19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 TEMMUZ 1982 KÜLTÜRYAŞAM Cumhuriyet 5 Niyett ne olursa olsun, nesnel olarak mılyonla insanı «dolandırmış» bir kimsedir Kastelli. Hafta Sonu bu kamusal kimliğe kavuşmuş kişiyi «beşerîleştirmek» için bir «özel hayat aldatmacası»nın hıkâyesinl anlatıyor. Tuhaf bir bıçimde, bu ikmci düzlemdeki «aklatma» sanki birıncisıni «mazur gösteriyor». «sevmiş kadının» auygulan yoluyla. Eöportaj, sonradan bır kenara itmek üzere, Kastelli'nin «kamusal» kım liğının anlatımıyla başlıyor ve «gizll Sevgili»ye geliyoruz. Burada bir «dolaysızlık» etkisl gsrek: Yasemın hanımı, sanki karşımızda görüyor gıbi tanımahyız. Onun ıçın: «Zili çaldığımıı zaman öııce ayak seslerini sonra, anahtarın kilit içinde döndüeiinü duymuştuk....» Şu Enda hepımiz oradayız, Ukin sesıni işittiğimiz «terkedilmiş sevgili»nin bir «görüntü»ye ddnüşmesıni merakla bekllyoruz. «Takvimler, Kastelli'nin İsviçre'ye kaçtığı tarihl gösteTiyördn.» Filmlerdekı gerilim müziği gibi, klişeleşmiş bir «sinyal». Hanl çocukiar da böy le oyun oynarken «Anana nan» Korhaa GUMÜŞ dıye bir sesle bu gerilim yanılsamasını seslendirirler. Ve karşımızda Yasemin Kutsi: «Solgundu, bitkindi, perişandı.» Bu ir gazetenin sayfalar.ndan birinı sanata ayırması durumlarda ideal üç sıfattır. olayında en başta bu soruya cevap aramamızın ge. eklı olduğunu düşunüyorum. Sanat yainızca sa Sıfatlar hepsi birbirini yankılamalı, duygu tonu tırmanmalı. natçılan ilgilendırse, herhalde bir gunluk yayında Bu aşkın «kapalı kapılar tutup sanatı tartışmaya gerek yok: yalnızca sanatçılara yö ardında» yaşandığl kllşesinden nelik yayın yapacak bir yayın bu işi fazlasıyla kar&ılar, sasonra (Maradona'nın çalme yenatçılar da kendi a.alarında «mesleki» bir ilişkiyi kurmuş mesi kadar kaçımlmaz bu klişeolurlar, kımselerin de kafâlan karışmış olmaz. Bu durumda lere takılmak) şimdi, Yasemın gazetelerde kıtlelere yalnızca sanat «haberleri» vermek ye hanımm ağzından «gerçeği» dinlıyoruz: «Saklamanın ne getebilir. Ayrıca, biraz izleyicileri bilgilendirecek, ya da kendi reği var» derken, gözlerinde ild beğenılerine uygun olanı seçmelerine yardımcı olacak eleşdamla yaş belirmlştı.... «Bilentirilere falan da ihtiyaç var. ler, blllyor.... Kastelll'yi gerSayın Adnan Benk, Eleştiri'nin 4. sayısmda, sanatçılann çekten sevmiştim.» «Iki damla dahi sanatı tartışmayı bilmediklerinden yakınıyor. Tutup yaş» karannda. Bu hikâye göz da sanatçılann sanatı gerektiği gibi tartışmadıklan bir or yaşsız anlatılmaz, iki gözü Ud tamda, «sanatı yalnızca sanatçılar tartışmamalı, herkes tar çeşme ağlamak da tadını kaçırır. «Bu sözleri gözlerimizln tışmalı» demek çok gülünç kaçar. Hepimiz sanatçı olmadığıiçine bakarak değil, haşinı seh mıza. başka meslekten kişiler olduğumuza göre, bizler de panın üzerindeki Cevher ÖBkendı uğraşlarımızı ilgilendıren yayınlan izler, benzer bir ilişkiyi de bizler geliştiririz: böylece sanatçılar sanatı, mü den'in büyük boy resmlne hakarak söylüyordu.» En etkllehendisler teknik sorunlan, politikacılar politikayı tartışıryici sahnemiz bu olduğu için, lar, sorun halledilmis olur fotoğrafla pekiştirilmiş. Sayfadaki en büyük fotoğral, «YaseYalnızca, bizim mesleki bilgilerimizin uygulamacılan min'in Cevherİn fotosuna sevolarak bu önemli tartışmaların dışında kalan kol emekçileri giyle bakışımn rCsmldir.» Ne İçin durum farkh: onlara da herhalde yurttaşlık bılgisi türündon konularda eftitim vermek, sanatın, politikanın on de olsa günahkâr bir kadın, Yasemin: Onun İçin «gözüınülar içi n ne kadar zararlı olduğunu anlatmak gerekebilir. «ün Içlne» bakmamalı. itlrafta Çünkü bunlarla uğraşmeya baslarlarsa, sanat, politika or bulunurken: «Kaçan sevgill»tadan kalkabilir; o yüksek katından kitleler katına iner, her nin resml, bakılacak en iyi yer. şey sanat olur. Işte bu nedenle sanatı tartışmayı sanatçılara bırakanlara hak vermek gerekiyor. Bu biraz, belki biraz da Yasemin Kutsi, meğeTse Kas değil. onıann mesleki sorunları. Yoksa teoriyle meori birtelli'yi bir dost evinde, poker birine karışıyor: meoriyi mesleki pratiklere. teoriyi toplum partisinde tanımış. Hikâyenin sal pratiklere bırakmak gerekiyor. geri kalan bUtün öğelerine ne Bugüne kadar mesleki faaliyetler ile «genel» toplumsal kadar uygun! Ve Kastelli, «et» klleyici bir erkeknmiş. Kendisi, faalivsüer arasındaki ilişki hep belli bir biçlmde kurulmuşişadamı olarak gerçekten etkltur. Kımileri kendi mesleki faaliyetlerinin genel toplumsal ieyici olmuştu. «Erkek» ol* sorunlar tarafından bplirlendiğini, onlar çözülmeden kendi faaliyetlerinin niteliğinin değişemeyeceğini savunmuşlar, ki rak, şu Türk seks filmlerindekl erkek kahramanlarla kıyaslana mileri, tam tersine, mesleki faaliyetlerin genel toplumsal fa bilir belki. Bu cift. bütün gece aliyotlerden hağımsız olarak değişebileçeğinı savunmuşlarbirbirlerinin llgisinl çekmej» dır Birincilerde, sanat, hukuk .cinsellik vb. gibi alanlar yal çalışmışlar (uğraş ortak olduğu nızca geneli yansıttıklarına göre, tıpkı bir ayna gibi tarafhalde nedense bütün gece sürmüş). Azmin elinden hiçblr şey sızlaşmışlar. toplumsal ilişkiler değiştiğinde, onların da kenkurtulmaz. Sonunda ilgi çekildiliğınden değışeceği varsayvlmıştır. Ikinciler ise, varolanı miş. Yasemin Kutsi, magazin onaylarlıklanna göre, zaten poliUka yapmadan politika yapmltinden TV mitine sıçrayama şsrısına sahipler. Sonuçta sanatçı genelde bir politik rak: «Sue Ellen'in Ciayton Fart a v ı benımsemıs, bcnu kendi alanında yalnızca temsil etlovv'a bağlandiRi gibi bağlanmıştır: örneğın ressamsa işçi resimleri yapmış ya da yap dım ona» diyor. Sue Ellen, hu mımüş böylece resimın içeriğinde politik tavır almıştır. Yaüişkinin gerçekliğinin garantisi nı politik kımlık genel politika alanında oluşturulmuş, öaoiuyor böylece. Sue Ellen, «yügül alanda ıse bu kimlik yalnızca temsil edilmiştir, dız»; Yasemin Kutsi, «yüdı«cık». Ama bir de Mukadder Hatlginç olan. sanatı politikanın bir aracı olarak gören anlayışlarla sanotın bağımsızlığını savunan anlayışlar ara nım var, «yasal eş» olan. Son bulan «yasak aşk», günahkâr sında temelde hıpbır farkın olmamasi: «politik» genel faali kudının «yasal eş»i olumlamayetler ı!e «apolitik» özgül faaliyet türu arasındaki ayrım sıyla toplum ahlâkını doğrulubizzat bellı bir politika ideoloüsinin kendi kendisini tanım yor: «Mukadder Hanım'a saylayışıdır: kendi değişmezliğinin bir kanıtı olarak, her zapun sonsuzdur... Cevher Bevin man politika olarak kalabilecek tarihsiz bir olgunun billnci kalblnde bambaşka bir yeri olarak ve sistemın genel yapısını değiştirmeyi hedefleme vsr.» Cevher Beyin kalbl de milyarlarıyla orantılı, yayla glyecek politika içindeki değişlm ve dönüşömlerle yetinecek bır ideolojik kapalı devre»nin ürünüdür bu anlayış. Var bl geniş. Söylem, Yasemin Kutsi'nin Beyrut'a, ailesinin yanır» olan toplumun politika ideoloiisi, politikayı mesleki alandönme kararıyla geregi gibi blların dışında soyut ve genel bır düzlemde tanımladıgı İçin tiyor. Ele avuca sıgmaz «insan «başka» bir politikanın eylem alanını da buraya kapatır. kalbl»; «kacamak»; kural dışıböylece ideoloji» hep faaliyetler . dışı bir alana Itilir. mes na kaçış, «normdaıt sapma». leki Faaliyetler ise tarafsızlaştırılın ikttdar içinde bulunduBu seferinde biraz tuhaf biçlmde tecelli eden «llahi adalet»; ğumuz topiumda kavuştuğu tanımıyla, sınırlı bir alanda, politika denen temsili bir alanda görülüp, iktidar/muhalo sonra görenekle banşma. Kasfet ılışkisi de bu alana kapatılır. Bu sistemin genel yapısı telli, kamusal kişi, serüveninin bitmezligiyle îsviçre sıgınağınnin dpgışme7İi|;inin bir kamtıdır. da. GUnahkâr kadının sığuıajgı Ben sanatın genel ideolojiyle ilişkisinde bir belirlenme/ ise ailesi. «tkl damla gözyası»; belıripnmeme ilişkisi Içinde ele alınması yerine, sanatın lieride, «snİRun blr fotoğraf». kendısınin nasıl bir iktidar aracı haline geldiğinin ele ahn «Onu sevmiştim.» «flç noktat Ue bitmesl gereken serüven. mabi eerektiğine inanıyorum Bu boyutuyla sanat, yalnızca • sanat<;ılan değil, herkesi ilgilendiriyor. ımi zaman popüler r o manlarda veya magazm hıkâyeıerınde kar^ulaşırız «ıınu sevmişti..j> ct,ye başlayan bu soyleme. Ba zan «ckldi» edebtyat, daha az baydğı kelımeleıle aynı temayı ışler. Ama en çok magazın «rüportajcılığı»na uygundur Magazınouun «klışe» rafıncia hazır bekletilen bir temadır; kal;ba uydurulabılır bir olay çıkmca ortaya, raftan ındirilıp d.nlaşıma sokulur. «Onu sevmiş tim....»ın ıçerdığı ezıklık, erkeksılığe pek 1yı gıimedıgl ıçın genelhkle kadınlaıa uygulanır Birıncı derecede ıddıasını surduren kadın pop kahramanlanna da yakışnıaz, çunkü bu t plîtde «yıkık geçmişsın vurgulanması stratejik bır yan liştır. Iddiah kadın pop kahra rranı, potansiyellerle dolu geleceğıyle vardır, «unutamadığı erkek» olmamalıdır hayatında. Topiumda Kastelh gıbi bir olav patiak venrse, magazıncilık de böjle bır «sansasyon»<lan kendıne bır pay yaratmalıdır. Bunu nasıl başanr? «Cld di» gazeteler gibi olamaz bu «Ünlü» kişilerin tıayatlannın sankı bir «gazete konusu» olan yanlan vardır, bır de «magazin konusu» olabılecek yanlan. Magazın, «ozel havaua sokmalıdir burnunu. Ünlü kişinin «kamııyu» ilgilendıren yanını değıl, «kendine özgü» yanını öne çıkarmalıdır (elbette bu, kamııyu bir başka anlamda da ha fazla ilgilendirecek bir şey olur.) Böylece, «o da blzlm glbi bir insanmış» teması pekıştirilır; yalnız iletışım araçlan yoluyla tanıyabıldığımiz o efsa» npvi ınsanlar kategorisinden bır kişıyi böylelikle sanki yeryüztine indirmış oluruı. Na var ki, bu işlem de sadeoe iletışım araçlarında gerçekleştiğiiçin «yeryüzüne inıne» olayı da bır «yanılsama»dan başka bir şey değildir. Bu bakımdan ma gazin, «sözd«"yeryüıü»dür, herkesın gönüllü olarak sahtelığinı gttrmezden geldıği «yokmekânndır. Kastelh ya da sahıci adıyla «Cevher özden» (bu «sahici» adı bile «kunnaca» çağrışımı japıyor) Türkiye'nin bu döneminin bir «prototipi» idi. Yaşadığımız neredeyse «gerçeküstü», «yandüşsel» hayatın senarısti taratından btiyük bır tutarlılıkla uydurulmuş bir kah ramandı. Ve öyle roman ya da film kahramanı da değil, doğrudan doğruya magazın kahra manı. Onun kendı hakkmdakı yanılsaması ile bızim hayat hak kındaki geneı yanılsamamız pek güzel tamamlıyordu birbırini. Magazincinin Kastelli'yı «magazinselleşlirmesine» bıle £ırsat bırakmadan ağzından gür bir magazin edebiyatı akıtıyordu. Başhca özelliği «ııtançsııhğı» idi belki de, çünkü «u K insanlar ve sanat murat belge Cevher Özden "Paso,, deyip gecti kpacaı BİR yarısoz sarmtı ı/ardır: Frenkce'de adına «euphemisme» denlr. Anlamı, top lumun geçerli nezaket kurallarına uymayan, kabo ve ya çok üzücu gelen kelımelerı, daha ince sayılan keliıTtelerle anlatmak. Hani, «oldü» değıl de, «vefat ettı» gibi. Daho do ıncesl. «ırtıhali ruh eyledı». «Resmi Küliür»e msraklı, gerçekl kıen pek ha^zetmeyen ülkelerde çok sık görülür Örneğin Amehka da, çok saygıdeğer scyılmayan mesleklerde calışanlor, mesleklerinln golenek sei adını terkedip kulağa şık gelen yenl adlar almış lardtr. Son qün!erde bu yarımsöz scnat mn bizdeki en güzel örneği: «Ödeme güçiüğü içinde bulunan...» Bu hafta madem kl sayfamızın baş konuğu Kasteılı dır, onun serüvenini «soz sanatları» dersimizin bir başka maddesine malzeme yapalım. «Anticlimax» denen, «doruktan düşüş» dıye cevireblleceğimlz bir söz sanatı vardır ki, burada kellmeler önemliden önemslze doğru sıralanır ve böylece bir komik etk! sağianır. Neoklasik şafr Pope, feiâkete uğramış bir hanımm cığlıklarını şöyle aniatır: fBöyle cığlıklar ancak duyulur gökyüzünde, Kocalar ya da süs köpekleri can verdiğinde.» Kastelli ailesinin de klaslk retorikle klasik edebiyata gectiğinin kanıtı bir mağazlnde verıldl. Cünkü bayan Kastelli İsvicrede «evini, yurdunu ve papağanını» özlemiş. # Bugün Türkiye'de blrtakım «göçDİerden söz ediyoruz. Bir yanda «işçi göçü» var. Son zamanlarda dış koşullardan ötürü hızı azalır gl bi. öbür yanda «beyln göçü» dediğimiz olay. Başka nedenlerden ötürü bunun da hızı artacak glbl son zamanlarda. Ve en son zamanlarda hızlanan blr başka göç tipl de İsvlçre'de noktalanmaya baş ladı. Buna ne göçü demeII acaba? # Magazin dılinde alıştığımiz anlamda tanlam»ın pek de gerekli olmadığının bir orneğl. Yan sütunda değmilen Hafta Sonu sayfasında Kastelli'nin saygıdeğer eşiyle İlişkisi anlatılırken şöyle denmiş: tBir dilim ekmeğlnl de, blr lok ma hırkasını da paylaştığı Mukadder özden Hırkanm tlokması» nasıl oluyor diye hic düşünmeyin. Unşal OSKAY m endi deyişiyle, «tasarruf sahiplerlnin babası» Cevher Öz' den'in kaçtığına hâlâ inanamıyorum. Önümde iki resmi duruyor. Birinde, destelenmiş para yığınları nın arkasında. iki yanından daraltılmış, ince sayılabilecek bir bıyık kondurmuş ag zmın üstüne. Gazetedeki re simaltı yazısmda, «...bende para çok!...» diyor. Ikinci resimdo İse, Istanbul Iktisat Fakültesinde da vet edıldiği konferansta Prof Dr. Feridun Er^in ta rafından «ekonomik hayatı mızla yakınrt^n ilsrili» kişile re taVdim edıliyor Bu kadar kısa sürede böv lp^ine başarılı bir hayattan sonra, Çiftehavu7İar'da aldığı köşk (basınımıza göre, bu kösk 1 milvar lira imis) halâ «İnarların eskl köskii» diye bilinirken Cev her Özden'in nicin kaçtığını anlayamıyorum. Cevher Özden 1957'de eline 236 llra gecen bir işte çahşıyormuş. Kendi deyişiy le. «bu parasızlık yüzflnden bir giin dayanamamış ve her ıriin bindifri vapura, na so! diyerek parasız blnllebileceğini ö^renmiş!» da. utangaç biriymiş.. Yoksulluk İçinde vetişmiş. îlVoku'da bilp sınıfta kalmış. Ortaokui hirdp sınıfta kalmı1;. Kabatas Lisesinin orta kı?mmdan belge alaca ^mı anlayınca, TrpV>7on Ticaret Lisesine nakletmiş kaydmı. «tlk muhasebe bHgiierlnl aldıgı yer oldugü iqte» bu okulu sevdiğini söylüyor gazeter'e. ', Askerden gelince. üç çocııHu bir hnnım ol=>n şimd'ki eşi ile evlenmek i'stedl^•ir^e ailesi karşı çıkmıs. A'lpsinin ki'=rpesin«» ra^rm?n îTar etmiş Manbul Kvün'deki NikSh Memurluftunda «kirfse<!îz» bir niVahla evlenmisier. SflVıitli&ini. iM toT't Jira verc"°i oraHa ki «müsta^.dpmlerden» bir vatandaş yapmış.. Evlendikten sonra, 236 lira maaşla «kıravat takıyor» artık adam olmak için. Bü yük kentin kalabalıklarına karışıyor. Eziliyor, ses çıkannıyor, koşusturuyor. Bu. Cevher Özden'in bitl remediği resmt okullardan sonra, ister istemez «yazıldı*ı» yeni «havat mektebindeki» ilk «sınıf gpçmesî» oluyor.. «Ulan Cpvher, adam oHmava bak!.. Elin nara tutsun da ele pOne rezii olma!» demfve başlıyor, ikide bir», kendine... Borsada ufaktefek işler yapıyor, kendisi adına, biraz para kazanabilmek için. Ü YASEMİN KUTSt retenln, çalışanm degil, başkalannm kazançlı çıktığı son otuz yıllık toplumsal ha yatımız için «dogru yolu» öğ renmeye başlarmştır artık... 1960 Devriminin Maliye Bakanlarından Kemal Kurdaş zamanıpda icat olunan Tasnrruf Bonolannı «vatan daşlar» bonocularda otuz liraya, kırk liraya bozdurma ya mecbur kaldıklanndi Cevher Özden bu işin de «kokusunu almaya» baslar. iki yıla varmadan birkaç ınilyonluk zengin olup çıkar Fakat, ekonomik «anar şiden» ötürü. Demirel 1967' dp «tasarruf bonolarma ver pi kovdurma» voluna gidince bvmların de&^ri 13 lirpva düser Covher Özden iflas eder. Ama yılmaz buprian. •Köşeyi dönmenin vollannın» artık açıldıftinı bilmektedir yeni toplumsal dönemimi7de... «Tehlike atlatmanm insanı daha güçlü, daha tecriibe li yapacagını» anlar. Nitekim. sonraki yıllarda, o gün lerdeki deSrişimini anlatırken. «... Bu tecrübelerledir kl. insan kazığını daha saftlam oturtuyor, demiştir. Üs telik, gene bu «yaşanmış tec emser: Onu Sevmisti tanç», kendinin bilincinde 01mayı gerektırir. Karısı, bavuiu ve parası ile bırlikte bu «utanç sızlığu da Isviçre'ye gotürmüş görünüyor Kastelli. Hanl bir dlişünür, Onsekizir*ci Yüzyıhn perukalı ve pomath yazarlarının îlyada"yı tekrarlayamayacağını söyler ya. Benzer bır durum var burada da. Kastelli'nin hikâyesınin iskeleti, bir «düşüş tragedyası»mn motiflerine sahip Sofokles dünyasının bılınç çerçevesınde belki bu hikâyeden bır «Ca«tellius Rex» yaratılabılırdi: Seyirciyi dehşete salan, acıma ve korku duygulannı uyandıran bır tragedya. Bugünün genel bı lincinde bu mümkün dsğil. Kastelli'yle parasım batıran bınlerce insanm acısına rağmen olay son analızde komik. Ve bayağı. rieden 30 temmuz I98l'de Sermaye Piyasası Kanunu ve onu izleyen sekiz yönetmelik ve tebliğ çıkar. Ankara'da Ban ker Hitit batar... Banker Son yıllarda milvarder o Servet, «Boğaz'ın tncisi» köp luo çıkan Cevher Özden, ar rüde «huruç eder.» Başka tık, «rafine» bir buriuva ol bankerler kaçar, hapse gima özencine kapılmıstır. Bu rer vb. Ama, 21 haziran nun fazla gerekli olmadığı 1982'ye kadar Banker Kasnı, çıktıftı eski çevresinden telli'nin TV reklamlaruıdakl devraîdığı eziklik, yüzünden ceviz kaplama görkemli kaanlayamsmaktadır. Üniver pılarmm yarattığı güven da sitede «konferanslar. vpr vam eder. Hatta, sinemamımeyi kabul etmektedir. Bu zın eski ve yeni sevilen v» konferanslardaki «basarı ünlü yıldızlarınin «tertip» et » sonra, «ben Türkt tikleri acıkh güldürüdeki sermave piyasasınm «aman, hocam patlar. çatord'naryösüyüm» demeve Iar» reklamı bile kuşku yabaşlamıştır' Ama, yanında, ratmaz. bir zamanlar Maliye Müfet Enflasyonun ve tüketim tisliŞine, hesap «zmanlıgma alman Mülkiye'nin en seç ideolojisinin içinde şaşkına kîn mezunlsnndan uzman dönmüş insanlar. kaçtığı lar calıstırmpVtadır. Calıştı gün bile 1 milyar liranın üs gı bürosuntı TV rsklamlarm tünde para yatmrlar Banda görkemli. nezih, güven ker Kastelli'nin kasasuıa..; Şu anda, çıkıp gelse. eskisl gibi işlerinin başına geçmesıni isteyenler çok olacakür, sanki... Çünkü, herkes köf EVHER ÖZDEN EKONOMİDEKİ şeyi dönmek için olmasa bi J le, ayakta durmak için biri"3ASARISINI KÜLTÜRE lerinin uzatacagı el'e sarıla^ KATKIDA BUMJNARAK cak duruma gelmiştir... Kaçmadan, ya da kaçma^ SAYGIDEĞERLESTİRMEYE CAURTI. ya mecbur edilmeden önc» AMA BU ALANDA OTORİTELERİN mutluyura, çünkü kafamda ki hedeflerin tümüne ulaş«GÖZÜNÜ DOLDURAMADI.» tım» der. Sıkıntılarla, ezikliklerle gecmiş uzun yıllardan sonra, hiçbir kabahatı olmadan «kendislnin buldurübeler» sayesinde, «ileri gö likli bir yer olarak gösterğu» kişisel kurtuluş yolu ile mesi de alt orta sınıfın öz rüşlü» ve «çok iyi koku aian kendi başına «köşeyi dönlemlerini ve yükselme ideal biri» olmuştur! tşlerini sürmüş» biri olduğu için, aralerini yansıtmaktadır. dürmeye. ayakta kalmaya dığı mutluluğun nasıl birçalışır. Çok geçmeden, ken Sanata merakmın yeniden şey olduğunu anlamamız disi için «ilerdeki ufkun» be canlanınası da anlamlıdır. zor. Ama, onun sandığı kalirdigini görür. Kastelli Sanat Vakfını ku dar «kalıcı» bir mutluluk olHiç kimse Cevher özden' ran Cevher Özden. gençli mamasi da mümkündür; feınde Ayhan Işık ile birlikte (Hele. yeni dönemdeki başa in. «elin taşı ile elin kuşunu »artist müsa rılannin dengi olan etik'i iyi vurarak» topladıgı parala Yeşilçam'da bakasına» girmiş; ama Ay benimseyememişse...) Onun rın bir kısmmı «sepettekl han Işık kazanmış, o yitir bulduğu mutluluk olan Bent yumurtalar, sepet düştüğün miştir. Şiir yazmaktadır. ham'cı mutluluğun, bugün de hepsi birden kınlmasm «Çok aJhr oldu@;u halde, Bal kurumsallaşmış ilişkiler için diye, ayn ayn yerlere koyzac'ı sevmektedlr..» Sanat de süreklilik kazandınlabima hazırlığı içinde olabileVakfı aracılığı ile. İstanbul" len bir yeni realize edilme cegini» düşünmez 1970'lerde «hafiften» baş ıın büyük şehir ortnmmda bıçimi içinde «yakalandığılayan. fakat, enflasyon, al özlenen blr sey olarak gör m» anlamamış olması da tm tutkusu ve taşmmaz mal^ düğü «Karadeniz folkloru mümkündür... lann çekiciliği yüzünden bir ru» retirmeyi düşlemektedir. Fakat bunu yapamaz. türlü yeterince gelişemeyen Yakin Tarih dönemimizta sermaye piyasası islerini kol Bn Sanat Vakfmda da «mü kültür hayatında kısa, fakat lamak icin hazırhklara baş zl''»Uer» oynanır... anlamh rolünü oynadıktan lar. 1980'e doğru, para darBütün bu gönülden çabala sonra, rolünün bittiğini anlığı, kredi yetersizliŞi vb. nna ra§men, kısa zamanda lama fırsatı bile bulamadan. Ölümcül bir şiddet tfaza zenginleşme isindeki başan ve bizlere de bir «Paso!» çe« nmca 1 temmuz 1980 tarih sım şövle «rafine» bir burju kerek ülkeyi terk etmek zoli Serbest Faiz Kararnamesi vava bpnzeme islnde srftstere runda kalan bu başanlı yurt çıkartılır. mez. Fenerbahçe Klübüne taşımızın kafasmdaki «mutBu koşullarda, Banker Kas yaklasmssı sade üyelik dü luluğu» buhnasını dileyelim: telli tasarruf sahiplprine zevinde kalır... Hiç değilse, içimizden o baverdigl yüksek faizlerle ri «adam» oldu... Bizi «babaBazı üst kesimlerin «çözü hem kendi<;i büvür ve kaza nü dolduramaz.» Yeni döne sız» koyduğu için de üzülme nır, hem de Türkiye'deki ka min sokak, birahane, maga sin; biz nasıl olsa bir «baba» pitalizmin kendisine göre zin ve gazino kültürunün ü buluruz gene.. rasyonelleşmek için aldıgı son önlemler yüzünden «erimeye» terkedilen orta sı nıfı enflasyona karşı korur, «babahk» eder, Enflasyo nun bu orta sınıf üzerinde yaratacağı şok niteliğindeki korkulann önlenmesinde. Ka'îtelli'nin ve öteki banker lerin sistemden yana yaptıkları hizmet ise. sistemin daha güçlü çevrelerince «farkedilmezlikten» gelinir. rünü biri olarak kalmasa bile, kurumlaşmış seçkinler çevresine tam olarak yaklaşamaz, aluımaz. Yatlan, köşkleri, paralan bu ışte ona yardımcı olamazl Oysa, bu iş, onun gibilerin toplum da yaratmaları gereken «îmaj» için çok gereklidir. C B/i/yormusan? İlfcki kunacqğım k dını yönlenolirebllmek bterîm... Bende anca^oeni ytfnlendfrebüecefc f\le dersîn ? Sence iRimiz arasın. olabllfpnf) • • • da *b\rstu\.Çr, bastruabîiîr rnl ^ nr,,\n ^çrkzkle. ~..A L Ar^ ' ^ ' 3«ife. flslındasenin aradtğım erkek. olmadıuın hafekında bazı Op heierim var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle