Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 20 MART 1982 ıransızcada klml kez blr horgörü, klmt 1 kez blr hoşgörü. çoğu kez de bir hayranlık duygusuyla kullanılan bir sözCtik vardır: Autodidacte. Yeterli öğrenim görmemiş. ama kendi kendini yetlştlrmlş kişi anlamına geltr bu sözcük. Kendi kendini yetiştirme çabası insanm en yüce yanlanndan birini ortaya koyan, saygıdeğer bir çaba olduğu için de bu sözcüğün daha çok bir hayranlık duygusuyla kullanılması doğaldır. Ulusça kendileriyle övündüğümüz autodidacte yazarlanmız, sanatçılarımız, düşün ve eylem adam larımız bulunması da bunu kanıtlar. Ama zaman zaman ortaya çıkan, ktiçük bir sakıncası vardır autodidacte'lıgm: Sonradan görmeliğe benzer Sonradan görmenin lkide bir Incellk göstereceğim derken olmadık potlar kırması gibi. autodidacte da arada bir. en olmayacak yerlerde en beklenmedik yanhşları yapar. Örneğin Kemal Tahir, Türk tarihine roman aracılığıyla yeni bir yorum getlrmeye girişir. ama bunu yaparken, XIV. ytizyıl başlarında şövalyeierl latlnce konuşturtur, insanlara gözlük taktırtır. gemilerl dürbünlerle donatır; örneğin Attilâ llhan. «çabnk çabuk. agızdan. olabildigi kadar», yanl okumuş blr Fransızm bile pek altmdan kaikamayacağı, güç bir 1şl başararak, Clâude adh Fransız dostuna «D1van ozanlarmın kıt'a ve gazellerini» cevirir: sonra tutar, baslt bir dllbilgisl kuralınm her yerde geçerll oldu&unu sanarak athee sözcügünü athâ yapıverlr. Yalnız autodldacte'lara mt özgüdür bu türlü yanılgılar? Hayır kuşkusuz. Hem iyice düşünülecek olursa. autodldacte «öğrenimlis>nin ytlzde ytiz karşıtı da degtldlr her zaman. Kendi uzmanhk dalının dışında kalan alanlarda derinleşmeye çalışan kişi de autodldacte'tır bir anlamda. Fazla fazla. gerçek uzmanlıgın ne demek olduğunu bildiği İçin. her alanda bir uzman ağzıyla konusmanm sakmcalarım bildiği ya da bilmesi gerektlfti düşünülebilir. Klmi gerçek autodldarte'larsa. llgl ve bilgi alanlarmı şasırtıcı blr lvecenlik ve yöntemsizllkle genlşletirken, yanılma olasılıklarmı alabüdiğine artınrlar. ö r neğin Attilâ tlhan bu gözlemi sık sık doğrulamıg bir yazarımı?dır. ••* Söylemek blle fazla, Attilâ tlhan yazınımıza birçok güzel şlir. ortanm üstünde blrkaç anlatı kazandırmış. degerli bir sanatrıdır. tlk bakışta Insana Uginç gelen düşün yazıları da yazar. Ama, yetişimi gereöi, her yerde kendi alanmda olduğunu sandığı için, çocuksu yanlışlar yapar, şaşırtıcı çelişkilere düşer. Gene yeti Dilin Kemiği Tahsin YÜCEL şlml gereğl, el attıgı konunun uzmanlarının hiç ml hiç önemsemedikleri, basit el kitaplanndan, dağınık alıntılardan, haftalık dergl yazılarından yola çıkarak her soruna kendi ö?gün çözümünü getirmek. önemslz blr ayrıntıdan kapsamlı bir bileşlme gitmek ister. Üstelik. dayandıgı bilgi kınntı'arınm her sev o'dnSuna. bu her şeyln de kendlsinden başka hiç kimsede bu lunmadığına inanıyormuş gibi bir izlenim uyandırır. örnegin Maurice Nedeau gibi sıradan bir yazarı «Fransızların önemli edebiyat adamlarından b'rlsi» olarak niteler; örnegin. 1972 yılinda. co&u Fransiz avdmlannm kendisinden cültimsevprek söz ettlklerl Etiemble'ı «Fransız kültür yaşantısmın en Uginç kalemlerinden biri> sayar: üstelik, kendisinin bu yazıyı yazmasından tam on yıl önce bu «llsjinç kalem»in yurdumuza geldiftini. yazın dergilerlmlzde konuşrnaları. resimler) yayımlandığını bllmez. «Ülkemizde adı ilk defa sanıyorum ki bu vs'irta amldi». deyiverlr. Geçenlerde, kendlne özgü güvenle, televizyonda konusurken de aynı özellikleri sunuyordu Attilâ tlhan. örnegin. ekin ve dil konusunda gellştirdiSI parlak görüslerl Arapça / Türkce iliskisinl Latlnce / Fransızca 1l1$k1siyle özdesleştlrmeye dek götürüyor. «Fransızlar dillerindekl Latlnce kökenll sftzeükierl hiç yarMrgamazlar, çünkü bunları attmız mı gerlye Fransızcadan nek bir şev kalmaz». tttründen sözler ediyordu. Böylece. iyice görölüyordu kl, dllbilimsel konularda yeterli blr bllglsl bulunmak söyle dursun, çok düskün olduğu CJefs dizisinin bu konuya iliskin kitabını blle okumamıştı. Okumadığı. bilmedigl İçin de «a&ızdan» gazel çevirebiiecek öleflde iyi konuştugunu çıtiattıgı dilin Latlnceden dogdugunu, yanl onun dönüsmtiş blr blclmi oldu&unu, dolayısıyla Fransızca sözcüklerin Latlnce kökenM olmalarmı yadırgamanm fazlasıyla gültinç kaçpo'*ını rlHşunemivorum. Söylemesi acı ama Attilâ tlhanın 7 mart 1982 tarihli Milliyet ekinde yayımlanan « Dill bir çıkmaza saplamişızdır!..» adh söyleşlsl de aynı yılmaz autodidacte özeiliklerinl ortaya koyuyor. Bu yazıda, Atatürk'ün kendi başlattığı dil devrimini en sonunda çıkmaz bir yol olarak gördüğünü kanıtlamaya çauşıyor Attilâ îlhan. Bu güç işl başarmak için de Atatürk'ün 1 kasım 1938'de, Büyük Millet Meclisi'nde okunan açış konuşmasmaan bol Osmanlıcah bir bölümle 1934 ve 1935 yıllannda yaptıgı iki konuşmadan bol öz Türkçeli iki bölüm almanm yeteceğim sanıyor. Ne var kl, sözünü ettiği 1 kasım 1938 konuşmasmda, «Türk Dil Kurumu, en giizel ve verimll bir i? olarak, tllrlü bllimlerle ilgtli Tttrkçe terimleri bulmuş, böylece dilimiz, vabancı dillerin etkisinden kurtnlma yolunda büyük adımmı atmıştır. Bu yıl okullarımızda öğretirnln Türkçe terimlerle yazıltnış kitaplarla bajlamış olması, kiiltiir vaşamınm için önemli blr olaydır» sözlerlnin de bulunduğunu bilmlyor. BUyük Atatürk'ün 1937 yılında, kendi eliyle yazdığı Geometrl kltabmda birçok terimi Türkçeleştirdigini de bilmiyor. Ya da bilmezlikten geliyor. Attilâ llhan. Atatürk'ün kendi başlattığı dil devrimini yaşammın sonuna doğru bir tehlike olarak gördüğü kanısında olduğunu söyledlkten sonra da dil devrimlnin yasaya bağlanmamış olmasım bu düşüncesinl doftrulayan bir kanıt olarak gösteriyor. Yöntemli araştırma. tutarlı düşünme ahşkanlığı olan blr yazar, böyiesine aşırı bir sav ileri sürmeden önce, öbür devrim yasalarınm hangl tarihlerde çıkarıldığını anımsamak ya da öğrenmek gereksiniminl duyar, Atatürk'ün bu dönemlerde dil devriminden yana olduğunu kendisl de yadsımadığma göre, böyle bir yasaya gerek görmemesinln nedenlerini araştırır. Attilâ tlhan böyle bir araştırmaya girişmlyor. Söyleyelim kendisine: Atatürk dil devrimini yasaya bağlamamışsa. böyle bir devrimin yasayla gerçekleştirilemeyeceğlnl bildiği içindlr. Ama önce dilimlzin «yeni Türk harfieriyle kendini göstereceği» düşünceslyle «Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında kanun»u çıkartmış. sonra da Türk Dil Kurumu'nu kurTnustur. ••• Türk Dil Kurumu'ndan beklenen işlevse, Attilâ tlhan ne derse desln, «dilin, gerek öteki Türk dilleriyle, gerekse Osmanlıcayla ilişkilerinin büsbütün kopma masına göz kulak» olmak olmamıştır. Türk Dil Kurumu bir glzll örgüt değil, bü yük Atatürk'ün kurduğu tarlhsel bir ku rumdur, kuruluş amaçları. tüzükleri, yö netmeliklerl ortadadır, dileyen aiıp okuyabilir. Üstelik, dilbilimcilerin çok iyi bildikleri, sağduyulu insanların da kolayca anlayabilecekleri gibi, Türkçemiz de bü tün diller gibi toplumsal koşuüarla oağıntılı olarak sürekli bir gelişim içlnde bulunduğuna göre, Türkiye Türkçeslnln ötekl Türk dilleriyle ilişkilerlnl korumak hem boş blr düştür, hem de Attilâ îlhan' ın «Kemal Paşa'nın yurt milliyetçiliği» dediği ilkeyle baftdaşmaz. Türkçenln Os manlıcayla bağıntılarına gelince, Atatürk' ün yazı devrimini öncelikle bu bağıntılara son vermek İçin gerçekleştirdiği billnlr. Attilâ îlhan'ın sandığının tersine, «ulusun tarih bllinci»nin sürdtirülmesi dillmizde Osmanlıca ögelerinin yaşatılmasına bağlı değildir. Bu bilincl dilin değişmezli ğinde aramanm tutarsizlığını Saussure' den bu yana bütün dilbillm yapıtlan gös terir blze. olgular da kesinlikie doğrular. îsteyen bizim gerçek dilcilerimlzin yapıt larında da bulabil'r bunun kanıtlarını. *•• Attilâ îlhan, yazısmın sonunda, «Dl lln kemiği yoktur derler ya, yalan!...> dl ye kesip atıyor ama görüşünti kendisl İçin de geçerll saymak kolay görünmüyor. Öyle ya, bundan tam on yıl önce, yanl yur dumuzda bölücülüğün kötü bir çıban gibi uç verdiği ve klml çevrelerden stnslce des tek gördüğü bir donemde, Hangl Batı adh kltabında, o her zamanki çok btlmlş autodidacte ağzıyla: «Din birliğt, dil bir liğl cart, curt falan filan.. Yok efendim yok. Eğer Kürt kürtçe, Laz Lazca. Fellah Arapça konuşuyorsa, bu blzim hem şere fimiz hem suçumuz». diye yazıyor, fciml Batı ülkelerinde başlayan küçük soy dille rini öne çıkarma eğllimini parlak blr ör nek gibi göstererek Türk Dil Kurumu'nu bundan ders almaya çağırıyordu; bugün ulusçuluk anlayışı önem kazandıktan son ra, «tek yurt, tek halk, tek dil» Ukeslnl sa vunuyor; gene bugün, siyasal partiler kapa tıldıktan sonra, bütün ulusa mal olmuş bir devrimin «siyasal bir partinln sloganı» olduğunu ilerl sürerek yapışılacak yaka lardan sözediyor. Bu «kemikslz dil». bu dans adımlan, blr süre İçin blr «autodidacte»ı blr televizyon yıldızına döntiştürebilir, ama ne Atatürk'ün düşüncelerini ters yüz etme ye yeter, ne Atatürk devrlmlerini yolun aan saptırmaya. TRT ve Dil azetemdekl odamda Şükran Ketend, Şaldr Balkı, avukat Ralf Ertem oturuyoruz. Şükran'ın yanında bir kız çocuğu var, çeker ml çeker... Bu klm? Işıl özgentürk'ün kızı. Adı? Dünya. Ne güzel ad. Diyorum ki: Dünya, hem kız adı olur, hem erkeK. Şükran saçlarmı okşuyor. Dünya'nın, dünyayı anlaması için yaşaması gerek, büyümesl gerek, hayınlıklar görmesi gerek, sevgller görmesl gerek; lnsan denen yaratığın ruhundakl tüm glrdl çıktılarla tamşması gerek. Bütün çocuklar glbl Dünya'nın önünde uzun bir volculuk var. • Ralf Ertem 1960'ların öğrencllerlndendir; Yön derglslnde blrllkte çahşmıştık. Baiî'ln iki çocugu var: Birlnln adı özgür... Birlnln özlem. İnsanların adları doğum yıllanm da azçok belirleyebillr. Profesör Nlyazl Berkes'in ikiz kardeşinin adı Enver. Belli ki 1908 yılmda «Hürrlyet tnkılâbı»nda dogmuşlar. Türkçtilük akımlarımn yoğunlaştığı dönemlerdekl adlar da Attilâ, Cengiz, Gültekin, îlhan, Turhan. Kaan, Olcayto... 1950'lerde çoğu çocuğa Adnan adı verilmiştir. 1970'lerde doğan bebeklere verllen Isimler bugün 52 numarah bildirl kapsamına girebUir. Dostumuz avukat Ahmet Ketencl ile arkadaSimız Şükran Ketenci'nin oğullannın adı da Devrim... • 6 Televizyonda «Uykudan önce» saatlnde Adile Teyze her akşam sesleniyor: Sevgill yavrulanm, kuzueuklanm. camra çocuklanm, Oktay, Ayşe, Nihal, Can, Ali, Hülya, Murat. Mine, Müge, Şule, Yasemin. Emel. Alev, TJğur, Ahmet, Füsun. Zeynep, Tosun. Nuran, Işık, Sinan, Yavuz. AsU, Altan, Teoman. Can, Alpay nasılsınız bakayım? Yaramazhk etmiyorsunuz değil ml? Hnu? Uslu uslu oturun bakayım. sütünüzü içtiniz ml? Küçtikler her akşam «Uykıidan önce» beya« camın karşısına dizilip Adile Teyze'nin adlarını söylemesini bekllyorlar: söylemezse bozuluyorlar. Anaları babaları diyorlar ki Evladım, sen şimdi güzel güzel uyu; yann akşam Adile Teyze seninle de konuşur. * Şükran Ketencl anlattı. Oğlu Devrim beklemls, beklemlş, beklemlş; bakmış kl Adile Teyze admı blr türlü söylemiyor; TRT'ye mektup yazmıs: Adile teyzeciğim, benim adımı neden söylemiyorsun? Yoksa hiç söylemiyecek misln? Adile Teyze blr gün seslense: A benim kuzucuğum, sevglli yavrum, bir tanem Devrim, sakm yaramazhk etme eml!.. Anam babanı üzme!.. Sen uslu çocuksun, hemen yatağına gir uyu... r ^Devrtm bekllyor Adile Teyzeslnl...„ Ben de bekliyorum. Bir akşam Adile Teyze dile gelecekt A benim kuzucuğum, sevgill yavrum, Adile Teyzeslnin bir tanesi tnkılâp!.. Sütünü içtin ml yavrum? Uykun geldi değil mi? Haydi yatağa yavrum, mısıl mışıl uyu da ananı babanı üzme eml... RİI Iscan'ı Anarken.. Rakım ZİYAOĞLU ^ W^M^•^^^ (okurlardan... Tazminattan kesilen vergiler Slze. blr cok klşiyl llgllendirdlğinl sandığım blr konudan kısoca söz acmolt istiyorum. 8.10.1980 tarlhlnde calışmokta olduğum Işyerlnden, Işten çıkma tazmlnatı alarak ayrıldım. Ayrıldığım şlrket doha önce calıştığım blr dlğer şirketln yan kuruluşudur. Kıdem tazmlnatına esas olacak hizmet sürelerini blrleştlrmek imkanı tanınmış ve bu günkü para değe rl İle yaklaşık 600.000 TL. sını bu amaçla yeni şirkete ödemiştim. yeni blr Iş kurmakta harcadım. işten oyrılışınîdan 8 ay sonra 2457 $oyıt> yasa yayınlandı, Yasa blllndlğl glbl 12.9.1980 tarihl Itlbarlyle yürOrluğe glrlyor ve 12.8.1980 tarihl ile 23.10.1980 tarihl orasında Işten ayrılanları yenlden vergllendıriyordu. Sonucta Malıye 550.000 TL daha vergl saldı. Vermem gereken toplam vergi 730.000 TL sına çıktı. Şirkete ödedlğlm 600.000 TL. sını da hesaba katarsak ben Mallye'ye ve devlet şlrketine 12 yıllık hizmet karşılığında 1570.000 TL. hazmlnat tahak 1.330.000 TL. ödemiş olacağım. Bu durumda, 12 yıllık devlet kuk ettl. Geçerll yasoyo göre 180.000 TL. vergl kesildikten hlzmeti karşılığında, 25.000 TL. sonra, 1.390.000 TL. elime geç aylıkla, yosalara uygun yoldan tl. Bu parayı SSK kredisiyle Işten ayrılan Işcl statüsündekl yaptırmakta olduğum ev bor bir hizmetlınin alabileceği tazcunu ödemekte ve kendime mlnat gerçek değerlyle yalnızca 240.000 TL. olmaktadır, oyrıcg geçen sure lcinde, haliyi le harcanmıç olan parartm vsr gl olarak loö«el nasıl mörnkun olacaktır? Bu konu sadece benl llgllon dlrmlyor, aynı durumda bulunan binlerce kişlnln gecelerl rahat uyuduğunu sanmıyorum. Devlete ve topluma karşı görevinl yaptığına Inanan blr kişi olarak, her alanda olumlu çabalarin sürdürüldüğünü gördüğümüz bu flünlerde, 2457 sa yılı yasanın mağdur duruma düşürdüğü bizlerin durumunun da, Sayın yöneticilerlmlzce dlk kate alınmasını vs makul bir cözüme ulaştırılmasını dlliyorum. A. Slnan YELKEN Güzelyalı İZMİR TBT, okumayazma seferberliğine katıldı. MMİ Eğitim Bakanlıgı ile işbirliği yaparak, TV OKULU adıyla «uzaktan öğretme»li yeni bir okul açtı. TV Okulu, penceresini açar açmaz dersanede karatahta önünde genç blr bayan öğretmenle iki okul sırasında dört «öğrencl» görüntüleniyor. Ve okumayazma öğretimi başlıyor. Elde blr de «Alfabe» var. Böylece, Ulkemizin çeşitli bölgelerlnde ve yörelerinde televizyonları bulunan okuma yazma heveslisi yurttaşlann bu dersleri izlemeleri, seferberliğe katılmalan sağ lanmış oluyor. Bu, TRT'nin olumlu bir girişlmidir. TRT, Milli Egitim Bakanlıgı ile işbirliği yapmış ve bir bayan öğretmenle dört yetişkin «öğrencl aday» seçmiş ama, öğretim yöntemini (metodunu) yeterin ce ve gereğince belirleyememiş görünüyor. Öyle ki, 67 yaş çocuklanna uygulanan yöntemlerle, ya da kimi benzerliklerle 3040 ve daha yaşlı yetişkinlerin okuryazarlığa yöneitilmelerınde gülmece (mizah) ttirU durumlara duşülmektedir. Açıklayalım: Bayan öğretmenin ses ve söz duruluğuna, davranışlarına diyecek bir şey yok. Onun ilkokul birinci sınıf öğrencilerine öğretmenlik yapabilecek tüm nitelikleri taşıdığı belli oluyor. Çocuk psikolojisi, «Çocuğa görellk ilkesi» yönünden öğretime hazırlandığı anlaşılıyor. Ama yetişkinler (okul çagı dışında kalan yaşhlar için) yeterli görünmüyor. Daha doğrusu bu tür bir göreve henüz hazırlanamamış.. ÇünkU, görüntüler ye tişkinler açısından doğal değil, yapay (sunl)dir. Evet, ögretimde çocuk lisikolojisi açısından küçüklerin iç dünyalanndan doğal olarak kaynaklanan «oyun» eğilimi, öğretim yön teminde değişik çalışmalardan yararlanmayı gerektırir: Müzık, şarkılı oyunlar (rontlar), resimli hareketli oyunlar, 67 yaş çocuklarının doğal dunyasıyla ilgilidir. Ve elbette küçükler için ilgi çekicidir. Bütün bunlar ve daha başka çalışma, alıştırma yöntemleri «çocuğa göre»dir. Ancak, «yetişkinlere, yaşlılara göre» öğretim ilkesi daha başka, daha «cid di» konuşma, çalışma ve alıştırma (temrin) yöntemlerinin seçilmesi ve uygulanması gereklidir. Her şey, yetişkinlerin olağan ve doğal durumlarına göre düzenlenmelidir. KEMAL CSTÜN Emekli öğretmen Kadıköy/tSTANBUL "Uzaktan öğretmeli,, okul... aşlm t^can'ın ölumü yurt çapmda üzuntu uyandırmıştı. Doğu'da politika oyunlannın hor gördüğü fakat kamuoyunun «Haşim Baba» diye adlandırdığı, Türk basımnm ayınmsız bir ağızla «İstanbul'a imzasını atan adam» manşetiyle nitelendirdigl başkan İşcan'ı 14 yıl önce bu ayda (U Mart günü) yltirmişük. Haşim tşcan'ın her yü 11 Mart günunde onılması görüş, hizmet ve davranışlannın her dönemde geçerliliğini koruma gücüne dayanır. Böylece onun anunsanması belirli tarihlerde bir özgeçmlsin tekrarından veya kendisine şükran borcunun ödenmesinden ibaret değildir. Eğer anma gerekçesl bu kadar sade ve kurak olsaydı nankör dünyamızda şükran borcu coktan ödenmiş olurdu, Gerçekten rahmetlinln anılmasının nedenlerl arasmda her zaman devlet adamlan. polltikacılar bakanlar, idareciler, fenciler, imarcılar, beledlyedler için özellikle Istanbul'a hizmet edebilmek doğrultusunda almacak dersler. ibretler, örnekler vardır. Kısacası Haşim Baba anıhrken, ölüm yıldönümü bile yalnız îstanbul'a değil büyük şehirlere, belediyelerine yararlı olmaktadır. O, gelecek yönetici kuşaklar ve genç beledlyeciler için özenle incelenecek bir llke ve stratejl ustasıdır. Şu olay îşcan'm adam seçme ve yetiştirmesine, ileriyı görüşüne ve çalışma biçimine ne güzel örnektir. Belediye makamına geldiginin ertesinde belediyede üst kademede bulduğu koyu particî, dinamik, cin gibi zeki başkan yardımcısını odasına çagırmış şunlan söylemiştir: «Biliyorum, fırsat olsa kendini ve partini benim yerime geçinnek bile ister sin Ama defterini de biliyorum Seninle çalışmak lsterim. Belediye ne senin, ne benim. Istanbul'u partiden daha çok sev. Bak, ben içeri girerken partiyl dışarda bıraktım. İstanbul'a hizmet ibadettir. herkese nasip olmaz.» Rahmetli Başkan'm kazandığı genç, bugün böyük bir kuruluşun işlerini üstün bir başanyla sürdürmektedir. Ha'jim îşcan bir anidır ama bir ekoldür. Kuvvetli bir şehircilik ve belediyecilik formasyonuna sahıpti. Samsun'da. Endurum'da Bursa'da, Antalya'da, îstanbul belediyesinde yasaiann yeterslzllgınden, yetkilerin de kısırlığından ötürü kolları Bağlı durmamıştır. Deneyimlerine guvennüş. uygulanabllecek kurallar ortava koymuştur. En büyük özelliği belde hemşerisinl çok iyi tam masıydı. Her yerde otoritesi ve gülücüğü beraberdi. Sokakta dahi her tür insanla içli dışlı olurdu. BaO ülkelerinin bazı arrandismanlannda gördüğüm başkanlar gibi. Şehir Işlerinde ekol sahibi ve usta stratel demiştim Belediyeciliğin, ortak yaşamm ve demokrasinin kökeni olduğunu unutmamıştır. Halkın ihtiyaca dayanan gerçek isteklerini saptamaktaki becerisiyle kendisinin yapmak îstedikleri, halkın isteklerine uygun duştüğü için, girişimleri bagarıyle sonuçlanırdı. Onu anarken düşündüğümüz şudur: Belediyelerimiz günün gereksinimlerini karşılayacak anlayış, meslek ve teknik düzeye ulaşmaktan uzak kalmıştır Halk, hükümet ve belediye genel ilişkilerindB sıkıntilann bir kısmı bu nedenlerden doğmaktadır. Kısaca îşcan yapısı yıllar boyunca kurak ve çorak kalmış uzun ve ilginç tarihinden yararlanılmaTIIŞ meslek olarak benimsenmemiş, özellikle ortaft ve uvear vaşamm demokrasi alışkanhğmın tabanı gö7ii ile bakılmamış. hemşerilik ilişkilerine ve dayanışmasma yöneltilmemiş belediyelerdeki bölünmeler, anlaşmazlıklar karsısında İşcan engelleri kendine ö?gü davranışla aşmasını bilmiştir. Eserleri bazı kltniklerde ögrencilere gösterilen ilginç tıp olayları p'bi değerlendirilebilirl Haşim İşcan 500 yıllık l=+anbul Belediyesl ve Başkanları tarihinin seçkin, ak ve örnek bir kişisldir. H ( Cumhuriyet 20 MART 1932 ANKARA 19 (Telefon\a) ismet Paşa'nın, kabinesinin istifasını Reisicumhur Hazretlerine takdim ettiği hakkındaki haberler asla doğru değildir. En selahlyettar ve güvenilir kaynaklar böyle bir Su sayacları ve bir dilek Ankara'da 1974 yılında beledlyenln aldığı blr kararla yeni yapılan konutlara tek su sayacı konulması koşulu getlrllmlştl. Daha sonrakl yıllarda Ise Danıştay, belediyenln bu ka rarını Iptal ederek her dairenin ayrı ayrı su sayacı kullan masını uygun bulmuştur. Ancak bu iki karar arasmda yapılan konutlarda su paralarının bölüşumü tatsız münakaşalara, hatta kavgalara kadar varan büyük huzursuzluklara neden olmuştur. Bu durumdakl dalreler, süzme sayaolardakl sorunlan çöze memiştir. Bunun üzerine aynı su ulaşım kolonu bulunan konutlar su sayaçlannı ayırmışlar. tek ulaşım kolonu bulunan konutların ise sıkıntıları sürmektedlr. Şu anda Sular İdaresinln Istediği yere topluca ve ayrı ayrı su sayacı koymak apartman saklnlerlne 1550 bin lira arasmda değişen ek bir masrafı gerekll kılmaktadır. Büyük coğunluğumuzun dar ve sablt gelirll olması yüzünden bu parayı bulup sorunu çözümlemek Ise Imkansızdır. Dlleğlmiz; her dalrenln banyo kısmında bulunan ve çoğu şu anda takılı su sayaçlarının bir defalık her daire adına Sular ldaresince kayıt ve kabul edilip, su tüketlm paralarının buna göre ve her dalreden ayrı ayrı tahsllldlr. Halil BİBER Demlrlibahçe ANKARA İSMET PAŞA İŞ BAŞINDADIR ihtimalin bile varit olmadığını kesinlikle beyan etmışlerdir. İsmet Paşa Hz. bugün bütün gün Başvekalet daıreslnde meşgul olmuşlar, mutat mesailerine devam etmişlerdit. Resen emeklilik konusu Biz, Bakırköy Ortaokulu öğretmen ve öğrencl velilerl olarak, okulumuz yonetımlyle ilglll bir sorunu yetkililere iletmek istlyoruz. Okulumuzun eski Müdurü Muommer Tuneer gerek ortaokul içinde düzenin korunmasında ve bunda başarıya ulaşmasında gösterdiği çabalar, gerekse öğretmen öğrencı diyalogunun gerçekleşmesinde gosterdiği genel dislplin cerçevesindekı anlayışı biz velileri çok memnun etmekte, çocuklarımızın başanlı yönetlciler elinde yetlşmesinden buyük mutluluk duymamızı sağlamakta idi. Ne varkl, çok sevdiğimiz Sayın Tuncer'in res'en emekliye ayrılması bizi, blzl olduğu kadar çocuklarımızı da üzmüş bulunmaktadır. Halbuki ckulda görevli 15 öğretmen arkadaşımız müracoat ettikleri halde, hiçbirine emeklilik hakkı verllmemlştlr. Bunun yanında sayılan ve sevllen müdurün res'en emekliye ayrılması bızl düşündürmüştür. Durumun bir yanlışlıktan doğduğu umuduyla, yetkililerın isteklerimize kulak vermelerini arzu edlyoruz. Sayın Muammer Tuncer'i yeniden okulumuzun başında görmek biz" velileri, öğretmenleri ve öğrencilerl mutlu kılacaktır. Bakırköy Ortaokulu öğretmen ve öğrencl velileri II Günün ilanıl Bursa Askerl Lisesi beden ve spor terbiyesl muallimi kıdemll yüzbaşı Nazmi Bey tarafından tabettlrilmiştir. Bütün gençlere elzem olan bu levhayı hararetle tavsıye ederız. Fıyatı 10 kuruştur. SON USUL ALETSİZ İDMAN LEVHASI Dokuz aydır emekliliğimi bekliyorum 1.7.1981'de emekli oldum. Fakat bu güne kadar aylık çeklerim ve sağlık karnem gönderilmedl. Birçok kez ilgililere başvurduğum halde bir sonuca ulaşamadım. Dokuz aydan beri yapılamayan empklilik işlemlerim için hiçbir yasal engel de yoktur. Yetkililere yaptığım müracaatlarda gelen yanıtlar hiç değişmiyor: Gerekli işlemin yapılması için gereken talimat verilmiştir. Bugüne kadar bir adım dahi ilerleme olmadı. Emeklilik işlemlerinin on gün içinde yitirilip aylığı bağlanacak yolunda yetkili kişilerin açıklamalarına rağmen, aylığımın bağlanmaması beni mağdur duruma d(lşürmektedir. Seydo? TANRIVERDt Gürçeşme/İZMÎR Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına ,. NADİR NADİ Genel Yayın Müdürü: MüesseseMüdürü: Yazı Işleri Müdürü: Basan ve Yayan HASAN CEMAt. EMİNE UŞAKLIGİL OKAYCÖNENSİN Teknik elemanlar arasındaki ek gösterge ayrıcalığı Teknik hizmetler sınıfına dahil olup eşit İşl gören ötekl 4, 3, 2 yıliık yüksek öğrenim olan teknik elemanlara ek gösterge verllmemesi, teknik elemanlar arasındo huzursuzluk kaynağı olmuştur, Ek ve yan ödemeleri; sadece, bellrll meslek sınıfını ödüllendirmek olmamalıdır. Teknik hizmetlerl blr bütün olarak düşönmenin ulusal açıdan yararlı oiacağını ve eşit Işi görenlerln huzur lcinde görev yapma ortammın yaratılmasını ve ek göstergelerden tüm teknik elemanların kadro derecelerine bakılmaksızm yararlandınlmasını umutla bekilyoruz. Fehml TOPAL BURSA Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 ISIanbul Tel: 20 97 03(5Hat) BÜROLAR. • ANKARA:KonurSokakno.24/4Yenişehir Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare. 18 33 35 Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 Tel: 25 47 0913 1230 • İZMİR: • ADANA: Atatürk Caddesi, Türk Hava Kurumu lşhanı Ka« 2/3 Tel. 14 55019 731 TAKVtM İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ 20 Mart 1983 • AKŞAM YATSI. 5.26 7.03 13.21 16.46 19.21 20.52