19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 24 ŞUBAT 1982 Jandarmanın çok basıt bir şıfresı vardı. Ezberlemıştık. Ben telgrafı okuycıbılırdım. Ama ııeciense o snada şıfıeyı degıştırmışlerdı. Ne olakı? diye duşundum Onemlı rnıydı? Hor olasılıga karşı kalktım Aşagıya ırdım Hava o arada kararmıştı Kapıda elektrık tenerını yuzume tuttum Nobetçı tanıdı. Selama durdu. Içerı gırdım Emır subayı odasına geldım Emır subayının (yanı uenım) odasının yanında yazıcıların odası dandarmada kalem odas denıyor) vardı. Ikl oda arasmda kagıt, belge, dos ya ver.nek ıçın bır kuçuk penoere bulunuyordu Penoere mandalındar kurtulmuş, açılmış. Içerde yedı sekız yazıcı fosur f osur sıgara ıçıyorlar. Ooaktan, baaadan duman çıkıyormuş gıbı benım odaya acılan kuçuk penoereden duman gelıyor Emır subayı odat.ı karanlık. Yazıoılar benı gormuyorlar. Elımde elektrık fenerl kasayı açtım, şıfreyı buldum, baktını kl gelen telgraf onemlı deKasayi yıne kapadım. Içerıde guluşmeler duyuluyor. Bırı dıyor kı Yaman, eşşeoğlu eşşek yaman... Kımmış o eşşeoglu eşşek dl ye kulak kabarttım Baktım, ye r de ıslı bır gaz lambasının çevresıne toplanmışlar yazıcılar, kaynatıyorlar Bekledım. Bırısı Yahu elin oglunun sana ne kotuluğu var da sovuyorsun? Soven er oturduğu yerden kalktı. elını llerıye doğru uzatarak Kardaşım goca Cemal resmen Boluk Komutanı mı? Yazıcılar baş sallıyorlar: Evet... Goççuk Cemal resmen Takım Komutanı mı? Hııı... Eees bu guççuk Cemal Tabur Komutanının ardına yas landı. emır subayı oldu; ımtılıanda (sınavda) kendısıne tam numereyı bastı, yuzbaşılığı gaptı geçtı. Gooa Cemal de gobek şışırsın yuzbaşı olacagım deyı... Eyyy gıdı dunya... Sen ne dıyon ağa? Ns dıyon? Ben gulduın KOÇQ Cemal'e anlattım, öfkelendı Yazıcmın tepkıs bu; ama, ben Koca Cemal'den gerçekte dnha kıdemlıyım; o benden ıkl yıl kuçuk Yazıoılar bızım de erlıkten onbaşılıöa geoerken olduğu gıbı sınavla yukseldıglmızı sanarak boyle konuşuyorlardı. Sason, Sıırt ın kuzeybatısındn Furkıye'nm 9n sorp bolgelerınden bırısı, belkı de bırıncısıdır Dersım, Sa&on'a gore Batı sayılır. Dersım den Şark hızmetıyle bızım bırlıklere gelen subaylar şasırırlardı. Bız Sason bolgesıne yonelık bır gorev aldık Başlangıçta bu gorevın anlamını değerlendıreoek durumda degıldım Olayların ıçınde yaşadıkça kavramaya başladım Sason'da doganın en sert koşullarırıda ook çetın bır yaşam surdurdum Mar^şal demıştı kl: Ben subaylan landormaya kâtıp olsunlar diye vermedlm. Seyyarlara tayın edin kl biraz kurşun sesl duysunlar. Kurşun seslerıyle uyanıp uyumak, olumle sık sık karşılaşmak Sason'da doğal bır şevdı Neydı Sason'dokl sorun'' Sason, kuş uçmaz kervan geomez cledıklerı vahşı ve sarp bır bolgedır Burada halk askere gıtmez, vergı vermez, kendıne gore bır duzen ıçınde ve ılkel koşullarda yaşar. Tur kıye Buyuk Mıllet Meohsı'nden çıkarılan bır yasaya gore, hukumet bu yoreyı yasak bolge saymıs Ankara'dan bır kurul gelmış, Sason çevresındekl sarp tepelerın uzerıne bırer flama dıkılmış, bu sınırlar ıçın* do oturmak yasak denmış. Holk, yonetımın gosterdığı, onerdığı başka bolgelerde iskan edıleoek, yerleşme işlerınde hukumetın yardımı olacak. Ancak bu yasa çıkmış, yaptırım kullanılmamış, o bolgedekı aşıretler ustune yürunmemış Boylece yasak bolgede, ya da o yorenın deyımıyle «Mıntakayı memnua»da yaşayonlar hayatlarını bıldıkleri gıbi sürdururlerken bır olay patlak vermış 24Közım Orbay açıklıyor: Soyulanlardan birisi eskl. den buralarda karakol komutanlığı yapmış, kabadayı kışıliğl olan bir adam. Çevreden bir kızla evlenerek bolgeye yer leşmiş. Bu adam «bız ıkı ktşıydık, uc kışı bızı soydu der mi? Doğaldır ki olayı buyutecek, «7080 kışı olduklarından bırşey yapamodık» diyecek... Bun ları nlçin duşunmuyorsunuz? Dosyaları okursanız anlarsınız ki bu işi Hama yapmıştır. Hamo her yıl bu mevsimde lıaraç almaya gellr. Yetkılıler terlıyorlar. MADANOGLU' NUN Jandarma Genel Komutanı, olayları izlediğini belirtip yetkilileri terletmisti Hamo... Harno yoksul bir adam. Bir tepede yıkık bir değirmen gormuş. Karısı, kızı, cocukları vs yakınlarının yardımıyla değırmenı onarmıs, ışler duruma getırmış. O yorede bir değırmene de gereksınme varmış, çevrenın buğdayını Hamo değırmends lamıyorlar, değirmenden çoluk oğutuyor, una çevırıyor, para çocuk çıkarıp atıyorlar. kazanıyor, durumunu kurtarıHamo delıye donuyor: yor. Benı aç bırokan kaymaAma Hamo'nun para kazan kamı oldureceğim, dıyor. ması kıskançlıklar yaratmış, Bir gun kaymakamın aıleHamo'yu çekemeyenler varmış. sıyla bırlıkte bir kamyonla Şır Bunlar kaymakama duyurnak'a geleceğını duyuyor. 4 muşlar: 5 yakınıyla, arabanın yolunu Bu değirmen emvali met kesıyor: rukedendir. (Turkıye'den kacıp Durun!... gıdenlerın bıraktıkları mallarKamyon duruyor dandır) Hazinenindir. Hamo, İçinizde kaymakam kim? devletın malına el koydu. Adamın bırı: Ne yapmak gerekır? Bu gıbl Benım... durumlarda Hamo ıle konuşup ln aşağıya... işı bir anlaşmaya bağlamak Hamo, bu arada soruyor: gerekır. Devlet, değırmenı Ha Sen benim değirmenimi mo'ya kıralar, ya bir başka niçin elimden aldın? yol bulunur. Ne var kı Hamo'Kaymakam: nun durumunu anlayışla karşı Ne değırmenı? Boyle bir Kazım Orbay: Dosyaları okursanız 9 soygunu Hamo nun yaptığını anlarsınız şeyi llk kez ışıtıyorum; senı ılk kez goruyorum. Sen Şırnak Kaymakamı degıl mısın? Evet, Şırnak Kaymakamıyım; ama yenı atandım, Şırnak'a ılk kez gelıyorum. Meger eskı kaymakam, Hamo benı oldurecek diye kork muş, bir hava değışımı raporu uydurarak ılçeden uzaklaşmış. Hamo bu durum karşısında yenı kaymakama: Benim senle Işim yok, hadl gıt.. demış Kamyon yenıden yola koyulmuş. Ama yol kesmek bir suc. Hamo'nun ustune |andarma gondermışler. Hamo oranın deyımıyle «Cenube» kaçmış, yanı Surıye'ye gecmış. Her hasat mevsımı, örun zamanı gelıyor, kendısıni fıtneleyenlerı tehdıt edıyor, haroç alıyor, yıne guneye kaçıyor; yaşamını boyle suduruyor Jandarma Genel Komutanı Kazım Orbay, yorenın yetkılılerıne demek Istıyor kl: Ben Ankara'dan bunları biliyorum, izliyorum, siz burada neden ilgi gostermiyorsunuz? yor. O da sivil, halk da sivil... Çogu kışı kulak asmaz, bu Orbay çok dikkatli işın fiyakası yok... Guluşurlerken Abıdın Ozmen bir adamdı. Başbalafa gırdı kan giderkcn biz Ozmen, Anadolu şıvesıyle ko nuşuyor hepimiz sıra sıra di• Paşa Hazretlerı bendenız zilmiştik. Orbay be fı tarihındc Bursa Vaiılıği'nde nim önüme gelince bukınmuştum... Ismet Paşa Malum . elimi sıktı, «Allaha Buım orada bır eşkıya ısmarladık Madan turcmıştı. Paşa oğhı» dcdi. Olur... Ozmen Bu lıerıfleri derdest edin, derım, candarnıa kumcııdanı nedır bılır mısınız? Jandarma lerın bir onerılerı varmış, dıışıın var cetvet çızıktırırım dsr; ile mulkıyelılerın gecimsızlıgi yorlar kı: bır turlu candarmayı kıpırdanereden doğuyor? Şımdi bir Jandarma subaylarına tamadık. Mulhakını çagırırım, biz sicil verelim. Eğer biz si Anadolu kasabası duşunun. kuvva yapıpbatırım der. Jandarma Yuzbaşısı evden cil verirsek çalışmaları iyileşe çıkıyor. Çızınelerinı parıl parıl «Umuın Mufettış» |andarcektir. Çunku ıllerde otorite parlotmış, yakasında kırmızı madakı kırtasıye yogunluguna ancak bu yontemle kurulabilacıvert baklava dilimi gıbi dıkkatı cekmek ıstıyordu Bu lir. işaretler. Jandarma çavuşu kez Kazım Orbay a dondu. Ismet Paşa, Kazım Orbay'a kapıda beklıyordur. Sırmalı şap Paşa hazretlerı, dedı, siz bakıyor. Duyarlı bir konu bu. kasını giyen yuzbaşı, mahmuz bu vılayete kac top, kac tuNasıl karşılanacak? larını şakırdatarak çarşıdan fek, kac candarma, kac nevreKazım Paşa: Butun dukkanlarda sım, palaska gonderdiğinizi bil Bu bir meslektir, asker geçiyor. sıra sıra esnaf ayağa kalkmış, miyonuz da mı her ay soruliktir, özel bir durumdur. Vallselamlıyor. Kumandan bey mer yorsunuz? ler, landarma subayına sicil Kazım Orbay: veremezler; ama idari bakım haba, diyor. Jandarma Komutanı, canı ısterse çavuşa ve Mufettış Bey bu şıkayedan jandarma subayının yetecevresındekı jandarmalara eneklerl alanında soz sahibl otınde haklıdır Yalnız bıze ıkı mir venyor «Çavuuuuş» dedı lobilirler; bu sınırlı alanda yet yıl daha ızın verın Bakın şnn mi, rap, karşısına dıkilıyor çakılerinin artırılmosında b!r sarlı orrludan odunc subay alıkınca olmayabilir' Askerlik a vuş, selamı cakıyor. Biraz son yoruz Ikı yıl sonra subaylan ra kaymokam gorunuyor. Herlanına gırilmesinde sakıncalar Jandarma Okullarından saglakes gıbi gıyınınis, paitosıınun vordıf. vacağı^. Jandarma ayrıntılı ışyakasını kaldırmış, arkasında lere bogulmadan guvenlığe yo Ismet Paşa'nın keyıflı bir za odacısı, koltugunun altında nelecek manı, gulerek dıyor kıbirkoç dosya Tın, tın yuruGercekten landarmada en Siz bu sorunların aslı buyuk reformu yapan Kâzım Orbay dır. Çok degerlı bır komutandı. Orgutu derleyıp, toparlamış cagdaş bır ouzeye getırmeye çalışmıştır. Orbay, çok dikkatli bır adamdı Başbakan gıderken şoy lo bır olay oldu Bız hepımız yıne sıra sıra dızılmıştık Orbay benım onume gelince elımı sıktı: Al!ohaısma:!adık Yuzbaşı Madancjilu, deciı Komutanın bellegının gucurıe çok şaşmıştım O zaman Sıırt'te bır pıyade alayı. bır topçu alayı, bır seyyar landarma tabııru vardı Jandarma Taburu uç pıyade bır suvarı boluğunden, bır de makınelı tufek takımından oluşuyordu Askerı bırlıklerın batjlı olduğu Tumen Karargahı da Sıırf teydı Tumen Komutanı unlu Osman Tufan rlı Ulusal Bağım sızlık Savaşında adını duyuran Osman Tufan .. Ve hepsı Dıyarbakır'da 7 ıncı Kolordu'ya bağlıydı Tobıl Kolordunun Bıtlıs'te, Muş'ta bırlıklen vardı. Mustafa EKMEKÇİ Bazı Sorunlar... ntalya donüşünde, Side'lilerden telgraflar geldl. Telgraflarda şoyle denmekteydı ozetle: «Antalya Notlan'nda bîz Şide'lilerin haksızhğa uğradığım dile getirdiğiniz için teşekkür eder, saygüarımra sunarız.» Telgraflar îstanbul'a çekılmış. Arkadaşlarım oradan yolladılar. Dınlenırken, bir gazetecılık gorevı de yapmışım demek. Toplumun sorunlanna degınmek, sokaktakı, ıçerdekı, dışardakı ınsanm dertlerım dıle getırmek, gazetecmın baş gorevıdır. «Antalya Notlan»nın ıkjsını Antalya PTT'sınm teleksınden geçtım Bırını de Hurnyet gazetesmın Antalya burosunaakı telek&ınden. PTT memurları, oğle yemeğıne alıkoydular. Kuru fasulye, pılav, turşu vardı. Antalya'dan ayrılacağım gun yağmur yagdı. Bu yağmur, havalann daha da ısınacağınm behrtısıymış. Artık yaz geldı sayılır! dedı arkadaşım. 27 Mayıs Devnmınden sonra gıttığımde, Nuri Teoman Paşaya Valı ya Beledıye Başkanıydı. Bu kez gıttığımde de, onu Beledıye Başkanı olarak buldum. Ankara'ya donuşte, «Antalya Notları»nı okuyanlar: Nun Teoman Paşa, hâlâ orada mı? diye soruyorlardı. Nuri Teoman, yenıden 12 Eylul'den sonra aıanmıştı. Orada Pıl Fabrıkasmın konukevınde kaldığımı anlatmıştım. Işçılere çıkan yemekler ne guzeldı. Bırı çorba, bırı meyve ya da tatlı dort kap yemek; ışçıler onbeş dakıkada sılıp supuruyorlardı. On ıkıyı çeyrek gece gıttıgımde, bırkaç ı^çı, kalmıyordu. Fabrıka'da ıkı yuz kadar ışçı, yetmış memur vardı. Bir salonda, faüat ayrı bolrnelerde yemek yıyorlardı. Bayan ışçıler, memurlar ağırlıkta gıbıydıler. Işçıler, PETKIM Sendıkasına bağlıydılar. PETKIM, DISK'e bağlıydı. DISK yoneticılerı yargılanıyorlardı. DISK'e baglı sendıkaların çalışmaları durdurulduğundan, sendıka kayyımlarca yönetüıyordu. ••• Ankara'da bırıken mektuplar arasmda bir ışçiyle, bir memurdan gelenler dıkkatımı çektı. Işçı, admı adresını yazıyor. Yetkılıler soruncaya değın admı saklı tutacağım. Istanbul'da Ramı'de bir fabnkada çalışıyor. 10 şubat çarşamba gunu SSK Dıspanserı Gazıo&manpaşa Cıldıye servısme vızıteye çıknıış, ışyermden vızıte kagıdını alınca şaşınp kalmış. Işe 22 eylul1981 gunu başladığı halde, vızıte kagıdmda ışe başladığı tanlı 2011/1981 olarak gosterılmış. Ikı ay sıgortasız çalıştırıldığını anlamış. Bir de çalışma saatlerı prımı kendısınden kesıldıgi halde, odemedıklerıni gormuş. «Gırdığım tarıhten aralık aymın sonuna kadar ay 30 da çekse, 31 de çekbe 6yuü lıra odeme yapıldı, ocak ayında 9000 lıra, odeme yapıldı» dıyor. Çalışma saatlerı ıle aylık net elıne geçen paralar da ışçırun anlattıgına gore şoyle: «Eylül ayı, «Mesai» ile 9 saat, altlığım 5500 TL, Ekiın ayı «Mesai» ile 34 saat, aldığım 1950 TL, Kasırn ayı, «Mesai» ile 49 saat, aldığım 8700 TL, Aralık ayı, «Mesai» ile 46 saat, verilmedi, ocak ayına ertelendi. Maaş 6900 TL. verildi. Ocak ayı, mesai 77 saat, aralık ayı mesaisl ile birleştirildi, Ocak ayı, mesai 77 saat, aralık ayı mesaisl ile birleştirildi, 123 saat, aldığım 13200 TL. Eylül ayı maaşına Kurban Bayramı lkramiyesini de ekleyip verdller.» Işçt sonra, vizite kağıdına yazılanlan aktanyor. Şoyle surduruyor. îşten atılırız korkusuyla hak arayamıyoruz. Bir sendıkaya uye olmayı duşunuyoruz, sendıkal faalıyetler de durdu.» ••• Dıkkat çekicl bir mektup da Mut ılçesmde bir memurdan. O da aduıı adresını yazıyor. Ozetle şoyle diyor: Bu mektubu yazdığım tarihten yirmiyirmi bes gun kadar rince, ayakkabımın altı delınmiş, ayağuna su girince farkuıa vardrnı. Neyse, ayakkabınu onartmak için tamirciye götürdum:, «Bunların altlarını kaça değiştirirsin?» diye sordurn. Lsta bana: Sen herhalde memursun, se*in için bin liraya olur dedi. Ben hemen ayakkabılarunı alıp dışarı çıktım. Sayın ağabeyciğim, akluna geçmiş bir gun geldi: 1962 yılı güz ayları olacak, babamla dayım bize 195 liraya bir ökuz almışlardı. Evet evet aynı paraya, yanlış değilim. Köyde bazı komşular dedilerdi kk An şu beş lirayı da kırdırsaydınız daha lyl olurdu. Bir, 195 liraya aunan oküzii, bir de 1982 yüında bin lira ayakkabı onarımını düşundüm. Ağabeyciğim, düşüııdüğum şurası oluyor: fiizim akhmız pek «ekonomi»ye yetmez, ama 1962 de tildiğim kadarıyla orta dereceli bir memur 400 TL. maaş alıyordu. (Ben o zaman 12 yaşındaydım, amcaraın oğlu oğretmendi). Ooooo, hoca 400 lira alıyormuş, t u para biter mi? derlerdl. Şlmdi buralarda, gördüğüm pazarlarda 1962'de babamın aldığı okuz 35.00040.000 TL. aıasında satılıyor. Öyleyse ekonomiye aklıın jetınez dedim ama şimdi orta dereceli bir meınuran 70 bin lira alnıası gerekmez mi? Ben altı yülık, lise mpzunu bir memurum. elııne geçen maaşım 11.185 TL. 4.000 TL. ev Mrası •veriyorum. A Kaymakam ile Jandarma Komutanı Isrnet Paşa'nın denetımlerl sırasında sık sık toplantı yapılıyor O donemın unlu «Umu mi Mufettişi» Abıdın Ozmen de bir toplantıya katılıyor. Jandarma subaylan ıçın vaiı Jandarma Eriııin Felsefesi... Tumen Karargahı Sıırt'ın yukse^çe bır yeıındeydı Orası serın olur, balıcesı var, gazınosu v j r ; akşam ustu oıada toplanılır, arkadaşlar arasmda soyleşı başlar Yıne boyle bır saatte postaoı bır şıfre getırdı Actım, baktım, şıfrelı bir telgraf .. VEFAT Ordu, Kumru ılçesı Hocazade aılesmden, merhum Hafız Murat ve Hurıye Kumrulu'nun oğulları, Muzaffer Kumıal'ın kardeşı, merhum Seyfettın Kılıç, merhum Necmettın Kumral ıle Abdullah Kumrulu ve Kadrıye Kumrulu'nun ağabeylerı Ozdener Goker, Kumral. Ozdendır, Kılıç, Bolat, Başar Kumrulu aılelerının amcaları, Murat Kumru nun dayısı, Kumru aıleleıının amcazadelerı, Topaloğlu ve Camaş aılelerının dayızadelerı Ruacan Arıman Ozden Boke Ağagıl, Tatlıoğlu Gorıp aâaoglu Serter Dağlar, Emre llriam aılelerının enıştelerı, Ahmet Fırat ve Fırat aılesırrn dunurlerı Ayhan Fırat ve Enqın Kumrulu'nun kayınpederlerı, Akgun Fırat, Gulengul Fırat ve Gulce Kumrulu'nun dedelerı, Burçan Fırat ve Ahmet Kumrulu'nun babaları, Melıha Kumrulu'nun eşı, Emekll yargıç eskı Ordu Mılletvekıli ve Senctorü 1961 Kurucu Meclıs uyesı ve Ankara Barosu eskı avukatlarından, tuıızm y T C Tl Rt/M BANK \SI A Ş KESIN Bir Söylev OTELS « " »•'•••' (Baştarüfı 3. Sayfado) Doğrufu Sayın Buyükelçnnıı bu goru^ieııne katılmak ulanaksızdır Bdtı Avrupa ulkelennde du yulan kaygılann yalnız kamuoyu duzeymde kalmadıgı onemlı olçude hukumetler katırid. yam>ıdıgı herkebçe bılınen bır gerçektır Kaldı kı, kamuoyundd yankılar yapan gostenienn, ornegın 1' Almanya'dakı buyuk sılahbulanma yüruyu^unun, belııiı gruplaıın ya da salt solun goslerılcrı olmayıp, toplumun tum ke&ımlerının goruş ve duvgularını yansıttıgı, Fransa'nın yansız ve cıddı yayın organlarından Le Monde'da da bır başj.ı/ıyla belırtılınıştı Sozu edılen gazeteyı yakından i7İe\enler, bu yayın organmın NATOya karşı olınadıgı gıbı, Sovyet yanlısı da olmadıgmı ustelık de Fransız Komunıst Partısıyle en ağır tartışmalara zaman zaman gırdıgını çok ıyı bılırler. Kaldı kı, barışçı eylemler bır yanı tutan ya da bır yana karşı olan eylemler degıllerdır. Boyle bır nıtelık kazandıkları /aman, evrensel nıtelıklerıyle bırlikte, ıçten barışçı yanlarını da yitilerek, gudumlu organlar halme gelırler. Sayın Buyukelçımn banş yonundeki eylem ve istemlerı bu bıçımde nıtelemc"<ı pek demokrat olmavan bır goruşun urünu oluyor. VVashmgton'un gelecektekı nuklcer bir savaşı kendı toprakîarı dışmda Avrupa'da yo^unlaştırmak ıstedıgı de bır gerçektır. Ustclık de super guçlerı bır savaşı kendı sınırları dışında odaklandırmaya çalıştıkları ıcm kmamaya da olanak yok tur. Her ulusun yonetıcısı herşeyden once, savaşı onlemeye, ama onleyemez ıse kendı sınırları dışmda tutmaya ozen gosterır, gostennehdır de. Bır Amerıkalınm Amerıkahdan cok Turku duşunmesım bekleyemeyız. tıpkı bır Turk'un Turkten çok Amerıkalıyı duşunmesmı bekleyemeyecegımız gıbı Bu gerçegı vurguladıktan .sonra. yukarıda sozunu ettığımız olasıhğa karşı A\rupa ulkelen kamuoyıaımm da tepkısmı aynı derecede haklı gormek ve kınayamamak bır mantık gcreğıdır. Gonül ısterdı kı, Sayın Buyükelçı bu yanılgıyı paylaşacağı yerde, Avrupa ulkelennde ve bu arada Türkıye'de de duyulan kaygılan kendı hükumetıne iletsın. Saym Buyukelçi konuşmasımn bır yerınde de, ABD Dışışlerı Bakanlığı Sıyat>al Askerî Meseleler Daıresı Başkanı Rıchard Burt'un şu sozlerme yer venyor: «Batı deger yargılarını bir kez daha tanımlamalıdır. Bunları ilân etmeli ve bıınlan yalnız kendimize degil, baskaları ile olan muamelelerimizde de uygulamalıdır.» Bu gorüşe katılmamak olanaksız. Evet, Sayın Buyukelçımn ülkesinde işbaşında bulunan Reagan Yonetımi değer yargılarını bır kez daha açık lıkla tanımlayıp, bu değer yargılarını Şıli, El Salvador Arjantm, Brezılya ve Güney Kore gıbı ulkelerle ıhşkılermde de uygularsa bu davranışı hepımız canı gonülden alkışlayacağız. Sasoıı... PERŞEMBE P^ZAR 15 500 PAZAR PERŞLMBE 14 500 ^^ 6 1 1 0 ' 4 Sl 8? ?«; Tee» ^(=115 O f O B T R Zeki Kumryiu 22 şubat 1982 tanhınde vefat etmıştır Azız naoşı 24 şubat 19P2 çarşamba gunu (bugun) Hacıboyıam Camıınde kılınacak oğle namazından sonra Ankara Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verılecektır. Tanrı rahmet eylesın. AİLESİ NOT: Çelenk gonderılmemesl, arzu edenlerın Türk Eğıtım Vakfına bağışta bulunmalan rıca olunur VEFAT Boromuz avukatlanndan, ILAN tSTİNBUL BİRÎNCÎ tCRA TETKIK MERCIİ HAKtMLl6lNDEN Dosya No: 1982/228 Hakımlığımıze konkorda to teklıimde bulunan Istan bul. Beşıktaş, Oıtabahçe Mahallcsı No 13de tıcaıetle ıştıgal eden ve Sıcıl Tıta rot Memurl'igu'nun 138433/ 8ı389 numarasmda kavıtlı Upım Urba Pa^aılama imalat ve Tıcaret Lımıted Şırketı'nm talebı kabul edılerek 22 2 1982 tanhmden başlamak uzere Mercım 1982 228 esas ve 1982/266 sayılı kararı ıle IKI AYLIK KONKORDATO MEHLÎ VERILMIŞTIR. I?bu mehıl karaıının ıla nı tanhmden ıtıbaren her alacaklınm bır dılekçe ıle Mercıımıze ıhraz edebıleceğı ılan olunur. 22.2 1982 (Basm: 1791) AY. Behcet Nergiz 22 2.1982 gunü vefat etmıştır. Acımız sonsuzdur Dlyarbakır Bölge Barosu Baskanlığı ILAN İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Müdürlüğünden Munhal bulunan kadrolara aşağıda çalışma alanı ve sayıları belırtllen araştırma gorevlılerl alınaçaktır. Isteklılerın 26 Şubat 1982 mesai bıtımıne kadar Harbiye, Kuçukbayır Sok. No: 129'daki Okul Mudurluğü Yazı Işleri Burosuna başvurmaları gerekmektedır. Duyurulur, ARAŞTIRMA GOREVLISİ: ADET Grafık 3 Kamera 1 Metın Yazarlığı . 3 Fotoğrafcılık 2 Basın Işletmecılığ! 2 Basın Tekniğl 1 (Basın: 11638) 1410 İLAN ISTA\BUL 8. fCRA TETKIK MERClt İUKIMLîGlNDEN Dosva 981/1581 İstanbul Sultanhamam Hamdıbey Geçıdı Kat 2 No: 4748"de tıcaretle ıştıgal eden Hayırlı Kol. Ştı. Mus tafa Metın Tarner ve Habıp Koleye 10 12 1931 tarihınden ıtıbaren ıkı ay müd detle konkordato teklifi hakkmda mehıl verilmış olup bu kerre bu mehlın 10 2 1982 tanhmden ıtibaren ıkı ay daha uzatılmış olduğuna karar verildığı İ t K 'nun 288. maddesı gereğmce ılân olunur. (Basın 1804) YARIN: Sason'da Uygulanan Plan... tLAN İSTANBUL BtRtNCt İCRA TETKİK MERCtt HAKtMLtĞINDEN Dosya No: 1982/227 Hakımlığımıze konkorda to teklıfınde bulunan istanbul, Beşıktaş, Köyıçi Caddesi No: ll'de ticaretle ışiıgal eden Sabıha Kokma (Uteks)'m talebi kabul edilerek 22 2 19R2 tanhmden başlamak uzcre Merciin 1982 227 esas ve 1982/26S savılı kararı ıle IKI AVLIK KONKORDATO MEH Ll VERILMIŞTIR. Işbu mehıl karannın ila nı tanhmden ıtıbaren her alacaklınm bır dılekçe ıle Mprcnmıze ıtıraz edeblleceğı İlan olunur. 22.2.1982 (Basın: 1790) Ince Hesaplar! (Baştarafı 2. Sayfada) mıştı. Bu üçbin liradan bir de vergl kestıler, elımızde ikıbin kaldı. Yıne de bu parayla annem Fatıh'te dort odalı bahçelı bır ev satın almıştı 1937 nin ıkibm liıası bugünun bırıkı mılyonu kadar değerhymiş demek! Bugun bıri en ust derecer.ınden, hem de ek gostergehsınden emekll ıkramıyesı alan aynı yerde dort odalı. bahçelı bır ev aıabılır mi? Hıç sanmıyorum. Hanı nerde ılerleme. nerde refah dıueyı, nerde geçen bunca yıidan sonra ulaşılan nurlu ufuklar?'. 'Hesap kitap yormuş zihnimi' diye yazmıştı bır şıirınde Belıçet Necatıgil... Hem yoruyor, hem cie acı acı düşündürüyor, umutsuzluga sürüklüyor bu tür ince hesaplar!.. Yeter! Anlaşıldı herhaldej» KADIKOY tKtNCl SULH HUKVK HAKİMLİGINDEN 1981/678 vesayet Kadıköy Erenkoy Kayışdağ Caddesı No: 292/1 sayılı adreste ıkamet pden Ab dullah Örlürk, avnı adreste ıkamet eden kaynı Yusuf Gur'e vası tayın edılmıştır. Keyfıyet ilan olunur. (Basm: 1768)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle