19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 1 7 TEMMUZ 1982 eni Anayasa'nın yapımı aşamasında güçlü hükümet ya da yürütmenin güçlendirilmesi sözleri çokça söylenmekte ve 1961 Anayasası bu yönden de suçlanmaktadır. Kimi klşilera göre 1961 Anayasası, yürutme organma çağdaş parlamenter sistemlerde öngörülea yetkileri vermenüş hükümetler yargısal sınırlamalarla çalışamaz duruma düşürülmüştür. «Yasamaxun üstünde Anayasa Mahkemesi, Yürütmenin üstünde Danıştay ile devlet yöneltilemez» sözleri bu görüşün sloganı haline getirilmiştir Gerçekten sorun nedir? Geçmiş dönemdeki yürütmenin güçsüzlüğü olgusu, söylendiği gibi yargı yetkisinih kullanılmasıwn sonucu muydu? Kammca konu tartışıldıkça gerçek daha iyi görülecek, bu sorular doğru bir biçimde yanıtlanabilecektir. Gagımızın devleti kiml kamu hizmetlerini görme ve güvenlik sağlama yanında, aynı zamanda ekonomik ve sosyal görevler de yüklenmiştir. Yasama yürütme ve yargı yetkisiyle donanan devletin, yumuşak kuvvetler ayınmına dayalı, laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkelerini be nimseyen, insan haklanna, temel hak ve özgürluklere saygı duyan, insan kişiliğinin gelişmesini amaçlayan bir nitelikte ve gbrevlerini yerine getirmede yasalar çerçevesinde etki n olması gerekir. Y Güclü Hükümet 12 EYLÜL ÖNCESİ HİIKÜMETLERİNİN GÜÇSÜZLÜKLERİ, YETKİLERİNİN EKSİKLİKLERİNDEN DEĞİL, KURULUŞ KOŞULLARIGEREĞİ YETKİLERİNİ KULLANAMAMAKTAN DOĞMAKTAYDI. S A N I L D I Ğ T GİBİ, ELLERİNİ, KOLLARINI YARGI ORGANLARI BAĞLAMAMIŞTIR Dr. Yılmaz ALİEFENDİOĞLU Anayasa Mahkemesi Üyesi ması yürütme eliyle olmakta, çarklar onun tarafından döndürülmektedir. Ancak .çağdaş gereksinmelerin ortaya çıkardığı güçlü yürütme, ya da güçlü hükümet uygulaması, yönetimin anayasayı tanımaması, yasaları dilediğince yorumlaması, vurucu, tahakkümcü bir politikayla azmlığı sindirmesi ve daha da kötüsü ağırkğını ve etkinliğini ekonomiye egemen olan kesimden yana kullanarak toplumsal çelişkilerin keskinleşmesine neden olması ve böylece totaliter bir nitelik kazanması tehlikesini de beraberinde getirir. Bu durum yürütme açısmdan, yetkilendirrne ve yetkilerin sınırları arasmda bir denge kurulmasını gerekli kılar. Yürütmenin, daha çok kolluk ve güvenlik hizmetleri yanında ekonomik ve sosyal bir nitelik gösteren işlevini yerine getirebilmesi için bir yandan parlamentonun çıkaracagı yasalarla yetkilendirilmesi, Bakanlar Kurulu kararları, kararname, tüzük. yönetmelik tebliğ gibi düzenleyici işlemleri hızl a ve etkinlikle çıkarabilmesi; öte yandan tüm işlemleri Anayasa ve yasalar çerçevesinde denetime bağlı tutularak totaliter yöne kayması önlenmelidir. Yürütme, gücünü ulusaı iradeyi temsil eden bir Meclis'in yapacağı yasalardan ve kendi çıkaracagı kararname, tüzük, yönetmelik gibi düzenleyici işlemlerden alırken, işlevi, parlamento ve yargı denetimi yoluyla Anayasa ve yasalann belirledigi sınırlar içinde tutulmalıdır. ••* 1961 Anayasası, «Anayasa ve hukuk dı5i tutum ve davranışlarıyla meşruiuğunu yıtirmig bir iktidara» (1) tepkı niteliğinde olmasına ve 6. maddesinde «yürütme görevi, kanunlar çerçevesinde, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından yerine getirilir» denmesine karşm yürütmeyi, 107. maddesinde tüzük, 113. maddesinde yönetmelikler. ayrıca kararnameler çıkarma yetkilerini vererek bir hayli güçlendirmiştir. Özellikle Anayasa Mahkemesi'nin, Türk Parasmın Kıymetini Koruma Kanununa karşı açılan dava nedeniyle 1963 yılında verdiği kararda «... Yasama organının, yapısı bakmundan agır işlemesi ve günlük olaylan izleyerek zamanında tedbirler almasınin güçlügü karşısında esaslı hükümlerl tespit ettikten sonra ihüsasa ve idare tekniğine taallük eden hususlarm dtizenlenmesi için hükümeti görevlendirmesi de yasama yetkisini kullanmaktan başka bir şey değildir (2) denmek suretiyle, hükümetlerin, temel hükümleri parlamentoca belirlenen alanlarda düzenleyici kurallar koymalan yasama yetkisinin devri anla^ mına gelmiyeceği ve Anayasa'ya aykırı olmıyacağı belirlenmiştir. Daha sonra Anayasa'da yapılan değişikliklerle yürütme organma bazı koşullarla kanun gücünde kararname çıkarabilme yetkisi de verilmiştir. Tüm bu açıklamalarla belirtmek istediğimiz 12 eylül öncesi hükümetlerinin güçsüzlükleri yetkilerinin eksikliklerinden değil, ancak yetkilerini kullanamamaktan doğmaktaydı. Seçimler sonuçlannda orta ya çıkan parlamentonun ülke gereksînmelerinin gerektirdiği yasaları çıkarmaması, başka bir deyişle parlamentonun yasama işlevini yapamaması, koalisyon hükümetlerinin karar almalarında ve aldıklan kararlan da bölük börçük hale gelmiş yönetsel kuruluşlarda uygulamalarındaki guçlükler 12 eylül öncesi hükümetleri güçsüz duruma getirmişti. Yargı organları, sanılrtığı gibi hükümetlerin elini kolunu bağInmamakta ancak yasama ve yürütmeyi Anayasal ve yasal sınırlar içinde tutarak, devlet yönetimine hukuksal geçerlik kazandırmaktadırlar. Anayasal ya da yasal denetimlerin yargı organları yoluyla yapılması, hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez koşulu olduğu kadar, yasama ve yürütmeyi hukuksal sınırlar içinde tutarak güçlendiren bir unsurdur da. Cumhuriyet : Cumhuriyet Matbaacılıkv» Gaz«tecilik T.A.Ş ' NADİR NADt MO Müdürü: Y M I l|Wi MOdürü:. HASANCEMAt . EMİNE UŞAKLIGİI .OKAYCÖNENSİN •*• Sonuç: Yürütmenin, yargısal denetimin sınırlandırılması ile güçleneceği umutlarının, yeni yanılgılarla umutsuzluga ve yeni arayışlara dönüşmesi çok olasıdır. Güçlü hükümet, gücünü parlamentodan alan, ulusal iradeye dayalı bir Meclisçe yasa ve denetim yolu ile yetkilendirilerek desteklenen, Bakanlar Kurulu'ndan hızla karar çıkartabilen. kendi içinde uyumlu, aldığı kararları etkinlikle uygulamaya koyabilecek nitelikte yönetsel kuruluşlara dayalı ve her türlü işlem ve eylemi yargı denetimine açık bir hükümettir. Öte yandan, güçlü hükümetlerin ancak sağlam bir ekonomik ve sosyal yapı ile sürekli olabileceği hususu da gözden uzak tutulmalıdır. Tüketime ve borca dayalı bozuk bir ekonomik ve toplumsal yapı üzerine kurulan hükümetlerin süreklilik kazanabilmeleri çok guçtür. Güçlü olmak, ancak. ülke kaynaklarını üretken yatırımlara yönelterek savurganlığa yer vermeyen, cari harcamaları alt sınırlar içinde tutabilen ve nüfus artışmı denetim altına alabilen hükümetler için olanaklı olabilir. (1) 1961 Anayasası. Başlangıç. (21 AMK. D. sayı 1, s. 164. Halll Zlya Bulvan No: (•/* T l t t 4 7 081J1230 • ABANA Alatark Cıddt*!, Türk Htv« Kurunıu l«h»nı K«» 21% T»):145501»731 ^ Temmuz 8ÖNI* 5.33 CdLE 13.18 17.19 AKŞAM 20.43 YATSt. 22,44 1AKVM. İMSAK 3.14 Çagdaş devletin, plan ve programlara baglanan kalkınma özlemlerini gerçekleştirebilmesi. toplumsaU hizmetleri saglamada gerçekçi hedeflere varabilmesi ve topJumsal çeüşkilerin keskinleşmesinin önlenebilmesi için ekonomik alana artan oranda karışması, toplumsal yapı değişikliğine gitmesi ve bu amaçla bazı yetkilerle donatılması zorunluluğu; yürütme organının işlevinin artması, yetki ve örgütüyle büyümesi, merkezi otoritenin genişlemesi sonucunu dogurmuştur. Bu durum güçler dengesinde yürütme organını daha üstün bir duruma getirmiş, böylece ülkenin sosyo ekonomik kalkınmasım sağlamakla görevli yeni çagdaş devletin edimsel gücü, ya da motor gücü yürütmenin eline geçmiştir. Çünkü devlet işlevinin uygulamaya konul ( Cumhuriyet 7 TEMMUZ 1932 VAKİT NAKİTTİR Bir kaç gündenberî Taksim meydanmda tramvay bekleme mahalline konmuş bir saat herkesm dikkatini çekiyor. Meydanı süsleyen bu saat kumbara blçimindedir. İş Ban kası bu güzel buluşla şehre hizmetten başka vaktin nakit olduğunu gayet zarif bir biçimde anlatmaktadır. İUİT OKTAY AKBAL Secimde Zorlama Olur mu? alkoylamasma, herkes katılmak zorunda olacakmış. önce seçmen kütükleri kesln biçimde düzenlenecek, yaşı yirmi birin üstündeki yurt ' taşlar kaydedilecek, yeni seçmen kartları verilecekmlş. Halkoylamasında oy vermeyenler hapis ve para cezalarına çarpılacaklarmış. Böylelikle oylamaya vüztie yüz katılma sağlanacakmış. Bazı gazetelerde. «böyle bir zorunluğun getirilmesini yadırgamamah» diyen yazılar okudum. Ben. her türlü zorlamaya karşı olduğumdan, zorla oy vermeyi de yanlış ve gereksiz bulurum. «Zorla güzellfk olmaz» diyen atalanmız bu sözü boşuna söylememîşler. Gerçekten de «tille de sandık başına gelip oyunu vereceksin, vennezsen hapse glrersln, blnlerce lira ceza ödersfn» demek demokrasinln özüne aykındır. H Türkiye"de nüfus sayımlannda şimdiye değin yalnız «hazır nüfus (de facto) tekniği» kullanılmıştır. Bu tekniğe göre sayımin amacı, belirli bir günde herkesi evde tutarak ülkede fiilen hazır bulunan nüfusun sayılmasım sağlamaktır. Teknik uygulama açısmdan son derece basittir. Çünkü sayım memuru elindeki adres listesine göre her konuttaki tüm kişileri sayım defterine yazmaktadır. Ülkemizde ay nı teknik çok az değişiklikle seçmen kütükleri yazımında da uygulanmaktadır. Basından, hazırlanmakta olan yeni Anayasa'mn halk oylaması için kuüanılacak seçmen küfuğu y^zjjrnının 5 eylül 1982 pâzâr* günü yapılacağını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu yazıda kısaca, sözkonusu teknikle ülkemiz de yapılan alan çalışmalan na ilişkin eleştirilerini ve önerimi belirtmeye çalışaca ğım. Ülkemizde hazır nüfus tek niği ile yazılmış son iki seç men kütüklerinin tarihleri oldukça yeni. Bu kütükler 1977 ve 1979 tarihlerinde ya zılmış, aynı yıllarda yapılan yasama meclisi seçimlerinde o yıl yazılan seçmen kütükleri kullanılrruştır. An cak iki yıl ara ile aynı teknikle yazımı yapılan bu kü tükler arasmda çok büyük sayısal farklılıklar görülmektedir. Olayı daha iyi go rebilmek için, 1979 yılında seçim yapılan ABC sırasına göre 5 ilin 1977 ve 1979 yılına ilişkin seçmen kütüklerindeki sayıları görüp karşılaştıralım: Secmen Kütükleri Yazımı: Bir Oneri, En iyi yol: Hazır nüfus tekniğinin seçeneği, oturan nüfus (de jure) tekniğidir. Buna göre yazımın bir günde herkesi evinde tutarak yazılması zorunlu değildir. de tutmak. Buna karşı belki «özveri» yanıtı verilebilir. Kanımca sayım ve yazım konusunda toplumda çok özveri istiyoruz. Çünkü son yedi yıl içinde ikisi nüfus sayımı, üçü seçmen kütüğü (birisi 5 eylül 1982 olacak) olmak üzere be$ gün tüm topluma sokağa çıkmama yasağı uygulamışız. tkinci olarak dışa açılmış ve tum kurumlan ile işleyen bir ekonomiyi bir gün durdurmak dış ilişkiler ve turizm açısmdan da eleştiri getirmektedir. En iyi yol: Hazır nüfus tekniğinin seçeneği oturan nüfus (de jure) tekniğidir. Buna göre yazımın bir günde herkesi konutunda tutarak yazılması zorunlu değildir. Yazım belli bir dönem için de, iyi eğitilmiş elemanlarla başarılı bir aian çalışması ile yapılabilir. Bu nun için ülkemizde gerek olanaklar gerekse zaman ye terlidir Bunları kısaca tartı şabiliriz. TÜRKİYE'DE BASILAN İLK FRANSIZCA ESER Son günlerde. Lale devrinde Üsküdar'da açılan İbrahim Müteferrika matbaasında basılmış bir Fransızca eser bulunmuştur. Bu eser TUrk matbaaların da tabedilmiş ilk Fransızca kitaptır. tçinde bir çok resimler bulunan ve bugün birden başka mevcudu kalma yan bu kitap 1803'de basılmıştır. 10 KURUŞA ETÎ Tire'den verilen habere göre Kuşadası'noa etin okkası 10 kuruşa düşmiiştür. Sebze ve meyva fiyatları da o nisbette ucuzdur. arasında ve Yalova tariki üzerinden Istanbui ile Bursa arasında telefonla konuşulabllecektir. İSTANBULDAN BURSA'YA TELEFON Dr. Mümtaz PEKER Hacettepe Nüfus Etütleri Enstitüsü yönetim usul açısmdan bir hata yapmamıştır. Ancak son yazımın zamanlaması yanlış yapılmıştır. Çünkü nüfus hareketliliğinin yüksek olduğu bir dönemde yazım yapılarak öz açısmdan bir hata oluşturulmuştur. Buradaki hatanın ilki seçilen tekniğin kurallan ile top lumun nüfus hareketlerinin uyumunun gözden kaçınlmasıdır. öbürü ise merkezde gerekli düzeltmelerin ya pılamamasıdır. Eğer hazır nüfus tekniği ile yazım ya. pılacaksa, toplumun iç göç ve hareketliliğinin en az olduğu zaman seçilmelidir. Zamanlama yanlış yapılırsa sonuçlar son derece hatalı ve eksik olur. öte yandan merkez çalışması iyi işletile mezse bu hata da artar. Ka nınıca 5 eylül 1982 pazar gü nu yapılacak seçmen kütük leri yazımında da benzer ha talar aşağıdaki nüfus hareketliliğinden ötürü tekrarlanacaktır. Yılhk Seçmen Azalışı (Yüzde olarak) (4) 6.9 4.5 11.2 3.2 4.4 Oy vermek bir görevdlr, blliyorum. Her seçîmde yurttaşları sandık başma çağıran yazılar yazmış bir kişiyim. Elimden geldiğince de gidip oy verdlm. Evet, herkes oyunu kuüanmalıdır, halkoylaması gibi önemli bir olayda bu görev daha da büyük önem kazanmaktadır. Bir Anayasa yapılıyor, daha nasıl bir taslakla karşılaşacağımızı bilmiyoruz; yakında ortaya cıkarılacak, yormnlanacak, eleştirilecek, övülecek, yerilecek, sonunda halkunızın önüne getirilecek «bu Anayasa'yı ister misin, istemez misin evet ya da hayır de» denilecelc. Türkiye'nin üçüncü Anayasası'nı «evet» ya da «hayır» diye oylamaktan kimse kaçınmamalıdır. Kendini tüm zorlamalardan, korkulardan, kuşkulardan uzak tutarak oyunu vermelidir. Ama yasal zorlamayla mı? Değil, yurttaşm özgür iradesiyle!.. Bir yurttaş ille de «evet» ya da «hayır» demeye zorlamrsa Anayasa'da yer alan kişi özgürlüklerine aykırı davranmak sayılmaz mı bu? İsteyen oy verir, isteyen vermez. Evet, ya da Hayır'dan başka bir yanıt vermek de olası degil mldir? Değilse, yurttaş niye kendini iki kesin görüş arasmda hapsetmek zorunda kalsın? Böyle zorlamalar, hele yasal yollara başvuralarak yapılan zorlamalar bir kez başladı mı, sonu gelmez. 1lerde başka bir yönetim lşbaşma gelir, bu kez karşımıza bir öneri getirir, «benim sunduğum tasarıya yalnızca "evet" diyecekslniz, bunu yapmayana şu şu maddelere göre ceza verilecek» der. Niye olmasın? Oy verme bir görevdir, ama zorla yaptırılacak bir görev değildir. îşin içine yasal zorlama girdi mi, o ülkede «demokrasi»nin varlığını kanıtlamak iyice zorlaşır. Bu yanlış yoldan geri dönmenin gerekliliğine inanıyorum. Zorlama olmasa da yurttaşlarımız büyük bir çoğunlukla sandık başma gideceklerdir, bundan kuşkumuz olmasın... Halkımız 1945'ten beri oy verme ahşkanlığım edinmiştir: hera de oy verme işini bllinçle yapmıştır; iktidarlan indirip çıkarmıştır, bir iki yıl önce oy verdiğine bir daha oy vermemiştir. Hepsini gördilk yaşadık. 1950, 1957, 1961. 1969, 1973. 1977 seçlmlert, 1979 ara seçiml anımsanmalıdır. Halkımız partiler ve ünlü politikacılara karşı duyduğu sevgiyi, yakınhğı ya da öfkeyi, kırgmlığı tam bir yansızlıkla göstennesinf .bilmiştir. Bu yüzden üçüncü Anayasa'nın benlmsenmeslnde va da geri çevrilmesinde de. tam bir yurtseverlik bilinclyle davranacaktır. Ama yasal zorlama, hapls cezası, para ödemek gibi önlemlerin korkusu ile degil. kendi özgür iradesiyle... Zaman yltirmeden bu yanlış tutumdan vazgeçilmelidir. Demokrasiye dönüş aşamasında yurttaşları yasa zoruyla oy kullanmaya götürmek hem içerde, hem dışarda yanlış. haksız yorumlara yol açacaktır. Demokrasi gerçek özgürlüklerin yaşatıldığı bir düzendir. «Zor» o' n yerde, özgürlüklerin varlıgı söz konusu olamaz. Hele yasal zorla ma, hapis ve para cezası korkusuyla halkımızı iki wldan, iki görüşten, tki düşüncedfin birini seçoıek zorunluluğunda bırakmak iipıde bu alış^Tilıgın çok daha kötü uygulamalara olanak saglayacagını hesaplayarak yanlıştır, demokrastye. Aıayasa'da yer alan ve alacak olan kişi özjürlükıp'ne aykındır. Bunu şimdlden yazıp söylemek deınokrasiye lnanan her yurttaşın görevidir. 19771979 1977 (1) 1879 (2) 142.148 308.845 95.459 315.110 430.243 farkı 3=12 21.144 28.895 23.924 21.047 39.349 Amasya Antalya Artvın Aydın Balıkesir 163.292 337.740 119.383 336.157 469.592 Çizelgeden izlendiği gibi beş ilin 1977 ile 1979 yıJlarındaki seçmen sayılarında önemli azalmaiar görülmek tedir. Genel olarak yıllık yüzde 7'ye ulaşan bu azalma dokuz ilde yuzde 10nun uzerine çıkmaktadır. Bu olayın nüfusbilim açısmdan herhangi bir açıklaması yok tur. Çünkü olayı açıklayacak iki temel olgu ölüm ve göçlerdir. Elimizdeki araştır ma sonuçlarına göre 1977 1979 döneminde yetişkin ölümlerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Öteyan dan yıne bu dönemde yetiş kin nufusun yurt dışına göçu önemli sayılara ulaşmamıştır. Genç bır nüfus yapısma sahip ülkemizde 1977'de 19 21 yaş grubunda olan ların 1979 yılında seçnun grubuna katılmalarından ötürü. seçmen sayısında bir artış olması doğal bir beklentidir. Durum bunuh tam tersi olunca geriye bir tek açıklama kalıyor: Seçmen kütüğü yazımında tekniğin alan ve merkez uygulaması' hatalı ya da eksik yapılmış tır. •** Seçmen kütüklerinin adı geçen yıllardaki yazımında Toplumumuzda özellikle yaz aylannda (yazım tarihi olan eylül ayını da ıçeren) görülen hareketliliği şu gruplarda toplayabıliriz: a) Kırsal alanlardan. kent lere ya da pazar için üretım yapan tarımsal alanlara kısa dönem çalışmak için yapılan iç göçier. Bu göçler çahşılan işe ve yöreye göre farkhlık göstermekle birlikte 28 ay arasında değişmektedir. b) Kentsel alandan, kırsal alanlara çok kısa süreli emek göçü. Kırdankente goçen fakat kırsal alanla ilışkisıni surduren kentlinin emek göçü, kırsal alanda emeğe talebin yuksek olduğu ürün toplam (hasat) ve kışlık yiyeceğın hazırlanma zamanında olmaktadır. Daha çok kadın nüfusu içeren bu hareketlilik yaz ve sonbahar döneminde yoğunlaşmaktadır. c) Tarımsal işletmelere ve ya meralara olan göçler. Örellikle tarımsal işletmelerin yaşanılan mekandan uzak olduğu yerleşim tipinde, çiftçi aileler yaz başlangıçında tarımsal işletmelerine göç etmekte, ancak kış başında konutlanna dönmektedirler. > ç) Dinlenme nedeniyle hareketlilik. Anadolu'nun sıcak bölgelerinde eskiden be rj süregelen yaylaya çıkma olgusu bugün de devam etmektedir. Bunun yanı sıra günümüzde deniz kıyısmda ki yazlık evlerinde ya da iriliufaklı otel ve moteller de dinlenmek üzere gidenlerin sayısı azımsanmayacak düzeydedir. Mevsimin iyi gitmesi halinde buralarda oturma ekimkasım aylarına dek uzamaktadır. Toplumumuzda ayrıca bu tür bir genelleme içine sokamayacağımız hareketlilikler de vardır. örneğin eğitim, tedavı. (özellikle kaplıca, ılıca, hamam) fuar ve ziyaret gibi nedenlerle yapılan hareketlilik de toplumumuzda yine bu dönemde çok yaygındır. Sözünü ettiğimiz bu olaylardaki kişileri hazır nüfus tekniği ile yazıma katmak oldukça güçtür. öte yandan. bu teknik ile yazımda seçmen kütüklerinin yansız oluşturulması, yerleşik nüfu sun yazım gunü sürekli yaşadığı konutunda bulunmasına da bağlıdır. Nüfus sayımlarından edindiğimiz de neyimlere göre özellikle büyük kentlerde oyun arkadaşları, iş arkadaşian ve aileler herhangi bir evde toplanarak sayım gtinünü birlikte geçirmeyi yeğlemek tedirler. Bu tür kent içi hareketliiiğin fazla olduğu buyük yerleşmelerde merkez çalışması iyi yapılamadığı zaman yazım amacina ulaşa mamaktadır. Nüfus hareketleri yanı sı ra günümüzde bu teknikle çalışmaya yapılacak iki temel eleştiri daha var. Bunlardan ilki bu denli hareket ii olan toplumu bir gün ev Bursa ile Yalova arasmda telefon hattı gerllmeye ' başlanılmış tır .önümtizdeki ay 1çinde Bursa ile Yalova CZIIlGünün iîonlanCZD Fransa'da tahsil etmiş ve Türkçe'ye vakıf genç bir kız. çocuk mürebbiyesi veya işlerinde yardımcı olarak çalışmak için İstanbul'da namuslu bir aile nezdinde iş aramaktadır. Posta kutusu: 336. ÎZMİR. MÜREBBİYE Bugün Türkiye'de tüm konutlarin adreslerini 1980 yıBONO lı itibariyle gösteren listeGayrimübadil ve mübadil ve hazine ler son nüfus sayımı için bonoları satar. Balıkpazar Maksudiye han Devlet Istatistik Enstitüsü ta No: 35 Uğurlu zade M. Derviş. rafından hazırlanmıştır. îlk olarak bu listeler belediyeler ve köy muhtarlan ile iş birliği yapılarak 1982 temmuz ayına göre düzenlenebilir. Düzenlenen listelerın ••»•••••••••»••••••»••»»••••••••»•••••••• • yüzde bir ya da binde beş * lık tutarlıhk denetimleri ıl • ve ilçe seçim kurullan tara fından yapılabilir. Adres lis telerinin tutarlılık ışlemi so nuçlandırıldıktan sonra yazım işlemi başlar ve belli bır sürede tamamlanabilir. tşte bu dönemde bası n ve yaym yolu ile halk eğitimi yapılır ken. aynı zamanda halktan özveri istenebilir. öte yandan seçmen kütükleri yazıMaliye Bakanhğı Hesap Uzmanlan Kurulunca mı için örgütlenmenin 1 dü 1 18 ağustos 1982 pazartesi günü saat 9 30da Anka zeyinde oluşturulması gerera. tstanbul ve İzmir'de Hesap Uzman Muavinliği kir. Çünkü her ilin ne gibi giriş sınavı açılacaktır. hareketlilik gösterdiğini en Sınava katılabilmek için. iyi biçimde yerel yöneticiler a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48'inci mad bilebilirler. Buna göre yerin desinde yazılı niteliklere sahip olmak, de yapılacak bir planlama b) 1.1.1982 tarihinde 35 yaşını doldunnamış bu ile yazım daha sağlıklı yapı lunmak. labilir Bu teknik temmuz c) Siyasal Bilgiler, îktisat. Hukuk, Jşletme VP ekim döneminde sıkı bir çaIdari İlimler Fakülteleri ile İktisadi ve ficari İlinı lışmayı zorunlu kılmaktaler Fakülte. Akademi ve Yüksek Okulları veya bundır. Ancak unutulmamalıdır lara eşitliği Milli Eğitim Bakanhğı'nca kabul olu kı başarıya daima zor ve rıan benzeri Yabancı Fakülte veya Yüksek Okul çetin yollardan ulaşılır. Deların birinden mezun olmak gerekir. mokrasiye biran önce geçSınavlara ginş şartlannı ve sınav konularını mek isteyen Türkiye bugün gösteren broşür, yukarıda isimleri geçen ÖSretim kü konumu ile bunu başaKurumlarından ve Hesap U'tnanlan Kurulu Baş racak güçtedır Vöter ki işin kanlığı ile Ankara, Istanbul ve İzmir Grup Bas önemini 'yi kavravalım ve kanlıklanndan sağlanabilir. ciddi olarak çalışakm. lsteklilerin en geç 30 temmuz 1!W2 srünü akşa ınma kadar Maliye Bakanhğı Hesap Uzman'arı Kurulu Başkanlığı ANKARA adresine belgeleri ile birlikte yazılı olarak başvurmaları gerekir Maliye Bakanlığj Hesap lizmaıı Muavinligi (iiris Sınavı « fBasın: 174TO 4831 •• • ••• • • ••• • • • »»• • » • » » • • » » • • • » » • • • •»» • •• • İLAN ÇAGDAŞ YAYINLARI Ebubekir Hazım TEPEYRAN ANKARA TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Başmüdürlüğümüz ihtiyacı olan 41 Kalem alet edevat satınalmacaktır. 2 îhale 27.7.1982 günü saat 15.00'de Başmüdürlüğümüzde yaptlacaktır 3 Bu işe ait şartname Başmüdürlüğümü/ Mnl zeme Müdurluğü'nrten bedeli mukabili temin edilebilir 4 Geciken tekJifler kabul edılmez. 5 Başmüdürlüğümüz ihaleyi yapıp yapmarnakta veya tercih yapmakta serbest olaraKtır. (Basın: 18177) Belgelerle Kurtuluş Savaşı Anıları Yepyeni açıklamalar Ederi: 1S0 Lira tSTEME ADRESt: ÇAGDAŞ TÜRKOCAĞl CAD YAYINLAH1 IST. NO: 39/41 CAĞALOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle