29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ŞUBAT 1982 Cumhuriyet 11 (Baştarafı 1. Sayfada) Bahml Önen, solunda Bağbank Genel Müdüriı Dinçer Turgay ve onun yanında Iş Bankabi Genel Müdürü Cahit Kocaomer oturdu. Ziraat Bankası temsücisinın yanında Türkiye Bankalar Birlıği Temsilcısı yer aldı. 2 saat 55 dakika süren toplantıda dört kamu bankası ve beş özel banka temsücısı konuştu. Saat tam 10'da Petek salonun dan basm mensupları çıkarıldı ve toplantı başladı. Toplantıda ilk kez 15 banka ile en yuksek katılmanm gerçekleştırildiği gö rüldü. Nitekim ilk kez DESIYAB Genel Müdür Yardırncısı Mete Göknel de toplantıda yer almıştı. Bu arada iki yaban cı banka olarak Arap Türk Ban kası ile Citybank temsilcisı de yerini almıştı. Oturumu aymza manda yöneten Başkan Osman Şıklar, yardımcısı Yavuz Canevi ile karşılıklı biriki dakika konuştuktan sonra ellndeki yazılı metinden bır konuşma yapmaya başladı. Şıklar şöyle dedi: «Centilnıeıılik anlaşmasına uyulmamıştır. Ancak bizler de böyle bir araya gele gele bu toplantıları bir aile toplantısına dönüştürdük. Büyiik bir banker sorunu yaşanmı.ştır. Kamuoyu, bizim bu konuda bazı olumsuzluklar yarattıgımız inan cındadır. Uııutmayalun ki bankacıük sektöıünün onur ve şerefini bizler boruyacağız ve korumalıyız da.» Şıklar daha sonra bazı bankalarla tıcari mevduata bile laiz verıldiğinin saptandığını kaydettı ve bankalara donerek ağır bır dille «(aiz yarışını sürdürürseniz sizi perişan ederim» dedı. Şıklar, Merkez Bankası'nın çeşıtlı yetküen bulunduğufıu bunlar arasında karabiyo yetkisinin önemli yer tuttuğunu bildirdi ve «bu tedbiri bir kez kulianırsak uzun süre mubafaza ederiz» ifadesini kullandı. Şıklar, banka yetkililerın ekonomik konularda yapacakları açıklamaları daha büyük bir sorumluluk bilinci içınde yapmalarını istedı. Merkez Bankası güvernörü, bankalardan reklamların daha nitelikli bir biçimde yapılmasını istedi ve bankaların banker eliyle mevduat sertüikası pazarlaması ıstenıinde bulundu. Başkan Şıklar, reklamlarm personel gelirlerini etkileyecek şekllde yürütüldüğüne dikkati çekti. Şıklar daha sonra sözü munzam mevduat karşılıklarının indirilmesı ısternine getirerek şöyle konuştu: «Bazı bankaların munzam mevduat karşılıklarının Indirilme.slni istediğini öğreniyoruz. Ancak bu oranları indiremeylz. Zlra bu konuda İMF'ye taahütlerimlz var. İMF'yi gözardı edemeyiz.» HAMİT BELLİ Başkan Şıklar konuşmasını tamamladıktan sonra söz isteyen olup olmadığım sordu. İlk elin kendi sağında sıra Daşında oturan Akbank Genel Müdürü Hamit Belli tarafından kaldırıldıgı görüldü. Bellı, Şıklar'ın konuşması sonrası dört noktanın ortaya çıktıgım, bunların sırasıyla sermave artışı, faiz farkı yürütülmesi, reklamlar ve ticarî mevduata faiz yürütülmesı konulan olduğunu bildirdi. Belli, daha sonra şöyle konuştu: «Bizde şu an faizler serbesttir, ancak belirsizdir. Oysa Batı ülkelerinde de faizler scrbest ancak belirlidir. Bu durunı giderilnıek isteniyorsa faizlerin serbestisi kaldırılsın mevduat sertifikalan iptal edilsin bu, işler kolaydır. Eğer herbangi bir sınırlama istenlyorsa bu konuda müeyyide getırilebilir. Ancak ticarî mevduata da artık faiz verilmelidir.» Hamit Belli'nin, ticari mevduatlara verılecsk faiz konusunda mevduat sertifikalan olarak kullanılma olasılığından da söz etmesi dikkati çekti. RAHMİ ÖNEN Akbank temsücisinin konuşmasını tamamladığı sırada Şıklar'ın yanında oturmakta olan Ziraat Bankası Genel Müdürü Bahmi Önen söz istedi. Önen, «Çekmece bankacılıjn» olarak nitelediğı faiz tarkı uygulamasının olumsuz sonuçlarım eleştirdi ve daha sonra elindekı sarı dosyayı göstererek, «bu dosyada kimin ne kadar faiz farkı verdiğini tesbit ettik. Sayın Başkan arzu ederlerse keııdilerine takdim ederim» dedi. Önen daha sonra şöyle konuştu: «Çtft dövlz fiyatım önledik, şlmdi de karşunıza çift faiz flyatı çıktı. Bankacılık tam bir kargaşa içindedir. İlk elde ticari mevduata artık faiz resmen verilmelidir.» ERHAN IŞ1L Rahmi önen'in konuşmasmdan sonra havanuı biraz elektriklendiği saptandı. Bu arada eski bakanlardan ve şimdi Ana dolu Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren Dr. Erhan Işıl'ın söz istediği görüldü. Işıl kısa bir konuşma yaparak bankaların ekonomik konularda komuoyuna açıklamalarda bulunmasmın ya rarlı olacağmı vurguladı. CEMAL KULU Işü'dan sonra Emlak Kredi Bankası Genel Müdürü Cemaı Kulu söz alarak «Burada konuştuklarımız hemen her toplantıda konuştuğunıuz şeylerdir» diyerek şunlan söyledi : «Bu ekonomik orlamda faiz yarışı sürecektir. Ancak bendcniz 1982 senesini bankacılık sektürü açısından çok zor görüyorum.» CANER ERSOY Kulu'dan sonra Kocaell Bankası Genel Müduru Caner Ersoy söz istedi. Ersoy, uzun konuşmasında konunun ekonomik nedenlerinin tartışılmasırnn zorunlu olduğunu kaydetdi. Ersoy şunlan söyledi: «Faiz yarışınm burada tartışümasmın anlanu yok. Gönül MERKEZ BANKASI arzu eder ki farkı veren bankalar bunun ekonomik ncdenlerini açık yüreklilikle anlatırlar. Yoksa bu konuyu çözümleyemeyız. Bankalar bu tarkı verınezierse masraflarını bile karşılayamazlar. Çünkü bankalar sanayi sektöründen laizleriııi bile tahsil edememekledirler. Sorun, nakit idaresi ile ilgili bir sorundur. Açık yüreklilikle oturup bu hastalığın teşhis edilmesi lazınıdır.» Kocaelı Bankası Genel Müdürü Caner Ersoy, konuşmasını «Bankacılık bir kargaşa içlııde değil, tam bir hastalık içindedir» şeklinde tamamladı. CAHİT KOCAOMER Bu konuşma sonrası Iş Banka sı Genel Müdürü Cahit Kocaömer söz istedi. Kocaomer, Kocaeli Bankası Genel Müdürü Ersoy'un konuşmasından, «Konuyu yakından inceleyen bir konuşmaya şahit olduk. Genç arkadaşuna teşekkür ede rim» şeklinde söz etti ve ikı bankanın adından söz ederek bu konuda yanıt vermelerını istedi. Kocaomer, «Bankacılık konusundaki endişelere katıldıgını» bildirerek banka tabanlarında kıpırdama olduğuna dikkati çekerek sözlerini şöyle tamamladı: «Bu gidişin sonunda bankerler olayı gibi bir bankacılık olayı bckleyebiliriz.» HALİT SOYDAN Konuşmanın akışı içinde bu kez Yapı Kredi Bankası'nın söz alrna gereği duyduğu görüldü. Yamnda iki Genel Müdür Yardımcısı Tuncay Artun ve Pikret Alptekin olduğu halde toplantıya gelen Genel Müdür Halit Soydan 15 dakikalık bir konuşma yaparak mevduat sertifikalarını savundu. Soydan şöyle dedi: «Mevduat sertifikası Batı'da çok yaygın olarak uygulanan bir tasarruf aracıdır. Bu yüzden bizde de yayguılaşması gerekir. Esascn mevduat sertifikaları Türkiye'de sisteme hediye edilmiş giizel bir araçtır.» Soydan, reklamcüık konusun da Merkez Bankası'nın istemi doğrultusunda bir smırlama getirilmesini doğru bulmadığını kaydederek şunu dedi: «Reklamda kısıtlamaya karşıyım. Ekonomik politika içinde reklaınlar politikaya araç olarak fonksiyon görmektedir. Şirketlerin (tükettiiket) dediği bir ortaında bankalar bu reklamları ile (tasarruf et) demekte ve politikanın uygulamasııu kolaylaştırmaktadır. Ama gerçek bankacılık bu tasarrufun yatmnıa dönüştiirülmesiyle gerçek vazifesini yapmış olacaktır.» Soydan bu arada, «Cahit ağabeyin bankalann tabanındald kıpırdanmalaruıa katınyorum» dedi. CEVAT SARIKAMIŞ Bu konuşma sonrası Elazığ Iktisat Bankası (ODİBANK) Genel Müdürü Prof. Dr. Cevat Sarıkamış söz istedi. Sarıkamış, teorik bir model kurarak bankaların şirketlere açacakları kredilerde hangi noktalara dikkat etmeleri gerektiğini bildirdi. Aynı zamanda I.Ü. İsletme Fakültesinde öftretım üye si olan Sarıkamış, şirketlerin öz sermaye yabancı kaynak durumunun kredilendirmede to mel kıstaş olması gerektiğini kaydetti. METE GÖKNEL DESİYAB Genel MUdür Yardımcısı Mete Göknel ise yurtcüşmda emekli olan işçileıin emeklilik paralaruun dış bankalara gitme olasılığından «endise ettiğüu» kaydetti. YAVÜZ CANEVİ Bankacıların konuşmalarını tamamladığı anlaşıldıgından bu kez Merkez Bankası güvernör yardımcısı Yavuz Canevi söz aldı. Canevi, banka temsilcilerinin yaptığı konuşmalara değindi ve şöyle konuştu: «Eğer bu sektörde bir hastalık varsa teşhis edilmelidir. Ancak konuyu ekonomik açıdan almak zorunludur.» Canevi, Türkiye'de bankalararasında süregelen faiz farkı yarışmasını ele alarak bunun olumsuz yansımalarından söz etti ve konuşmasını şöyle sürdürdü: 1 «Bu sorunu içerde (Türkiye yi kasdederek) çözeriz. Ancak bu rekabet yarın dışarıya taştığmda, dış diinya nezdinde olumsuz sonuçlaıa yol açar. Unutnıamak gerek ki Türk ekonomisiniıı taalen dış kaynağa ihliyacı vardır. Bu durumda biz de (Merkez Bankası olarak) ranseyman verme hakkını, döviz pozisyonu tutma hakkını kısıtlayabiliriz. Bazı bankaların dış bankalar için isteyeceği ranseymanı verirken iki kez dUşünmek zorunda kalırız.» Konuşmanın tamamlanmasından sonra Merkez Bankası güvernörü Osman Şıklar kapanış konuşmasına geçti. Şıklar kısa konuşmasmda bankaların «gön lünii alarak» çalışmaların daha dikkatli ve ekonomik politikayla uyumlu yürütütaıesi dileğınde bulundu ve toplantıyı şöy4e bağladı: «Hepuıizin ya ağabeysi ya da kardeşiyim. Ben sizleri gerçekten çok severim. Size bir söz geldiğinde gerçekten çok üzülüyorum. Ve inamn göğsümü sizler için siper ettim.» Bu sırada saat 12.55'i gösteriyordu. Banka üst düzey temsilcileri 13. Bankalararası toplantıdan ağır ağır çıkmaya başladı. Bir «Gizll toplantı» daha geride kalmıştı... • Nüfus kâgıdımı kaybettim. Geçersizdir. Ali Fuat tLALAN • Diplomamı kayıp ettim. Hükümsüzdür. VEDAT AÎDOĞDU BARIS DERNEGI: 4 4 TUTUKLAMA (Baştarafı 1. Sayfada) dikacı), Sait Aydoğmuş (Sendikacı). Hiiseyin Baş (Gazetecı. yazar). Cüneyt Başbuğ (Doktor). Ataol Beh ramoğlu (Şair, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Sekreteri). Mehtnet Bulut (Sen dikacı). Metin Denizmen (DİSK'e bagh BANKSEN Genel Başkanı), Ergnn Elgin (Mühendis). Mustafa Gazalcı (feshedilen CHP'nln Denlzll eski mllletvekili). Zülâl Kıhç. (ev kadını İKD Genel Sekreteri), Cemal Kıral (tzmlr MadenIş temsllclRi). H. Fehmi Mavî (TÜSDER eski Genel Başkanı), Metin özek (Prof. îstanbul Üniversitesl Tıp Pakültesl'nde öğretim üyesi), Sedat özkol (Mühen dis, İnşaat Mühendisleri Odası eski Başkanı). tstnail Hakkı Öztorun (Öğretmen, feshedilen CHP'nin eski Adana milletvekili), Ali Sirmen (Cumhuriyet Gazetesi yazarlarmdan). Gencay Şay lan (ODTÜ Amme tdaresi Enstitüsü öğretim üyesi), Ugur Kökden (Mühendis), Ali Taygun (Dostlar Tiyatrosu yönetmeni ve sanatçı Orhan Taylan (Ressam, Görsel Sanat Derneği Başkanı), Haluk Tosun (ODTÜ'de ööretim üyesi. Elektrik Bölümü Baş kan Yardımcısı). Melih Tümer (Prof., t.t.T.İ.A. Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı), Aybars Ungan (Mühendis). Tahsin Usluoglu (Memur), Nurettin Yıltuaz (Mardin eski bağımsız miiletvekili, iki gün önce tutuklu olduğu Diyarbakır Tu tukevi'nden mahkeme kara rı ile salıverildi), Karabey Kalkan (Mühendis). Kadir Akgün (Ekonomist), Niyazi Dalyancı (THA Genel Müdürü) Haklarında gıyabl tutuklama kararı verilenlerden Mehmet Karaca, Oya Baydar. Enis Coşkun. Gültekin Gazioğlu, Metin Denizmen, Hasan Fehmi Mavi ve Tektaş Ağaoğlu'nun yurtdışmda oldukları, Gazioğlu ile Karaca'nm ise bir süre önce Türk vatandaşlığından çıkartıldığı öğrenildi. îstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı (2) Numaralı As keri Mahkemesince 44 sanık hakkında gıyabi tutuklama kararı verilmesi üzerine evinden ilk ahnan Barış Derneği Genel Başkanı Mahmut Dikerdem oldu. Daha sonra THA Genel Müdürü Niyazi Dalyancı perşembe gecesi saat 01.30 sularında Erenköy'deki evin den, TTB Merkez Konseyi Başkanı Erda! Atabek ise, saat 03.30 sularında Kadıköy'deki evinden alındı. İTİA Siyasal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Melih Tümer ise, cuma günü fakülteden alınarak Selimiye Kışlasına götürüldü. Aynı gece Prof. Dr. Metin özek ve Hüseyin Baş da evlerinden alındılar. îstanbul Barosu Başkanı Avukat Orhan Apaydın ile İstanbul eski Belediye Başkanlarından Ahmet İsvan'ın eşi Reha İsvan ve gazetemiz yazarlarından Ali Sirmen ise, cuma öğleden sonra Sellmiye'ye glderek tesllm oldular. Dikerdem, Atabek, Baş. özek, Tümer ve Dalyancı'nın gıyabi tutuklama kararları saat 14.10'da çıkarıldıkları 2 Numaralı Mah kemece vicahiye çevrilirken, Apaydın, Sirmen ve İsvan ise, saat 18.30 suların da mahkemeye çıkarılarak tutuklandılar. Reha İsvan Metris Askeri Ceza ve Tutukevine, diğer tutuklu sanıklar ise Kartal Maltepe Askeri Tutukevine gön derildiler. GÖZLEM (Baştarafı 1. Sayfada) na bir «izm» eklenmiş «Mccarthyizm» bütün dünyada özgürlük ve denıokrasi düşmanlığının ortak adı olmuştur. Ünlü film yıldızı David Niven, «Bıing on the enıpty horses» adlı kitabında Mccarthy'nin iki yardımcısı ile birlikte Hollywood'u nasıl kasıp, kavurdugunu anlatırken ilginç adlar da verir. Hollywood'u komünistlerden temizlemek için kurulan soruşturma komisyonunda ABD'nin eski Başkanlarından Richard Nixon görev almıştır. Hollywooddaki komünistleri ihbar edenler arasında da ABD nln bugünkü Başkanı Ronald Reagan da bulunmaktadır. «Mccarthyizm» hemen hemen her ülkede yaşanmıştır. Her ülkede yaşanmış ya da yaşatılmış ve toplumların hayatında onarılmaz yaralar açmıştır. İsmet Paşa'nm o ünlü deyişl ile «havada yem arayan kuşu komünistlikle ithama Iıazır» düşüncedir. MccarthyiJtm; Mccarthyizm, düşünce yaşamını, özgürlük ortarnmı yokeder, bunların yerine, kuşku, ihbar ve güvensizlik duygularını yerleştirir. Güven duygusu, toplumu ayakta tutan değerlerden biridir. Kişiler ve kurumlar arasında bu güven duygusu yokedilirse. bu güvensizliğin yolaçtığı yıkıntıyı onarmak çok güçleşir. Bu güvensizlik duygusu, reddedilmeyen bir miras gibi, kişiden kişiye, kurumdan, kuruma geçer. Ve bu güvensizliğin faturasını toplum tümüyle çok pahalıya öder. Demokrasi özgürlük rejimidir. Demokrasl platformunda dtişünceler sergilenir. Bu düşünceler parti olarak, sendika olarak ve de dernek olarak örgütlenlr. Düşünce ve örgütlenme özgürlüğü bu demektir. Mccarthyizm, bütün bunların, demokrasiyi demokrasl yapan ortak değerlerin, amansız düşmanıdır. Türkiye'mizde öteden beri. belli yayın organlarınca estirilen «Mccarthy rüzgârları» toplumda büyük yaralar açmıştır. Özgürlükleri, yalnızca belli partilerin, belli sınıflarm ve belli ayrıcalıklı çevrelerin hakkı olarak gören, bunun dışındaki düşünceleri. «vatana ihanet» olarak suçlayan bu yaym organları, toplumda gereksiz yere, kin tohumları saçmaktadırlar. Gençlik günlerinde Marksist örgütlerin en ön saflarında bulunmuş yöneticilerinin de katkıları ile estirilen bu rüzgârlar, gün gelir, diner. O zaman, «Mccarthyizm»in romanları, oyunları yazılır, filmleri yapılır. Tıpkı David Niven'in yazdığı gibi, kişiler, adlar ve kurumlar sergilenir. Herkes bu hesaplaşmada yerini alır. Böyledir; tarih karşısmda bırakınız tarihi bir on yıllık, yirmi yıllık zaman dilimi karşısmda herkes, ama herkes layık olduğu terazilerde hak ettikleri ağniıklarla tartılır. Ve elbette bu terazinin kefesinde alm açık ve yüzü ak olmak en büyük onur. en büyük erdemdir. Bu «Mccarthy rüzgârları» yalnız bir kesim üzerinde esmez; önce bir kesim üzerinde başlar zamanla yayılır. yön de değiştirebilir. Üstelik, terörün kanlı pençesinden bu kadar zarar görmüş olan ulusumuzu ve devletimizi, dünya uluslar ailesi önünde güç duvumlara sokar. Ve ülkemizdeki her gelişmeyi, Türk düşmanlığına bir malzeme yapan Yunan Başbakanı Papandreu'ya arayıp da bulamadığı kozlar verir. Düşünce özgürlüğü, biraz da düşünebilme, bu gibl iç ve dış gelişmeleri, sakıncalı olasılıkları ölçüp, tartabilme yeteneğidir. «Mccarthyizm» yeteneği yokeder. Tarih, herhalde yalnızca okunup geçilen bir «kronolojlk dedikodu» değil; ders almması gereken olaylarla dolu eğiticl ve öğretici bir laboratuvardır. öyleyse, öyleyse? Altan ÖYMEN (Baştarafı 1. Sayfada) yavaş gündeme geliyor. Enerjl Bakam geniş çapta benzin tasarrufu önlemleri ilân ediyor. Elektrik kullanımını caydırmak için yüksek oranda zamlar yapıhyor. Amaç lşletme açıklannı kapatmanın yanında, dışarı ya ödenen döviz giderlerini azaltmak... Yunanlstan'm devamlı açık veren ödemeler dengeslnin durumu, son yıllardaki ortalamalara göre, kabaca şöyle: 4 milyar dolar clvarında dışsatım, 1.7 milyar dolar turizm, 1,8 milyar dolar gemlcilik, 1 milyar dolar lşçl dövlzlerl = 8,5 milyar dolar... Bu gellre karşı, sadece dışalım gereksinmesi 10 milyar doların üzerinde.. Daha başka giderler de hesaplanınca açık, 2 milyar dolar clvarında.. Üstellk Ortak Pazar'a girdikten sonra bir kısım dışalımı kısmak, ya da gümrük vergileriyle caydırmak da artık kolay değil... Ortak Pazar'ın kurallan, buna aykırı.. Dışsatımı artırmak ise, beiirttiğimiz nedenlerden güç... Papandreu'nun Ortak Pazar'da özel statü istemesinin nedeni. bunlar. Ama üye devletler böyle «özel»liklerl kabul etmeye yanaşmıyorlar. ÇARE YOK Kabul etmezlerse ne yapabllir Pa pandreu?. Hadl Allahaıstnarladık. Ben çıkıyorum dese: Güle güle.. diyecekler... Çıkmıyortun ama sizin kurallarınıza uymuyorum. ttbalatta da, ih racatta da bildiğimi okuyacağım.. dese, ötekilerin ellnde, müeyyide çok, büsbütün zararlı çıkacak... Üstellk bu yıl topluluktan 1 milyar dolarlık uygun koşullu kredi yardımı bekllyor. Ayrıca Avrupa Yatırım Bankası'ndan da 400 mllyon dolarlık kredi... Kaldı kl, Yunanistan ekonomlslnln bünyesi için, zaten Batı'dan, baş ka seçenek bulmak çok zor. Turizmln den, gemlciliğlne kadar, tüccarlarmın lçiçe geçmiş ilişkilerlne kadar Batı'yla bütünleşmiş Yunanlstan'm başka alternatlflere yönelmesl İçin, pek çok şeyin, bir deprem etkisiyle yıkıhp yeniden kurulması gerekir. Böyle öir depremı ıstemeyenlerin başında ise, daha önce belirttik, zaten Papandreu'nun kendisi geliyor. Yapabileceği ve yapmayı artık zaten kabullendiği şey, ekonomisine Batı'ya bağlı bir yapı içinde yeni olanaklar sağlamak.. HANGÎ AÇIK NASIL KAPATILIR Yalnız şu nasıl olacak? Bir yandan «ödemeler dengesi açığı»nın kapatılmasma çalışılacak.. Bir yandan da «Türk tehdidi»ne karşı «silah açığı» kapatılacak.. Almanya'dan Tornado, ya da Fransa'dan Mlrage, ya da Amerika'dan F16 uçakları ahnarak.. Hem de 100, 150, 200 gibl sayılarda.» «Silah açıgı»mn kapatılması, «ödemeler dengesi açığı»mn daha da açılması demek.. O da ekonominin büsbütün bozulması, içerde şimdilik sabırla beklenen «sosyal önlem»lerin suya düşmest, ya da hızlı bir enflasyonun ağına düşmesi demek.. özetle: Papandreu'nun, ülkesinin ekonomik koşullarmı düzeltmesi, dışarıda bir macera aramasa da güç ama, bunu ararsa olanaksız derecede güç... Bu yazı dizisinde Papandreu'nun Türkiye'ye karşı dış politikasmdan, sariece öteki konular arasında, yeri geldikçe söz ettik. Amacımız, komşumuzun daha az bilinen «kendi içi»nden görüntüler vermeye çalışmaktı. Ama sanınz. onun her gün arka arkaya yarattığı dış politika bilmecelerine (bu arada dün başlattıgı Kıbrıs bilmecesine) bakarken, bu iç görüntüleri de gözönünde tutmakta fayda var.. Tabii dilenir ki. bunlar asıl, böyle tatsız bilmeceleri çözmenin değil. iki ulke arasındaki dostluğu gerçekleştir menin verileri olsun.. Yunanistan'da Türk, Türkiye'de Yunan gazetecüerinin yapacağı ropörtajlar, asıl «acaba daha hangi alanlarda işbirliği yapabiliriz?» sorusunun cevabına katkıda bulunsun.. Ama böyle bir dlleğin aklın da yolu olması, gerçekleşmesine yetmiyor. B t TT t GÜNALP Akbank hizmetlerinden Akbank Milletler ve Şehirlerarası tam otomatik telefon kod numaraları broşürü değişikliklere göre yeniden düzenlenip basıldı. Ucretsiz olarak Akbank Şubelerinden temin edebilirsiniz. (Baştarafı 1. Sayfada) keze gönderilmesi gerekttğini anımsatan Günalp, Cumhuriyet Muhabirine konu hakkında şunlan söyledi: «Bütün lise ve dengl mestek okullcrının bu yıl son sınıfta beklemell öğrencilerin ve gecmiş Ikl yılda mezun olan oğrencilerin adlarını kapsayan listeleri gönderdik. Bize başvuran adayların isimlerini ilgili okul müdürlüklerine yazdırarak, listelerdeki adların karşısına son sınıf ilk yarı not ortalamasını, son sınıftan bir ve iki yıl öncekl yıl ortalamalarını yazarak yeniden bize göndermelerini Istodlk. Daha öncekl yıllarda mezun olan adayların sadece dlploma notlannın yazılması gerekiyor. Önemli olan bu listelerin harhangl bir yanlışlık ihtimali karşısmda öğrencilerin kontrolu İçin bir hafta süreyle askıya çıkarılması. Bazı liseler, bu listeleri askıya cıkarmadan bize yollamışlar. Bu listelerin öğ renciler tarafından kontrol edilip, edllmediğini de bilmiyoruz. Adayların dikkatli olmalarını ve en azından okuldaki nüshada bir yanlışlık varsa bunu okul müdürüne göndermeleri gerekiyor. Bir yanlışlık varsa haklarını okul müdürü nezdlnde aramaları gerekli listelerin bize gelmesinden sonra herhangi bir düzeltme yapmanın mümkün olmadığını hatırlatmak isterim. Bazı okul müdürleri de sadece okul not ortalamalarını bize bildireceği yerde bizim bil glsayarla yapacağımız hesapla maları, kılavuza dayanarak vap mış göndermlsler. Bazı ekulla* rın gönderdlkleri listelerda d» satırlar kaymış oluyor. Örneğin 18. öğrenclnln adı karşısına 20. öğrenclnln basarı notları yezı lıyor. Okul müdürlerinln d*katII olmaları gerekli, notların bize gönderilmeslndan sonra gerlye dönüş yoktur.» Gunalp, 12 Nisan'da yapıla^ cak olan birinci basamotc Üniversite Giriş Sınavı Için hazır^ lıkların sürdüğünü ve sınav g i rış belgesinin ve sınav kurallarıyla İlgili öğrenci yazısınıri adaylara gönderilmesine başlandığı da belirtti. Giriş belgelerinin gönderilmesi işlemleriJ nin mart ayı sonuna değin ta . mamlanacağrnı acıklayan Gü^ nalp. sınavda kullanılacok SOT ru kitapcıklarının basımına Mart'ın ücüncü haftasında baş lanacağını bildirdi. Günalp, soru kitapcıklarının bu yıl katılan adayların sayısının yüzde 25 fazlasıyla 420 bin dolayında ba sılacağını da sözlerine ekledi. Reagan (Baştarafı 1. Sayfada) ğını söylediler. Yardım tasarısmda en yülcsek payı «geleneksel olarak» Israil alıyor. 1982'de 2.206 milyar dolar alan tsrail, 1983* te 2.485 milyar dolar alacak. Yardım payında en çok artışın görüldüğü ülkeler îsrail, Türkiye ve Mısır. Mısır'ın payı 1,6 milyar do» lardan 2 milyara çıkartıldı. Orta Amerika'da El salvador 166 milyon dolar alacak. Carter yönetiminin jardım listesinden çıkardığı Guatenıala'ya 250 bin dolar aktarılacak, 50'şer bin dolar da Şili ve Arjantin'e vollanacak. pazarovun' çözymjgnj Evirmece Çevirmece ATTİLÂ İLHAN FENA HALDE LEMAN Zor Soru 7.375.428.413 : 125.473 = 58.781 Kolay Soru Basbayağı olur. 1 saat dakika. 80 dakikadır da 20 AKBAIMK Okur Oyun Sadrazamın kendisin e bır oyun edeceğınden şüphelenen Hulusi Efendı, kâğıtlardan birıni alır ve ağzına atıp yutar. «Kaderımi kendım okuyamadım. Açın bakın öteki kâğıtta ne yazılı. O zaman, yuttuğum kâğıttaki, kaderimdir» der. Çözüm: AYI BULMACA AYIK SAYI SAYIM ARAYIŞ BALAYI ŞAKAYIK KADAYIF KATSAYI BAĞLAYICI PANAYIR HALAYIK KAYIK DAYI AYIP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle