Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 8 5 HAZİRAN 19S2 Patlama olmuyor ama, turistler gelmeye devam ediyor nın yaptırdığı motel kompleksi bîtmiş gibi.. İçine girmedim, ama bu temiz ve güleryüzlü kompleks. sanırun çevre için büyük bir kazanç.. Kişisel olarak mima rinin, Akdeniz yapılan gibi beyaz olacağına çevredeki gibi yontma taşlann rengini ve karakterini taşımasını yeğlerdim gerçi... Ürgüp'e 5 kilometre uzakhktaki Mus tafapaşa köyünde eski bir Rum konağının onarunıyla açılan Hotel Sinanos ise, eski mekânlara meraklı bir yolcu için kaçınlmaz bir konaklama yeri olmak. Göreme nin Soğanlı köyünde turistik fiyatlan muhtar saptam A Turizmde sömürü, turisti her türlü ve her biçimde sömürü olayı bu yöreyi ve genelde Türkiye'yi kaplamamış, bu şimdüik yabuzca İstanbul'un ve özellikle Kapalıçarşı'nın bir özelliği olarak gözüküyor. İspanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerde turızme doygunluk noktasına erişilmekten kaynaklanan bu olaya Türkiye'de en azından şimdilik yer yok. bi diğer ögeleriyle de birleşerek, bu yöreyi dünyanın sayıh turizm merkezlerinden biri haline geürebiüriz. bir deney bu: Dünyanın neresinde toprağın böylesine derinine inmiş ve yaşamış insanlar? Yine Derinkuyu'da uzun yıllardır un fabrikası olarak kullanılması yabancı gruplar üzerinde son derece olumsuz etkiler bıra kan kilisenin sonunda bu durumdan kurtarılması olayıyla karşılaştım. Ne var ki bu kez de belediye binayı tümüyle kapatmış, görme olanagı yok. Oysa burası bir müze olarak düzenlenip ziyarete Cbir an önce) açıl sa, ne iyi olur... Buna karşılık, yörenin gitgide daha ilgi çeken benzersiz ziyaret merkezi Ihlara'da tam vadiye karşı inşasma başlanmış olan kocaman beton blok (kahve, lokanta olacakmış) bana çevreyle pek ayuşma, yan, tehlikeli bir örnek gibi gözüktü. kilmesine aldırmıyor tersine seviniyorlar, aynca herhangi bir eve sizi *konuk* olarak cagırmalan da her zaman olanaklı. Bu alışma, kabullenme ve diğer yandan değişiklige direnme bireşimi, bence yörenin (belki de tüm ülkenin) turizm açı sından en büyuk özelliklerinden birini oluşturuyor. Çünkü yabancı, kendisininkinden tümüyle değişik, fark lı bir yaşam biçimi. ama kendisine, kendisinin orda olmasma açık bir turizm an layışı bekliyor en çok... Diger yandan turizmde sömü rü, turisti her türlü ve her biçimde sömürü olayı bu yöreyi ve genelde Türkiye'yi kaplamamış. bu şimdilik yalmzca İstanbul'un ve özel likle Kapalıçarşı'nın bir özel liği olarak gözüküyor. İspanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerde turizme doygunluk noktasına erişUmekten kaynaklanan bu olaya Türkiye'de en azmdan şimdilik yer yok. rin çizdiği gözlemieniyor. bu erkekler hem satışlan kaydediyor. hem de son fiyat üzerinde ( bir baş veya göz işaretiyle üetilen) bir son söz sahibi oluyorlar. Böylece Soğanh gibi dağlann ötesinde yitip gitmiş gö züken bir köyde bile, düzenli, organize bir ticaretin. belki de kooperatif biçlminde çalışan bir ekonomik etkinliğin varlığı beliriyon Bu da az şey mi? Bizdekiler ve onlardakiler e Türkiye'de patlama matlama olmu yor ama, turistler gelmeye devam ediyor. Göreme yoresine gelenler doğayla insan emeğinin görkemü birleşimina tanık oluyorlar, Şarfe Ehsp resUyle İstanbul'a gelenler lüks otellerde ağırlanıyor, küçük saraylarda (Malta Köşkü'nde) görkemli *şarh geceleri» yaşıyorlar. Görebildiğim kadanyla herkes deneyiminden, gördüklerinden, yaşadıklanndan doymuş ve sevinçli olarak aynlıyor ülkeden... Evet. para onlarda, zenginlik onlarda, teknoloiik ilerleme, sanayi devrimi onlarda... Ama tarih bizde, arkeolojik zenginlik bizde, insanoğlunun yüzyıllar boyu yarattiklannın önemli bir bölümü biz de, bizim topraklanmızda.^ Son buharlı lokomotifler, son sırt hammallan, son el işi zanaat eserleri de bizde... İyisiyle kötusüyle bir çok «son»lar bizde... Ama bunlan turizm açısmdan akılcı biçimde değerlendirmek. Nasrettin Hoca öyküsündeki *ciğeri aldın amc reçetesi bende» durumuns düşmemek i;in çaba göster mek de gerekiyor. Tüm biz> de olanlardan pişirilecel (ve bir türlü pişiremediği miz) helva, yine hocanıı ünlü kar helvasmdan daht iyi olacak, olmak zorunda.. 2eni turizm mevsîmirun başmda Göreme yoresine vaptığım gezi, aslmda umutlu ve iyiser olmak için birçok nedeni birllkte getiriyor. Türkiye turizminde önemli bir yer tutan Göreme yöresinin turistik kapasitesi ve hizmet anlayışı, her gidişim tie daha iyi bir düzeyde gözüküyor bana... Otelcilik an Y layışında îlerleme var: Sözgelimi bu kez kaldığımız Or san (Cappadocia) oteli, kusursuz servisi, birinci sınıf yemekleriyle dikkati çekmeyecek gibi değildi. Akşamlan, İstanbul'un büyük otel lerini anımsatır biçimde verilen açık büfeli yemek, dik katU, bilgiU, nazik bir personel, vs. Aynca bir çok yer de yeni otelcilik çabalan gö zukuyon Ürgüp'ün hemen girişinde Turizm Bankası Kilise fresklerinîn onarımı unun dışında Gdreme yöresinde gözle görülecek bir çahşma temposu var. Tüm turistik yerlere girig çıkışlar duzenlentniş, Göreme'deM kaya Mliselerin yollan belirlenmiş, bordür taşlanyla aynlmış. TokaU kilisenin yıllardır süren ona zirnı, sonunda bitmiş ve kilise ziyarete açılmış, benzersiz bir mavinin yeniden ortaya çıktığı ve çiziklerle zedelenmiş yüzlerin bir ölçüde temizlendiği bir kilise, yörenin baş atraksiyon merkez lerinden biri olmuş. Kuşkusuz bu kadarı yeterli değil, Karanlık Kilise'deki onanmuıda bir an önce bitmesi, sıranın diğerlerine gelmesi beklenir. Ne tuhaf, bu yöre deki sayısız kiliseyi gezerken, herbirinin zamanın ve insanm zararlanna uğramış resimleri önünde Insan bir onanm gereksinmesi du yuyor, insan elinin yaptığı yıkımm yine insan eliyle giderilmesi özlemi kaçımlmaz biçimde ortaya çıkıyor. Bunu yapmak. Göreme yöresindeki kiliseleri üşenmeden birer ikişer ele almak zorundayız. Bunu yaparsak, turizmin konaklama, gezi kolaylığı, yemek, servis gi V B # Erkeklerin denetimindeki bebek satısı ine de turizm olayı ekonomik etkinlikte yapıyı zorluyor, hem de en kapah ekonomi çevrelerinde bile.. Yine benzersiz Soğanlı köyü örneğini vereyim: Bu köyde turistik fiyatlan muhtar saptarmş, köylülerin bu fiyatlann altma inmek veya üstüne çıkmak olanağı yok. Sözgelimi eşek gezisinin fi vatını 350 TL. olarak saptamışlar, bundan indirim yap tırmak (yanm saat pazarlık etseniz de) olanaklı değil. Diğer yandan. köy kadınlarmın bir duvar boyunca düzenli biçimde sıralanarak sattıklan, kendi yap tıklan bebek ve çoraplann , fiyatlan, küçük ölçüde pazarlığa tâbi olsa da, olaym ekonomik yönünü, kadınlann hemen arkasında sessizsedasız oturan ve ellerinde kalem kagıt olan erkekle Mustafa EKMEKÇİ Y Kulislerde Grup Hazırlıkları mı? Mayısın son haftasıydı, günlerden çarşamba. Danısma Meclisi kulislerinde biri, bazı üyelere yaklaşıp: Unutmayjn, akşam sekiz bnçukta Anayasa Komisyonu oüasında! diyordu. Akşam sekizbuçuk olmuş, Danışma Meclisi çoktan dağılmış. Sözleşenler, Anayasa Komisyonu salonuna gelmeye başlarruşlardı. Çağrüanlar, söz alınanlar, kırk kisi kadardı. Ancak, toplantıya gelenlerin sayısı yirmiyi biraz aşmaktaydı. Çağnyı yapanlar heyecanlıydüar. Gelealerin, toplantıyı kimseye söylememesl istenlyordu. 27 Mayıs sabahı, kulislerde yine bir dalgalanma vardı. Akşamki toplantı konuşuluyordu. Akşamkl toplantıya katılanlardan bazılan şunlardı: Orhan Aldıkaçtı, Şener Akyol, Turgnt Teğenağs, Ender Clner, Aydemir Aşkuı, Mehmet Pamak, Velld Koran, thsan Göksel, Tevfik Fikret Alpaslan, Fnat Azgür, İsmail Şengün.„ Toplantıya çağrılmamış olanlar, bilgl edinmeye çahşıyorlar: Ne ohnuş, ne konusulmuş? diye soruyorlardı. Bazılan: Ne olnyorî Biz niye çağrumıyoruz? diyorlardı. Soranlara: Anayasa flkelerinl gSrüştük! yamtı veriUyordu. tlkelerl görüşeH ne oldn? diye soruyordu bazılan.. Tartışmalar, tartışmalar, tartışmalar, kulisler iyiden iyiye kaynıyor muydu? Gazeteciler kulise ahnmıyorlardı. Bu nedenle kamuoyu, Damşma Meclisi üyelerinin kulislerinden habersizdiler. 26 mayıs çarşamfca gecesı, saat 01.00'e dek süren toplantıdan basının haberi olmadı. İşin içyüzü şuydu: Danışma Meclisinde, bir bölük üye, ortak tavır oluşturma hazırlığı yapmaktaydı. Gerek Anayasa tartışılırken; gerekse öbür yasa tasarılan, önerileri görüşülürken «çatlak ses» çıkmamasmı sağlama çabası içindeydi. Ancak kırk kişi yetmezdi. Bu en az seksenbeşt bulmalıydı. Danışma Meclisinde partıler, parti temsilcileri yok. «Grup» olusturarak mı, düşüncelerini benimsetmek istiyordu bazılan?... 26 mayıs gecesi kulislerinin yankılan sürerken, bunu düzenleyenler, işin büyüdüğünü görünce, iMnci bir toplantı yapma zorunu duydular. Bu da bir hafta sonra 2 haziran çarşamba günti yapıldı. Bu kulislerin ardı, önümüzdeki günlerde, gözle görülür biçimde gelişebilir. Bekleyelira. «Arzın merkezine seyahat!» aşka olumlu şeyler de var. Sözgelimi Derinkuyu yeraltı kentinin girişi yeniden düzenlenmiş ve ben ilk kez yeni gezi düzeni ve iyi niyetli bir bekcinin yardımı sayesinde tüm kenti gez mek, tam 8. kata (yani 60 m. kadar derinliğe) inmek fırsatıru buldum. Olağanüstü Önemli bir temel özellik ma Göreme yöresinin turizm açısından asıl ilginç olan yanı şu bence: Bura halkı bir yandan turizme, turiste açık, turizmin önemini kavramışlar, getirdiklerinin bilincindeler... Diğer yandan ise kendi yaşam larını, değerlerini olduğu gibi korumayı biliyorlar, bunlan değiştirme gereğini duymuyorlar. Kadınlar yine peçelerini çıkarmıyor, sözgelimi. ama resimlerinin çe A B B î T T î 2luslararaa Para Fonu'nu ve bizde, kl daha yaygın a. dıyla IMF'yi ve o, nun dünyaya düzen ver. medeki çabalarını, etkinlik derecesini bilmeyen yoktur. Böyle bir kuruluşun Başkanı olan klşinin dünyanın sorunlanna bakış açısımn önemli olduğu kuşkusuzdur. Başkan De Larosiere, Washington'da verdiği bir konferansta, dünyadaki genel enflasyonun nedenini, işlere devletin burnunu f azla sokma smda ve bütçelerinde den geye dikkat etmeyişlerinde buluyor. Gerçekten son on yılda dünyadaki bütçe açıkları toplamı ya da dün ya çapmdaki kamu borclanma istekleri iki katına çıkmıştır. U IAAF Baskanı, enflasyonun nedenini iş!ere devletin burnunu fazla sokmasına bağlıyor sağlamak (sübvansiyon vermek) gibi görevleri üst lenmektedir. Doğal ki dev let bu görevleri yapacaktır, ama ölçü elden kaçırılmaktadır. Ciddi para politikası sonucu her artan vergi artışı ile karşılanmca ki para basımından daha sağlıklı yoldur özel kuruluşlar verimliliğinden yitirmektedir. Dayanılması güç düzeye jiikseltilmiş vergi oranları kar şısında halk, ya vergiden kaçınmakta, ya vergi kaçakçılığı yapmakta ya da daha çok eğlence ve daha az çalışma yolunu tutmak tadır. Vergi gelirleri azalınca, devlet yeni vergi yasalan çıkarma ya da vergi tarifelerini yeniden yükseltme zorunda kalmakta, böylece kurulan Artan gider vergi artışı ile karsılasınca özel kuruluşlar verimliliğini yitiriyor Arslan'Baser KAFAOGLJU bir kısır döngü ülkelerto ekonomilerinde yüksek enf lasyon hızı, ödemeler den gesi açıkları, yüksek faiz oranları, kaynakların yanhş tahsisi, düşük gelişme hızı ve sonunda da sosyal gerginliklere yol açmaktadır. Daha da önemlisl De Larosiere'e göre hükümetler, biz ekonomistlerin «anti cyclique» dedikleri, yani enflasyon ve çöküş dönemlerinin şiddetli sarsmtılarını şoklarını hafifletecek politik araçlardan yoksun kalmışlardır. Bu yeteneği yeniden kazanmak için hükümetler cesaretle hareket etmeli ve ayagmı yorganına göre uzatmalıdır (Tam bu anlama gelen Ingilizce bir deyim kullanılmıştır.) Ne ler yapılmalıdır? LarosiĞre «bu bir günde olmaz» diyor, ama şunları öneriyor: Bürokrasisini düzeltmeli, iş kapısı olmamalı, devlet hayır kurumu değil dir. (Böylece bizde bazı ekonomik yöneticilerln son aylardaki bazı konuşmalarını hatırlamıştır her halde dikkatli okuyucula.rnmız.) Aynca bazı kamu glderlerini kısmalı. yaşama gücünü yitirmlş kuruiuşlara destek olma tutumunu bırakmalı (sınırsız fonlarla desteklemeden vazgeçmeli) Sosyal yar dımlan gerçek ve en az hadlere indlrmeli (Friedman «bunlarm hepsini kaldırmalı diyor» Son Newsweek dergilerinden birinde), böylece • tembellerl beslemeyi bırakmalı, sosyal gü venlik sigorta maksadıyla verilen ödemeleri gerçekçi düzeye düşürmeli ve erken emekliliği önlemeli dir. • *• TDK'nun kapatumasun, «Dtt Akademisi» kurulmasını amaçlayan yasa önerisi, seksen üyenin imzası toplandıktan sonra, Milli Eğitim Komisyonuna geldi. Burada tarftşılmaya başlanacak. Ancak, yasa önerisine imza atan üyelerden bırçoğu, imzalarmı gerı almak gerektiğini düşunmeye başladılar. Tutucu bir gazetenin yazarları, bu yasa önensıni alkışlayıp, imzalayanları kutlamaya başlayınca, «bnnun altı'nda farkına varmadığımw bir şey ml var?» diye sormaya da başladılar. Eşref Akıncı, yanında oturan Dr. Mehmet Akdemir ile, Matımut Akkılıç'a: Ben imzayı gerl almak istiyonım! dedi. Onlar da, aynı düşüncede miydıler? Imzalarını geri alanlarm sayısının ona yaklaştığı da söyleniyordu .. Bazılan da, «haydi hatm kırılmasın!» dıye, öneriyi dolaştıram kırmamak içın mi ımzasını atmıştı? Yasa onerisı verebılmek için on ımza gerekli. Yarın, siz de bir oneri hazırlarsanız, imzalatacak kımseyi nereden bulacaksmız? Oneriye ımza toplayanlar, «Atatürk Oil Akademisi kuruyoruz» demışler, ancak Atatürk'ün kurduğu TDK'nun kapanacağınj söylemetnişler miydı? Nasıl ımzalanmış olursa olsun, Atatürk'ün elli yıl önce kurduğu TDK'nu kapattırıp, tutucu bir gazetenin isteği doğrultusunda bir «Akademi» oluşturulmasmı amaçlayan öneriyi imzalarken, üyelerin kılı kırk yarmaları, hatıra gönüle bakmamalan gerekirdi gibime geliyor. Öneride bulunan seksen imza şöyle: Hamdi Açan, Mehmet Akdemir, Eşref Akıncı, Mahmut Akkılıç, Alaettin Aksoy, Şener Akyol, Orhan Aldıkaçtı, Tevfik Fikret Alpaslan, Ali Nejat Alpat, Mustafa Alpdündar, Yavuz Altay, Aydemir Aşkm, E. Yıldrrım Avcı, Etem Ayan, Nurettin Ayanoğlu, Mehmet Aydar, Fuat Azgür, îbrahim Barangil, Şükrti Başbuğ, Erdoğan Bayık, Nedim Bilgiç, Mahir Canova, A. GUngör Çakmakçı, V. Muhlis Dabakoğlu, Bekir Sami Dace, Hilmi Savuncu, M. Talat Saraçoğlu, Ahmet Sarp, Recai Dinçer, Ahmet Senvar Doğu, Muzafîer Ender, A. Nedim Eray, Sadi Erdem, Feridun Ergin, Akif Erginay, Halil Ertem, Azmi Eryılmaz, Necdet Gsbeloğlu, Halil Gelendost, Abdurrahman A. Girmen, thsan Göksel, îbrahim Göktepe, Abdullah Pulat Gözübüyük, Doğan Gürbuz, Turhan Güven, Ali Mazhar Haznedar, Eafet Ibrahimoğlu, Abdullah Asım Iğneciler, Salih înal, Mehmet Kanat, Selçuk Kantarcıoğlu, M. Rahmin Karahasanoğlu, M. Velid Koran, Nihat Kubilay, Adli Onmuş, Feridun Şakir Övünç, ömer Adnan Orel, Ertuğrul Zekaı Ökte, Nazmi Önder, Salih Necdet özdoğan, Hamdl özsr, Zeki Özkaya, M. Yılmaz özman, Fahri öztttrk, Mehmet Pamak, Atalay Peköz, A. Lami Sungu, A. Avni Şahin, Lütfullah Tosyah, Şadan Tuzcu, Hidayet Ugur, Osman Yavuz, Muammer Yazar, Turgut Yeğenağa, Zeki Yıldınm, Fuat Yılmaz, Namık Kemal Yolga, Mustafa 7 cel, Halit Zarbun. Danışma Meclisi MilU Eğitim Komisyonunun Başkam ile, on dört üyesinden altısı yasa önerisin» imza atmışlardl .. İrlanda bütçe açıklannı 4, diğer zengln ülkeler ortalama 2 kata çıkarmıslardır. Larosiere, bütçe politika larındaki bu sağlam olmayan gidişe neden olarak gösterilen (ham madde # Larosiere sağlanmada uğranılan dar boğazlar, ham petrol fiyat göre larındaki artışlar) etkenle rin içtenliğine inanmaz. gösterilen Ona göre bu nedenler bunedenler nalımı sadece şlddetlendir miştir. Asıl neden devletbunalımı lerin kendilerine daba çok şîddetlendirir görev bulmalandır. Eskisinden farklı olarak devlet ler, ekonomiyi kararlı bir n yıl önce bazı üldüzeyde tutmak, gelişme keler «bütçe fazhızım artırmak, lş bulmalası» kavramına yı kolaylaştırmak ve işsizyer verirlerken liğe engel olmak, sakat ve örneğinlsveç, Danimarka, Avusturya) bugün bütçe kârlı çalışamıyan işletme açıklanyla karşı karşıya ler,i çöküşten korumak, bu dırlar. İtalya, Belcika ve gün şuna yann ona destek O ^ Dayanılması güç düzeye yükseltilmiş vergi oranları karşısında halk, ya vergiden kaçınmakta, ya vergi kaçakçıhğı yapmakta ya da daha çok eğlence ve daha az çahşma yolunu tutmaktadır. Kapitalist dünya son 15 yıldır reçetesîz ncak bu konuşma ya, bir çok ekonomistin getirdiği itirazı da, adı geçen banka bülteni şöyle özetliyor: Bu önlemler alınamaz, alınırsa kutsal inekleri boğazlamaya yarayan bıçak kadar tehlikelidir. Ama aslmda Larosiere' in olsun, diğer ekonomist lerln olsun bu yoldaki öne rilerinin ekonomik man A tıkla bağdaşır yanı olmadığını belirteüm. Bu konuya aynca geieceğiz. Yalnız burada şu kadarmı belirteüm. kapitalist dünyada son 15 yılda bir Key nes, bir Pigou, bir Schumpeter gibi ekonominin bütününü gören. gozetleyen ve ona göre reçete yazan doktorlar gelmemiştir. Ha len son rötuşlarını yaptıSımız «Keynes'den Bu Yana Kapitalist Ekonomistler» adlı yapıtımızda bunu daha aynntıh anlataca gız. YARIN: Arz güdümlü hale geliyor..