28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 22 TEMMÜZ 1982 Metro için bugün 8 0 milyar lira gerekiyor METRO 3ETRO MASALI bugün tekrar gündeme gehniş durumda.. îstanbul Belediye Başkanlığı, ÎETT Genel Müdürlüğü, Karayolları Bölge Müdürlüğü ve öte ki ilgill kuruluşlar metro konusunda bugüne dek ya pılmış ne var ise hepsinl biraraya getirmişler, İstan bul'un trafik ve yolcu taşımacıhğı derdinl de dosya ya ekleyip îstanbul Valiliğl kanalı ile Başbakanhğa gön dermlşler. îstanbul Valisl Nevzat Ayaz'm Imzası ile Ankara' ya gönderilen kahn dosyanın. kapak yazısı şöyle: «Konu: tstanbul Metrosn Hakkmda.. Tarih: 12 Mayıs 1982.» Böylece metro «tarital»ne yeni blr belge daha eklenirken, Başbakanlık dosyayı incelenmek üzere Maliye Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilâtı'na göndermiş.. îstanbul Belediye Baş kan Yardımcısı Nejat Gün doğdu'nun söylediğine göre de, konu hakkmda o za manki Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakam Turgut özal'a ayrıca bilgi verilmiş.. Vali Ayaz, metro konusunun karar asamasındâ olduğunu belirtti Levent.. Bu ilk şebekenln 67 yıl içinde bitirilebileceği tahmin ediliyor. Bugünkü son hesaplara göre tna liyet 80 milyar Hradır. Sa atte 40 bin kişi taşmabilecek ve metro tümüyle yeraltında olmayacak. Lastik tekerlekli ya da raylı sistem knnusunda ise bir ter cih yapılmış değil.. Finans man konusu Belediye'yi aş tığı için konu hükümet diı zeyinde ele alınmaktadır.. Yüzde 50 iç, yiizde 50 dış kaynaklardan para bulunması konusu araştırılmakta dır.. Yatırımm yüzde 70'i inşaat, yüzde 30'u da mal zeme teçbizata gidecektir..» îstanbul Belediye Başkan Yardımcısı Nejat Gün doğdu. ulaşımın bir ticpren den oluştuSıınu ve tasıvan taşınanaltyapı deneesinin bozulması durumunda sorunun çıkmaza girdigini belirterek şövie dedi: «Kitle tasımaeılı&ı hizmetindeki araçlann ks>oa sitesi bellidir. Avrıcn tstanbul'a her yıl 2003(10 bin kişi gelmekte ve bunlar da ulasım hizmet'nden yarnrlantnak istemektedir. tstanbul'un aKyapısı ise 20 yıl öncesindeki gibidir.. Du rum böyle olunca, sorunu bir takım palyatif tedbirlerle gidermeye çahşıyoruz fakat ulasım cıkmazm dan kurtulamıyoruz..» lan yapılmış, açık bir şekilde, metro sisteminin bi rinci hattı belirmiş, bu ko nuda tereddüdii gerektirecek bir cihet kalmamış bulunmaktadır.» Ve Îstanbul Valisi Nevzat Ayaz, «1908 yıhndan be liliği tartışma konusu blle olmayan metronun yapımma «hemen» başlanması isteniyor.. Çünkü za man hem maddi hem de manevi bakımdan yenl sorunlar getiriyor. Bugün için 80 milyar lira olarak «1982 yılı içinde metro konusunda başlattığımız çalışmalar. metronun tstanbul için lüzumlu olup olmadığınm tespiti amacına yönelik degil, metronun tstanbul için gecikmiş bir hizmet olduğunu vurgulamak suretiyle yapım çahşmalannın biran önce başlaması amacına yöneliktir. Ru nedenle de metro ile ilgili kuruluşlann konu hakkmda yetkili temsilcilpritıin de katılması ile yapılan ilk toplantıda tstanbul metrosu için giiniimüze kadar yapılmış olan çaiışmaların özet olarak belirlenmesi ve metro yapımının biran ftnce srercek lesmesi için izlenecek yolun saptanması amacıyla bir teknik komite tarafm dan çalı«ma vapılması kararlaştırılmıştı. Teknik Ko mite metro konusunda gü nümüze kadar yapılan fizellikle fizibilite aşamasındaki çalışmaları yeniden gözden geçirdl ve hazırladı ğı raporla tüm fizibiliteler de üzerinde birleşilen 14 kilometrelik metro ana hattının (Yenikapı Levend) hemen yapımına geçilmesi gerektigi görüşü ne vardı. Bu görüş, ValiHğimizce de beninısendiğin den metro konusunda pro,1e ve kredi calısmalannın hemen başlatılması için hO kiimetce yetkili bir kuruln sun görevlendiriimesi hususu ilgililprp arzedilmiştir. Boylp yetkili hir knrn luş. şu anda n>pllikle lstanbul'da birinri Boğraziçi k8prü«ıii yapımını gerçekleştiren ve ikincisi icin çalısmalarını siirdüren Ba yındırlık Bakanlığı olabilir. Valigimizce. Başbakanlıg:a arz edilen bu öneriler esas itibari ile benimsenmiş olup. yetkili kuruiuşlarca bu doSruituda çalışma yarıılma«!i talimatı vs rilmiş bulunmaktadır.» Wİ A S J I I ı ı I Peniz S M O M minönü Karaköy Galatasaray Taksim Harbiye Şisli Mecidiyeköy Esentepe Zincirlikuyu 4. znvcifiiiKuyu J) Prof. Dr. Kemal Kutlu metro konusunda şöyle diyor: «Konu Belediye'yi aştığı için yıllardır Hükümet'e danısılıyor, yazı yazılıyor, Hükümet plânlamaya soruyor.. Raporlar hazırlanıyor, komisyonlar, komiteler kuruluyor fakat sonuç çıkmıyor.» ri süregelen metro konusunun daha 7080 yıl devam etmemesi için çaba harcıyoruz..» dedi. Vall Ayaz'm belirttiğine göre, metro konusu artık karar aşamasma gelmiş du rumda.. îstanbul için gerek hesaplanan metroya yarın başlansa 90, öbür gün baş lansa 100 milyar lira harcanacak.. îstanbul Valisl Nevzat Ayaz'm metro konusundakl açıklamalanna gelince: # UAR.8Wb BİTTİ W \^/ X ^ ^ X M5ARA7 1 BEy42JT I \7 ^ f I Metro'ya kavuşamamanın sorumlusu olarak mevzuat gösteriliyor > «tanburun ulasım ve trafik sorunu yıllar t konusunda ' dır çalışanlardan birl de İTÜ Ulastırma ve Trafik Kürsüsü ögretlm üyesi Prof. Dr. Kemal Kut lu.. Prof. Kutlu, îstanbul' un metroya kavuşamaması nın sorumlusu olarak «mev zuat»ı gösteriyor. Kutlu bu konuda «Konu Belediye'yi aştığı için yıllardır Hükümet'e danısılıyor, yazı yazılıyor, hükümet planlamaya soruyor. Raporlar hazırlanıyor. komisyonlar, ko miteler knruluyor fakat so nuc çıkmıyor..» dedi. Prof. Dr, Kemal Kutlu1 nun metroya lltşkln görüşleri, İse şöyle: «Saatte 1520 bin yolcn değeri bulunan hallerde metro sisteminin en ekono tnik çözüm olduğu belirmpk tedir. Aynca bu değerlerde, tasuna Isinin otomobil. oto büs. özel otobüs yolu veya şeritleri ile çözümlenemeyeceği de bilinmektedir. tstanbul gibi yol a£ı kısıt h, kamulaştırması çok pa halı ve tarihi de&erlerie ba zı şartlarda miimkiin de olmayan kentlprde tasınia nm normal diizeydeki yol a&ı ile yapılabilmpsi de miimkiin olmayacaktır. tfrnegin. saatte 50 bin yolcu tasımak için metro sisteminde aralıklan 2 dakika olan trenlerin geçece^i tünel için 9 metre genişlik yeterli olduğu halı*e, aralıklan 20 saniye ol mak üzere, otobüslerle bu taşımanın yanılması haHnde 35 metre genişlikte bîr yol, otomobillerle yapıl ması balinde de 210 metre genişlikte bir yol gerektigi sröriilmektedir. Bıı ise yog:un yolcu trafi£i boyunca, normal yol ağmda bu sorunun çöziilemevece^ini acik olarak göstermektedir. tstanbul Merkez bölgesi için. metro sistemi fizi bilite etüdleri ve çalışmaTEKZtP JF 14 kilometrelik güzergâh ELEDÎYE Başkan Yardımcısı Gündoğdu, yıllardan be ri yapılan çalışma lar sonucunda metronun lhaleye çıkartılıp, inşaat iş lerine başlanabillr durumda olduğunu söyledi. Gündoğdu. yapımına başlanabilecek 14 kilometrelik gü zergâhı da şöyle açıkladu "«Yenikapı Beyazıt E 1 freHİçr NE'GÜZELDÎR Kemal ÖZER 11Ikokulu bitireceğim yıl, yaşantımızda yeni bir değışiklik başgöster di. Babam benimle ilgıli bir kararını açıkladı durup dururken. Artık büyümüştüm. Kendisi gibi ışçi olmamalı, mutlu yaşatnak için ticaret yapmayı ögrenmeliydim. Yitirilecek^y.akit % yoktu. Okumayı sürdürürken, bir yandan da ahşveriş ilişkilerinde iyice pişmeliydim. Ne düşündüğümü sormadı bile. ilk iş olarak çar şıya gitti ve bir kilo boyalı şeker aldı bana. Kanısına göre, en küçük alışverişle başlardı ticaret. Ben de bu şekerleri bir kavanoza doldurmalı, okul saatleri dışında bizim sokağın çocuklarına satmahydım. ilk yapacağrm, kollan sıvayıp bir kilo şekerın kaç tane geldiğini say mak, kaç kuruşa satarsam kazanç sağlayacağımı bulmaktı. Utancımdan yerin dibine geçiyordum. Nasıl olur da «Benden şeker alın» derdim arkadaşlanma? Araya anneml sokup vazgeçirmeye çahştım babamı. Ama boşuna. Kararı kesindi. Sonunda içi boyaiı şeker dolu bir kavanozum oldu. Bir de pinl pınl kaşığım. Okul dönüşü çantamı bira kıyor. kavanozumla kaşığımı alıyordum elime. Hangi oyunu oynasak elimde onlar oluyordu. Kavanoz kırılmasın dive bırakamıyordum bir yana. t ^^ p Sonunda annemin dediği cıktı lan evimize gelen adamla ortak olacaklardı. Bunlan söylerken görmeliydiniz, gözlerinde kurnaz ışıltılar doleşıyordu. Sanki başanlı olmuştu da geUri bir anda artmıştı. Annem diretti. Eldekl pa rayı batıracağını, dımdızlak ortada kalacağımızı söyledi. Aralarında oldukça büyük bır tartışma patlak verdi. Babam da geleceğimtei" 4üşündüğünü. emekli aylığının artan giderlere yetmediğini söylüyordu. Ilkokulu bitirdiğim yaz, yaşantımızm yeni dönemi başlamıştı. Artık bir ortağımız, bir de dört tekerlekli arabamız vardı. Sabahlan erkenden kalkıyorduk. Belimize önlükler ku şanıyorduk. Hal'e gidiyorduk. Karpuz almaya. Sonra arabayı ite ite o sokak senin bu sokak benim dolaşıyorduk. Şaşıyordum. çünkü tüm olan bitene kısa surede alışmıştım. Babamla ortağı utanıyor, bafeıramıyorlardı örneğin. Ben çoktan ahg mıştım bağırmaya: «Kesmece bunlaaar!> Avuçlarımda nasırlar çıkmıştı. Utanmıyor, tersine hoşlanıyordum ellerimin nasırlı ol masından. Kaygı veren tek şey, uzaktan geçen bir tren sesinin kulaklanmıza çarpmasıydı. Babamın yüzünü ariyordum hemen. Gözlerinde bir pişmanlık, bir özlem, bir düşkınkhğı görecek miydim acaba? Sonunda annemin dediği çîktı. Eldeki para suyunu çekti. Yaz biterken ticaret yaşamımız da sona erdi. Önce ortağımız or»alarda görünmez oldu. Sonra arabamızı vo^ pahasına elden çıkardık. IRKAÇ aydır uzak kaldığım arkadaşlara yeniden kavuş tum. Artık kapı Ön lerinde oynamıyorlardı yal nızca. Alıp başlannı Yenikapı tren durağına, cambaz oynayan'uzak arsalara. denız kıyisına hıle Kidiyorlardı. Onların vaşantısı da değismişti yanı. Yeniden aralanna kanstığım ikinci ya da tiçüncü gündü. Birlikte Yenıkapı'dan dönüyorduk. Bostanlann önünden geçerken içimizden bin. «Hiç böylesini gftrmemistim, surava bakm çocuklar!» diye haykırdı. Bostanlardan birindeki kor kulufi^ı Kösterivordu Göz lerime inanamadım. Korku luğun üstünde, hiç de eski görünmeyen bir deri ceketle şapka vardı. Ceketin yakalannda ve şankanın alınlığmda san madenden küçük lokomotifler parlıyordu. B MARMARA 74 yıldır yapılan çalışmalaruı sonunda Îstanbul metrosunun ana battı Yenikapı 4. Levent arasında bellrlendi. tş, temelinin atılmasuıa geldl.. Ama ne zaman? parriKA VEÖTESİ Mehmed KEMAL Nereden Sevdim dîyemezdik. Aramızda adı, ya üstat, ya da Aka Bey'di. Dilimız öyle alışmıştı. İlk tanıdığımda Dıkmen'de otururdu. Son yıllarında Keçiören'e taşmmıştı. Dikmen'deki yaşamına bir öykü havası katarak Ahmet Muhip şunları anlatır: «... Dikmen'de, oturduğu bağ evinin kuyusu yakınında kocamış bir yılanla dost olmuş, bu güçten düşmüş sürüngeni sofra artıkları ile bir zaman beslemişti. Aka ile o kadar alışmış kt hayvan, öyle de insancıllaşmış ki bir zaman sonra bahçelerin haşarı çocuklarından bile kaçmaz ve onlara dokunmaz olmuştu.» Bir öğleden sonra Avukat Arif Avcı o da rahmetli oldu ile üstadı, Cihan lokantasındaki kebapçı Rıza'ya götürmüştük. Karpiç'ten çıkmış, bastonuna dayana dayana dükkana kadar yürümüştü. Oturduk bir şey yer, birşeyler içerken, tenha dükkanda garson Bekir tanburu ile bir şeyler çalmaya, hafif hafif bir şeyler söylemeye başladı. Bir de baktık ki, Aka Beyin, her biri birer küçük mavi boncuk tanesi gibi olan gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Bir anlam veremedik ama, duraladık, bekledik. Bekir, «Nereden sevdim o zalim kadını diye başlayan bir şarkı söylüyordu Bitmesini bekledik. Neden sonra Aka, gözlerini sildi: •Çok eski bir anı,» dedi. «Bilir misiniz bu şarkuıın sözleri benimdir?...» Bilmiyorduk. öğrendik. Bir dörtlüğünü buraya aktarayım: «Nereden sevdim o zalim kadını / Bana zehretti Iıayatın tadını / Söylemem sormayın asla adırn / Bana zehretti hayatin tadını..» Sormayın adını dediğine göre biz de Aka Beye sormadık. Yalnız. ıkinci dörtlükte, «Yeniden Şişli'de şişlendi gönül» dediğine göre. Şişlili bir hanımefendi olacaktır. Lokaller, lokantalar, şimdiki adıyla restauranflar sadece verdikleri yemek ler, etleri balıkları ile değil, oraya gidsn ünlü ve önemlı müşterileri ile de de ğerlendirilir. Sadece yemenin. içmenin adını anmak olmaz. Bilir misiniz, bir zamanlar ünlü ak tör Raşıt Rıza, Hazım Körmükçü de bi rer lokanta açmışlar, zamanın ünlüleri oraları doldurmuştur. Raşit Rıza'nın yeri, Hazım'ın yeri denirdı. Bu arada, Ankara'daki Kalem lokaıı tasını da anmamak olmaz değil mi? Mimarlık, sinema eleştirmenüği, rehberlik, yazarlık, yemek uzmanhğı gibi, daha bilmediğim on parmağında nice beceriler bulunan Atilla Dorsay, «Ağız Tadıyla» başlığı altında yazdıkları ile olumlu. olumsuz ilgıleri kişiliğınde toplamıştır. Ankara'daki Karpiç'in bir uzantısı olan Sureyya, Istanbul'a taşındıktan sonra yenı bir üne kavuşmuştur. Süreyya, Ankara'da Kızılay'da, şimdi bir bankanın bulunduğu eski bir apartmanın bodrumundaydı. Yemek de verirdi ama. daha çok yemek sonralan gidılen bırkaç kadeh içki ile müzik dinlenebilen, dans edilebilen bir lokaldi. Zaten Süreyya da boyle bir gereksinimi karşılamak ıçm açtığını söylüyor. Düşünüyorum da, Süreyya Karpiç'in yerıni alamadığı gıbi, Süreyya'nm da, daha sonra açılan lokaller verim alamadı. Istanbul'daki ise Istanbul'a özgü bir yerdir. Karpiç'in barı çok unlü insanı banndırmışür. Ancak, bıtimme yakın. barda, girince köşede. dıptekı yuvarlak masa. Aka Gündüz, Nurettin Artam, Ahmet Muhip Dranas ve bırkaç yakın dostun malı gibıydi. Buraya ne zaman girilse gözler bu gedikli müşterileri görürdü. Ötekiler gehp geçici gibı geliyor bana... Peyami Safa, Aka Gündüz'le Karpiç'in kuçuk salonunda yaptığı konuşmaların tadma doyulmadığını anlatır. «Asıl edebiyat tarihini yapan, fakat onun içinde yer almayan toplantılar ve tutanaklara geçmemiş konuşmalar... Öyle ki insanda ölünceye değin kökleri kalır...» der. Karpiç'in gerilere doğru gidildiğinde elbette çok canlı anıları vardır. Bizler, kendi yaşadığımız, algılayabildiğimiz gunler ve yılları bildiğımızden, bu lokal, dalıa çok Aka Gündüz gibı görünür. Nitekim üstat Nadir Nadi de o yılları yazarken Aka'dan söz ediyor, bir tür bızım gibi görüyor. Bir çok kişi gelirdi, gelmez olur mu? Ama o köşe Aka köşesiydi. Ahmet Muhip Dranas, Aka'nın ölümü üzerine yazdığı yazıda, «Yaş kırkı aşalıberi yaşama tarlamı.» diyor. «Bir ucundan ölüler ormanı basıyor.« Kişi yaşlandıkça bir çok ölüler ormanin karanlığı içinde bocalar. Biz Aka'ya, yaşıtları gibi Akagündüz Bey En zoru, geceleyin baba ma ne yanıt vereceğimdi. Kaç şeker sattığımı sorduğu vakit ne diyecektim? Ticarete alışmaya myetim olmadığını mı? Bu işe başından beri akh yatmayan annem yine yardımıma koştu. Önce harçhğımı arttırdı. sonra da bu harçlıkla kendimden her gün biraz şeker almamı önerdi. Yani babam sor duğu vakit. şu kadar sattım diyecek, bunun karşılıgı olarak kendi Daramı gösterecektim. Uzun sürmez. nasıl olsa babam bu işi Izlemekten vazgeçerdi. ÖYLECE kavanozumdaki şekerlerden her akşam birkaçını aramızda B Cumhuriyet Gazetesi Yazı Işleri Müdürlügüne Gazetenizin 28/Mayıs/ 1982 tarihli nüshasının 8. sahifesinde Türkiye'nin kal bi Ankara. başlıgı altında Mehmet Kemal admdakl yazara aid yazıda şahsıma atfen hikaye edlldiği belir tilen ve Ankara'nın en eski ve köklü ailelerinden olup, Büyük önder Atatürk'ün en yakın milli mücadele arkadaşlarından ve Türkiye Bü yük Mtllet Mecilsinin l.'nci den itibaren 5. dönem milletvekillerinden rahmetli Şakir Kınacı ve oğlu merhum Zlya Kmacı ile ilgill kısımlar tamamen gerçeğe aykırıdır. Ben bu seçkln ve şerefli aile hakkında böyle bir hikaye anlatmadım. Bu sebeble işbu tekzlb ya zımın saym gazetenizin ay nı sahlfe ve sütununda ay nı punt harflerle yayınlanmasmı rica ederim. Saygılarımla Paskal TÖRENEt Resım restorasyonunda sürekli çalışacak eleman aranryoı KurtulujCad 191/B Sınemköy Te) 40 47 83 BATI KLİŞE Dost ve müşterilerinin Bayramını en iyi dileklerle kutlar. EROL BATI pay etmeye başladık arkadaşlarımla. Ben sıkıntıdan kurtulduğum için rahatladım, babam da benı ticarete alıştırdığmı ^andığı için. Ne var ki, annemin beklediği olmadı. Aradan epey zaman geçti, babam bana ticaret yaptırmaktan vazgeçmedi. Üstelik şeker satmayı becerdiğimi görun ce ileriye doğru bir adım daha attı. Pazaryerinde hn yar satmam için sergicilerin arasında küçücük bır yer sağladı bana. Eve elinde bir sepet hıyarla geldiği akşam kendimı tutamayıp ağlamaya başladım. Hıyarlan sattığımı söyleyip bu yalanımı harçlığım la örtemezdim artık. Okul dönüşlerinde çanta mı bırakıyor. bu kez elime tutuşturulan bir sepet hıyarla pazaryerine vollanıyordum. Sepet önümde, oturuyordum öylece. Kimse dönüp bakmıyordu bile. Bakmalan için ben de her hangi bir çaba harcamıyordum dogrusu. Yalnız arasıra biri gelip «Hıyarlar kaça?» diye soruyordu. Be nimle pazarlık etmeye kal kıyordu. Sonradan, beni denetlemek için bu kişileri de babamın gönderdifini öğrendim. Tek umudum beceriksiz liğime karar vermesiydi. Hiçbir şey satamadan dönersem elbet sürekli zarar onu vazgeçirecekti bu tica ret serüveninden. O günü iple çekiyordum. Ne yazık ki umudum ger çekleşmedi. O zamana kadar görmediğimiz biri gelip gitmeye başladı eve. Yemekten sonra babamla bir köşeye çekiliyor, baş başa konuşuyorlardı. Annem tedirgin olmuştu, surat asıyordu. Bir şeylerin hazırlandığmı sezmiş olma lıydı. İR süre sonra babam baklayı ağzından çıkardı. Emekliye aynlırken aJdı ğı topiu parayla ticaret yapacaktı. Akşam B B Kafamda beliren soruyla eve koştum. Korka korka açtım gömme dolabı. Babamın cekPtiv'e şapkası yoktu askıda. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle