25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 zttn yıilardan beri otobüs kazalan, rad yodaki «arkası yarın» oyunlanna döndü. Küçük bir değişiklik yaparak «arkası gelecek» demeli, bu ölüm oyununa. Tam bir hafta once 6 haziran pazar günü ikl otobüsün Polath yakmlannda gü pegündüz çarpışması somıcunda ylne 33 yurttaşımız çok acı biçimde yaşamlannı yitirdl. Bir o kadan da yaralı olarak hastanelerde yatıyor. Evlatlar ana babasmı. ana babalar evlatlarını yitirdi ve böyleoe bir çok ailenin ocağı söndü; nice kişi de yaşam boyu sakat kaldı. Ülkemizde demiryolu ile toplu taşımacılığm bize otobus. benzeri motorlu araç ve benzin satan yabancı ülkelerin ayrıca yurdumuzda otobüs işleten Türk firmalarınm yararına olarak baltalandığı 1948'Ierden beri yoğunJaşmaya başlayan kazalar serisinde bu. kimbilir kaç bininci otobüs kazası ve kaç yüzb'Oinci ka za kurbanı!,. 13 HAZIRAN 1982 olur. örneğin «büyüfe otobüs kazalan» ad» h veya buna benzer başka bir ad taşıyan resimli kitaplar, daha doğrusu kıtapçıklar yayınlanmalı ve bunlarda, bu kazalann in san. araç ve gereç bakımmdan doğurduğu kayıplar. nedenleri, sorumluları. her kazadan sonra sorumlulara uygulanan ya da uygulanmayan yaptınmlar, herkesin anlavabileceğı valın bir dille anlatılmalıdır; böyle kitaplar ilgililer ve halk tarafından roman gibi dikkatle okunur ve uyançı etki vaoar. Şunu yineleyelim ki. gerek işletmede calısanları, gerek halkı, otobüs kazatarının neden ve sonuçlan uzerınde surek \\ olarak aydınlatmanın arkasmı kesmemek gerekir. Aynca radvo ve TV yayınlanyla da gerek halkm. gerek isletmecilerin ve şoförİRrin eâitilmesi elbette çok vararlı olur. TRT Genel Mudüru Savın Macit Akman 8 hpziran salı Künu radvonun İP haberlerinin yayırnı arasmda TRT'nin kıdemli sa natcılanndan Nevin Akol'un son otobüs kazecsmda ölmesi dolaytsıyla verdiği demeç te 'trafih kazalarmm önlenmesi için TT>T'nin kendine düşeni yapocaaım» söyledl Tes hm etmek gerekir ki TRT'miz ,bir büreden beri trafik konusu ile eskıden olduğundan daha çok ilgileniyor Ama kaza yanan oto busün hangi şirket veya firmava ait olduğu radyo ve televiz^on haberlerinde açıfe oeıfe söyîenmiyor. S07 gelimi. 35 EE 637 pJakalı otobüs ile 08 CC 897 plakalı otobüs veva kamyonun çarpışması sonucunda ..gibi bir cümle ile iş geçiştiriliyor Ovsa oto büs i'letmeleri için en etkili ceza ve vaptırım, feazovı yapan otobüsun hangi firma ya ait olduğunun lıalha açıklanmasıdır Her defasında bu açıklama vapıhrsa, feozancfarmı etkileyeağı için, firmalar derlenip toparlanırlar, araçlara daha bzenle bakarlar. soförlerini daha dikkatle $eçerler. Buna karsu «Efendim böyle bir açıklama o firmalann ticari itibannı sarsar» gibisinden karşı cıkmalar hiç bir zaman yerinde değildir Bir tek vatandaşımızm bile vaşammı kavbetmesi on tane ticari itibarın vıkılmasmdan daha onemüdir Kaza vapan otobüslerin sahibi hulunduğu kişi, şirket veya firmalann açiklanmosı için ae rekiyorsa, bir yasa veva tüzük çıkarm TRT Vönetimine bunu tebliğ etmek, görülecektir ki kazalann azalmasında en etkili bnlem olacaktır. Konunun hukuhsal yönünü önümüzdeki hafta ele almak istivorum U Otobüs Kazalan Dizisi Hıfzı Veldet VELİDEDEOGLU Yoleuluklan» başlıkh yazımda bazı otobus şoförlerinden şoyle yakınmıştım: «önce otobüse adım atar atmaz «sayın Kaptan Soför»ün buyruğuna, dahası eqemenliğine girdiğini anhyorsun Bunlardan kimisi uçaklann 'Kaptan PiloUlarından veva nemilprin «Suvari» denilen birincl kaptanlarından daha tafrah oluyor. 'Kaptan bey oğlum, azıcık vavaş surer mısin» diyemezsin. Dersen hemen Biz işimızi biliriz, korkuyorsan binme bey baba» yanıtıru alırsm. Otobüsün radvosu da onun buyruğundadır. Hoparlörü sonuna kadar açar. kulakların patlar. Az önce ağzının pavını aldığın için: 'Lutfen azıcık kısar mısınız» diyemezsin.» Niçın diyemezsin ? Çünkü otobüsteki öbur yolcular seni desteklemez Eger isteğinde direnirsen. kimisi «bir olay çjkıp da mahkemede tanık filan yazılmasm» düşun cesiyle başını pencereden yana çevirir susar. Sanki otobüsle yolculuğa çıkatılar bir insan topluluğu değil. bir koyun sürtfsüdür. Daha kotüsü, yoloulardan kimisi soförden yana olup seni susturarak ona yaranmak ister. Hani bunda bir çıkan olsa vüreğim yanmayacak. O gibtlerin davranışmtn nedeni sadece dalkavukluk ruhudur Bu kötu ruh iliklerimize işlemis bizim; innamıyoruz bir turlü Çünkü daha 'tebea Cuyrukiluhtan çıkıp eşit haklı «yurtteşUfe» aşamasma ulaşamadık. Herhangt bir tartışmada bir zorbaya «hak»tan söz edilirse 'hak değlrmende olur» der çıkar. Bir ülkede devlet yöneticileri ve sözüm ona «hukukçu» nitemini taşıyarak yargı erkini kullanan bazı kişiler «hak» ve «hukuk» kavramlanna gereken ftnemi vermezlerse. işte böyle «vatandaş» tipi yetişir Yüzvıllardan beri bizds ne yazık ki bu, böyle olagelmiş, resmi ve özel zorbalıklar tarihimize çok acı savfalar yazılmasma neden olmuştur. Trafik kazalanna karşı önlem almağa uzun vadeli olmakla birlikte hemen 1 Yüreklerimiz nasırlaştı mı nedır, her büyük kazadan sonra yetkililer radyoda ve kurulah beri de akcamda konusur, üzüntüsünü açıklar. Çoğunlukla şoförler suç larnr dikkat ögütleri» verilir. Gazetelerde, yanmış, ezilmiş otobüs iskeletlerinin, kullanılmış gazete kağıtlan ya da başka bir örtü ile üstleri kapatılmış dizi dizi ölünün boy boy renkli resimleri ve köşe yazarlarının yakınmalan yayınlanır ve sonra iş tavsar. Az ölümlü kazalar kısa bir haber olarak geçiştirilir. Yeni gelecek büyük bir kazaya degin ortalık sus pus olur. Bu olgu ve tutum, hangi tür iktidar döneminde olursa olsun, ben benl bildiğim bileli böyle yinelenir durur ve bütün olanlar, kazada gidenlere, sakat ve kimseslz kalanlara olur. 9 mart çarşamba günü TVnin akşam haberlerinde Trafik Yasası dolayısıyle roş kulu bir konuşma yapan saym tçişleri Bakani: «Bu işin arkasmı bırakmayacağız» dedi. Sevindim. dilerim öyle olur. Ne yazık kl Türkiye'de otobüs kazalarnu en az düzeye indirmek için kesin önlemler almması doğrultusunda devlet yö neticilerini de içeren geniş bir kamuoyu ortamı bir türlü oluşamadı. Bu aldınşsızlıgın sorumluluğunu sadece hükümet yet kililerine yüklemek haksızlık olur. Bunda halkımızın sorumlulugu, en az o yetkililerin sorumluluğu kadar büyüktür. Birkaç yıl önce bu sütunlarda çıkan «Anadolu şimdiden ve tabandan, halktan başlamalı; Türk insanını «emir kulu». «uysal», her işi devletten bekleyen «pısınk» kişiler olarak degil. kafası işleyen. eşit hak ve sorumluluk duygusu taşıyan, gerektiğinde hiç yılmadan hakkını arayan ve hak arayanlan da destekleyen vatandaşlar olarak yetıştirmelidir. «Bana dohunmayan yılan hın vaşasın». "her koyun kendi bacağmdan astlır», *gemisini kurtaran kaptan» bÖ7İerindeki bencillik nemelazımcıhk aıışkanhgmdan ve de korkaklıgından kurtulup. bir zamanlar çok söylenen 'birimiz hepimız içın ve hepimiz birimiz icin» sözundeki dayanışma ruh ve yüreklili|ini benimsememiz. atalanmızın 'bugün bana ise yann da sana» sözünü hiç unutmamamız gerekir Devletçe hemen alınması gerekli kı«ıa vadeli önlemlere gelince; bunun ilk asaroa sı bir türlü başıboşluktan kurtulamayan otobüs işletmecHiğini bir displin, eski deyimle. bir «zaptü rapt» ve sıkı bir denetim altına almaktır. Aklııtıa gelen önlemleri şöyle sıralayabiliriz• Kişi veya şlrketlerin kullandıkları otobuslerin marka ve yaşlari; • Çahştırdıklan şoför sayisı ve buntara ödenen ayhk ücret, • Uzun yolctıluklarda şoförlerin nöbet leşe çalışıp çalışmadıklari; • Kişi veya şirkete ait işletmenin geçmişinde kaç kaza olayı ve kaç ölüm ve yarah bulunduğu; • Otobüs şoförlerinin her altı ayda ciddi bir saglık kontrolundan geçirilmesi. Bu dediğim noktalarda uzmanlarca yapılacak denetim sonunda verilecek rapor lann Türkiye'de bir tek merkezde toplanıp karşılaştırmalı olarak ikinci bir kontroldan (çeçirilmesi ve istatistiklere bağlanması. olanak varsa. elektronik beyine vazdınlması noktası da çok önemlidir Bir de halkm ve otobüs ışletmesiyle )1gili herkesin kazalar konusunda sürekli ay dınlatılması ve bu noktada şimdikine görs daha geniş ölçüde yayın yapılması etkili Düdüklü Tencere ile Kapama... lk piyasaya çıktığı günlerde düdüklü tencere övünç nedeniydi. Mahallenin bir evine düdüklü girdi mi. etkileri ve tepkilerl komşula» yayılırdı. Hesna ya da Müstesna hanım düdüklüsüyle kurum kurum kurumlamr, komşu çatlatırdı: Ah kardeş, düdüklüyle yemek blr başka türlü plşlyor. öyle rahat ettim ki sorma... Bir tencere düşünün kl, ocağa vurdun mu önce yandan çarklı şehir vapuru gibi fıs fıs fıs düzenli sesler çıkanyor. sonra zamam geldiğlnde başlıyor ötmeye... Düüüüt... Düdüklü tencerenin becerisl nerede? Ege bölgesinde kapama yaparlar. Yemeği tencereye vurduktan sonra kapagm kenarını hiç hava almıyacak bicimde hamurla sıvarlar. üstüne de bir taş oturturlar. Tencere ateşin Üstünde fokur fokur kaynadıkca yemegin buhan buğusu düdtiklü tenceredeki gibi kendi lcinde dolanır. kıvranır, kapağı zorlar, ama bir aralık bulup çıkamaz. Demek kl Anadolu insam kendine göre bir düdüklü bulup uygulamaya daha önceden koymuştur Kapama yöntemini halkımız billr. Kapatma yöntemlni de biliriz. Kapama yemektlr. kapatma bir hovarda erkeğin tutup kapattığı yosmadır. , Ikisl arasmdaki benzerlik. blr süre sonra ikisinln de kokusunun çevreye yayümasıdır • Başlangıçta fiyaka kaynağı sayılan düdüklü tencere, yayıldıkça etkislni yitirdi, üstelik sakmcalan ortaya çıktı. Kimi yerlerde düdüklü tencereler patlıyor. yemek artıklanyla birlikte parça parça mutfağın duvarlanna yapışıyordu. Eh, her işin bir raconu var. Düdük calmaya başladı mı, gerekli önlemleri alacaksın. îster kapamada olsun, ister düdüklüde olsun. etini, sebzeslni. yagını tencereve koyup yemeğe sırtını dönemezsin. BİIiyoruz ki kapalı bir verdeki sıvı kaynadıkça buharlaşır, bir yer bulup cıkamadı&ı zaman zorlamaya başlar. Zorlamanın gticüyle kabın direnci arasmdaki orantı tersine bir sürece girer. Düdüklü tencerenin düdüğü doğa yasasmm haberclsidir. Ama ya tencerenin düdüğü yoksa veya bozulmuşsa, ya da düdüğün ötüşüne kimse kulak vermiyorsa... Ne olur? • Düdtiklü tencerede yemek pişirmek isteyenin blr kulağı mutfakta olmalı... Evln şişman hanjmı salonda yabanci konuklan ağırhyor: Aman efendim, hoş geldiniz, sefâlar getirdlniz... Hoş bulduk... Size sonsuz sevgim, saygım, bağlılığım vardır. Teşekkür ederim. Siz ne isterseniz başım üstönedir. Yaa.. Sağolun... Evin hanımı misafirleri ağırhyacağım diye yırtınıyor, mutfaktaki düdüklü tencereyl unutmuşa benziyor. Oysa zavallı tencerenin düdüğü çoktan ötmeye başlamış: Dtiüüüt... Düdüklü tencerenin düdüğüne kulak vermiyen ve ille de yabancı konuklann sesine kulak veren ev kadını hiç beklenmedik sonuçlarla karşılaşabillr... Bizden söylemesi... İ CVCT OKTAY AKBAL Ipekci ve Demokrasi (Dlfbşşın HÜRRİYET ACEMİLİK SORUNU... Oktay Ekşi, 8 haziran günlü Hürrlyet'teki yazısında «Dsnışma Mecllsl üyeleri srasında bir veya birkaç grup> laşma olmasından ve aynı eSiUmlerl paylaşan Idmselerln toplsntdar yapmasında yadırganacak hiç, sma hiç bir şey olmadığını» belirtiyor ve «böyle bir oluşumu Oanışmsv Mecllsl ttyele* rinln yaptıklan yemlnle bağdaştırarnadeğerlen(l yanların, hangi mantıkla bn dinneyi yaptıklarını anlamak mümkün değildir.» diyor. «Bir yerde eğer Insanlar blrşeyler konuşuyorlarsa orada bir talam füdr btrliklerlnin ve flklr ayrüıklannın doğ. masının, «İnsan» olmanın ve «toplnm halinde yasama»nın ilk sonuca» olduğunu da ileri süren Eksi yazısını şöyle sonluyor: «Aslında, olayın bir tek yanlış ytv rl vardır. o da böyle bir toplantıyıveya gruplaşmayı Anayasa Komlsyonn Başkaru'nın tahrlk etmiş olmasıdır. Çünkü o bir polltlkacıdan çok, bir teknisyen sıfatiyla görev yapmaktadır. «Ama bu da nlhayet bir «acemlİlk» sonucndur.» «Aslında siyasi hayatta «tecrfib*» de o yüzden önemlidir ya... «Oanışma Meclisi de toplumun değlşik kesimlerlnin eğillm ve çıkarlannı temsil etmlyor. O işi yapacak bir parlamentonun seçllmesi içln Rerekli ça' tıyı kurmakla görevlendlrilmi» bulunuyor yalnızca.» «Bu çalışmaları düzenleme lsinl yüklenmfş kişller ise serçekte toplumumuzun bugün konuşan ya da susan tüm kesimlerinl «oyunun lemel "kıırul. ları» konusunda blrleştirici ödev yapacak yuksek yargıçlar durumunda. «Tersllk gruplaşmada değil, onla>, rın şu ya da bu gruban tritşına geçej rek yan tutmalarında.» . , ' «Hnknlr dllinde «thsası Rey» denllen bu tersllğl yaratmış yargıçlar İçln doğru çözüm İse tektir: Davadan çekllmek.. 4 agustos 1971'de Abdl îpekçi Daşyazısım su satırlarla bitiriyordu: «... Ülkemizde meşru sırurlann dışma çıkan harehetler olmuşsa bunun kabahati Anayasa değildir. Ve sınpn daha. da daraltmah o hareketleri önlemehte etkili bir tedbir oZmayocoğt gibi büsbütün ters sonuç verebileceh ve her hatde Türkiye'de gerçek ••' bir demokrasiden söz etmeye imkan bırofemoyoçaktır.» •Bans. Demokrasi, ÖzgürUik.» Kara bir kitap. 640 sayfaük bir yapıt Kapagı kapkara, ama içindeM yazılar apaydınlık. Yazanın içi, kafası aydmlık da ondan... Banş demiş yazmış, demokrasi demiş yazmış. özgürlük demiş yazmış... Abdi îpekçi, 1 şubat 1978'da öldürüldü Katil olduğu saptanan sağcı genç daha sonraki yıllarda Roma'da Papa'yı da öldürmeye kalkıştı. Ne var ki, bu cinayetlerin üstündeki karanhk tam olarak kalkmış degil. Agca'lar, bilmem kimler. bugün bile hangi karanhk güçlerin araçlarıdır. bilinmiyor. Davalar sürmekte, bu tür katilleri koruduğu. beslediği söylenen örgütler adalet önünde hesap vermekte... Îpekçi. 1965'ten 1979'un ocak sonuna kadar 'banş, demohrast, özgürlük' savaşçısı olarak görevini yaptı. Kendine vergi bir yazarlığı vardı. Hiç bir zaman kalemini coşkulara kaptırmaz, Batı anlamında bîr demokraslnin savunucusu olarak. okurlarını aydınlatan yazılar yazardı. Kimi zaman kızması, sesini yükseltmesi beklenirdi. ama o, hep dengeli, sağduyulu klşiliğine yaraşan seslenişlerini sürdürürdü. Uzun yıllar birlikte çalıştıgı AH Gevgilili onun için şöyle yazıyor*O'nun gözünde gerçek haber, ancak kanıtlanabilen haberdir Kanıtlan eksik kalan bir bilgi toplumu aydınlatmaz, belki de yepyeni yanılgilann feay nağı haline dönebilirdi. Abdi tpekçt doğru olanı verme çabası uğruna bazen en büyük haberlert saatlerce elde tutabilmis, hatta başka gazetelerin yayımlayacaklannı bildiği halde yine de onlann yayınmdan uzak durabilmişti.» Gevgilili, 'gazeted' yanım bövlece özetledikten sonra toekçi'nin yazarhğmı şu söz cüklerle anlatıyor *Düşünür boyutuyia Abdi İpekçi. sadelik ve yalınlığın insanıdır. Sade ve yalın oan. Abdi îpekçi açısından, toplumsal geltşlme en doğrudan kathıda bulunan. halk yığırilannın daha iyiyi ve güzeli bulma sürecine yardım edendir.» Adam Yayınlan guzel ve yararh bir lşe girişmlş, tpekçi'nin gazetelerde yaymlanan tüm yazılannı bir kaç ciltte topluyor. Simdilik elimizde ilk cilt var. Bunda. îpekçi'nin gazetede yayınlanan yazılannın en önemliierini. belgesel bir değer taşıyanlannı buluyoruz. tpekçi, sağduyulu, dengeli bir gazeteciydi. ama yanlışlıklara, yanılgılara. haksızlıklara. demokrasiye ters düşen işlere. davranışlara karşı hemen tepki göstermekten de çekinmeyen dürüst bir vazardı 12 Mart döneminde Anayasa tartısmalannda yaymladıgı yazılan şimdi hele yeniden Anayasa tartışmalarmın başladığı bu günlerde önemle okumalıyız. tste bunlardan biri •Demokrasi ve Sosyalist Partiler» 22 temmuz 1971'de yavmlanan bu yazıda tpekçi övle yazmış 'Sosvalist görüsler bugün dünyamn her yerinde, özellikle aydınlar tarafından benimsenmlş bir gerçektir. Bu görüşlere serbestçe ifade olanağını tanımamak, o görüşleri benimseyenleri veraltı savaşına zorla itmek, onları zorla gavrimesru vollara başvurmava mecbur etmektir. Kısacası, Türkiye'de rejimin demokratik kalr ması isteniyorsa, sosyalist görüşlerin. böyle bir düzenin vazgeçilmez parçası olduğu kabul edilmelidtr.* Yine 4 agustos l97T'de yaymlanan yazısmSa Öa •»vnı konuya do&inmfş ve sövle vazmtş 'Daha önce lumbağa hm» clddl tedlrsrinlik yaratmaktadırj. «Böyle bfr ortamda TRT'nin seçüı.ı takviminde «tercih» haline eetirdiğl «6 ay» bfiyfiklüğundeld ısrarü hata&ı anlam kazanmaktadır.» «TRT Genel Müdürü Sayın Maclt Afcman'ın konuyla Ugilenmesl ve kunıluşunda gnıplaşmalar olup olmadığını Incelemesi yarar sağlar diye düşünürttz.» TEÇCÜMAN ^ BARİKAI HÂKİKAT Mukbtl özylirUk, Danışma Meclisindeki gruplaşmalara değmdığl 10 haziran günlü Tercüman'daki yazısında «Gruplann hakikaten teşekkul etmiş olup olmadığı bile tartışmaudır» diyor ve «Vatandaşlara henüz tanınmamıs olan bir hakkın, sayın fiyelere öncelikle tanınnuş sayılabileceği de elbet düşünülemez.» diye ekliyor. «Belli olaylara malısus ve münhasır olarak vukua gelecek bu «ta'vl» (spontane, kendiiiğinden) pnıplaîmalaruı, müzakere v» oylamalar dışınds da devamının, vaziyeti, ister tstemez «müesseseleşmeye» götfirdüğünü» de belirten özyürük. yazısını şöyle sonluyur: «Barika1 hakikati» ortaya koyacak olan «müsademe1 efkar'ın «böyleslne» farklı değtl, ancak tam manaslyle «elbirliği»ne elverişli ölçüde farklı olabllecek mihraklerden kavnaklanması, zannederlm MlUetin hakiki arzusudur. Üstelik, Daınşma Meclisimizin «asli» olan «Anayasa Hazırlama» görevinın henüz komisyonda bile tamamlanmaktan uzak bulunduğu, Siyasi Pirtiler ve Seçim Kanunlarına İse henfiz hiç el sürülmectijl düş'inülürse. biz bu gruplaşmalardan mfrnnunlyet duyamayiz. Ve « Aceba bu üç tasan hazirlansa da, Danışma Meclisi ondan sonra teşekkül etse, daha lyi olmaz nııydı?» diye düşünürüz.» MİLLİYET TRT VE KAPLUMBAĞA.. Teoman Erel, 11 haziran günlU MİUiyet'teki yazısında «TBT'nin seçim taıihj konusunda nedense ısrarla aynı hatayı yapmasına» değiniyor ve buradan yola çıkarak Danışma Meclısi'ndeki gruplaşmalara geliyor. TBT'nin blr türlü, seçim tarihi olarak «1983 Sonbahan» diyemediğtoi, «basından beri bozuk plak gibi takıhp kalarak «en geç 1984 Ukbaban» dediğini belirten Erel, daha sonra «Acaba blr dikkatsizlik değil de blrtercih ml sözkonusu?» diye soruyor ve yuzısmı şöyle sUrdUrUvor: «Son olarak Danışma Meclisl'nde ortaya çıkan «gruplaşmaonm yöııetimln slvil keslmlerinde de güçlü uzantıları olduğu ve «grup»un seçlmlerin 1983 son bahanndan daha geç bir tarihte yapılmasım tercih ettlğl bilinmcktedfr. «Bu nedenle de Atatürkçü liberallerln organlzatörlerlnden profesör ()rhan Aldıkaçtı başkanlığındakl Anayasa Komlsyonu'nun benimsediği j (Cumhuriyet 13 HAZÎRAN 1932 GAZÎ HZ. EMİR FAYSAL'I KABUL BUYURDULAR Ankara 12 Hlcaz Naibi hükümeti ve Ibnissuut Hazretlerinin ikinci oğlu Emir Paysal Hazretlerl bugünkü trenle şehrimize geldller. Prens Hazretleri askeri bir kıta tarafın dan selamlandılar. tstasyonu dolduran halk misafirleri hararetle a) kışladı. Emir Faysal Hz. saat 3'ü 20 geçe Relslcumhur Hz. tarafında kabul buyuruldular. Gazi Hazretlerl gece Prens şerefine Cankaya'da yenl Rlyaseticumhur sarayında bir ziyafet verdiler. Zlyafette misafirlerden baş ka bütün vekiller ve hükümet erkam da ha nr bulundular. GÜNEŞ DAVADAN . ÇEKİLMEK... Reflk Erduran, 11 haziran gUnltt GUneş'teki yazısında Danışma Meclisindeki gruplaşma tartışmalanna değiniyor ve «Günlerdlr abret sttali görüniişlfl bir sornnla uğraşmaktayız yinej» diyor. «Oysa gürttltüde gargaraya gelen bir küçük nokta var» olduğunu belirten Erduran yazısmı şöyle sürdÜrUyor. «Henfiz parlamentoln dfizen içlnde değil, onu hazırlama dönemlndeylı. dış basın... THE NEW YORK TİMES ]Günün Haml YAZ İÇİN KÎRALIK EV ris içln hiçbirşey, yarın, Çad'ın ikl devlet haline bölünmesini cesaretlendirmekle suçlanmasından daha ağır olmayacaktır.» Büyükada Nlzara caddeslnde, Muratlı sokağmda 9 numaralı hane bu yaz içln kl"lıktır. Elektriği, suyu, ağaçlık bahçesine ve güzel manzarasına Tağmen fiatı gayet ehvendir. tcindekîlere müracaat edinlz. ARJANTİN KOMUTANLARIN1N BÜYÜK HATALARI 'The New Yorh Times» gazetesi Batılı askeri uzmanlara dayanarak yazdığı yorumda. Arjantinli ko mutanlann Falkland savaşında önemli hatalar yaptıgını belirtiyor. Gazeteye göre bu hatalann en büyügü Arjantin'in Falkland'a çıkan tngiliz askerlerine karşı. yalnızca hava saldırısı düzenlemesi ve piyadeleri savaşa sürmemesi. Yazı şöyle devam ediyor. •Batılı askeri uzmanlara göre, Ariantin, Falkland'a çıkan İngiliz askerlerine karşı yalnızca uçaklarını kullanmahla büyüfe bir hata yap tı. Ariantin, eğer îngilizlere karşı uçaklann desteğinde haradan piyadelerle büyüfe bir saldm düzenle seydi, İngiliz birliklerini feıytdo svkıştırarak çofe güç durumda bırakabilirdi. Askeri uzmanlara göre, Arianttn'in ikinci büyüfe hatası Palkland' da yeterince tahkimat yapmamış olmalan. Bu yüzden adaya çıkan tngilizler önemli bir engelle karşvlaşmadan, rahatlıkla ilerleyebildiler. Uzmanlar, Ariantinlilerin Port Stanley'de de yeterli sığınak yapmamış olduklannı, bu yüzden tngi liz bombardımanlannda ağır feoyıplara uğradıklarau bellrttyorlar. Askert uzmanlara göre, Arjantin ko mutanlan savaşın başlannda kendi lerine aşırı güvenmeleri yüzünden ^gerekli önlemleri almadılar ve böy lece Port Stanley'de kusatüdılar. Batılı askeri yetkililer, Arjantin birüklerinin Port Stanley dolaylarında İngilizleri tedirgin etmek içın, çıkışlar da yapmadıhlanm ve Ingilizlerin bundan yararlanarak mev zilerini rahatça tahkim ettiklennt belirtiyorlar.» LE MONDE BEGİN <cVERSAİLLES»l FIRSAT BİLDİ Israıl'ın bır hafta once başlattı ğı Lübnan'ı ışgal harekatı, dünya kamuoyunun gozlennı bir anda Falkland'dan Ortadoğu'nun bu sıcak bölgesıne çevirdi. Fransa'da yayınlanan Le Monde gazetesi, Israil Başbakanı Menahem Begin'in uluslararası topluluğa p& zaman kafa tutacağmı çok ^n' bildiğini belirttiği yorumda da özetle şunları vurguluyor. «Polonya bunahmı Begin'e Golan tepelerini ilhak etme fırsatım verdi. Londra"daki Büyükelçilerine yapılan suikast te n FKÖ'yü sorumlu tutma bahane siyle Lübnan'ı işgale girişen ve yüzlerce Filistinli ve Lübnan'lıyı öldüren Kudüs hükümeti bu kez de «Versailles dorugu»nu fırsat bildi. Çünkü 7'ler, bir Ortadogu krizmden çok, para krizi, Sovyetlere kredl veya Falkland savaşı üzerînde duruyorlardı. Begin kuşkusuz, Güvenlik Kon seyi'nde görüşüien karar tasarıları nin pratik sonuçlarından çekinmiyor. Çünkü ABD'nin, tsrail'e yapünm öngören bir karar tasarısını her zaman veto edeceğine tereddü dü yok.» LE MONDE Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş adına , NADİR NADİ Genel Yayın Müdürü: MüesseseMüdürü: Yazı Ijlerı Müdürü: Basan v« Yayan . HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN Cumhuriyet Matbsacılik ve Gazatoclllk T.A.Ş. PosU Kutusu: 246 IStanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) İKİLEM Geçtiğimiz hafta, dış dünyadan bir başka ilginç haber de. bir kuzey Afrika ülkesinden, Çad'dan geldi. Eski Başbakan Hissene Habre'ye bağh asi birlikler 18 aylık bir aradan sonra başkent N'diamana'yı ele geçırdiler. Eski bir Fransız sömürgesi olan Çad'daki son durum hakkında bir başyazı yayınlayan Le Monde şu görüşleri ortaya atıyon «Bugün Fransa'nın kaybetmiş gibi bir görü nümü varsa bu, Goukouni Ouddei refimine karşı mücadele eden asile rin şefi Habre'nin bundan böyle iktidar koltuğunun sahibi olmasından ilerl geliyor. Diğer yandan yasallık kartını oynayan ve geçici ulu sal birlik hükümetine silah veren Fransa. zafer kazananlann askeri potansiyellnl dolaylı yoldan artırmıştır. Habre'nin N'djamena'yı ele geçirmesinden sonra Fransa, ya Habre'yi desteklemek zorunda ya da çeMmser kalmak zorundadır. Pa BÜROLAR ANKARA: KonurSokak no. 24/4 Yanlşehir Tel:17 5E2517 58 66İdaro: İZMİR: Halit Ziya Bulvan No: 65/3 Tel 254709131230 ADANA: Atatilrk Caddesl. Türk Hava Kurumu Ithanı Kal 2/3 Tel:1455019731 13 Hazlran 1982 TAKVtM İMSAK 3.10 GÜNEŞ 5.26 ÖÛLE 1&14 İKİNDİ 17.14 AKŞAM 20.41 YATSI 22.44 belirtmeye çalıştığımız görüşleri bir defa daha tek••arlavalım Refimin demokratik olmasını istiyorsak. 6rnek aldığımız Batüı sistemlerin doğrultusunda kalmamız gerekir.» tpekçi'nin 'Banş, Demokrasi, özgürlük' kitab? bir çok açıdan, güncel bir yapıt...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle