27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 ,slam dinlnl yanhş yorumlayan veya kişisel çıkarları için tüm dünya Işlerlni dine baglayan tutucular. yeniliklere karşı çıkarak Türk ulusunun bilim ve teknikten yararlanmasını çaglar boyu engellemişlerdi. Görüşleıimizi kanıtlamak İçin /jeçmişten vo günümüzden somut örnekler vereceğiz. Önce matbaayı ele alalım. Matbaanın din fle ne ilgisi var? Fakat din adammın verdlği izin ile Istanbul'da matbaa açilmıştı. Bu izin. devletin temel öğesi oian Müsluman Türkler yararına verilmiştlr. Bu hak, Müsluman olmayan azınlık yaranna verilmiş, aynca verilen bir fetva ile Türklerin matbaadan yararlanma olanakları ellerinden alınmıştır. Bilindigi özere, Istanbul'un Turkler tarafmdan almmasından kırk yıl sonra Ispanya'dan göçmen olarak tstanbul'a sıgınan Museviler, Iklnd Beyazıt'tan İsr.anburda matbaa açmak tznl Istedlklerinde. bu Jstekleri din adamının öngördüğü şu koşullar altında kabul edilmiştl. 1 Matbaa açmak ve Işletmek tamamen Musevilerin tekelindo olacaktır. 2 Kâfir lcadı olan bu matbaalarda Türkçe ve Arapça hiç bir kitap basılamayacaktır. Aradan 74 yıl geçtikten sonra 1587 yılında, Ermenller matbaa açmak izni istemişler, Ermenilere de aynı koşullar altında izin verilmiştir. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 29 MAYIS 1982 İ Pozitif Bilimler ve Kur'an 43 YIL ÖNCE CAMİLERİN İÇİNE HOPARLÖRÜN GİRMESİNİ GÜNAH SAYANLAR, GÜNÜMÜZDE CAMİ MİNARELERİNE BİR DEĞİL BİRKAÇ HOPARLÖR KOYDULAR. SESİNİ DE SONUNA KADAR AÇIYORLAR. Ercümend DEMİRER Hacı Nimet Camisl ve Vakfı Dlnl Müçavirl minarelerlne kaflr tcadı aletler koydular diyerek halkı ayaklandırmalan olasılıgı göz önünde tutularak bu önerinin glmdlllk ertelenmesi görüşündeyim.» Görulüyor ki aydın din adamı bile yobazlardan çekinmlş içi yanarak bu öneriyi geri çevinniştlr. ••• Bir de bizim yakın geçmişte tanık oldugumuz bir olayı yazalım: Istanbul'a elektrik geldiğinde Evkaf Nazın Ürgup'10 Hayri Efendi büyük camilere elektrik resisatı yapılması için çokuluslu elektrik şirketi İle bir anlaşma yapmıştı. O gune kadar camllerimiz yag kandillerl ile aydınlatılıyor, yüzlerce kandili teker teker yakmak çok zaman alıyordu. Artık cami personelinin işlerl kolaylaşacak. bir dügmeye basacaklar. saniyede camiler aydınlanacaktı Ne var ki, büyük camilerin imam ve müezzinleri Kutsal Kâbe. yag kandilleri ile aydmlanıyor. camiler Kabe'nin birer şubesidir. Camilerin elektrik ile aydınlatılması günahtır» diyerek bir süre direnmişlerdi. Tanık oldu&umuz bu dlrenmenin nedenini açıklayalım. Vakıflar tdaresi'nden başka, halk adak olarak camilere tenekelerie zeytinyagı veriyorlar, cami personell de bu zeytinyağlardan kişlsel çıkar saglıyorlardi. Birinci Büyük Miilat Merlisi'ne Konya Milletvekill olarak katılan Hoca Vehpi Efendi'nin 1B22 yılında Arap harfleri 'le bastırdığı 12 ciltlik bir Kur'an yorumu vardır. Vehbl Efendi, Kur*an yorumunu yazdıgi yıllarda bllginler. ay yolculujiı için deneylore başlamışlardı. Vehbi Efer.dl bu bilimsel çahçmalann olumlu bir sonuç verecegine Inanmamıs olmalı kl. «Evrerierin gizliliftini ancak Tann billr» anlamında olan âyetl yorumlarken. şu kişlsel Kftrüsünü Kur'an yorumuna yazmaktan kendislni alamamış: «Tnsanoglu aya çıkamaz» yftnnsma varmıştı. Aradan 60 yıl geçtl, insanoglu aya çıkmayı başardi. Vehbl Efendi eger sag olsaydı herhalde yaptıgı yanılgıdan utanırdı. Son olarak bir örnek daha venyoruz. Açıklayacagımız bu olayın canlı tanıklan da vardır. Atatürkçü Türk kadını Hacı Nimet. Emlnönü'nde Işyerinin yanında bulunan görkemli Yeni Cami'de cuma trünIeri minberde okunan hulbelerin, kürsülerde verilen dinsel öğütlerln gerilerden işitilmedigi içln 1639 yılında tüm masraflan kendisine ait olmak üzere cami. minber ve kürsüsüne birer mikrafon koydurmak istemişti. İstanbul Müftüsü. «Mikrofona Kur'an ve ezan okumak caiz deftildir» diye gereken lznt vermemlştl. Yaşamı boyunca yobazlıkla savaşım yapan AtatürkçO Nimet Hanım İle Ankara'ya gltmiş, Vakıflar Genel Müdflrlüğünden gereken izni yazılı olarak almıştık. Vakıflar Genel MOdürlügünün tznine kargm cami personeli «Mikrofona Kur'an ve ezan oknmak günahtır» diyerek dlrenmlıjler. Vakıflar Müfettislerinin denetimi altında Yeni Cami'nin minber ve kürsüsüne birer mikrofon koydurmustuk. 43 yıl önce camilerin içine bile hoparlörün girmesini günah sayanlar, günümüzde cami minarelerine bir değil, birkaç hoparlör koydular, ses yükseltme cihazını sonuna kadar açıyorlar, çevrelerinde hasta mı var, uyuyan çocuk mu var hiç düşünmüyorlar. Biz tutucu degiliz ama. aşın oranda açılan, kulakları tırmalayan madenscl ezan seslerini işittikçe. eskiden sabahlan gayet yavaı? olarak sabah makamında okunan ezan seslerlnin özleminl çektiğimizj belirtiriz. Dün, tüm yeniliklere karşı çıkan tutuculann günümüzdekl torunlan artık agız degiştirdiler: Bilim ve tekniğin Kur'an sayesinde geliştiğl savını ileri sürüyorlar. örnegin, Arap dilini kutsal dil sayan saf Ilk öncelerl matbaaya karşı çıkan tutucu din adamlan matbaanın yararlarmı gördüklerinde, 1727 yılında Türklere matbaa açmak izni vermişler ve bu tarihten sonra Türkçe, Arapça kitaplar bas'lmaya başlamıştır. Bu tarlhsel gerçek gösterlyor ki. tutucu din adamları Istanbul'a ınatbaa girdiği halde tam 234 yıl Türklerin matbaadan yararlanmalanna engel olmuşlardır. Teknik ve bilimin hızla gelişmeye başladıgı 18. yüzyıhn başlarında. Üçüncö Selim'in çagrısı üzerlne Istanbul'a gelen AIman mühendisleri, hükümete başvurarak tarihsel degerleri bulunan camilere bir vıldınm düştüğü takdirde mtnarelerin yıkılacağını. bunu ftnlemek için minarelere paratoner konulmasını önermişlerdir. Bu önpri, Üçüncü Selim'e iletilmlş. her tür yenl'iklerl memlekete sokmak arzusunda olan Padlşah. işe minare girdiği İçin olumlıı yanıt verememiş, Şeyhül îslam'ın »rörüsüne başvurmuştur. Verilen yanıtı aslına uygun olarak ve günümüz dlline çev*rerek bu satırlara aktanyoruz: «Minarelero paratoner denilen aletin yerleçtirilmesinde dinsel bir sakmca yoktur. Ancak. bu aletin içerlgini bilmeyen cahll din adamlannın, caml ınsanlann dikkatlerinl çekmek ve böylece fazla satıg yapabilmek amacıyla yazdıkları kitaplara «Envar • ül Fünun ve benzeri bir takıra Arapça ad veriyorlar. Dış Kapai.x Arap harfleri, içi Türk harfleri ile basılan, tutucu yayınevlerinin vitrinlerini dolduran bu kitaplarin yazdıklanna göre, •Uçak modeli. Kur'an'ın Fiı suresinde gösterilmiş. tnsanoğlu, Kur'an sayesinde aya çıkmayı başarmış. Atomun parçalanacağını Kur'an yazıyormuş. Fizik ve Kimya bilginleri Kur'an'ı incelemişler ve böylece yeni buluşlar ortaya çıkarmışlar.» Bu savlar doğru mu? Kur'an'da pozitif bilimleri öğreten ayetler var mı? Bu sorulann yanıtını kendimizden değll, yetkili bir Din Bilginimizin bu konu ile ilgili bilimsel bir yazısından ahntı yaparak yanıtlayscagız. Konya Selçuk Üniversitosi RektÖrü ve Yüksek ögretim Kurulu üyesi, llâhiyat Profesörü sayın Neşet Çagatay Egitim Dergisinde yayınlanan. «Türkiye'de Din Sömürüsü» başlıkh yazısında aynen şöyle diyor: «îslam dini akli bir dindir. Atomun parçalanmasım. insanoğlunun aya ayak basmasını mümkün kılan pozitif bilimleri. Kozmografyayı, astronomiyi, fizigi. kimyayı Kur'an'da var sanan bir kafa, islamiyeti gerçek yönleriyle kavrayamaz. Kur'an fizik, kimya kitabı değil, insanlık, ohl&k ve toplum ilişkilerini, sosyal yasam kurallarını kapsayan tlâhi kitaptır. Pozitif bilimler sürekli olarak degişir. Yeni kurallar ortaya atar. Kur'an ise. genel çîzgiler halinde yasaklar, buyruklar koyarak. örneklerle öfcütleyerek kişi ve toplum ilişkilerinin moral yapısını kurma ama cını güder. Kurallan sonsuza dek değtsrnez nitelikte olan bir din kitabından yani Kur'an' dan. Temeli sürekli değişiklik ve düzoltmeye dayanan pozitif bilimleri öğrenmeye ça Iışmak, dini anlamamak. hatta onunla alay etmek olur.» Dostumuz Profesör saym Çagatay'ın görüşlerinl aynen paylaşınz. Kutsal kitabımızı bir fizik kitabı görenlerin bu sakat düşünceleri sadece kendl düşlerinde kalsaydı güler geçer. bu satırlan yazmazdık. Ne yazık ki, bu sakat görüşler kitaplara geçiyor, caml kürsülerinde vaazlara konu oıuyor. Diyanet Işleri Başkanlıgı'nın sayın Çagatay'ın görüşleri ışıgında yapıtlar yayınlayarak ulusumuzu aydınlatmasını dllemekteyiz. Kur'anı bir fizik kitabı gosterenlere sormak gerekin tleri sürülen bu savlar. Kur'an'da hangl Sure ve Ayette yazılı dır?. Rol Yapıyorlar Tilki bakışlı, kurt suratlı, çakal benizli blr herif. televizyon okranına çıkmış konuşuyor. Çevresinde dünyanin tüm gazetecileri. televizyonculan, aians muhabirleri, kamoralurı, fotoğraf makineleri, teypleriyle birbirlerinı çigniyoriar. Tilki bakışh. kurt suratlı, çakal benizli herif diyor ki: Falkland savaşını kaygıyla izliyoruz, bu olay riıinya barışına bir saldındır. Ya Iran Irak savagı? Kaygıyla izliyoruz. Lübnan'daki çatışmalaı? Biz banştan yanayız; her türlü kaba kuvvetin karşısındayrz; görüşmelerle ve uzlaşmalarla sorunların çözülmesl politikamızın temelini olusturuyor. * Blimem ki gazetemizın son sayfasmda ckaıı •Inönü . Johnson Mektuplasmasınm lçyuzü«DÜ izliyor musunuz? Amerikan yetkilisi George Ball. Makarios'la Lefkoşo'de buluşuyor ve izlenimlerlni anlatıyor: •Geleneksel ve usanç verici hoşbeşten «o/ıra Başpiskopos bizi çalışma odasına götürdü ve oracıkta hcplmlzi hayretler içinde bırakan blr »trlpilz yaptı. Altın zincirlni, başlığını ve cübbesinl Çikardı, üstünde kısa kollu blr gömlekle kaldı. Başpiskopoz gazetelerde gördügüm sakallı. süslü Pİslü giysili resimleriyle bende saygıdeğer bir din ">da mı izlpnimi bırakmıştı. Oysa şimdi karşımda kaba saba. lnancsız elll bir yasında bir adam vardı. Daha sonra Baskan Johnson'a ştfyle dedimı Eminim (Makarios) asıl yaşmı saklıyor. Topıı topu ellibir yt'da hiç klmse bu kadar riyakarlık öğrenemezDemek ki George Ball'un izlenimleri böyleyıdiş. Oysa Makarios'la görüşmelerden sonra ga/etecilerin ve televizyon ekranlarınin knrşısına Çikıp RWçek düşüncelerlni söyledi mi? Yok canım, Georjre Ball klasik demecini patlatmıştır: Sayın Makarios'la görüşmelerimiz çok ya.rnr lı oldu. Doğu Akdeniz'de barışı korumaya karnrl'vız. • George Ball, Makarios'u, «knbnsnba. Inancsız. rlyakAr olarak saptamış; acaba Başpiskopos rtni'iirını yazsaydı, George Ball için nfiler söyliyecekfi' Diplomatlar, politikacılar. devlnt. ve hükümet adamları karşıkarşıya goldiklerinde bir 8in»ma başlıyor. Herkesin kafasında iki film birbirine kosut olarak çeklllyor. Btrind film. ilerde anılarda yazılmak üzere bellegin arşlvine; ikinci film dünyadaki halklan aldatmak üzere televizyon kamerala'ına yerleştiriliyor. Kimbilir? Başpiskopos Makarios da, George Ball içln sunlan düşünmüş olabilırdi: Ulan. bu Amerikan yarması belli ki boni kazıklamak için Wa«hington'dan gelmiş; ama, ben Bizans tezgâhında dirsek çürütmüş adamım; numa ra yemem... • Beni en çok düşündüren konu, dünyadaki bütün degişikliklertn su kat.ılmamış devlet adamlAnnı, hükümet başkanlannı. anlı şanlı diplomat'an kaygıya düşürmesldir. İran şimdi savaşı kazanıp da Irak Sınınna dayandı ya, herkes çok kaygıya düştü. Arjantin'in Ingiltere ilo kapışması büyük adamlan daha çok kaygıya düşürdü. Eh. Iran'da Şahlık rejimi sürüp giderken hiçbiri kayKiya düşmüyordu; Arlantin'de Galtierl dlktası halkın canına okurken hangi büyük adam (?) kaygıya düşebilirdi kl?.. Oysa bu dünya böylesine ıjlaletslzlik düzenlerinde sürüp gidemez; herşey değişecek. Bugün t,e levizyonlarda izlediğimiz ünlü diplomatların yalanlarına sakın kanmayın. inanmayın; «erçekte hiçbiri barış yanlısı degildirler; elleruıden gelse mazlumların canına okuıiar. Adamlann tümü rol yapıyor. GZBilim M i n y a s ı / veiıbı BELGIL OKTAY AKBAL Gencler Bize Bakıyor Füze mi, Donanma mı? merlkalıların durmadon savaş gemlsl. uçak gemlsl yaptıklan blr sırada Kruş ceve sormuşlardı: <Slz neden ucak gemisj yapmıyorsunuz?» Yanıt kısa, kesindi: fBlz bo lıklara yem üretme yanlısı de filllz.» Falkland tavaşı koouyu «omut biçlmde önumüze koymuştur. Ikl paralık blr füze nln milyonlarca, yüz mllyonlarca dolarlık gemilerl göz acıp kopayıncaya kadarlık blr süre içlnde mavl mezarliKİarın dibine göndermesl, eskl Sovyet llderlne hak verdlrmektedlr. Ama durum bu kadar baslt mldlr?. Denlz gücünun öneml Antlk Çağdan beri tartışılan blr konudur. Ilk önemll tartışrna Persler (iranhlar) İle eskl Yu nanlılar arasındaki Med ölüm kalım savaşı nedenlyle. Atina lıların llerl gelenlerlnden The mlstpklls İle Arlstldls arasın da gecmlştlr. Themlstoklls hem karadan, hem denizden ealdıran Perslere korşı. denlz gücüne ağırlık verilmeslnl latlyordu. Arlstldls koraqücü yanlısı Idi. Sonunda Themis tokllsln görOşu uygun göruldü. O sıralarda bulunan yonl blr gümüş mâdenlnln gelırle rlyle büyük bir donanma yapıldı ve Med Sovaşlarmın Ikincisi Salamln Savaşı, Isadan önce 480'de kazanıldı. Denlz gücü (hem tlcoret. hem savaş gemilerl) bir cok devletlerin zenginllk koynGflının temelinl oluşturmuştur. Ff nikelller, Kartacalılar, eski Yunanlılar, başta Venedik ol mak üzere Cenovalılar (Cenevlzler) ve öbür italyan devlet ciklerl, Amerikanın bulunma sından sonra Porteklzlllerle Ispanvollar. daha sonraları In gılizlerle Hollandalılor.. hep denize egemenllkleri sayesinde güclu birer devlet olmuşlardır. Â «Gençler Blze Bsloyor». Bu, benlm tukenmls bir kitabımın adıdır. Bir daha basıhr mı blimem. öyle kitaplar, öyle yazılar var ld, bir sUre sonra «sakıncalı» duruma glriyor. Bir zamanlar Ercüment Behzat'ın bir siir kitabı ikinci kez basılmıştı. îlk basımından çeyrek ylizyıl sonral Kitapta «suç» bulmazlar mı? tlk baskısı yapıldıgı zaman «suç» ögesl bulunmayan blr kitap ylrrnl beş yıl sonra ycniden basılınca nasıl «suçlu» duruma girer? Bu konuyu yazmıştım, hatta Saym Nadir Nadl de basyazısında «Ercüment Bebzst 25 yıl flncc adatn öldiirse zaman aşımına iflrcrdl.» Ribilorden davranışın yanlışlığını belirtmişti. Gençlar bize bakıyor! Hep bukıyor. Bızl lzlıyor, seyredlyor. Bizim sözlerimizi dinliyor. Ses çıkarmadan, karşı koymadan sessizce... Ama lçlerinden neler geçlyorî Bunu bilraek gtig. Ben de zanyın zaman lise, üniversite çağındaki gençlerle karşı karşıya geliyorum. Kimı gelip sorular soruyor, klmi «dev olarak yüklendlgl için sanata. yazına, sosyal yaşama ait sorularla karşıma çıkıyur. Şunu farkettlm, bugünün gençlerl tartısmaya yanaşmıyorlar. Ne dersenlz dinliyorlar, «taayır şurası bana göre yanlış, ben öyle duşiinüyorum» demlyorlar. Slzin dediklerinlzl sessizce dinlemelerıne bakıp da «bana hak veriyorlar» diye düşünmeyln sakın!.. Zamanı değil, dlye ml; yoksa içlerindek) düşünce daha olgunlaşsın dlye mi; daha baçka nedenlerle ml, hep susuyorlar, konuşmuyorlar. düşllncelerlni belirtmlyorlar. Söyluyorsunuz, not ediyorlar, teype alıyorlar, gidiyorlar... • Blr mektup var ftnümde: «Blzler Anadolu'nun çesitll yürelerlnden gellp kısıtlı olanaklarla buyüK sehirleııle okuyan ve Krıdl ve Vurtlar KurumunuD yurtlarında kalan öğrencileriz.» diye başlayan bu mektubu olduğu glbi siza sunmak lstlyorum. llgililerin, yetkililei'in konuya eğilmelerlni sağlarsak ne iyl... Çemberlltaş, Vezneciler, Atatürk Öğrenci Sitesi, Kadırga, Abdi tpekçi, Hürriyeti Ebedlye yurtlannda kalan ögrenciler bakın ne diyorlar: «Blllndlgl glbl bu vurtlar Vüksek üğretün öğrcncilerinin bnrınma, beslcnme, saglık, spor, kültürel gerekıinimlerlnl karşılamak amacıyla kurulmuşlardır. Ancak vurtlar mevcut yapı ve uygulamalaru. bu gerokslnlmlerl karsılayatnaz durumdadırlar. Valnızca yurt gecclerlnln eğlencelerln basına yunsıdığı şu KÜnlerde bl> bu Kİİrüntülcrlf gAzardı edilen eeıçrk sorunlurunızı dlle KPtlrırıek Istlyoruz Sorııtı oluşturan uygulamaiardan llkl öğrencllere dAnü^ümlü Kece nöbetleri getlrilınrsfdir. Bunda amaç nedir? Ne İçin. neye karşı nöbel tııtulmaktadır? Bunlar çuk defa sorulduğu nalde açıklama yapnıa gereğl duyul. mamıştır. Kız ögrencllere her ecce Imza zorunluluğu konnıasının ve erkck tfgrencilrre İzin için çıkanlaD güç* lüklerirı amacı da hllJnnıemektedlr. Bunlara benzer blr tıyguluma da dolap anahtarlannın birlnin Idarecllerde olması ve dolapların öğrrnclnin Iradesl dışında aranahilmt'Nidir. I5i/!cr yüksek iiğrcnlm gençliğl olarak kulliir ı>ereksiniınlcriiTilz< karşılamak ve gorüş ufkumuzu çenl^letmelc Irin stirekll rirflşllt vayınlar okumak lorundayız H'ııkat Içlnde vıırdımrı der» kltaplarımıztn da bulunduuıı blrçok yasal yayın keyfi olarah yiırtlara sokulmumaktadır Yurtlarda zlvarrtcllerimlzle BÖrüsme olanaklıırımız keyfi olarak sınırianm»ktadır. Anne, baba ve karde$ dışında zlyaretçl kabi{l edllmemektedlr. Bu yetmtyormuş Rİlıl teleTonlar bağlanmamaktadır. Bu nyfrulamalaıla ögrenciler bellrll kalıplar İçine sokulmaya çslıyılmuktadır Btıraya degin anlattıklanmız ülkenln gelceefti gözüyle hakılan eençlere duyulan Kİivenslzllgin Itadesidlr. Bu ııyıtulamaların yamsıra tesls yeterslzllgi ve var»lanların kullanılmanıasından dogan sorunlarımız da var. Kız vtırllarında etiit nclalan yatakhane olarak kııllanılırkeıı A.O.S.'de nertfiısi/ nlarak 7(1» klsilik Ikl blok bos durmaktadır. Genelllklp yurtlarda «por ve ftosyal tesislcr buuınmamakta. varolanlar da daha farklı amaçlarla kııllanıl(İ!|":ı İçin ögrrncilere yarar sağlamamaktadır. Banyo. iitfl ve çamaşır sorıınlanmırı da bunlara eklevebilirlz. Orneğin hütün yurtlarda banyo hulunduğu lıalde sıcak su yeterince akmamakta ve ihtlyacı karsılaınamnktudır. Ayrıca bazı yurtlarda örneğin ÇcmberHtaş Kız Yurdunda günlrrce «nğuk su hlle akmamaktadır tstanbuldn toplam 7 I H H I ü^renrlnin barındıgi yurtlarda nv doktor. ne tfp revlr bulunmaktadır. Üstellk saat lO.nolRIH) araıtı yatak ndalanna rfrmek vasak oldujhın<lan hasta nlnn arkHtlaşlarımız *or dtınımda kalmakta'iırlar. Çalısmaların yoğunlaştığı su sınav dfinrmlndc bl(Arkası 11. Sayfada) Kitap, Japon subay ve deniz cilerinin de ellnden düşmüyor du. Japon hükümetl. kendisi nl, Japon denlz danışmanı olarak kendine bağlamak Istemlş, fakat yazar bunu kabul etmemiştl. Bununla blrllk te. Japcnlar, onun gâsterdiğl yoldon giderek, Birinci Dün ya Savaşmdan önce büyük blr denlz savaş gücfl yaratmışıor dır. Oxford ve Cambridge unıver8itelerl ile blr cok Amerikon üniverslteleri kendisine fahri hocalık rütbesl vermlşlerdlr. Kitap, böylece göre vlnl yerlne getlrmlştlr. Bugünkii durum Deniz gücünün, yanl ticaret ve savaş gemllerinin öneminl dünya tarlhlnde ilk kez derın lemeslne Inceleyip gözler önüne aermlş olan Mahan'ın ya pıtı bugün hâlâ değer taşımak ta mıdır?., Bundan kuşkumuz olmasın. Ancak, bugun, deniz gücüne onun kitabı de ğll teknoloflnln yeni hârıkala rı yön vermektedir. Casus uy dular ve hedefşaşmaz füze lorlo füzeatar atom denlzal tıları savaş gemilerinln önüne yeni boyutlar getirmıştir. Bu boyutlar, denlz gücünün, artık değer taşımadığını değil yonl silahlar karşısında yeniden değerlenairılmeslni gerektlrmektedlr. Aslı na bakılırsa donanmanın za yıf noktaları yeni ortaya cık mış değHdlr. 19. yuzyıl ortala rına kad^r yaşamış olan anşap gemller kolayca yakılabilir veya mahmuzlu gemller le delinlp ezlleblliyordu. Ma yın. gemiler lcin düşunülmüştü. Sonraları bunlara torpito lcr eklendi. Bunlar ya uzaktan fırlatılıyor, ya fedallerce gemilerin altına yapıştırılıp 8aatll bombalarla patlatılıyor, yahut da, Japonlarda görüldü ğu gibl, Insanlı Intlhar torpito ve ucokları oluyordu. Birinci Dünya Savoşında, denlzaltılardan atüan torpltolarla Almanlor. Atlantlk Okyanusunda 11 mllyon ton ticaret flemlsl ba tırmıştı. Iklncl Dünya Savaşında bu sayı 14 mllyona çıkmıştı. Ayrıca 200 de savaş gemi sl batırılmıştı. Savaş gemilerl, dar yerlerde de etklll olamıyordu. Bunun ikl parlak örneğlnden blri yu karda sözDnü ettlğlmlz Salamln Savaşl İle Canakkale Savaşlorımrzdır. ortaya çıkmış deglldlr. Cok es kilere gltmeye gerek yok, Israll'ln eklm 1967'dekl «6 Gün» savaşında Mısırın küçücuk 0 e mllerlnden atılan Sovyet yapı mı Styx füzeleri 2550 tonluk Elath destroyerlnl batırmıştı. Başta da bellrttlğlmiz gibl, Sovyetler, dev uçak gemllerinden çok, kuçük ucak gemılerine önem vermektedir. Bunun blr nedenl füze korkusu, bir nedeni de, Sovyetlerin acık deni7lerle doğrudan llişklsı olmamasıdır, Karadeniz do nanması İstanbul ve Çanakkale Boğazlorı ile Ege Adaları ve Cebelüttarığm dörtlü kllıdl altındadır. Baltık donanma sı buzların ve Ska|erak Bogazmın gözetimindedlr. Kutup filosu, buzlardan kurtulursa Norvec İnglltere, tzlanda ve Groenland aralarındakl boğazımsı yenerden geçmek zorundadır i/e buralorı NATO elindedir. Bu doğal engelleri oş ma amacı lledlr kl Sovyetler Angolada, Güney Yemende, ve evvelce Amerlkalılarda olan Cam Ranh Körfezi ile Da Nang limanlarmda tutunmaya calışmaktadırlar. (Bu son iki Üman Vietnamındır). Bu durum, Sovyetlerin ellnl, kolu nu bağlamaktadır. Aynı şey Amerlkalılar lcin de söz konu sudur. Nitekim, İranlıların 4 kasım 1979'da Amerlkan BüyükelciMğinı basarak 60 küsur kişlyi tutsak almaları üzerlne. Amerika, dev uçak gemilerlndon blrinl iran Körfezine gönderememlştir. Hürmüz darbo ğozı kendilerlnl korkutmuştur. «Füze ml, donanma mı?..» tartışması Sovyetler lcin yıl lorca önce cözülmüş glbl Ise de Amerlkalılar lcin gündeme yeni gelmlş blr konu blcımlnöedlr. Nedeni, Reagan'ın 160 r.iiiyar dolarlık geml yapım programıdır. 160 milyar dolar «daha cevik ve masraf8iz» kücük gemi Tartışma konusu Tarihi dcgiştiren kitap Amerlkolı Alfred T. Mahan, 1890'da yayınladığı Denlz Gücünün Torih Üzerindekl Elklsi (The Inflııence of Sea Po wer Upon Hlstory) adlı 500 sayfalık kltabında denlz gücu nün önemlnl butun cıplaklığı İle vurgulamıştır. Blrlncl Dün ya Savaşmdan ftnce Almanların. Japonların, Amerikalıların, Inglllzlerln ellerlnden dü şürmedlklerl bu kitap bu günkü donanmalarm temel felsefeslnl ortaya koymuştur. Alman Imparatoru Kalser Wllhelm kitap icln: «Mahon'ın ya pıtını okumuyorum, yiyorum. Bütün gemllerlmde bundan bir tane var. Almanyanm g a leceğl donanmadadır. Denız tanrısı Neptünün üc slvrl uc lu mızrağı blzlm elimlzde olmalıdır der» Ve gerçekten de kitap. Alman donlz gücünün temeli olmuştur. Bu durum Mahanı çok özmüştür. Aralık 1914'de yaşama gözlerlnl yumduğu sıralarda bu yözden büyük ruh sarsıntısı geClrmlştlr. Sedef Arlfoğlu İle Mehmet Dirik Evlendller 28.5.1982 Sheraton Otell lerin yopımı lcin ml sorfedll?ın, üc. dört futbol sahası genişliglnde ucak alanları olan o'ev gemllere ml harconsın?.. işte tartışma bu Ikl secenek arasındadır. Tartışma yıllardır sürüp gltmektedlr. Örneğln, Soğuk Savaş sırosında dev ucak gemilerl Moskova lcin büyük lehdlttl. Kore Savaşın tia, Güneydeki üsler elden cık tığı hulde ucak gemllorl us görevlnl sürdürüyorlardı. Durum bu olduğu halde Sovunma Bakanı Robert McNamara, 60 ortalarında 23 uçak ge misinin paslanmasına göz yumdu. Fakat, Vietnam Sava şı sırasında flkrini değlştırdl ve üc dev ucak gemlsinln ya pımına izin verdl. Cünkü, Vı etnamdaki kara üslerlnde gerillalar binlerce ucağı yok ettiklerl halde Tonkin Körfezi ve Güney Çin Denizindekl ucak çıemilerlnin ucakları görevlerini sürdürebllmlşlerdi. Şurasını bellrtmekte yarar vardır kl savunmasız blr kara üssu de, hava üssü de, ucak gemisl de aynı derecede ölü me mahkumdur. Sheffleld, sa vunma sllahları ile gereğince aonatılmış olmadığı ve alümlnyum kaplamalı olduğu lcin dlbi kolaylıkla boylamıştır. Ko nu böylece tsavunmalı», «savunmasız» ucak gemlsl tartışmasına dönüşmektedlr. bsa sen ucak gemisi blr tçell^Ki» gemisldir: Saldırı aracı olduğu halde hemen bütün parçaları kendinl savunması lcin yapıl mıştır. Ve konu bu açıdan ele olmınca 90 tonluk blr ucok gemisi 30 veya 50 tonluk da ha kücük gemilerden hesaplı sayılmaktadır. Bir ucak gemi slnln hava, denlz üstü ve de nizaltı saldırılarına karşı savunmolı olması gereklidir. Bu savunma ucaklar, füzeler, de nizaltılarlo sağlanmaktadır. Reagan'ın danışmanları 3050 tonıuk her gemi lcin ayrı savunma ucakları, ayrı denlz altılar, ayrı füzesavarlar yerine dev gemller lcm aVıha az 8ay!da savunma aroclarına gerekslnme duyulacağı ko nısındadırlar. Bu arada Fransız yapımı Exocet (egzose) füzelerinln eatışı blrder, artmıştır. Aşırı Istem, kuşkusuz, daha etkin. daha ucuz başka füzeler yapılmasını da kamçılayacaktır.. Bu durumda Egzose türü füze ler yoksul ülkelerin savunma oracı blclmlnde ortaya cıkmaktadır. Bunlarla denlz gerilla savaşları yapılabillr. Ancak, şunu da belirtmekte yarar vardı kl füzeler «all kı ran boş koparan» durumda da değildir. Bunlar bllglsoyar la calıştıklarından elektronik beylnlerl elektromanyetik dalgalarla parazlt yapılarak bozulabillr. Bu yolda yoğun ca lışmalar vardır. Bu yöntemle, bunlar, atana gerl de gönderi leblllr. Bu arada. Fransızlarla sllah yapcn onlaşmatarı Imzalamış olan Yunanlıların Egzose fü^e lerlnden edmeceklerl de dü şünülebillr. (Cumhuriyet istanbul'dan izmıre gön derilen 38 sepet balık kok muş, beledıye zabıta memurları da bu balıkiarı de nize dökerek Imha etmişlerdir. Denize dökülerok imha edilen şey balıklar değil balıga yatırılon ser mayedir. Blr taraftan tüccar ambalal Işlerlna ehemmiyet vermekle bera (3öy[öncE 29 MAY1S 1932 DENİZE DÖKÜLEN SERMAYE ber dlğer tarafton nakliya kumpanyalarımı? da bu asra göre fennl tertıbat olmalıdırlar Seyrısefaın Idareslnln bu hat ta calışan vapurlarındn bir yer ayırarak burasmı soğuk hava deposu haline getlrme8l artık zorunludur. DGünün ilanıC FENERBAHÇE GAZİNOSU Sehrimizln en kibar ve ne?ıh aıle muhltl olan ve şlmdiye kadar ıhmni edılmış bulunan bahcemfzde bir cok külfet ve fedakârlık sarffldllme sıyle mükemmel kopah yer ve dans mahalleri ycpılarak elektrlkle donatılmıştır. Meşri'bat flyatları gayet ehvendır. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıîık ve Gazetecllik T.A.Ş adına ., NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü: MüesseseMüdürü: Y«zı Ifleri Müdürü: •asan v« Yıyan HASAN CtMAI. FMİNt IJŞAKLICİL OKAY CÖNENSİN Ctımhurlytt Matbaacıîık ve Qa;cloclllk T.A.Ş. Posla Kutusu: 24G İSIantıul Tel: 20 97 03 (5 H«t) Sovyetler ve Amerika Füzenin öldürücü gücö yeni BÜROLAR. • A N K A R A : Konur SokaK no. 24/4 Yenişehlr Tasavvufiın Bmutlan OrtranedCUO f Annemarie Schinund Butün önemli krtapcılarda degerit kitaplar yayımto, Tel: 17 5825175866 Idare: 1 a.3335 HalltZlyı Bulvıuı No: 65/: Tel: 2547 0 9 1 3 1 2 3 0 Alatürk Caddeıl, Türk Hava Kurumu Ijhanı K«t 2/3 Tel: 14 55019 731 • İZMİR: • ADANA: 2i> Mayıs 1982 İKİNDİ AKŞAM YATSI 17.10 20.32 22.29
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle