19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 8 16 ŞUBAT 1982 16Bız Şehmuz Efendı lle konuşurken yıne sallı araba sıyaha donuk koyu lacıvert rengıyle yanımızdan vınnn dıye geçtı. Bu kez dıkkat ettım, ıcınde gencten bır subay oturuyor. Sizin Alfons dediğiniz adam bıı mu? Cizre'de ilk gece.. Bız konuşa konuşa okşamı bulmuşuz. Hava kararıyor. Ethem: Haydl gldellm... Nereye gidiyoruz? Sana bu akşam blr rakı Içlreceğlm... Gıttik, gördük. Bu kez altımızdan Dlde akıyor. Kazıkların üstunde blr mey hane... Suboylar masa masa oturinuşiar. Blr masaya da blz oturduk. Rakı getirttik. Ben maklnell tufek takımını Ethem'den tesllm alacağım. lcmeye başladık. Amo aklımda blr soru var ki yanıtını bir tür )ü bulamıyorum. Ethem'e sordum: Yahu, Celal Yuzbası neden bana takımını «reyül ayn görüp müşahade ederek alacaksın» dedl? Ethem kadehlnl kaldırdn Haydl şerefe... Iciyoruz. Sorunlarımı Ama ben dönöp dolaşıp bu konuya geldikce, o atlatıyor, çözüyorum yamt vermiyor. Refik Yüzbaşı: Dördüncü kadehten sonra Alır mısın? dlye sordu. dili çözüldü. Elbette alırım. «Reyül ayn görüp müşahade :1e görev teslim almanın Hemen bizim masaya blr onlamı şudur. Burdan ilerde sandalye çekti oturdu CebınSilopl diye bir yer var. Bizim de teslim belgelsrı hazırmiş taburun böluklerlnden blrisl Üc kopya... Şu kadar fışek. oradadır. Buraya gelen suba şu kadar tüfek, şu kadar kasa yı oraya gönderlrler. Bir yıl tura, şu kadar kaput şu kaSllopl'de kalır. Şimdl senln ikl dar camaşır, falan, filan... makinell tüfeğln var. Tüfeğin Llsteler önümde.... blrisl buradadır; öteki tie Sllo Üc kopvaya da Imzayı baspi'deki bölüğe destek olarak tım. Birislnl aldı, tabur komugönderllmlştir. Silopl pek ber bat bir yerdir. Sen oraya gl tanına verecek, birisi de bendersln takımını tesllm alma de kaldı. Ikımlz de belgeleriml ya... Oysa Sllopi'dekı subay zl cebimize koyduk. Senlnkl kaçıncı bölük? gecen yıl gönderllmlştir. Sen glderken onu çağırırlar. An diye sordum. cak giderken onla karsıloş ikincl bölük... mazsın; çünkü o dağ yolun Ben şimdi ikincl bölüğün dan gellr. Sen glttiğin zaman yenl komutanıyım; siz eski ko orada subay bulamazsın. Si mutanısınız; bölüğün cavuşulopi'dekl subayın buraya gel nu lütfen bana gönderir misidîğlni sana telefonla haber ve niz? rirler. Tabur da sana blr emlr Tabll aslanım... verir tlş'arı ahlre değin» böYuzbaşı gıttı, bır şışe rakı lük komutanısın der, sen ora getırıp masanın üstune önüda kaltrsın gelecek yıla ka müze koydu. dar... Gelecek yıl blrisl gelir, Ethem bakıyor, ne yapıyoayni formüile değiştirlrlerr •*•™rum dıye? görmöştüm. Anla'tığına göre Mardın'de bır talımgah boluğü varmış; komutan benı o bolüğun başına vermek ıstıyormuş Ben bunu oğrenınce Mar dın'de ıkı qun kaldıktan sonra savuşmuştum. Çunku eğıtım, eğıtım, eğıtım, bana okuyup calışmaya vakit kalmıyacak Şımdı de bu Sılopı ışi çıktı başıma... Canım sıkılıycy. İçıyoruz. Sol yanda llerdekl masada bir subay grubu oturuyor lelerindR ufak tefek Refık Yüzbaşı dedıklerı bırısı sık sık dışarıya oıkıp geliyor. Giderken benim sırtıma vuruyor: Aslan... Gelırken bır daha vuruyor: Aslan aslan... Blr, İkl, öç, dört... Ne demek istıyor? Sonuncuda yüzbaşıyı tuttum: Ne demek Istlyorsun yuz başım? Kızma oğlum. dedl, bak benlm yerime tayin edilen subay üc ay hava değişiml almış. Ben şlmdl onu bekllye» ceğim. Sen ise görevl alınca şıp demlş gelmlşsin. Görev se ver bir subaysın Benlm kerata rapor almış gelmlyor. Bekle dur artık... Bunun lcln sen hoşuma gittln. Pekl, yüzbaşım sen nlye gltmlyorsun? Bölüğü klme teslim edeylm? Adam yok... Bana teslim etl MADANOĞLU SİLOPİ'YE GİDİP ORADAKİ MAKİNALI TÜFEK TAKIMINI «REYÜL AYN» TESLİM ALMAK YERİNE, TAKIM! CİZRE'YE GETİREREK TESLİM ALDIM AMA BU KURNAZUK TABUR KOMUTANI CELAL YÜZBAŞI'NIN HİÇ KOŞUNA GİTMEDİ. VE TEPKİSİNİ BAŞKA TÜRLÜ GÖSTERDİ. YOzbaşı Celal: Haydl şlmdl gtt... dedl. Emlr subaylığı, kışla komutanlığı, karargah komutanlığı Inzibat subaylığı, kapı karakol komutaniığı... kapısının direğınl değlştirdlk; birkaç gün ıcmde herşey gül gıbi oldu. Telefon kablosu var mı? Var. Kapıya blr de telefon bağlattırdım Provasını yaptık, konuşuluyor. Cizre sınır kapısı Surıye'ye acılıyor Surıye o zaman Fransızlann elinde... Eskıden Fransız subayı geldı mi bızımkiler bırşey sormadan sınır kapısını acarlarmış, Fransız subayı ıceri girer Tabur Komutanına uğramodan Knymakama gıdermış, ne konuşursa konuşur donermış Bir gevjeklik. tıır sallapartlllk... öğrendim kl lacıvert arabalı Alfons üsteömen: ama gorevi önemli Benim gıbl öyle yalnız bölük komutanı deç5il; siyasi mülki görev ve yetkıleri var: kuşkusuz ıstıhbarat da yapıyor. Kızan Tabur Komutanı bes ek görev verdi bakıyor blr bana bakıyor. Ethem'ln de cebirıde ler hazır. Okudu bana: Işte şu kadar tufek, bu kadar cephane, vb... Tamam mı oğlum? Tamam. Imzalar otıldı. ' Ben görevi Ethem'den ae aldım. Refık'ten devraldığım İkincl Bölüğün cavuşu da mangasıyla hazır duruyor. Çavuş'a dedim ki: Sen bu makinell tüfeğl koruyacaksın. Şimdi birlikte Si lopi'ye gideceksiniz, Bu tüfek Silopi'de kalacak. Silopi'dekl tufek katırlarıyla erleriyle buraya gelecek... Başüstüne... Onlar gıttiler. Bız de yatmaya glttık. Bana tabur karargahında bir oda gosterdıler. Portatif karyo. lamı actım, yattım, uyudum. Sabah erken kalktım Cavuş geldı, Sılopı'den tufek herşeyıyle gelmış. Sınır kapısı önce sordum: Kapı korakolu nerede? Yarım saat kadar il*'de, eınırda... Yoya gldlllr mi? Gldılır. atla da gıdılır Yaya gideyim cevreyi goteylm... Yürüdüm. Kapı karakolu ne demek? Bır eski telefon dıreği bulmuşlar, ucuna bir taş bağlamışlar, bu dırek kolkıp indik^ ce sınır acılıyor. Telefon dıreğının yanında toprak bir dama bır manga yerleştırılmış Dİ reğln ötekı ucunda uyduruk bır nöbetci kulüboslnın ıçınde bır suncjulü nobetcı.. Kapı karakolu bu Duşündum Ben şımdı Ikıncı Bolük Komutanıyım Tabur Komutanı Yuzbaşı Celal «Bana nedcn İkincl Bölüğü tesîim aldın?» dıye bır soru sormadı Ciınkü Yuzbaşı Refık var aradn lkı=;ı dp yüzbaşı o!duâu icm bu konuda sorun cıkarmak istemedı Ben Ikıncı bolukten secme bır mango getırdım Kapıya koydum Co»usa emir verdım: Bütun bö'uk burada calısacak... Sonra DyTintıları acıkladım Hem domı hem kulübeyl yenl bastan düzenledık, onardık, hadana etflk, viizüne bakılır bır duruma donuştürdük; sınır TABURUN EMÎR SUBAYLIĞINI, KIŞ LA SUBAYLIĞINI. KARARGAH KOMUTANLIĞINI, ÎNZÎBAT SUBAYLIĞINI VE KAPI KARAKOL KOMUTANLIĞINI BEN YAPACAKTIM. Tamam mı? Dökümü yaptık. Evet. Ben oturdum, «Maklnell tüfek takımı reyül avnı görüp müşahade ederek teslim alınmıştır» dıye belgeyı ınvaladım; yazıcıya verıp tabura gönderdim. Beş ek görev!.. Aradon bır blrbucuk saat gecti gecmedı Bır er geldr Celal Yuzbaşı senl istlyor. Tabur Komutanının kapısına vurup lceri glrdim: ' Yüzbaşı Celal: Ben sana blr tek emlr verdlm: Takımını reyül ayn görüp müşahade ederek teslim alacaksın, dedim. Sen daha dün akşam geldln takımı tesllm aldın. Nasıl olur bu? Durumu acıkladım Efendlm dün akşam buradaki tüfeğl teslim aldım. burodakl tüfeğl Silopi'ye yollayıp oradokl tüfeğl getirttim, bu sabah da onu tesllm aldım Böylece makineli tüfek takımını reyül ayn görüp müşahade ede rek teslim almış oldum. Yözbaşı suratıma bakıyordu Böyle blrşey beklemiyordu Durdu. duşündü: Sen şimdi bu taburun makineli tüfek komutanısın değil ml? Evet efendim Şlmdl sözlerlme iylce dtk kcrt etl Taburun emlr subaylığını da yapacaksın. Başüstüne... Ben cıkmak ıcın davrandım.. Dur bltmedl... Durdum Kışla subayısın, dlye sözünü sürdürdö Yuzbnsr Celal, bütün bu askerlerin yattığı yer ler, tabur karargohı, oskeri binalar, bunların herşevinden sen sorumlusun Kararqah Komutanı da sensln Dördüncü olarak Inzibat subayısın .. Ba«üstüne .. Bifmedl, kapı karakol komutonısın. O zamana dek kapı karakol komutanlığı dıye bırşey duyma mıştım: ama. söyledıq"i zamon anladım; sınırdaki girış kapısı sözkonusuydu. Durum değişiyor Emir verdim: Bu kapıdan benlm haberlm olmadan kimse lcerl giremez. Fransız subayı geldi ml durduraeaksımz. Telefon edip bana soracoksınız, İzin verlrssm Içeri girecek, önce Tabur Komutanım oorecek, sonra Kaymakama oidecek, cıkarken haber verecek; sınır kapısından da benim habeHm olmadan cıkamaz. İşi sıkıya aldım. YARiN DİCLE'DE KÂĞIT PARA GECMİYOR ÇAĞLAYANGİL 5SİRMEN Suudl Arabistan'la dostluğumuzun da pek fazla ticaıi v e eko nomik bir yöne yonelmişliğl yoktu. ÇAĞLAYANGİL ~ Doğrudur, derıne inmeyen alakalardı bunlar. Helo Suriye ve Mısır'la Türkiye'nin araSı hissedıllr derecede mesafellydl. DİĞER İLİŞKİLER Latin Amerıka devletlerlyle llışkıler, yok denecek kodar azdı. Ucuncu Dunya denen bağlantısızlar grubu ıle bır ya kınlaşma sağlanamamıştı. EKONOMİK İLİŞKİLER Ekonomık llişkilere gellnce Turkıye'mn butün ılgisl ve ümıdi Batı'lılarla Amerıka uzerınde toplanmıştı. Balkan kom şularımız, sosyalıst alem, Ortadoğu bölgesl dahıl, Batılılar dışındaki devletlerle iktısa di, tlcari, mali münasebetlerimlz mevcut potansiyelln cok altında blr seyır takip edlyordu. Bu gercek tablo, bana v6nelttlğinlz sorunun yanl işbaşına geldlğlmiz tarlhte Türkiye'nin dış politıka sorunlannin hlc de lcacıcı olmadığını acıkca gösterlr. Bu durumun gözle görülur sebeplerı vardır. 1960 65 yıliarı arasındakl olaylara bakar sak, 27 Mayıs'tan sonra Türkiye'nin ic meselelerınln bırin ci plana cıktığım görürüî Dev letin, hükümetin hatta milletln gözleri lceriye donüktü. Ül ke; politik sosyal bir colkantı lcindeydl. Yeni Anavasal ku ruluşların hazırlığına girişilmiş tl. Hem bu düzeni ayarlamak, hem de devleti yerine oturtmak kolay olmuyordu. Sık sık yeni bunalımlaı ortaya cıkıyor, zorlukla geciştiriliyordu. istikrarlı blr hükümet kurulamı yor, ülke zaman zaman yenile nen koalisyonlarla idare olunuyordu. Cok partilı hükümet lerin lcinde ortaklar arasında uyum sağlamak zor oluyordu. Bu durum, dış politika meselelerlnl gölgede bırakmış, ağır lık ic durumu normale çevlrmenin gayretlerl üzerinde top lanmıştı. SİRMEN Blr noktayı sormak istiyorum: Şu ver dlğlnlz tablo, zannedlyorum, 1960 öncesinde orta ya cıkmış blr tablo. Yanl soğuk savaş dış politlkası dediğlmiz tablo. Yunan lılaria Kıbrıs konusundak| sorunlarımız Bloksuzlar'la olan uzaklığımız hatta Bloksuzların kurulmasına tekaddüm eden, onlann kurulmasını sağyan konferansdakl tutumumuzı, Sovyetler'le ve o bloka dahll ülkelerle. soğuk savaşm getirdlğl iliş kilerlmiz, Ortadoğu ve Arap ülkelerine uzaklığımız Mısır'la sorunlarımız... Zannedtyorum, zo ten 1960 öncesinde de vardı Değil ml Efendim? CAĞLAYANÖİL 1960 ön I Suriye ve Mısır'la Türkiye'nin arası hissedilir derece mesafeliydi. Latin Amerika devletleriyle ilişkiler yok denecek kadar azdı. 3. Dünya ile yakmlaşma sağlanamamıştı. ) Ekonomik ilişkilere gelince Türkiye'nin bütün ilgisi ve ümidi Batı'yla ABD üzerine toplanmıştı. Diğer ülkelerle mevcut potansiyelin çok altında bir ilişki içindeydik. rablllr mlylm Efendim. Yanlış hotırlamıyorsam Kore'ye asker gönderme konusundakl muhclefet ile Iktidar arasındaki tartışm a Kore'ye asker gönder me korannın kendlsinden değll de yani asker qönderitlp gönderilmemesinden değll de Meclis'e da nışılmadan gönderllmesinden cıktığım zannedlyorum. ÇAĞLAYANGİL Billyorum ben burada tartışmanın konusu veya cıddıyeti hakkın da mısal vermıvorum. Birar aşağıdo da izah edeceğim. Vo sizin de temos ettığiniz gıbl dış politika meseleler! evvelce kamuoyuna maiedılmemişken sonradan tartışılabilen ve basını okuyucuvu ilgılendirlr bır nıtellk kazanmıştı. Ona işaret etmek istiyorum. SİRMEN Benlm bu soruyu size sormamın ne denl 30 yıllık olavı blr kı sım okuyucularımızm ha tırlamayacağını düsünerek aydmlatmak icinrti. ÇAĞLAYANGİL Cok lyl oidu. Kamuoyu, basın cok por tlli devirde, dış meselelere ya kın bir ilgi duymaya başladı Yenl kurulan hukumet de bu durumu dıkknte aldı İzleyece ği polıtıkayı mumkün mertebe eleştırilerden sıyırmak ve milli blr nıtelıkte yurütmek istedi Bu vesıleyls mıllı dış politika kavramı üzerinde bıraz durmak ıstıyorum. SİRMEN Efendim. bu konuya girmeden önce bir soru sormak istlyorum. Kamuoyunun. basının dış politika konuları üzerinde fazlaca durması dış politikayı fatla tartısma konusu yapması sizce bir memlekete varor mı sağlar. yoksa zarar mı? va da zararı olsa biİ8 kamııoyunu dış pol'fikada ayriın tutmak doğru değil mi? ÇAĞLAYANGİL Hıcbir za ran yok. Yarar sağlar. Cünkü, malumun kötüsü olmaz derier. Klm ne billyorsa söyler, lcinden lyisinl kötüsünü ayıklamak kolay olur Dıs poiitıka konularınm sır mahiyetinde olan bölümü dışındaki kısımlar da rahatco tartışma yapılabilir. SİRMEN Hatta efen dim, bu müzakerelerde 'Kamuoyu bana baskı ya pıyor işte efendim kamu oyunun eâjlımi görüvorsunu?) d"vronı«!i mfınf>vra alanını genişletmez ml? Aslan.. Aslan.. Ben bunları dlnlerken lclm<Jen: Vayyyy... dlyorum. Oysa benim niyetim ne? Ma dem hudut taburuna geldlm bazı amoçlanm var. Burada Nigde'dekl gibi yoğun eğitim yok. Aklıma koyduğum şu: Kltop okurum. Harp Akademlsi'nin sınavlarına colışırım. Mar din'den kacışımın nedenl de buydu. Mardin'de bir subay !• Cavuş geldl: Komutanım emrlnlz? Saat gecenin 10'nuna gelmlş... Oğlum blr manga hazırla, bizimkilere de söyle! tüfek yüklü olarak buraya gelsin. Sen de mangayla blrlikte burada bulunl Başüstüne... Aradan yarım saat gectl. Makineli tüfeğin komutanı gel di: Efendlm, benl emretmlşslniz... Blr eskl komutanı Ethem'e POLITİKA KEMAL undan 56 yü önce önemli bir siyaset adamımızın Bulgarlstan gezisme. gazeteci olarak, katılmıştık Bulgaristan'ın şurasmı, burasım dolaşUktan sonra, bizi, Ruscuk yakınmda kooperatifleşmış bir devlet çıftliğine gotürdüler. Biliyorsunuz, Bulgaristan'm Ruscuk yöresindeki köylerde Türkler çoğunluktadır. Bu çiftlikte de Turkler çoğunluktaydı. Vatan Cephesi Konseyi Başkam Panço Kubadinsky ilgililerden bize gerekü bilgileri vermelerini istedi. Onlar da ver diler. Devlet çiftliği birkaç köyden oluşuyor, tarıma dayalı Orünler alıyonardı. Meyveler, erik, zerdali ve benzerieri toplanıyor, merkezdeki küçük bir atölyede meyve suyuna dönüştürulüyordu. Sürüler vardı, sütleri toplanıyor, merkezde gene kuçük bir atölyede pevnir ve yoğurt üretiliyordu. Tarlalara tahı' ekilıyor, dönümünden 400450 kilo verim alınıyordu. Aramızda bulunan blr fanm uzmanı bu kadar çok verim ahnışına şaşırmıştı. Çünkü bu tanm uzmanımn Silivri yakınlarmda bir çiftliği vard'. bu işleri biliyordu. Merkezde okul, bir küçük dispanser vardı. Telsiz telefonu kuJlanıyorlardı. Önlerinde bütün yöreyi kapsayao bir tablo vardı. Buradan. dilediğiniz yerle konuşabilirdiniz. Deneyelim istedik, bir noktayı gösterdik. *Hadi, buravla konuşun* dedik. Konuştular Bir trakt^r sürücüsü idi karşımıza çıkan. Sürürü, 'Yakıtım bitti, traktöru yolun kıyısındaki top ağacm dibine çehtim. Sabahleyin, yahıtçüar yakıt doldursunlar, ben geri kalanı süreceğim* dedl. Bir başka düğmeyi gösterdik. Oradaki ses *Hastayı ambulansa vükledik, merheze gönderdik. Durumu hahkında bize bilgi verirseniz memnun oluruz* diyordu. Çok önemli bir kolaylık. Bizlere, türlü meyveler, meyve suları, ayran, köy çörekleri sundular. Çi f t lik üzerine de bir uzman bilgl verdi. Aşağı yukan şunlan söylemişti: p r a k R e f o r m u Kamuoyunu dış politika konusunda aydmlatmak yarar sağlar «Milli dış politika» deyiminden uluslararası meselelerde her çevrenin ve bütün siyasi partilerin üzerinde mutabık olduğu bir «ortak görüş» manası çıkanrsak böyle bir mucizeyi gerçekleştirmek imkanı bulamayız. B •Efendim biz türlü kooperatif şemaInrını denedık. Bunların yapımıza uymadığım gördük Sonunda bu şemayı bulduk ve uyguladık. Şu şema sosyal yapımıza en uyıgunudur ve millidır. Zaten yıllarca önce, buralarda, bu şema uygulanmış, sonra bırakümıştır. Bu şemanın bulucusu Tuna Cenel Valisi Mıthat Paşa'dır. Mithat Paşa burada vali ıken, müsluman hıristiyan ayırmannş, bu kooperatiflerî kurdurmuş. Sonraaan Osmanlüar da, bizim yöneticıler de bvndan vazgeçmişler. Biz uzun denemelerden sonra bunları bulduk ve uygulaınaya geçirdik," Ya. işte böyle. Bize bilgi veren uzman (adını uout tum. soyadı Söylemezof du) masanm üfl tünde duran birkaç kitabı aldı, bizlere dağıttı. Kitaplar hepimize yetmemişti İlgi gosterip isteyenler oldu. Bunun üzenne tanm uzmani: 'Bu kitaplar, Ankara'da Alans Türk basımevinde basıldı. Bende ancak bu kadarı var. Buradan yazıp getirtmem ve sizlere sunmam vakit alabilir. Ancak siz memlekete dönünce öradan birer tane edinebilirsiniz.» Bizimle beraber gidip. kitap edinemiyenler, dönüşte edindiler mt, edinmediler mi, bilemem Ancak, yeni bir anayasa yapılırken, içine toprak reformu mu konsun, tanm reformu mu konsun diye tartışanlar var. Hani ben, yeni anayasayı yapanlara, bir de. bu kitabı okumalannı salık veririm. Yararlanırlar, yararlanmazlar, onların bileoeği 5çtir. Bir göz atmalannda, ziyan yoktur. Sonra bu şema Mithat Pasa'mn yaratmasıdır. Bulgarlar için milli olduğu kadar, bizim için de millidlr. Bu şemanın yürurlüğe konduğu dönemlerde ne Bulgaristan'a. ne de Rusya'ya, sosyalif>tler gelmişti. Toprak ilişkilerinde bir düzenleme yapılmasmı Atatürk 1932'lerden beri istemişti. Belki bir şema buhınamadığından bugüne değin gerçekleştirilemedi. 1982'lerde, hadL hayırlısı... cesindekl tutum, Bangkok Konferansı'na katılmak gıbı denemelerde tutucu idl. Türk dış sıyasetınde zaman zaman (Madem kl NATO içlndeyiz, NATO'lu gibl davronmalıyız) metoduna dayanan bır tutum hukum sürmüştür. Bu ko lay bır sıstemdl. Bızl dırekt II gılendırmeyen dış politika olaylanna NATO ortak görüşü istıkametınde bakmak adet ol muştu. Ona işaret etmek istiyorum. NATO lcinde olmak, her slyasl hadlseye NATO gözüyle bakmak manasında alın mamalıdır. Onun lcindlr kl 1960 lle 64 arasındaki devrin öj9lliklerini burada hikâye ettim. O devlr haklkaten ice dönük bir devlrdl. Dış politika meseleleriyle ne biz fazla uğraşıyorduk, ne de dış cevreler bize yeterince İlgi gösterlyorlardı. Bilmiyörum slzln suallnlzl yanlış mı anladım. SİRMEN Hayır. Ben de tablo, çlzdiğlniz glbl diyorum. Aynı zamanda 1960'dan önce galib a blr de dış politika kamuoyu tarafından da tartışılmaz dı. 1960'dan sonra kamu oyu da bu tartışmalara girdl. ÇAĞLAYANGİL Doğrudur Programını buvük bir dık katle ha7!Hnmavo başlayan yeni hukumet, TOrklye'nln u. luslararası meselesını anlatma ya çalıştığım durumda buldu. Nasıl bır dış politika ızlenmelıydi? Bu konu büyük bır onem taşıyordu. Yeni hükümet le beraber şartlar da değışmlştl. 1965 genei secımlerı, meclıslerde oldukca rahat bır çoğunluğa sahıp, yenl bir siyasi iktidarı ışbaşma getırmış ti. Dört yıllık blr Istıkrar devrlnin başlangıcındaydık. Kabinede başka partıler ver alma dığı lcin 'C ve dış politıkada, herhangl bir ıpotek de yoktu. Yenl hükümet kendi portısinin programına uygun ve dış llışkılerimizde görülecek durgunluğu glderebılecek blr uvgulamaya gecebilırdl. işte şimdi slzin teşhısınize geliyoruz. Dış politika sorunları yavaş yavaş kamuoyunu llgılendlrir oluyordu. Gerci Cumhuriyet'ln gecmi şlnde tıpkl mllll savunmo konulorı gibl harlcl slyasetimlzln de İc polltikaya karıştırılmaması geleneğl kurulmuştu. Dış politika meseleleri Inceden Inceye elestlrllmez, günlük slyasetin gündemine getirilmezdi. Ama, son 10 yıllık cok partlli devlr bu alanda da etkisinl göstermlştî. Kore'ye asker gönderme ve Kıbrıs me selelerı o devirde Iktidarla mu halefet arosmda cetin tartışmolorın konıısu olmuştu SİRMEN ^ B ÇAĞLAYANGİL O ayn bır metotdur. Tecrübelı devlet ler bunu kullanırlar. Uygulamak ıstsdiklerı fakat bazı sıya si sakıncalar gotduklerl teşeb buslerde kamuoyunu hatta muhalefeti bır baskı gıbl kullanmak varmak Istedıkleri hedefe daha uygun ve cabuk glt mek İcm onlardan yararlanır lar. «Milli Dış Politika» kavra mı üzerinde bıraz durmak istiyorum demıştım Hukumetlerın u'uslararası meselelerde rnılll bir politika lî<emeye itına gos termeleri tabıidır. Ne var kl, «Milli Dış Poütiko» deyımlnın bizde gercek anlamında kulla nılıp kullanılmadığı tartışılabl lır. Eğer milli dış polıtikadan uluslararası meselelerle llgıll her cevrenın ve butun siyasi partilerin üzerinde mutabık bu lundukları bır «Ortak Göruş» manasını cıkarırsak, böyle bır mucizeyi gercekleştırmek Imkânını bulamayız. Dıyebilirsınız ki dış polltıkalar hükümetlerın değıl, devletin malıdır Hukümetler, her ülkenin tanhıne, coğrafyasına, kuruluş yapısına qore devletce benim senmls dış polıtıkanın temel kuralları dışına çıkmamalıdır Bunda her cevrenın mutabık olması, mıllı dış polıtıkayı sağ lar. Bu goruş yanlış değildır. Ama ana doğrultuları değışmemekie beraber ıktıdarlar dış politika uygulamalarına esneklıkler, ayrı gorüşler. onemlı farklar getırebılırler. Hatta gun olur kı dış politika aoğrultulannı yenılerler. Bu hal. demokratık reıımin kacınılmaz bir sonucudur. Demokratık bır devletin dığer ülkelerle dunyadaki bloklarla, uluslararası kuruluşlarla olan ilişkilerinde o devletin siyasi hayatında yeri olan bütün par tilenn ozei farkh görüşlerl var dır. Bu gorüşler coğu zaman bırbirıyle celışki halinde de bulunabılir. Boyle durumlarda kimsenın reddetmeyeceğl ortak bır qorusü nasıl elde edeceğız Bız, mıtll dış politika tabınnrien bovle bır ortak görüş anlamıyorduk. Bize aöre milli dış politika demek, «Ülke ve mlllet yararına yönelmlş milli cıkarlarımıza ters düşmeyen bir politika» demektl. Yeni hükümetin hareket nok tası bu anloyış oldu. Karşı kar şıya bulunduöumuz uluslarara sı messlelere, bu zihniyetle yaklastık Fvvela uvqulanncak dış polıtikanm genel llkp lenni tesbit ettık Bunları şöy leco özeHevpHmYARIN: EKONOMİYİ D ^ T " ! ÇYEN DIŞ POLİTİKA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle