19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER mesl bulunan bu Urünle zeytin Uretieilerinin söz konusu tarım dalında yaşamlarını sürdürmelerl olanaksızdır. Pındığm ülkemiz ihracat değeri içindeki payı % 12 dolayındadır. TUrk sanayiinin topîam ihracat değeri içındeki payınm % 22 dolaylarında olduğu snımsanırsa fmdık üretiminin ülke ekonomısi açısından önemı daha da belirgınleş;r. Fındık üretiminde de hektar alana düşen kilogram verımın 1964'den günümüze kadar önemli değişmeler gosfermedigi gözlenir. Sabit demlebilecek bir venmle çahşan fındık üreticisinın bir kilogram fındık satışından eline geçen satın alma gücu 1975'c kadar 1965 düzeyının altmda kalmıştır. 1978'den sonra hafif dalgalanmalar gfistererek azalan bir trendle günümüze kadar gelinmiştir. tnCelediğimiz bu ürünlerin ülkemizin toplam dışsatım (ihracat) değerf içindeki payı % 46,5'dur. Türkiye'nin diş satımmm reel olarak artması, ülkemlrin endüstri toplumu a$amasmd geçmesi devletin özendirict elinın çiftçinin i'zerinde olmasıyla ve onları tum gücüyle desteklemesivle olanaklıdır. Oysa bugun durum tersine dönmüştür 24 ocak 1980 kararlarıyla devlet riesteği büyuk ölçüde tarımın uzerinden çeküıp tüccara kaydınlmıştır. Artık üretici değil, ürünü pazarlayan dışsatımcı desteklenmektedir. Tanmsal gırdiler üzerindeki devlet sübvansiyonunun kaldırılmasıyla 197R'de 110 kuruşa alınıp topraga atılan en ucuz gübrenin fiyatı 15 kat artmıştır. Tanmsal ilaçlarda, akaryakıt^a, toliumda durum tarktı değildir. Türkiye gibi az gelişmiş bir ülkede çok smırlı ölçülerde kaîan devlet sübvansiyonunun üreticirlen tüccara Ektarılmış olması 1982 vıHnm gerçekten bir mucize yılı olacafemı göstermektedir. Türkiye devlet sübvansivonu bakımından Batı Avrupa ülkelerı arasında son sırada ver almakta VP 1979 vılında devlet sübvansiyonlarmın Gayn Sâfi Milli Hasüaya oranı % 1.2 dolayında Kalmaktadır. Enflasyonu aşağıva çekmek için 24 ocak kararlarıvla olabildiğince düşük düzevlerde tutulan taban fiyatlarına karşı çok vüksek fiystlarla girdi almak zorunda bırakılan çiftçlmlzın Bnceki yıllara göre daha az girdi kullanması ve toprakîannı Uretimden çekmesi doğal karşılanmalıdır. Türk çiftçisi 24 Ocak kararlannın faturasmı çok aüır ödemektPdlr Ciftçimizin bu güçlükler\ hangi noktava ksdsr frrtSüsIeveregin! bilemiyoruz. Btldigimiz bu gtdisle Titrk tanmının Türk halkını beslevemeyeeek duruma düsebileceğidir. Toplumun öteki kesımleriyle (işçi, memur, esnaf vb.) ilgıli testl«rimizi bir baçka yazıda sürdüreceftiz 19 TEMMUZ 1982 T ürk ekonomisinl toplum kesimleri açısından yeniden de&srlendlrmek ve gelişmelerl zaman içinde irdelemek kaçınılmaz bir görevdir. Bu görevi yerine getirmeye çalışacağım, Ekonomide Durum Ooç. Dr. Erdoğan SORAL 1973 de 356 krş.1 kütlü pamuk real fiyatları 1963 yılı fiyatmm tizerine çıkablliyon 1978'e kadar dalgalanmalar devam ediyor. 1978'den sonra düşme tekrar başlıyor ve bir kilogram pamuk satışından Ege'li pamuk ekicısinin elme geçen satın alma gücü 1963 düzeyıntn çok gerisinde kalıyor. Fiyat cephesinde ortaya çıkan bu gelişmelere karşın acaba ortalama verimdekl değişmeler n» oluyor? Ege Bölgesi'nde 195960 kampanyasmda sağlanan hektar alandakl ortalama verım 403 kg'dır. Ve bu verim dünya ortalamasırun üzenndedir. (303 kg.) 15 yıl sonra Ege'de verim 830 kilograma çısnvor Dünya ortalamasının üç katı büyüklüğündekı bu verim, Ega pamuk ekicisinin modern teknoloiiyi algılamada gösterdiği büyük başanyı vurguluyordu. Ege pamuk çiftçisi modern Kirdilerl (gübre, tohum, ilaç vb.) büyük bir beceriyl9 kullanmaya başlıyordu. ÜreHm organizasyonunu düzenlemede va ileri teknolojiyi u^gulamada Dünya pami'k ekicilerine örnek olacak mtelıkl p re sahip olcVugvunu kanıttıyordu. Fiyattan yitlrdigini verimde sağladıpı artışla dengeliyor, gftnenç (refah> düzeyini »rtırabiliyordu. Bu sonuçta 1980 yılına kadar Devietin uyguladığı akılcı sübvansiyon politikasmın katkısı btiyüktür. Üreticive düsük fiyatla satılan çiibre, tohum, ilaç vb. girdiler pamuga, buğdaya. susama, fmdiga dönüşüvor, Devletin özendirici el'"i sırtıpcîa gören Türk çiftçisi en mutlu yıllannı 196080 döneminde yaşıyordu. Acaba Çukurova'mn pamuk ekicllsri ne yapıyordu? lına kadar Devletin akılcı sübvansiyon polîtjkası ile hem kendilerlnl hem de TUrk ekonomısmi daha büyük dar bogazlara düşmektan kurtarabilivorlar. Türk toplumunun en büyük kesımîni çiftçiler oluşturmakta, milli gelirin göreli olarak taüyük kısmı tanm kesiminde yaratılmaktadır. Tarun kesimi çok sayıda küçük çiftçi ailesmöen oluşuyor. Küçük çiftçi tanmsal üretimini kendi ya da başkasmdan kiraladığı toprak üzerinde, kendi araç gereçleriyle ve çoluk çocuğunun emeğiyle gerçekleştiren çiftçıdır. Yoğun bir çalışmanın sonunda elde edilen ürünün satışından üretimde kullanılan ara mallannm (gübre, ilaç, tohum vb.) değerıennin düşülmesiyle bulunan ve çiftçinin eline geçen para onun yılhk gelirinln büvük kısmını oluşturacaktır. Onunla ailesinin yaşamını sağlayaoak, onunla geleoek günlerin acı, tatlı olaylanm göğüslemeye çalışacaktır. Çiftçinin yıllık geliri ne kadar yükseksa gönenci o kadar büyüktür. Yıllık geliri bir yıldan öbUrüne ne denll artıyorsa çalışma ve Uretme güdüsü o kadar artıyor demektir. Yıllık gellriyle satm aldığı tnal ve hiasmet miktarının bir yıldan öbürüne artması onun yarınlarına olan güvenini güçlendirecek, çağdaş üretim organizasyonuna geçişini sağlayacaktır. Acaba bu söylediklerimiz çiftçilerimız açısından ne Ölçüde geçerlidir? Türk çiftçisinin reel gelirl ( (satın alma gücü) yıllara göre artmış mıdır? Artmışsa nasıı ve hangl nedenlerle artmıştır? Artmamışsa nedenleri neleruir ve ne yapmak gereklr? Bu sorulan yanıtlamak TUrk ekonomisinin geleceğini tcst etmek demektir. Duygularla mantığı, hayallerle gerçeği birbirinden ayırmak demektir. Durumu geleneksel dışsatım (ihracat) mallanmızı üreten çiftçilerimiz açısından test edelim. Ülkemizin pamuk üretilen iki büyük bölgesinde pamuk çiftçllerinln reel geHrlerindekt değişmeleri yıllar îtibariyle înceleyelim. Bu iııceleme pamuk fîyaUarıyla, hektar alanda pamuk veriminde gözlenen gelişmelerin test edllmesiyle yapılabilir. Pamuk çiftçisinin blr kilogram pamuk satışından eline geçen reel fiyatın (satm alma gücünün> yıllara göre gösterdiği değişme ne olmuştur? Pamuk üretimlnde bir hektar alandan elde edilen pamuk miktann da (ortalama verim") yıllara göre ne gibi değişmeler gözlenmlştir? îlk testi Ege Bölgesinin pamuk üretiolleri üzerlnde yapalım. 1963 yılı 100 kabul edildiğinde Ege Bölgesi'nde kütlü pamuk sablt alım ftyatisrı şöyls bir gelişme gösterlyor: 106370 yılları arasmda Ege pamuk eklcisinin bir kilogram kütlU pamuk satışından sağladığı satın alma gücll sürekli olarak düşüyor. 197074 arasında sabit fiyatlarda bazı dalgalanmlar görülüyor. Ne var ki 1974'e kadar sadeoe iki yıl (1971 de 243 krş. Çiftciler Karadenizli Fındıkçılar... Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ O n e l Yaytn Müdürü: Müessese Müdürü: Yazılşlerı Müdürü: Bı*an v« Yayan HASAN C E M A l EMİNE UŞAKUGİL OKAYGÖNENSİN Cumhurlyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Posla Kutusu: 24R ISianbul Tel: 20 97 03 (S Hat) İncir, Üzüm, Zeytin Üreticileri.. c 1 Egeli Pamukçular.. Ü'.kemiz toplam ihracat değerimn yafclaşık o 1,5'ğunu olusturan bu üç tarımsal ürünumü zun durumu, ele aıdığımız zaman serisi içinde duzelmek bir vana gıderek Taozulmakta ve 1930' de uygulamaya konulan 24 ocak kararlarıyla bu "Urünlerı yetiştirmekten vazgeçmenin eşıgine gelinmiş bulunmaktadır. Durumu ürünler ittbariyle inceleyelim: tneir üretimindeki gelişmeler dünya tncir üretimmde meydana gelen değışmeler yönunde gerçekleşmiş, 1959 67 vılları arasında Dünyadaki ve Türkıye'deki mevva veren ağaç sayısında buna koşut süreklı azalmalar gözienmiştir. Ege bölgesinde de durum farklı" degildir. 1967 yılmdan başlıyarak meyve veren agaç sayısı azalmakta, ağaq başına ortalama verimde ciddı aruşlar sağlayamayan incir Ureticlstnin bir kilogram incir satışından elde ettiğı satm alma gücü 1171 yılına kadar 1965 yılı duzeyınin altmda yürümüştür. Bundan sonraki yıllarda sağlanan goreli gelişmeler incir üreticisini tatmin etmemiş, Ege bölgesindeki incir tarımı can çekişir hale gelmiştir Çekirdeksiz üzüm Uretiminde dp durum t'arklı değüdır. Olava bağrılığa ayrılan alan açısmdan bakıldıgında Dünyar Çukurova'lı Pamukçular.. da, Turkıye genelinde ve Ege bölgesinde Önem196162 kampanyasında Çukurova hektar a li değişmelenn olmadıgı görülur. 1960 yılmdan landa 260 kilogram olan ve Dünya ortalaması günümüze kadar belll bir sımr içinde dalgaiannın gerisinde kalan ortalama pamuk verimi 13 malar göstarmekle bareber sürekli bir verim yıl sonra 510 kilograma ulaşıyor ve Dünya or artışı sağlanamamıştır. Verimdeki bu kararlıtalamasmın iki katına çıkıyordu. Bu verün ar lığa karşılık Ege üzüm üreticisi sattığı bir kilo tışı Ege'de olduğu gibl Çukurova'da da pamuk çekirdeksiz üzümden 1964 yılında 233 kuru%.iuk çütçislnto yüzünü güldürüyor, Çukurova çiftçtsatın alma gücü sağlarken 1973 yılına kadar bu si de fiyattan yitirdlğinl modern girdileri (güb düzeye hiçbir zaman ulasamamıştır. 1973'den re, tohum ilaç vb. kullanmada gösterdiği ba sonra yılhk dalgalanmalar gösteren üzüm Uretişan, üretim organizasyonunu düzenıemede ka cisinin satın alma gücü 1978'den sonra iylee nıtladığı becerisiyle karşılayabiliyordu. Çünkti bozulmuştur. Ege zeytlncilerinin durumu üzüm 1963'de 100'e eçit olduğu kabul edilen bir kilog culerden de umutsuzdur. Artmayan agaç başıram kütlü pamuk satışmın reel fiyat' 197S yılı na verime karşılık bir kilograrn zeytmvağı sana kadar bazı dalgalanmalarla süreırii düsüş tışından sağlanan satın alma gücü küçük daller gösteriyor ve hiç bir vıl 1963 düzeylne çıkagalanmalarla düşme eğilimi göstermekte zeytin mıyordu. İ978'den sonra durum daha da bozu üreticisi artan girdi masrafları karşısında ürüluyor. Bir kilogram pamuk satışımn Çukurova nünü toplayamayacak duruma gelmiş bulunçiftçisine sağladığı satm alma gücü 1963'un çok maktadır. îki yılda bir kez alınan ve tam ikagerilerinde kslıyor. Çukurova'lılar da 1980 yı SONUC: • ANKARA:KonurSokakno. 24<4 Yenijehir Tul: 17 5f 25i7ö866lclare. 18 33 35 • İZMİR: Halit Zlya Bulvarı No: 65/3 Tel 2 5 4 7 0 9 1 3 1 2 3 0 • AOANA: Atııturfc Cadd»»l. ı ürK Hava Kurumu l»h«nı Kıt 2/3 T«l. 14 55019 731 TAKVtM ÖONEŞ ÖĞLE 13.2(1 İKINDİ 17 18 AKSAM 20 37 YATSI 22.33 3.29 5.42 (Cumhuriyet 19 TEMMUZ 1932 CEMÎYETÎ AKVAMA GÎRDÎK CENEVRE 18 (a.a) Cemiyeti Akvam Büj ü k MecHsi Türkiye'nin Cemiyeti Akvama kabulüne ittifakla karar vermiştir. 43 devletin de ittifakla kabul ett.iği karar sureti aynen şöyledir: « Cemiyeti Akvam Meclisl azasından olması ictn kendislne vuku bulan daveti kabul etmiş olduğunu kavdeden Cemiyeti Akvnm Büyük Meclisl. Türkiye Cumhurivetinin misakın blrincl maddesinde bellrtllmiş olan şart ları yerine getirmlş olduğunu müşahede ede rek TUrkiye mümessiHnl cemlyettn ştmdlki toplantı devreslnde ça lışmalara katılmaya da vet eder» Bu tekllften sonra açılan görüşmelerde hiç klmse söz almadıftmdan oylamaya geçHmiş VP TUrkive'nin MIHetler Meo.lisine Rirtşl H.t.lfalcla kabul edtlmistlr. ÇVİT HflVİR OKTAY AKBAL okıırlardan... Bir Kavsak Noktasında.. Deniz kirliligi ve bir elestiri Saym Beledlye Baskanı, 5. VII. 19B2 tarihli HUrriyet gazetesinde yalılardan denize çöp atılmasının önüne geçilemediği için deniz kirliliğinin de önlenemediğine Jlişkin beya natımzı üzüntüyle okuduk. Ü zUntümUzUn kaynaRı, bir Bele diye Başkanmın şehrinln böyle sine göze görttnen bir sorunu nu nasıl olup da yanlıs yorumlayabileceğl idi. Olayın «er çegini 26 yıldır deniz kenarında bir evde yaşayan ve sevgi li Boğaziçi'nin nasıl mahfoldu ğunu her bakımdan çok iyi bi len bir doğasever olarak anla tayım izninizle: Bîz çöplenmizl sürekli denize atmaktayız. Bundan sene ler önce de olduğu gibl iki yıl önce bir gün Belediye me murları evimize gelip bundan sonra çöpleri bidonlarda muha faza etmemizi, haftada iki kez gelecek olan çöp kamyonları nm bu artıkları toplayacağını söyledi. Kendilerine bunun çok kısa süreli bir karar olacağmı, yıllar önce de aym uy gulamanın yapılmaya çalışıldı ğını ama arkasmm gelmediği ni belirttiğimizde bize, bu sefer ceza bile kesileceğini, çöpçUlerin kesinlikle geleceği ni söylediler. Tabii ki iyi bir uygulama bizler gibi iyi hlzmete özlem duyan hemşeh riler için gene de bir umuttu. Söyleneni derhal yapıp bir bi don aldık ve haftada iki gün birikenleri almaları için kapı ya bıraktık. Bu denli ciddî ola rak yapılacağı söylenen is ancak iki hafta sürdü. Çöpier birikip gelen giden olmayın ca özel talimatı ile ertesi gün çöpçüler geldi. (Tabii bu saflyane titizliğin baskalan ta rafmdan da gösterildiğinı hiç ummuyorum.) Takibeden hafta da da tekrar telefonla çöpçü gelmesi sağlamnca isin asıl du rumu ortaya çıktı: Belediye ya hlardan çöp toplamaktan vaz geçmişti. Üstelik verdiği sözü tutmadığı için küçtik düşerek. O zamandan beri bize çöpçü uğramaz. Biz ise sadece orga nik artıkları denize atarak hiç olmazsa bu kadarcık blr tedbir alabilivoruz. Pakat biriktir diğimiz naylonlan da ne vapacağımızı bilemiyoruz. Ge,çen hafta rica minnet bir kamyon uğrayıp aldı. Öu hafta ise B. Şube Müdürünün talimat vereceğine dair temi natına rağmen kimse çöplerimı zi almadı. Şimdi soruyorum: Sız olsanız ne yaparsınız acaba? Acaba bizim gibi dogayı koruma konusunda çalışan bir ailenin dışında diğer yalı sahiplerinden böylesi bir duyarlı lık beklemeye hakkımz var mı? Bu konuda önereceginiz çözüm yolunu merakla bekle yecegim. Beyanatınızdakl yamlgının ikinci bir yönü daha vardır: De nizi asıl kirletenler evlerden yı yecek artıkları atanlar değildir. Bunlar sulardaki canlı yaşama larına kimyasal artıklar kadar zarar vermezler. Oyss marot ya da sintine yağlan sulan o nanlmaz biçtmde mahvetmekte dir ve hergün bunlann tonlar cası gemilerden ve fabrikalardan denize bırakılmaktadır. Şu sırada denizin yüzünde bir tek çöp olmamasma ragmen sathı rengârenk yağla kaplı. Bu da muhtemelen Çubuklu'ya petrol almaya gelen Şehir Hatlan ge milerinden (ki bu Kemilerdegö revlilerle yaptığım sohbetlerde sintine yağlarını denize boşalttıklarını bizzat kendileri söylediler), Paşabahçe Koyu'nda bağlı sivil ya da asker! gemilerden, İstinye tersanesin den salınmaktadır. Paşabahçe SJişe ve Cam Fabrikası'nm da bir bahar kalorifer depolarında ki ertıkları denîze boşalttığım kenrtim gördtlm. Ya Tekel Ba kı Fabrikasmın artaklan.. Her gün bir yadabirkaç kestdenjz,,, yüzünü kaplayan bu mazot hiç mi dikkatinizi eekmedi ki yalnızca yalıların (Belediyenin ılgi sizliği yüzünden) denize attıgı çöplerle ilgileniyorsunuz? Bu kirletmeye karşı ne jtfbl önlem ve yaptınmlannız olduğunu öğ renmek üzere telefonla damştı ğım bir görevliniz bana, yaptı gı araştırmada beiediyenm hiçbîr önlemi olmadıfeını belirt ti. Keşke yanılsavdı ama ger çek ortada. B«r Üçünciı nokta da şudur: Yeni yapılan yalıların kanalları nı denize vermeleri yasakttr. (Aeabp. bu nasıl bir yasaktır kı Kanlıca iskelesinin bir kaç yU* metre kuzeyinde belediye, bütlln mahallenin kanalmı ye• ni yaptığı, bir kanaUzasyanla denize vermektedir.) Yasağa rağmen iskân müsadesi verilen benbn bildigim R. Hisarı' ndaki blr yalı ve Kanlıca'da in şa halinde olan bir valı kanal larını borularla denize vermis tlr. Ayrıca bu inşaattaki bir kı sım molozlar denize döküldügü halde ne B. Şube Müdürü ne de Beykoz Keymakamı asla konu ile ilgilenmemislerdir. Şimdilik sizden durumu bir kez daha değerlendirmenizi ve sorunun gerçek yanma acılen eğilmenizi rica ederiz. Bizler bu şehri seviyoruz. Dogup büyüdüğümüz îstanbul'un, Boğaziçi'nin bozulup klrlenmesini tstemSvoruz. Am»ı gücümüz bireysel hudutlar için de kaldığı, kitlesal tedbirler a lınmadıfı takdirde onun mah yolalacağını da görüyoruz. Saym Başkan pesin ilginize tesekkürlerimizle savınlanmızm kabulünü rica cderiî Şahlka Kavihan (Psikolog) Hisar yolu 30 •V'. •• • Kanlıcs tstanhu! AMERÎKA'DA 11 MÎLYON tŞSIZ ATLANTtDCİTY 18 <a.a) Amerika Çahşma Federasyonu reisi M. Green kotigre tarafından açıkiartan yardimm yetersizligi sebebiyle bu kış Amerika'da yiyecek fiatlanndan do layı bir takım arbedeler çıkabilecegini söylemlştlr. Hall hazırda Amerika'da bulunan Işsizler mtktarının 11 tnllyon oldueu kendlsî tarafmdan tahmln edlunektedir. rurkiye önemlî blr kavşak noktasında... Bugün yann yenl Anayasa'mızm taslağı karsımıza çıkanlacak. Eylül'de seçmen kütükieri düzıenlenecek, ondan sonra da halkoylg,ması... Peki bu taslak üzermde tartışmalar yapılmayacak mı? Bir takım maddelerin değiştirilmesi istenmeyecek mi? Deneyimli politikacılara söz hakkı tanmmayacak mı? Yazarlann, düşünürlerin tepesinde sallanan Damoklesln kıiıcına benzeyen yasa maddelerl kaldınlmayacak mı? En başta da 52 sayılı bildirl... 1961 Anayasa'smı en çok savunanlardan biriylm. Kendl açımdan yeni Anayasa taslağınm 1961 Anaya sa'sına benzemesinl istertm. Değistlrilecek yeri yok mu? Var. Cumhurbaşkam seçimiyle ilgili konular, alınacak önlemler. Bir de Seçim yasasında yapılması gereken düzeltmeler, ön seçim denilen ve parti içi çekişmelere, düşmanlıklara yol açan kargasa... Bunlann dışında 1961 Anayasa'sı Türk ulusuna en çok yakışan blr yapıttır. Bu Anayasa uygulanmadı. 1965'ten sonra lşfiaşına gelen bir parti daha ilk gunden 'Bu Anayasa ile iş yapılamaz' diyerek karşı çiktı. tlk fırsatta bagtan basa değiştireceğini söyledi durdu. Ta 1971'e dek... 12 Mart 1971'de işbaşına gelen yönetim Ise aym doğrultuda kararlar aldı, 61 Anayasa'sınra pek çok maddesi tanınmaz duruma sokuldu. Sonra iktldara gelen partiler, liderler arasında bundan hoşnut olmayanlar çıktı. Yine tutturdular: 'Bu Anayasa bir daha değişmeli' diye... Herkes anımsar gerlsini: terör olaylan, kanşıkhklar, sürekli değişen karma hükümetler, en sonunda da 12 Eylül 1980 olgusu... Şimdi yeni bir taslak çıİtarılıyor karsımıza... Şunu söylemek isterim. ben bir yurttaş, bir seçmen olarak 1961 Anayasa'smın tastamam. eksiksiz uygulanmasında yarar gördüğüm için oyumu bu güzel Anayasa'ya uyan bir Anayasa 1çin kullanırım, ama 61 Anayasası'na hiç mi hiç uymayan, hatta yer yer ona ters düşen bir taslak benden ancak 'Hayır1 oyu nu alacaktır. 1961'de bir bölük politikacılar 'Hayırda da hayır vardır' diyorlardı. Ne var kt halkımızm büyük bir çoğunluğu 'Evef yanıtını verdi 61 Anayasa'sma... 1982 Anayasası'na halkımız ne diyecek, ilgiyle beklemeye değer... Halkoylamasına gidilirken ulus tam blr özgurlük içinde duymalıdır kendini... 52 sayılı bildiriyle siyasal eylemden soyutlanan kişiler bile halkoylamasından önce görüş ve düşünüşlerini açıklamak, halk önünde konuşmak, yazmak gibi bir görevle karşı karşıyadırlar. Bunu önleyen yasaklamalann hemen kaldınlması gerekir. Gerçek bir demokrasiye, bir özgürlük ortamına geçilmeli. tartışma, görüşme, konuşma yoluyla yeni taslak, geçen gün de yazdıgım gibi. aynntılanyle incelenmelidir. Şimdiye kadar bu taslak konusunda duyduklanmız, öferendihlerimiz ne yazık ki hiç de iç açıcı değil. Bunu da söylemek isterim. Ama taslak metnini tam olarak görmeden, incelemeden herhangi bir görüs belirtmenin de yanlış oldugu kesin... En iylsi bir kaç srfin daha bekleyelim, şu taslak karsımıza çıksın ondan sonra "evef mi 'hayır' mı demek gerek bu taslağa. onu tartışalım Ne var ki ben bir süreliğine izne çıkıyorum. Yirmı yirmi beş gün kadar yazmayacagım. Yazarlann arada bir çevre degiştirmelert. sorunlardan, konulardan kopmalan. daha dogrusu jrurt gerçeklerine 'uzaktan' bakmaları gerekir. Yarar vardır bun da .. Her gün otur yaz yaz yazl.. Biraz da durup dinlenmeli. Türkiye'nin bugünkü görünüşüne uzok tan' bakabilmeli... Yeniden buluşmak üzere, sevgilerlo... Günün i ÜSKÜDAR AMERİKAN KIZ LİSESÎ • Mektep eylülün 15'lncl perşembe günU acılacaktır. Kayıt ve kabul için agustostan itibaren salı ve cuma günleri müracaat edllmelidir. SAÎNT JOSEPH îlk mektep tahsHîni bitirmiş cocuklar İçin Kadıköyü'nde Sain Joseph lisesinde hazırlık sınıflar eylül 15'den itibaren acılacaktır. Temmuz 15'den itibaren her gün kayıtlar yapılmaktadır. Çocuk Parkını büyükler isgal ediyor Günün 24 saatinl apartman dairelerinin duvarları arasında geçlrmek ve aym havayı teneffüt etmek zorunda bulunan çocuklanmızın tek eğlence ve temiz hava alma yerlerl olan «co cnk parkları»nı son zaman larda büyükler isgal etmeye ve futbol alanı olarak kullanmaya başladılar. Merter Sitesi'nde Pruko fabrikasmın tam arkasında bulunan çocukıarın oyun alanı olan park her akşam saat 1819.00 arasında, 1920 yaşlarında 810 klşl tarafından futbol alanı ola rak kullanılmaktadır. Oerek top oynayanların, gerek topun kendilerine çarpmasından sakınan yav rulanmız oyun alanlarının dışma taşarak caddelere çı kıyor ve trafiğin tehlikesine kendilerinl atmış oluyorlar. Yetkiliierden rtca edlyoruz. Söz konusu saatlerde görevliler kontrol yaparak, çocuk parkmda büvüklerin top onyamalannı enürellesinler. Merter Saklnlerl İ L AN PTT ELEKTRONİK HABERLESME CİHAZLARI LABORATUAR VE FABRİKA MÜDÜRLÜĞÜ'nden BİRER ADET MASA TİPİ VE SÜTUN TİPİ 4 BASÜKÜ MATKAP TEZGAHI SAT1NAUNACAKTIR 1 Mtidürlügümüz gereksiniml İçin blrer adet masa tipi ve sütun tipi 4 başlıkh matkap tezgâhı kapalı yazılı teklif almak suretiyle satınahnacakttr. 2 Bu işe alt teknik ve Idarl şartnameler tstanbul Ümranive'de ünltemiz Malzeme MtidÜrlügü'nden 600. TL. bPdPİle sagianabiliı. 3 Tekliflerın geçerli olabilmesi için satınalmaya katılmak isteyen firmalann bu t§e ait şartnameleri almaları şarttır. 4 îhale 3.8.1982 cuma günü saat 15.00'de 2'nct maddede belirtllen adreste yaptlacagindan tstekliler teklif mektuplarını aynı gün en «eç saat 14.30'a kadar ünltemiz Malzeme Müdürlügü'nde bluunmasını safelamalidırlar 5 Teşekkülümüz 2490 Sayılı Kanuna tâbt olmadıgmdan ünitemiz satınalmayi yapıp yapmamakta veya diledifitne yapmakta serbesttir. 6 Tamamlayıcı bilgl 3517 35 veya 35 12 12 / 2425 numaralı telefonlardan alınanilir. (Baaın: 18430) 5193 Karayollan Genel MüdürlUğünce Ocak82'de yapılan tnşaat Mühendisliği suıavına ka. tıldım ve kazandım. Atanacağun yer bellrlendikten sonra uzunca blr zaman atanma onayımm çıkmasını bekledim. O kadar uzadı kl sonsuza kadar çıkmayacağma koşullandım. Ve nihayet Mayıs ayının son gunlerinde atama onayımın Geneı Mudüre sunuldugunu öğrendim. Personel Dairesi Başkanı bu bilgiyi verir. Atamam neden onaylanrnadı? ken aradan geçen gürüerde atama onayım bir türlü çıkmıyordu. Ne olduğu konusunu araştınrken atama dosyam Personel Dairesi Başkanı odasının en kuytu köşesinde çtkar. Başkan Genel Müdür'le görüsecegini söyler. Haziran ayının baş langıç günlerine gelinir. Atama onayımın çıkma beklentisi için deyim. Beklentimiz devam eder ken, çalıştığım Kamu Kuruluşuna atanmamın yapılması için istenen sicil özetim iade edilir. O'.umlu beklentim (!>, atanmam yapılmayarak olumsuzluk la sonuçlanır. Personel Dairesı Başkanlıgı sorumluları atanmamın neden yapılmadığı gerekçesinı belirtmekten kaçınırlar. Bu gerekçenin ns oldugunun açıklanma smı bekliyorum. Aydın DEMtR Inşaat Mübendisi Dikmen/ANKARA VEFAT Erenköylü merhume Hatice Akdeniz ve merhum Hacı Mustafa'mn kızı, merhum Aziz ve merhume Mahmure Ulaş'ın gelinleri, Rıdvan Akdeniz'ın kardeşi, Burhan Ulaş'ın eşi, Eser Hacıoğlu, Taciser Belge ve Nilüfer Ulaş'ın anneleri, Memduh Hacıoğlu, Murat Belge'nin kayınvaldeleri, Can, Ceren, Osman'ın sevgili anneanneleri Salihatı Nisvandan ^ MÜVEDDET ULAS 18 temmuz 1982 pazar günü vefat etmiştir. Cenaze 19 temmuz, 1982 pazartesi günü Kadıköy Osmanağa Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakiben Karacaahmet Mezarlığı'nda defnedilecektir. JANDARMA ^ KOMUTANLIGINDAN Jandarma Genel Komutanlıgı bünyesindekl ANKABA ve tSTANBUL Dispanserlerinde hlzmet yapmak üzere (2) kadın hastalıkları ve dogum mütehassısı öoktor alınacaktır. Devlet Memurları Kanunumın deglşlk 48'lncl maddeslndekl şartları taşıyan isteklilerin Jandarma Genel Komutanlık Personel Başkaniığına (2) vevSîkahk fotografa ilislk dilekçe İle başvurmaları ilan otunur. (Basın 189121 5198 AYDIN VE CAGI EROL TOY BÜTÜN KİTAPCILARDA AlLESl Not: Çelenk göndermek isteyenlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmaları rica olunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle