayı' adlı ilginç ve belgesel kitabında Aslan Başer Kafaoğlu böyle yazmış... Banker kurbanlan bu sözün ne demek olduğunu iyi bilirler. Bilmeyenler de öğreneceklerdir. Verilen yüzbinler. milyonlar bakalım nasıl geri gelecek? Mahkemeler, duruşmalar, soruşturmalar. uzayan kuyruklar. çekilen heyecanlar!.. Kafaoğlu. bankerlere para yatıranlann büyük reklam kampanyalanna, döşeli yazıhanelerine. güzel sekreterlerine, verdikleri büyük faize kapıldıklanm yazıyor, diyor ki: Bütün bu gerçekler ve başta Devlet'in ihmaliyle bu müesseselere tanınan dokunulmazlık yurttaşta, para sahiplerinin zihnindeki bütün duraksamalan sildi. Ya$am pahalılaştıhça yitirdiği eski refahını 'belki bu yoldan yeniden bulurum' umuduyla, kıyısmda, köşesinde sakladığı paraları, evini, ziynetini. telefonunu satıp savarak bir köşeye ayırdığı paraları köşebaşı bankerlerine yatırdüar. Geçim zorluğu çekmeye görsün. hele iyi geçinmek zorunda olan bir vühsek memur, yufesefe dereceden emekli olan bir kişi... Avianması en feolay 'kişiler bunlardır. seraba, geçim denilen çölde en kolay bunlar inanırlar. Ve bu aldatıcüıh ağına ilh kapılanlar bunlar oldular.. Bu nedenle de köşebaşı bankerliği en çok bu sınıf kişilerin toplandığı yurt köşesi Ankara'da gelişti. Alacaklı listeleri bir incelensin, görulecektir ki bunlar arasındafeüçüfeesnaf hatta işçi pek azdır. Alacaklüarın büyüfe kısmını yufesefe dereceli memurlar ve sivil emekliler ile memurlar oluşturmaktadır.» Günlerdenberi telefonla, mektupla, gazeteye kadar gelerek dert dökenler yukanda sözu edilen emekliler, memurlar, yani az gelirli halk kesiminin Insanlan... Kimi, emekli ikramiyesini yatırmış, kimi. babadan kalan katı. evi. arsayı satmış yatırmış, kimi evdeki altm, gümüş ne varsa hepsini elden çıkarmış aldıgı parayı götürmüş şu veya bu bankere yatırmış!.. Diyorlar ki, kumar oynayanlar kimi zaman yitirir. öyleyse bu kumarcılara acımak, onlara Devletin yardımmı sağlamak, neden? Kumarda her para kaybedeni Devlet kurtarıyor mu? Her if!as eden tüccara, esnafa. iş adamma yardım ediyor mu? Ne ayncalık var arada? Bunda doğru bir yan var. ama bankerlere, hele en büyük bankerlik örgütlerine para yatıranlann gözü daha çok para kazanmakta değildi ki! Bunlar avhk geçimlerine katkıda bulunsun diye ek gelir elde etmeye çalışan insanlardı. Ele geçen para yetmiyor, memurlar en • küçüğünden en büyüğüne dak aldıklan parayla doğru dürüst bir geçim sağlayamıyorlar. Burası açık, dört kişilik bir ailenin aylık yiyecek gideri otuz bin lira! En yüksek memur aylığı elli bin 11rayı aşamazken bu körduğüm nasıl çözfllecek? O zaman yan gelir sağlamak gerek!.. öğretmen, gider geceleri bir iş bulur. memur dolmuş şoförlüğü yapar. herkes geçinmenin yollannı arar, arar ve bulur. Rüşveti önleyemedik divorlar. Geçen gün Sayın Evren de 'iki kişt arasında geçen' bu çlrkin işm önlenmesinin zorluğunu belirtmiştl. Bu tür işleri önlemenin yolu. yasal engeller. cezalar koymak değildir o az gelirli kişilerin rahat bir geçim düzeyine ulaşmalan için olanak sağlamaktır. Asgari ücretin ftrttınlmasmı önlemek isteyenlerin ne gibi gerekçeier ileri surdüklerini biliyoruz. Bir bankere yatınlan paralardan almacak falz Işte böyle bir çözüm yoluydu. Biriktirdigi parayı. sattıgı evin, eşyanm oarasmı bankere yatıran kişi aylık on bin yirmi bin lira faizi kazancma ekleverek geçinebiliyordu. Şimdl perişan olan, umutsuzluk uçurumlannda bunalan insanlanmız, bu tür az gelirli yurttaşlardır. Bunlar aldatılmışlardır. Devlet onları korumamıştır. Bu yüzden bu yurttaşlanmızı kurtarmak görevdîr. AKİSTAN'lı ünlü flzlkçl Abdus Salam'ın 9 Eylul 1981'de Istanbul'da yoptıflı konuşmo Cumhuriyet gazetesinde geniş olarak yayınlanmıştı, doha sonra Flzlk Muhendisliği Dergisi'nin 23. sayısında tam metln olarak yayınlandı. ilginç savları ve önerileri olan bu bilim adamının İslam ve dığer Üçüncü Dünya Ul keleri'nln bilim dünyasındakl yerlerlnl anlatan ve daha lyiye, daha buyüğe olan icten dıleklerlni ve heyecanını yansıtan bu konuşma sınırlı bir çev rede, sınırlı bir yankı yapt; ve.. hepsı o kadar. Oysa ozde bllimslz teknoloji olamayacağını, bıllmin bugünkü sınırlarının yarının teknolojısi olduğunu vurgulayan Salam'ın Üçüncü Dünya Ülkelerinde blllmın rönesansı İçin öne sürdüğü şu beş anakoşul o kadar önemli kı: Tutku derecesinde kendini bllime adama, hükümetlerin cö mert koruyuculuğu, bllimsel ca lışmanın güvenliğinln sağlanması, bllimsel kurumlann özerkliğı ve dışa acılması. Yonetıciler için bir dHekten öte bir uyarı niteliğlndekl bu beş anakoşul ünıversite cevrelerın de de fartışılmodı, en azından tartışmalar yayınlanmadı. Üçüncü Dünya Ülkeleri yakın zamanlara dek anahtar teslimi teknolojl almaya alışık ülkelerdl. Oysa dünyada en hızlı pahalılaşan ş e y teknolo|l. ABD ve Japonya bunun çoktan farkına vardıklarından kararlarını vermişlerdlr: «Bırakın mal üretimini geri kalmışlar yapsın, onların doğal kaynakları tüken sin, onların çevresl kirlensin. Blz onlara teknoloji satalıml». Bu ilkeyl uygulamaya da başlamışlardır. Örneğln son yıllarda cığ gibi çoğalan hesap maklnalarının satış flyatının ancak yüzde 10'u malzeme ve işgücö karşılıği Iken yüzde 90'nı teknoloji karşılığıdır. Tüketlm mallarının ömürleri giderek billnçli olarak azaltılmaktadır. cünkö yenl geliştirilen teknoloİllere çıkış kapıları gereklidir. İnsanlar sürekli olarak yenl ürünlere uygun yaşam bicimlerine Itilmektedlr. «Baba, bilgisayarını bu gece ben kullanabilir mlyim?» türünden reklâmlorla koşullandırılan genc bir kuşok yetiştirilmekte ve bu yaşam türü «gösteriş etklsi» İle hızla tüm dünyaya yayılmaktadır. Elektroniğin iletlşim ulaşım ve cavaş sanayllerinde lokomotifliğinl yaptığı bu hızlı gelişme durdurulamaz. Ancok bu başdöndürücü getişmenin arkasmdan gelebilecek toplum sal yapı değişimlerlnl de görebllmek gerekir. İnsanlar G Orvvell'in #1984» odlı kitabındakl ya da «ölüm Pateni» (Roller Ball) filmindekl toplum yapılorına mı söröklenlyor? Kendl blriklmlerlnden öretme yerine her şeyl dışorıdan olmaya alışan bir toplumda bu tur merkezl östun yönetlmlerln dışarıdan zorlanarak yerleşm*sl daha kolaydır. Sosyal bllîmciler bu tür eğilimlerl tartışa dursun varının toplumunu biclmlendirecek olanlar hiç kuşkusuz pozltlf fllmlerle uflraşanlar olacaklardır. Bu noktada bllimslz teknolo|iye Inandırılmak Istenenlerin büyük dramına dikkatl cekmek tık Türklye'nin anahtar teellmi teknolojl almasını zorlaştırıyor. Yerll teknolojl gellştirilme sl yolunda önemli atılımlar yapılıyor. Sanaylcller devlete, ünl versitelere başvurarak kendl(erine destek olunmastnı Istlyorlar. Ancak ortada bir gercek var. Türkıye'de uygulanan teknoloji Türkıye'nin bilim düzeyi/lin ustündedir. Aradaki fark da yakın zamanda kapatılamaz. ÜLKEMİZDE YERLİ TEKNOLOJİ GEYürürlüktekl YÖK yasasmın ünl versitelerde araştırmadan cok LİSTİEMEDE ÖNEMLİ ADÎMLAR eğitlme ağırlık verdiğl görülATILIYOR. ANCAK ORTADAKİ GERmeKtedir. Önümüzdeki yıliarda ÇEK SU: UYGULANAN TEKNOLOJİ üniversıtelerımizde daha lyl bir eğitimin yapılablleceğinl var TÜRKİYE'NİN BîltM DÜZEYİNİN saysak bile teknoloji üretiml ÜSTÜNDE. için mevcut kurumları yeniden düzenlemek ve yenllerlni kurmak gerekir. Geniş olanaklara Doç. Dr. Ömer KULELİ sahlp MTA yeniden düzenleneHacettepe Üniv. Öğr. Üyesi rek Orta Anadolu'da bir teknoloji üretim merkezine dönüştüistiyorum. Ünlü bir Cin düşutanlacak teknotojlnin en uygurulebilir Erzurum ve Adana'da nürünün sözlerinl anımsıyalım nunu bilimsel temelleri sağlam öncs: Gelecek yılı düşünüyor kurulmuş olan kişi ve kuruluş da TÜBİTAK Marmara Araştırson tahıl ek, gelecek on yılı lar secebilir. Aksi durumda si ma Ensfitüsü benzerl merkezler kurularak yerel sanayilerin düşünüyorsan ağaç, dlk, gele yasal ve mali baskılar, moda. sorunlanna eğilip uygun tekno cek yüzyılı düşünüyorsan halgösteriş etklsi vb. ölçütler yan lojiler gelıştirmekle görevlendikını eğıt! Uzun dönemde her lış seçimlere neden olarak kıt türlü toolumsal iyileşmenin, bo kaynaklı ülkelerde olumsuz ğe rılebUir. Bürokratik yapının ve eğitim yükünün dışında kurulşarının olduğu gıbı teknolojilişmelers yol açarlar. Bisıklet ması gereken bu kuruluşlara nin gelişmeslnin de önkoşulu trafığini yaşamamış bir Olkede üniversltelerin fen ve müheneğitimdir. Teknolo|lnin para İle blsiklete binemeyen bir adamı dislık bölümlerinden en İyi desatın almabllen porcaları olan saatte 200 km. hız yapan bir lisans ve ustalık bilglsi (know otomobile bındlrdiğinlzde han recelerle mezun genc kadrolar sağlanırsn ononbeş yılda how) gerçekte bu kurumun üst gi hazln sonucları beklerseniz yapı ögaleridir. Altyapı İse pafen billmlerl gellşmemlş bir ül önemli gelışmeler beklenebilir. Ülkemizın 21. yüzyıla en büyük ra ile satın olınamaycn fen bıkede cnahtar teslımi fabrika limleri eğitimidir. Bu eğitlm ne satın almanın getireceği sonuc yatırımı genç fenciler ve mühendıslerdlr. Bu toplumun cokadar iy! olursa onun ürettlğl lar da aynıdrr (Hlc kuşkusuz cukları ve onların geliştlreceküstyapı ögelerl de o denil lyl slz böyle bir ulke tanırsınız. olur. Tüm teknolojlyi bir topbirkaç üzücü sonucu da duy leri teknoloji Türkiye'nin dış etmenlerle Orvvell'in c1984ı ünlumıın geliştirmesl beklene muşsunuzdur bir yerlerde. bir deki toplum yapısına Itilmeslmez, teknolojl aktarımı da ge zamnn...). ni önleyebilir rekli ve zorunludur. Ancak okAğırlaşan moll koşullar ar Bilimsiz Teknoloji CZDGünün ilanlarıl BONO D Mübadil, Gayrimübadil ve Hazine bonoları üzerine her türlü muamele yapılır. AIfikadarlann Bilgi Ticaret Evine müracaatlan menfaatlerinedir. Bshçekapı Anadolu han 2526 Envai armut ve sair meyve satılıktır.. Pop ve Mevlane Kapıları arasmdakl caddede Şeyh Sükuti Efendi bahçesinde. ENVAÎ ARMIJT İDAREMİZ ALSANCAK HAVAGAZI FABRİKASI İCİNDE MEVCUT 14.500 M3.'LÜK SULU GAZOMETRENİN ONARIM İŞİ BİR FİRMAYA İHALE EDİLECEKTİR. İZMİR ESHOT GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN îdaremizin yukanda mahalll yazıh sulu gazometrenln onanm işi teklif alma usulü ile bir müteahhlde ihale edilecektir. Bu işe ait muvakkat temlnat tutan 711.290. liradır. Şartnamesi Idarenin Ticaret Müdörlüğünden bedelsiz olarak verllir. Bu işe alaka gösteren flrmaların en geç 28.7. 1982 tarlhine rastlayan çarşamba günü saat 15'e kadar. şartnamesi esaslan dahilinde tefelifte bulunmalan ilân olunur (Basın: t. 2505. 18148) 4922 Günesi dunhıramazsımz caanm kapbtmız Gündüzlen ısman tavanınız geceleri ikinci bir guneş gibi tepenizdedir. Çatınızı Izocam'la kaplatonii yaz geceleri rahatça uyuyunuz. KAPALI TEKLİF ALMAK SURETİYLE 20 TON SÜLFONE BALIKYAĞI SATIMAUNACAKTIR 1. Bu işe ait şartname Müessesemizln veya Sirkeci'deki 5'inci Vakıf Han altındaki irtibat büromuzdan temin edilecektir 2. Teklifler 13.7.1982 günü saat 16 OO'ya kadar Müessesemizin Beykoz'daki Muhaberat Şefliğine verilecektir. 3. Teklffler arasında şartnameye ve ihttyacımıza en uygun olanlar tercih edilecektir. 4. Müessesemiz diledigi miktarda almakta veya alıp almamakta serbesttir SUMEBBANK DERI VE KUNDURA SANAYÎÎ MÜESSESESÎ (Basın: 18404) Istanbul : 435050 Ankara .288089 lanır Adana : 134859 : 22980 Bursa 12470