25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 1982 KÜLTÜR Y A Ş A M 1 Cumhuriyer 5 insanlar ve sanat murat belge Kitle iletisiminde kadın görüntüsu Zeynep KARABEY ADINLARIMIZ oldum olsı pıyasa carklarınm ırılı ufaklı dışlerını dondurmek ıçın kalitelı yağ muamelesı gormuştür. «Almak», «Satmak» gıbı eylemlere bir kadın parmağının gırmesı mut laka iyi sonuc venr duşüncesıyle işe başlanmış. her ne kadar ailenın kesesi erkeğin elınde olsa da bu keseye en sık gı ren el kadınındır deyıp, tuketıme yöneltılecek kışı olarak kadin hedeflenmiştir. Bu alışkanlık artık basına da sıcradı Her pıyasa dışlısı gibi basın pıyasasının dişlılerıni de gıcır gıcır ışleten kadındır, İster gazete olsun ister dergı, kiminin «boyalı» kiminin «renkli» bazılarının «magazln» diye nitelendırdiği basın türü, kadın okurlarıno karşı pek bi hürmetkâr, duşünceli, kollayıcı davranmak ta. Her tür' kadın düşünülur bu basın tarafından. Evde oturan kadın, calışan kadın, bıraz tutucu çevrenın kadını, bıraz «açılmış» kadmlar, düşuk gelırli ailenın kadını, yüksek gelirli ailenin kadını... Ve doha birçok kadın bu başından nasıplerine düşeni alırlar. Bu basının kadıno yonelık etkınliklerinın de ksndine özgu bir tarihcesı yok m u ' Bir zamanlar, kadın haklarının taze K[ «SANAT EVRENSELDİR» DENİR AMA, BİRBİRİNDEN AYRI KONUMLARDA, FARKLI PRATİKLER İÇİNDE BULUNAN İNSANLARIN YAŞANTILARININ DA FARKLI OLMASI DOĞALDIR. KADIN SANATÇILAR, DÜNYAYA DEĞİŞİK BİR AÇIDAN DA BAKMANIN MÜMKÜN OLDUĞUNU HERKESE KANITLAYABİLİR. ekiz mart «Kadmlar» günüydü. Bizim sayfa çarşambalan çıktıgı için iki günlük rötarla yetişebiliyorum bu günü kutlamaya. Bir erkek 1çin iki gün rötar bayağı başarı sayılır. Ikiyüz yıldır rötar yapanları da görüyoruz. taze, buram buram ortalıkta olduğu donemlerin hernen peşınden, kadınlara yone.ık, onlann dunyasına «ışık» tutan yayınlar çıkarılmıştı. Dikışi, nakışı, modası, yemeğıyle, erkeklerın yan gozle bile bakmak ıstemediklerı yayınlardı bunlar. «Dişi» değil, «kadın» kokuyorlardı. Tutucu bir toplumsal yapının, kadını yasal olarak bir yere getırmeye calışan üstyapıyla taban tabana zıt eğilimle ı di Neresi para kokuyorsa, nerede bir dışlınin ışlemesıne elverışli bir boşluk varsa oraya yonelık yayınlar planlandı. Gazete ve dergiler yelpazesınde buyuk kuruluşlar birkaç dılım bırden kapatma yarışına gırıştı ler. Bu surecın başını ceken olgulardan bırı gelışmış bir teknikti. Artık gözler oyie «güzel» şeylere alışmıştı ki, her ısteyen o nitelikte bir yayın cıkaramıyor, «güzel» bir şey cı Amazonlarm bir Batılı kâşif tarafmdan bulunması da Roberta Gregory'nin. Onların değişik kültürlerinden bakmca bir çeşit yabancılaştırma etkisi kendi alışık olduğumuz kültürün saçmalıklanm görüyoruz; «Clnsel organ deodaran»! üretebilen bir kültüre karşılık, onunla sivrisinek öldüren bir başka kültür. Roberta, kadınlarını güzel çizmekten vazgeçmiyor, bunun için de birçok feminist tarafından eleştiriliyor. S Kadın karikatürcülerin kadın karikatürleri Kadmların özel gündellk ha yatıyla ilgili her şeyi, tampakstan doğum kontroluna, karikatür komısu yapıyorlar. Ev işi, «epik» bir konu. «Geleceğin kahramanı raakina ile insanın symbiosis'ini yarafean kişi» olarak tanıtılan bigudili ev kadını, «element»lerle, su, ateş, hava ve toprak. savaş halinde: defrost etmeye çalıştığı buz dolabının «kutup ayısı» ruhu ya da fırından alev saçan «arslan ruhu» kılığında elementler. Bazen Sovyet «sosyalist gerçekçi» sokak afişleri üslubuyla, şanlı güneş ışınları gökyüzünü süslerken, bir dağın doruğuna kahramanca tırmanan üç ev kadmı ellerinde elektrik süpürgeleri, moplar, süpür gelerle geleceğı fethediyorlar. Çizgiroman kahramanlarında şimdiye kadar pek rastlanmamış tiplemelere gıdiyorlar. Lee Marrs'ın «Pudge Girl BHnıp»i, otuz kilo kadar fazlası olan bir genç kız. Onsekizınde ve umutlarla dolu. «Belki bir ırzırna geçen olur> diye gıttiği porno fılm şirketınden kovulah, ılk işe girdiğinde, «Patronum bekâr olabilir, ben de gözlük'lerimi çıkarıp...» diye hayaller kuran bir kız. Ama karikatür sanatının geleneksel «çirkin kadın» tipinden çok farklı. İnsancıl, iyimser, dırençli aynı zamanda . yalnızca gülünç değil. Kaliforniyalı kadınları bırakıp Türkiye"ye gelelim Bizde de kadın başından beri karikatür konusu olmuştur. Herhalde yeterince komik bir konu sayüdığı için, erkek karikatürcüler çok zaman ozel bir «espri» butaıaya bile • çalışmazla'r. Erkek toplumunun kadın hakkındaki önyargılarından biri iki çizgiyle birleştiginde, karikatür ykpılmış olur Kadmlar boş kafalıdır, modadan başka şey düşünmez ler. Evlilikte kocalarının ba şmın etini yerler. Paraya. lükse düşkündürler (üstelik. bunların çizildıği dönemde. yani otuzlarda, kırklarda. Türkiye'de bu imgeye az çok • uyacak kaç kadın vardı aca ba?.) Zamanla, cinsellik nes nesi kadın, kolu budu yerin de «âfet» kadın da karikatü re girdl. Günümüzde. bu tip sanırım birinci sırayı alıyor. Abartılmış kalçalarınm, göğüslerinin ardında herhangi bir insanî boyutu olmayan bir kadın bu. Yalnızca erkeğin isteğini yansıtıyor, onun ürünü. Uzun zaman Türkiye'de pek az kadın karikatürcü yetişti. Onların da, yukanda değindiğim türde, «kadınca» bir bakış açıları yoktu. Ama son birkaç yıldır, özellikle Gırgır çevresinde kadın karikatürcülerin de kişilik bulmaya başladığını görüyoruz. Feminizm gibi bir kaygısı olduğunu sanmadığım Özden Öğrük, «Be diş»de, kadınca bakışın ben ce başarılı örneklerini veriyor. Üstelik, «yamanma» bir bakış değil, çünkü doğrudan doğruya çizginin ken dinde içkin. Edebiyatta kadın yazarlar çıkıncaya kadar, dünyanın yarısı demek olan kadınhğın birçok yaşantısı işlenememişti. Uma rım şimdi karikatürde kadmların varlığı da yaşantının önemli boyutlarmı bilinçlilik düzeyine yükseltecektir. Kadm sorunu Türkiye'de de gündeme geliyor. Ama kitle iletişimine yansırken «ticarîleştiriliyor». «Kadın özgürlüğü»nden dem vuran birçok yaym, aslında yeni tip bir bağımhlaştırma tekniği uygulamakta... Neydi bunlarda verilen? Oku mak alışkanlığının gırtlağını kesen fotoromanlar, güzellık uğruna katlanılacak eziyetlerin tarıfnâmelerı. başka bir uğraşın varolamayacağını peşinen kabul etmış görünen «ev» köşeleri, cocuk bakımı, zırtpırt.. Bunlar. ne yaparsa yapsm boy nunu kırıp evınde oturmaktan başka olanak bulamayacağına karar verılmiş «hatun» kişılerin gazetede, dergide kendilerine ozgu yerler bulmalarını sağlamak icin yapılan bırer «hlzmet» olarak allanıp pullandı da. Artık buda geçti. Bu tür yayınlar modası gecmiş «hizmetler» olarak tarihe karışmak uzere. Şimdi başka bir donem yaşanıyor. Her yerde, her şeyde kadını profesyonelce kulianmayı oğreniyor, basınımız. Gazeteler endustri ekı mi veriyor? Fabrika bacasının üzerine mO' yolu bir kadın oturtmak Ilk akia gelen «fikir»lerden bıri. Bılimsel bir yayın mı cıkacak? Hoş bir hatun kalcasını kıvırıp kapağına yerleşiveriyor. Yemek tarıfı mı yapılacak? Her ne ' kadar Bolu'lu. pala tsıyıkh ahçılarımız ünlü de olsa, tatlı gulüşlu dılberler yapıyor tarifleri... Kadın dergisi mi, kapağında kadın. ıcinde kadın. Erkek dergısı mi, elbette her ye: rınde kqdın. Ne olacaktı ki, calar saat mı? Üstelik yeni «kadınsı» akımın ıcinde yer alan kadın dergileri kendi iclerinde ne istödıklerıni bılemez bir karmaşayı da birlikte getirdiler. hizmet sundukları kadın bir zamanların elişı, evışi, nakış ışi, cocuk ışı. yemek ışı yapan kadını. Daha doğrusu porayı verıp alan coğunlukla o kadın. Bunu boyle bihyorlar. Ama onlor, «kadın özgürlüğü», «kadm hakları», «çağdaş kadın» gibisınden lâflar da etmek istiyorlar. Bu işin bir yolu yordamı olsa gerek. Bu ıkılemi üstelik gerılerindeki sermaye de pekış tırıyor. Ne yapacaklar? Bir yandan dıkış, nakış, örgü, cocuk bakımı gıbı konular işleyecekler, öte yandan da «Aman hanımlar, sizin erkekten ne eksiğiniz var? Özgürsünüz, haklısınız...» fılan falan dıyecekler. «Özgürce harcaym... lşt« makya| malzemeleri, işte moda, Işte mutfaktak! son yenlliklerin sonucları, harika aletler... İşte güzellık salonları... Ozgiirce kadınlaşın...» • Dediler. Ardından tabular yıkanlar, toplum değerlerini eleş tırenler, kendi iclerinde tutarlı bir havayla birlikte bir süreci adım adım izleyenler oldu. Oluyor da. Bir oyunun kuralını bi lip ono göre oynayacak denll bilincll yapıyorlar işlerinl. Ama yıne de bol paralı basınımızın ele aldığı «kadın» olayında aynı dergi icinde bu tür girişimlerln pek boyutlu yapılabılme olanağı olmadığı görüldü kı, başka bir yol ser cildl bu kez Oturmuş, kendi icinde tutarlı, bazı tabuları oyun kuralları Icinde yıkmasını bilen bir kadın dergisi sürsün, ben onun yanında daha atak görünüşlü, daha «özgür» havalı hoş ve boş bir der gl cıkaroyım. Oldu mu size, birbirinln tıpatıp aynı görünüşlü iki kadın dergisi. Her birinln kopağında bir başka güzel. Kadmlar, kadınlar, kadmlar... Göğsü hafif acık klminde. göbeğl biraz meydonda öteklnde, berlki örtünmüş örtünmesine de <ay, şuracığım açıkta kalmış» der gibi bakıyor. Kadmlar. Şimdi yalnız olıcı, aldıran, plyasanm dişlllerlni döndüren kalitell yağ olarak kullanılan kişiler değil onlar. Kadmlar basın piyasasının dönen dişlileri hallne getirilmek icin cahşılıyor glbl. Cürv kü güncellik, politika. sansasyon, lotarya, bir yere kadar söküyor, periyodik basında. Kadın güclü dişi. »Dişllik» güç' lü bir dişli. Üstelik ötekiler yıp rondı. Yıpranana kadar kadın dışlisini kullanırlar. Cünkü biliyorlar ki, o dişlinin arosında ezllmeleri icin hicbir altyapı yok. Üstyapı da yok. Yok mu acaba? llkin, sanatta ve kitle iletişim araçlarında «kadın imgesi» üzerinde odaklaşan birkaç kısa yazı ile birllkte, «kadın sorunu» üstüne kısa bir tanıtıcı yazı koymayı düşünmüştum. Ama konu o kadar geniş ki, boyle de olsa alanın yarısını bile kapsamaya ımkân yok (sırası gelmişken, bu sayfaya sığmakta güçlük çektigımi de itiraf edeyim.) Elimde toplanan bütün yazılan değer lendiremediğim için haftaya aynı konuyu sürdürecegim. Bu yakınlarda Amerika'da yayınlanan, popüler kültür konusunda uzmanlaşan bir dergîde. kadın karikatürcüler üstüne bir yazı ilgimi çekmişti. Yazı uzun geldiği için çevirmek mümkün olmadı. Kısaltarak, bi raz değiştirerek de olsa, aslında o yazının özünü aktarıyorum burada. Kallforniya, yeraltı yayını ve karikatürcülüğünün merkezi. Buradaki çizerler arasında pek çok kadın var. Batınm kadın özgürlüğü ha reketine de yakınhğı olan bu kadmlar, dünyaya bakış açıları nedeniyle. yüzyıllardan beri karikatür sanatına sinen ve artık doğal sayılan çeşıtli ideolojüeri saptayabilmışler. örneğin Floransah Baldinucci, d'aha 1681 yılında, karikatürü şoy le tanımlıyor: «Doğa insan yüz hatlarını bozmaktan zevk alır; kiminin burnunu egriltir, kiminin ağzını büyütür. Bu uyumsuzluk ve oransızlıklar kendl başlanna güldürücü olabiliyorsa, sanatçı da izlenimi vurgulayarak izleyiciyi gtildürebi lir.> Çeşitli düzeylerde eşitlik konusunda özellikle duyarlı olan kadmlar böyle bir «güidürme ögesi»nin temeline karşı çıkıyorlar. Doğanın yanılgısını değil. top lumun kaprislerini vurgulamaya çahşıyorlar: Giyimde, makyajda, davranışta, inançlarda görülen toplumsal çeşitlilik, onlara göre yeterli güidürme ögesi. ' Karlkatürlerine kadınları koyarken, «karikatürdeki kadm»ın da yüzyıllardır bü tün toplumsal önyargıları yansıtır biçimde çizildığlnin bilinclne vanyorlar. Kendilerini bundan kurtarmak . için epey güçlük çekiyorlar. Sorunları kadmı idealize et mek değil, çogu zaten bunun tersini yapıyor; erkek si bakışın oluşturduğu aşağılayıcı kimlikten çıkarmaya çahşıyorlar. Böylece işe başlayan kadın karikatürcülerinin başlıca özelliği, kişisellikleri. Yaptıkları ış, kadınları kendileri üstüne kafa yormaya zorladığı için, eserlerinde de ister istemez kişiselleşiyorlar. Çizgiroman türtine de daha çok yakınlık du yuyorlar, çünkü vermek istedikleri şey, tek karelerde gösterilecek belırll anlardan çok, uzun bir anlatıya yatkın. Ancak, bu şekilde sık sık başvurdukları «hikâye» ögesi, kendilerinin bilincinde olmalarıyla içiçe geçtiği için, yapı karmaşıklaşıyor; kişiliğin açılması ile toplumun sergilenmesi bir arada, «polifonik» denebilecek bir örgü oluşturuyor. Mizah, çok zaman çarpıcı değil, kahkahadan çok düşünceli bir gülümsemeye yol açar nitellkte. Sorunları kadınlıkları, kişilikleri, bun larm ne kadarının kendi malları, ne kadarının toplumca empoze edilme olduğu vb. ön planda olduğu için, ne tam nesnelleşeblliyor, ne de saf bir mlzaha yönelebülyorlar. Kalıplardan sıyrılmaya büyük çaba harcıyorlar. Çoğu zaman dilleri açık saçık. «Şok»a önem veriyorlar ve bunu bir, silah olarak kullamyorlar.1 rının bırbırlerıni itekledıklerinı ayân beyân ortaya koyqn şeylerdi dıyebılırız. Bu itışkakış arasında bir surü yayın çıktı. Battı, tutuldu ama gırışimler bırbırini izledı. Derken ülkenın basın cevrelerınde değişik bir yel esmeye başladı. Amatör basın yerını iyiden lyiye profesyonel bir ortama bırakırken, her şey gıbı gazete, dergı cıkarma olanağı da el değıştirme sürecine gır karmayınca da batıyordu. Bu güzellık, canı sıkılan, evde oturmak zorunda olduğu varsayılan kadmlar icin de zoka olarak kullanıldı. Ve öyle bir noktaya gelındi kı, kadın yaylım ateşıne tutuldu. Bir dergi. bir dergi daha. Hatta kadın gazetesı, gazeteleri.. Her gazetede kadın koşesı... Yetmedı, kadın sayfası, o da yetmedi kadın eki, öduller ve doha neler .. SAN ATÇIYI ZI\ARET e#ıı ESKEKLecı Koomnon. EVCT. SEVMA usniNOze AUNIIOKSANIZ. »ıre OrtNA Çizgl roman kahramanı Trina aynı zamanda karlkatürcfi Roberta Gregory'nin kendisi. Kişisellik ve karmaşık anlatı yapısı bu öroekte görüleblltyor. Kendini anlatan sanatçı. aynı zamanda kendisiyle ilgili «düşsel» kimliğini sunmakta. Bilgili, kişilikU, erkeklerl mes>t eden, ama sırasında hadlerin! bildiren. mücadeleli bir hayat yaşayan, çok da iyi glyinen şık bir kadın. Ama çocuğun sesiyle diiş bitiyor ve yaraalı bluciniyle, gfindelik gcrçeğiylp görüyoruz Trina'yı. Tartışmalı konferanslar, moda. kndın grupları ve değişik feminizm anlayıştarı, esrar(2. kare) modası gibi çeşitli toplumsal sorun veya durumlar sanatçının kişisellîğiyle içiçe, oldukça zengin bir matemp oluşturuyor. Altta, çîzglroman kahrarnanlanna elblse modeli çizen okurlar geleneğinin alaya alınmasıyla, ayrıca bütün yapıyla, karikatür sanatınm kendisi de eleştiriliyor, karikatür yapmanm karikatürü yapılıyor. O *gfr Türkiye'de kadın karikatürcüler Dilerım, bu olmadık karikatür kadmlanna karşı, karikatürcü kadmlar bizl korusun. Türkiye'de kadın karikatürcülerl toplu olarak ılkin Gırgır'ın «Gırgırlye» sajtasmda gördük. Bu kısa sürdü ama sonra aynı kadro Laklak'ın bir sayfasma yerlfeşti. Çızdiklerina dikkatle bakıldığında oldukça ilginç özellikler göze çarpıyor. Bunların bazılarında, geleneksel karikatürün bilinen komik «kadınsı» durumlan var, «Yaşlanmak istemeyen kadın», «süslü kadın»ı «bikinisi fazla küçük kadın», «çirkin veya şişmaıı kadın» gibi. Aşırı «Feninist» bir tavır benimsenmedikçe, bu gibi kusurlu kadın davranışlarınrn gene kadınlarca eleştırılmesı doğal aslmda. Gene de, kadın karikatürcülerin kadm «zaafları»na daha hoşgörülü, ^n azından daha «anlayışh» olmaları ueklenırdi. Ama bu tür bir «anlayış», şimdiye kadar çizilenlerin çoğunda egemen. En önemlisı, «kadınca» denebilecek bir tarzm, üslubun, çizgiye yerleşmiş olması. Bilinen çıplak kadınları çizdiklerınde bile, erkeksi bakıştaki kadmı bir «av nesnesi» gibi gören doymamış cinsellik yok. Örneğm Kimi zaman, kendi aralannda rahatlamış oturan kadın veya genç kıa grupları görüyorsunuz. Birinin eteğı açılmış, filan. Ama ne görünen bacak saldırgarı, ne siz ona öyle bakabilıyorsunuz. Karikatürün, çizginin sözle anlatılamayan, ancak balunca algılanan özelliği bu. Eir de ötekilere bakıyorsunuz: Türkiye gibi cınsel sorununu çözememiş bir topiumda, nıçin «karikatürün», «seks fotoğrafına» benzer bir role sıvandığını anııyorsunuz: en güzel göğüslü kadm, en dolgun kalçalı kadın fotoğrafı bile, varolan «bihnçaltı fantazyayı» doyurmuyor (çünkü doymak bıl mez bir fantazya); ama karikatürde, estetik ıçmde kalarak olmadık göğüsleri, olmadık kalçaları çızebıliyorlar. Genel olarak mekânın kadm gözüyle görülmesi ya da kadınlaş mış mekn Bediş'm odası gibi bir başka ozellik. Kadm gözü mekân konusunda bir başka türlü dikkatli. Edebiyatta da gördügünüz gibi, her türlu ayrıntı kadın gözüne daha kolay iüşiyor. Ama yalnızca bir «ayrıntıyı yakalamak» değil sorun; ayrıntıyı bu göz kendince kapıyor. Ve bu farklılık, güzel bir şey: hayatı zenginleştiren bir şey. Dünyanın her yerînde «resmi gerçek» ile bir d« «gerçek gerçek» vardır. Bu «resmi gerçek» de «iktidar»ların Koyduğu «gerçeklik»tir. Politik iktidarlann yanısıra yüzyıllarca, bir de erkek iktidarı yaşadı toplum. Yalnız neyin nasıl yapılacağını buyurmakla Kalmadı, neyın nasıl görülmesi gerektiğini de buyurdu, belirledi. Onun içm çok güzel, bir şeyin bir başka türlü görülebileceğini göstermek. BANKECZEDELER/. ) ELİNDEKI O n i c ı e ö E MOOA HA8Em,'Eftl VAft MI? VAR AMMA. ISINE VARAMAZ OÜNKÜ GAZETE Otuzlarda Türkiye'de kadın haklanmn, seçme ve seçilme hakkının tanınması erkek topluluğunun bilinçaltında güçlü tepkiler yaratmış olmalı. Kadınlara karşı en saldırgan, en aşağılayıcı karikatürlere o dönemde raatlaru.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle