23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 HAZİRAN 1982 Cumhuriyet 9 GÖZLE (Baştarafı 1. Sayfada) mış ve dosya, Sayıştay Üçüncü Dairesl kanah ile Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na gönderllmişti. Bu dosya, Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nda hazırlık aşamasında işlem görmektedir. Olayı kısaca özetleyelim: thbar konusu olay Kardiyoloji Kliniği'nde yatan hastalara tedavi için gerekli olan ilaçtan fazla ve farklı ilaç yazmak ve bedellerini hastalardan almak yolu ile yasadışı bir «stok» oluşturmak, biçiminde özetlenebilir. Bu ilaçların doktorlar yerine yetkili olmayan başhemşire tarafmdan yazıldığı. oluşturulan ilaç stoku ile ilgili kayıtların tutulmadığı da ihbar sonucu yapılan soruşturmalar sırasmda ortaya çıkanlmıştı. Saptanan bulgular arasmda «tedavi paralan devlet ya da kurnmlar tarafmdan ödenen hastaların seçilerek, hastalara verllmeyen ilaçların parasının devlete ödetilmesl» gibi olaylar da bulunmaktaydı. Konu İle ilgili olarak verilen blllrkişi raporunda, «Hasta tabelalan ile tedavi takip flşlerlnln blrblrlni tntmadığı, basta tabelalan ile hastalar içln eczaneden çekilen ilaçlann hastalar için mutad ve maksimum dozlarmm üzerinde bulundugu ve kullanılması özel şartlara tâbi olan uyusturucu ilaçların kullanılması hn htısuslann gözönünde bulundurulmadığı» belirtilmiştir. Yapılan lncelemeler sırasmda aynca «Tıp Fakültesl Hastanesl'nde ve digrer ünitelerde hiçblr demirbaşa ait demirbas numarasınm demlrbaş esyalar üzerine konmadıgı» da saptanmıştır. Bütün bunların suç olup olmadığı, suç ise, bu olaylarm klmlerln sorumluluğu altında yapıldıgı, Ankara Cumhuriyet Savcılıgı'mn yürüteceği soruşturma sonunda «kesin hiikme» baglanacaktır. Bu ytizden olayın «yarmya illşkln» bölümfl ttzerinde simdlden herhangi bir yergi ya da yargı sahibi olmak istemiyoruz. Üzerinde durmak istedlğimiz konu olayın yargısal aşamalan degll. olaydan sonrasma rastlayan «Idari» gellşmelerdir. Bu olay nedeniyle, birçok öğretim üyesl, yardımcısı ve personel tanık olarak dinlenmişlerdir. Bunlar, gördüklerini, bildiklerini, olduğu gibi anlatmışlardır. Bu öğretlm üyelerî, yardımcüan ve hastane personeli. yarm Savcılıkta ve ceza mahkemesinde de tanık olarak ifade vereceklerdir. Bu yüzden, bu tanıklar ile kürsü yönetlml arasmda bazı sorunlar çıkabllir. diye düşünüyoruz. Kürsü yönetimi ile tanıklık yapan öğretim üyesi, yardımcısı ve hastane personeli arasmda, söz konusu olay nedeniyle sürtüşmelerin dogması doğaldır. Kürsü yönetimi, elbette. bu olaydan tedirgin olacaktır. Tedirgin ormakla yetlnmeyecek, eldeki yetklleri, bu kişiler hakkmda pek lehte kullanmayacaktır. Bu. insan doğası gereğldir. Böyle birtakım olaylar kulağımıza gelmls bulunuyor. O zaman sorarız: Olay nedeniyle tanıklık yapanlar. olaydan sonra ne gibi işlemlerle karşılaştılar? Kardiyoloji Kliniği'nde, yukarıda kısaca özetlediğimiz olaylar olduysa, bundan sonrasını çok iyi izlemek gerekir. Kim. ne yapmış? Kimler neler yapıyor? Tanıklar kim? Sanıklar kim? Ve olay ne nitelikte bir olay? Kimler, niçin başka kliniklere gönderillyor? Hangi personel, ne gerekçe ile istifa edlyor: ya da istifaya zorlanıyor? Bu soruların kestirme yanıtı «ideolo.üktir efendirri» biçiminde olabilir. Konu «kriminolojiktir» diyemiyoruz ama biraz «farmakolo.iik» gibi geliyor bize... Yanl. ilaçların etkisi ve kuüanılışıyla ilgili! Bonn'da hedef görüs farklarını törpülemek (Baştarafı 1. Sayfada) derdlne dönüştürmek» istemiş, basan sağlayamamış, sonunda da «önemli görüs ayrılıklan» belirmiş. Gerçi, görüş aynlıkları bugunün sorunu değil. ö r neğin, ABD açısından Carter yönetimine dek uzanıyor. Ne var ki, günümüzde artık bir birikim yapmış olan görtiş ayrılıklan «Uluslararası clddi sorunlar» dizisinden ele alınıyor. îşte, NATO'ya üye ülke liderlerinin Bonn'da bir araya gelmesi, «birikmi? «orunlara çözüm bıılmak ntnudunu» taşıyor. Ancak,'hemen vurgulamak gerekir: «Sadeoe uroudunu taşıyor». Kimse, pek »çözüm» beklemiyor. Çünkü, sorunlar çok boyutlu. Peki, neler bu sorunlar?.. 1 Silahsızlanma sorunu: ABD'nin geçen dönem Başkanı Carter «eldeki süahlarla yetinmek mümkün, onun için silah lanmaya paydos», diye bir öne ri ortaya atnuş ve NATO içinde belli bir süre «SUahlanma» konusuna dokunulmamış. Ancak, Reagan iktidara gelince «Carter hatahydı, blz silahlanmaya ara verdik, bu süre lçinde Sovyetler istediffi gibi silahlandı ve bir boşluk doğdu, şinıdi artık biz de silahlanacağız» demiş. Böylece Reagania başlayan «yeni silahlanma dönemî» ABD ile Avrupa arasında ilk anlaşmazlık noktası. Çünkü, ABD «gliahlanma» İle «nükleer silahlanmayı» anlıyor ve kendi sini Sovyetler'e karşı dogru dan savunmayı duşUnUyor. U zun menzilli silahlarla. Oysa, özellikle Federal Almanya Baş bakanı Schmidt «SUahlanma NATO İÇİnde geleneksel silah lann Avmpa'ya yerlestlrilmesi anlamuıı taşır» iddiasını ortataya atıyor. Işin llging yanı Schmidt «silahlanmaya evet* derken, diğer bir Avrupalı Fransa Devlet Başkanı Mitterrand «ben NATO'nun sllahlan ma ySntt ile ilgilenmek lstemi yonun» diyor. Hatta, Schmidt' ln koalisyon ortagı ve Dışlşle ri Bakanı Genscher bile «silah lanmaya hsyır» diyor. Dolayısıyla, birtakım ABD Avrupa farklılıklan, aynı hUktlmet içinde bile «silahlanma nın tttrtt, olup olmaması gerektlği, olursa nasıl olsun» nok talan birer sorun niteliginde. tşin llgüıç vanı, bir yandan da Amerika ile Sovyetler Birllgi beUi silahlarda «indirime gitmek» amacıyla toplantılar düzenliyorlar kendl aralannda. Şimdi Bonn'dakl soru su: Kim, nasıl silahlanacak ve nerede silahlanacak?.. 2 AET sorunu: îşte, Amerika"yı en çok kaygılandıran «ABDAvrnpa çelişkilerindcn biri». Amerika «NATO varken, neden Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) sürekll poUtik kararlar alıyor» dusUncesinde Ve bu soruyu «Mütlefiklerine» sormadan edemiyor. ÇunkU, NATO içindeki herhangi bir sorunda, Avrupalılar hemen «AET'lerlne sanlıyorlar». AET' nin ilgüi birimlerini toplayıp, duşünce oluşturuyorlar ve bunu daha sonra ABD'ye karşı kullanıyorlar. ABD de buna «içerliyor». 3 Ortadoğu sorunu: NATO içinde en ciddi sorunlardan birisi de Ortadoğu. Bu bölgeyi değerlendirme konusu. Avrupalılara göre «Amerika İçin Orta' doğu'da tsrail dısında çıkarının korunması düşunülen bir başka ülke yok». Amerika'ya göre «Avrupalılar uztın dönem li çıkarlaruu düşünmüyorlar ve Arap ülkelerine güvenmek gibi bir tehlikeye düşüyorlar». Avrupa ve ABD birbirini ciddi olarak suçluyor. «Basra Körfezi ve petrol demek, tüm bir Batı slstemi demektir» görüşünden hareket eden ABD, Körfezin güvenliği için «Her careye başvurulması gerektiği»ni savunuyor. Bu arada «NATO suurları dışında savnnma» tezini gündeme getirıyor. Avrupahlar «NATO ülkelerinin savunması NATO ülkelerinin sınırian için de gerçekleşir» görüşündeler. 4 Üyeler arasmdaki çelişkilen îşte, bu noktada gtîndeme Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüş farklan geliyor. NATO gerçekte bir bütün değil. Amerika ile Avrupa arasında görüş tarklan kesinlikle var. Ama, bir de «dargın ve kıı gın mUttefikler» var. Hatta Papandreu'ya göre «Tflrklye dttşmanca emeller besleyen bir mütteflk». Hem Avrupa, hem de Amerika gerçi Papandreu'nun bu garip tutumuna gulUyor, ama Yunanistan'ı herhangi bir destekten de yoksun bırakmıyor. Görüş farkhlıklan galiba bu konularda özetlenebilir. Şimdi insanın aklına gelipor, «peki, böyleslne anlaşmazlıklar bir akşam yemeKİ vc bir tek günlUk toplantıda nasıl çözUIecek» diye?.. Zaten kimse çözüm beklemiyor ki!.. O halde neden toplanıyorlar?.. Gayet basit: Batılı aklı, «bir masaya oturup konuşahnı, anlaşmasak da olur, ama bir kez masaya oturup karşılıklı görüşlerimizi dUe getirelim, belki bir başka bahara» diye düşünüyor... Uzmanlar ise, «aniaşmaya va nlacak bir başka bahann, yakm bir bahar olmasma» çalışıyorlar. NATO Doruk toplantısı sonunda yayınlanacak «Bildiri» Üzerinde Bonn'da ve Uye ülkelerin başkentlerinde yoğun bir «diplomatik kulls» sUrüyor. Anlaşmazhkları törpulemenin kulisi... Evren, TürkIs (Baştarafı 1. Sayfada) keıimlnln en bttyük kuruluştanndan birisldir ve bugüne kadar gerek 12 Eyliil'den evveı gerek Vi Eylül'den sonraki tutumlanyla daima Türkiyenin milll menfaaUerl Istikamettnde bir tutum içerlsinde olmuştur. Bu bakımdan bundan son ra da aynı tutum Içerisinde olacağında şüphemiı yoktur. Memleketimiz malum bttyük bir badirenin içlnden geçmiştir. 12 Eylül'den evveiki durumu hepimiz içinde >aşadık. Bir bataklık içerisinden geçtik. Bataklık içerisinden gecersek insan her halde normal yolda yürüdüğü ayakkabıyia yürüyemez, özel teçhizata ilıtiyaç var dır. Biz de bu bataklıktan geçinceye kadar bazı özel tedbirier auna yolunu seçtlk. Bunu bütün Türklye'deki vatandaşlarımm ldrak ettikieri gibi, Türk • tş topluluğunun da diğer işçi arkadaşlarunızın da id raki içinde olduklarından şüphemiz yoktur. Elbet bunu atlatacağız ve atlatmaktayız. Vakın bir zaman tekrar normal döneme geçildilrten sonra işçl kes) mindeki sendikalarımız gene normal (aaliyetlerine devam edecekierdir. Bugün zaten bir grev ve lokavt dısında diğer konulara değinmiyoruz. Slzler de takdir ederslniz ki ülkemiz artık şu dönenıde izah ettiğim gibi özel bir teçhizata Uıtiyaç bulunduğu bir dönemde tekrar grev ve lokavt gibi ekonomislni ve düzenlni saısan bir harekete elbette müsaade edemezdik. Fafcat normal seçlmlerle yenl bir döneme girdiğimizde elbette tekrar müsade edilecek konulardan birisidür. Bu bakımdan yönetim öyle inanıyorum ki her kesimde olduğu gtbi İşçi keslminde de dlledlğini veya arzu ettiğial verebilecek durumdaki. ben çok yakın ca biliyorum, gerek nıemur ke süni gerek işçi kesiml olsun lıakikaten bir şeyler vermek istiyoruz. Ama onlan vermeyl arzu ettiğimiz zaman bir de bakıyoruz ki bugünkü bütçeyie bunu karşılamanuz mümkün değil. O halde vergUeri çoğaJt mak lâzun, vergUeri çoğalttığı nız zaman da başka problem(er ortaya çıkıyor. Her vatandaş, vatandaşiık görevlni verine getirse zaten meseie kaltnaz. Ben öyle inanıyorum kl vergi mükellefi vatandaşlar ba kikaten kendisine düşen vergtyi tam olarak verse bugün büt çenin en az bir katı daha büt çeye sahip oluruz. O zaman hiç meseie yok. Bugünkü teşkilatla bu vergiyi tahsi] etmek mümkün değil. Yavaş yavaş teşkilat kurulmakta ve her geçen sene vergi gelirleri, devle tin gelirleri gittikçe artacak ve arttıkça da tabii biitün keslmlerde olduğu gibi işçi kesimine de bu yansıyacaktır. O bakımdan biraz daha sabredeceğlz. çoğu gitti azı kaldı. Bu yenl görevmizde sizlere başan dllivorum.» ParaÇek, değeri üzerinde basılı para gibi çek'tir. ParaÇek, Yapı Kredi'nin toplu para taşımaya kolaylık ve güven getiren hizmetidir. Cepteki parayı tehlikelerden korurl Cek baska. Bu hedefler elde edllene dek, îsrail hiçbir şekilde ne Güvenlilc Konseyi'ni ne de herhangi bir kuruluşu dlnlemeyecek. Bu nedenle, Güney Lübnan'daki savaş Filistinliler savaştığı ölçııde sürecek. Pllistin askeri kaynakları, FiHstto kuvvetlerinın bölgedeki silah ve ateş gücünün haftalarca savaşacak güçte olduğunu belirtiyorlar. Aynca, aylardan beri beklenen bu saldmnın kendıleri için bir ölüm kaum savaşı olduğu bılinoı Filistinlilere yerleşmiş durumda. Filistinlilerin savaştaki amacı Israil'e kaldırmayı göze alamayacağı ölçüde ağır darbeler vurarak asken durumu bir çıkmaza sokmak, dolayısıyla Israil'i diplomatik gırişimleri kabule mecbur bırakacak katı bir direnme ortaya koymak. Bu amaç la 20 bin asker, 200 tank ve deni2 ve hava kuvvetlerinin desteğiyle saldırıya geçen İsraıl ordusuna karşı Filistinliler gerilla kuvvetleri tle. mevzi savunmasına dayanmayan hareket li savaş verıyorlar. Küçük birlikler sürekli yer değiştirip ilerleyen îsraıl kuvvetlerine darbe vuruyorlar. AMERtKAN PARMAGl tsrail saldınsının çapı ve biçimi, bunun, ABD'nin onayı ile olduğu konusunda artık hiçbir tereddüte yer bırakmıyor. tstıla bareketinden 24 saat sonra Beyrut'ta beklenen Reagan'ın özel terasılcisı Phüip Habib'in «tiüney'deki Filistin kuvvetlerinin uzaklastınlması ve oniarın boşaltacağı bölgeye Lübnan hükümet hirltklert verleştlrilmesi ve Güney Lfibrfan'dakı BM Banş (iücü'nün denetim alanının çenişletilmesi» planıy la geleceği billnıyordu. tsraıl, Hahıb'm KHgıt üzennde getıre ceklerinı sılah zoruyla yürürlü ğe kovma oeşinrie Cumhuriyet okurlan hatırlaya caklardır mavıs ayının ıkincı haftasında Beyrut'ta görüştüğii müz Mlıstin kuvvetlerinin finı başkomutanı ve Direnme Ha reketinin ıki numarası Abu Cihat, tsraillilerin bir istıla girişımınden başka önlerinde hiçbir yol olmadığını, buna tnut laka teşebbus edeceklerini. zaten bu yönde tsraıl hükümetinın sarar aldıgmı. ancak ne zaman ve nasıı eserçekleşeceğinin bellt oımadıSını ve zamanlamanın Malvinas bunalımı ile Körfez savaşmciak? gplismelere bagh bulunduğunu açıklamıştı Açıklama Cumhurivet'te yayınlannnştı. Aynı Abu Cihad, Beyrut bombardımanı ve eumartesi günt) Beyrot . Günev LUbnan karayojuna çiriştlen tsrail hava saldınsının ardmdan, gece İsrail saldırısı beklendiğini söy ledi ve sfizlerinin üzerinden 24 saat eeçmfiden îsrail istila eiri şimi gerçekiesti Filistinliler ölüm rail harekete aeçti. Yakın zamana kadar bölge statükosunu korumak amacıyla, Güney Lüb nan'a saldırması için ve 1981 temmuzundan beri yürürlükte olan ateşkesin korunması için Israil's baskı yapan ABD, Iran kuvvetlerinin muzaffer ilerleyi şinden sonra bölgede insiyatifı elınden kaçırmaınak dürtüsüyle İsraü'e yeşil ışığı yaktı. Beyrut'ta Arap yetkili kaynaklanna ulaşan bilgilere gore Îsrail saldınsı, Sharon'un Hür remşehir'in kurtarümasından sonra Washington'da Pentagon yetkilileriyle yaptığı temaslarda kararlaştmldı. Bölgede kontro lün elden çıkacağı çapta bir tırmanmaya yol açmadan tsrail'in nasıl ve ne türde harekete geçeceği tartışıldı ve planlandı. İngiltere'deki İsrail Büyükelçiliğine girişilen ve aslında FKO ile hiçbir ilışkisi olmayan suikast planınm uygulanmasına ve Sharon Fentagon ışbirliği boylece Körfez savaşının son gelışmeterinın ardından hareke te geçırilmış oluyor. Savaşın ne kadar süreceğim, nasıl sonuçlanacağını kestırmek mümkün değil. Artık sUahlar konuşuyor. Süre ve sonuç artık Filistinli lerin göstereceklerı direnme yeteğine bağlı. Şu ana kadar savaş bölgesınden gelen haber ler hayli başarıü oldukları ızlenimınj veriyor. Savaşm ne zaman ve ne şeküde sonuçlanacağı belli olmamakla bırlıkte bazı onemli bol gesel gelışmelerin işaretleri mevcut. Boigenın batı ucunda girişilen ABD israil hamlesl ni Iranlılar Doğu'daki zaferleri ne Emperyalist Sıyonist itti Jakınm yanıtı olarak görüyorlar. Iran Cumhurbaskanı Hamenâi, Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad'a bir mesaj gönderdi ve Suriye kuvvetlerinin Lüb nan ve Fılistin'in yanında savaşa girmesini ıstedı. Suriye ve Filistin kuvvetlerine tran'ın yapacağı yardımı belirlemek Uzsre bir îran delegasyonu dün Tahran'dan Şara'a geldi. Daha önemlisi, Lübnan'da hamle ya pan Amerikan politikasma dar be indırmek Üzere İranMar bölgenin doğu ucundan hare kete geçmek üzereler, Iran'ın Irak'a her an girmesl beklenı yor. Yapı Kredi'den ParaÇek alırken; hesap açtırmak... fotoğraf çektirmek. Harcarken; kimlik göstermek yoktun FcuaCek bambasl<a! Yapı Kredi'den ParaÇek alm. Gezilerinizde, alışverişlerinizde, tüm ödemelerinizde para yerine ParaÇek harcayın... Güvenle. ParaÇek Yapı Kredi'nindir. Güvencelıdır. Kaybolunca. giden çek deften olur. Para, Yapı Kredi'de durur. Kaybeden yenisini alır. Aynca, ParaÇek, yurdun dörtyanındaki Yapı Kredi'lerde, anında paraya çevrilir. Provi^on aranmaz. îariiii (Baştarafı 12. Sayfa Rumların cemberinin flittikce daraldığı bir sırada «Bozkurt» kod adıyla İsmet İnönü'ye şif reli bir telgraf çektiği beürtildi Denktaş İnönü'ye cektiğı şifreli telgrafta özetle şöv'a diyordu: «Çarpışmalar Erenköy clva rında cereyan ediyor. Mücahlt ler scn kurşunlarına kadar sa vaşmaya kararlılar. Siz bu telgrafı aldığınız zaman belki Rumlar Erenköy'e glrmiş olaoak her şeylmlzl yltlrmlş ola YAPI ve KREDi BANKASI Tıizmette anır yoktur' tran'm Hürremşehir'1 kurtar masıyla Ortadogu'da yeni bir sttrecin önü açıldı. Bölge den
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle